1 İbrahim oğlu, Davut oğlu, İsa Mesih'in soy kitabı.
1,1 Mat’nın soyağacı İsa’nın Yahudi kökleriyle sınırlı kalır, bahsettiği kadınlar (a. 3.5.6) sayesinde Yahudi dışı etkileri de vurgular. Soyağacın amacı, İsa’yı Mesihsel vaadin en önemli taşıyıcıları olan İbrahim ile Davut ve Davut’un soyuyla ( 2Sa 7,1+,Yşa 7,14+) bağlamaktır. Luk’nın soyağacı daha evrenseldir ve insanlığın başı olan Adem’e kadar uzanır. Davut’tan Yusuf’a kadar olan bölümde her iki listede sadece iki isim aynıdır. Aradaki farkları açıklamak için Mat’nın, hanedanlık sıralamasını doğal sıralamaya tercih ettiği söylenir. Bu durum belki de yasasal soy kökü ile doğal soy kökünün eşit olmasıyla da açıklanabilir (Levirat yasası, Yas 25,5+). Ayrıca Mat İsa’nın öncülerini ikişer kez yedi isimden oluşan üç gruba ayırmakla sistematik özellikleri vurgular; bknz. Mat 6,9+. Her iki soyağacı da İsa’nın sadece yasal babası olan Yusuf’la sonlanırlar. O zamanki düşüncede yasasal babalık (evlat edinme ya da Levirat vb.) miras hakkını tanırdı. Mat burada ise Mesihsel neslin mirasından bahseder. Meryem’in de bu soya ait olması mümkündür, fakat İncilciler bundan bahsetmezler.
16 Meryem'in sözlüsü Yusuf, Yakup'un oğluydu. Meryem'den Mesih diye tanınan İsa doğdu.
17 İbrahim'den Davut'a dek on dört kuşak, Davut'tan Babil sürgününe dek on dört kuşak, Babil sürgününden Mesih'e dek on dört kuşak geçti.
Yusuf İsa’nın Yasal Babası Olmayı Kabul Eder
18 İsa Mesih'in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem Yusuf’la nişanlıydı. Ama onunla bir araya gelmeden önce Meryem'in Kutsal Ruh'tan gebe olduğu anlaşıldı.
1,18 Yahudi nişanı öyle sıkı bir bağ oluşturuyordu ki, nişanlı koca diye çağrılırdı ve nişan sadece resmi bir şekilde feshedilebiliyordu (a. 19).
19 Nişanlısı Yusuf doğru biri olduğundan ve Meryem'i küçük düşürmek istemediğinden, onu sessizce bırakmayı uygun gördü.
1,19 Yusuf’un doğruluğu bir yandan babasının kim olduğunu bilmediği bir çocuğu kendi ismiyle korumak istememesi, bir yandan da Meryem’in erdemliğinden şüphelenmediğinden kendisinin anlamadığı bu durumu yasanın acımasız uygulamasına maruz bırakmak istememesidir ( Yas 22,20d).
20 Yusuf bunları düşünüyordu ki, Rab'bin meleği düşünde ona görünerek şöyle dedi: "Ey Davut oğlu Yusuf! Meryem'i kendine eş olarak almaktan çekinme. Çünkü onda oluşan Kutsal Ruh'tandır.
24 Yusuf uyanınca Rab'bin meleğinden gelen buyruğa uydu ve karısını eve aldı.
25 Ama bir oğul doğuruncaya dek kendisiyle bir araya gelmedi. Çocuğun adını da İsa koydu.
1,25 Ama bir oğul doğuruncaya dek kendisiyle bir araya gelmedi: Bu ayet, doğum sonrasından bahsetmediğinden dolayı, kilise geleneğinin her zaman çok önem verdiği Meryem’in sürekli bakireliği hakkındaki öğretisiyle çelişki oluşturmaz.
1 İsa Kral Herodes'in zamanında, Yahudiye'nin Beytlehem kasabasında doğduğu sırada doğudan Yeruşalim'e yıldızbilimciler geldi.
2,1-23 Mat birinci bapta Davutoğlu ve Tanrı’nın Oğlu İsa’nın kişiliğini tanıtır. İkinci bapta ise O’nun, putperestlerin kurtuluşu için gönderilişi (bu putperestlerin bilginleri, O’nun ışığını takip etmekteler, a. 1-12) anlatıldıktan sonra, İsrail kavmi içerisinde acı çekme misyonundan bahsedilir: O, bu kavmin acılarını kendi bedeninde yeniden yaşamaktadır (Mısırdaki ilk sürgün, a. 13-15; ikinci esir alınış, a. 16-18, ve küçük “kalıntının” dönüşü, a. 19-23, bknz. Mat 2,23+). Haggada özelliğindeki bu anlatımların anlattıkları olaylar, Luk 2,30-34’ te Simon’un peygamberliği ile ifade edilenleri öğretirler, bknz. Luk 2,34+.
2,1 Kral Herodes’in zamanında: Yanlış hesaplamalar nedeniyle Mesih’in doğumundan birkaç yıl sonra başlayan miladi takvime göre İ.Ö 5 ya da 4 yılında, bknz. Luk 2,2+;Luk 3,1+. Herodes İ.Ö. 37-4 yıllarında Yahuda, Idumea, Samaria, Celile, Pera ve Havran bölgelerinde hükümdarlığını sürdürüyordu.
3 Kral Herodes bunu duyunca tüm Yeruşalim halkıyla birlikte sarsıldı.
4 Herodes halkın tüm başkâhinlerini, dinsel yorumcularını topladı ve onlara Mesih'in nerede doğacağını sordu.
2,4 Yazı bilginleri, Yasa Öğreticisi, Luk 5,17;Haİş 5,34 ya da Yasa Bilginleri, Luk 7,30;Luk 10,25 vs. diye de adlandırılırdı. Görevleri Kutsal Yazıları, özellikle de Musa’nın Yasa’sını yorumlayıp bunlardan yola çıkarak Yahudi yaşam şeklinin kurallarını türetmekti, bknz. Ezr 7,6+.11;Sir 39,2+. Bu görevleri nedeniyle halk tarafından saygı görüyorlardı ve halk üzerinde etkileri vardı. Çoğunluğu Ferisilerden oluşuyordu, Mat 3,7+. Yüksek Kâhinler ve Halkın İleri Gelenleri ile birlikte Yüksek Kurul’un üyeleriydiler.
5 "Yahudiye Beytlehemi'nde" diye yanıtladılar, "çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır:
6 "'Ey sen, Yahuda bölgesindeki Beytlehem, Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin! Çünkü halkım İsrail'i güdecek önder senden çıkacak.' "
7 Bunun üzerine Herodes gizlice yıldızbilimcileri yanına çağırdı, yıldızın ne zaman göründüğünü onlardan tam olarak öğrendi
8 ve onları şu sözlerle Beytlehem'e gönderdi: "Gidin, çocuğa ilişkin her şeyi inceden inceye araştırın. O'nu bulunca da bana haber iletin ki, ardınızdan ben de gidip O'na tapınayım."
9 Adamlar kralın sözünü dinleyerek yola koyuldular. Doğuda gördükleri yıldız önlerinden gidiyordu. Çocuğun bulunduğu yerin üzerinde durdu.
10 Yıldızı görünce büyük bir sevinç duydular.
11 Eve girdiler, annesi Meryem'le çocuğu gördüler, yere kapanarak O'na tapındılar. Değerli şeylerle dolu olan sandığı açıp O'na armağanlar --altın, günlük ve mür-- sundular.
2,11 altın, günlük ve mür: Arabistan’ın zenginlikleridir, Yer 6,20;Hez 27,22. Kilise Babaları bunları Mesih’in krallığının (altın), Tanrı olmasının (günlük) ve ıstıraplarının (mür) simgesi olarak yorumlarlar. Müneccimlerin tapınmasıyla, halkların İsrail’in Tanrı’sına tapınmalarına dair Mesihsel vaatler yerine gelir, bknz. Say 24,17;Yşa 49,23;Yşa 60,5d;Mez 72,10-15.
13 Yıldızbilimciler gittikten sonra, Rab'bin bir meleği Yusuf’a düşünde görünerek, "kalk, çocukla annesini al, Mısır'a kaç" dedi, "ben sana bildirinceye dek orada kal. Çünkü Herodes yok etmek için çocuğu arayacak."
16 Herodes yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını anlayınca çok kızdı. Yıldızbilimcilerden tam olarak öğrendiği doğum zamanını göz önüne alarak Beytlehem ve çevresindeki iki ve iki yaşından küçük tüm erkek çocukları öldürttü.
17 Böylece Yeremya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu:
18 "Rama'da bir ses duyuldu, ağlayış ve acı feryat sesleri! Çocukları için ağlayan Rahel avutulmak istemiyor, çünkü onlar yok artık!''
2,18 Metnin asıl anlamında soyun annesi Rahel, Assuriyeliler tarafından öldürülen ya da sürgüne götürülen Efraim, Manasse ve Benyamin erkekleri için ağlıyor. Mat’nın bu metni kullanması belki de Rahel’in mezarını Beytlehem yakınlarında konumlandıran geleneklere bağlıydı, Yar 35,19d.
23 Varıp Nasıra denen kente yerleşti. Öyle ki, peygamberler aracılığıyla, "O'na Nasıralı denecektir" diye bildirilen söz yerine gelsin.
2,23 Nasıralı: Önce İsa’nın kendisi, sonra O’nu takip edenler, Haİş 24,5, için kullanılan bu kavram, semitik dünyada İsa’nın havarileri için kullanılmaya devam edilirken, Yunan-Roma dünyasında “Hristiyan” ismi, Haİş 11,26, da ha baskın gelmeye başladı. Mat’nın bahsettiği peygamberlik sözünün hangisi olduğu belli değildir, belki de Hak 13,5.7, ya da Yşa 11,1, bknz. Yşa 42,6;Yşa 49,8, düşünmüş olabilir.
2 şöyle diyordu: "Tövbe edin, çünkü Göklerin Hükümranlığı yaklaştı."
3,2 tövbe edin: “metanoia” (“fikir değiştirmek, düşünme şeklini değiştirmek”) günahın reddedilişini, günah üzere duyulan pişmanlığı ifade eder. Bu pişmanlık duygusu geçmişe dönük olup, genellikle beraberinde tövbeyi getirir. Bu tövbe sayesinde insan Tanrı’ya döner ve yeni yaşamı kabul eder. Kalbin bir ve tek hareketiyle oluşan ve birbirlerini tamamlayan bu iki öge (pişmanlık ve tövbe) kullanılma şekli bakımından bazen birbirlerinden ayırt edilemezler, bknz. Haİş 2,38+;Haİş 3,19+. Pişmanlık duymak ve tövbe etmek, Tanrı hükümdarlığıyla getirilen kurtuluşa kavuşmanın gerekli koşullarıdır. Yuh’nın tövbe çağrısı, bknz. ayrıca Haİş 13,24;Haİş 19,4, İsa, Mat 4,17p;Luk 5,32;Luk 13,3.5, havarileri, Mar 6,12;Luk 24,47, ve Pavlus, Haİş 20,21;Haİş 26,20, tarafından tekrar edilir.
3,2 Göklerin Hükümranlığı: “Tanrı’nın Hükümranlığı”, bknz. Mat 4,17+, yerine kullanılan, Mat’ya özgü bir kavramdır. Yahudilerin, sayılması gereken Tanrı’nın ismini resimsel kavramlarla betimleme uğraşılarıyla uyumludur.
3 Yahya, Yeşaya Peygamber'in sözünü ettiği kişidir: "Çölden haykıran bir ses yükseliyor: 'Rab'bin yolunu hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin.'"
6 günahlarını açıklayarak Ürdün Irmağı'nda onun eliyle vaftiz oluyordu.
3,6 vaftiz oluyordu: Suya batırılma riti, temizleme ya da yenilenmenin işareti olarak eski dinlerden de, Yahudilikten de biliniyordu. Ancak Yuhanna’nın vaftizi bu öncülerinden etkilenmişse de üç önemli farkla ayrılır: Artık törensel bir temizleme değildir, ahlaki bir temizlemedir, Mat 3,2.6.8.11;Luk 3,10-14, tekrarlanmaz ve bu nedenle giriş özelliği ve eskatolojik özellik taşır: bu vaftizle, yargı ve son kurtuluşun yakında gerçekleşeceğini bekleyenlerin ve şimdiden son vakitlerin cemaatini oluşturanların grubuna dahil olunurdu, Mat 3,2.11,Yuh 1,14-34. Bu vaftizin gerçek bir etkisi vardı, fakat Mesih İsa’da belirlenecek Tanrı’nın yargısına bağlı olduğundan etkisi henüz gizemsel değildi: Mesih’in ateşi, iyi ya da kötü hazırlanma durumuna bağlı olarak temizleyecek ya da yakacaktır. İsa, Kutsal Ruh ile vaftiz edecek olandır, Mat 3,7.10-12;Yuh 1,33+. Yuhanna’nın vaftizi belli bir süre İsa’nın öğrencileri tarafından devam ettirilir, Yuh 4,1-2, Paskalya’dan sonra yerine, onu tamamlayan Hristiyan vaftizi geçer, Mat 28,19;Haİş 1,5+;Rom 6,4+.
7 Ferisiler'le Sadukiler'in çoğunun vaftiz edilmeye geldiklerini görünce, Yahya onları, "engerekler soyu!" diye kınadı, "gelecek öfkeden kaçmanızı size kim öğütledi?
3,7 Sadukiler: Ferisiler’in aksine, Tevrat’a, yani Kutsal Kitap’ın ilk beş kitabına dayanmayan tüm gelenekleri reddederler. Sadukiler genellikle kâhin ailelerin üyelerindendi. Ferisilerle karşılaştırıldığında siyasi çıkar sağlamaya daha fazla odaklanıyorlardı. Onlar da İsa’dan, Mat 16,1.6;Mat 22,23p, ve havarilerden, Haİş 4,1+;Mat 5,17+, skandal oldular.
3,7 Yargı: Harfiyen „öfke“. Mesihsel dönemi başlatan Yahve’nin Günü’nün, Amo 5,18+, öfkesi, Say 11,1+.
11 Tövbe edesiniz diye ben sizi suyla vaftiz ediyorum. Ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını bile taşımaya layık değilim. O sizleri Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
3,11 Ateş: Su kadar maddi olmayıp, sudan daha etkili olan paklanma aracıdır. EA’ten başlayarak, bknz. Yşa 1,25;Zek 13,9;Mal 3,2-3;Sir 2,5 vs. ateş, Tanrı’nın güçlü şekilde duruma el koymasının ve kalpleri paklaştıran ruhunun simgesidir.
15 İsa, "izin ver bana" diye yanıtladı, "çünkü doğruluğun her gereğini yerine ge-tirmemiz için uygun olan budur." Bunun üzerine Yahya O'na izin verdi.
3,15 Günahsız olmasına rağmen, Yuh 8,46, İsa, Yuhanna’nın vaftizini Tanrı’nın isteği, bknz. Luk 7,29-30, ve Mesihsel çağın son hazırlığı, Mat 3,6+, olarak kabul edip bu vaftize boyun eğer. Bu şekilde kurtuluş planının özü olan Tanrı’nın kurtarıcı adaletini yerine getirmeye çalışır. Mat’a göre bu yeni adalet, yani İsa’nın Eski Yasa’nın adaletini yerine getirip tamamlayacak olması, vaftiz eyleminden önemlidir.
16 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı. Tanrı Ruhunun güvercin gibi üzerine indiğini gördü.
3,16 açıldı: Bazı metinlerde “onun için açıldı” diye geçer, yani sırf kendi gözleri için.
3,16 İlk yaratılışta suların üzerinde uçan Ruh, Yar 1,2, yeni yaratılışın ön aşaması olduğundan Mesih’in vaftizinde de mevcuttur. İsa’yı, Mesihsel gönderilişi için, Haİş 10,38, mesh eder. İsa’nın bu misyonu bundan böyle Ruh’un önderliğinde gerçekleşecektir, Mat 4,1p;Luk 4,14.18;Luk 10,21;Mat 12,18.28. Bunun yanı sıra Kilise Babaları’nın yorumlarına göre Ruh, suyu kutsayıp Hristiyan vaftizini hazırlamıştır, bknz. Haİş 1,5+.
17 Göklerden bir ses duyuldu: "Sevgili Oğlum budur. O'ndan hoşnudum."
3,17 Sevgili Oğlum budur. Ondan hoşnutum: Böylece İsa, Yşa’da bildirilen gerçek “Tanrı Kulu“ olarak belirtilir. “Kul” yerine “oğul” kavramının kullanılmasıyla (Yunanca “pais” her iki anlamı da alır) Mesih ve Oğul olarak babasıyla olan ilişkisinin özelliğini vurgular, bknz. Mat 4,3+.
1 O zaman İsa, iblis denesin diye Ruh tarafından çöle yöneltildi.
4,1-11 İsa, İsrail kavminin kırk yıllık çöl tecrübesi gibi, Yas 8,2.4;Say 14,34, kırk gün denenmek üzere çöle götürülür. Burada birbirine benzeyen, Kutsal Yazı alıntılarıyla vurgulanan üç denenme yaşar: Besinini Tanrı’dan uzakta aramak, Yas 8,3, bknz. Çık 16, kendisini tatmin etmek amacıyla Tanrı’yı denemek, Yas 6,16, bknz. Çık 17,1-7, Tanrı’yı yok sayıp bu dünyanın gücünü sağlasınlar diye putları takip etmek, Yas 6,13, bknz. Yas 6,10-15;Çık 23,23-33. Musa gibi İsa da kırk gün ve kırk gecelik oruç mücadelesi verir, Yas 9,18, bknz. Çık 34,28,Yas 9,9. Musa gibi İsa da yüksek bir dağdan dünyanın tüm devletlerini görür, Yas 34,1-4. Sadıklarına vermiş olduğu sözü uyarınca, Mez 91,11-12, Tanrı O’na melekleriyle yardım eder (a. 11) ve Mar 1,13’ e göre sadığını, Mez 91,13 ve zamanında İsrail’i, Yas 8,15, yabani hayvanlardan koruduğu gibi O’nu da korur. Kutsal Yazı’dan alınan bu hatırlatmalar aracılığıyla İsa, yeni Çıkış yolunu açacak Musa olarak gösterilir, bknz. İbr 3,1-4,11;Mat 2,16+.20 ve Çık 4,19. Şeytanın düşündüğü gibi (Tanrı’nın oğluysan eğer...) kendisine güvenerek veya rahatlıkla değil, fakat kendisini inkâr ederek ve Tanrı’ya itaat ederek hakiki kurtuluş yolunu açan Mesih’tir. Bu olayların anlatılmasında kullanılan Kutsal Yazılara yapılan göndermeler, burada İsa’nın gerçek tarihsel durumunun yansıtılmadığı anlamına gelmez. Günahsız olmasına rağmen İsa’nın denemeler yaşaması mümkündü, bknz. Mat 16,23, hatta bizim önderimiz olması için denenmesi gerekliydi, bknz. Mat 26,36-46p;İbr 2,10.17-18;İbr 4,15;İbr 5,2.7-9. Tanrı’nın isteğine boyun eğerek o dönemin “siyasi Mesih” düşüncesinden farklı bir “Mesih” tasarısını seçebilmesi için, İbr 12,2, önce siyasi zafer kazanan Mesih resminin gözünün önünde canlı olması gerekiyordu.
4,1 ruh tarafından: Kutsal Ruh tarafından. Tanrı’nın yaratıcı gücü olan bu Ruh peygamberleri harekete geçirmişti, Yşa 11,2+;Hak 3,10+. Mesih’e de misyonunda önderlik eder, bknz. Mat 3,16+;Luk 4,1+, ve daha sonra kilisenin başlangıcını ve gelişmesine yol gösterecektir, Haİş 1,8+.
3 Ayartıcı yaklaşıp, "Eğer Tanrı'nın Oğlu'ysan, söyle şu taşlar ekmek olsun" dedi.
4,3 Kutsal Kitap’ta sıkça geçen “Tanrı’nın Oğlu” ünvanını doğal bir oğulluk bağlantısının ifadesi olarak görmek zorunlu değildir, evlat edinmeyi de kapsayabilir. Bu tür bir “oğul olarak kabul edilme”, Tanrı ve yaratılanları arasında özel bir yakınlık ve samimiyet ilişkisi oluşturan Tanrısal bir seçilmişliktir. Bu anlamda sözü edilen unvan, meleklere, Eyü 1,6, seçilmiş kavme, Çık 4,22;Bil 18,13, İsraillilere, Yas 14,1;Hoş 1,10, bknz. Mat 5,9.45 vs., ve önderlerine, Mez 82,6, verilirdi. Mesihsel Kral “Tanrı’nın Oğlu” diye anılıyorsa dahi, 1Ta 17,13;Mez 2,7;Mez 89,26, sırf bu ifadeden, onun insanlardan üstün olduğu sonucuna varılması zorunlu değildir. Şeytan, Mat 4,3.6, kötü cinliler, Mar 3,11;Mar 5,7;Luk 4,41; ya da yüzbaşının, Mar 15,39, bknz. Luk 23,47, bu ünvanı kullanmaları da böyle bir anlam çıkartmaya dayanak değildir. Vaftizde, Mat 3,17, ve İsa’nın görünüm değiştirmesinde de kullanılan ifade bile, sırf kendisine bakıldığında, Mesihsel Tanrı Kulu’na verilen özel bir lütuftan başka bir anlam taşımaz. Yüksek Kâhinin sorusu da, Mat 26,63, bu Mesihsel mananın ötesine gitmiyordur. Bütün bunlara rağmen “Tanrı’nın Oğlu” ünvanı, gerçek oğulluğun derin anlamına açıktır. İsa kendisini “Oğul” diye adlandırdığında, Mat 21,37, bu anlamı açıkça göstermiştir. O, Tanrı ile benzeri bulunmayan sevgi ilişkisinden dolayı, Mat 11,27, meleklerden üstün olan, Mat 24,36, Tanrı’yı özel bir şekilde “baba” diye çağırandır, Yuh 20,17, bknz. “benim babam”, Mat 7,21. Mesih’in tanrısallığından, Mat 22,42-46, ve insanoğlunun göksel aslından, Mat 8,20+, bahseden metinlerle güçlendirilen ve şanlı diriliş ile tasdik edilen bu türlü ifadeler “Tanrı’nın Oğlu” kavramına gerçek bir oğulluk anlamı vermiştir, bknz. Rom 9,5+. Havariler, İsa aralarındayken bunu henüz açıkça anlamamışlardı (Mar’un metnine bu kavramı ekleyen Mat 14,33 ve Mat 16,16 ayetleri daha ileri bir iman aşamasının yansıtmasıdır). Fakat Kutsal Ruh’un yardımıyla Paskalya’dan sonra elde ettikleri bu iman, babasının gerçek oğlu olduğunu dinleyicilerinin anlayabilme kabiliyetlerine göre ifade eden İsa’nın tarihsel sözlerine dayanır.
4 İsa, "şöyle yazılmıştır" diye yanıtladı: "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar.' "
5 Sonra iblis, İsa'yı kutsal kente götürdü. O'nu tapınağın kulesine çıkarıp
6 şöyle dedi: "Eğer Tanrı'nın Oğlu'ysan, kendini aşağıya at. Çünkü şöyle yazılmıştır: "'Meleklerine senin için buyruk verecek, ayağın bir taşa çarpmasın diye seni elleri üzerinde taşıyacaklar.' "
17 Bundan sonra İsa sözü yaymaya başladı. "Tövbe edin, çünkü Göklerin Hükümranlığı yaklaştı" diyordu.
4,17 Göklerin Hükümranlığı: Tanrı’nın seçilmiş kavmi ve bu kavim aracılığıyla bütün dünya üzerindeki krallığı anlamına gelir, ki EA’in merkezini oluşturan teokratik ideal da budur. İsa’nın müjdesinin merkezini oluşturur. Kutsalların hükümranlığıdır, çünkü onlar Tanrı’nın hükümranlığını bilgelik ve sevgi ile kabul edecekler ve böylece Tanrı onların gerçek kralı olacaktır. Bu krallık günahın isyanıyla sarsılır, ancak Tanrı’nın ve Mesih’in gücü sayesinde yeniden kurulacaktır, Dan 2,28+. İsa bu eserin yaklaştığını Vaftizci Yuhanna’dan sonra, Mat 3,2, ilan eder, Mat 4,17.23;Luk 4,43 ve gerçekleştirir: Halkın büyük bölümünün beklemiş olduğu silahlı milli ayaklanmanın aksine, Mar 11,10;Luk 19,11;Haİş 1,6, bu kurtarış eserini tamamen barışçıl bir şekilde, Mar 1,34+;Yuh 18,36, İnsanoğlu, Mat 8,20+, ve Tanrı’nın Kulu, Mat 8,17+;Mat 20,28+;Mat 26,28+ olarak insanları, karşıtı olan şeytanın etki alanından çıkararak gerçekleştirecektir, Mat 4,3;Mat 8,29+;Mat 12,25-26;Haİş 10,38. Seçilmişlerin babadaki göksel şenliğin sevincini yaşayacakları, zamanların sonundaki nihai gerçekleşmesinden önce, Mat 8,11+;Mat 13,43;Mat 26,29, Tanrı’nın hükümdarlığı küçük küçük, dikkat çekmeyerek, Mat 13,31-33, gizem dolu, Mat 13,11 ve dirence maruz kalarak, Mat 13,24-30, başlar. Şimdiden başlamış olan bir realite olarak gözükür ve kendisini İsa’nın şifa ve özgürlüğü veren eylemlerinde belli edip, Mat 12,28;Luk 17,20-21, kilisesi aracılığıyla, Mat 16,18+, yeryüzünde yavaşça yayılır, Mar 4,26-29. O dönemde insanoğlu Mesih İsa’nın hükümranlığı olarak mevcut olur, Mat 13,41, ve havarisel gönderilişle bütün dünyaya ilan edilir, Mat 10,7;Mat 24,14;Haİş 1,3+. Son yargıda, Mat 13,37-43.47-50;Mat 25,31-46, Tanrı’nın hükümdarlığı Mesih İsa’nın şanlı tekrar gelişiyle, Mat 16,27;Mat 25,31, nihai bir şekilde kurulacak ve babaya teslim edilecektir, 1Ko 15,24. O zamana dek kendisini sırf lütufla belli eder, Mat 20,1-16;Mat 22,9-10;Luk 12,33. Küçük olanlar, Mat 5,3;Mat 18,3-4;Mat 19,14.23-24, ve kendi bencilliğinden vazgeçenler, Mat 13,44-46;Mat 19,12;Mar 9,47;Luk 9,62;Luk 18,29d, bu lütfu kabul edecek, gururlu ve kendilerine bağımlı olanlar ise onu geri çevirecektir, Mat 21,31-32.43;Mat 22,2-8;Mat 23,13. Giriş, sadece yeni hayatın, Yuh 3,3.5, düğün kıyafetini giymiş olanlara verilir, Mat 22,11-13. Dışarıda kalacak olanlar olacak, Mat 8,12;1Ko 6,9-10;Gal 5,21. Aniden geleceği için, Mat 25,1-13, hazırlıklı olabilmek üzere uyanık kalınmalı.
21 Oradan ileriye doğru gidince başka iki kardeşe --Zebedi'nin oğlu Yakup'la kardeşi Yuhanna'ya-- rastladı. Babaları Zebedi'yle birlikte teknede ağlarını onarıyorlardı. Onları da çağırdı.
22 Hemen tekneyi de, babalarını da bırakıp İsa'nın ardından gittiler.
23 İsa Yahudiler'in sinagoglarında öğreterek, hükümranlığın Sevindirici Haberi'ni yayarak, halk arasında her rahatsızlığı, her hastalığı iyileştirerek tüm Galile bölgesini bir uçtan öbür uca dolaştı.
4,23 her hastalığı iyileştirerek: Mucizevi iyileştirmeler Mesihsel Çağın başladığını gösteren ana işarettir, bknz. Mat 10,1.7;Mat 11,4d.
24 Ünü tüm Suriye'de yayıldı. Bütün hastaları, çeşitli rahatsızlık ve ağrı çekenleri, cinlileri, saralıları, inmelileri O'na getirdiler; hepsini iyileştirdi.
25 Galile'den, Dekapolis'ten, Yeruşalim'den, Yahudiye'den, Ordunun karşı yakasından gelen yoğun kalabalıklar O'nun ardından gittiler.
4,25 Dekapolis: On şehir ve bölgelerinden oluşan bağımsız bir şehirler-grubu. Ürdün nehrinin batı ve kuzeybatısında yer alıyordu, daha uzakta olan Şam da onlara dahildi.
5
1 İsa kalabalığı görünce dağın yamacına çıktı. Oturunca öğrencileri kendisine yaklaştılar.
5,1-7,29 Bu bölümde İsa ilkesel bir konuşma ile Tanrı Hükümranlığı’nın yeni ruhunu, Mat 4,17+, açıklar. Mat’nın bu konuşmayı çeşitli farklı kaynaklardan derlediği düşünülüyor. İsa’nın buna benzer esaslı bir vaazı Luk 6,20-49’ da da geçer, ancak Mat bundan ileri giderek Luk’da incilin tamamına yayılmış olarak bulunan İsa’nın bazı sözlerini de bu konuşmasına katıp, kendi kaynaklarından da bazılarını eklemiştir. Bu şekilde oluşan konuşmanın dizilişinde beş ana konu ele alınır: 1.) Hükümdarlığın çocukları olanların zihniyeti, Mat 5,3-48. 2.) Yahudiliğin yasasının ve törensel buyrukların “tamamlaması” için gerekli olan zihniyet, Mat 6,1-18. 3.) Zenginliklerden ayrılmak, Mat 6,19-34.) 4.) Yanındakilerle ilişki, Mat 7,1-12.)5.) Tanrı Hükümdarlığına girmek için gereken kararlılık, Mat 7,13-27.
2 İsa konuşmaya başlayarak onlara şunları öğretti:
B. Dağdaki Vaaz
“Ne Mutlular!”
3 "Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Hükümranlığı onlarındır.
5,3 ne mutlu: EA’te bilgelik, refah, müminliğin övüldüğü benzer kutlama sözleri kullanılır, Mez 1,1-2;Mez 33,12;Mez 127,5-6;Özd 3,3;Sir 31,8 vs. İsa, peygamberlerin ruhuyla sözünü dinleyenlere buna paydaş olacağını vaat eder. Luk 6,20-22’ deki “ne mutlu” övgüleri, daha çok mutsuz ve lanetlenmiş olarak görünenleri, Tanrı’nın hükümranlığını kurtuluş olarak teslim alacakları için mutlu diye övüyorken, Mat’daki “ne mutlular” daha çok insanın ahlaki zihniyetine yöneliktir. İsa’nın başka “ne mutluları”: Mat 11,6;Mat 13,16;Mat 16,17;Mat 24,46;Luk 11,27-28 vs., bknz. ayrıca Luk 1,45;Va 1,3;Va 14,13 vs.
5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.
5,5 yumuşak huylu olanlara: “Merhametli”, “alçakgönüllü olanlar”, “kuvvetsiz olanlar”. Mez 37,11’ den alınıtıdır. a.3’de sözü edilen kişi grubudur. Bir ihtimalle “ne mutluların” yazılmasının ilk aşamasında tüm lütuflular farklı kelimelerle aynı insanlardan söz ediyordu: yoksul olanlar, aç olanlar, üzgün olanlar.
12 Sevinin ve coşun! Çünkü göklerde büyük armağanınız vardır. Çünkü sizlerden önceki peygamberlere de bu yolda baskı yaptılar."
5,12 sizlerden önceki peygamberlere: Havariler peygamberlerin halefleridir, bknz. Mat 10,41;Mat 13,17;Mat 23,34. İlk yedi “ne mutlular” biçim bakımından birbirine benzerken sonuncusunun şekli tamamen farklı, içeriği ise a. 10’a yakındır, her ne kadar zulmün sebebi olarak gösterilen adaletin yerine İsa geçmişse de. Bu da İsa’nın getirmiş olduğu “mükemmel adaletinin” nasıl anlaşılacağına ışık tutar, bknz. Mat 5,17+. Mat’nın yedi sayısına gösterdiği ilgi hakkında ise bknz. Mat 6,9+.
13 "Sizler yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, ona bir daha nasıl tuz tadı verilebilir? Artık sokağa atılıp ayaklar altında çiğnenmekten başka hiçbir işe yaramaz.
15 Kimse bir ışık yakıp da onu tahıl ölçeğinin altına koymaz. Bunun yerine onu şamdana koyar. Böylece evdekilerin hepsi aydınlanır.
5,15 Antik çağda “kap” (Yunanca “modius”) üç ya da dört ayaklı bir mobilyaydı. Dolayısıyla burada anlatılan, Mar 4,21p+’ da anlatılan, yatağın altına saklanan ışığa benzer şekilde, kandilin bu mobilyanın altına saklanılmasıdır. O ışığı bir kova ya da buna benzer bir şeyle söndürülme amacından bahsedilmemektedir.
17 "Kutsal Yasa'yı ya da peygamberleri ortadan kaldırmaya geldiğimi sanmayın. Ortadan kaldırmaya değil, tamamlamaya geldim.
5,17 İsa Yasa’yı ve beraberinde eski kurtuluş düzenini kaldırmaya ya da tam tersine onu dokunulmaz hale getirip kutsallaştırmaya gelmedi. Öğretisi ve davranışlarıyla Yasa’ya yeni, nihai bir biçim vermeye geldi. Artık nihayetinde, Yasa’nın önceden hedeflemiş oldukları, bollukla gerçekleşecek, bknz. Mat 1,22+,Mar 1,15+. Bu özellikle adalet için geçerlidir, a. 20, bknz. Mat 3,15;Lev 19,15;Rom 1,16+; üa. 21-48’deki karşıtlıklar yeni, mükemmel adaletin örnekleridir. Eski buyruklar insanın en derinine, gizli dilek ve amaçlarına kadar ulaşır, bknz. Mat 12,34;Mat 23,25-28. Mükemmelleştirmeyi amaçlamadığı sürece Yasa’nın en küçük parçası bile yürürlükten kaldırılamaz, a.18-19, bknz. Mat 13,52. Amaç kolaylaştırmak değil, derinleştirmektir, Mat 11,28. Eski Yasa’nın da özeti olan sevgi, Mat 7,12;Mat 22,34-40p, İsa’nın yeni buyruğu olur, Yuh 13,34, ve Yasa’nın tamamını yerine getirir, Rom 13,8-10;Gal 5,14, bknz. Kol 3,14+.
18 Doğrusu sizlere derim ki, yer ve gök yok oluncaya, bildirilen her şey yerine gelin-ceye dek Kutsal Yasa'dan küçücük bir nokta ya da bir harf bile kaldırılmayacaktır.
5,18 doğrusunu sizlere derim ki: Bazı tercümelerde “Amin, size derim ki”. Aslında bir şeyin bitişini ifade eden, ancak İsa’nın bazı sözlerinde kendisine özgü bir giriş olarak kullanılan “Amin”, Mez 41,13+;Rom 1,25+, kelimesi ile İsa, yetkisini, otoritesini vurgular, Mat 6,2.5.16 vs., Yuh 1,51 vs.
19 Bu nedenle, bu buyruklardan en küçüğünü bile kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, Göklerin Hükümranlığı'nda ona en küçük denecektir. Öte yandan, kim uygular ve başkalarına da öğretirse, Göklerin Hükümranlığı'nda ona büyük denecektir.
22 Ama ben size derim ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanmayı hak edecektir. Öte yandan, her kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un tümüne karşı sorumlu tutulmayı hak edecektir. 'Ahmak' diyense cehennem ateşini hak edecektir.
5,22 aşağılayıcı söz: bazı tercümelerde “aptal, beyinsiz”: Yunanca’da “raka” kelimesi Aramice’den alınmış, “boş kafa; salak kafa” anlamındadır.
5,22 Yüksek Kurul’un: a. 21-22’deki mahkemeler vilayetlerdeki küçük mahkemelerdi. Buradaki ise Yeruşalim’deki Yüksek Mahkemedir.
5,22 ahmak: Yunanca kelimenin asıl anlamı “ahmak; deli” iken, yerlilerin dil kullanımında daha sert olan “Tanrı’sız” anlamını alırdı.
24 adağını olduğu yere, sunağın önüne bırak, git önce kardeşinle barış. Ondan sonra dönüp adağını sun.
25 Sana karşı dava açanla mahkemeye giderken, çabuk davranıp onunla anlaş. Yoksa seni yargıca teslim eder, yargıç da tutuklayanın eline bırakır ve cezaevine atılabilirsin.
28 Ama size derim ki, bir kadına şehvetle bakan herkes o anda yüreğinde onunla zina etmiş olur.
29 Eğer sağ gözün seni suç işlemeye sürüklerse, onu çıkar at! Çünkü senin için bedeninin üyelerinden birinin yok olması, tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir.
30 Eğer sağ elin seni suç işlemeye sürüklerse, onu kes at! Çünkü senin için bedeninin üyelerinden birinin yok olması tüm bedeninin cehenneme atılmasından daha iyidir."
Boşanma Hakkında
31 "Denmiştir ki, 'Kim karısını boşarsa ona boşanma belgesi versin.'
32 Ama ben size derim ki, her kim karısını zina dışında bir nedenle boşarsa, onu zinaya itmiş olur. Her kim boşanmış bir kadınla evlenirse zina etmiş olur."
36 ne de başın üzerine; çünkü sen bir tek kılı bile ak ya da kara edemezsin.
37 Sözünüz kesinlikle 'Evet' ve kesinlikle 'Hayır' olsun. Bunlardan ötesi kötü olandandır."
5,37 sözünüz kesinlikle ‘Evet’ ve kesinlikle ‘Hayır’ olsun: Büyük ihtimalle bilinen bir ifadedir, bknz. 2Ko 1,17;Yak 5,12, farklı şekillerde yorumlanabilir: 1.) Gerçekçilik: Evet ise evet de, Hayır ise hayır de! 2.) Dürüstlük: Ağzın Evet’i (ya da Hayır’ı) kalbin Evet’iyle (ya da Hayır’ıyla) eşit olmalı. 3.) Pekiştirme: Evet’in ya da Hayır’ın tekrarlanmasıyla Tanrı’yı tanık olarak kullanan bir yemine ihtiyaç kalmaz. Törensel bir doğrulama ya da yalanlamadır.
39 Ama size derim ki, kötüye karşı direnmeyin. Tam tersine, sağ yanağına kim vurursa, ona öbürünü de çevir.
5,39 kötüye: Bahsedilen, kendimizi mağdur duruma düşüren haksızlıklardır (bknz. a. 39 ve 40’ın örnekleri). Bu tür haksızlıklara kötülükle karşılık verilmemeli ve Yahudilerin “göze-göz dişe-diş yasasıyla”, a. 38, bknz. Çık 21,25+;Mez 5,10+, ya da öç yoluyla direnilmemelidir. İsa haksız saldırılara gerektiği kadarıyla karşılık verilemeyeceğini, bknz. Yuh 18,22d ya da dünyadaki kötülüğe karşı savaşılamayacağını söylemiyor.
5,43 Buyruğun ikinci bölümü EA’in yasasında bu şekilde geçmiyor, geçmesi de mümkün değildir. İnce ayrıntıları az olan bir dilin (ilk Tevrat Aramice yazılmıştı) keskin cümlesinin tahmini anlamı “düşmanını sevmeyeceksin” veya benzeridir, bknz. Luk 14,26 ve Mat 10,37’ deki paraleli. Buna rağmen belki İsa Sir 12,4-7 ve Kumran yazılarında bulunan “günahkârlardan nefret et”den çok farklı olmayan “kin duyma” konusunu göz önünde bulundurmuş olabilir.
44 Ama size derim ki, düşmanlarınızı sevin ve size baskı yapanlar için dua edin.
5,44 düşmanlarınızı: Bazı metinler “sizden nefret edenlere iyilik yapın” diye ekler.
5,44 baskı yapanlar: Bazı metinler “ve size zulmedenler için”, bknz. Luk 6,27d.
45 Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O güneşini hem kötülerin, hem iyilerin üzerine doğdurur ve yağmurunu hem doğruların, hem eğrilerin üzerine yağdırır.
46 Çünkü yalnız sizi sevenleri severseniz karşılığınız ne olur? Gümrük vergisi toplayanlar da aynı işi yapmıyorlar mı?
5,46 gümrük vergisi toplayanlar: Vergi toplamakla görevliydiler, mesleklerinde sıkça üçkâğıtçı ve açgözlü davrandıklarından, toplum onlardan nefret edip onları dışlardı, bknz. Mat 9,10;Mat 18,17+.
47 Eğer yalnız kardeşlerinize esenlik dilerseniz, ötekilerden üstün sayılabilecek ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle davranmıyor mu?
48 Göksel Babanız yetkin olduğu gibi, sizler de yetkin kişiler olun."
1 "Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla uygulamaktan sakının. Yoksa göklerdeki Babanız'ın katında karşılığınız olmaz.
6,1 doğruluk uygulamak: Bazı metinlere göre “sadaka vermek”: İnsanın dürüst olduğunu gösteren iyi eserleri yapmaktır, Yahudiler için bunlar genellikle sadaka, a. 2-4, dua a. 5-6 ve oruçtur, a. 16-18.
2 Öyleyse birine yardım ederken önünde boru öttürme. İkiyüzlülerin sinagoglarda, sokaklarda insanlarca övülmek amacıyla takındıkları tutumdur bu. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar.
6,2 ikiyüzlüler: Bu kavram, dindarlıklarını ilgi çekmeye yönelik yapay bir tiyatro haline getiren bütün yanlış insanları kapsar. Mat’da bu suçlama özellikle Ferisiler’e yöneliktir, bknz. Mat 15,7;Mat 22,18;Mat 23,13-33. Matta’nın, incilini Hristiyan okuyucular için yazdığı unutulmamalıdır. Bu kavramlarla onları, belli zihniyetlerden sakınmaları için uyarır.
5 "Dua ederken ikiyüzlüler gibi davranmayın. Onlar sinagoglarda, sokak köşelerinde dikilip dua etmeyi severler. Amaçları gösteriştir. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar.
8 Onlar gibi olmayın. Çünkü Babanız size gerekli olanı, siz daha O'ndan dilemeden önce bilir.
9 Şöyle dua edin: "'Göklerdeki Babamız! Adın kutsansın.
6,9-13 “Göklerdeki Pederimiz” Mat’da yedi istek içerir. Mat yedi sayısını sıkça kullanır: Soyağacında iki kez yedi soy, Mat 1,17, yedi “ne mutlu”, Mat 5,3+, yedi benzetme, Mat 13,3+, yedi kez değil, yetmiş yedi kez affetmek, Mat 18,22, Ferisiler üzerine yedi “vay size” bulunmaktadır, Mat 23,13+. Belki Mat yedi sayısına ulaşabilmek için “Göklerdeki Pederimizin” temel metnine ( Luk 11,2-4) üçüncü, bknz. Mat 7,21;Mat 21,31;Mat 26,42 ve yedinci isteği eklemiştir, bknz. Mat 13,19.38’ deki “kötü olan”.
6,11 gündelik ekmeğimizi: Sadece burada geçen bu Yunanca sıfatın anlamı tam olarak bilinmiyor. Alıştığımız “gündelik ekmeğimizi” tercümesi dışında “yaşamak için gerekli ekmeğimizi” ya da “gelecek günün ekmeğini” diye de tercüme edilebilir. Her hâlükârda bahsedilen maddi yaşamın sadece gerekli olanlarının Tanrı’dan dilenilmesidir, zenginlik ya da fazlalıkların değil. Kilise Babaları bu metni Efkaristiya Ekmeği için kullandılar, bknz. Yuh 6,22+.
16 "Oruç tutarken ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Çünkü onlar insanlara oruçlu görünmek için suratlarını asarlar. Doğrusu size derim ki, onlar karşılıklarını aldılar.
17 Ama sen oruç tutarken saçına başına çeki düzen ver, yüzünü yıka.
24 "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Çünkü ya birine kin besler, öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü küçümser. Hem Tanrı'ya, hem de zenginlik ilahına kulluk edemezsiniz."
25 "Bu nedenle size derim ki, ne yiyeceğiz, ne içeceğiz diye canınız konusunda ve ne giyeceğiz diye bedeniniz konusunda kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha üstün değil mi?
26 Bakın göğün kuşlarına! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlara biriktirirler. Öyleyken göksel Babanız doyurur onları. Siz kuşlardan daha değerli değil misiniz?
27 İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın katabilir?
28 "Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarını göz önüne getirin: Ne güzel serpilip büyürler! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler.
29 Size diyorum ki, Süleyman bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı.
4 Ya da kendi gözünde mertek dururken kardeşine nasıl, 'bırak gözünden çöpü çıkarayım' dersin?
5 Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözünden çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.
Kutsal Olanı Dünyevileştirmeyin
6 "Kutsal olanı köpeklere atmayın, ne de incilerinizi domuzların önüne serin. Yoksa onları ayakları altında çiğnedikten sonra geri dönüp sizi parçalarlar!"
7,6 kutsal olanı: Tapınakta sunuldukları için kutsanmış olan kurban eti ve kurban besinleridir, bknz. Çık 22,31;Lev 22,14. Bunun gibi değerli ve kutsal bir öğreti de, onun manasını anlayamayacak ve onu yanlış ya da kötüye kullanabilecek insanlara verilmemelidir.
9 İçinizden hanginiz oğlu ekmek isteyince ona taş verir?
10 Ya da balık isteyince ona yılan verir?
11 Kötü kişiler olan sizler çocuklarınıza nasıl iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Babanızın da kendisinden dileyenlere iyi armağanlar vereceği ne kadar daha kesindir!
12 "İnsanların size nasıl davranmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa'nın da, peygamberlerin de anlamı budur."
7,12 Altın kural denilen bu ilke Antik Çağlar’da yaygındı, özellikle de Yahudilikte, bknz. Tob 4,15;Lev 19,18 ve Yahudi öğretisine ait değişik yazılar vs., fakat genellikle olumsuz şekliyle geçerdi: Kendisine yapılmasını istenmeyen başkalarına da yapılmamalıdır. Daha zorlayıcı olan olumlu şekli ise İsa tarafından ve daha sonra ilk Hristiyan yazılarında kullanılırdı.
15 "Yalancı peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama içten yırtıcı kurtlardır.
7,15 yalancı peygamberlerden: Kendilerini mümin göstererek halkı yoldan çıkaran, ancak kendi hedeflerini gözetleyen yanlış öğretmenler, bknz. Mat 24,4d.24.
16 Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, deve dikenlerinden incir toplanır mı?
9 Çünkü ben de buyruk altında bulunan bir insanım; buyruğuma bağlı askerler var. Birine git derim, gider; öbürüne gel derim, gelir. Köleme, şu işi gör derim, görür."
12 Hükümranlığın mirasçıları ise dışarıdaki karanlığa atılacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak."
8,12 Hükümranlığın mirasçıları ise: harfiyen “Hükümranlığın oğulları ise”, yani vaadin doğal mirasçıları olan Yahudiler. Onların içerisinde Mesih’e inanmayanlar yerlerinin putperestler tarafından alınacağını görecekler.
8,12 ağlayış ve diş gıcırtısı: Kutsal Kitap’ta tanrısızların dürüst insana karşı duyduğu öfke ve kızgınlığın betimlemesinde kullanılan bir imge, bknz. Mez 35,16;Mez 37,12;Mez 112,10;Eyü 16,9. Mat’da ise cehennem azabını betimler.
16 Akşam olunca, cine tutsak birçok kişiyi O'na getirdiler. Bir tek buyrukla kötü ruhları çıkardı, hastaların tümünü iyileştirdi.
17 Bu, Yeşaya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: "Hastalıklarımızı O üstlendi, zayıflıklarımızı O yüklendi."
8,17 Yşa 53,5’ e göre “Tanrı Kulu”, kefaret ıstırapları aracılığıyla bizim acılarımızı üzerine aldı. Mat’ın anlayışını göre İsa, bu acıları mucizesel iyileştirmeler sonucunda “kaldırdı”. Biraz yapmacık gibi gözüken Mat’ın bu yorumu aslında derin bir teolojik hakikat içerir: İsa insanların günahlarının kefaretini üstlenmek için, Tanrı Kulu olarak geldiğinden dolayı insanları, günahın sonucu ve cezası olan bedensel hastalıklar ve sakatlıklardan özgür kılabilir.
18 İsa çevresinde büyük kalabalık görünce, Galile Denizi'nin karşı kıyısına geçilmesini buyurdu.
8,18 karşı kıyısına: Tiberias Gölü’nün doğu kıyısına.
19 Bir dinsel yorumcu O'na yaklaşıp, "öğretmen" dedi, "nereye gidersen ardından geleceğim."
20 İsa onu şöyle yanıtladı: "Tilkilerin inleri, gökyüzünde uçan kuşların da yuvaları var. Ama İnsanoğlu'nun başını yaslayacak bir yeri yok."
8,20 İnsanoğlu’nun: Haİş 7,56;Va 1,13;Va 14,14 dışında sırf incillerde geçen bu ünvan, bknz. Yuh 3,14+, İsa’nın kendisine sıkça verdiği bir ünvandır. Bir yandan alçalmasını ifade eder, Mat 8,20;Mat 11,19;Mat 20,28, (özellikle de acı çekmesinde, Mat 17,22 vs.), bir yandan da dirilişte, Mat 17,9, şanlı tekrar gelişinde, Mat 24,30, ve yargıda, Mat 25,31, gerçekleşecek olan eskatolojik yükselmeyi ilan eder. Aramice’den gelen bu ünvanın aslı anlamı “insan”dı, Hez 2,1+. Değişik şekli yüzünden İsa’nın insansal var oluşunun alçakgönüllülüğüne dikkat çeker, fakat aynı zamanda “İnsanoğlu” kavramıyla, (ki Dan 7,13 ve Yahudi Apokaliptik Kitaplar bu kavramı zamanların sonunda göklerden gelip Tanrı’dan eskatolojik krallığı teslim alacak kişi için kullanırlardı), İsa’nın Mesihsel gönderilişinin gerçek özelliğine hem saklı, hem de açık bir şekilde, bknz. Mar 1,34+;Mat 13,13+, dikkat çekilir. Yüksek Kurul’unda yapılan açıklama, Mat 26,64+, bütün belirsizlikleri ortadan kaldırmaya yöneliktir.
23 İsa tekneye binince öğrencileri de ardından bindiler.
8,23-27 “Göldeki fırtınanın hikâyesi” ile “İsa’yı takip etme sözlerini”, Mat 8,18-22, yan yana koymakla incilci bu hikâyede derin bir mana gördüğünü vurgular. Rüzgar ve dalgalardan bir taraftan öbür tarafa atılan teknede bulunan havariler, İsa’nın etrafında toplanmış cemaatin, yeni kilisenin ( Mat 10,1+), resmidir. Rab’bin aralarında bulunması nedeniyle çağın bütün fırtınalarında ayakta durabilir. Yükseltilmiş Mesih’in kilisesinde gerçekleştirmeye devam ettiği kurtuluş sağlayan eylemleri, her dönemin insanını a. 27’deki soruya yöneltmeli. Kiliseyi Petrus’un teknesine benzeten imge, kilise tarihinde uzun bir geleneğe sahiptir.
24 Bir anda denizde korkunç bir fırtına koptu. Öyle ki, tekne dalgalarla kaplandı. İsa uyuyordu.
28 İsa denizin karşı kıyısına, Gadariniler'in bölgesine vardığında mezarlar arasından koşup gelen cine tutulmuş iki adam kendisini karşıladı. Çok saldırgan olduklarından, kimse o yoldan geçemiyordu.
8,28 Gadariniler’in bölgesine: Gölün güney kıyısında bulunan Gadara şehriyle aynı ismi taşıyan bölge.
8,28 Mar ve Luk’nın aksine iki cinli, Yeriha’da iki kör, Mat 20,30, ve Beytsayda’da yine iki kör, Mat 9,27: bir yerine iki kişinin geçmesi Mat incilinin anlayış özelliğidir.
29 "Ey Tanrı'nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?" diye bağırdılar, "bize vaktinden önce işkence çektirmeye mi geldin buraya?"
2 Yatakta yatan bir inmeliyi O'na getirdiler. İsa onların imanını görünce, inmeliye, "yüreklen, oğul!" dedi, "günahların bağışlandı."
9,2 günahların bağışlandı: İsa insanın tamamının iyileşmesini amaçlar, bedensel iyileşme daha derine inen bir iyileşmenin dış belirtisidir. Günahların bağışlanacağını söylemesiyle iyileşmenin vaadi de verilir. Çünkü hastalıklar hastanın ya da anne-babasının işlediği günahların sonucu olarak görülürdü, bknz. Mat 8,29+;Yuh 5,14;Yuh 9,2.
9,5 Aslında ruhun günahlarını bağışlamak bedeni iyileştirmekten zordur, ancak “günahların bağışlandı” sözlerinin denmesi daha kolaydır, çünkü gerçekleşip gerçekleşmediğinin dışarıdan denetlenmesi mümkün değildir.
6 Ne var ki, insanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlamaya yetkili olduğunu bilesiniz diye..." Sonra inmeliye döndü: "Kalk, yatağını kaldır ve evine git!" dedi.
10 İsa Matta'nın evinde sofraya oturmuşken, gümrük vergisi toplayanlarla günahlılardan oluşan büyük bir kalabalık gelip O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturdu.
9,10 gümrük vergisi toplayanlarla günahlılardan: Kişisel davranışları ya da hor görülen meslekleri nedeniyle murdar sayıldıklarından, onlarla iletişim içerisine girmemeye gayret edilirdi, bknz. Mat 5,46+, bu kişiler özellikle yemeklere dair sayısız buyrukları tutmamakla suçlanırlardı. Aynı masada bulunmanın zorlukları da bu nedenledir, Mar 7,3-4.14-23p;Haİş 10,15+;Haİş 15,20+;Gal 2,12, bknz. 1Ko 8-9;Rom 14.
12 İsa bunu duyunca onlara şöyle dedi: "Sağlamlara değil, hastalara doktor gerekir.
13 Gidin de şunun anlamını öğrenin: 'Ben kurban değil, merhamet isterim.' Çünkü doğru kişileri değil, günahlıları çağırmaya geldim."
9,13 ben kurban değil merhamet isterim: Tanrı, buyrukları sıkı ve dışsal bir şekilde yerine getirmektense, merhamet duyan dürüst bir kalbin iç zihniyetinden hoşnuttur. Bu, peygamberlerde sıkça geçen bir konudur, Amo 5,21+.
14 Bunun üzerine, Yahya'nın öğrencileri İsa'ya yaklaşıp sordular: "Neden Ferisiler ve biz oruç tutuyoruz da, öğrencilerin oruç tutmuyor?"
9,14 Yahya’nın öğrencileri: Vaftizci Yuhanna’nın öğrencileri aynen Ferisiler gibi müminlikleriyle Tanrı Hükümranlığının gelişini hızlandırmak için fazladan oruç tutarlardı, bknz. Luk 18,12.
15 İsa onları şöyle yanıtladı: "Güvey kendileriyle birlikteyken, yakınları yas tutar mı? Ama güveyin onlardan alınacağı günler gelecek, o zaman oruç tutacaklar."
9,15 güvey: Mesihsel Kurtuluş Çağı İsa ile başladığından dolayı düğün konukları (harfiyen “düğün salonunun oğulları”) olarak yoldaşlarının oruç tutmaları mümkün değildi.
9,15 güveyin onlardan alınacağı günler: İsa’nın ölümünü açıkça duyurması.
16 "Hiç kimse eski bir giysiye yeni bir kumaş parçası yamamaz. Çünkü yama giysiyi yırtıp parçalar ve daha beter bir yırtık oluşur.
9,16-17 Eski giysi ve tulumlar Yahudilik ve Yahudi geleneklerinin geçiciliğidir. Yeni kumaş parçası ve yeni şarap Tanrı Hükümranlığı’nın yeni ruhudur. Ferisiler ve Yuhanna’nın öğrencilerinin aşırı dindarlıkları, eski düzeni yenilemek amacını taşısa da bu düzenin iyicene sorgulanmasını yol açar. İsa yamacılık ve düzeltmeleri reddeder, O, yasanın ruhunu paklayıp, yükselterek tamamen yeniden yaratmak ister, bknz. Mat 5,17b.
17 Yeni şarabı da eski tulumlara koymazlar. Çünkü koyarlarsa tulumlar patlar; hem şarap dökülür, hem de tulumlar parçalanır. Bunun yerine yeni şarabı yeni tulumlara koyarlar. Böylece her ikisi de korunmuş olur."
18 İsa çevresindekilere bunları açıklarken, sinagog başkanlarından biri O'na yaklaşıp ayaklarına kapandı. "Kızım şimdi öldü" diye yakındı, "ama sen gel, elini onun üstüne koy, yaşayacaktır."
9,18 Mar ve Luk’ya göre sinagog başkanın ismi Yairos idi.
28 İsa eve varınca kör adamlar O'nun yanına geldiler. İsa onlara bir soru sordu: "Bunu yapacak gücüm olduğuna inanıyor musunuz?" Adamlar, "evet, ya Rab" diye yanıtladılar.
34 Ne var ki, Ferisiler, "cinlerin başkanı aracılığıyla cinleri çıkarıyor" diyorlardı.
9,34 Bu ayet bazı metinlerde yoktur.
İsa Halka Acıyor
35 İsa tüm kentleri ve kasabaları dolaşarak onların sinagoglarında öğretiyor, hükümranlığın Sevindirici Haberi'ni yayıyor, her tür hastalığı ve zayıflığı iyileştiriyordu.
1 İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp kötü ruhları çıkarsınlar, her türlü hastalığı ve zayıflığı iyileştirsinler diye onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi.
10,1 Mat öğrenciler arasından “onikilerin” seçilmesini anlatmaz. Onda İsa’nın öğrenci topluluğu sırf “onikileri” kapsıyormuşçasına anlatılır. Bunun nedeni bilmemezlik değildir: Mat havariler topluluğunda YA’in Tanrı Halkını, Mesih’e iman edenlerin cemaatini görür, bknz. Mat 28,19+. İsrail oymaklarının on iki sayısı, nasıl EA’in Tanrı Kavmi’nin tamamını kapsıyorsa, İsa’nın havarilerinin on iki sayısı da kilisenin tamamını simgeler.
2 On iki Haberci'nin adları şunlardır: Birincisi Petrus diye de bilinen Simun. Kardeşi Andreas. Zebedi'nin oğlu Yakup'la kardeşi Yuhanna.
10,2d On ikilerin listesinin, bknz. Mar 3,14+ ve Luk 6,13+, dört farklı şekli vardır (Mat, Mar, Luk, Haİş). Dördünde de liste, dörder isimli üç gruptan oluşur. Her grubun ilk ismi (Petrus, Filipus ve Alfeos’un oğlu Yakup) dört listede de aynıdır, gruplar içerisindeki sıralama ise değişkendir. Mat ve Luk, İsa’ya en yakın olan havarilerin grubunda Petrus ve Andreas ile Yakup ve Yuhanna kardeş çiftlerini yan yana koyarlar. Mar ve Haİş’inde ise Andreas dördüncü sıraya kayıp yerine Petrus’la birlikte Rab’e en yakın üç kişi olan, bknz. Mar 5,37+, Zebedi’nin oğulları geçer. Haİş’nde ise Zebedi oğlu Yakup, daha büyük önem kazanan küçük kardeşi Yuhanna’dan sonra gelir, bknz. Haİş 1,13;Haİş 12,2+, ve Luk 8,51+;Luk 9,28. Yahudi olmayanlara daha yakın gibi duran ikinci grupta ise Mat ve Haİş’nin listelerinde Matta son sırada durur ve sadece Mat’da gümrük vergisi toplayan diye adlandırılır. Üçüncü grubun ise Yahudilerle bağlantısı daha güçlüdür: Mat ve Mar’daki Taddeos (bazı metinlerde Lebbeus), Luk ve Haİş’deki Yakup’un oğlu Yahuda aynı kişiyse, ikinci sıradan üçüncü sıraya kaymış olur. Luk ve Haİş’deki “partizan diye tanınan Simon” ise Mat ve Mar’daki Aramice “Kanalı Simon”un Yunanca tercümesidir. İsa’ya ihanet edecek Yahuda İşkariyot ise hep son sıradadır. İsmi genellikle “Keriyot’lu Yahuda” diye yorumlanır, bknz. Yşu 15,25, fakat Aramice “şekarya” (yalancı, ikiyüzlü) kelimesinden de türemiş olabilir.
10,6 Mesihsel kurtuluşu tecrübe edeibilme teklifi, vaatlerin ve seçilmişliğin mirasçıları olduklarından dolayı ilk olarak Yahudiler’e sunulur, fakat bknz. Haİş 8,5;Haİş 13,5+.
7 Yolda giderken, 'Göklerin Hükümranlığı yakındır' diyerek sözü yayın.
10,12 Selamlamanın amacı selamet dilemektir. Bu dilek çok nesnesel anlaşılırdı, a.13, gerçekleşmemesi mümkün değildir, eğer kabul edilmiyorsa da anında selameti veren kişiye döner.
13 "Eğer o ev saygıdeğer ise, esenliğiniz onun üzerine insin; saygıdeğer değilse, esenliğiniz sizlere geri dönsün.
14 Her kim sizleri kabul etmez ve sözlerinize kulak asmazsa, o evden ya da kentten çıkarken ayaklarınızın tozunu silkin.
10,14 ayaklarınızın tozunu silkin: Yahudi uyruklu bir deyim: Kutsal toprak olmayan her ülkenin toprağı murdar sayılırdı. Burada ise Tanrı sözünü kabul etmeyen her ülkenin tozudur.
17 İnsanlardan sakının. Çünkü sizi kurullara teslim edecekler ve sinagoglarında kamçılayacaklar.
10,17-39 Bu buyruklar, havarilerin ilk gönderiliş görevlerinin açıkça ötesine ima ettiğinden, sonradan söylenmiş olması gerekir (bknz. Mar ve Luk’daki farklı yerlere). Mat Tanrı’nın müjdesini ilan edenler için kapsamlı bir kılavuz oluşturma amacıyla bu buyrukları buraya eklemiştir.
10,17 kurumlara teslim edecekler: Taşradaki küçük mahkemeler ve Yeruşalimdeki Yüksek Kurul, bknz. Mat 5,21-22.
18 Bana bağlılığınız yüzünden valilerin, kralların önüne çıkarılacaksınız; böylece onlara ve tanrısızlara tanıklık edeceksiniz.
10,27 İsa haberini sırf örtülmüş olarak ilan edebiliyordu, çünkü bir yandan dinleyicileri onu kavrayamıyorlardı, Mar 1,34+, bir yandan da eserini ölüm ve dirilişiyle henüz tamamlamamıştı. Gelecekte havarileri korkusuzca her şeyi haykırarak ilan edebilecekler ve etmelidirler. Aynı kelimeler Luk’da tamamen farklı bir anlam taşırlar: Havariler Ferisiler’in ikiyüzlülüklerini taklit etmekten sakınmalıdırlar, saklamaya çalıştıkları şeyler sonunda açığa çıkacaktır, o yüzden şimdiden açıkça konuşmalıdırlar. Bu bağlantı ilk bakışta Yahudi karşıtı gibi görünen bazı sözlerin incilciler tarafından nasıl anlaşıldıklarını gösterir: Hristiyanları benzer sapkınlıklar karşısında uyarmak.
34 "Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim.
10,34-36 İsa “karşı çıkılacak bir belirtidir” , Luk 2,34, ayrılığa neden olmak istemiyorsa da insanlardan talep ettiği karardan dolayı bu ayrılık kaçınılmazdır.
39 Canını bulan onu yitirecektir. Ama bana bağlılığı yüzünden canını yitiren onu bulacaktır.
10,39 canını bulan: harfiyen “hayatını bulan”. Mar ve Luk’ya göre daha ilkel olan bu kelime bağlantısında “bulmak” kelimesi “almak” diye anlaşılabilir, bknz. Yar 26,12;Hoş 12,8;Özd 3,13;Özd 21,21; bknz. ayrıca Mat 16,25+.
Gönderilme Konuşmasının Sonu
40 "Sizleri kabul eden beni kabul eder. Beni kabul eden de beni göndereni kabul eder.
41 Bir peygamberi peygamber olduğu için kabul eden, peygambere yaraşan karşılığı alacaktır. Doğru kişiyi doğru olduğu için kabul eden, doğru kişiye yaraşan karşılığı alacaktır.
10,41 “Peygamber” ve “doğru kişi” Mat 13,17 ve Mat 23,29’ da da yan yana kullanılan bu kavramlar Kutsal Kitap’ta sıkça geçer. Burada “Tanrı’yı ilan eden” ve “Hristiyan” anlamını taşır.
42 Her kim bu küçüklerden birine öğrencimdir diye bir bardak soğuk su içirirse, doğrusu size derim ki, karşılığını hiç yitirmeyecektir."
10,42 bu küçüklerden birine: İsa’nın ilan etmeye gönderdiği kişiler, bknz. Mar 9,41 ve Mat 18,1-6.10.14. Bütün konuşmaya bakıldığında (örneğin a.18d) incilci, bu gönderilen kişilerde geleceğin müjdeleyicilerini, peygamberlerini ve bilgelerini göz önünde bulundurur, bknz. Mat 23,34.
11,5 yoksullar sevindirici haberi duyuyor: “yoksullara incil ilan ediliyor” diye de tercüme edilebilir, harfiyen “yoksullar evanjelize edilecekler”, bknz. Mat 4,23+;Luk 1,19+;Mar 1,1+. Yşa’nın vaatlerinden alıntı yaparak İsa eserlerinin gerçekten Mesihsel Çağı başlattıklarını Vaftizçi Yuhanna’ya gösterir, ancak bu başlangıç şiddet ve ceza verme yargısı şeklinde değildir, iyilik ve şifa eylemleriyle kendisini gösterir, bknz. Luk 4,17-21.
11 "Doğrusu size derim ki, kadınlardan doğanlar içinde Vaftizci Yahya’dan üstün olanı çıkmamıştır. Ama Göklerin Hükümranlığı'nda en küçük olan ondan üstündür.
11,11 ondan üstündür: Tanrı Hükümdarlığına ait olmasından dolayı öncü olan Vaftizçi Yahya’dan üstündür. Burada iki farklı dönem karşılaştırılır: Tanrı Hükümdarlığının Çağı, onun öncesinden gelen hazırlama sürecinden tamamen üstündür.
12 Vaftizci Yahya'nın günlerinden bu yana, Göklerin Hükümranlığı zorlanıyor ve zorlu olanlar onu ele geçiriyor.
11,12 göklerin hükümranlığı zorlanıyor: Bu cümle farklı şekillerde yorumlanır: Bu zorlama 1.) büyük fedakârlıklar uğruna bile Tanrı Hükümranlığı’na girmek isteyenlerin uyguladığı kutsal şiddet; 2.) onu silah zoruyla kurmaya uğraşanların kızgın şiddetleri (Yahudi partizanları); 3.) Dünya üzerinde hâkimiyetlerini elden vermek istemeyip Tanrı Hükümdarlığı’nın başlangıcını engellemeye çalışan şeytani güçlerin ya da onların dünyadaki yardımcıların eziyet edici şiddetleridir. Ayrıca “Göklerin Hükümranlığı şiddetle kendisine yol açıyor” tercümesi de mümkündür, yani Göklerin Hükümdarlığı tüm engelleri kuvvetle aşar.
13 Çünkü tüm peygamberler ve Kutsal Yasa, Yahya'ya dek peygamberlik ettiler.
11,13-14 Vaftizçi Yuhanna, eski antlaşmanın kurtuluş düzenini sonlandırmaya geldi: O, son peygamber olan Malaki’nin halefidir ve Malaki’nin son vaadi kendisinde gerçekleşir, Mal 4,5.
14 Eğer kabul etmek isterseniz, gelmesi beklenen İlyas odur.
19 İnsanoğlu geldi; yiyor da, içiyor da. 'İşte obur, şaraba düşkün biri!' diyorlar, 'vergi toplayanların, günahlıların dostu!' Ama bilgelik ortaya koyduğu işlerle doğrulandı."
11,19 ama bilgelik ... doğrulandı: harfiyen “bilgelik eserleri aracılığıyla haklı çıkarıldı”, bazı metinlerde ise “çocukları aracılığıyla” diye geçer, bknz. Luk 7,35. Kendilerine sunulan her türlü oyunu (burada düğün ve cenaze oyunları) reddeden zevksiz çocuklar gibi, Yahudiler de Tanrı’nın onlara sunduklarını reddederler, yani hem Vaftizçi Yuhanna’nın tövbe çağrısını, hem de İsa’nın insanlara dostça davranışlarını kabul etmezler. Vaftizçi ve İsa’nın birbirinden farklı davranışları onların Mesihsel Çağ’daki farklı konumlarına bağlıdır, bknz. Mat 9,14-15;Mat 11,11-13. İnsanların kötü isteklerine rağmen Tanrı’nın bilgelik planı üstünlük sağlar ve böylece Vaftizçi Yuhanna ve İsa’nın davranışlarını da haklı çıkarır. Özellikle İsa’nın “eylemleri”, yani mucizeleri, a. 2, tatmin eden ya da yargılayan tanıklıklardır, a. 6 ve 20-24. İsa ile bilgelik arasındaki bağlantı hakkında bknz. Mat 11,28-30;Mat 12,42;Mat 23,34b;Yuh 6,35+;1Ko 1,24. Başka bir yorum bu sözleri bir deyim olarak görür: İmansızların sahte bilgeliği, bknz. a. 25, er ya da geç ürün verecektir, bu ürün de tanrısal ceza yargısı olacak, a. 20-24.
21 "Vay sana, ey Horazin! Vay sana, ey Beytsayda! Çünkü sizlerde yapılan güçlü işler Sur'da ve Sayda'da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp külde oturarak günahlarından dönerlerdi.
22 Ama size derim ki, yargı gününde Sur'un ve Sayda'nın durumu sizinkinden daha iyi olacaktır.
23 Ya sen, ey Kafernahum! 'Göğe dek mi yüceltileceksin? Hayır, ölüler ülkesine in-dirileceksin.' Çünkü sende yapılan güçlü işler Sodom bölgesinde yapılmış olsaydı, bugüne dek yerinde kalırdı.
25 O zaman İsa şöyle dedi: "Şükürler sana, ey Baba! Göğün ve yerin Rabbi. Çünkü bunları bilginlerden ve akıllılardan gizledin, küçük çocuklara açıkladın.
11,25-27 Mat’nın buraya eklemiş olduğu bu bölüm, çevresindeki metne çok sıkı bağlı olmadığından (bknz. Luk’daki farklı konumu), “bunları” ifadesi, öncesinde anlatılanları kapsamamaktadır ve “Göklerin Hükümdarlığı’nın sırları” diye anlaşılmalı, Mat 13,11. Bu sırlar “küçük çocuklar; reşit olmayanlar”, yani havariler için açık, bknz. Mat 10,42, fakat “bilginler”, yani Ferisiler ve Yazı Öğreticileri için saklıdır.
26 Evet, Baba! Çünkü senin gözünde doğru olan buydu.
27 Her şey bana Babam tarafından verildi. Oğul'u Baba'dan başka kimse bilmez. Baba'yı da Oğul'dan başkası bilmez. Bir de, Oğul'un kendisine Baba'yı açıklamak istediği kişi Baba'yı bilir.
11,27 Tanrı’yla samimi ilişkisinin ifade edilişi, a. 26-27, ve öğrencisi olma daveti, a. 28-30, bazen bilgelik kitaplarını hatırlatırlar, Özd 8,22-36;Sir 24,3-9.19-20;Bil 8,3-4;Bil 9,9-18 vs. İsa kendisini bilgelik rolünde görür, bknz. Mat 11,19+, fakat daha üstün bir şekilde: O bilgeliğin bir kişileştirmesi değil, Babası’nın öz oğludur, bknz. Mat 4,3+. Yuh’nın özelliklerini taşıyan bu ayet, bknz. Yuh 1,18;Yuh 3,11.35;Yuh 6,46;Yuh 10,15 vs., Sinoptik İnciller’de de, Yuh’da da İsa’nın Tanrı’nın Oğul’u olduğunu açıkça ifade eder. İsa bu özel konumundan ve saygınlığından, genellikle sırf üstü kapalı ve imacı bir şekilde bahsettiğinden, bu cümlelerin İsa’nın kendisine ait olup olmadığı tartışılabilir. Belki bunlar, Paskalya sayesinde kendilerine verilen tam bilgelikle aydınlanan İlkel Kilise’nin, İsa’nın özel konumunu vurgulamak için kullandığı ifadelerdir.
İsa’nın Hafif Boyunduruğu ve O’nun Verdiği İstirahat
28 "Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar! Bana gelin. Sizleri dinlendiririm.
11,28 yükleri ağır olanlar: Ferisilerin buyruklarıyla daha da arttırılan Yasa’nın yükü, “Yasa’nın boyunduruğu”, Rabbiler tarafından sıkça kullanılan bir imgeydi, bknz. Sir 51,26;Ağı 3,27;Yer 2,20;Yer 5,5, bknz. Yşa 14,25;Sir 6,24-30;Sir 51,26-27. Bu imgeyi “hafif zorluk” ve “rahatlık bulma” düşüncelerine bağlantılı olarak, bilgelik konusunda kullanırlardı.
29 Boyunduruğumu takının, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm. Böylece, 'canlarınız rahata kavuşacaktır.'
11,29 yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm: EA’te yoksulların özellikleriydi, bknz. Sef 2,3+;Dan 3,87. İsa onların dinsel zihniyetlerine sahip çıkarak kendisini peygamberin duyurmuş olduğu gibi yoksullara iyi haberi getiren olarak tescil eder, Yşa 61,1-2 ve Luk 4,18, bknz. ayrıca Mat 12,18-21;Mat 21,5. İsa “ne mutlu”larını, Mat 5,3+, ve sevindirici haberinin bir kaç sözünü daha özellikle yoksullara yöneltmiştir.
2 Bunu gören Ferisiler, "bak" dediler, "öğrencilerin Şabat Günü yasal olmayanı yapıyor."
12,2 Havariler yoldan geçerken başka birinin tarlasından buğday koparıyor diye değil ( Yas 23,25’ ya göre buna izin veriliyordu), fakat bunu Şabat günü yapıyorlar diye suçlanıyorlar. Rabbi’ler bunları Yasa’da yasaklanan bir “eylem” olarak yorumlarlar, Çık 34,21.
3 İsa şöyle yanıtladı: "Davut'la yanındakilerin acıkınca ne yaptıklarını okumadınız mı?
4 Nasıl Tanrı evine girip 'adak ekmeklerini' hep birlikte yediklerini! Oysa o ekmekten yemeye ne Davut'un yetkisi vardı, ne de yanındakilerin. Bu yetki yalnız kâhinlerin değil miydi?
12,8 Burada da, Şabat günü gerçekleştirdiği iyileştirmelerde de, Mat 12,9-14p;Luk 13,10-17;Luk 14,1-6;Yuh 5,1-18 ve Mat 7,19-24;Mat 9, İsa, Şabat huzuru gibi Tanrı tarafından kurulan bir düzenin bile değiştirilemez bir değer olmadığını, gerektiği durumlarda ya da hayırseverlik eylemlerinde Şabat huzurunun ikinci plana çekilmesinin gerekliliğini savunur ve böylece kendisinin Musa’nın Yasa’sını otorite ile yorumlama yetkisini vurgular, bknz. Mat 5,17+;Mat 15,1-7p;Mat 19,1-9p. “İnsanoğlu”, Mat 8,20+, ve Mesihsel Hükümdarlığın başı olarak bu yetki ona aittir. Bu dünyada eski kurtuluş düzeninden üstün olan yeni kurtuluş düzenini kurar, Mat 9,17+, yeniden kurma görevine sahiptir, Mat 9,6, çünkü O “tapınaktan üstün olandır”. Rabbi’ler Şabat buyruğunda bazı istisnalar kabul ederlerdi, ancak onları aşırı bir titizlikle mümkün olduğunca sınırlı tutarlardı.
17 Bu, Yeşaya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:
12,17 Yazıların bu sözü, İsa’nın kurtuluş eserlerini gizleme çabalarıyla yerine gelir.
18 "İşte seçtiğim kulum, sevdiğim, gönlümün hoşnut olduğu kulum O'dur. Ruhum'u O'nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara bildirecek.
12,18 adalet: Tanrı’nın adaleti (ya da “gerçek iman”, İbranice “mişpat” ve Yunanca tercümesi “krisis” bu şekilde de tercüme edilebilir), Tanrı’nın insanlarla ilişkisini düzene koymakla birlikte, Tanrısal vahyin ve bu vahiyden doğan gerçek dinin özünü ifade eder.
24 Ne var ki, Ferisiler bunu duyduklarında, "bu adam kendiliğinden cinleri çıkarmıyor" dediler, "olsa olsa, cinlerin başkanı Baalzevul aracılığıyla onları çıkarıyordur"
12,24 Baalzevul: Kenanlıların bir tanrısı. İsmin anlamı “Prens olan Baal’dır”. Yahudilerin sıkı tek Tanrı inancı bu ismi “cinlerin prensi” haline getirdi. “Baalzevub” şekli ise “sineklerin Baal’ı” anlamına gelen aşağılayıcı bir kelime oyunudur (bknz. 2Kr 1,2d).
25 İsa ne düşündüklerini bildiğinden, onlara şöyle dedi: "Kendi içinde bölünen her krallık yıkılır. Kendi içinde bölünen bir kent ya da ev ayakta duramaz.
31 Bu nedenle size diyorum ki, her tür günah ve sövgü insanlara bağışlanacaktır. Ama Ruh'a karşı sövgü bağışlanamayacaktır.
12,31-32 Kendisini alçakgönüllü İnsanoğlu şeklinde tanıttığından, Mat 8,20+, saklı kalan İsa’nın Tanrısallığından şüphelenen insan bağışlanacaktır, ancak gözünü ve kalbini İsa’nın gerçekleştirdiği Kutsal Ruh’un açıkça görülür eserleri karşısında kapalı tutmasının özürü yoktur: Böyle bir insan, bu eserleri Tanrı karşıtı güçlere atfetmiş olur ve bu şekilde İsa’yı Tanrı düşmanı gibi görerek Tanrı’nın insana sunabileceği en büyük armağanı reddeder ve böylece kendisini kurtuluşun dışına koyar, bknz. İbr 6,4-6;İbr 10,26-31.
32 Her kim İnsanoğlu'na karşı bir söz söylerse, bağışlanacaktır. Ama her kim Kutsal Ruh'a karşı bir söz söylerse, bağışlanmayacaktır. Ne şimdiki ne de gelecek çağda."
38 Bunun üzerine, dinsel yorumculardan ve Ferisiler'den bazıları, "öğretmen" dediler, "senden bir belirti görmek istiyoruz."
12,38 bir belirti: İsa’nın öne sürdüğü yetkiyi belirten ve onu haklı çıkaran bir mucize, bknz. Yşa 7,11d;Luk 1,18+;Yuh 2,11+. İsa dirilişinden başka bir işaret vermeyi reddeder. İsa’nın burada üstü kapalı olarak ilan ettiği dirilişi, fark yaratacak belirti olacaktır.
39 İsa şu karşılığı verdi: "Kötü ve tanrıtanımaz bir kuşak belirti arar durur. Ama ona Yunus Peygamber'in belirtisinden başka bir belirti verilmeyecektir.
12,39 Tanrı tanımaz bir kuşak: harfiyen “zina edici kuşak”, Kutsal Kitap’ta kullanılan bir imge, bknz. Hoş 1,2+.
12,39 a. 40’ın aksine “Yunus’un belirtisi” Mat 16,4’ de ayrıntılı olarak yorumlanmıyor. a. 41’in yorumu ise farklıdır: Yunus’un vaazı Ninovalılar için bir belirti olduğu gibi İsa’nın vaazları da kendi çağında yaşayanlar için bir işarettir. Fakat bu yorum “Yunus’un belirtisinin” ilk anlamını tam olarak tutturamıyor: İsa’nın şimdiden gerçekleşen vaazlarının, geleceğin bir işareti olarak vaat edilmesi çok mantıklı değildir, bunun yanı sıra Yahudi geleneklerinde Yunus hikâyesinin merkezi, mucizevi kurtarışıydı, Tanrısızlara verdiği vaazları çok da hoş görülmezdi. Luk 11,29d’ de (henüz gerçekleşmemiş olan!) Yunus’un belirtisi göklerden şanla gelecek İnsanoğlu Yargıcı’yla bağlantılıdır. Mat ve Luk’nın ortak noktası ise İsa’nın burada nihai zaferini üstü kapalı bir şekilde ilan etmesidir. İsa karşıtlarının istediği “gökten bir belirti” onlara verilecektir, ancak onlara bekledikleri verilmeyecektir, tam tersine onları haksız duruma düşürecektir. Böylece isteklerinin reddedilişi tam da bu “belirti” olacaktır. Mar ise sırf bu reddedilişi vurgular ve bu nedenle “Yunus’un belirtisinden” hiç bahsetmez, bknz. Mar 8,12+.
40 Çünkü 'Yunus o koca balığın karnında nasıl üç gün üç gece kaldıysa,' insanoğlu da yerin bağrında üç gün üç gece kalacaktır.
12,40 üç gün üç gece: Yun 1,17+’ dan alınan bir cümle dizilişi, bu nedenle Mesih’in ölümü ve dirilişi arasında geçen zaman diliminin ancak yaklaşık olarak belirtilmesidir.
41 Ninovalılar yargı günü bu kuşakla birlikte ayağa kalkacak ve onu suçlu çıkaracaklar. Çünkü onlar Yunus'un sözü duyurması üzerine tövbe ettiler. İşte, Yunus'tan üstün olan buradadır.
42 Güney'in kraliçesi yargı günü bu kuşakla birlikte ayağa kalkacak ve onu suçlu çıkaracak. Çünkü Süleyman'ın bilgeliğini duymak için dünyanın ta öbür ucundan kalkıp geldi. İşte, Süleyman'dan üstün olan buradadır."
44 Bunun üzerine, 'bıraktığım eve geri döneceğim' der. Sonra gelir, onu boş, te-mizlenmiş, düzeltilmiş bulur.
45 O zaman sağa sola koşup kendinden daha kötü başka yedi ruh bulup getirir; hep birlikte içeriye dalarak orada otururlar. Bu kişinin sonraki durumu öncekinden beter olur. Bu bozuk kuşağa da tıpkı böyle olacaktır."
12 Çünkü az malı olan herkese daha da çok verilecek, hem de artırılacak; ama bir şeyi olmayandan elindeki bile alınacaktır.
13,12 Kabul etmeye hazır olan insanların EA’ten aldıklarına YA’in mükemmelliği de ilave edilecektir, bknz. Mat 5,17.20. Doğru zihniyete sahip olamayanlardan ise sahip oldukları şeyler, yani tek başına kaldığında güçsüz olan Yahudi Yasası bile, alınacaktır.
13 Bunun için onlarla simgesel öyküler kullanarak konuşuyorum. Çünkü bakıyorlar ama görmüyorlar, işitiyorlar ama duymuyor ve anlamıyorlar.
13,13 bakıyorlar ama görmüyorlar: bilinçli inatçılık, lütfun geri alınmasını beraberinde getirir ve nedenidir. Bundan önce anlatılan hikâyeler bu inatçılığı göz önüne sererek bu benzetme konuşmasını hazırlar niteliktedirler, Mat 11,16-19.20-24;Mat 12,7.14.24-32.34.39.45. Sertleşmiş kalpler, Mesih’in alçakgönüllü bir şekilde örtülmüş özünün gerçeği ile baş başa bırakıldıkları takdirde daha da körleşeceklerinden, Mar 1,34, İsa onlara benzetmeler aracılığıyla sadece zayıf bir ışık verebilir. Bu yarı karanlık hala lütuftur ve yalvarmaya devam edip daha fazlasını almaya davettir.
14 Böylece, Yeşaya'nın şu peygamberliği onlarda gerçekleşiyor: 'Duyacak, duyacak, ama hiç anlamayacaksınız. Bakacak, bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, kulakları duymasın, yürekleri anlamasın ve bana dönmesinler. Bende kendilerini iyileştirmeyeyim.'
16 "Ama ne mutlu sizin gözlerinize, çünkü görüyorlar. Ve kulaklarınıza, çünkü işitiyorlar.
17 Doğrusu size derim ki, nice peygamberler ve doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmeyi arzuladılar ama görmediler. İşittiklerinizi işitmeyi arzuladılar ama işitme-diler."
24 İsa onlara başka bir simgesel öykü anlattı: "Göklerin Hükümranlığı tarlasına iyi tohum eken bir adama benzetilebilir.
25 Gece vakti herkes uyumaktayken düşman geldi, buğdaylar arasına delice ekip gitti.
26 Uzun sürgünler büyüyüp ürün verince deliceler de aradan göründü.
27 "Çiftlik sahibinin köleleri gelip, 'efendimiz' dediler, 'tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler de nereden çıktı?'
28 Adam, 'bu işi yapan bir düşmandır' diye yanıtladı. Köleler de kendisine bir öneride bulundular: 'Gidip onları toplayalım. İster misin?'
29 Ama o, 'sakın' dedi, 'deliceleri toplayalım derken onlarla birlikte buğdayı da kökünden sökersiniz.
30 Bırakın, biçim vaktine dek bir arada büyüsünler. Biçim vakti biçicilere buyruk ve-receğim. Önce deliceleri toplayın; yakmak için demet yapıp bağlayın, buğdayı da ambarıma koyun diyeceğim.'
33 Onlara başka bir simgesel öykü anlattı: "Göklerin Hükümranlığı maya gibidir. Bir kadın onu alıp üç ölçek unun içine koydu; böylece tüm hamur mayalandı."
34 Bunların tümünü İsa simgesel öyküler kullanarak halka anlattı. Simgesel öykü kullanmadan onlara birşey anlatmadı.
35 Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: "Ağzımı simgeler kullanarak açacağım. Dünyanın kuruluşundan bu yana gizli kalmış gerçekleri açıklayacağım."
43 O zaman 'doğru kişiler' Babaları'nın hükümranlığında güneş gibi 'parlayacaklar'. "Kulağı olan işitsin."
13,43 Babaları’nın hükümranlığında: a. 41’deki oğulun egemenliğinden (Mesihsel Hükümranlık) sonra Baba’nın egemenliği gerçekleşir. Oğul da kurtardığı seçilmişleri Babası’na teslim edecektir, bknz. Mat 25,34;1Ko 15,24.
52 O da şunu belirtti: "Bu nedenle Göklerin Hükümranlığı konusunda eğitilmiş her dinsel yorumcu, hazinesinden eski ve yeni değerleri çıkaran bir ev sahibine benzer."
13,52 Mesih’in öğrencisi olmayı kabul eden Yahudi din yorumcuları, Eski Antlaşma’nın tüm zenginliklerine sahip olmakla birlikte Yeni Antlaşma’nın tamamlandırıcı zenginliklerine de sahip olurlar, a.12. “Hristiyan Yazı Öğreticisi’nin” bu resmi incilci Mat’nın idealini özetler ve belki üstü kapalı bir şekilde onun kendisini de betimler.
53 İsa bu simgesel öyküleri anlattıktan sonra oradan ayrıldı.
54 Kendi kentine geldi, onlara sinagoglarında öğretti. Şaşırdılar. "Bu adam böylesi bilgeliği ve bu mucize yeteneğini nereden buldu?'' diye soruşturuyorlardı.
13,54 kendi kentine: Çocukluğunu geçirdiği Nasıra kenti, bknz. Mat 2,23.
2 ve buyruğundakilere, "bu adam Vaftizci Yahya'nın ta kendisidir" dedi, "O ölüler arasından dirildi. Bu yüzden onun aracılığıyla böyle mucizeler yapılıyor."
3 Çünkü Herodes öz kardeşi Filipusun karısı Herodya yüzünden Yahya'yı tutuklayıp bağlamış, cezaevine koymuştu.
14,3-4 Aile durumları karışıktır: Herodes Antipas ve Filipus kardeşlerdi. Onların yeğeni olan Herodya, önce Filipus ile evliydi, ancak şöhret merakı nedeniyle sonrasında Herodes’i tercih etmiştir. Herodes Antipas’ın sucu yeğeni (ve aynı zaman yengesi) ile evlenmesinden çok, kardeşi henüz hayattayken onun eşiyle evlenmesidir. Bunu yapabilmek için ayrıca ilk eşinden de boşanmıştı.
4 Çünkü Yahya ona, "yengenle evlenmen doğru değil" demekteydi.
13 İsa bu olayı duyunca bir tekneyle tek başına ıssız bir yere gitti. Halk bunu öğrenince, kentlerden çıkıp kara yoluyla O'nun ardından gitti.
14,13-21 Luk 9,10-17 ve Yuh 6,1-13 tek bir ekmek çoğaltılma hikâyesi anlatırken, Mat ve Mar’da iki tane geçer: Mat 14,13-21;Mat 15,32-39 ve Mar 6,30-44;Mar 8,1-10. Bunun aynı olayın eski zamanlardan beri iki ayrı anlatılış geleneğine göre, bknz. Mat 16,9d, anlatılmasından kaynaklandığı açıktır. İlki Filistin’dendir, olayı gölün batı kıyısında konumlandırır ve İsrail’in oymakları ve havarileri simgeleyen on iki sepetten bahseder, Mar 3,14+. İkinci anlatış geleneği ise putperestlikten gelen Hristiyanlar çevrelerinde ortaya çıkıp olayı putperestlerin yaşadığı gölün doğu kıyısına çeker, bknz. Mar 7,31, Kenan halklarının, Haİş 13,19 ve diakozları, Haİş 6,5;Haİş 21,8, simgeleyen yedi sepetten bahseder. Her iki anlatım şekli de olayı EA’in mucize hikâyelerinin ışığında anlatırlar, özellikle Elişa’nın yağ ve ekmeği çoğaltması, 2Kr 4,1-7.42-44 ve çöldeki man ve bıldırcınlar mucizesi hatırlatılır, Çık 16,Say 11. Bu olaylardaki göksel besinlerin armağanı İsa tarafından kat kat mükemmelleştirilir. İsa’nın bu belirtisi en eski yorumlardan itibaren en üstün besin olan Efkaristiya’nın hazırlığı olarak anlaşılıyordu. Sinoptik incilcilerin belirtmeyi anlatma şekli de bunu vurgular, bknz. Mat 14,19;Mat 15,36;Mat 26,26 ve Yuh 6.
14,13 ıssız bir yere: İlla ki gölün doğu kıyısı olmak zorunda değil, batı kıyısının girinti-çıkıntıları nedeniyle İsa kuzey-güney yönünde bu kıyı kısmını takip ederken de bir tür “karşı kıyıya” geçmiş olabilir, a.22.
14,13 kara yoluyla O’nun ardından gitti: Gölden geçen kayığı kıyıdan yürüyerek takip ettiler.
14 İsa kıyıya çıkar çıkmaz büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Onlara karşı yüreği acımayla doldu; hastaları iyileştirdi.
15 Akşam olunca öğrencileri kendisine yaklaşıp, "burası ıssız bir yer" dediler, "saat de geç oldu. Artık halkı gönder, kasabalara gitsinler, kendilerine yiyecek satın alsınlar."
16 İsa, "buradan gitmeleri gerekli değil" diye yanıtladı, "onlara siz yiyecek verin!"
17 Öğrenciler, "burada beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok ki" dediler.
18 İsa, "onları buraya, bana getirin" dedi.
19 Halka çayıra oturmalarını buyurdu. Beş ekmekle iki balığı eline aldı. Gözlerini göğe kaldırarak onları kutsadı. Ekmekleri bölüp öğrencilere verdi, öğrenciler de halka.
24 Bu sırada tekne kıyıdan yüzlerce metre uzaklaşmıştı. Rüzgar karşı yönden estiği için tekne dalgalardan sarsılıyordu.
14,24 tekne kıyıdan yüzlerce metre uzaklaşmıştı: bknz. Yuh 6,19, bazı metinler “denizin ortasındaydı” diye yazar, bknz. Mar 6,47.
25 Sabah üçle altı arası, İsa denizin üzerinde yürüyerek onlara yaklaştı.
26 Öğrenciler O'nun denizin üzerinde yürüdüğüne tanık olunca ürktüler. "Bu bir hayalet!" diyerek korkudan bağırdılar.
27 İsa o anda onlarla konuştu. "Yüreklenin" dedi, "korkmayın, benim!"
28 Petrus O'nu şöyle yanıtladı: "Ya Rab, eğer gerçekten sen isen bana buyruk ver, suların üstünden yürüyerek sana geleyim."
14,28-31 Petrus konulu bu üç anlatım (burası, Mat 16,16-20 ve Mat 17,24-27) Mat’nın kilise hakkında topladığı anlatımlarda ( Mat 13,53-18,35) bilinçli bir vurgulamasıdır.
29 O da, "gel" dedi. Petrus tekneden indi; suların üstünden yürüyerek İsa'ya doğru geldi.
30 Ne var ki, esen rüzgarı görünce korktu. Sulara gömülmeye başlayınca, "Ya Rab, beni kurtar!" diye bağırdı.
1 Bunun üzerine, Yeruşalim'den Ferisiler ve dinsel yorumcular İsa'ya gelip,
2 "Öğrencilerin neden ataların töresini çiğniyor?" dediler, "çünkü yemek yemeden önce ellerini yıkamıyorlar."
15,2 Ataların töresi: Yazılı yasaları her dönem için yorumlayıp yasaların yerini getirilmesini sağlayan sözlü gelenekler bazen Yasa’nın asıl manasını örtüyordu. Rabbi’lere göre törenin kaynağı atalar aracılığıyla Musa’nın kendisidir.
15,2 yemek yemeden önce: harfiyen “ekmek yediklerinde”.
5 "Oysa sizin dediğiniz şudur: 'Her kim babasına ya da annesine, benden göreceğin yardım gerçekte Tanrı'ya adanmış Armağan'dır' derse,
6 o kişi babasına ya da annesine' ayrıca saygı göstermekle yükümlü değildir.' Törenize uymak için Tanrı'nın sözünü ortadan kaldırdınız.
15,6 ayrıca saygı göstermekle yükümlü değildir: Anne-babaya geri verilmesi gerekilen borçlar adanma yemini ile dinsel bir özellik kazanırlardı, anne-baba da bu borç üzerindeki hakkını kaybediyordu. Bu yemin genellikle sırf sözde kalıp gerçek bir adanma beraberinde getirmediğinden dolayı kutsal yükümlülüklerinden sıyrılmak isteyenler tarafından kullanılırdı, ancak hiç de hoş görülmeyen bir davranıştı. Rabbi’ler böyle bir yeminin ahlaksızlığının farkında olsalar da yine de geçerli kabul ediyorlardı.
7 Ey ikiyüzlüler, Yeşaya sizlere ilişkin şu sözlerle peygamberlik ederken çok haklıydı:
10 İsa halkı yanına çağırıp, "işitin ve anlayın" dedi,
15,10-20 Ferisiler ellerin kirliliği hakkında suçlamada bulunurlar, a. 2, İsa ise bazı besinlerin yasal murdarlığına geçerek, Lev 11, yasal murdarlığın ahlaki murdarlığın yanında önemsiz kaldığını öğretir, Haİş 10,9-16.28;Rom 14,14d.
11 "Ağıza giren şey insanı kirletmez. Tam tersine, ağızdan çıkan şeydir insanı kirleten."
21 İsa oradan ayrılıp Sur ve Sayda bölgesine çekildi.
22 Bu dolaylarda yaşayan Kenanlı bir kadın O'na yaklaşıp yüksek sesle dileğini açıkladı: "Bana acı, ya Rab, Davut Oğlu! Kızım cine tutuldu, cin onu yıpratıyor."
15,22 bu dolaylarda yaşayan: İsa’nın sonunda kabul ettiği putperest kadının bu dileği İsrail topraklarında gerçekleşir.
23 İsa kadını yanıtlamadı. Öğrencileri yanına gelmiş diretiyorlardı: "Şu kadını başından sav, ardımızdan bağırıp duruyor."
15,23 başından sav: bazı metinlerde “onu (kaygısından) özgür kıl”. Havariler İsa’nın kadının dileğini yerine getirerek onu yollamasını isterler, aynı Yunanca kelime Mat 18,27 ve Mat 27,15’ de de kullanılıyor.
25 Ama kadın yaklaşıp O'nun ayaklarına kapandı. "Ya Rab, bana yardım et!" diye yalvarıyordu.
26 İsa, "çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir" dedi.
15,26 İsa’nın Yahudi gözlerinde “köpek” olan putperestlerden önce ilk olarak Tanrı’nın ve vaatlerinin çocukları olan Yahudileri’nin kurtuluşuyla ilgilenmesi gerekiyordu. İsa’nın sert “köpek” kelimesini kullanması, ifadenin alışkınlığı ve küçültme eki kullanmasıyla biraz hafifletilmiş olsa da dikkat çekici ve beklenmeyen sözlerdir. Anlatımdaki amaç kadının imanı ne tür engelleri aşıp geçtiğini, ne tür “dağları yerinden kaldırdığını“ vurgulamaktır, bknz. Mat 21,21.
27 Kadın, "evet, Ya Rab" diye karşılık; verdi, "köpekler bile sahiplerinin sofrasından yere düşen kırıntıları yerler."
28 Bunun üzerine İsa, "ey kadın, imanın ne büyük!" dedi, "istediğin gibi olsun." O anda kadının kızı iyi oldu.
30 Büyük bir kalabalık O'nun yanına geldi. Beraberlerinde kötürümleri, körleri, eli ayağı tutmazları, dilsizleri ve başka birçok hastayı getirip İsa'nın ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi.
31 Öyle ki, halk dilsizlerin konuştuğuna, eli ayağı tutmazların düzeldiğine, kötürümlerin yürüdüğüne tanık olarak şaşakaldı ve İsrail'in Tanrısı'nı yüceltti.
32 İsa öğrencilerini yanına çağırıp, "halk için içim parçalanıyor" dedi, "İşte üç gündür yanımdalar ve yiyecek bir şeyleri yok. Onları aç aç göndermek istemiyorum. Giderken yolda düşüp bayılabilirler!''
33 Öğrenciler, "bu çöl gibi yerde koca halkı doyuracak bunca ekmeği nereden sağ-layalım?" dediler.
2 İsa şu karşılığı verdi: "Gün kararırken, 'hava güzel olacak, çünkü gökyüzü kızıl' dersiniz.
3 Sabah vakti, 'hava bugün bozuk olacak, çünkü gökyüzü kızıl ve yoğun bulutlu' dersiniz. Gökyüzünün görünüşünü ayırt etmesini biliyorsunuz, ama belirli zamanlara ilişkin belirtileri ayırt edemiyorsunuz.
16,3 belirli zamanlara ilişkin belirtileri: Bunlar İsa’nın mucizeleridir, bknz. Mat 11,3-5;Mat 12,28.
4 Kötü ve tanrıtanımaz kuşak belirti arar durur. Ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti verilmeyecektir." Onları bırakıp gitti.
11 Sizlere ekmekle ilgili söz etmediğimi nasıl olur da anlamazsınız? Ferisiler'le Sadukiler'in mayasından sakının."
12 Bunun üzerine, ekmek mayasından sakının demediğini, ama Ferisiler'le Sadukiler'in öğretisinden sakınmaları için onları uyardığını anladılar.
16,12 maya: Maya nasıl ekmek hamuruna sızarsa, Mat 13,33, ancak bozulmasına da neden olabiliyorsa, bknz. 1Ko 5,6;Gal 5,9, Yahudi liderlerin yanlış öğretisi de onların önderliğindeki halkı bozulma tehlikesiyle karşı karşıya bırakır, bknz. Mat 15,14.
16 Simun Petrus, "sen Mesih'sin, diri olan Tanrı'nın Oğlu'sun" diye karşılık verdi.
16,16 diri olan Tanrı’nın Oğlu’sun: Mar ve Luk’da anlattılan İsa’nın Mesihselliği hakkındaki tanıklığa Mat “Tanrı Oğlu” olduğunun tanıklığını ekler, bknz. Mat 14,33;Mar 6,51d,Mat 4,3+.
18 Ben sana diyorum ki sen Petrus'sun ve bu kaya üstüne kilisemi kuracağım. Ölüler ülkesinin güçleri onu alt edemeyecektir.
16,18 sen Petrus’sun: Yunanca “petros” ve Aramice karşılığı “kefa” (“kaya”) bundan önce şahıs ismi olarak kullanılmıyordu. İsa havarilerin önderine kilisenin kuruluşundaki rolünü betimlemek üzere bu ismi verdi. Bu isim değişikliğin ne zaman gerçekleştiğine dair incillerde kesin bir bulgu yoktur, bknz. Yuh 1,42;Mar 3,16;Luk 6,14.
16,18 kilisemi: Yunanca’da “ekklesia” diye tercüme edilen İbranice “qahal” “toplantı, topluluk” anlamındadır ve EA’te seçilmiş kavmin cemaati, özellikle de çöldeki kavim için sıkça kullanılır, bknz. Yas 4,10 vs., Haİş 7,38. Kendisini “İsrail’in sağ kalanları” ( Yşa 4,3+) olarak gören İlkel Kilise ise bu kavramı Mesihsel cemaat olarak kendisi için kullanmaya başlar, ki Mesih İsa bu cemaat için kanıyla Yeni Antlaşma’sını kurmuştu, Mat 26,28+;Ef 5,25. Kilise kavramıyla Göklerin Hükümranlığı arasında bağlantı kurmakla, a. 19, Mat önderlerinin İsa’nın kendisi atadığı kilisesinin, Haİş 5,11+, Göklerin Hükümranlığı için kilit rol oynadığına işaret eder. Ancak kilise ile “Göklerin Hükümranlığı” ya da “İnsanoğlu’nun Hükümranlığı” ile eşit tutulmamalıdır.
16,18 ölüler ülkesinin güçleri: harfiyen “cehennemin kapıları”. Ölülerin bulunduğu yer olarak “ölüler diyarı” (Yunanca “hades”, İbranice “şeol”) anlamı için bknz. Say 16,33+. “Kapıların” kişileştirilmesiyle ifade edilen kötü olanın güçleridir: İnsanlar bu güçler tarafından günahın ölümüne çekilip ebedi ölümde tutsak edilirler. Seçilmiş olanları ölümün egemenliğinden, süreli ve özellikle de ebedi ölümden çıkartıp Göklerin Hükümranlığı’na girebilmelerini sağlamak kilisenin görevidir, bknz. Kol 1,13;1Ko 15,26;Va 6,8;Va 20,13. Böylece ölüp “ölüler diyarına” inen, 1Pe 3,19+, ve dirilen, Haİş 2,21.31, efendisini takip etmiş olur.
19 Göklerin Hükümranlığının anahtarlarını sana vereceğim; yeryüzünde her ne bağlarsan, göklerde bağlanmış olacak ve yeryüzünde her ne çözersen, göklerde çözülmüş olacak."
16,19 “Ölüler şehri” gibi “Tanrı’nın şehrinin” de kapıları mevcuttur. Onlar sırf layık olanlara giriş izni tanırlar, bknz. Mat 23,13p. Petrus bu kapıların anahtarlarını teslim aldığından Göklerin Hükümranlığına erişimi açma ya da kapatma yetkisi kilise aracılığıyla ondadır. “Bağlamak” ve “çözmek” Rabbi’lerin kullandığı iki terimdir: Bunlar “cemaat dışına çıkarma” davalarında (“bağlamak” men etmek, cemaatin dışına çıkarmak; “çözmek” bu cezayı kaldırmak) ya da öğreti ve yasama kararlarında (“bağlamak” yasak ilan etmek; “çözmek” izin vermek) kullanılırdı. Tanrı evinin yetkilendirilmiş kâhyası olarak (anahtarlar bunun simgesidir, bknz. Yşa 22,22) Petrus disiplinden sorumludur. Bu eve girişler onun kararına bağlıdır ve cemaatin yönetilmesinde öğreti ve ahlakla ilgili gereken kararları da o verir. Onun hükümleri ve öğreti hakkındaki kararları Tanrı tarafından tescillendirilecektir. Katolik yorumculara göre geçerliliğini koruyan bu vaatler sırf Petrus’un kendisi için değil, fakat bütün halefleri için de geçerlidir. Bu yorum metinde tam olarak belirtilmemişse dahi yerindedir, çünkü İsa’nın buradaki amacı açıktır: Petrus’un ölümüyle sona ermeyen bir kuruluş aracılığıyla kilisesinin geleceğini güvence altına almak. Petrus’un önderliğini özellikle iman düzeyinde ortaya koyması gerektiğini ve bu önderlik sayesinde sadece kilisenin değil, fakat önceden diğer havarilerin de başı olduğunu iki metin daha gösterir: Luk 22,31d;Yuh 21,15d.
21 Bundan sonra İsa öğrencilerine Yeruşalim'e gitmesinin, ileri gelenler, başkâhinler ve dinsel yorumcuların elinden çok acı çekmesinin, öldürülmesinin ve üçüncü gün dirilmesinin gerekli olduğunu öğretmeye başladı.
16,21 bundan sonra: Havarilerin ilk kez açıkça Mesih olan İsa’ya imanlarını belirttikleri bu dönüm noktasında İsa ilk kez acı çekeceğini duyurur: Mesih’in şanlı misyonuyla acı çeken Tanrı Kulu’nun misyonunu birleştiriyor. Havarilere açıklanan bu sır, birkaç gün sonra benzer bir olayda kuvvetlendirilir: Görünüm değişmesindeki görkemin hemen ardından konuşmama buyruğu ve acıların vaat edilmesi, Mat 17,1-12. İsa bu şekilde havarilerin imanını ölümünün ve dirilişinin krizi için hazırlar.
22 Petrus O'nu bir yana çekip payladı: 'Tanrı seni korusun, Ya Rab. Bu asla başına gelmemeli!"
23 İsa Petrus'a dönüp, "geriye çekil, ey şeytan!" dedi, "sen bana engel olan birisin. Çünkü Tanrı'ya ilişkin olanları değil, insanlara ilişkin olanları düşünüyorsun."
16,23 sen bana engel olan birisin: harfiyen “benim için skandalsın”, Petrus Mesih’i gitmesi gerektiği yolda engellemek çabasıyla “tuzak ipi” (Yunanca “skandalon” kelimesinin asıl anlamı) ve farkında olmadan şeytanın yardımcısı olur, bknz. Mat 4,1-10.
25 Çünkü canını kurtarmak isteyen onu yitirecektir. Ama bana bağlılık nedeniyle her kim canını yitirirse onu bulacaktır.
16,25 Hayatın iki dönemleri ile (şimdiki ve gelecekteki hayat) yapılan bir kelime oyunu. Yunanca “psike” kavramı burada İbranice “nefeş” kelimesinin anlamına uyarak “hayat”, “can” ve “kişi” anlamlarını kapsar, bknz. Yar 2,7+.
26 İnsan tüm dünyayı kazanıp da canından olursa bunun ona ne yararı olur? Ya da, insan canına karşılık ne verebilir?
27 "Çünkü İnsanoğlu Babası'nın yüceliğinde melekleriyle gelecek ve o zaman 'herkese yaptığı işin karşılığını verecektir.'
16,27-28 Bu iki ayet İsa’nın “İnsanoğlu-Yargıç” rolünü vurgular. Tanrı’nın egemenliğinin görkemi ve İnsanoğlu’nun egemenliğinin şanı yan yana duracak. Bu sözleri dinleyenlerin bazılarının İnsanoğlu’nun kral olarak geleceğini görmeden önce ölmeyeceklerinin duyurulması Mat’nın düşüncesine göre gerçekleşti bile: İncilci ya Mesih’e iman edenlerin İnsanoğlu’nun görkemini şimdiden anladıklarını öne sürer, o zaman hemen sonra gelen görünüm değişmesinin anlatışı ( Mat 17,1-9 ), a. 28’deki vaadin ilk gerçekleşmesi olarak anlaşılabilir. Ya da İnsanoğlu’nun yargıç yönünü vurgular ve İsa’nın gerçekleştireceği yargıyı incili yazdığı zaman gerçekleşen bir olayda (örneğin, Yeruşalim’in 70 yılında yıkılmasında) şimdiden başlamış olarak görür, bknz. Mat 10,23+;Mat 24,1+.
1 Aradan altı gün geçtikten sonra İsa Petrus'u, Yakup'la kardeşi Yuhanna'yı yanına aldı, onları yüksek bir dağa çıkardı.
17,1-8 Mar ve Luk’nın anlatma şekillerinin aksine, bknz. Mar 9,2+;Luk 9,28+, Mat’da görünüm değişmiş İsa yeni Musa olarak gösterilir, bknz. Mat 4,1+. Tanrı’yla yeni bir Sina Dağında karşılaşıyor, a. 5, Çık 24,15-18, yüzü parlıyor, a. 2, Çık 34,29-35, bknz. 2Ko 3,7-4,6, yanında ise EA’te Sina Dağında vahiyler teslim almış iki önemli şahıs bulunuyor, Çık 19;Çık 33-34;1Kr 19,9-13. Onlar da İsa tarafından tamamlanacak Yasa’yı ve peygamberlerin kişileştirmeleridir, Mat 5,17. Gökten gelen ses yeni Musa olarak O’na dinlemeye buyurur, Yas 18,15, bknz. Haİş 3,20-26 ve havariler Rab’e tapınarak yere kapanırlar, bknz. Mat 28,17. Görünüm bittiğinde tek O kalır, a. 8, çünkü mükemmel ve nihai Yasa’nın öğreticisi olarak O yetiyor. Ancak şimdiki görkemi geçicidir, çünkü O aynı zaman kuldur, a. 5, Yşa 42,1, bknz. Mat 3,16d+. Öncüsü gibi, a. 9-13, acı çekip ölmeli, Mat 16,21;Mat 17,22-23, ve ancak dirilişle nihai görkeme geçecektir.
17,1 yüksek bir dağa: Geleneklere göre Tabor Dağı.
2 Onların gözü önünde görünüşü değişti, yüzü güneş gibi parladı. Giysileri de ışık gibi bembeyaz oldu.
17,2 ışık gibi: bazı metinlerde “kar gibi”, bknz. Mat 28,3.
6 Öğrenciler bunu duyunca büyük bir korkuyla yüzüstü yere kapandılar.
17,6 Göksel boyutları dünyada tecrübe eden tanıklar bunu yaşadıklarında sıkça korku duyarlar. Bu hem Tanrı’nın dolaysız görünümleri için, Çık 19,16+;Çık 33,20+;Yşa 6,5, hem de örtülü görünümleri için de geçerlidir, mesela “Tanrı’nın meleğiyle” karşılaşırken, Hak 13,1-25. Melekler kutsal bir korkuya neden olurlar, Mat 28,4;Mar 16,5;Luk 1,29. Dirilmiş İsa’nın görünümleri de korkuturlar, Luk 24,37, bknz. Haİş 9,3d vs. Sina Dağın’dan indiğinde Musa’nın yüzünde Tanrı’nın görkemi yansır ve aynı korkuya neden olur. Göksel boyutla temasta oluşan dehşeti apokaliptik yazılar çok açıkça betimler, Va 1,17;Va 22,8.
7 İsa yaklaşıp onlara dokundu. "Ayağa kalkın, korkmayın" dedi.
8 Öğrenciler başlarını kaldırdıklarında İsa'dan başkasını görmediler.
10 Öğrenciler kendisine bir soru sordular: "Dinsel yorumcular acaba neden 'önce İlyas'ın gelmesi gerekir' diyorlar?"
17,10 Havariler gelmiş olan Mesih’i, Mat 16,16, ve görkemini, Mat 17,1-7, görmüş olduklarından Mal’da İlyas’a verilen öncülük görevinin gerçekleşmemiş olmasından dolayı şaşırırlar. İsa’ya göre İlyas bu görevini Vaftizçi Yuhanna’nın şahsında gerçekleştirdi, fakat kimse onu tanıyamadı, bknz. Luk 1,17+.
11 İsa, "evet" dedi, "önce 'İlyas gelir' ve her şeyi 'düzene koyar.'
12 Gerçi İlyas gelmiş bulunuyor. Ama size derim ki, onu tanımadılar. Tersine, ona her istediklerini yaptılar. Tıpkı bunun gibi, İnsanoğlu'nun da onların elinden çekeceği var."
19 Bunun üzerine, öğrenciler İsa'ya özel olarak yaklaşıp sordular: "Biz neden cini çıkaramadık?"
20 İsa, "imanınız kıt olduğundan" diye yanıtladı, "doğrusu size derim ki, hardal tohumu kadar imanınız olsa, şu dağa, 'buradan git, öteye çekil' deseniz o çekilecektir. Sizler için olanaksız hiçbir şey kalmayacaktır."
17,20 imanınız kıt olduğundan: “küçük imanınız nedeniyle” ya da “imansızlığınızdan dolayı” diye yazan metinler de mevcuttur.
24 Kafernahum'a vardıklarında tapınağın bakımı için vergi toplayanlar Petrus'a yaklaşıp, "sizin öğretmeniniz tapınağa vergi ödemiyor mu?" diye sordular.
25 O da, "elbette ödüyor" dedi. Petrus eve dönünce İsa ondan önce konuşup, "ey Simun, ne dersin?" diye sordu, "yeryüzünün kralları vergi ve gümrük parasını kimden toplarlar? Kendi oğullarından mı, yoksa yabancılardan mı?"
17,25 kendi oğullarından mı: Yani vatandaşlarından, bknz. Mat 13,38. İsa ise bu kelime oyununda Semitik dillerinin resimsel “oğul” kavramını kullanır: O “Oğuldur”, bknz. Mat 3,17;Mat 17,5;Mat 10,32d;Mat 11,25-27 vs., ve onunla birlikte kardeşleri, Mat 12,50, ve aynı babanın oğulları olan, Mat 5,45 vs. havarileri de oğullardır, Mat 4,3+.
26 Petrus, "yabancılardan" deyince, İsa ona şunu bildirdi: "Demek oluyor ki, oğullar serbesttir.
27 Ama onların tökezlemesine neden olmamak için denize gidip oltayı at. Oltaya takılan ilk balığı çek. Ağzını açınca gümüş bir para bulacaksın. Onu alıp vergiyi öde. Hem benim, hem de senin için."
6 "Ama bana iman eden şu küçüklerden birini kim suç işlemeye sürüklerse, boynuna iri bir değirmen taşı asılıp denizin derinliklerine atılması kendisi için daha iyidir.
7 Suça sürükleme eylemleri yüzünden vay dünyanın başına geleceklere! Suça sürükleme eylemlerinin olması zorunludur. Ama suça sürükleme eylemine yol aça-cak adamın vay başına geleceklere!
8 "Eğer elin ya da ayağın seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu kes ve at. Yaşama kolsuz ya da ayaksız kavuşman, iki el, iki ayak sahibi olarak hiç sönmeyen ateşe atılmandan daha iyidir.
18,8 suç işlemeye sürüklüyorsa: Yunanca “skandalon” (“tuzak ipi”) kelimesinin asıl anlamından yola çıkarak, bknz. Mat 16,23+, birini düşürme, imandan saptırmak, günaha ya da skandala sebep vermek manasındadır. Mat 5,29-30’ da da kullanılan a. 8-9 her ne kadar konuyu bölse de sözcük bağı nedeniyle buraya eklenildi.
9 Eğer gözün seni suç işlemeye sürüklüyorsa, onu çıkar ve at. Yaşama tek gözle kavuşman, iki göz sahibi olarak cehennem ateşine atılmandan daha iyidir."
18,9 ateşine: İbranice “ge-hinnom”. Eski zamanlarda çocukların kurban olarak yakıldığı yer olduğundan utançla kirlenen ve Yeruşalim’de bulunan bir vadinin ismi, Lev 18,21+. Daha sonra ise mahkumların vakitlerin sonundaki ceza yeri böyle adlandırılırdı ( “cehennem” kelimesi).
10 "Şu küçüklerden birini hor görmemeye dikkat edin. Size diyorum ki, göklerde onların melekleri göksel Babam'in yüzüne sürekli bakarlar.
18,10 yüzüne sürekli bakarlar: Saray memurlarının kralın mevcudiyetinde oluşunu belirten Kutsal Kitap’ta geçen bir kavram, bknz. 2Sa 14,24;2Kr 25,19;Tob 12,15. Vurgulanmak istenen meleklerin Tanrı’yı görmesinden çok, bknz. Mez 11,7+, Tanrı’yla ilişkilerinin sürekliliği ve içtenliği ve böylece küçüklerin saygınlığını Tanrı’nın önünde savunmalarıdır.
15 "Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse git, baş başayken suçunu ona göster. Dediğine kulak verirse, kardeşini kazanmış olursun.
18,15 kardeşin sana karşı günah işlerse: Birçok metinde geçen “sana karşı” sözleri asıl metni yansıtmıyor. İfade edilen ağır, toplumda bilinen bir günahın işlenmesidir, illa ki uyarıyı yapan kişiye karşı işlenmiş olması gerekmiyor. a. 21’deki durum farklıdır.
17 Onlara da aldırış etmezse, durumu kiliseye bildir. Ama kiliseyi de saymazsa, senin için o putperest ya da gümrük vergisi toplayan biri gibi olsun.
18,17 kiliseye: “ekklesia’ya” yani “kardeşler topluluğuna”, bknz. Mat 16,18+.
18,17 putperest ya da gümrük vergisi toplayan biri: Dindar Yahudilerin iletişim kurmaları yasaklanan murdar kişiler, bknz. Mat 5,46+ ve Mat 9,10+, bknz. 1Ko 5,11+’ daki komünyondan men edilme.
18 "Doğrusu size derim ki, yeryüzünde her ne bağlarsanız, gökte bağlanmış olur. Yeryüzünde her ne çözerseniz, gökte çözülmüş olur.
18,18 Bu ayet Petrus’a verilen yetkinin, Mat 16,18, da ha geniş çerçevesini gösterir: Bu yetki cemaate (kiliseye) bağlıdır ve Mesih’e iman edenler cemaatine önderlik edip cemaati simgeleyen kişi tarafından kilisenin hizmeti yararına kullanılır.
19 Doğrusu, size yine derim ki, aranızdan iki kişi yeryüzünde dileyecekleri herhangi bir şeyde görüş birliğine varırlarsa, göksel Babam tarafından bu onlara verilecektir.
24 Adam köleleriyle hesaplaşmak istedi. Hesaplaşmaya koyulduğunda ona on bin talant borcu olan biri getirildi.
18,24 on bin talant: Bilerek hayal edilmesi zor ve gerçek durumu kat kat geçen bir değer. On bin talant yüz milyon Dinar’a eşitti.
25 Ödeyebilecek güçte olmadığından efendisi kendisinin, karısının, çocuklarının ve tüm varlığının satışa çıkarılarak borcun ödenmesi için buyruk verdi.
26 Köle onun ayaklarına kapanarak yalvardı: 'Ah, ne olur, bana karşı sabırlı davran. Sana tüm borcumu ödeyeceğim.'
27 Efendisinin yüreği ona karşı acımayla doldu ve onu serbest bıraktı, borcunu da bağışladı.
28 "Köle dışarı çıkar çıkmaz, kendisi gibi köle olan birini buldu. Adamın kendisine yüz dinar borcu vardı. Yakasına yapışıp boğazını sıktı. 'Bana şu borcunu ödesene' diyordu.
29 Kendisi gibi köle olan adam yere kapanıp ona yalvardı: 'Ne olur, bana karşı biraz sabırlı davran, borcumu sana ödeyeceğim.'
30 Ama o reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı cezaevine attırdı.
31 "Arkadaşları olanları görünce çok kaygılandılar. Efendilerine gidip durumu anlattılar.
32 Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. 'Ey kötü köle!' dedi, 'sen bana yalvarınca o borcun tümünü sana bağışladım.
33 Ben sana nasıl acıdıysam, senin de kendin gibi köle olana acıman gerekmez miydi?'
34 Efendisi öfkelenip köleyi kendisine tüm borcunu ödeyinceye dek işkencecilere verdi.
35 ''Siz hepiniz de kardeşinizi gönülden bağışlamazsanız, göksel Babam da sizlere öyle davranacaktır."
6 "Öyle ki, bundan böyle iki ayrı kişi değil, tek bir bedendirler. Onun için, Tanrı'nın birleştirdiğini insan ayırmasın."
19,6 Evliliğin çözülmezlik üzerine kurulu olduğuna dair mutlak açıklama. Anlaşılması özgür kılan ve kuvvetlendiren Tanrı egemenliğinin gerçeğiyle mümkündür. Sırf Tanrı’nın egemenliği hayat boyunca süren bir “Evet’i” mümkün kılabilir.
7 Ferisiler sordular: "Öyleyse Musa neden, 'erkek kadına boşanma belgesi verip onu salıversin' diye buyruk verdi?"
8 İsa, "siz katı yürekli olduğunuz için Musa eşlerinizi boşamanıza izin verdi" dedi, "ne var ki, başlangıçta durum bu değildi.
9 Size diyorum ki, her kim zinadan başka bir nedenle karısını boşayıp başkasıyla evlenirse zina etmiş olur."
19,9 zinadan başka bir nedenle: Bu sınırlandırma (“fuhuş-koşulu”) paralelleri olan Mar 10,11d;Luk 16,18, bknz. 1Ko 7,10d’ de geçmiyor. Bütün bu metinlerde İsa’nın yapmış olduğu bir sınırlandırmanın bastırılıp anlatılmaması çok olanaklı gözükmüyor. Bu nedenle büyük ihtimalle Mat incili tarafından daha geç eklenmiş olabilir. Mat’nın Yahudilikten gelen Hristiyanlar için yazıldığını göz önünde bulundurarak amaç, metinde de belirtilen (a. 3) Rabbi’lerin belli bir sorusuna (Hillel ve Şamai arasındaki “haklı boşanma” ile ilgili tartışma) cevap vermekti. Buna göre buradaki eklenti havarilerin Antakya cemaatinin etkili olduğu bölge için almış olduğu kararlar gibi, Haİş 15,23-29, kilisenin belli bir bölge ve dönem için almış olduğu bir karardır. Kullanılan “Porneia” kelimesinin anlamı da bunu gösterir. Bazıları ise bahsedilenin “zina” olarak anlamak isterler ve böyle bir vakanın mevcut olduğu durumlarda bu ayette boşanmanın müsaadesini bulurlar, örneğin Ortodoks ve Protestan Kiliseleri. Ancak söylenmek istenen bu olsaydı farklı bir kavram olan “moiheia” geçerdi. Metnin bağlantılarına bakıldığında burada “porneia” aslında Rabbi’lerin yazılarındaki “senut”, yani “fuhuş” anlamında kullanılır. Rabbi’ler “senut” terimini Musa’nın Yasa’sına göre “ensest” olarak yasaklanmış tüm evlilikler için kullanırlar. Putperestlerde izin verilen bu tür evliliklere Yahudiler sonradan Yahudi olmuşlarda göz yumuyordu. Ancak Yahudilikten gelen Hristiyan çevrelerinde (Mat incili de onlar için yazılmıştı) bu tür evlilikler zorluklara yol açıyordu: Bu nedenle Mat, bu tür evlilikte yaşayan biri Hristiyan olduğunda, zaten geçersiz olan bu yanlış evliliği çözme buyruğu veriyor. Başka bir yorum önerisine göre ise bu sınırlandırma ile “boşanma” değil, fakat tekrar evlenmeden “ayrılma” ifade edilir. Böyle bir kural Yahudilikte tanınmıyordu, ancak İsa’nın istekleri birçok farklı konuda yeni şekillere yol açtığı biliniyor ve Pavlus da 1Ko 7,11’ de bu yorum önerisini göz önünde bulundurur.
10 Öğrencileri, "erkeğin eşiyle ilişkisi böyle olacaksa hiç evlenmemek daha iyi" dediler.
11 İsa, "herkes bu sözü kabul edemez" diye yanıtladı, "sadece kendilerine bu yetki Tanrı tarafından verilenler edebilir.
12 Çünkü kimi daha doğuştan hadımdır. Kimisi insanlar tarafından hadım edilir. Ki-misi de Göklerin Hükümranlığı için kendisini evlenmekten uzak tutar. Bunu kabul edebilen etsin."
19,12 Göklerin Hükümdarlığı’na hizmet ve tanıklık etmek üzere hayatını adamak isteyenleri İsa gönüllü ve sürekli evliliksizliğe çağrıyor. Göklerin Hükümranlığı uğruna evlenmemek gizemini ve çözülemeyen evlilik gizemini anlayabilme ruhu Tanrı’nın insanlara verdiği bir armağandır.
17 O da, "neden bana iyilik hakkında soru soruyorsun?" dedi, "yalnız bir tek iyi vardır. Eğer yaşama kavuşmak istiyorsan, buyrukları tut."
19,17 iyi: yani Mar ve Luk’ın vurguladığı gibi Tanrı. Bazı metinler Mar ve Luk’dan etkilenerek “Neden beni iyi diye adlandırıyorsun? Hiç kimse iyi değil, sadece tek olan Tanrı iyidir.” diye yazar.
18 Adam, "hangilerini?" diye sordu. İsa onu şöyle yanıtladı: "'Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin,
20 Genç adam, "Bunların tümünü tuttum" dedi, "daha ne yapmam gerekir?"
19,20 tümünü tuttum: Bazı metinler “gençliğimden beri” diye ekler, bknz. Mar 10,20 ve Luk 18,21.
21 İsa, "eğer yetkinleşmek istiyorsan, git varını yoğunu sat, yoksullara dağıt" diye yanıtladı, "Böylelikle göklerde hazinen olacaktır. Sonra da ardımdan gel!"
19,21 yetkinleşmek: “mükemmel olmak istiyorsan”: İsa diğer Hristiyanlardan üstün bir mükemmeller sınıfı oluşturmuyor. Bahs edilen mükemmellik eski kurtuluş düzenini aşıp onu yerine getiren yeni kurtuluş düzeninin mükemmelliğidir, bknz. Mat 5,17+. Herkes bu mükemmelliğe çağrılmıştır, bknz. Mat 5,48. Bunun yanında Tanrı’nın Hükümranlığı’nın kurulmasında İsa’nın özel bir şekilde müsait olan işçilere ihtiyacı var. Bu işçilerden, aile, Mat 18,12, ve mal varlıklarıyla, Mat 8,19-20, uğraşmaktan vaz geçmelerini ister.
28 İsa, "doğrusu size derim ki" diye yanıtladı, "gelecek çağda, insanoğlu yüceliğinin tahtında oturunca, ardımdan gelen sizler de O'nunla birlikte on iki tahta oturup İsrail'in on iki soyunu yargılayacaksınız.
19,28 gelecek çağda: bazı metinlerde “dünya yeniden yaratıldığında”. Yani dünyanın sonunda görülecek Mesihsel yenilenme sırasında. Bu yenileme, Mesih’in dirilişi ve kilisesindeki hükümranlığı sayesinde ruhsal bir boyutta başlayacaktır, bknz. Haİş 3,21+.
19,28 yargılayacaksınız: egemenlik sürmek anlamında. “on iki oymak” yeni İsrail olan kilisenin simgesidir.
29 Bir de benim adım yüzünden evlerini, kardeşlerini, kız kardeşlerini, babasını, annesini, çocuklarını, ya da tarlalarını bırakmış olan herkes bunları kat kat alacak. Bunun yanı sıra da sonsuz yaşamı alacaktır.
19,29 annesini: Bazı metinlerde “annesi ya da eşini” diye yazar.
30 "Öte yandan, birçok birinci sonuncu, birçok sonuncu da birinci olacak."
1 "Göklerin Hükümranlığı sabahın erken saatinde bağına işçi aramaya çıkan bir çiftlik sahibine benzer.
20,1-16 Çiftlik sahibi akşama kadar işsizlere iş verip herkese tam gündelik vermesiyle adaletin ötesine geçerek kendisine zarar vermeyecek iyiliğini gösteriyor. Tanrı da böyle yapar: Hükümranlığına geç gelenleri de, günahkârlar ve putperestleri de kabul eder. İlk çağrılmış olanlar, yani İbrahim’den beri antlaşmanın dahilinde olan Yahudiler ise bundan skandal duymamalılar.
2 Çiftlik sahibi işçilerle gündeliği bir dinara anlaşıp onları bağına gönderdi.
3 Saat dokuz sularında yine çıktı, çarşıda işsiz güçsüz dikilen başkalarını gördü.
4 Onlara da aynı şeyi söyledi: 'Haydi siz de bağa gidin, gündeliğiniz için her ne gerekiyorsa ödeyeceğim.' Onlar da yola koyuldular.
5 "Yeniden, saat on ikiyle on beş sularında çıkıp aynı şeyi yaptı.
6 Saat on yedi sularında çıkınca, orada dikilen başkalarını buldu ve onlara, 'neden bütün gün boyunca burada işsiz güçsüz duruyorsunuz?' diye sordu.
7 'Çünkü bizlerle anlaşan olmadı' dediler. Çiftlik sahibi, 'haydi siz de bağa gidin' dedi.
8 "Akşam olunca bağ sahibi yöneticisine buyurdu: 'İşçileri çağır. Sonuncusundan başlayarak ilkine varıncaya dek onlara emeklerinin karşılığını öde.'
20 Bunun üzerine, Zebedi oğullarının annesi çocuklarıyla birlikte İsa'ya yaklaşıp yere kapandı ve O'ndan bir dilekte bulundu.
21 İsa ona, "ne istiyorsun?" diye sordu. Kadın, "hükümranlığında şu iki oğlumdan biri sağında, öteki de solunda otursun diye buyruk ver!" dedi.
20,21 Elçiler İsa’nın hükümranlığının hemen tam görkemiyle başlayacağı beklentisi içerisindeler, fakat bu ancak İsa’nın ikinci gelişinde gerçeğe kavuşacaktır, bknz. Mat 4,17;Haİş 1,6+.
23 İsa, "kâsemden gerçekten içeceksiniz" dedi, "ne var ki, sağımda ve solumda oturabilme yetkisini vermek bana düşmez. Bu ancak Babam tarafından kendilerine hazırlananlar içindir."
20,23 Zebedi oğlu Yakup İ.S 44 senesi çevresinde Herodes Agripa tarafından ölüme mahkûm edildi, Haİş 12,2. Kardeşi Yuhanna ise iman şehidi olarak ölmemişse de yine de efendisinin ıstıraplarına paydaş oldu.
20,23 oturabilme yetkisini vermek bana düşmez: İsa yeryüzüne insanlara ödüller dağıtsın diye gönderilmedi, misyonu, ıstırap çekerek onları kurtarmaktır, bknz. Yuh 3,17;Yuh 12,47.
28 İnsanoğlu da kendisine hizmet edilsin diye gelmedi. Tam tersine, hizmet etmeye ve canını pek çok kişi yararına kurtulmalık olarak vermeye geldi."
20,28 canını ... kurtulmalık olarak vermeye: İnsanların günahları Tanrı’nın adaletine karşı işlenmiş suç olarak Eski Antlaşma’nın Yasası’nın talep ettiği ölüm cezasını beraberinde getirirler, bknz. 1Ko 15,56;2Ko 3,7.9;Gal 3,13+;Rom 8,3-4+. İnsanları günahın ve ölümün bu köleliğinden çıkarmak için, Rom 3,24+, İsa fidyeyi ödeyip kanının pahasına sucu kapatacaktır, 1Ko 6,20;1Ko 7,23;Gal 3,13+;Gal 4,5+, yani Tanrı Kulu’nun önceden duyurmuş olduğu gibi suçluların yerine geçerek onlar için ölecektir. Yşa 53,1d’ deki Semitik “çoklar” kavramı kurtarılanların büyük çokluğunu tek kurtarıcının karşısına koyar, söylenmek istenen sayının kısıtlı olması değil, bknz. Rom 5,6-21;Mat 26,28+.
21,5 Zek 9,9’ un vaadinde Mesihsel Kral’ın bindiği sade hayvan O’nun hükümranlığının alçakgönüllü ve barışçıl şeklini gösteriyordu. İsa bu işareti yerine getirerek bu peygamberliğe ve öğretisine sahip çıkar.
9 İsa'nın önünden, arkasından yürüyen kalabalık bağrışarak şöyle diyordu:"Hozana! Davut Oğluna. Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun. En yücelerde Hozana!"
12 İsa tapınağa girdi ve tapınakta alışverişle uğraşan herkesi dışarı attı. Para bozanların masalarını, güvercin satıcılarının koltuklarını devirdi.
21,12 para bozanların ... güvercin satıcıların: Kurban için gereken para ve hayvanları hacılara verenlerdi. Bu haklı bir gelenek olsa da sapıtmalara açıktı.
16 kendisine sordular: "Bunların dediğini duyuyor musun?" İsa, "Evet!" diye karşılık verdi, "Siz şu sözü hiç okumadınız mı?" 'Küçük çocukların ve emziktekilerin ağzından kendine övgüler döktürdün.'
19 Yol üzerinde bir incir ağacı görerek ona yaklaştı. Ama onda yapraktan başka bir şey bulmadı. Bu nedenle ağaca, "bundan böyle sende hiçbir zaman meyve yetişmesin" dedi. İncir ağacı hemen kurudu.
21,19 Mar’a göre “incir mevsimi değildi”, bknz. Mar 11,13. İsa simgesel bir eylem gerçekleştirmek ister: İncir ağacı kısır ve bu nedenle cezalandırılan İsrail’i simgeler, bknz. Yer 18,1+.
20 Öğrenciler olayı görünce şaşakaldılar. "Nasıl oldu da incir ağacı bir an içinde kuruyuverdi?" diye sordular.
21 İsa onları şöyle yanıtladı: "Doğrusu size derim ki, eğer imanınız olursa ve kuşkuya düşmezseniz yapacaklarınız yalnız incir ağacına yapılanla kalmayacak. Şu dağa buyruk verip, 'yerinden kalk, denize atıl' deseniz bu bile olacaktır.
23 İsa tapınağa girmiş öğretiyordu ki, halkın başkâhinleri ve ileri gelenleri yaklaşıp sordular: "Bu işleri hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi sana veren kim?"
21,23 bu işleri: İsa’nın tapınak bölgesinde gerçekleştirdiği veya müsaade ettiği sıra dışı olaylar: Mesih olarak tapınılması, tüccarları kovması, mucizevi iyileştirmeleri.
24 İsa, "Ben size bir soru sorayım" diye yanıtladı, "Eğer sorumu yanıtlarsanız, ben de size bu işleri hangi yetkiyle yaptığımı söyleyeceğim.
25 Yahya'nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi? Tanrı’dan mı, yoksa insanlardan mı?" Aralarında tartışmaya koyuldular: "Eğer 'Tanrı'dandır' diyecek olsak, O bize, 'Öyleyse neden ona inanmadınız?' diye soracak.
27 İsa'yı yanıtlayarak, "bilmiyoruz" dediler. İsa, "Öyleyse, ben de size bu işleri hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim" dedi.
İki Oğul Benzetmesi
28 "Şu olay sizlere ne düşündürüyor? Bir adamın iki oğlu vardı. Adam birincisine, 'Oğul, git bugün bağda çalış' diye buyurdu.
29 O da, 'Gitmem' dedi. Ama sonradan pişmanlık duyarak gitti.
30 Adam öteki oğluna da aynı buyruğu verdi. Bu oğul, 'Olur, giderim' dediyse de gitmedi.
31 İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş oldu?" Onlar, "Birincisi" diye karşılık verdiler. İsa, "Doğrusu size derim ki" dedi, "Vergi toplayanlarla fahişeler de Tanrı'nın Hükümranlığı'na sizlerden önce girerler.
32 Çünkü Yahya size doğrulukla geldi ve inanmadınız. Oysa vergi toplayanlarla fahişeler ona inandılar. Sizlere gelince, bunu görmenize karşın sonradan pişmanlık duyup ona inanmadınız."
21,32 doğrulukla geldi: bazı metinlerde “doğruluk yolunu göstermek üzere” diye yazar, harfiyen “doğruluk yolunda” ya da “doğruluk yoluyla”. Kutsal Kitap’a ait bir kavram: İnsanı “doğru, dürüst” kılan yol, Tanrı’nın isteğine girip bu isteğiyle bir olma yoludur. Vaftizçi Yuhanna da bunu uygulayıp öğretiyordu.
33 "Başka bir simgesel öyküye kulak verin. Çiftlik sahibi bir adam 'asma dikti, bağın çevresine çit çekti, şıra toplanacak yeri kazdı. Bir de kule kurdu. Burayı bağcılara kiralayarak başka bir ülkeye gitti.
21,33-46 Bu benzetme aslında bir mecazdır. Çünkü anlatımın her unsuru belli bir anlam taşır: Çiftlik sahibi Tanrı’dır; bağ seçilmiş halktır, bknz. Yşa 5,1+; köleler peygamberlerdir; oğul ise surların dışarısında öldürülecek olan İsa’dır; kötü bağcılar imansız Yahudilerdir; bağın teslim edileceği halk ise putperestlerdir.
40 "Şimdi, bağ sahibi dönünce bu kiracılara ne yapacak?"
41 Onlar, "Bu kötü adamları yok edecek; bağı da bağ bozumunda kendisine ürünü verecek olan başka bağcılara kiralayacak" dediler.
42 İsa, "Siz Kutsal Yazılar'da deneni hiç okumadınız mı?" dedi: " 'Yapıcıların reddettiği taş işte köşenin baş taşı oldu. Rab'bin işidir bu, gözümüzde harika bir iş!"
22,1-14 Bir önceki benzetmeye benzer. Mecazi yönler taşıyıp aynı anafikri verir: Kral Tanrı’dır; düğün şöleni Mesihsel Çağın sevincini simgeler; gönderilen köleler peygamberler ve havarilerdir; onları aldırmayan ya da onlara karşı şiddet uygulayan çağrılılar Yahudilerdir; yol kavşaklarından çağrılanlar günahkârlar ve putperestlerdir; kentin yakılması ise Yeruşalim’in yıkılışıdır. a. 11’den sonra resim değişir: Burada Son Yargı anlatılıyor. Büyük bir olasılıkla Mat burada iki farklı benzetme birleştirdi: Birincisi Luk 14,16-24’ de anlatılanla denktir. a. 11d’de anlatılanın anlamı ise şudur: Daveti kabul eden insan düğün kıyafeti giymeli (kıyafet ya da elbise Apokaliptik Kitap’ların dilinde yeni eskatolojik mükemmelliğe yakışır var oluşun simgesidir): imanına, doğruluğun eserleri eşlik etmeli, bknz. Mat 3,8;Mat 5,20;Mat 7,21d;Mat 13,47d;Mat 21,28d.
2 "Göklerin Hükümranlığı oğlu için düğün şöleni düzenleyen bir krala benzer.
3 Kral çağrılıları düğün şölenine toplamak için kölelerini gönderdi. Ama onlar gelmek istemediler.
4 Yeniden başka köleler gönderdi: 'Çağrılılara bildirin' dedi, 'Bakın yemeği hazırladım. Sığırlarla özel olarak beslediğim danalar boğazlandı. Her şey bekliyor. Buyurun düğün şölenine!'
5 "Ama onlar çağrıyı hiç umursamadan çekip gittiler. Biri tarlasına, öteki alım satımına gitti.
6 Geri kalanlar da adamın kölelerini yakalayıp aşağıladılar ve sonra da öldürdüler.
22,14 Bu sözler benzetmenin ilk bölümüyle daha uyumludurlar. Bahsedilen genel anlamda seçilmiş olanlar değil, fakat ilk davet edilen Yahudiler. Benzetme onlardan bazılarının daveti kabul edip seçildiklerinden bahsetmese de tersini de söylemiyor, bknz. Mat 24,22+.
16 Kendilerine bağlı öğrencilerle birlikte Herodesçiler'i O'na göndererek, "Ey Öğret-men" dediler, "Senin gerçek olduğunu, Tanrı yolunu da gerçekten öğrettiğini biliyoruz. Hiç kimseden çekindiğin yok. Çünkü kayırıcılık yapan biri değilsin.
22,16 Herodesçiler: Ferisilerin İsa’dan duymak umdukları İmperator Sezar karşıtı bir sözü Roma yönetimine iletebilecek grup.
17 Açıkla bize, düşüncen nedir? Sezar'a vergi ödemek yasal mı, yoksa değil mi?"
18 İsa onların kötü niyetini bildiğinden, "Ey ikiyüzlüler!" dedi, "Neden beni denemeye kalkışıyorsunuz?
19 Bana vergi ödediğiniz şu parayı gösterin." Kendisine bir dinar getirdiler.
20 İsa sordu: "Bu gördüğünüz yüz ve yazı kimindir?"
21 "Sezar'ın" dediler. Bunun üzerine İsa, "Öyleyse" dedi, "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin."
22,21 Bu paranın simgelediği Roma İmperatorluğun otoritesi ve iyilikleri günlük hayatta da kabul edildikleri için itaat ve mal varlıklarıyla katkı yapmalarına müsaade edilebilir, hatta daha üstün otorite olan Tanrı’ya vermeleri gerekenlerin pahasına gitmediği sürece buyruktur.
23 Aynı gün ölülerin dirilişine inanamayan Sadukiler'den bazıları yaklaşıp İsa'ya bir soru sordular:
22,23 Sadukiler: Bu grup, Mat 3,7+, yazılı geleneklere, özellikle de Kutsal Kitap’ın ilk beş kitabına sımsıkı bağlıydılar ve bunlarda bedenin dirileceğine dair bir öğretinin bulunamayacağından emindiler, bknz. 2Mak 7,9+. Ferisiler bu konuda zıt görünüşü savunuyorlardı, bknz. Haİş 4,1+;Haİş 23,8+.
24 "Ey Öğretmen, Musa demiştir ki, 'Bir adam çocuğu olmadan ölürse, kardeşi dul kalan kadınla evlenmeli; böylelikle kardeşine soy yetiştirmeli.'
31 Kaldı ki, ölülerin dirilişine ilişkin Tanrı'nın sizlere belirttiği sözü okumadınız mı?
32 "'Ben İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı'yım.' Tanrı ölülerin değil, tam tersine, dirilerin Tanrısı'dır."
22,32 Tanrı bir kişiye ya da bir kavme onun Tanrı’sı olarak özel bir koruma veriyorsa bunu tekrar boşluğa düşürecek geçici ya da mükemmel olmayan bir şekilde gerçekleştirmez. Tanrı sevgisinin özünün gerektirdiği bu gerçek Kutsal Kitap’ın başlarında henüz tam olarak anlaşılmadığından dirilişin yaşanmadığı “ölüler diyarı” (şeol) düşüncesi ortaya çıktı, Yşa 38,10-20;Mez 6,5;Mez 88,10-2. Sadukiler’in muhafazakâr gelenekçiliği, Haİş 23,8+, bu düşünceye sadık kalınmasının zorunluluğunu savunuyorlardı. Ancak Tanrı’nın devam eden vahiyi sayesinde adım adım dirilişin gerekliliği daha iyi anlaşılmaya başlandı, Mez 16,10-11;Mez 49,15;Mez 73,24. Böylece bedenselliğinde bile kurtarılan her insanın, Dan 12,2-3;2Mak 7,9d;2Mak 12,43-46;2Mak 14,46, hayata döneceği duyuruldu, Bil 3,1-9. İsa Çık 3,6’ nın temelinde Tanrı’nın niyetine göre bu öğretinin olduğunu göstererek onu güçlendirir.
34 Ferisiler O'nun Sadukiler'i susturduğunu duyunca bir araya geldiler.
35 İçlerinden biri --bir yasa yorumcusu-- O'nu deneyerek sordu:
22,35 bir yasa yorumcusu: Bazı metinler geçmeyip belki Luk 10,25’ den alındı.
36 "Ey Öğretmen! Kutsal Yasa'da en önemli buyruk hangisidir?"
37 İsa şöyle yanıtladı: "'Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.'
22,37-39 Tanrı’yı ve komşuyu sevme buyrukları tek bir buyrukta birleşip Didahe’de de yer alırlar. Didahe bu buyruk için belki Yahudilerin “iki yol” hakkındaki öğretisini kullanmış olabilir, bknz. Mat 7,13+.
45 "Eğer Davut O'na Rab diyorsa, O nasıl Davut'un oğlu olabilir?"
22,45 Sorunun doğru cevabı şu olurdu: Mesih insansal uyruğu bakımından Davut’tan geliyorsa da, bknz. Mat 1,1-17, tanrısal özellikleri O’nu Tanrı’dan üstün kılar, Davut da tam bunun peygamberliğini yapmıştır.
46 Hiç kimse O'na bir şey diyemedi. O günden sonra biri çıkıp O'na başka bir soru sormaya cesaret edemedi.
1 Sonra İsa halka ve öğrencilere dönerek şöyle dedi:
23,1-39 İsa’nın Ferisilere ve Yasa Öğreticilere karşı yaptığı konuşmasının bu düzenini incilci derledi. a. 12’ye kadar konuşma “halk ve havarilere” yöneliktir. a. 13’ten sonrası direk olarak Yasa Öğreticilere ve Ferisilere yönelir. Bu gruplara yöneltilen ağır eleştiriler için bknz. ayrıca Mat 6,2+.
23,2 Musa’nın kürsüsünde: Yasa bilginlerin Kutsal Yazıları yorumlarken oturdukları bu koltuk öğretme yetkilerinin dış belirtisiydi. Sinagog’un en önemli oturma yeriydi.
3 Sizlere bütün söylediklerini yapın ve tutun. Ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü öğüt verirler, ama onu kendileri yapmazlar.
23,3 sizlere bütün söylediklerini: Musa’dan teslim aldıkları öğretiyi iletmeye çalıştıkları sürece. İsa onların kendi yorumlarından bahsetmiyor, bu yorumlar hakkında düşünülmesi gerekenleri başka zamanlar söylemişti, bknz. Mat 15,1-20;Mat 16,6;Mat 19,3-9.
5 Yaptıklarının tümünü insanlara gösteriş için yaparlar. Dinsel yazı taşıyan bağları genişletirler, giysilerinin saçak püsküllerini büyütürler.
23,5 dinsel yazı taşıyan bağları: Yasa’nın özünü yansıtan, en önemli sözlerini içeren küçük kapsül ya da kutucuklar. Yahudiler onları, Çık 13,9.16;Yas 6,8;Yas 11,18’ e uyarak kol ya da alınlarına bağlarlar. Elbiseler uçlarındaki saçak püskülleri hakkında bknz. Say 15,38+;Mat 9,20.
7 Çarşıda, meydanda saygıyla selamlanmaktan ve insanlar tarafından Rabbi diye çağrılmaktan kıvanç duyarlar.
23,7 Rabbi: Aramice kelimenin anlamı “efendim”. Yahudi yazı öğreticilerin ünvanıdır. İsa’nın kendisi de havariler tarafından böyle adlandırılıyordu, Mat 26,25.49.
8 "Ama sizler Rabbi diye çağrılmayın. Çünkü Öğretmeniniz tektir, hepiniz de kardeşsiniz.
23,8-12 Bu ayetler büyük ihtimalle sadece havarilere yönelikti, halk ise dinleyicidir.
13 "Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü Göklerin Hükümranlığını insanların yüzüne kapatıyorsunuz. Kendiniz girmiyorsunuz, girmek isteyenleri de bırakmıyorsunuz.
14 ("Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü dul kadınların evlerine konuyorsunuz ve gösteriş için uzun uzadıya dua ediyorsunuz. Bu yüzden yargınız daha ağır olacaktır.)
23,14 Mar 12,40 ve Luk 20,47’ ye uyarak eklenen bu ayet, “vay size”lerin yedi sayısını sekize çıkartır, Mat 6,9+.
15 "Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü bir kişiyi bile yolunuza çekmek için denizde, karada dolaşıp didiniyorsunuz. Bunu sağlayınca da, onu kendinizden iki kat cehennemlik duruma sokuyorsunuz.
23,15 bir kişiyi bile yolunuza çekmek için: harfiyen “tek bir proselit yapmak için”: Proselit, putperestlikten Yahudiliğe geçenlere verilen terimdi.
16 "Vay sizlere, kör yöneticiler! Tapınak üzerine ant içmenin önemi yok, ama tapınaktaki altın üzerine ant içen andından sorumludur diye yorum yürütenler!
23,16 Konu antlardır. Rabbiler, sonuçları düşünmeden ant içen kişileri bu ant ile üstlendikleri yükümlülüklerinden sıyırmak için kurnaz ayırmalar kullanıyorlardı.
21 Bunun gibi, tapınak üzerine ant içen de onun ve ondaki Kişi'nin üzerine ant içmiş olur.
22 Göğe ant içen ise Tanrı tahtına ve onun üstünde oturana ant içer.
23 "Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü nanenin, dereotunun, kimyonun ondalığını ödersiniz. Ama Kutsal Yasa'nın daha önemli konularını bırakırsınız: Adaleti, merhameti, içten bağlılığı. Asıl uygulayacağınız işler bunlardı. Evet, ötekileri de bırakmadan.
23,23 nanenin, dereotunun, kimyonun ondalığını: Musa’nın Yasa’sında bulunan tarım ürünleri hakkındaki ondalık buyruğunu Rabbi’ler abartıp mutfak baharatlarını bile içine alacak şekilde genişlettiler.
24 Kör kılavuzlar! Sudan sivrisineği süzenler, öte yandan deveyi yutanlar!
25 "Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü bardağın, çanağın dışını temizlersiniz, ama içi soygunculukla, bencil isteklerle doludur.
23,25 bencil isteklerle doludur: “ölçüsüzlükle”, “adaletsizlikle”, “pislikle”, “açgözlülükle” doludur diye yazan metinler de var.
26 Kör Ferisi! İlkin bardağın içini temizle ki, dışı da temizlenmiş olsun.
27 "Vay sizlere, dinsel yorumcular ve Ferisiler! İkiyüzlüler! Çünkü sizler badanalı mezarlara benziyorsunuz. Bunlar dıştan parlak görünürler, ama içleri ölü kemikleriyle ve her tür iğrençlikle doludur.
34 lşte bu nedenle size peygamberler, bilginler, eğitmenler gönderiyorum. Bunların içinden bazılarını öldüreceksiniz ve çarmıha gereceksiniz. Yine bazılarını sinagogları-nızda kamçılayacaksınız, kentten kente kovalayacaksınız.
23,34 peygamberler, bilginler, eğitmenler: Aslında Yahudilikte kullanılan terimler burada Hristiyanlar için kullanılıyor, bknz. Mat 10,41;Mat 3,52.
35 Böylece, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanı elinize bulaşmış olacak: Doğru Habil'in kanından tutun, tapınakla sunak arasında canına kıydığınız Barakya oğlu Zekeriya'nın kanına varıncaya dek.
23,35 Zekeriya: Büyük ihtimalle 2Ta 24,20-22’ de geçen Zekeriya. Cinayeti Kutsal Kitap’ın anlattığı son cinayettir (2Ta Yahudi Kutsal Kitap’ının son kitabıydı). Anlatılan ilk cinayet ise Habil’in öldürülüşüydü, Yar 4,8. “Barakya oğlu” ise belki başka bir Zekeriya ile çıkan karışıklıktan kaynaklanabilir, bknz. Yşa 8,2;Zek 1,1. Belki de bu sözler yazıyı kopyalayan bir yazıcının eklentisidir.
37 "Yeruşalim, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim. Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi, kaç kez çocuklarını yanıma toplamak istedim. Ama bunu istemediniz.
39 Çünkü sizlere bildiriyorum: 'Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun' deyinceye dek, bundan böyle beni bir daha görmeyeceksiniz."
23,39 övgüler olsun: Luk 13,35’ te zeytin dalı bayramındaki girişle bağdaştırılan bu sözler, Mat’nın kullandığı bağlamda Mesih’in vakitlerin sonunda tekrar gelişiyle ilgililer. Bu gelişinde Yahudiler O’na saygı gösterisinde bulunacaklar, çünkü artık tövbe etmiş olacaklar, bknz. Rom 11,25d.
1 İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri dikkatini tapınağın yapılarına çekmek için kendisine yaklaştılar.
24,1-25,46 Mat’nın “son dönem konuşması” Yeruşalim’in yıkılışının duyurusunu ve dünyanın sonunun duyurusunu bağlar. Bu nedenle, sırf birinci duyuru ile ilgilenen Mar’daki konuşmaya üç farklı ekleme yapar: 1.) Luk 17,22-37’ de de kullanılan “İnsanoğlu’nun günü” hakkındaki bir konuşmadan alınan a. 26-28.37-41. 2.) Aşağıdaki konuların eklenildiği düzeltmeler: “Geliş”, a. 3.27.37.39 (incilde başka hiçbir yerde geçmiyor, bknz. Mat 24,3+;1Ko 15,23+), “dünyanın sonu”, a. 3, bknz. Mat 13,39.40.49, ve dünyanın tüm halkları ilgilendiren “İnsanoğlunun belirtileri”, a. 30. 3.) Konuşmanın sonuna ise uyanık kalmak hakkında birkaç benzetme ekleniyor, Mat 24,42-25,30. Bunlar İsa’nın gelişini ve vakitlerin sonundaki büyük yargıyı hazırlar nitelikteler, Mat 25,31-46. Yeruşalim’in yıkılışı ile Son Yargı arasında kurulan bağlantı, bu olayların ilkinin, ikincisinin öncüsü ve başlangıcı olduğunu vurgular. Yeruşalim’in yıkılışı İsa’nın (ve bununla Eski Antlaşma’nın bitişinin) reddedilişinin sonucu olarak anlaşılıyor. Yeruşalim’in yıkılışı böylece İnsanoğlu olan İsa’nın yargısının belirlenmesi olarak görülüyor. Tanrı’nın Hükümranlığının (Göklerin Hükümranlığı’nın) kurtuluşu o çağda bir yandan yükseltilmiş Rab’bin iyileştiren ve özgür kılan eserlerinde şimdiden tecrübe edilebiliniyorsa, öbür yandan ise ancak vakitlerin sonunda mükemmelliğe erişeceği gibi aynı şekilde Tanrı’nın yargısı da bazı olaylarda şimdiden tecrübe edilebilir, ancak bu olaylar her zaman Genel Son Yargı’ya yönelikler. Tanrı’nın yargısının şimdiki mevcudiyeti ve geleceği hakkında bknz. 1Ko 1,8+;1Pe 4,17d.
2 İsa onlara şöyle dedi: "Bunların tümünü görüyor musunuz? Doğrusu size derim ki, burada taş üstünde taş kalmayacak. Yıkılmadık bir şey bırakılmayacak."
3 İsa Zeytinlik Dağı'nda otururken, öğrencileri özel olarak O'na yaklaşıp, "Bizlere açıkla" dediler, "Bu olaylar ne zaman olacak? Gelişini ve çağın sona erdiğini gösteren belirti ne olacak?"
24,3 gelişini: Yunanca “parusia” (“mevcudiyet, geliş”) kelimesi, Yunan-Roma dünyasında bir imparatorun resmi ve kutlamalı ziyareti için kullanılırdı. Hristiyanlar bu kavramı Mesih’in şanlı tekrar gelişini adlandıran terim olarak kullandılar, bknz. 1Ko 15,23+. İllaki vakitlerin sonundaki gelişiyle bağlantılı olmak zorunda değil, Mesihsel Hükümranlığının kuruluşunda kuvvetinin belirlenmesini de ifade edebilir. Mat bu iki düşünceyi birleştirir.
14 "Hükümranlığın bu Sevindirici Haberi dünyanın her köşesinde tanıklıkta bulunmak için tüm uluslara yayılacak. İşte o zaman son gelecektir."
24,14 dünyanın her köşesinde: “oikumene’de” (“yerleşilebilen dünya”), yani Yunan-Roma dünyasında. İsa’nın İnsanoğlu-yargıç olarak belirlenmesinden önce İmparatorluğun bütün halkları kurtuluş müjdesini duymuş olacaklar. Gerçekten de 70 yılına (Yeruşalimin yıkılışı) kadar incil Roma İmparatorluğun ana bölgelerine ulaşmıştı, bknz. 1Se 1,8;Rom 1,8;Kol 1,6.23.
24,14 son: İnsanoğlu-Yargıç olan İsa’nın belirlenmesi.
15 "Daniel Peygamber'in sözünü ettiği, 'yıkıcılık getiren iğrenç şeyi kutsal yerde' gördüğünüzde --okuyucu bunu anlasın-
24,15 yıkıcılık getiren iğrenç: Dan’in kitabında Antiokus Epifanes’in Yeruşalim Tapınağı’na kurduğu putperest bir ilah böyle adlandırılıyordu (İ.Ö 168), 1Mak 1,54. Sinoptik incillerde Dan’in bu peygamberliği kutsal şehrin ve tapınağın Rom’nın putperest orduları tarafından işgaline uygulanılıyor, bknz. Luk 21,20.
22 Eğer o günler kısaltılmış olmasaydı, hiç bir canlı varlık kurtula-mazdı. Ama seçilmişler yararına o günler kısaltılacaktır.
24,22 seçilmişler yararına: Ayet iki şekilde anlaşılabilir: 1.) Anlatılmak istenen “seçilmişlerin”, yani Mesih’e iman edenlerin sıkıntılarda batmamaları için sıkıntı döneminin kısaltılmasıdır. Ancak bu bazı zorluklara neden olur, çünkü Tanrı’nın Hristiyanları dünyasal zorluklardan koruyacağı vaadi başka hiçbir yerde geçmiyor. 2.) Tanrı “seçilmişler”, yani Hristiyanlar uğruna dünyaya en ağır sıkıntıları göndermekten vazgeçtiği anlatılıyor. Bu Tanrı’nın küçük bir sadıklar grubu uğruna Sodom’u yıkmamayı kabul ettiği Yar 18,23-33’ i hatırlatır. Mat bununla sırf Yahudi-Roma savaşının felaketini göz önünde bulundurmuyor, 70 olayları geçmiş diye bakan incilin okuyucuları için bu ayet, imanda sadık kalmaları ve imanla yaşamalarına yardımcı olabilir.
23 O zaman eğer biri size, 'bak, Mesih burada' ya da, 'bak, şurada' diyecek olursa inanmayın.
24 Çünkü yalancı mesihler ve 'yalancı peygamberler' türeyecek. Bunlar önemli 'belirtiler gösterecek ve göz kamaştırıcı işler yapacak.' Öyle ki, olanağı bulunsa seçilmişleri bile kandırırlardı.
30 "Bunun üzerine, gökte insanoğlu'nun belirtisi görünecek. O zaman, " 'Yeryüzünün tüm ırkları dövünecekler. İnsanoğlu'nun güç ve görkemle göğün bulutlarında geldiğini görecekler.'
24,30 İnsanoğlu’nun belirtisi: Kilise Babaları bu simgenin Mesih’in haçı olarak yorumladılar. Belki de kendisini dirilmiş ve şanlandırılmış olarak bütün dünyaya gösteren Mesih’in kendisidir.
31 "Meleklerini 'yüksek boru sesiyle' salacak. Melekler seçilmişlerini 'yedi iklim dört bucaktan, göğün bir ucundan öbür ucuna dek toplayacaklar.' "
24,31 yedi iklim dört bucaktan, göğün bir ucundan öbür ucuna: Bu cümle İsrail’in dağıtılmışlarının toplanılmasından bahseden Zek 2,6 ve Yas 30,4’ den birleştirilmiş, bknz. Hez 37,9;Neh 1,9, ayrıca Yşa 27,13. Seçilmişler a. 22 ve 24’deki gibi imana sadık kalıp yaşadıkları için yargı gününde İnsanoğlu tarafından Tanrı’nın halkından kurtarılacak olanlardır, bknz. Mat 22,14. Mat için Tanrı’nın halkı artık İsrail ile kısıtlı değildir. Bu nedenle seçilmişler bütün halklardan Mesih’e inananlardır, bknz. a. 30.
32 "İncir ağacından ders alın: Dalı filizlenmeye yüz tutunca, yaprakları yeşerince, yazın yakın olduğunu bilirsiniz.
33 Bunun gibi, bu gelişmeleri gördüğünüzde de O'nun yakında, kapılarda olduğunu bilesiniz.
34 Doğrusu size derim ki, bu olayların tümü yerine gelinceye dek bu soy kaybolmayacaktır.
24,34 Bu cümle Yeruşalim’in yıkılışıyla ilgili olup dünyanın sonundan bahsetmiyor. Mat’nın Yeruşalim’in yıkılışının tarihi olayı ile Son Yargı’yı bir tutup Son Yargı’nın şimdiden başlayıp 70 yılındakilerine benzer olaylarda açıkça gözükebilir olarak algıladığı burada özellikle belli olur.
36 "O güne ve saate ilişkin hiç kimsenin bilgisi yoktur: Ne göğün meleklerinin, ne de Oğul'un. Yalnız Baba bilir.
24,36 ne de Oğul’un: İnsan olarak İsa, kendi misyonunu ilgilendiren tüm konular hakkında Babası tarafından bilgilendirilmişti, fakat burada açıkça söylediği gibi Tanrı Planı’nın bazı belirli noktaları ona meçhul kalabiliyordu.
40 O vakit tarlada iki kişi bulunacak; biri alınacak, öbürü bırakılacak.
41 Değirmende buğday öğüten iki kadın olacak; biri alınacak, öbürü bırakılacak.
42 "Bu nedenle uyanık olun. Çünkü Rabbiniz'in ne gün geleceğini bilmezsiniz.
24,42 ne gün: bazı metinlerde “hangi saatte”. Uyanık kalmak, yani uykudan sakınmak, İsa’nın gelişini bekleyenlere önerilen zihniyet, Mat 25,13;Mar 13,33-37;Luk 12,35-40;Luk 21,34-36. “Merakla bekleyen bir hazır olma” manasındaki “uyanık olmak” sıkı bir ümit ve sadelik ismini taşıyan ruhun sürekli bir mevcudiyetini ister, 1Se 5,6-8;1Pe 5,8, bknz. 1Pe 1,13;1Pe 4,7.
45 "Güvenilir ve akıllı köle kimdir? Ev sahibinin, ev halkına vaktinde yiyecek sağlaması için atadığı köle.
24,45d Yeruşalim’in yıkılışı ve Mesihsel Hükümranlığın kilise olarak gelişini duyuran konuşmadan sonra Mat bireylerin sonu hakkında üç benzetme anlatır. Birinci benzetme havariler gibi kilisede bir görevi verilen Mesih’in bir kölesini anlatır: Bu görevi yerine getirme şekline göre yargılanacaktır.
48 "Ama kötü köle içinden, 'Efendim gecikiyor' der,
49 öteki köleleri tartaklamaya başlayarak sarhoşlarla birlikte yemeye içmeye koyulursa,
50 efendisi hiç beklemediği bir gün ve ummadığı bir saatte çıkagelecek.
51 Onu parça parça edecek, ikiyüzlülerin gideceği yere atacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak."
24,51 parça parça edecek: Tam anlam verilemeyen bu söz resimsel olarak anlaşılmalı: Efendisi ondan ayrılacak (bir tür komünyondan men edilme), bknz. Mat 18,17.
1 "O gün Göklerin Hükümranlığı on erden kızı anımsatacak. Bunlar kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıktılar.
25,1-13 Bakireler (erden kızlar) güvey olan Mesih’i bekleyen Hristiyanlardır. Gelişi geçikse dahi kandillerini hazır tutmalılar, yani uyanık ve hazır olmalılar.
25,1 güveyi: bazı metinlerde “güveyi ve gelini” diye yazar.
2 Beşi akılsız, beşi akıllıydı.
3 Akılsız olanlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar.
4 Akıllı olanlarsa kandilleriyle birlikte kaplarda yağ da aldılar.
14 Bu, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini yanına çağırıp varını yoğunu onlara emanet etmesine benzer.
25,14-30 Köleler Hristiyanlardır. Efendileri İsa onlara, teslim aldıkları armağanları hükümranlığın gelişmesi için kullanma görevini verdikten sonra yöneticilikleri hakkında hesap sorar. Luk 19,12-27’ deki benzetme şekil açısından benzerlikler gösteriyorsa da anlamı değişiktir.
15 Her birinin yeteneğine göre birine beş, başka birine iki, ötekine de bir talant altın verdi. Bunu yapınca yola çıktı.
16 "Kendisine beş talant altın verilen, sağa sola koşup elindekini işletti, beş talant daha kazandı.
17 İki talant alan da iki talant daha kazandı.
18 Ama bir talant alan gidip yeri kazdı, efendisinin parasını toprağa gömdü.
19 ''Aradan oldukça uzun bir süre geçti. Kölelerin efendisi geri geldi, onlarla hesaplaşmaya oturdu.
20 Beş talant alan yaklaşıp ona beş talant daha getirdi ve, 'efendim' dedi, 'bana beş talant altın verdin. Bak, beş talant daha kazandım.'
21 Efendisi ona, 'Aferin, iyi ve güvenilir köle' dedi, 'az sermayeyi kullanmakta güvenilir kişi olduğunu gösterdin. Seni daha çoğuna atayacağım. Gel, efendinin sevincine katıl.'
25,21 sevincine: Göksel şölenin sevinci, Mat 8,11+.
22 "İki talant alan yaklaşıp, 'efendim' dedi, 'bana iki talant altın verdin. Bak, iki talant daha kazandım.'
23 Efendisi ona, 'aferin, iyi ve güvenilir köle' dedi, 'Az sermayeyi kullanmakta güvenilir kişi olduğunu gösterdin. Seni daha çoğuna atayacağım. Gel, efendinin sevincine katıl.'
35 Çünkü açken bana yiyecek verdiniz, susuzken susuzluğumu giderdiniz, yabancıyken beni içeri aldınız,
25,35-36 İnsanlar yaptıkları sevgi eserlerine (bknz. Yşa 58,7;Eyü 22,6d;Sir 7,32d vs.) göre yargılanacaklar, sıra dışı eylemlerine göre değil, bknz. Mat 7,22d.Mat 10,32d’de bunun yanına bir de iman tanıklığını eklenir.
7 Bir kadın, kaymaktaşı bir kapta çok değerli Hint sümbülü kokusu getirdi. İsa sofrada otururken yaklaşıp kokuyu O'nun başına döktü.
26,7 bir kadın: Yuh 11,2 ve Mat 12,3’ e göre Lazar’ın kız kardeşi Meryem. Luk 7,36-50 bundan farklı bir olay anlatır.
8 Olaya tanık olan öğrenciler öfkeye kapılıp, "Neden boşa harcıyorsun?" dediler,
9 "Çünkü bu çok pahalıya satılabilir, parası da yoksullara verilebilirdi."
10 İsa ne düşündüklerini bilerek onlara, "Niçin kadını tedirgin ediyorsunuz?" dedi, "O benim için yararlı bir şey yaptı.
26,10 Yahudiler “yararlı işleri”, “sadaka” ve “sevgi eserleri” diye ikiye ayırırlardı. En önemlisi “sevgi eserleridir” ve ölüleri gömmeyi de kapsıyordu. Böylece kadın İsa’nın cenazesini hazırlayarak sadaka vermekten üstün bir eser gerçekleştirmiş oldu. İsa a. 12’deki sözleriyle, kadının sevgi dolu kalbiyle yaptığının derin anlamını sezmiş olabileceğini ifade eder.
17 Mayasız Ekmek Bayramı'nın ilk günü öğrenciler İsa'ya yaklaşıp sordular: "Fısıh yemeğini yemek için nerede hazırlık yapmamızı istiyorsun?"
26,17 Mayasız Ekmek Bayramı’nın kutlanıldığı haftanın “ilk günü”, bknz. Çık 12,1+ ve Mat 23,14+, Fısıh yemeğinin yenildiği akşam başlardı. Fısıh Bayramın’dan önceki günü bu şekilde adlandırmakla sinoptik incilciler kavramın daha geniş bir manada kullanıldığını kanıtlarlar. Yuh 18,28 ve Mesih’in ıstıraplarının anlatışındaki bazı ayrıntılara göre İsa’nın idam edildiği yıl Fısıh Bayramı cuma akşamı (yani hazırlık günü, Mat 27,62, bknz. Yuh 19,14+.31.42) kutlanılıyordu. Sinoptik incilcilerin bir gün öncesine (yani Perşembe akşamına) aldıkları, İsa’nın havarileriyle yediği son akşam yemeğini, bir Fısıh yemeği olarak anlatırlar. Bu farklı şekillerde yorumlanabilir. 1.) Belki Yahudilerde erkene alınan bir Fısıh kutlaması yaygın ya da en azından mümkün idi. Ancak buna dair belge bulunmuyor. 2.) Ya da İsa ertesi gün Fısıh’ı kutlayamayacağından (o gün Fısıh’ı kendi şahsında haçta gerçekleştirdi, Yuh 19,36;1Ko 5,7), Efkaristiya’nın yeni ritini perşembe günü yapılan, ve Fısıh yemeğinin özelliklerini taşıyan bir yemek sırasında kurmuş olabilir. 14 Nisan gününün (Fısıh bayramın kutlanıldığı tarih) İ.S 30 ve 33 yılında Cuma gününe düştüğünden dolayı yorumcular bu iki yılın birini İsa’nın ölüm yılı olarak kabul edip vaftizini de 28 ya da 29 yılına koyarlar ve buna bağlı olarak daha uzun ya da kısa süren bir “eylem dönemi” var sayarlar.
18 O da, "Kentte o kişinin yanına varın" dedi, "Kendisine, 'Öğretmen, zamanım geldi, Fısıh yemeğini öğrencilerimle birlikte evinde kutlayacağım diyor' deyin."
24 "İnsanoğlu ölüme gidiyor; tıpkı kendisine ilişkin yazılmış olduğu gibi. Ama İnsanoğlunu ele verenin vay başına! O kişi hiç doğmasaydı kendisi için daha iyi olurdu."
26 Onlar yemek yerken İsa ekmeği alıp kutsadı. Sonra bölüp öğrencilere verdi. "Alın ve yiyin, bedenimdir bu" dedi.
26,26 yemek yerken: Asıl Fısıh yemeği. Yahudilerin Fısıh ritlerinde ekmek ve şarap üzerine söylenen takdis duaları gibi çeşitli görkemli merasimler bulunuyordu. İsa kurduğu yeni ritinin kutsal gizemlerini de onlara bağlar.
27 Ardından bir kâse aldı, teşekkür sunduktan sonra onlara verdi. "Bundan hepiniz için" dedi,
26,27 teşekkür sunduktan: bazı metinlerde “şükrederek”: Yunanca “euharisto” fiilin tercümesidir (“Efkaristiya” kelimesi de bu fiilden türemiştir).
26,28 Sina Dağı’nda Yahve’nin halkıyla yapmış olduğu antlaşmanın kurban kanıyla mühürletilmesi gibi, Çık 24,4-8+, haçta da mükemmel kurban olan İsa’nın kanı peygamberlerin duyurduklarını, Yer 31,31+, Tanrı’yla insan arasındaki “yeni” Antlaşma’yı, Luk 22,20, mühürleyecektir. Yşa’nın “Yahve’nin Kuluna” vermiş olduğu evrensel kurtuluş misyonunu İsa üstüne alır, Yşa 42,6;Yşa 49,6;Yşa 53,12, bknz. Yşa 42,1+ ve İbr 8,8;İbr 9,15;İbr 12,24. “Yeni Antlaşma” düşüncesi Pavlus’ta, 1Ko 11,25’ den farklı yerlerde de çeşitli metin bağlantılarında ortaya çıkar ve böylece temeli önemini gösterir, 2Ko 3,4-6;Gal 3,15-20;Gal 4,24.
31 Sonra İsa onlara, "Bu gece hepiniz bana bağlılığınız yüzünden çelişkiye düşeceksiniz" dedi, "Çünkü şöyle yazılıdır: " 'Çoban' ı vuracağım, sürüdeki koyunlar darmadağın olacak.'
26,31 çelişkiye düşeceksiniz: “skandal duyacaksınız”: Mesih olduğunu düşündükleri, Mat 16,16, ve yaklaşan zaferini bekledikleri, Mat 20,21d, kişinin direnmeden düşmanlarına yenilmesine görecekleri için. Bu olaylar sonucunda havariler bir süre için cesaretlerini ve hatta imanlarını bile kayb edecekler, bknz. Luk 22,31-32;Yuh 16,1.
36 Sonra İsa onlarla birlikte Getsemane denen yere gitti. Öğrencilere, "Ben gidip orada dua ederken siz burada oturun" dedi.
26,36 Getsemane: Anlamı “zeytin cenderesi” olan yer. Kidron vadisinde, zeytin dağının dibindedir.
37 Petrus'u ve Zebedi'nin iki oğlunu yanına aldı. Derinden bunalmaya, sıkıntı duymaya başladı.
38 Bunun üzerine onlara, "Canım ölesiye sıkılıyor" dedi, "Burada bekleyin ve benimle birlikte uyanık kalın."
26,38 canım ölesiye sıkılıyor: İfade şekli bakımından, Mez 42,5 ve Yun 4,9’ u hatırlatır.
39 Biraz ileriye giderek yüzüstü yere kapandı, dua etmeye başladı: "Baba! Eğer olanak varsa, bu kâse benden uzaklaştırılsın. Ama benim istemim değil, senin istemin olsun."
26,39 İsa ölümün insanda uyandırdığı korkuyu bütün dehşetiyle tecrübe edip doğal ölümden kaçma isteği duyar ve duygularını da ifade eder. Fakat Baba’nın isteğini kabul ederek bu korkuyu yener, Mat 4,1+.
42 Yeniden, ikinci kez yanlarından ayrılıp dua etti: "Baba! Bu kâseden içmeden onun benden uzaklaştırılması olanak dışıysa, senin istemin gerçekleşsin."
43 Bir kez daha geri geldiğinde onları yine uykuda buldu. Çünkü uyku gözlerinden akıyordu.
44 Yeniden onları bırakıp gitti. Üçüncü kez aynı sözlerle önceki gibi dua etti.
45 Sonra yine öğrencilerin yanına döndü. "Derin uykuda mısınız, hâlâ dinleniyor musunuz?" dedi, "İşte saat geldi, insanoğlu günahlıların eline veriliyor.
47 O daha sözünü bitirmeden, On İkiler'den biri olan Yahuda geldi. Yanında kılıçlarla, sopalarla silahlanmış büyük bir kalabalık vardı. Bunları başkâhinlerle halkın ileri gelenleri göndermişti.
48 İsa'yı ele veren, onlara bir işaret vererek, "Kimi öpersem aradığınız O'dur" dedi, "O'nu tutuklayın."
49 Yahuda hiç duraksamadan İsa’nın yanına gitti. "Selam, ey Rabbi!" diyerek O'nu öptü.
50 İsa ona, "Arkadaş, ne amaçla geldiysen, onu yap!" dedi. Bunun üzerine, yaklaşıp İsa'yı yakaladılar ve tutukladılar.
26,50 ne amaçla geldiysen: İsa ikiyüzlü açıklamaları kesip artık eylem vakti olduğunu belirtir, bknz. Yuh 13,27.
55 Sonra İsa kalabalığa şöyle dedi: "Beni yakalamak için eşkıyaya karşı çıkarcasına kılıçlarla, sopalarla gelmek mi gerekirdi? Her gün tapınakta oturup öğretiyordum, beni tutuklamadınız.
57 İsa'yı tutuklayanlar O'nu başkâhin Kayafa'ya götürdüler. Dinsel yorumcularla ileri gelenler orada toplanmıştı.
26,57-68 Luk ve Yuh’ya da bakılarak sorgulamalar bu şekilde ayrılabilir: Hanna’da geceleyin yapılan bir sorgulamadan sonra sabahleyin Yüksek Kurul resmi oturum için toplandı, Mat 27,1. Mat ve Mar gecede yaşananları sabahki oturumda yaşananlarla karışık anlatırlar. Fakat resmi ve belirleyici oturum sabah yapılandı.
58 Petrus onları gerilerden başkâhinin avlusuna dek izledi ve sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerle bir arada oturdu.
64 İsa şöyle yanıtladı: "Söylediğin gibidir. Ama size diyorum ki, "Bundan sonra, insanoğlu'nu Tanrı gücünün sağında oturur ve göğün bulutları üstünde gelirken göreceksiniz."
26,64 Tanrı gücünün: harfiyen sırf “gücün”. Bu kelime Yahudiler’de Yahve’nin yerine kullanılırdı. Bu belirleyici anda İsa “Mesih sırrını” terk edip, bknz. Mar 1,34+, yanlış anlaşılmayacak bir şekilde Mesih olduğunu açıklar (yanındakilerine bunu önceden tanıklık ettirmişti, Mat 16,16). Fakat açıklamasına devam edip kendisini herkesin beklediği insani Mesih olarak değil, fakat Mez 110’ un bahsettiği “Rab”, Mat 22,41d ve Dan 7,13’ de görünen gizemli, gökten gelen “İnsanoğlu”, bknz. Mat 8,20, olarak gösterir. Bundan sonra Yahudiler O’nu ancak görkeminde görecekler. Bu görkem önce dirilişinde, sonra ise kilisesinde belirecek, bknz. Mat 23,39 ve Mat 24,30.
68 "Bize peygamberlikte bulun bakalım, ey Mesih" dediler, "Kimdir sana vuran?"
26,68 Mat’daki anlatım şekli çelişkilidir: İsa’nın gözleri Luk 22,63’ deki gibi bağlı olmadığından O’na vuranı kolaylıkla seçebiliyordu. Mat’nın vurgulamak istediği, İsa’yı tapınak hakkında söyledikleri için “peygamber” ya da “Mesihsel peygamber” alay etmeleridir. İsa’nın “Mesihsel peygamber” diye çağrılması incilin başka hiçbir yerinde geçmiyor, alaycılar vakitlerin sonunda yeni bir tapınak inşaat etmek isteyen sözde yüksek kahin olarak O’nunla dalga geçerler.
1 Sabah olunca başkâhinlerle halkın bütün ileri gelenleri İsa'yı öldürmek üzere görüşüp anlaştılar.
2 O'nu zincire vurarak götürüp vali Pilatus'a teslim ettiler.
27,2 Pilatus’a: Bazı metinlerde “Pontius Pilatus”, bknz. Luk 3,1+. Roma İmparatorluğun bölgelerinde idam cezasını çarptıra hakkı Roma’ya ait olduğundan Yahudiler kendi aldıkları idam kararını onaylatıp uygulamak için valiye gitmeleri gerekiyordu.
4 "Suçsuz birinin kanına girmekle günah işledim" dedi. Onlar, "Bundan bize ne?" dediler, "Kendi başının çaresine bak!"
27,4 suçsuz birinin kanına: Harfiyen ”suçsuz kan”, bazı metinlerde “dürüst kan”, bknz. Mat 23,35.
5 Yahuda gümüş paraları tapınağa fırlatıp gitti, kendisini astı.
6 Başkâhinler gümüş paraları aldılar. "Bunları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz" dediler, "Çünkü kan karşılığıdır."
7 Bir araya gelip o parayla yabancıların gömülmesi için Çömlekçi Tarlası'nı satın al-dılar.
8 Bu nedenle o tarlaya bugüne dek Kan Tarlası dendi.
27,8 Kan Tarlası: Aramice “haqeldama” (bknz. Haİş 1,19) çok eski ve büyük olasılıkla doğru bir geleneğe göre bu arsa Hinon vadisindedir.
9 Böylece, Yeremya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine geldi: "İsrailoğulları'ndan kimilerinin O'na biçtikleri değerin karşılığı olan otuz gümüşü aldılar;
27,9 Yeremya: Bazı metinlerde eksiktir: a. 9-10, Yer 32,6-15’ deki tarla satın alınışı ve Zek 11,12-13’ dan alının bir alıntının birbirleriyle bağlanmasından oluştu. Yeremya bir tarla satın aldığından ve haqeldama-yöresinde yaşayan çanakçıdan bahsettiğinden, Yer 18,2d;Yer 19,1d, geniş bir anlamda tüm ayetin ona ait olarak gösterilmenin nedeni olabilir.
10 Rab'bin bana buyurduğu gibi, çömlekçi Tarlası'nı satın almak için harcadılar."
27,10 Yahve İsrailli’lerin (peygamber Zek’in şahsında) ona gülünç bir ücret vermelerinden yakınıyor. İsa’nın aynı utanç ücretine satılması Mat’ya göre bu peygamberliğin gerçekleşmesidir.
11 İsa vali Pilatus'un önüne çıkarıldı. Vali, "sen Yahudiler'in Kralı mısın?" diye sordu. İsa, "Söylediğin gibidir" dedi.
27,11 söylediğin gibidir: Bu sözlerle İsa kendince kendisi hakkında söyleyemediklerinin belli bir anlamda doğruluğunu kabul eder, bknz. Mat 26,25.64 ve Yuh 18,33-37+.
12 Ama başkâhinlerle ileri gelenlerin suçlamalarına hiçbir yanıt vermedi.
13 Sonra Pilatus, "Sana karşı yapılan bunca tanıklığı duymuyor musun?" dedi.
14 Ama O hiçbir konuda ona tek bir yanıt bile vermedi. Vali buna çok şaşırdı.
16 O dönemde Bar Abbas adında ünlü bir tutuklu vardı.
27,16 Bar Abbas: Bazı metinlerde a. 16 ve a. 17’de ismi “İsa Bar Abbas” diye geçer. Bu isim Pilatus’un sorusuna ilginç bir değişiklik verir, ancak böyle bir vurgulama Apokrif kaynaklı olarak gözüküyor.
17 Kalabalık toplanınca Pilatus sordu: "Hangisini salıvermemi istersiniz? Bar Abbas'ı mı, yoksa Mesih denen İsa'yı mı?"
18 Çünkü İsa'yı çekememezlik yüzünden tutuklayıp teslim ettiklerini biliyordu.
19 Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona haber gönderdi: "Sakın o doğru insana bir şey yapayım deme. Çünkü O'nun yüzünden bu gece düşümde çok sıkıntı çektim."
20 Başkâhinlerle ileri gelenler Bar Abbas'ı destekleyip İsa'yı ortadan kaldırsınlar diye halkı kandırdılar.
21 Vali yeni baştan onlara sordu: "İkisinden hangisini salıvermemi istersiniz?" Onlar da, "Bar Abbas'ı" diye direttiler.
22 Pilatus sordu: "Öyleyse, Mesih denen İsa'yı ne yapayım?" Tümü birlikte, "çarmıha gerilsin!'" diye karşılık verdiler.
23 Vali yeniden sordu: "Ne kötülük yaptı ki?" Ama onlar daha yüksek sesle bağırarak, "Çarmıha gerilsin!" diye direttiler.
24 Pilatus tartışmanın yarar sağlamak bir yana, tam tersine kargaşalık doğurduğunu gördü. Suya uzanıp halkın önünde ellerini yıkadı ve, "Bu adamın kanında benim sorumluluğum yoktur" dedi, "Başınızın çaresine kendiniz bakın."
27,24 halkın önünde ellerini yıkadı: Açıklayıcı bir işaret. Yahudiler’in bu işaretin manasını anlamaları gerekiyordu, bknz. Yas 21,6d;Mez 26,6;Mez 73,13.
27,24 adamın kanında: Harfiyen “bu kanda”. Bazı metinlerde “bu sanığın kanında”.
25 Tüm halk, "O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızındır" diye yanıtladı.
27 Bunun üzerine, valinin buyruğundaki askerler İsa'yı vali konağına götürdüler ve tüm taburu çevresine topladılar.
27,27 vali konağına: Latincede “praetorium”, yani “praetor’un konakladığı ev”. Büyük ihtimalle valinin Sezariye’den Yeruşalim’e geldiği zamanlarda düzenli olarak kaldığı bu konak Kral Herodes’in eski saraylarındandı. Şehrin batısındaki bu saray ile tapınağın yakınındaki Hasmoneli sülalesinin konağı birbirleriyle karıştırılmamalı, Herodes Antipas Pilatus’un ona göndermiş olduğu İsa’yı bu konakta ağırlamıştır, Luk 23,7-12.
28 Kendisini soyup üstüne al bir kaftan attılar,
27,28 kaftan: Romalı askerlerin montu. Montun al rengi alaycı bir şekilde kralların erguvan rengini hatırlatır.
29 başına da dikenlerden ördükleri bir taç taktılar. Sağ eline bir kamış tutuşturdular. Önünde diz çökerek, "Selam, ey Yahudiler'in Kralı!" diye alay ediyorlardı.
27,29 Yahudiler’in Kralı: Yahudiler İsa’yı “peygamber” diye çağrarak O’nunla alay ederler, Mat 26,68p+. Romalılar ise “kral” diye dalga geçerler. Bu iki olay İsa’nın yargılanmasındaki dinsel ve siyasi boyutunu yansıtır.
30 O'na tükürdüler, elindeki kamışı alıp başına vurdular.
31b O'na kendi giysilerini giydirip çarmıha germeye götürdüler.
32 Dışarıya çıkarlarken Simun adında Kireneli bir adam gördüler. İsa'nın haçını taşısın diye onu zorladılar.
33 Golgota, yani Kafatası denen yere varınca,
27,33 Golgota: Aramice “Gulgolta” (“kafata yeri”, Latince “calvaria”).
34 'içmesi için O'na ödle' karışık 'şarap verdiler'. Bunu tadınca içmek istemedi.
27,34 ödle karışık şarap: Yardımsever Yahudi kadınlarının, bknz. Luk 23,27d, mahkûmların acılarını hafifletmek amacıyla onlara verdikleri uyuşturucu etkisi taşıyan bir içecek. Aslında şarap ile mürün karışımından elde edilirdi, bknz. Mar 15,23. Mat’daki öd Mez 29,22’ yi hatırlatır (aynı şekilde bazı metinlerde “şarap” kelimesinin “sirke” ile değiştirilmesi). İsa bu uyuşturucu ilacı reddeder.
35 İsa'yı çarmıha gerdikten sonra 'kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar'
27,35 Ayetin sonuna bazı metinler “peygamberlerin sözü yerine gelsin diye: giysilerimi aralarında paylaştılar, elbisem üzerine kura çektiler” ( Mez 22,18) diye ekler. Bu Yuh 19,24’ den gelen bir eklentidir.
45 Öğleyin on ikiden on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı.
46 Saat on beş sularında İsa yüksek sesle bağırdı: "Eli, Eli lama sabaktani?" Bu, "Tanrım, Tanrım, neden beni bıraktın?" anlamına gelir.
27,46 En derin sıkıntıdan çıkan bir haykırış, fakat çaresizlikten değil. Kutsal Kitap’tan alınan bu yakınma Tanrı’ya yapılan bir duadır. Mezmur’da yakınmadan sonra sonunda gelecek olan şanlı zaferin güvencesi verilir.
47 Orada duranlardan bazıları bunu duyunca, "Bu adam İlyas'a sesleniyor" dediler.
27,47 Bu alaycı sözlerin temelindeki bekleyiş İlyas’ın Mesih’in öncüsü olarak tekrar gelmesiydi, bknz. Mat 17,10-13+ ya da halk arasında yaygın bir inanca göre sıkıntı çeken sadığın yardıma koşacağıdır.
48 İçlerinden biri hemen koşup bir sünger kaptı, 'sirkeye' daldırıp bir kamışa takarak İsa'nın 'ağzına uzattı.'
27,48 sirkeye: Romalı askerlerin kullandıkları, ekşitilmiş bir içecek. Muhtemelen acıma duygusunun bir eylemidir, bknz. Yuh 19,28d. Sinoptik incilciler bunu alay olarak algılayıp, Luk 23,36;Mez 69,21’ yi hatırlatan sözlerle anlatırlar.
49 Ötekiler, "Bırak bakalım, İlyas gelip onu kurtaracak mı!" dediler.
50 İsa yeniden yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti.
51 O anda tapınağın perdesi yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye ayrıldı. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı,
27,51 tapınağın perdesi: Ya kutsal alanı sınırlandıran perde, ya da daha muhtemelen kutsal ile en kutsalı ayıran perde, bknz. Çık 26,31d. Hristiyan geleneği, İbr 9,12 ve Mat 10,20’ ye atfen perdenin yırtılmasında Musa’nın eski törelerinin kaldırılışını ve Mesihsel Tapınağa Mesih tarafından sağlanan girişin açılışını görür.
27,51 Bu olağandışı olaylar, a. 45’deki karanlık gibi peygamberler tarafından “Yahve’nin Günü’nün” özellikleri olarak duyurulmuştu, bknz. Amo 8,9+.
52 mezarlar açıldı ve uyuyan kutsallardan birçoğunun bedeni dirildi.
53 Mezarlarından çıktılar, O'nun dirilişi ardından kutsal kente girdiler ve birçok insana göründüler.
27,53 EA’te ismi geçen sadıklarının bu dirilişi son vakitlerin belirtilerinden biridir, Yşa 26,19;Hez 37;Dan 12,2. İsa’nın ölümü sayesinde ölüler diyarından kurtulup, bknz. Mat 16,18+, O’nunla birlikte kutsal şehre, yani Göksel Yeruşalim’e girmek üzere dirilişini beklerler, Va 21,2.10;Va 22,19. Kilise Babaları’nın bazıları da bu ayeti böyle anlamıştır. Mesih’in ölüler diyarına inmesiyle ölülerin serbest bırakıldığına dair inancın ilk anlatış şekillerinden biridir, bknz. 1Pe 3,19+.
54 İsa'nın başında duran yüzbaşı ve onunla birliktekiler, depremle öteki olayları görünce aşırı korkuya kapılarak, "gerçekten de bu Tanrı'nın Oğlu'ydu!" dediler.
57 Akşam olunca, Arimatealı zengin bir adam geldi. Adı Yusuf olan bu adam İsa'nın öğrencisiydi,
58 Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da verilmesi için buyruk çıkardı.
59 Yusuf cesedi alınca, onu tertemiz bir keten beze sardı
27,59-60 “Tertemiz” keten bezi ve “yeni” mezarla defnedilişi sırasındaki saygı belirtilir. Böyle bir defnedilmeyi mümkün kılan da zaten o yeni mezardı, çünkü idam edilmiş birinin sadıkların kemiklerini kirletir diye kullanılmış bir mezarda defnedilmesi mümkün değildi.
60 ve kaya kovuğunda oyduğu yepyeni, özel mezarına yatırdı. Mezarın açıldığı yere de kocaman bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı.
61 Magdalalı Meryem'le öbür Meryem, mezarın tam karşısında oturmuşlardı.
Mezarı Korumaya Atanan Nöbetçiler
62 Ertesi gün --yani Hazırlık Günü sonrası-- başkâhinlerle Ferisiler hep birlikte Pilatus'a giderek,
27,62 hazırlık günü: Yunanca “paraskoie” kavramı şabat gününün hazırlıklarının yapıldığı cuma günü için kullanılırdı, bknz. Yuh 19,14+. Olayların sıralanışındaki sorunlar hakkında bknz. Mat 26,17+.
63 "Efendim" dediler, "O aldatıcının daha yaşarken ne dediği aklımızda. 'Üç gün sonra dirileceğim' demişti.
64 Onun için, bir buyruk çıkar da mezar üçüncü güne dek mühürlensin. Olur ya, ba-karsın öğrencileri gelip O'nu çalarlar, sonra da halka, 'O ölüler arasından dirildi' derler. Öyle ki, son aldatış ilkinden beter olur."
65 Pilatus, "Nöbetçileriniz var" dedi, "Gidin, dilediğiniz gibi orayı güvenlik altına alın."
66 Adamlar gidip mezarı güvenlik altına aldılar. Taşa mühür vurdular, nöbetçileri de görev başına diktiler.
1 Şabat Günü geçince, haftanın ilk günü şafağa doğru, Magdalalı Meryem'le öbür Meryem mezarı görmeye geldiler.
28,1 Şabat Günü geçince: Şabat dinlenme günü olduğundan Yahudi haftasının ilk günü bizim pazar günüdür, Va 1,10, yani Rab’bin dirilişini anmak üzere Rab’bin Günü diye adlandırılan gün, bknz. Haİş 20,7+;1Ko 16,2.
28,1 mezarı görmeye: Mezar mühürlenmiş olup önünde nöbetçiler durduğundan kadınlar Mar ve Luk’da anlatılanların aksine İsa’nın cenazesini merhemlemeyi düşünmüyorlardı. İdam edilenle bağlarını göstermek üzere mezarı ziyaret edip O’nu “görmek” istiyorlardı.
2 Ansızın güçlü bir deprem oldu. Çünkü Rab'bin bir meleği gökten yere inip taşı yuvarladı ve üstüne oturdu.
28,2 üstüne oturdu: Zafer göstergesidir. İsa’nın düşmanlarının kendi zaferlerinden emin olabilmeleri için koydukları mühür taşı yenilgilerinin simgesi haline gelir.
9 O anda onları İsa karşıladı ve kendilerine, "Sizlere esenlik olsun" dedi. Yaklaşıp ayaklarına sarılarak O'na tapındılar.
10 Bunun üzerine, İsa onlara şu buyruğu verdi: "Korkmayın. Gidip kardeşleri-me bildirin, Galile'ye gitsinler. Beni orada görecekler."
28,10 görecekler: Dört incil de bazı kadınlara İsa’nın boş ve açılmış mezarın önünde tek ya da iki melek tarafından İsa’nın dirilişi duyurulduğunu anlatır, Mat 28,5-7;Mar 16,5-7;Luk 24,4-7;Yuh 20,13, her ne kadar her anlatımın vurgulamak istedikleri farklı olsa dahi. Bunun aksine dirilmiş İsa’nın görünümlerin anlatımındaki farklar büyüktür: Mar’un ani bitişinin problemi ve sonradan eklenen, diğer incilcilerin verilerini tekrar eden daha uzun sonuç bölümünü bir yana bırakırsak, bknz. Mar 16,8+, diğerlerinde kelime seçimi ve olaya göre iki farklı şekil ayırt edilebilir: 1.) Tek kişilere görünümler (bu görünümlerdeki amaç dirilişi kanıtlamaktır): Mecdeli Meryem’e, Yuh 20,14-17, bknz. Mar 16,9 (tek başına), Mat 28,9-10 (eşlik edilmiş), Emayus havarilerine, Luk 24,13-32, bknz. Mar 16,12, Simon’a, Luk 24,34, Tomas’a, Yuh 20,26-29. 2.) Havariler grubuna görünümler (havarisel gönderilme amacıyla): Mat 28,16-20,Luk 24,36-49;Yuh 20,19-23, bknz. Mar 16,14-18. Görünümlerin mekânları hakkında da iki gelenek vardır: Sırf Celile’de, Mar 16,7;Mat 28,10.16-20; ya da sırf Yahuda’da, Luk ve Yuh 20.Yuh 21 ise bir ek olarak Celile’de bir görünüm anlatır. Bu görünüm tek kişilere yönelik (özellikle Petrus ve Yuhanna’ya) görünüm özelliklerini taşısa da Petrus’a verilen bir gönderilme ile de bağlantılıdır. Pavlus’un 1Ko 15,3-7’ de tekrarladığı ilkel Kerigma (Pavlus’a görünüm dışında) beş farklı görünüm sayar, ancak onları incillerde anlatılan görünümlerle uyumlu hale getirmek kolay değildir, Apokrif İbrani İncili’nin de bahsettiği Yakup’a bir görünümü aktarır. Burada çok da iyi ayırt edilemeyen değişik gruplara ait farklı gelenekler hissediliyor. Fakat bütün bu farklar dirilmiş Mesih’in değişik görünümlerin tarihsel boyutunu yapay bir eşitliğin yapabileceğinden çok daha iyi bir şekilde ortaya koyar.
Nöbetçilere Verilen Rüşvet
11 Kadınlar yola koyulmuş giderken, nöbetçilerden bazıları kente gidip olanları başkâhinlere bildirdiler.
12 Bunlar ileri gelenlerle toplanıp görüştükten sonra, askerlere oldukça kabarık bir rüşvet verdiler
13 ve onları şöyle öğütlediler: " 'Geceleyin biz uyurken öğrencileri gelip onu çaldılar' diyeceksiniz.
14 Durum valinin kulağına ulaşacak olursa, biz onu kandırırız. Böylece sizi de her sorumluluktan uzak tutarız."
15 Askerler gümüş paraları alıp kendilerine söylendiği gibi davrandılar. Bu söylenti Yahudiler arasında bugüne dek yayılmıştır.
Dirilmiş İsa Galile’de Görünüyor ve Öğrencilerini Bütün Dünyaya Gönderiyor
16 On bir öğrenci Galile'ye, İsa'nın kendileriyle buluşacağı dağa yöneldiler.
17 O’nu gördüklerinde tapındılar. Ama bazısı kuşku duyuyordu.
28,17 ama bazısı kuşku duyuyordu: Bazı tercümelere göre “bazılarının daha önceden kuşkuları vardı” (Yunanca dil bilgisi açısından çok muhtemel değil), ya da “kuşkulanıyorlardı” (Mat’ın anlatım şekline bakıldığında en muhtemel olanı). Burada anlatılan tecrübe şudur: Paskalya müjdesinin sırf duyulmasıyla bir yola konulabilir, ya da konulmalıdır, ve böylece dirilmiş İsa’yla karşılaşmaya hazır olunmalı. Fakat bu kaçınılmaz bir şekilde Paskalya imanına götürmez, sadece dirilmiş İsa’nın kendisi bu kuşkuları yenecektir. Kuşku duyma konusu hakkında bknz. Mar 16,11.14;Luk 24,11,41;Yuh 20,24-29.
18 İsa yanlarına gelip onlara şöyle dedi: "Gökte ve yeryüzünde tüm yetki bana ve-rilmiştir.
28,18-20 İsa’nın bu son buyruklarında ve sonrasında gelen vaadinde havarisel kilisenin misyonu özetlenmiştir. Şanlanmış Mesih yerde ve gökte, Mat 6,10, bknz. Yuh 17,2;Flp 2,10;Va 12,10, Baba’sından teslim aldığı, bknz. Yuh 3,35+, sınırsız gücünü kullanır, Mat 7,29;Mat 9,6;Mat 21,23 vs. Bu nedenle havariler O’nun isminde Hristiyanları vaftiz ederek ve onları eğiterek bu güçle çalışmalılar. Misyonları evrenseldir: Tanrı’nın planı uyarınca kurtuluş ilk olarak İsrail kavmine ilan edildikten sonra, Mat 10,5d+;Mat 15,24, artık bütün halklara sunulmalıdır, Mat 8,11;Mat 21,41;Mat 22,8-10;Mat 24,14.30d;Mat 25,32;Mat 26,13, bknz. Haİş 1,8+;Haİş 13,5+;Rom 1,16+. Evrensel tövbenin bu eserinde (ne kadar uzun sürse sürsün ve yoruca olsa da) dirilmiş İsa kendisine ait olanlarla birlikte yaşayacak ve etkisini gösterecektir.
19 Bu nedenle, gidin bütün ulusları öğrencim yapın. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz edin.
28,19 bütün ulusları öğrencim yapın: Mat’nın İsa’nın öğrenci çevresini anlatırken sırf geçmişte yaşayan İsa’nın yoldaşlarını göz önünde bulundurmadığı, arka planda onların ilan edişiyle bütün halklardan Şanlanmış Rab’e bağlananları da kapsadığını açıkça görülür.
28,19 Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına: Bu formül şekil bakımından İlkel Kilise’nin daha geç bir dönemin litürjik uygulamalarını yansıtıyor olabilir. Haİş’nin bahsettiği vaftiz, “İsa’nın isminde” ya da “İsa’nın ismine” gerçekleşir, bknz. Haİş 1,5+;Haİş 2,38+, vaftizlinin Tanrı’nın üç kişisine olan bağı sonraki dönemlerde daha ayrıntılı belirtilecektir. Ancak değişik formüllere rağmen temelindeki gerçek aynı kalır: Vaftiz kurtarıcı İsa’nın şahsıyla bir bağlantı oluşturur, O’nun kurtuluş eseri de Baba’ın sevgisinden doğup Kutsal Ruh’un dökülmesinde tamamlanır.