4 Öyle ki, sana bildirilen konularla ilgili gerçeği bilesin.
1,4 sana bildirilen konularla: Bazı metinlerde “sana öğretilen öğreti” diye geçer. Belki “sana iletilmiş haberler” diye tercüme edilmeli. O takdirde Teofilos imanı güçlendirilecek bir Hristiyan değil de bilgilendirilecek olan yüksek makamlı bir kişidir.
1.Vaftizci Yuhanna’nın ve İsa’nın Doğumu
Vaftizci Yuhanna’nın Doğuşu Vaat Ediliyor
5 Yahudiye Kralı Herodes'in günlerinde, Aviya'nın kâhinler sınıfından Zekeriya adında bir kâhin vardı. Eşi Elizabet de Harun soyundandı.
1,5-2,52 Bu bölümde belki Aramice kaynaklardan yararlanan Luk, Septuaginta’nın (EA’in Yunanca Tercümesi) Semitik özelliklerini taşıyan bir Yunanca kullanır. Kutsal Kitap’ın farklı bölümlerinden alıntılar ve göndermeler sayısızdır, metin “eskitilmiş” bir hal alır. Luk, fakirler arasında, bknz. Sef 2,3+, görünen yaşamı betimler, anlatılan kişiler bu sosyal tabakaya aitler. Luk, burada anlatılanların özünü bizzat onlardan öğrenmiştir.
8 Kendi sınıfı görev yaptığı dönemde, Zekeriya Tanrı önünde kâhinlik etmekteydi.
1,8 Her “sınıf” bir hafta boyunca Tapınak hizmeti yapardı, 1Ta 24,19;2Ta 23,8.
9 Kâhinlik kuralları uyarınca, Rab'bin Tapınağına girip buhur sunma kurası ona düştü.
1,9 buhur sunma: En Kutsal’ın önündeki kurban taşının üstündeki kömürü ve dumanlıkları yenileme göreviydi, bknz. Çık 30,6-8. Bu “duman kurbanı”, “sabah kurbanından” önce, “akşam kurbanından” sonra yapılırdı.
10 Buhur yakıldığı sırada bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu.
11 Tanrı'nın bir meleği buhur sunağının sağında durarak Zekeriya'ya göründü.
15 Çünkü Rab'bin önünde yüce bir kişi olacak. 'Şarap ve alkollü içki kullanmayacak.' Daha annesinin karnındayken Kutsal Ruh'la dolacak.
1,15 şarap ve alkollü içki kullanmayacak: Bu sözler EA’in bazı metinlerini hatırlatır, özellikle Nasireliler hakkında, bknz. Say 6,1+.
1,15 “Kutsal Ruh” Luk’nın bazı yerlerinde Tanrı’nın vermiş olduğu lütuf sayesinde kutsanmaktan çok, ruhla dolu konuşma sağlayan peygambersel bir armağanı ifade eder, Luk 1,41.67;Haİş 2,4;Haİş 4,8.31;Haİş 7,55;Haİş 9,17;Haİş 13,9. Bu armağan Yuhanna’da daha anne karnındayken peygambersel sevinç sıçrayışlarıyla belirecek, Luk 1,44.
17 Babaların yüreklerini çocuklara, söz dinlemezleri doğru kişilerin anlayışına döndürmek, Rab'be hazırlanmış bir halk yetiştirmek için O'nun önünde, ruh ve güç bakımından İlyas Peygamber gibi yürüyecek.' "
1,17 Mal 4,5 nedeniyle, Mesih’in belirlenmesinden önce bu çağı hazırlamak üzere İlyas’ın döneceği düşünülüyordu. Vaftizçi Yuhanna önceden gelen İlyas olacaktır, bknz. Mat 17,10-13;Luk 9,30.
19 Melek, "Ben Tanrı'nın katında duran Cebrail'im" diye yanıtladı, "Sana bunu söylemeye ve Sevindirici Haber'i müjdelemeye gönderildim.
1,19 Sevindirici Haberi müjdelemeye: Luk’nın en sevdiği kavramlardan biri olan “evangelizesthai” (“Sevindirici Haberi ilan etmek”) ilk kez burada karşımıza çıkar: İncil’inde on kez, Haİş’de on beş kez geçer, çoğunlukta Tanrı Hükümdarlığı’nın “Evangelium’u” ile ilgilidir, bknz. Mar 1,1+;Haİş 5,42+;Gal 1,6+.
21 Halk Zekeriya'yı bekliyordu. Tapınağın kutsal bölümünde neden bu denli uzun kaldığını merak ediyorlardı.
22 Zekeriya dışarıya çıkınca onlara bir şey söyleyemedi. Onun tapınağın kutsal bölümünde bir görüm görmüş olduğunu anladılar. Zekeriya onlarla işaretlerle konuştu. Dili tutuk kaldı.
1,22 Zekeriya, halk üzerine yapması gereken takdisi, bknz. Say 6,22-27, veremedi.
23 Görev süresi son bulunca evine gitti.
24 Bir süre sonra eşi Elizabet gebe kaldı. Beş ay evine kapandı.
25 "Rab halimi gördü, insanlar arasında utancımı kaldırmak için bana bu iyiliği yaptı" diyordu.
26 Altıncı ay melek Cebrail Tanrı tarafından Galile'de Nasıra Kenti'ne,
1,26d Luk, Yuhanna ve İsa’nın doğumu ve çocuklukları birbirleriyle bağlantılı olarak anlattı. Luk İsa’nın doğum ve çocukluk hikâyesini Meryem, Mat ise Yusuf açısından anlatır.
28 Melek ona geldi, "Selam, ey kayra bulan!" dedi, "Rab seninledir."
1,28 selam: belki “sevin” diye tercüme edilmelidir. O zaman Mesih’in gelişiyle duyulan sevince atıftır. Bu sevinç peygamberlerin Siyon kızı hakkında duydukları sevincin devamıdır. Her iki sevincin nedeni, Tanrı’nın kendi kavmine gelişidir, bknz. Yşa 12,6;Sef 3,14-15;Yoe 2,21-27;Zek 2,10;Zek 9,9.
1,28 ey kayra bulan: “lütuf dolu”: Lütuf (ya da Tanrı’nın lütfu) ile doldurulmuş olan ve kalacak olan sen.
1,28 Bazı metinler “bütün diğer kadınlardan daha fazla mübareksin” diye ekler, bknz. Luk 1,42.
33 Yakup’un evi üzerinde sonsuza dek hükümran olacak. Hükümranlığının hiç sonu gelmeyecek.' "
34 Meryem meleğe sordu: "Bu nasıl olabilir ki? Çünkü ben erden bir kızım."
1,34 Aslında “Bu nasıl olabilir ki? Çünkü ben erkek tanımam”: “Bakire” Meryem “nişanlıdır”, a. 27, ve evlilik ilişkileri (“tanımak” kelimesinin İbranice anlamı hakkında bknz. Yar 4,1 vs.) yoktur. Bu gerçek a. 31-33’de yapılan müjdeleme ile çelişiyormuş gibi gözüktüğünden a. 35’teki açıklama yapılır. Meryem’in kendisini bakire olarak adadığına dair bir yorum bu metinden çıkartılamaz.
35 Melek, "Kutsal Ruh üzerine gelecek, Yüce Olan'ın gücü sana gölge salacak" diye yanıtladı, "Bu nedenle, doğacak olan kutsal kişiye Tanrı Oğlu denecek.
1,35 gölge salacak: Bu kelime ya Yahve’nin mevcudiyetini gösteren bulutu, bknz. Çık 13,22+;Çık 19,16+;Çık 24,16+, ya da Tanrı’nın koruyucu, Mez 17,8;Mez 57,1;Mez 140,7, ve yaratıcı, Yar 1,2, kuvvetin, Luk 9,34p, simgesi olan bir kuşun kanatlarını hatırlatır. Meryem’in gebe kalmasında her şey Tanrı’dan ve Ruhu’ndan gelir.
1,46 Meryem: Bazı yazılarda olduğu gibi Elizabet değil. Meryem’in bu sevinç ilahisi, Hanna’nın ilahisi, 1Sa 2,1-10, ve EA’ten alınan birçok alıntılardan esinlenmiştir. Kenardaki paralellerde gösterilen en önemli söz alıntıları yanı sıra, iki temel konuya dikkat edilmeli: 1.) Yoksul ve güçsüz olanlara zengin ve güçlülerin pahasına yardım edilir, Sef 2,3+; bknz. Mat 5,3+ 2.) İsrail, İbrahim’e yapılan vaatten beri, Yar 15,1+;Yar 17,1+, Tanrı’nın lütfunu tecrübe eder, bknz. Yas 7,6+. Luk bu ilahiyi belki yoksullardan öğrenmiştir, belki Siyon kızına atfetmişlerdir. Luk ise bu ilahiyi Meryem’in ağzına koymayı uygun gördü.
67 Yahya'nın babası Zekeriya Kutsal Ruh'la doldu ve şöyle peygamberlik etti:
1,67-79 Magnifikat gibi Benediktus da Luk’nın başka yerlerden derlemiş olduğu bir şiirsel bir ilahidir. Bu ilahiyi Zekeriya’nın ağzına koyup ilahinin duruma bağlantısını sağlayabilmek için de a. 76 ve 77’yi ekler.
1,67 peygamberlikte bulundu: Kelime’nin tam anlamıyla: birinci bölüm, a. 68-75, bir şükran ilahisi olsa da ikinci bölüm, a. 76-79, geleceğe bir bakıştır ve bu nedenle peygamberlik sözüdür.
68 "İsrail'in Tanrısı Rab'be övgüler olsun. Çünkü halkının yardımına gelip onları kurtardı.
1,68 halkın yardımına gelip: Bazı metinlerde “halkını ziyaret etti”: EA’te sıkça görüldüğü gibi, Çık 3,16+, YA’te de Tanrı’nın ziyareti kurtuluş getiren bir olay olarak anlaşılır, Luk 1,78;Luk 7,16;Luk 19,44;1Pe 2,12.
1 O günlerde Sezar Avgustus'tan, tüm dünyanın sayımını amaçlayan yazılı bir buyruk çıktı.
2,1 Avgustus’tan: İ.Ö 30 - İ.S 14 yılına kadar Roma İmparatoru’ydu.
2 Bu ilk sayım Kirinius'un Suriye valiliği döneminde oluyordu.
2,2 Bundan sonra başka sayımların da yapıldığı için bu vergi sayımı “ilk” olarak adlandırılıyor. Tarihsel ayrıntılar belirsizdir. Birçok kişi Kirinius’un sayımı İ.S 6 yılı ile tarihlendirir, buna dayanak olarak sırf Flavius’lu Yosefus’un bir verisi gösteriliyor. Ancak bu veri şüpheyle karşılanmalı, bknz. Haİş 5,37+. Belki özellikle vergi sistemi için yapılan bu sayım İ.Ö 8-6 yılları arasında yapılan genel bir nüfus tahmini sırasında meydana geldi ve bu sayımı Filisten’de gerçekleştirmekle de Kirinius görevlendirilmiş olabilir. Aynı Kirinus daha sonra (belki İ.Ö 4-1 yılları arasında) da Suriye valiliğini yapmış olabilir. O zaman Luk’nın ifade şekli çelişkilidir. Ancak bütün bunlar belgelenmiş değil. İsa kesin olarak Herodes’in ölümünden (İ.Ö 4) önce, belki İ.Ö. 8-6 yılları arasında doğdu. Dionisios Eksiguus’un 6, yüzyılda belirlemiş olduğu “sıfır yılı” hesaplama hatasına dayanır.
3 Herkes sayıma katılmak üzere kendi kentine gitti.
4 Yusuf’da Galile'nin Nasıra Kenti'nden Yahudiye'de Davut'un Kenti'ne, Beytlehem diye bilinen yere gitti. Çünkü Davut'un soyundan ve ailesindendi.
5 Amacı çocuk bekleyen nişanlısı Meryem'le birlikte sayıma katılmaktı.
6 Onlar oradayken Meryem'in doğurma zamanı geldi.
7 İlk oğlunu dünyaya getirdi. O'nu kundağa sarıp hayvan yemliğine yatırdı. Çünkü handa yer bulamamışlardı.
2,7 ilk oğlunu: Kutsal Kitap Yunanca’sında bu kavram daha sonra başka erkek çocuklarının doğmuş olmasını gerektirmez, çocuğun onurunu ve haklarını vurgular.
2,7 handa: Yunanca “katalima” kelimesi “han” ( Luk 10,34) yerine Yusuf’un ailesinin kaldığı bir oda, 1Sa 1,18;1Sa 9,22;Luk 22,11p, belirtmiş olabilir. Yusuf’un memleketi Beytlehem olması genç eşinin gebeliğine rağmen sayım için buraya dönmesini açıklar. Hayvan yemliği bir olasılıkla fakir konaklama yerin bir duvarın içine yerleşikti ve oda öylesine kalabalıktı ki çocuğu yatırmak için başka çare yoktu. Bir gelenek ise bu yemliği iki hayvan ile çevrelemiştir, bknz. Hab 3,2+;Yşa 1,3.
13 O anda, Tanrı'yı öven göksel bir topluluk, meleğin yanında belirip şöyle dedi:
14 "En yücelerdeki Tanrı'ya yücelik, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!"
2,14 hoşnut kaldığı insanlara: yani Tanrı’nın sevmiş olduğu insanlar. Sıkça görülen “İyi niyetli insanlara selamet” tercümesi Yunanca asılıyla uyuşmuyor.
22 Musa'nın Yasası'na göre arınma günü gelince, Yusuf'la Meryem çocuğu Yeruşalim'e Rab'be sunmaya götürdüler.
2,22 arınma: Annenin arınması, çocuk için ise “ilk doğanlık bedeli” verilmesi gerekiyordu. Luk İsa’nın anne-babası aynen Yuhanna’nın anne-babası gibi Yasa’nın tüm buyruklarını yerine getirdiklerini vurgular. Çocuğun tapınakta sunulması buyruk olmamakla birlikte mümkündü, Say 18,15, ve dindar insanlarca gerekli görülebiliyordu, 1Sa 1,24-28. Luk bu anlatımının merkezine İsa’nın Kutsal Şehir’deki bu ilk “ayinsel” eylemi koyar. Paskalya olaylarının mekanı ve Hristiyan misyonunun başlangıç noktası olarak Kutsal Şehir Luk’da önemli bir rol oynar.
26 Rab'bin Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti.
2,26 Rab’bin Mesihi’ni: Rab tarafından mesh edilmiş olan, bknz. Çık 30,22+, yani bir kurtuluş misyonu için kutsanmış olandır. Bu şekilde Yahve’nin seçmiş olduğu İsrail kralı mesh edilirdi. Tanrı’nın Hükümranlığı’nı kuracak olan Mesih de son olarak ve en derin anlamda mesh edilecektir.
29 "Ya Rab, verdiğin söz uyarınca, artık kulunu esenlikle bu yaşamdan ayırabilirsin.
2,29-32 Magnifikat ve Benediktus’un aksine bu övgü ilahisi Luk’nın kendisi tarafından Yşa metinlerinin yardımıyla yazılmıştır. İlk üç satır Simeon’u ve yaklaşan ölümünü ele alırken ikinci üç satır ise Mesih olan İsa tarafından getirilecek olan evrensel kurtuluştan bahseder: Putperest dünyasının aydınlanmasıyla putperestler de seçilmiş halkın bir parçası olarak O’nun şanına dönecek.
33 Yusuf’la Meryem çocuk için bildirilen sözlere şaştılar.
34 Simeon onları kutsayarak çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: "İşte bu çocuk İsrail'de birçoklarının düşmesi ve yükselmesi içindir. Ayrıca karşı çıkılacak bir belirtidir.
2,34 karşı çıkılacak bir belirtidir: İsa putperest dünya için ışık, İsrail için ise şan olma misyonunda kendi halkının düşmanlığı ve zulmü ile karşılaşacak, bknz. Mat 2,1+. “Düşüş” ve “yükselme” hakkında bknz. Yşa 8,14;Yşa 28,16;Rom 9,33.
35 Bir kılıç senin yüreğini de delip geçecek. Böylece birçok kişinin yüreğindeki düşün-celer açığa çıkacak."
2,35 Gerçek Siyon kızı olarak Meryem, kavminin acı dolu kaderini kendi hayatında yaşayacak, oğluyla birlikte kalplerin İsa’ya karşı olup olmadıklarını belirtmeleri gereken çelişki durumunun merkezinde duracak. Kılıç sembolü Hez 14,17 ya da Zek 12,10’ dan esinlenmiş olabilir.
36 Orada Anna adında bir peygamber vardı. Fanuel'in kızıydı. Aşer oğulları soyundan çok yaşlı bir kadındı. Kızlığından sonra eşiyle yalnızca yedi yıl yaşamıştı.
2,36 peygamber: Tanrı’ya adanmış bir kadın, O’nun kurtuluş planının açıklayıcısı, bknz. Çık 15,20;Hak 4,4;2Kr 22,14.
37 Seksen dört yıldır da duldu. Tapınaktan hiç ayrılmaz, gece gündüz oruçla, duayla Tanrı'ya tapınırdı.
48 Meryem'le Yusuf O'nu görünce şaşırdılar. Annesi, "Çocuğum niçin bunu bize yaptın?" dedi, "Bak, babanla ben kaygı içinde seni arıyoruz."
49 İsa şöyle yanıtladı: "Nasıl olur da beni ararsınız? Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor musunuz?"
2,49 Baba’mın evinde bulunmam gerektiğini: Bu cümle (harfiyen “Baba’ma ait olanda; Baba’ma ait olan yerde”) tapınaktan bahsediyor, başka yorumlara göre “Baba’nın alanından” ya da “O’nun isteklerinden”. İsa Yusuf’un yanında, a. 48, babasının Tanrı olduğunu teyit eder, bknz. Luk 10,22-29;Yuh 20,17, ve babasıyla olan ilişkilerinin insansal aile ilişkilerinin üstünde olduğunu vurgular, bknz. Yuh 2,4. İsa’nın “Oğul” olduğu, bknz. Mat 4,3+;Luk 10,22, etkileyici bir şekilde göz önüne seriliyor.
50 Ne var ki, söylediklerinden bir anlam çıkaramadılar.
Tekrardan Nasıra’da Saklı Hayat
51 İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya gitti. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün olanları yüreğinde saklıyordu.
1 Sezar Tiberius'un imparator oluşunun on beşinci yılında, Pontios Pilatus Yahudiye ülkesinde valiydi. Herodes Galile'de ülkenin dörtte birini, kardeşi Filipus İturea ve Trahonitis kesiminde ülkenin dörtte birini, Lisanias da Abilin'de ülkenin dörtte birini yönetmekteydi.
3,1 Luk 1,5 ve Luk 2,1-3’ deki gibi Luk burada da insansal tarihi ve kurtuluş hikâyesini bağlayan tarihsel bir veri sunar. Bu bölümde incil, EA’te peygamberlerin seçilme hikâyelerinin şekliyle, bknz. Yer 1,1-3;Hez 1,2d vb., Tanrı sözünün Vaftizçi Yuhanna’ya gelişini anlatır. Avgustus’un, Luk 2,1, halefi olan Tiberius’un imparatorluğu 14 yılında başlamıştır. Hükümranlığın on beşinci yılı 19. Ağustos 28’den 18. Ağustos 29’a kadar sürüyordu ya da Suriye’deki hükümdarlık süresinin sayımına göre Eylül/Ekim 27 - Eylül/Ekim 28’e kadar. İsa bu tarihte en az 33 yaşındaydı, belki de 35 ya da 36. a. 23’deki veri tahmini bir veridir, belki sadece İsa’nın kamusal bir görev üstlenebilme yaşına ulaştığını vurgular. Dionisius Eksiguus’un altıncı yüzyılda belirlemiş olduğu Hristiyan takviminde bu 30 yaş bir kesin veri olarak algılanılıyordu: Tiberius hükümdarlığın on beşinci yılı, Roma’nın kuruluşundan sonra 782 yılıydı, bundan 29 yıl çıkartılarak 753 yılı bizim sayımın başlangıcı olarak kabul edildi.
3,1 Pontios Pilatus: 26-36 yıllarında Yahuda’nın (ve İdomea ve Samariye’nin) valisi (“prokurator”).
3,1 Herodes: yani Herodes Antipas: Herodes ve Maltake’nin oğlu, İ.Ö 4 İ.S 39 yılları arasında Celile (ve Perea) bölge-hükümdarı.
3,1 Filipus: Herodes ve Kleopatra’nın oğlu, İ.Ö 4 İ.S 34 yılları arasında bölge-hükümdarı.
3,1 Lisanias: İki anıt yazısından tanınır. Abilin Antilübnan’dadır.
2 Hanna ile Kayafas'ın başkâhinliği döneminde, Zekeriya oğlu Yahya'ya çölde Tanrı'nın sözü geldi.
3,2 Hanna ile Kayafas’ın: Görev başındaki Yüksek Kâhin Kayafas diye adlandırılan Yusuf’tu: 18-36 yılları arasında Yüksek Kâhin olan Kayafas, İsa’ya karşı kumpasta önder bir rol oynuyordu, bknz. Mat 26,3;Yuh 11,49;Yuh 18,14. Kayın pederi olan Hanna ise 6 (?) - 15 yılları arasında Yüksek Kâhin idi. Saygınlığı o kadar yüksekti ki, görev bitiminden sonra bile halen Yüksek Kâhin olarak gösteriliyor, bknz. Haİş 4,6 ve Yuh 18,13.14.
4 Yeşaya Peygamber'in sözlerini içeren kitapta yazılı olduğu gibi: "Çölden haykıran bir ses yükseliyor: 'Rab'bin yolunu hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin.
5 Her vadi doldurulacak, her dağ, her tepe alçaltılacak. Eğri olan düzeltilecek, sarp yollar düzlenecek.
6 Herkes Tanrı'nın kurtarışını görecek.
3,6 Mat ve Mar’un aksine Luk, Yşa’dan alınan bu alıntıyı evrensel kurtarış müjdesine kadar olan kısmı verir.
7 Yahya, eliyle vaftiz edilmeye koşan kalabalıkları, "Engerekler soyu!" diye kınadı, "Gelecek öfkeden kaçmanızı size kim öğütledi?
8 Tövbe ettiğinizi kanıtlayan ürünler getirin. Kendi kendinize, 'Atamız İbrahim'dir' de-meye kalkışmayın. Çünkü size diyorum ki, Tanrı İbrahim'e şu taşlardan çocuklar çıkarabilir.
9 İşte balta şimdiden ağaçların köküne dayanmış. İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır."
10 Halk kendisine, "Öyleyse ne yapmalıyız?" diye sordu.
3,10-14 Bu vaaz (sadece Luk’da) Vaftizçi’nin müjdesinde komşuya gösterilen somut ahlaki eylem çağrısını vurgular. Hiçbir meslek kurtuluştan dışlanılmıyor, ama adalet ve kardeş sevgisinin gösterilmesi gereklidir.
11 Yahya şöyle yanıtladı: "İki giysisi olan olmayana versin. Yiyeceği olan da aynısını yapsın
12 Gümrük vergisi toplayanlar da vaftiz edilmeye geldi. Yahya'ya, "Öğretmen, ne yapmalıyız?" diye sordular.
13 Yahya şöyle yanıtladı: "Size buyrulandan daha çok almayın."
14 Bu kez askerler, "Ya biz ne yapmalıyız?" diye sordular. Yahya, "Kimsenin malını yağmalamayın, kimseyi yalan yere suçlamayın" diye karşılık verdi, "Size verilen ücretle yetinin."
15 Halk umutla beklediğinden, herkes Yahya için, "Acaba Mesih bu mu?" diye içinden soruyordu.
16 Yahya hepsini şu sözlerle yanıtladı: "Ben sizi suyla vaftiz ediyorum. Ama benden güçlü Olan geliyor. Ben O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile lâyık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
19 Ne var ki, ülkenin dörtte birini yönetmekte olan Herodes, yengesi Herodya sorunu ve kendi yaptığı bir sürü kötülük yüzünden Yahya tarafından eleştirildiğinden,
3,19-20 Luk Vaftizçi Yuhanna hakkında anlatacaklarını bitirip bundan sonra İsa’nın eserlerinden bahsetmeye başlar. Öncü olan Vaftizçi’nin ölümünü ise sadece dolaylı yoldan anlatır, Luk 9,7-9.
20 kötülüklerine bir yenisini daha ekledi: Yahya'yı cezaevine kapattı.
22 Kutsal Ruh bedensel bir görünümde, güvercin gibi İsa'nın üzerine indi ve gökten bir ses duyuldu: "Sen benim sevgili Oğlum'sun; senden hoşnudum."
3,22 Sen benim sevgili Oğlum’sun; senden hoşnudum: Bu bölüm, bknz. Mat 3,17, Mat ve Mar’un etkisiyle değiştirilmiş olabilir, bazı metinlerde “Benim Oğlum’sun, bugün seni var ettim” diye geçer. Buna göre gökten gelen ses, Mat ve Mar’da olduğu gibi Yşa 42’ ye değil, fakat Mez 2,7’ ye atıfta bulunuyor. Amaç İsa’yı, Tanrı Kul’u yerine Mezmur’da bahsedilen Mesihsel Kral olarak tanıtmaktır: Vaftizle bu kral, Tanrı’nın Hükümdarlığını yeryüzünde kurma görevine konulur.
23 İsa atandığı işe başladığında yaklaşık otuz yaşındaydı. Yusuf’un oğlu olduğu sanılıyordu: Eli oğlu,
3,23-28 Luk’da İsa’nın soy ağacı İbrahim’i aşarak Adem’e kadar uzanır ve bu şekilde Mat’ya göre, Mat 1,1+, da ha evrensel nitelik taşır. Adem’in soyundan olan, aynen Adem gibi dünyasal babası olmayan İsa, Luk 1,35, yeni bir insan soyunun kurucusudur. Belki Luk “yeni Adem’i” düşünür, bknz. Rom 5,12.
24 Mattat oğlu, Levi oğlu, Malki oğlu, Yannay oğlu, Yusuf oğlu,
25 Mattitya oğlu, Amos oğlu, Nahum oğlu, Hesli oğlu, Nagay oğlu,
26 Mahat oğlu, Mattitya oğlu, Simi oğlu, Yosek oğlu, Yoda oğlu,
27 Yohanan oğlu, Reşa oğlu, Zerubbabil oğlu, Şealtiel oğlu, Neri oğlu,
28 Malki oğlu, Addi oğlu, Koşam oğlu, Elmadam oğlu, Er oğlu,
29 Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, Yorim oğlu, Mattat oğlu, Levi oğlu,
30 Şimon oğlu, Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, Yonam oğlu Elyakim oğlu,
31 Mala oğlu, Menna oğlu, Mattata oğlu, Natan oğlu, Davut oğlu,
32 İşay oğlu, Ovet oğlu, Boaz oğlu, Salmon oğlu, Nahşon oğlu,
33 Amminadav oğlu, Admin oğlu, Arni oğlu, Hesron oğlu, Peres oğlu, Yahuda oğlu,
34 Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim oğlu, Terah oğlu, Nahor oğlu,
35 Serug oğlu, Reu oğlu, Peleg oğlu, Ever oğlu, Şelah oğlu,
36 Kenan oğlu, Arpakşat oğlu, Sam oğlu, Nuh oğlu, Lemek oğlu,
37 Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yeret oğlu, Mahalalel oğlu, Kenan oğlu,
1 İsa Kutsal Ruh'la dolu olarak Ürdün Irmağı'ndan döndü ve Ruh tarafından çöle yöneltildi.
4,1-13 Luk bu hikâyesinde Mar (“kırk gün denenme”) ve Mat’nın (“kırk günlük orucun sonunda üç denenme”) verilerini birleştirir. Mat’daki sıralamayı değiştirip denenmelerin Yeruşalim’de sonuçlanmasını sağlar, bknz. Luk 2,38+. Denenmeler hakkında bknz. Mat 4,1+.
16 İsa büyüdüğü Nasıra Kenti'ne gitti. Şabat Günü alışık olduğu gibi sinagoga girdi, okumak amacıyla ayağa kalktı.
4,16-28 Bu anlatımda halkın aniden coşkudan, a. 22a, şaşkınlığa, a. 22b, ve öfkeli düşmanlığa, a. 28d, geçmesi zor anlaşılıyor. Bu belki metindeki gelişmenin bir işaretidir: İlk bir anlatım, İsa’nın eylemlerinin başlangıcında Nasıra’daki bir sinagog ziyaretini anlatır, İsa’nın bu ziyaret halk tarafından hoş karşılandı ( Mar 1,21d’ de Kefarnahum’da anlatıldığı gibi), bknz. Mat 4,13 ve Luk 4,16. Bu anlatım daha sonra gözden geçirildi ve halkın ilk hoş karşılaşmadan sonra başlayan anlayamamazlığı ve düşmanlığını göstermek için İsa’nın eylemlerinin daha geç bir dönemine nakledildi, Mat 13,53-58;Mar 6,1-6. Bu anlatımlardan Luk etkileyici bir resim çizip onu İsa’nın hayatının başlangıcında konumlandırır ve bu şekilde özet şeklinde İsa’nın kurtuluş misyonunu ve halkın buna karşı çıkmasını anlatır.
4,16 Nasıra: Yunanca metin tenha rastlanan “Nasara” şekline kullanır.
4,16 Sinagog başkanının izini ile Kutsal Kitap’ı her yetişkin Yahudi halk önünde okuyabiliyordu.
17 Kendisine Yeşaya Peygamberin kitabı verildi. İsa kitabı açtı, şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:
18 "Rab'bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara sevindirici haber'i iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve
4,18d İncilde bundan sonra anlatılacak olan iyileştirmeler ve kötü ruhların çıkartılması, havarilerin çağrılması ve İsa’nın vaaz vermesi, İsa’nın eylemlerinin başında burada belirtilen programın somut bir şekilde gerçekleşmesidir. Bu program Tanrı’nın Ruhu’na dayandığı için ve Haİş’e göre aynı Kutsal Ruh Hristiyanlara önderlik ettiğinden dolayı, incilde anlatılan İsa’nın eylemleri, Hristiyanların eylemlerine bir model oluşturur.
4,18 Bazı metinler “yüreği ezik olanları iyileştirmek için” diye ekler, bknz. Yşa 61,1.
23 İsa onlara şöyle dedi: "Kuşkusuz, bana şu halk deyimini aktaracaksınız: 'Ey doktor, önce kendini iyileştir. Kafernahum'da yapıldığını duyduğumuz işleri burada, kendi ülkende de yap!' "
4,23 Kafernahum’da gerçekleştirilen bu mucizeler Nasıra’dakilerden sonra anlatılır, Luk 4,33 vs., bknz. Luk 4,16+.
24 İsa sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğrusu size derim ki, hiçbir peygamber kendi ülkesinde kabul edilmez.
25 Ama gerçek adına size bildiriyorum: İlyas Peygamber'in günlerinde göğün üç yıl altı ay kapandığı ve bütün ülkeye kırıcı bir kıtlık geldiği dönemde İsrail'de pek çok dul kadın bulunuyordu.
41 Cinler, "Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!" diyerek bağıra bağıra birçoklarından çıkıyordu. Ama İsa onları azarlıyor, konuşmalarına izin vermiyordu. Çünkü O'nun Mesih olduğunu biliyorlardı.
42 Gün ağarınca İsa oradan ayrılıp herkesten uzak bir yere gitti. Halk O'nu arayıp bulunduğu yere geldi. Onları bırakıp gitmesin diye İsa'ya ısrar ettiler.
43 İsa onlara, "Tanrı'nın Hükümranlığına ilişkin Sevindirici Haber'i başka kentlerde de yaymam gerek" dedi, "Çünkü bu amaç için gönderildim."
44 Böylece Yahudiye'de sinagoglarda sözü yayıyordu.
4,44 Mar “Yahuda” yerine “Celile” kullanır, Luk ise “Yahuda’yı” çok geniş anlamda kullanır: Bütün İsrail ülkesini kapsar, aynısı Luk 7,17;Luk 23,5 (?); Haİş 10,37;Haİş 28,21.
1 İsa Genesaret Denizi'nin kıyısında duruyordu. Halk Tanrı sözünü dinlemek için O'nun çevresine toplanmıştı.
5,1-11 Luk bu anlatımda 1.) durumu anlatır, a. 1-3, Mar 4,1-2 ve Luk 1,16.19’ u hatırlatır; 2.) mucizesel bir balık avının hikâyesini, a. 4-10a, Yuh 21,4-11 vb.; 3.) Simun’un çağrılışı, a. 10b-11, Mar 1,17.20’ ye benzer. Luk ilk havarilerin çağrılışını İsa’nın öğrettiği ve mucizeler gerçekleştirdiği bir dönemin sonrasına almasıyla havarilerin anında her şeylerini bırakıp İsa’yı takip etmelerini daha inandırıcı hale getirir.
7 Gelip kendilerine yardım etsinler diye, öbür teknedeki ortaklarına işaret ettiler. Onlar gelince her iki tekneyi de tıka basa doldurdular. Neredeyse tekneler batacaktı.
8 Simun Petrus bunu görünce İsa'nın ayaklarına kapandı, "Benden uzak dur, ya Rab!" dedi, "Çünkü ben günahlı biriyim."
5,8 Luk’ya göre Simun’a Petrus takma ismi Luk 6,14’ de veriliyor. Buradaki “Simun Petrus” bağı Yuh’nın diline benzer, ki bu bağlantı burası ve Mat 16,16 dışında sırf Yuh’da geçer (17 defa), bknz. Yuh 1,40;Yuh 6,8.68 vs., Luk 21,2.3.7.11.
10 Simun’un iş arkadaşları olan Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna da şaşkınlık içindeydiler. İsa Simun'a, "Korkma" dedi, "Bundan böyle insan tutacaksın."
5,10 Simun’la birlikte çalışıyorlardı: a. 7’deki yoldaşlar. Andreas Simun’la aynı kayıkta bulunduğundan ismiyle anılmıyor (bknz. a. 5.6.7’deki çoğul şahıs eki). Luk tüm dikkati Simun’un üzerinde toplar.
12 İsa kasabalardan birindeyken, bedeni tepeden tırnağa cüzamla kaplı bir adam geldi. Adam İsa'yı görünce yüzüstü yere kapanıp dileğini açıkladı: "Ya Rab, istersen beni pak kılabilirsin!'
13 İsa elini uzatıp ona dokundu, "istiyorum, pak ol" dedi. O anda adam cüzamından paklandı.
14 İsa bunu kimseye anlatmamasını buyurarak şöyle dedi: "Ama git, kendini kâhine göster. Pak kılındığına ilişkin onlara tanıklıkta bulunmak için Musa'nın buyurduğu sunuyu sun."
17 Bir gün İsa öğretirken bazı Ferisiler’le yasa uzmanları orada oturmaktaydı. Bunlar Galile'nin her kasabasından, Yahudiye'den, Yeruşalim'den kalkıp gelmişlerdi. Rab'bin iyileştirme gücü İsa'daydı.
18 Derken adamlar yatakta bir inmeli getirdiler. Amaçları onu içeri sokup İsa'nın önüne koymaktı.
19 Ama toplananların çokluğu yüzünden onu içeriye sokacak yer bulamadılar. Evin damına çıkıp kiremitler arasından adamı yatağıyla birlikte tam İsa'nın önüne sarkıttılar.
5,19 kiremitler arasından: Mar 2,4’ de tarif edilen Filistinli çatı Luk’da Yunan-Roma’lı kiremitli çatısı olur.
20 İsa onların imanını görünce, inmeliye, "Ey adam, günahların bağışlandı" dedi.
29 Levi evinde O'na büyük bir şölen düzenledi. Gümrük vergisi toplayanlarla başkalarından oluşan büyük bir kalabalık onlarla birlikte sofrada oturuyordu.
33 İsa'ya sordular: "Yahya'nın öğrencileri sık sık oruç tutuyor, dua ediyorlar. Ferisiler'in öğrencileri de öyle. Ama senin öğrencilerin yiyip içiyorlar!"
34 İsa onları şöyle yanıtladı: "Güvey kendileriyle birlikteyken, yakınlarına oruç tutturabilir misiniz?
35 Ama güveyin onlardan alınacağı günler gelecek; işte o zaman, o günler oruç tutacaklar."
36 İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: "Kuşkusuz, hiç kimse yeni bir giysiden bir parça koparıp eski giysiye yamamaz. Çünkü böyle yaparsa, hem yeni giysiyi yırtmış olur, hem de yeni giysiden kesilen parça eskisine uymaz.
37 Yeni şarabı da eski tulumlara koymazlar. Çünkü koyarlarsa yeni şarap tulumları patlatır. Hem şarap dökülür, hem de tulumlar parçalanır.
38 Hayır, yeni şarap yeni tulumlara koyulmalı.
39 Eskisini içen hiç kimse yeniyi aramaz. Kuşkusuz, 'Eskisi daha iyi' der."
5,39 eskisi daha iyi: İsa’nın sunduğu yeni şarap Yasa’nın eski şarabını içmiş olanların damak tadına uymuyor. Sırf Luk’da kullanılan bu deyim belki Yahudi’lere ilan edilirken oluşan zorlukları yaşayan ilk kilisenin tecrübesini yansıtır, bknz. Haİş 13,5+.
1 İsa bir Şabat Günü buğday tarlalarından geçiyordu. Öğrencileri başakları koparıp avuçları içinde ovalıyor, sonra da yiyorlardı.
2 Ferisilerden bazıları, "Şabat Günü yasal olmayanı neden yapıyorsunuz?" diye sor-dular.
3 İsa şöyle yanıtladı: "Davut'la yanındakilerin acıkınca ne yaptıklarını hiç okumadınız mı?
4 Nasıl Tanrı evine girip adak ekmeklerini aldığını, yediğini, üstelik yanındakilere de verdiğini. Oysa o ekmekten yemek yalnız kâhinlerin yetkisi değil miydi?"
7 Dinsel yorumcularla Ferisiler, İsa'yı suçlu çıkarmak amacıyla, Şabat Günü hastayı iyileştirip iyileştirmeyeceğini görmek için gözlerini O'na diktiler.
8 Ne var ki, İsa onların ne düşündüklerini biliyordu. Eli tutmayan adama, "Ayağa kalk ve öne çık" dedi. O da kalkıp orta yerde durdu.
13 Gün ağarınca öğrencilerini yanına çağırdı, içlerinden on ikisini seçti. Onları Haberciler diye adlandırdı:
6,13 haberciler: Yunanca “apostol” kelimesinin anlamı elçidir. Yunan dünyasında ve Yahudilik’te (“şaliah”) tanınan bu kavram Hristiyanlıkta Mesih’in ve hayatının, ölümünün ve dirilişinin şahitleri olan gönderilmiş müjdeleyiciler için kullanılır, bknz. Haİş 1,8+;Haİş 22,21+, ilk olarak sırf On İki’leri, Mar 3,14+, fakat daha sonra öğrencileri de kapsardı, Rom 1,1, ve karizma listelerinde ilk sırayı alırlar, 1Ko 12,28;Ef 4,11. Belki “elçi” ismi bu müjdeleyicilere ancak sonradan İlkel Kilise tarafından verilmiş olabilir, fakat öğrencilerin İsa tarafından önce Celile’nin yerleşim yerlerine, Luk 9,6, dirilişinden sonra ise bütün dünyaya, Luk 24,47;Haİş 1,8, bknz. Yuh 3,11+;Yuh 4,34+, misyona gönderildiklerinin doğruluğu bundan bağımsızdır.
14 Petrus diye adlandırdığı Simun'la kardeşi Andreas, Yakup'la Yuhanna, Filipus'la Bartolomeos,
17 İsa Haberciler’le birlikte dağdan inip düzlüğe geldi. Öğrencilerinden oluşan büyük bir kalabalıkla tüm Yahudiye, Yeruşalim ve deniz kıyısında Sur ile Sayda'dan kopup gelen büyük bir halk topluluğu çevresini sardı.
18 O’nu dinlemek, hastalıklarından kurtulup iyi olmak için gelmişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de iyileşiyorlardı.
19 Tüm halk O'na dokunmaya çalışıyordu. Çünkü kendisinden güç çıkıyor ve herkesi iyi ediyordu.
20 İsa gözlerini öğrencilerine kaldırarak şunları söyledi: "Ne mutlu siz yoksullara! Çünkü Tanrı'nın Hükümranlığı sizindir.
6,20 d Bu konuşmanın anlatılışı Mat’dakine göre daha kısadır. Luk, Mat’nın eklediklerini eksik bırakır ve ayrıca ona fazla Yahudi gelen kelimeleri de çıkartıp okuyucularının ilgisini çekmeye çalışır, Mat 5,1+.
6,20-23 Mat’da sekiz “ne mutlu” bulunuyor, Luk’da ise dört “ne mutlu” ve dört “vay size” vardır. Mat’daki “ne mutlu”lar, Mat 5,3-12+, ahlaki yaşam programını göksel ödülünün vaadiyle tasarlar, Luk’da ise bu hayattaki durumun gelecekteki hayatta tersine döneceğini vaat eder, bknz. Luk 16,25. Mat’da İsa “mutlu” olarak övülenlerden üçüncü şahısta bahseder, Luk’da ise dinleyicilere direk olarak yönelir.
22 İnsanlar sizden nefret ettiği, sizi aralarından attıkları, aşağıladıkları, insanoğlu'na bağlılığınız yüzünden adınızı kötü diye lekeledikleri zaman ne mutlu size!
34 Yalnız geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, ne yararınız olur? Günahlılar da geri almayı umarak günahlılara ödünç verirler.
35 "Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik edin, hiçbir şey beklemeden ödünç verin. Karşılığınız büyük olacak ve sizlere Yüce Olan'ın oğulları denecek. Çünkü O iyilik bilmezlere ve kötülere karşı da iyi yüreklidir.
38 Verin, size verilecektir. Büyük ölçekle, bastırılıp silkelenmiş, tepeleme dolup taşmış olarak kucağınıza boşaltılacaktır. Çünkü hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçü sizlere de uygulanacaktır."
6,38 kucağınıza: Kese ya da torba olarak kullanılan giysinin kemer kısmının üstündeki kırışıklar, bknz. Rut 3,15.
41 Neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de, kendi gözündeki merteği görmezlikten gelirsin?
42 Ya da kendi gözündeki merteği görmeden kardeşine nasıl, 'Kardeş, bırak gözündeki çöpü çıkarayım' dersin? Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözünden çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün."
43 "İyi ağaç çürük ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez.
48 O evini yaparken kazıp derine inen ve temeli kaya üstüne kuran bir adama benzer. Sel gelince kabaran sular eve saldırır, ama onu sarsamaz. Çünkü ev sağlam kurulmuştur.
49 Öte yandan, işitip de uygulamayan kişi toprak üstüne temelsiz ev yapan adama benzer. Kabaran sular ona saldırınca hemen yıkılır. O evin çöküşü korkunç olur."
6 İsa onlarla birlikte yola koyuldu. Evin yakınına vardığında, yüzbaşı arkadaşlarını gönderip O'na, "Ya Rab" dedi, "kendini yorma. Çünkü çatımın altına girmene bile layık değilim.
7 Bu nedenle, sana yaklaşmayı kendime yakıştıramadım. Ama bir söz söyle, kölem iyi olsun.
8 Çünkü ben de buyruk altında bulunan bir adamım. Buyruğumda askerler var. Birine git derim, gider; öbürüne gel derim, gelir. Köleme, şu işi gör derim, görür."
9 İsa bunu duyunca şaştı. Ardından gelen kalabalığa dönüp, "İşte size söylüyorum" dedi, "İsrail'de bile böylesi imana rastlamadım."
24 Yahya'dan gelen ulaklar gidince, İsa kalabalığa Yahya ile ilgili açıklama yaptı: "Çöle ne görmeye çıktınız? Rüzgarın etkisiyle sallanan bir kamış mı?
25 Yok bu değilse, ne görmeye çıktınız? Yumuşak giysilere bürünmüş bir adam mı? Bakın, parlak giysiler kuşanıp göz kamaştırıcı ortamda yaşayanlar kral saraylarındadır.
26 Öyleyse ne görmeye çıktınız? Bir peygamber mi? Evet, size derim ki, peygam-berden de üstün olanı gördünüz.
27 Kendisine ilişkin yazılmış olandır o: "'İşte, senin önünden habercimi gönderiyorum. O önden gidip senin yolunu hazırlayacak.'
31 İsa konuşmayı sürdürdü: "Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Onlar neye benzerler?
32 Çarşı yerinde oturup birbirine şöyle bağrışan çocuklara benzerler: Biz size kaval çaldık, Ama siz kalkıp oynamadınız! Biz ağıt yaktık, ama siz ağlamadınız!
33 "Çünkü Vaftizci Yahya geldi. Ne ekmek yiyor, ne şarap içiyor. 'Onda cin var!' diyorsunuz.
34 İnsanoğlu geldi. Yiyor da, içiyor da. 'İşte obur, şaraba düşkün biri!' diyorsunuz, 'vergi toplayanların, günahlıların dostu!'
35 Ama bilgelik bütün çocukları tarafından doğrulandı."
7,35 çocukları: Bazı metinlerde “eserleri” diye geçer, bknz. Mat 11,19+. “Bilgeliğin çocukları”, yani akıl erilmez bilge olan Tanrı’nın çocukları, bknz. Özd 8,22+, Tanrı’nın eserlerini tanır ve onları kabul ederler.
36 Bir Ferisi İsa'yı yemeğe çağırdı. İsa Ferisi'nin evine gitti, sofrada yerini aldı.
7,36-50 Bu olay sırf Luk’da anlatılır ve Beytanya’daki mesh edilmeyle karıştırılmamalı, Mat 26,6-13p. Anlatımdaki günahkâr kadın, ne Marta’nın kardeşi Beytanya’lı Meryem, Luk 10,39, bknz. Yuh 11,1d;Yuh 12,2d, ne de Magdalalı (Mecdeli) Meryem’dir, Luk 8,2.
37 O kentte günah içinde yaşayan bir kadın vardı. İsa'nın Ferisi'nin evinde sofrada oturduğunu öğrenince, kaymaktaşı bir kapta güzel kokulu yağ getirdi.
38 Ağlayarak İsa'nın arkasında, hemen ayakları dibinde durdu. Gözyaşlarıyla O'nun ayaklarını ıslattı, sonra saçlarıyla onları kuruladı. İsa'nın ayaklarını öpüyor, güzel kokulu yağla ovuyordu.
39 İsa'yı yemeğe çağıran Ferisi durumu görünce, "Bu adam bir peygamber olsaydı, kendisine dokunan şu kadının kim ve ne tür biri olduğunu bilirdi!" diye mırıldandı, "Çünkü günahlıdır o."
40 İsa, "Simun, sana bir şey diyeceğim" dedi. O da, "Söyle, öğretmenim" dedi.
41 İsa konuşmayı sürdürdü: "Bir adama iki kişinin borcu vardı. Birinin borcu beş yüz dinardı, öbürünün ise elli dinar.
42 Ödeyecek güçleri olmadığından, adam her ikisine de borcu bağışladı. Bunlardan hangisi onu daha çok sevecek?"
43 Simun, "Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan" diye yanıtladı. İsa, "Doğru düşündün" dedi.
44 Sonra gözlerini kadına dikerek Simun'a, "Bu kadını görüyor musun?" dedi, "Senin evine geldim, ayaklarım için su getirmedin. Ama o gözyaşlarıyla ayaklarımı ıslattı, saçlarıyla da kuruladı.
45 Beni öpmedin bile. Ama içeri girdim gireli, o ayaklarımı öpmeden duramıyor.
46 Başımı yağla ovmadın. Ama o ayaklarımı güzel kokulu yağla ovdu.
47 Bu nedenle, sana derim ki, onun pek çok olan günahları bağışlandı. Çünkü o çok sevgi gösterdi. Oysa az bağışlanan az sever."
7,47 Ayetin ilk yarısında sevgi, bağışlanmanın nedeni, ikinci yarısında ise bağışlanmanın sonucudur. Bu bir ikileme gibi gözükebilirse de bunun sebebi metnin birleştirilmiş olmasıdır. 37-38.44-46 ayetlerinde kadının eylemleri kendisinin büyük sevgisini gösterirler: bunun sayesinde günahları bağışlanır (a. 47a). 40-43 ayetlerinde ise anafikri zıt olan bir örnek eklendi: Daha büyük bağışlama, daha büyük sevgi doğurur (a. 47b).
8 Bir başkası ise verimli toprağa düştü ve yetişince yüz kat ürün verdi." İsa bunları söyledikten sonra, yüksek sesle, "İşitecek kulağı olan işitsin!" dedi.
9 İsa'nın öğrencileri, "Bu simgesel öykünün anlamı nedir?" diye O'na sordular.
10 İsa, "Tanrı'nın Hükümranlığına ilişkin gizleri bilmek sizlere verilmiştir" dedi, "Geri kalanlara ise simgesel öykülerle anlatılmaktadır. Öyle ki, “Bakarken görmesinler, duyarken anlamasınlar.' "
13 Kayalıktakiler işitince sözü sevinçle benimseyenlerdir. Ancak kökleri olmadığından, bir süre için inanırlar ve denenme anında bırakıp giderler.
14 Dikenlere düşene gelince, bunlar sözü işitenlerdir. Ama sağa sola koşarken yaşamın kaygıları, zenginlikleri, zevk ve eğlenceleri onları boğar; olgun ürün vermezler.
18 Bu nedenle, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Çünkü kendisinde bulunana daha da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan elinde bulunduğunu sandığı şey bile alınacaktır."
19 Annesiyle kardeşleri O'nun bulunduğu yere geldiler. Ama kalabalık yüzünden kendisine yaklaşamadılar.
8,19-21 Luk, İsa’nın “Benzetme Konuşmalarını” bu anlatımla bitirmeyi uygun gördüğünden, Mar’un Mar 3,31-35’ de daha erken anlattığı bu bölümü buraya aldı.
20 "Annenle kardeşlerin dışarıda bekliyorlar; seni görmek istiyorlar" diye İsa'ya haber iletildi.
21 İsa, "Annemle kardeşlerim Tanrı'nın sözünü duyup uygulayanlardır" diye yanıtladı.
22 Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye bindi. "Denizin karşı yakasına geçelim" dedi. Açıldılar.
23 Tekne yol alırken İsa uykuya daldı. Hızla esen bir fırtına koptu. Sular tekneye doldu. Tehlikeyle burun buruna geldiler.
24 Öğrenciler İsa'nın yanına varıp, "Efendimiz, efendimiz, mahvoluyoruz!" diyerek O'nu uyandırdılar. İsa kalktı, rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi, ortalık sütliman oldu.
25 İsa, "İmanınız nerede?" dedi. Korkuyla dolup şaşkına döndüler. Birbirlerine, "Bu da kim oluyor?" diyorlardı, "Rüzgara da, dalgalara da buyruk veriyor ve buyruğuna uyuyorlar!"
26 Gerasiniler bölgesine yelken açtılar. Burası Galile'nin karşı yakasındadır.
27 İsa karaya çıkınca, kentten cine tutulmuş bir adam kendisini karşıladı. Uzun süreden beri ne sırtına bir şey giymişti, ne de bir evde oturmuştu. Barınağı mezarlar arasındaydı.
28 İsa'yı görünce ortalığı inleten bir çığlık atarak O'nun önünde yere kapanıp bağırdı: "İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne istiyorsun? Ne olur, bana işkence çektirme!"
29 Çünkü İsa kötü ruhun adamdan çıkması için kesin buyruk vermişti. Cin sık sık onu etkisi altına alıyordu. Zincirlerle bağlanır, prangaya vurulurdu ama, yine de bağlarını koparır, cin tarafından çöllere sürüklenirdi.
30 İsa ona, "Adın ne?" diye sordu. Cin, "Lejiyon" dedi. Çünkü adamın bedenine çok sayıda cin girmişti.
31 Cinler kendilerini dipsiz derinliklere göndermesin diye İsa'ya yalvardılar.
8,31 dipsiz derinliklere göndermesin: Bazı metinlerde “cehennemin derinliklerine göndermesin”, Mar 5,10’ daki “o bölgenin dışına göndermemesi” ifadesinden farklı. Cinler kendilerini nihai ve asıl yerleri olan dünyanın derinliklerine geri göndermemesi için İsa’ya yalvarıyorlar, Va 9,1.2.11;Va 11,7;Va 17,8;Va 20,1.3.
32 Oradaki bayırda büyük bir domuz sürüsü otlamaktaydı. Cinler domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O da onlara izin verdi.
33 Cinler adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Sürü uçurumdan aşağı atlayarak denize uçup boğuldu.
34 Olaya tanık olan çobanlar kaçışarak olup bitenleri kentte, kırsal alanlarda anlattılar.
35 Herkes olayı görmeye koştu. İsa'nın yanına vardıklarında, bedeninden cinler çıkan adamı giyinmiş, akıllanmış, İsa'nın ayakları dibinde oturur buldular. Korktular.
8,35 İsa’nın ayakları dibinde: Öğrenci zihniyetiyle, Luk 8,38; bknz. Luk 10,39;Haİş 22,3. Luk’nın eklediği bir özelliktir.
36 Olaya tanık olanlar, koşup gelenlere cine tutulanın nasıl kurtulduğunu anlattılar.
37 Gerasiniler çevresinde oturanların tümü oradan gitmesi için İsa’ya yalvardılar. Çünkü büyük bir korkuyla dolmuşlardı. O da tekneye binip geri döndü.
47 Kadın kendini gizleyemediğini görünce titreyerek O'na geldi. İsa'nın önünde yere kapanıp kendisine neden dokunduğunu ve o anda nasıl iyileştiğini herkesin önünde anlattı.
48 İsa ona, "İmanın seni kurtardı, kızım" dedi, "Esenlikle git!"
49 O daha konuşurken, sinagog başkanının evinden biri geldi. Başkana, "Kızın öldü" dedi, "Artık öğretmeni yorma."
50 Ama İsa bunu duyunca, başkana, "Korkma" dedi, "Yalnız iman et, iyi olacaktır."
7 Ülkenin dörtte birini yöneten Herodes bütün yapılanları duydu. Bazıları arasında dolaşan "Yahya ölüler arasından dirildi" söylentisi yüzünden şaşkınlığa düştü.
9,7-9 Luk Vaftizçi Yuhanna’nın idamını anlatmaktansa “İsa’yı görmek istedi” sözleriyle, a. 9, Herodes ile İsa’nın gelecekteki buluşmasını hazırlar, Luk 23,8-12.
10 Haberciler geri gelince, yaptıkları işleri İsa'ya anlattılar. İsa onları da yanına alarak Beytsayda denen kente çekildi,
9,10-17 Luk, Yuh gibi tek bir ekmek çoğaltılma olayı anlatır. Mat ve Mar’da ise iki tane bulunur. Belki ikinci ekmek çoğaltılmasının geçtiği Mar 6,45-8,26 bölümünü tanımıyordu, ya da, ki bu daha olasıdır, Mat ve Mar’daki bu tekrardan kaçınmak istiyordu. Mat ve Mar’daki ikişer anlatım büyük ihtimalle tek bir olayın iki farklı anlatış geleneğinden kaynaklanıyordu: Biri Filistinli çevrelerde (gölün batı kıyısı, bknz. Mat 14,13, on iki sepet İsrail’in on iki oymağını simgeliyordu), diğeri ise putperestlikten Hristiyanlığa geçmişlerin çevresinde (doğu kıyı, bknz. Mar 7,31, yedi sepet Kenan’ın alınışından önceki yedi putperest halkı simgeler, Yas 7,1;Haİş 13,19) anlatılırdı, bknz. Mat 14,13+.
11 Halk bunu öğrenince O'nu izledi. O da onları iyi karşıladı ve onlarla Tanrı'nın Hükümranlığına ilişkin konuştu, sağlığa gereksinim duyanları iyileştirdi.
12 Hava kararmaya yüz tutunca, On İkiler kendisine yaklaşıp, "Halkı gönder" dediler, "Çevredeki kasabalara, çiftliklere gitsinler; kalacak yer ve yiyecek bulsunlar. Çünkü burada ıssız bir yerdeyiz."
13 İsa öğrencilere, "Siz onlara yiyecek verin!" dedi. Onlar, "Yanımızda beş ekmekle iki balıktan başka bir şey yok ki" dediler, "Yoksa gidip halkın tümü için yiyecek mi satın alalım?"
14 Orada beş bin kadar erkek vardı. İsa öğrencilerine, "Yaklaşık ellişer kişilik kümeler oluşturup onları yere oturtun" dedi.
15 Öğrenciler buyruğa uyup herkesi yere oturttular.
16 İsa beş ekmekle iki balığı eline aldı. Gözlerini göğe kaldırarak onları kutsadı. Halkın önüne koysunlar diye bölüp öğrencilere verdi.
17 Herkes doyasıya yedi. Artakalanlardan on iki küfe dolusu topladılar.
18 Bir gün İsa yalnız başına dua ediyordu. Öğrencileri yakınındaydılar. Onlara sordu: "İnsanlar benim kim olduğumu söylüyor?"
9,18-21 Havarilerin adına konuşan Petrus’un bu tanıklığı, Mat’nın “diri olan Tanrı’nın Oğlu’sun”, bknz. Mat 16,16, eklentisi yoksa dahi büyük önem taşır ve İsa’nın eylemlerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Havarileri ilk kez O’nun Mesih olduğunu açıkça kabul ederler, bknz. Luk 2,26+. Bundan sonra İsa bu küçük ilk imanlılar çekirdeğini biçimlendirmeye ve imanlarını pekiştirmeye çalışır.
22 İsa şöyle dedi: "İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler, dinsel yorumcularca yadsınması, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gereklidir."
25 İnsan tüm dünyayı kazanıp da canını yitirir veya zarara uğratırsa bunun ona ne yararı olur?
26 Her kim bana ve benim sözlerime bağlılığı yüzünden utanç duyarsa, insanoğlu da kendisinin, Babası'nın ve kutsal meleklerin yüceliğinde geldiğinde o kişiden utanç duyacaktır.
28 Bu sözlerin açıklanmasından yaklaşık sekiz gün sonra İsa Petrus'u, Yuhanna'yı ve Yakup'u yanına aldı, dua etmek için dağa çıktı.
9,28-36 Birçok Luk’ya özel nokta Mar’dan farklı bir kaynak kullandığını gösterir. İsa’nın şanlı görünüm değişmesi Mat ve Mar’a göre farklı anlatılır. Mat İsa’nın yeni Musa olarak açıklanmasını vurgularken, bknz. Mat 17,1+, ve Mar’un gizlenmiş Mesih’in görünmesini anlatırken, Mar 9,2+, Luk daha çok İsa’nın kişisel tecrübesini ele alır. Bu tecrübesinde derin ve görünüm değiştiren duası sırasında gök tarafından “sonu” (Yunanca “eksodos”, “çıkış”) hakkında aydınlatılır, yani “peygamberleri öldüren” Yeruşalim’de, bknz. Luk 13,33-34, gerçekleşecek olan ölümü hakkında, bknz. Bil 3,2;Bil 7,6;2Pe 1,15.
30 İşte, iki kişi O'nunla konuşuyordu. Bunlar Musa'yla İlyas'tı.
9,30 İlk olarak sırf “iki kişiden” söz edilir, daha sonra Musa ve İlyas diye tanıtılırlar. Luk’nın, Mar’un yanına eklediği kaynağındaki “kişilerin”, İsa’yı öğreten ve güçlendiren, bknz. Luk 22,43, iki melek olduğu tahmin edilebilir, bknz. Luk 24,4;Haİş 1,10. Musa ve İlyas’ın Mat’daki önemin hakkında bknz. Mat 17,1+.
32 Ne var ki, Petrus'un ve yanındakilerin gözünden uyku akıyordu. Uyandıkları anda İsa'nın yüceliğine tanık oldular ve O'nunla bir arada duran iki adamı gördüler.
9,32 harfiyen: “Fakat Petrus ve yanındakiler uykudan ağırlardı, uyandıklarında ...” Havarilerin uykusu sırf Luk’da geçer ve zeytin dağındaki daha doğal olan uykularını hatırlatır, Luk 22,45.
33 İki adam İsa'nın yanından ayrılırken, Petrus O'na, "Efendimiz" dedi, "Burada bulunmamız ne iyi! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a." Ne dediğini kendi de bilmiyordu.
34 O daha konuşurken bir bulut indi ve onlara gölge saldı. Bulutun içinde kalınca korktular.
35 Buluttan gelen bir ses şöyle diyordu: "Seçilmiş olan oğlum budur, O'nu dinleyin."
9,35 seçilmiş olan Oğlu’m: ya da “sevdiğim Oğul”, bknz. Mat 17,5 ve Mar 9,7. “Seçilmiş olan” ünvanı, bknz. Luk 23,35;Yşa 42,1, Etiyopyalı Henok Kitabın’da “İnsanoğlu” kavramı ile birlikte kullanılırdı.
47 İsa onların yüreğindeki düşünceyi bildiğinden, bir çocuğu elinden tutup yanında durdurdu.
48 Sonra öğrencilere şöyle dedi: "Kim böyle bir çocuğu benim adıma kabul ederse, beni kabul eder ve her kim beni kabul ederse, beni göndereni kabul eder. Aranızda en küçük sayılan, gerçekte büyük olandır."
50 İsa, "Ona engel olmayın" dedi, "Çünkü size karşı olmayan, sizden yanadır."
4. Yeruşalim Yolunda
Samiriyeliler İsa’yı Geri Çeviriyor
51 Göğe alınacağı gün yaklaşınca, İsa Yeruşalim'e gitmeye karar verip oraya yöneldi.
9,51-18,14 Bu büyük bölümle Luk incili, Mar incilinin sıralamasının dışına çıkar. Mar 10,1’ e dayanarak Yeruşalim’e giden yolculuğu anlatır, Luk 9,53.57;Luk 10,1;Luk 13,22.33;Luk 17,11, bknz. Luk 2,38+. Bu yolculuk sırasında da Mat’nın kullanmış olduğu bir kaynağından ve sırf kendisinin kullandığı ayrı bir kaynağından topladığı konuları anlatır. Mat bu anlatımları birbirinden ayırıp tüm inciline yayarken, Luk bunları tek bir bölümde anlatmayı tercih eder, Luk 9,51-18,14.
52 Önce ulaklar gönderdi. Onlar da İsa için hazırlık yapmak üzere yola koyulup bir Samiriye kasabasına girdiler.
53 Ama Samiriyeliler O'nu kabul etmediler. Çünkü Yeruşalim'e yönelmişti.
9,53 Yahudiler’e karşı hiçbir zaman dostça davranmayan Samiriyeliler, Yuh 4,9+, Yeruşalim hacılarına karşı özellikle düşmanca davranırlardı. Bu nedenle genellikle bu bölgeden geçilmiyordu, bknz. Mat 10,5. Sırf Luk ve Yuh ( Luk 4,1-42) İsa’nın Yahudiler’in gözünde “kâfirler ülkesinden” geçtiğini anlatırlar, Luk 17,11.16. İlk Kilise erkenden Rab’bin ardından giderek Samiriye’de ilan edecek, Haİş 8,5-25.
54 Öğrencilerden Yakup'la Yuhanna bunu görünce, 'Ya Rab" dediler, "İster misin buyuralım, gökten ateş insin ve onları yaksın!"
9,54 Bazı metinler “Tıpkı İlyas peygamberin yaptığı gibi” diye ekler, 2Kr 1,10-12. Yakup ve Yuhanna gerçek “gök gürlemesinin oğulları” olduklarını kanıtlarlar, Mar 3,17.
9,55 Ayetin sonunda bazı metinler “kendilerine, ‘siz nasıl bir ruha bağlı olduğunuzu bilmiyorsunuz’ dedi, ‘çünkü İnsanoğlu insanların canını yok etmeye değil, tam tersine kurtarmaya geldi’” diye ekler.
1 Bundan sonra Rab ayrıca yetmiş kişi atadı. Onları gideceği her kente ve bölgeye ikişer ikişer, kendi önünden gönderdi.
10,1d Mat ve Luk’nın kullanmış oldukları kaynakta Mar 6,8-11’ e paralel olarak bir “gönderilme konuşması” daha bulunuyordu. Mat bu iki versiyonu tek bir konuşmada birleştirirken, Luk her ikisini ayrı ayrı kullanır. Konuşmanın biri, İsrail’i simgeleyen On İkiler’e yönelikti, öbürü ise yetmiş iki (ya da yetmiş) öğrencisine yönelikti. Yetmiş sayısı geleneksel olarak putperest kavimleri simgeliyordu, bknz. ekmeklerin çoğaltılması, Mat 14,13+.
10,1 önünden: Amaç Luk 9,52’ deki gibi beslemeyi ve konaklamayı hazırlamak değil, fakat O’nun müjdesini hazırlamaktı.
2 Onlara, "Ürün bol, ama işçi az" dedi, "Onun için ürünlerin Rabbi'ne dua edin, ürününün biçilmesi için işçi göndersin.
10 Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse, o kentin caddelerine çıkıp bildirin:
11 'Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile size karşı silkiyoruz. Yalnız şunu bilin ki, Tanrının Hükümranlığı yaklaştı.'
12 Size derim ki, o gün Sodom'un durumu bile bu kentin durumundan daha iyi ola-caktır."
13 "Vay sana, ey Horazin! Vay sana, ey Beytsayda! Çünkü sizlerde yapılan mucizeler eğer Sur'da ve Sayda’da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp külde oturarak günahlarından dönerlerdi.
21 O anda İsa Kutsal Ruh'la coşarak, "Şükürler sana, ey Baba!" dedi, "Göğün ve yerin Rabbi. Çünkü bunları bilginlerden ve akıllılardan gizledin, küçük çocuklara açtın. Evet, Baba, çünkü senin gözünde doğru olan buydu.
22 Her şey bana Babam tarafından verildi. Oğul'un kim olduğunu Baba'dan başka kimse bilmez. Baba'nın kim olduğunu da Oğul'dan başkası bilmez. Bir de, Oğul'un Baba'yı açıklamak istediği kişi Baba'yı bilir."
10,22 Ayet başına bazı metinlerde “Sonra öğrencilerine dönerek şöyle dedi” diye eklenir.
25 Yasa yorumcularından biri ayağa kalktı, İsa'yı deneyerek, "Öğretmen" dedi, "Sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?"
26 İsa, "Kutsal Yasa'da ne yazılmıştır?" diye sordu, "Sen nasıl yorumluyorsun?"
27 O da şöyle yanıtladı: "Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla seveceksin. Komşunu da kendin gibi seveceksin.' "
29 Ama yasa yorumcusu kendini doğrulamayı isteyerek İsa'ya sordu: "Komşum kim?"
30 İsa, "Bir adam Yeruşalim'den Eriha'ya iniyordu" dedi, "Haydutların eline düştü. Adamı soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler.
31 Bir rastlantıyla o yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce yolun diğer yanından geçip gitti.
32 Bunun gibi, bir Levili geldi oraya. O da adamı görünce yolun diğer yanından geçip gitti.
33 Derken yolculuk eden bir Samiriyeli adamın yattığı yere geldi. Onu görünce acıdı.
10,33 İsrail’de “komşusunu sevme” buyruğunu yerine getirmekle herkesten önce yükümlü olanlar (kâhinler ve Levililer) ile aslında kendisinden sırf nefret beklenen yabancı ve kâfir Samiriyeli karşılaştırılır, Yuh 8,48, bknz. Luk 9,53+.
34 "Adama yaklaştı, yağ ve şarap dökerek yaralarını sardı. Onu eşeğine bindirdi, bir hana götürdü ve gerekli ilgiyi gösterdi.
40 Ne var ki, Marta işlerinin çokluğundan dolayı telaş içindeydi. Yaklaşıp içini döktü: "Ya Rab, kız kardeşimin tüm hizmeti yalnız bana yüklemesine neden aldırmıyorsun? Kendisine söyle de bana yardım etsin."
41 Rab, "Marta, Marta" dedi, "Bir sürü iş için kaygılanıyor, yakınıyorsun.
42 Ama gerekli olan tek şey vardır. Meryem de yararlı olanı --kendisinden hiç alınmayacak olanı-- seçmiş bulunuyor."
10,42 ama gerekli olan tek şey vardır: Bazı metinler “ama gerekli olan şeyler azdır, hata gerekli olan tek şey vardır” diye yazar: İsa yemekten yol çıkarak (az şey gereklidir) tek gerekliliğe (Tanrı sözünü dinlemek) geçer.
1 İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince, öğrencilerinden biri, "Ya Rab" dedi, "Yahya'nın öğrencilerine öğrettiği gibi, sen de bizlere dua etmeyi öğret."
4 Günahlarımızı bize bağışla. Çünkü bize karşı suç işleyen herkesi biz bağışlıyoruz. Ayartılmamıza izin verme."
11,4 günahlarımızı: “Günahlarımızı bize bağışla. Çünkü biz de bize karşı borçlu olan herkesi bağışlıyoruz” diye tercüme edilebilir: Mat’daki “borçlar” Luk tarafından “günahlar” diye doğru yorumlanır, ayetin son bölümünde de Mat’da bulunan hukuki boyutunu (“bize karşı borçlu olan herkesi”) gözden kaçırmıyor.
5 Sonra şöyle dedi: "Sizlerden birinin bir arkadaşı olduğunu varsayalım. Gece yarısı yanına gidiyor ve, 'Arkadaş, ödünç olarak bana üç somun ekmek verebilir misin?' diyor.
6 'Çünkü bir arkadaşım uzun yoldan geldi, önüne koyacak bir şeyim yok!'
7 "Öbürünün içeriden şöyle yanıtladığını varsayalım: 'Bu saatte beni rahatsız etme. Baksana, kapı sürgülü, çocuklarım da benimle birlikte yatakta. Bu saatte kalkıp sana bir şey veremem.'
8 Size derim ki, arkadaşlığı göz önünde tutarak ona bir şey vermek için kalkmasa bile, ötekinin yüzsüzlüğü nedeniyle kalkıp gereksinmesi neyse ona verecektir.
10 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
11 İçinizden hanginizin oğlu babasından balık isteyince, baba balık yerine ona yılan verir?
11,11 Ayetin sonuna bazen “ve ekmek istediğinde ona taş mı verecek?” diye eklenir, Mat 7,9 ile uyum sağlama amacıyla.
12 Ya da yumurta isteyince, akrep verir?
13 Kötü kişiler olan sizler çocuklarınıza nasıl iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, Göksel Baba da kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u cömertçe verecektir!"
11,13 Kutsal Ruh’u: Mat 7,11’ deki “iyi armağanlar” yerine Kutsal Ruh “iyi armağanın” en mükemmelidir.
17 İsa karşısındakilerin düşüncelerini bildiğinden onlara şöyle dedi: "Kendi içinde bölünen her krallık yıkılır. Bölünen her aile çöker.
18 Eğer şeytan da kendi varlığı içinde bölündüyse, krallığı nasıl ayakta durabilir? Benim cinleri Baalzevul aracılığıyla çıkardığımı söylüyorsunuz.
19 Eğer ben Baalzevul aracılığıyla cinleri çıkarıyorsam, oğullarınız kimin aracılığıyla çıkarıyorlar? Bu yüzden onlar size yargıç kesilecek.
20 Ama Tanrı'nın parmağıyla cinleri çıkarıyorsam, demek ki, Tanrı'nın Hükümranlığı sizlere gelmiştir.
11,20 Tanrı’nın parmağıyla: bknz. Çık 8,19 ve Mez 8,3. Kutsal Ruh’un “digitus paternae dexterae” (“Baba’nın sağ elinin parmağı”) diye adlandırılması bu ayetle Mat 12,28’ in karşılaştırılmasından kaynaklar.
24 "Kötü ruh insandan ayrılınca, rahatlık bulmak için kurak yerlerde dolaşır. Ama aradığını bulamaz. Bunun üzerine, 'Bıraktığım eve geri döneceğim' der.
25 Sonra gelir, onu temizlenmiş, düzeltilmiş bulur.
26 O zaman sağa sola koşup kendinden daha kötü başka yedi ruh bulup getirir. Hep birlikte içeriye dalarak orada otururlar. Bu kişinin sonraki durumu öncekinden beter olur."
Gerçek Mutluluk
27 İsa bunu bildirdiğinde, kalabalıktan bir kadın sesini yükselterek O'na, "Seni taşıyan rahme ve emdiğin memelere ne mutlu!" dedi.
29 Halk çevresini sarınca İsa konuşmaya başladı: "Bu kuşak kötü bir kuşaktır. Belirti arıyor. Ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecektir.
31 Güney'in kraliçesi yargı günü bu kuşağın insanlarıyla birlikte kalkacak ve onları suçlu çıkaracak. Çünkü Süleyman'ın bilgeliğini duymak için dünyanın öbür ucundan kalkıp geldi. İşte, Süleyman'dan üstün olan buradadır.
32 "Ninovalılar yargı günü bu kuşakla birlikte kalkacaklar ve onu suçlu çıkaracaklar. Çünkü onlar Yunus'un sözü duyurması üzerine tövbe ettiler. İşte, Yunus'tan üstün olan buradadır."
35 Bu nedenle, sendeki ışığın gerçekte karanlık olmamasına dikkat et.
11,35-36 Bu ayetlerin günümüze ulaşmış şekli büyük olasılıkla aslını tam olarak yansıtmıyor. Yine de genel anlamı açıktır: İsa’nın herkese yönlendirdiği müjdesi herkes tarafından anlaşılabilir bir müjdedir. Anlaşılması için sağlıklı, yani bütün bencil ön yargılardan arınmış bir zihin yeterlidir, bknz. Yuh 3,19-21.
36 Eğer tüm bedenin aydınlıktaysa ve karanlık bir köşe yoksa, her şey tümden aydınlıktadır; parlak bir ışığın ışınlarıyla seni parlatması gibi."
Dinsel Yorumculara ve Ferisiler’e Karşı
37 İsa'nın konuşması sırasında, bir Ferisi O'nu kendi evine yemeğe çağırdı. O da gidip sofraya oturdu.
39 Rab onu şöyle yanıtladı: "Siz Ferisiler bardağın, tabağın dışını temizlersiniz, ama kendi içiniz soygunculukla, kötülükle dolup taşar.
11,39d Luk burada Mat ile birlikte kullandığı kaynağının konusunun aynısını Luk 20,45-47’ de Mar’a bağlı olarak anlatır. Mat her iki kaynağı tek bir konuşmada birleştirmiştir ( Mat 23), bknz. Luk 10,1d+;Luk 17,22+.
42 Ama vay sizlere, Ferisiler! Çünkü nanenin, sedef otunun, her tür sebzenin ondalı-ğını verirsiniz; öte yandan Tanrı adaletini, sevgisini önemsemezsiniz. Bunları yaptığınız gibi ötekileri de önemsemeniz gerekirdi.
45 Yasa yorumcularından biri, "Öğretmen!" dedi, "Bunları söylerken bizim de onurumuzla oynuyorsun."
46 İsa yanıtladı: "Vay size de, yasa yorumcuları! Çünkü taşınamayacak yükleri insanlara yüklüyorsunuz, ama kendiniz o yükleri kaldırmak için parmağınızı bile uzatmıyorsunuz.
48 Böylelikle, atalarınızın yaptıklarına tanıklık ediyor ve onları onaylıyorsunuz. Oysa onlar peygamberleri öldürdüler. Siz de onlara anıt kuruyorsunuz.
11,48 onlara anıt kuruyorsunuz: İstihzalı kinaye. Yasa yorumcuları peygamberler için türbe inşat etmeleriyle atalarının günahlarını iyileştirebileceklerini zannederken, kendileri de aynen onların durumundalar.
49 İşte bunun için tanrısal bilgelik şöyle buyurur: 'Kendilerine peygamberler ve haberciler göndereceğim. Bazılarını öldürecekler, bazılarına da baskı yapacaklar.'
11,49 Tanrısal bilgelik: İsa tarafından yorumlanan Tanrı’nın kurtuluş kararları.
54 Ağzından çıkabilecek bir sözle O'nu suçlamak için tetikte bekliyorlardı.
12
Korkusuzca Tanıklıkta Bulunmak
1 Bu arada binlerce insan birbirini çiğnercesine toplanıyordu. İsa önce öğrencileriyle konuşmaya başladı: "Ferisiler'in mayasından --ikiyüzlülükten-- kendinizi sakının.
22 İsa öğrencilerine şöyle dedi: "Bu nedenle size derim ki, ne yiyeceğiz diye canınız, ne giyeceğiz diye bedeniniz konusunda kaygılanmayın.
23 Çünkü can yiyecekten, beden de giyecekten üstündür.
24 Kargaları düşünün. Ne ekerler, ne biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Tanrı onları doyurur. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz!
25 İçinizden hanginiz kaygılanmakla boyuna bir arşın katabilir?
26 "Madem bu denli küçük bir işe bile gücünüz yetmiyor, geriye kalanlar için neden kaygılanıyorsunuz?
27 Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne iplik eğirirler, ne de dokurlar. Öyleyken, size derim ki, Süleyman bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı.
28 Ey kıt imanlılar, bugün var olan, yarın fırına atılan kır otunu böylesi özenle giydirip kuşatan Tanrı sizi daha çok giydirip kuşatmaz mı!
29 "Yiyecek içecek konusunda düşünüp kaygılanmayın.
30 Çünkü tüm dünya ulusları da bunları arayıp dururlar. Babanız bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.
31 Bunun yerine O'nun hükümranlığını arayın, bunlar size sağlanacaktır."
32 "Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız size hükümranlığı vermekten kıvanç duydu.
33 Sahip olduğunuz malları satın, karşılığını yardım için verin. Kendinize hiç eskimeyen keseler, göklerde hiç bozulmayan hazineler sağlayın. Oraya hırsız yaklaşamaz, güve yiyip bozamaz.
37 Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Doğrusu size derim ki, O beline önlük bağlayacak, onları masaya oturtacak, gelip kendilerine hizmet edecek.
40 Sizler de hazır olun. Çünkü insanoğlu hiç beklemediğiniz saatte gelecektir."
41 Petrus, "Ya Rab" dedi, "Bu simgesel öyküyü bize mi anlatıyorsun, yoksa herkese mi?"
42 Rab şöyle yanıtladı: "Ev sahibinin ev halkına vaktinde yiyecek sağlaması için atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir?
12,42 kahya: Yani başka köleler üzerine yetkisi olan bir köledir. Bu, Petrus’un sorusuyla da uyumludur, sorusundaki “biz” havarileri belirtiyor, a. 41.
43 Efendisi geldiğinde atandığı görevi yerine getirmekte olan köleye ne mutlu!
44 Doğrusu size derim ki, efendisi ona tüm malları üzerinde sorumluluk verecektir.
45 "Ama o köle içinden, 'Efendim gecikiyor' der, kadın erkek demeden diğer hizmetkârları tartaklar, kendini yemeye içmeye, sarhoşluğa verirse,
46 efendisi hiç beklemediği bir gün ve ummadığı bir saatte çıkagelecek. Onu parça parça edecek, imansızların gideceği yere atacak.
47 "Efendisinin ne istediğini bilip de onun isteği uyarınca hazırlık yapmayan, ya da davranmayan köle çok dayak yiyecek.
48 İstenileni bilmeden dayağı hak edecek biçimde davranansa daha az dayak yiyecek. Kendisine çok verilenden çok istenecek. Kendisine çok emanet edilenden daha da çok istenecektir."
İsa Istırapları Karşısında
49 "Ben yeryüzünü ateşe vermeye geldim. Şu anda yanıyor olmasından başka ne isterdim!
12,49 Bariz şekilde simgesel anlamda kullanılan bu ateş, bağlantılara bakılarak değişik anlamlara gelebilir: Kutsal Ruh ya da haçta yakılacak ve yürekleri pak kılacak ve ateşleyecek ateştir. a. 50 ikinci yorumu desteklerken, a. 51-53 ise İsa’nın eylemleriyle başlatılan ruhsal mücadeleyi hatırlatır.
55 Yel güneyden esince, 'Kavurucu sıcak olacak' dersiniz ve öyle olur.
56 Ey ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünüşünü yorumlayabiliyorsunuz da içinde yaşadığınız dönemi neden yorumlayamıyorsunuz?
57 Doğru tutumun ne olduğuna neden kendiniz karar veremiyorsunuz?
58 Sana karşı dava açanla birlikte sorgu yargıcına giderken, yolda onunla anlaşmaya çalış ki, seni yargıca sürüklemesin, yargıç gardiyanın eline vermesin, gardiyan da seni cezaevine atmasın.
59 Sana derim ki, son kuruşunu ödemeden oradan çıkamazsın."
12,59 son kuruşunu: En düşük değerdeki Yunan parası olan “lepton”. Mat 5,25-26 çerçevesinde bu sözün sosyal boyutu ortaya çıkmıştı: Kardeşlerin nasıl barışıp ayrılıklarını gidermeleri gerektiği anlatılıyor. Luk’da ise “son zamanlar” için bir anlam kazanır: Tanrı’nın yargısı yakın olduğundan acilen barışmak gerekir.
13
Tövbe Çağrısı
1 Bu sırada oradaki bazı kişiler İsa'ya bilgi verdiler; Pilatus’un Galileliler'in kanlarını kestikleri kurbanların kanlarıyla karıştırdığından söz ettiler.
13,1 a. 4’de anlatılan olayla birlikte başka kaynaklarda geçmeyen bir olay. Anlam açıktır: Suçla felaket arasında kesin bir bağlantı olmamakla birlikte, Yuh 9,3, bu şekildeki felaketler Tanrı’nın tövbe çağrısıdır.
2 İsa onları şöyle yanıtladı: "Siz bu Galileliler'in bu işkenceleri çektiler diye tüm öbür Galileliler'den daha günahlı olduklarını mı sanıyorsunuz?
3 Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz de onlar gibi yok olacaksınız.
4 Ya Siloam'daki kulenin üstlerine yıkılıp öldürdüğü on sekiz kişi? Bunların Yeruşalim'de yaşayan tüm insanlardan daha suçlu olduklarını mı sanıyorsunuz?
5 Size hayır derim. Eğer günahlarınızdan dönmezseniz, hepiniz de onlar gibi yok olacaksınız."
14 Sinagog başkanı İsa'nın Şabat Günü hastayı iyileştirmesine kızarak kalabalığa şöyle dedi: "Çalışılacak altı gün vardır. Bu günlerde gelip iyileşin, Şabat Günü'nde değil!"
13,14 Sinagog başkanı: Bu iyileştirmeyi Yasa’nın yasakladığı bir “iş” olarak görüyordu.
15 Rab onu şöyle yanıtladı: "Ey ikiyüzlü insanlar! Her biriniz Şabat Günü öküzünü ya da eşeğini yemliğinden çözüp suya götürmez mi?
20 İsa yeniden, "Tanrı'nın Hükümranlığı'nı neye benzeteyim?" dedi,
21 "Bir kadının üç ölçek un içine karıştırdığı maya gibidir. Böylece tüm hamur mayalanır."
Dar Kapı
22 İsa kent kasaba dolaşarak öğretiyor ve Yeruşalim'e doğru ilerliyordu.
13,22-30 Luk ve Mat’nın kullanmış oldukları kaynak burada Mat’da farklı yerlerde geçen sözleri birleştirmiştir, Luk 9,51+, Luk da bu dizilişe uymaktadır. Bu sözlerin anafikri İsrail’in reddedilişi ve putperestlerin kurtuluşa çağrılmasıdır: Birinciler için İsa ile aynı soydan olmalarından doğan beraberliklerinin faydası olmayacak, davranışlarıyla kendilerini dışladıklarından, a. 25-27, bknz. Luk 3,7-9p;Yuh 8,33d. Bu nedenle birçokları kurtuluşa giden yolu bulamayacaklar, a. 23-24, birinciler sonuncular olacak, a. 30, bknz. Mat 20,16, ve Mesihsel şölende aslında kendilerine ait olan yerlere putperestlerin oturacaklarını görecekler, a. 28-29.
24 "Dar kapıdan girmeye çalışın. Çünkü size derim ki, birçokları girmek isteyecekler, ama başaramayacaklar.
25 Ev sahibi kalkıp kapıyı kapadığında, dışarıda durup kapıyı çalacaksınız. 'Ya Rab, aç bize' diye yalvaracaksınız. O da, 'sizin nereden geldiğinizi bilmiyorum' diye yanıtlayacak.
28 "Tanrı'nın Hükümranlığı'nda İbrahim'i, İshak'ı, Yakup'u ve bütün peygamberleri görüp kendinizi dışarıya atılmış bulacaksınız. O zaman orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak.
31 O sırada bazı Ferisiler gelip İsa’ya, "Kalk, git buradan" dediler, "Çünkü Herodes seni öldürmek istiyor."
13,31 Herodes: Herodes Antipas, bknz. Luk 3,1+. Belki böyle bir tehditle İsa’yı susturabileceğini düşünüyordu. O zaman “tilki” lakabı bu tehdite bir atıftır.
32 İsa onlara, "Gidin, o tilkiye haber verin" dedi, "İşte bugün ve yarın cinleri kovuyorum, insanları iyi ediyorum; üçüncü gün de işim sona eriyor.
13,32 üçüncü gün: Bu söz kısa bir dönemi belirtir.
13,32 işim sona eriyor: “işim tamamlanacaktır”: İsa’nın sonunu ve misyonunu yerine getirip tamamladığını kapsayan anlam dolu bir ifade: İsa ıstırapları ve ölümüyle “mükemmel kılındı”, İbr 2,10;İbr 5,9; bknz. Yuh 19,30.
33 Bununla birlikte bugün, yarın, öbür gün durmaksızın yolumda gitmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim dışında öldürülmesi düşünülemez.
13,33 Anlam her halde “misyonum yakında tamamlanmış olacak, fakat henüz değil. Misyonumu tamamlamak için Yeruşalim’e giderken, bknz. Luk 2,38+; cinleri çıkarmam ve iyileştirmem gerek.” Yuh 7,30 ve Luk 8,20’ de (bknz. Luk 8,59;Luk 10,39;Luk 11,54) olduğu gibi İsa’nın düşmanları O’nun hayatına dokunamıyorlar, “zamanı daha gelmediğinden”.
34 "Yeruşalim, Yeruşalim! Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi, kaç kez çocuklarını yanıma toplamak istedim. Ama bunu istemediniz.
35 İşte eviniz ıssız bırakılacak. Bu durumda size bildiriyorum: 'Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun' deyinceye dek, bundan böyle beni bir daha görmeyeceksiniz."
9 İkinizi de çağıran gelip, 'Lütfen yerini bu adama ver' diyebilir. O zaman utançla kalkar, en son sırayı alırsın.
10 "Bunun tersine, bir yere çağrıldığında git, en son sıraya otur. Öyle ki şölen sahibi içeri girdiğinde sana, 'Arkadaşım, lütfen daha öne buyur!' desin. İşte o zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde saygınlık kazanırsın.
11 Çünkü kendini yükselten kişi alçaltılacak, kendini alçaltan kişi yükseltilecektir."
12 İsa kendisini şölene çağırana da, "Bir yemek ya da şölen düzenlediğinde arkadaşlarını, kardeşlerini, hısım akrabanı ya da varlıklı komşularını çağırma" dedi, "Çünkü onlar da karşılık olarak seni çağırırlar ve böylece sana karşılığını öderler.
17 Şölen saati gelince çağrılılara, 'Buyurun, her şey hazır' diye bilgi vermesi için kö-lesini gönderdi.
18 Ama tümü birden özür bulmaya koyuldular. Birincisi, 'Bir tarla satın aldım' dedi, 'Gidip onu görmeliyim. Lütfen özürümü kabul et.'
19 "Başka biri, 'Beş çift öküz satın aldım' dedi, 'Onları denemeye gidiyorum. Lütfen özürümü kabul et.'
20 Bir başkası da, 'Yeni evlendim' dedi, 'Bu nedenle gelemem.'
21 "Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine buyruk verdi; 'Hemen kentin caddelerine, sokak aralarına koş. Yoksulları, sakatları, körleri, kötürümleri toplayıp buraya getir.'
14,21 Kumran yazılarında bu hasta ve engelliler son zamanların savaşından ve ardından gelen şölen ziyafetinden dışlanılıyorlardı.
22 Köle, 'Efendim, buyruğun yerine getirildi' dedi, 'Ama daha yer var.'
14,23 yollara, çitlere: Şehrin cadde ve sokaklarından, a. 21, sonra a. 23’de şehrin dışındaki yollardan bahsedilir. Burada iki değişik grup ortaya çıkar: Bir yandan İsrail’in yoksul ve murdarlar, öbür yandan putperestler. Bu yoksulları içeri almak için kullanılan “zorlama”, aslında sadece “hazır olmama durumlarının” lütuf sayesinde ortadan kaldırıldığını vurgulamak ister ve vicdan özgürlüklerine karşı bir saldırı değildir. Yine de tarih boyunca bu “zorlama” kelimesinden yola çıkılarak birçok yanlışlar yapıldı.
24 Çünkü sana söyleyeyim, şölene çağrılan o adamlardan hiçbiri yemeğimi tatmayacak.'
Sevdiğimiz Her Şeyden Vazgeçmek
25 Büyük kalabalıklar İsa'yla birlikte yolculuk ediyordu, İsa onlara dönüp şunları söyledi:
26 "Bana gelip de babasını, annesini, eşini, çocuklarını, erkek ve kız kardeşlerini, hatta canını hiçe saymayan, öğrencim olamaz.
14,26 eşini: Sırf Luk’da geçer. Burada da Luk’nın “keşişçi”niteliği beli olur, bknz. 1Ko 7;Luk 18,29.
14,26 hiçe saymayan: harfiyen “nefret eden”, semitik dillerden gelen bir ifade. İsa “nefret” buyurmamakta, isteği kendisine bağlanmak üzere vakit beklemeden her türlü bağlılığı kesmektir, bknz. Luk 9,57-62.
28 Hanginiz bir kule kurmak isteyince, bu işi sona erdirip erdiremeyeceğini anlamak için ilkin harcayacağı parayı hesap etmez?
29 Yoksa, temeli atıp işi sona erdiremediğini gören herkes onunla alay eder.
30 ''Bu adam bir kule kurmaya kalkıştı, ama işi sona erdiremedi''derler.
31 "Ya da hangi kral başka bir krala karşı savaşa gittiğinde, öncelikle onunla savaşmaya gelen yirmi bin kişiye on bin kişiyle karşı koymaya gücüm yeter mi, yetmez mi diye çevresine danışmaz?
32 Gücü yeterli değilse, düşmanı daha uzaktayken bir elçi gönderip barış koşullarını sorar.
33 İşte bunun gibi, nesi var nesi yoksa hepsiyle bağını koparmayan da öğrencim olamaz.''
14,33 Luk öğrenciler arasında ayırım yapmıyor. Bu uyarı herkes içindir, bknz. Mar 1,17+.
7 Size derim ki, işte bunun gibi gökte, tövbe eden bir tek günahlı için, tövbe etmeye gereksinmesi olmayan doksan dokuz doğru kişi için duyulduğundan daha çok sevinç duyulur."
8 "Ya da hangi kadının on gümüş parası olur da birini kaybedince bir lamba yakıp evini süpürmez, onu buluncaya dek aramaz?
9 Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp şöyle der: 'Gelin, sevincime katılın. Çünkü kaybettiğim gümüş parayı buldum.'
10 Size derim ki, bunun gibi, tövbe eden bir tek günahlı için Tanrı'nın melekleri önünde sevinç duyulur."
Kaybolan Oğul
11 İsa konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir adamın iki oğlu vardı.
12 Bunlardan küçüğü babasına, 'Baba, varlığından payıma düşeni bana ver' dedi. O da varlığını onların arasında paylaştırdı.
13 "Aradan çok geçmeden, küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye göç etti; orada uçarılıkla dolu bir yaşam sürerek neyi varsa saçtı savurdu.
14 Elindeki her şeyi harcadıktan sonra, ülkeye büyük bir kıtlık geldi. O da yoksunluk çekmeye başladı.
15 Gitti, ülkenin yurttaşlarından birine hizmetkâr oldu. Adam da onu çiftliklerindeki domuzları gütmeye yolladı.
16 Delikanlı domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmak istediyse de kimse ona bir şey vermedi.
17 "Aklı başına gelince, kendi kendine, 'Babamın bir sürü işçisinin iyice yiyip doyduktan sonra bile artakalan ekmeği var' dedi, 'Oysa ben burada kıtlıktan kırılıyorum,
18 Kalkıp babama gideyim, göğe ve sana karşı günah işledim, baba, diyeyim.
19 Bundan böyle oğlun olmaya yaraşır biri değilim. Bana işçilerinden biri gibi davran!'
20 "Kalkıp babasının yanına vardı. O daha çok uzaktayken, babası onu görüp acıdı. Koşup boynuna sarıldı, derin özlemle onu öptü.
21 Oğul da ona, 'Göğe ve sana karşı günah işledim, baba' dedi, 'Bundan böyle oğlun olmaya layık değilim.'
15,21 Ayetin sonuna bazı metinlerde “beni işçilerinden biri yap” diye eklenir, bknz. a. 19.
22 "Ama baba hizmetkârlarına şöyle buyruk verdi: 'Çabuk olun. En seçkin giysiyi getirip ona giydirin. Parmağına yüzük takın. Ayaklarına ayakkabı giydirin.
23 Besili danayı buraya getirip boğazlayın. Yiyelim, eğlenelim.
24 Çünkü bu oğlum ölüydü, şimdi yaşıyor; kaybolmuştu ama bulundu.' Ardından eğlenmeye başladılar.
25 "Bu arada adamın büyük oğlu çiftlikteydi. Dönerken evine yaklaşınca çalgı ve dans sesleri duydu.
15,25 büyük oğlu: Tanrı’nın merhametini simgeleyen ve büyük sevincin kaynağı olan Baba’nın bu davranışı karşısında abisinin zihniyeti Yasa’nın buyruklarını kırmadıklarından dolayı kendilerini “doğru” zanneden, a. 29, bknz. Luk 18,9d, Ferisiler ve Yasa yorumcuları simgeler.
26 Hizmetkârlardan birini çağırıp bunların ne demek olduğunu sordu.
27 O da, 'Kardeşin geldi' diye yanıtladı, 'Baban besili danayı boğazladı. Çünkü sağ salim ona kavuştu.'
28 "Genç adam öfkelendi. İçeri bile girmek istemedi. Bunun üzerine, babası dışarı çıkıp ona yalvardı.
29 Ama o, 'Bak bunca yıldır yanında çalışıyorum' diye karşılık verdi, 'Buyruğunu hiç dinlememezlik etmedim. Ama bir kez bile bana bir oğlak vermedin ki, ben de arkadaşlarımla birlikte eğleneyim.
30 Oysa senin malını kötü kadınlarla yiyip tüketen şu oğlun eve gelince, onun için besili danayı boğazladın!'
31 "Baba, 'Oğlum, sen hep yanımdasın' dedi, 'Her şeyim senindir.
1 İsa öğrencilerine şunları da anlattı: "Varlıklı birinin bir kâhyası vardı. Kâhya onun mallarını çarçur ediyor diye bir suçlama erişti kulağına.
16,1-31 Bu bölüm paranın iyi ve kötü kullanış şekli hakkında iki benzetme ve İsa’nın bir kaç sözünden derlenmiştir. Bundan değişik üç konu içeren 16-18 ayetleri ise etrafındakilerle uyumlu değiller.
16,1-8 O dönemki Filistin’de bir kâhyanın efendisine ait servetinden kredi verme hakkı bulunuyordu. Kendisi maaş almadığından borç senedine yazılacak miktarı artırıp kredi geri ödendiğinde aradaki farktan yararlanıp bu şekilde kendisine gelir sağlıyordu. Buradaki örnekte belki sadece 50 ölçek zeytinyağı ve 80 ölçek buğday ödünç vermişti, borç senedine 100 ölçek diye yazdırmıştı. Böylece yazılan miktarı azaltmasıyla sadece kendi gelirinden vazgeçiyor. Yani “aldatıcılığı”, a. 8, borçları indirmesi değil, bu tam tersine efendisinin (belki bununla örneğin anlatıcısı olan İsa kastediliyor) övebileceği becerikli bir davranıştır. “Aldatıcılığı” daha önce yapmış olduğu yolsuzluklarıdır, ki zaten bunlardan dolayı işinden atılmıştı, a. 1.
2 Onu yanına çağırdı, 'Senin için bu duyduklarım nedir?' diye sordu, 'Kâhyalığının hesabını ver bakalım. Bundan böyle kâhyalık yapamazsın!'
7 Ardından öbürüne sordu: 'Borcun ne kadar?' O da, 'Yüz ölçek buğday' diye yanıtladı. Kâhya, 'Şu borç senedini al, seksen ölçek yaz!' dedi.
8 "Efendisi aldatıcı kâhyayı akıllıca davrandığı için övdü. Çünkü şimdiki çağın insanları kendi benzerleriyle alışverişlerinde ışık oğullarından daha akıllıdırlar.
9 Size derim ki, haksız zenginlik ilahını kullanarak dostlar edinin. O tükenince, sizi sonsuz barınaklara alsınlar.
16,9 Söylenmek istenen “haksız parayla”. Para, sahibi tarafından haksızca kazanıldığından değil, fakat her büyük zenginliğin başında herhangi bir şekilde adaletsizliğin olduğundan dolayı “haksız; adaletsiz” diye adlandırılıyor. Para kendi içerisinde kötü değildir, fakat doğru şekilde kullanılmalı. “Haksız” diye adlandırılıyor, çünkü insanı gerçek değerler olan Tanrı sevgisi ve komşu sevgisinden uzaklaştırma riskini beraberinde getirir. Luk daha önce de ( Luk 6,24’ da) paralarını Tanrı olarak görenlerin davranışlarını, 1Ti 6,10) dışlamıştı.
11 Bu nedenle, eğer haksız zenginlik ilahı konusunda güvenilir değilseniz, gerçek varlık konusunda kim size güvenebilir?
12 Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendinizin olanı kim size verir?
16,12 başkasının: İnsanın dışında olan bir mal: zenginlik.
16,12 kendinizin: Bazı metinlerde “bizim” ya da “kendimizin”. Bahsedilen kurtuluş armağanlarıdır. Onlar insanın kalıcı mal varlığı haline gelebilirler.
13 Hiçbir köle iki efendiye birden kölelik edemez. Çünkü ya birine kin besler, öbürünü sever; ya da birine bağlanır, öbürünü küçümser. Siz de hem Tanrı'ya, hem de zenginlik ilahına kulluk edemezsiniz."
14 Parayı seven Ferisiler bu sözlerin tümünü dinliyor ve İsa'yla alay ediyordu.
15 İsa onlara şöyle dedi: "Siz kendinizi insanların önünde doğru çıkarırsınız. Ama Tanrı yüreğinizi bilir. İnsanların yüce saydığı şeyler, Tanrının gözünde tiksindiricidir.
16 Kutsal Yasa ve peygamberler Yahya'ya dek uzanır. Onun gününden bu yana Tanrı'nın Hükümranlığı insanlara müjdeleniyor ve herkes ona girmek için kendini zorluyor.
18 "Karısını boşayıp bir başkasıyla evlenen kişi zina etmiş olur. Kocasının boşadığı bir kadınla evlenen de zina etmiş olur."
Varlıklı Adamla Yoksul Lazar
19 "Varlıklı bir adam vardı. Giysileri mor renkte ince ketendendi. Her gün kendisine büyük şölenler düzenlerdi.
16,19-31 Tarihsel bağlantısı olmayan bir benzetme-hikâyesidir.
20 Kapısının önüne ise Lazar adında bir yoksulu yatırırlardı. Bedeni baştan başa açık yaralarla doluydu.
21 Varlıklı adamın sofrasından atılan artıklarla karnını doyurmaya özlem duyardı. Köpekler de gelip açık yaralarını yalardı.
16,21 atılan artıklarla: Bazı metinler “fakat hiç kimse ona bundan vermedi” diye ekler, bknz. Luk 15,16.
22 "Günlerden bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürdüler. Varlıklı adam da öldü ve gömüldü.
16,22 İbrahim’in yanına: Harfiyen “İbrahim’in kucağına”: Yahudi bir deyim. EA’te geçen “atalarına kavuşma” ifadesine uyar, Hak 2,10; bknz. Yar 15,15;Yar 47,30;Yas 31,16. Bu resim Mesihsel şölende, Yuh 13,23;Mat 8,11+, İbrahim’le samimiyeti ve yakınlığı, Yuh 1,18, belirtir.
16,22-23 gömüldü. Ölüler ülkesinde: Bazı metinlerde “ölüler diyarında gömülü”.
23 Ölüler ülkesinde işkence çekerken gözlerini kaldırınca uzakta İbrahim'i ve yanında oturan Lazar'ı gördü.
24 'Ey İbrahim baba!' diye seslendi, 'Bana acı. Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırsın, dilimi serinletsin. Çünkü bu alevin ortasında acıyla kıvranıyorum.'
25 "Ama İbrahim şu yanıtı verdi: 'Ey oğul, yaşamında iyi şeylerle rahat bulduğunu, Lazar'ın ise türlü kötülükler çektiğini anımsa. Ama şimdi o avutuluyor, sense acıyla kıvranıyorsun.
26 Üstelik, bizimle sizin aranıza koca bir boşluk konmuştur. Öyle ki, buradan oraya geçmek isteyenler bunu başaramasın; oradan da hiç kimse bizim bulunduğumuz yere geçemesin.'
16,26 “Koca boşluk” seçili olanlar ile cehenneme mahkûm olanların kaderlerinin değiştirilemeyeceğinin simgesidir.
27 "Bunun üzerine adam, 'Sana yalvarırım, ey baba!' dedi, 'Lazar'ı babamın evine gönder.
28 Beş kardeşim var. Onları uyarsın ki, onlar da bu işkence yerine gelmesinler.'
29 Ama İbrahim şu yanıtı verdi: 'Musa'yı ve peygamberleri biliyorlar. Onları din-lesinler.'
1 İsa öğrencilerine, "Suça sürükleyen eylemlerle karşı karşıya kalınması kaçınılmazdır" dedi, "Ama bu eylem kimin aracılığıyla geliyorsa, vay onun başına!
2 Şu küçüklerden birini kim suça sürüklerse, boynuna bir değirmen taşı bağlanıp denize atılması o kişi için daha iyidir.
3 Kendinize dikkat edin.
17,3-4 Luk iki kişi arasında geçen dargınlığı düşünürken Mat’da daha büyük hatalardan bahsedilir. Luk cemaatin rolünden söz etmiyor.
7 "Sizlerden birinin çift süren ya da sürüleri güden bir kölesi olduğunu varsayalım. Tarladan eve döndüğünde ona, 'Hemen gel, sofraya otur' mu dersiniz?
8 Yoksa, 'Yiyeceğimi hazırla, önlüğünü bağla, yiyip içinceye dek bana hizmet et, ondan sonra da kendin ye iç!' mi dersiniz?
9 Köle kendisine buyrulanı yaptığı için, efendi ona teşekkür borçlu mudur?
10 Sizin durumunuz da tıpkı bunun gibidir. Buyrulan her şeyi yaptığınızda, 'Biz yararsız kullarız' deyin, 'Yalnızca yapmamız gerekeni yaptık.' "
17,10 yararsız kullarız: “gereksiz; yararsız” belirtisi metinle çok uyumlu değildir, çünkü vurgulanan “kulluktur”, “suçluluk duygusu” değil, bknz. ayetin sonu. Fakat Yunanca kelime genellikle harfiyen bu şekilde tercüme edilir. Bazı metinler “saf kullarız” diye tercüme eder.
11 İsa Yeruşalim'e giderken Samiriye ve Galile bölgelerinden geçiyordu.
17,11 Samiriye ve Galile bölgelerinden: İsa Ürdün nehrine ulaşıp Ürdün vadisinden geçerek Eriha’ya gidiyordu, Luk 18,35. Oradan da Yeruşalim’e çıkacaktı.
20 Ferisiler, "Tanrı'nın Hükümranlığı ne zaman gelecek?" yolunda bir soru sordular. İsa onları şöyle yanıtladı: "Tanrı'nın Hükümranlığı gözle görülebilir biçimde gelmez.
22 İsa öğrencilere, "İnsanoğlu'nun günlerinden birini görmek için özlem duyacağınız dönem geliyor" dedi, "Ama görmeyeceksiniz.
17,22-37 Bu konuşma tek Luk’da bulunur. İsa’nın buradaki peygamberliklerinde Yeruşalim’in yıkılışı hakkındakilerle, Luk 21,6-24, İsa’nın zamanların sonunda şanlı gelişiyle ilgili olanlar, Luk 17,22-37, arasında belirgin bir ayırım yapmakta. Bazı bölümler Mat’nın uzun “son dönemler konuşmasında” bulunur, Mat 24,5-41, Mat burada Luk’dan farklı iki kaynak kullanmakta, bknz. Mat 24,1+. “Gün” kelimesi (Yahve’nin Gün’ü, Amo 5,18+) Kutsal Kitap diline ait bir kavramdır, Mat 24,3’ deki “parusia” (“geliş”) kavramı ise helenistik geleneklerden alınmıştır, bknz. 1Ko 1,8+.
17,22 Öğrencileri, İsa’nın dünyasal hayatının bir gününü tekrar yaşamayı ya da şanının ilk gününü görmeyi dilemeyecekler, fakat bu vahiyin takibinde gelen günlerin bir tekinin bile sevincini tecrübe etmeyi dileyecekler.
2 "Bir kentte Tanrı korkusu bilmeyen, insana saygı göstermeyen bir yargıç vardı.
3 Aynı kentte bir de dul kadın vardı. İkide bir yargıca gelir, 'Davalımdan hakkımı ara' derdi.
4 Yargıç uzun süre aldırış etmedi. Ama sonunda kendi kendine, 'Her ne kadar Tanrı korkusu bilmeyen, insana saygı göstermeyen biriysem de,
5 beni sürekli tedirgin etmemesi için bu dul kadının hakkını arayacağım' dedi, 'Yoksa sürekli gelip beni canımdan bezdirecek.' "
6 Rab, "Adaletsiz yargıcın ne dediğini duydunuz" diye ekledi,
7 "Ya Tanrı? Kendisine gece gündüz seslenen seçilmişlerinin hakkını almayacak mı? Sabrı ne zamana dek sürecek?
18,7 sabrı ne zamana dek sürecek: Bu ayet Sir 35,17-18’ den etkilenmiş olabilir. Orada Tanrı’nın esaret edilen yoksullara adaleti getirmek üzere uzunca beklemeyeceği belirtilirken, burada ise sabırla beklediğinden bahsedilir. Belki “parusianın” gecikmesini açıklamayı hedefler, bknz. buna benzer 2Pe 3,9;Va 6,9-11.
10 "İki adam dua etmek için tapınağa gitti. Biri Ferisi'ydi, öbürü ise gümrük vergisi topluyordu.
11 Ferisi ayağa kalkıp kendi kendine şöyle dua etti: 'Ey Tanrı, öbür insanlara --kap-kaççılara, aldatıcılara, zina işleyenlere, ya da gümrük vergisi toplayan şu adama-- benzemediğim için sana teşekkür ederim.
12 Haftada iki kez oruç tutarım. Tüm kazancımın yüzde onunu veririm.'
13 "Vergi toplayan adam ise uzakta durup gözlerini göğe kaldırmak bile istemedi. Yalnız göğsünü dövüyor, 'Ey Tanrı, ben günahlıya acı!' diyordu.
14 Size derim ki, ilki değil, ama bu adam evine doğrulukla donatılmış biri olarak döndü. Çünkü kendisini yükselten alçaltılacak, kendisini alçaltansa yükseltilecektir."
19 İsa ona, "Neden bana iyi diyorsun?" dedi, "Tanrı’dan başka kimse iyi değildir.
20 Buyrukları bilirsin: Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.' "
31 İsa on iki öğrenciyi bir yana çekip onlara, "Bakın" dedi, "Yeruşalim'e çıkıyoruz. İnsanoğlu için peygamberlerce yazılmış olanların tümü yerine gelecektir.
7 Bunu görenler söylenmeye başladı. "Günahlı bir adamın evinde kalmaya gitti" diyorlardı.
8 Zakkay ayağa kalkıp Rab'be, "Ya Rab, işte varlığımın yarısını yoksullara veriyorum" dedi, "Birinden haksızlıkla bir şey almışsam da dört katını geri veriyorum."
19,8 Yahudi yasaları “dört katı iadesini” tek bir olay için tanırdı, Çık 22,2, Roma kanunlarında ise her hırsızlıkta uygulanılıyordu. Zakkay daha da ileriye giderek, haksızca elde etmiş olabileceği tüm malları için gönüllü olarak bu iade eyleminde bulunur.
9 İsa ona, "Bugün bu eve kurtuluş geldi" dedi, "Çünkü o da İbrahim’in oğludur.
19,9 İbrahim’in oğludur: Sahip olduğu edepsiz mesleğine rağmen. Kurtuluşla bağdaştırılamayacak hiç bir durum yoktur, bknz. Luk 3,12-14. “İbrahim’in oğlu” olmaları niteliği Yahudiler’in sahip oldukları tüm hakların temelidir, bknz. Luk 3,8;Rom 4,11d;Gal 3,7d.
11 Onlar bu sözleri dinlerken, İsa simgesel bir öykü anlatarak konuşmasını sürdürdü. Çünkü İsa Yeruşalim'e yaklaşmıştı ve onlar Tanrı'nın Hükümranlığı'nın belirmek üzere olduğunu sanıyorlardı.
19,11-27 Mat’daki “Talant” benzetmesi, Mat 25,14-30, ve buradaki “para” benzetmesi arasında belirgin farklar vardır. Bunun yanı sıra Luk’da sonradan birleştirilmiş birbirinden bağımsız iki benzetme ayırt edilmeli: “Para’nın benzetmesi”, a. 12-13.15-26, ve “Krallık sağlamak isteyen adamın benzetmesi”, a. 12.14.17.19.27.
12 İsa şunu anlattı: "Soylu bir adam kendisine bir krallık sağlayıp yine geri dönmek amacıyla uzak bir ülkeye gitti.
19,12 uzak bir ülkeye gitti: Büyük bir olasılıkla Arhelaos’un İ.Ö 4 yılında Büyük Herodes’in vasiyetnamesini kabul ettirmek üzere Roma’ya yapmış olduğu seyahate atıftır. Bazı Yahudiler bu uğraşını boşa çıkarmak amacıyla arkasından gittiler, bknz. a. 14.
15 "Soylu adam kral olarak atanıp geri geldiğinde, parayı bıraktığı köleleri çağırmaları için buyruk verdi; öyle ki parayı nasıl değerlendirdiklerini görsün,
16 İlki yaklaşıp, 'Efendim, gümüşün on gümüş daha kazandı' dedi.
17 Adam, 'Aferin, iyi köle' dedi, 'Az olanı kullanmakta güvenilir olduğunu gösterdin. On kent üzerinde yetki veriyorum sana.'
18 "İkincisi yaklaşıp, 'Efendim' dedi, 'Gümüşün beş gümüş daha getirdi.'
19 Adam, 'Sana da beş kent üzerinde yetki veriyorum' dedi.
20 Bir başkası yaklaşıp, 'Efendim' dedi, 'İşte gümüşün! Onu bir mendile sarıp sakla-dım.
21 Çünkü senden korkuyordum. Sert bir insansın. Koymadığını toplar, ekmediğini biçersin.'
22 Adam, 'Kendi ağzından çıkan sözle seni suçlu çıkaracağım, kötü köle!' dedi, 'benim sert bir insan olduğumu biliyordun. Koymadığımı toplar, ekmediğimi biçerim.
23 Öyleyse neden paramı bankaya yatırmadın? Hiç olmazsa, geldiğimde onu faiziyle birlikte çekerdim.'
24 "Sonra orada duranlara, 'Bu adamdan elindeki gümüşü alın, on gümüşü olana verin' dedi.
29 Zeytinlik Dağı denen tepenin eteğinde Beytfaci'ye ve Beytanya'ya yaklaşınca, İsa öğrencilerden ikisini gönderdi.
30 Onlara, "Karşıdaki köye gidin" dedi, "Oraya gidince bağlı duran bir sıpa göreceksiniz. Ona daha önce hiç kimse binmemiştir. Onu çözüp getirin.
31 Eğer biri size, 'Onu neden çözüyorsunuz?' diye sorarsa, 'Bu Rab için gereklidir' diyeceksiniz."
32 Gönderilenler gittiler, her şeyi İsa'nın dediği gibi buldular.
33 Sıpayı çözüyorlardı ki, sahipleri, "Bu sıpayı neden çözüyorsunuz?" diye sordular.
34 Öğrenciler de, "Bu, Rab için gereklidir" dediler.
35 Sıpayı alıp İsa'ya getirdiler. Kendi giysilerini sıpanın üstüne atarak, İsa'nın binmesine yardım ettiler.
36 İsa ilerlerken halk da giysilerini yolluk gibi yere serdi.
37 İsa Zeytinlik Dağı'nın alt yamacına yaklaştığında, tüm öğrenciler sevinçten coşarak, tanık oldukları mucizelerin hepsine ilişkin yüksek sesle Tanrı'ya övgü sundular.
43 Düşmanlarının çevrende siper kazıp seni kuşatacakları, her yönden saracakları günler geliyor.
19,43-44 Bu vaat Kutsal Kitap’ın Yunanca asıl metinde daha iyi anlaşılabilen atıflarda bulunur, a. 43: bknz. Yşa 29,3;Yşa 37,33;Yer 52,4-5;Hez 4,1-3;Hez 21,22(17); a. 44: Hoş 10,14;Hoş 13,16;Nah 3,10;Mez 137,9. Bu vaat hem Yeruşalim’e, İ.Ö 587 yılındaki yıkılışına, hem de İ.S 70 yılındaki yıkılışına atıf olarak anlaşılabilir. Ancak İ.S 70 yılındaki yıkıma dair ayrıntılar anlatılmıyor. Bu nedenle bu ayetten incilin yazıldığı sırada 70 yılının yıkılışının gerçekleşmiş olduğu kanısına varmak mümkün değildir.
44 Seni de, bağrında taşıdığın çocuklarını da kaldırıp yere çarpacaklar. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü sen tanrısal ziyaret vaktini bilmedin."
1 Bir gün İsa tapınakta halka öğretip Sevindirici Haber'i yayarken, başkâhinler, dinsel yorumcular ve ileri gelenler hep birlikte O'na yaklaştılar.
20,1 Luk 20,1-21,5’ e kadar Luk’nın anlatışı Mar’a yakındır. Luk “kurumuş incir ağacın” olayını anlatmaz ( Mar 11,12-14.20-25). Onun yerine Luk 13,6-9’ da meyve vermeyen ağacın örneğini vermişti. Ayrıca “en büyük emir hakkındaki tartışmayı” da anlatmaz, Mar 12,28-34, ki bu tartışmayı daha önce, Luk 10,25-28’ de anlatmıştı.
2 "Bize söyle bakalım" dediler, "Bu işleri hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi sana veren kim?"
3 İsa, "Ben size bir soru sorayım" diye yanıtladı, "söyleyin bana:
4 Yahya'nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi? Tanrı'dan mı, yoksa insanlardan mı?"
5 Aralarında düşünmeye başladılar. Şöyle diyorlardı: "Eğer Tanrı'dandır diyecek olsak, O bize, 'Öyleyse neden ona inanmadınız?' diye soracak.
6 Yok eğer, 'İnsanlardandır' desek, tüm halk bizi taşlar. Çünkü Yahya'nın peygamber olduğuna kanmış bulunuyorlar."
7 Bunun üzerine, nereden geldiğini bilmediklerini söylediler.
8 İsa, "Öyleyse, ben de size bu işleri hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim" dedi.
10 Bağ bozumunda, ürünün bir bölümünü kendisine vermeleri için kiracılarına bir köle gönderdi. Ama kiracılar onu tartaklayıp eli boş gönderdiler.
11 Adam başka bir köle gönderdi. Onu da tartaklayıp aşağıladılar ve eli boş gönderdiler.
12 Adamcağız üçüncü bir köle gönderdi. Onu da yaralayıp dışarı attılar.
13 "Bunun üzerine bağ sahibi, 'Ne yapayım?' dedi, 'Sevgili oğlumu göndereyim bari. Belki ona saygı gösterirler.'
14 Ama kiracılar oğlunu görünce, 'İşte malları miras alacak olan burada!' diye aralarında konuştular, 'haydi, şunu öldürelim de mirasına konalım.'
15 Böylece onu bağdan dışarı sürükleyip öldürdüler. Şimdi, bağ sahibi onlara ne yapacak?
16 Gidip o kiracıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek." Bunu duyanlar, "Tanrı korusun!" dediler.
17 İsa onların gözlerinin içine bakarak sordu: "Öyleyse, yazılmış olan şu söz ne anlam taşır?"'Yapıcıların reddettiği taş işte köşenin baş taşı oldu.' "
18 "Bu Taş'ın üzerine düşen herkes paramparça olacak. Taş da kimin üstüne düşerse onu ezip toz edecek."
19 Dinsel yorumcularla başkâhinler o anda O'nu yakalamak istedilerse de, halktan korktular. Çünkü bu simgesel öyküyle kendilerine değindiğini anladılar.
20 İsa'yı gözlemeye başladılar. O'nu kendi sözüyle tuzağa düşürmek istiyorlardı. Sözde doğru kişiler gibi davranan, ama gerçekte O'nu valinin yetkisine ve yargılamasına teslim etmeyi amaçlayan casuslar gönderdiler.
21 Bunlar O'na, "Ey Öğretmen, doğru konuştuğunu ve öğrettiğini, kimseyi kayırmadı-ğını biliyoruz" dediler, "Tam tersine, gerçekten Tanrı yolunu öğretiyorsun.
22 Söyle bize: Sezar'a vergi ödemek bizim için yasal mı, yoksa değil mi?"
23 İsa onların kurnazlığını bildiğinden şöyle dedi:
24 "Bana bir dinar gösterin. Bunun üzerindeki yüz ve yazı kimindir?" Onlar, "Sezar'ın!" diye yanıtladılar.
25 Bunun üzerine İsa, "Öyleyse" dedi, "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin."
26 Halkın önünde O'nu kendi sözüyle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.
27 Ölülerin dirilişine inanmayan Sadukiler'den bazıları yaklaşıp İsa'ya bir soru sordular:
28 "Ey Öğretmen, Musa bize buyurmuştur ki, evli bir adam çocuğu olmadan ölürse, kardeşi dul kalan kadınla evlenmeli, böylelikle kardeşine soy yetiştirmeli.
36 Çünkü artık ölüm nedir bilmezler. Onlar meleklere benzerler ve diriliş çocukları olmaları nedeniyle Tanrı'nın çocuklarıdır.
20,36 diriliş çocukları: yani dirilenler.
37 Kaldı ki, ölülerin dirilişini Musa'nın kendisi, yanan çalıyla ilgili bölümde belirtti. Orada Rab için İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrı’sı diyor.
5 Bazıları tapınağın göz kamaştıran taşlarla, Tanrı'ya sunulan armağanlarla süslenmiş olduğundan söz ediyordu.
21,5 Luk 17,22-37’ de İsa’nın tüm zamanların sonundaki görkemli gelişinden bahsediliyordu. Burada ise başka bir kaynakla birleştirdiği Mar’u da kullanarak Yeruşalim’in yıkılışından bahseder, fakat Mat’da olduğu gibi bu olayı dünyanın sonu ile karıştırmaz, bknz. Mat 24,1+;Luk 19,44+.
6 İsa şöyle dedi: "Günler geliyor, bu gördüklerinizden taş üstünde taş kalmayacak. Yıkılmadık bir şey bırakılmayacak."
12 Ama tüm bunlardan önce sizi yakalayacaklar, baskı yapacaklar. Sizleri sinagoglara teslim edecekler, cezaevlerine atacaklar. Adıma bağlılığınız yüzünden kralların, valilerin önüne çıkarılacaksınız.
13 Bu olaylar tanıklık etmenize olanak sağlayacak.
14 Kendinizi nasıl savunacağınıza önceden hazırlık gerekmediğini aklınızda tutun.
15 Çünkü ben size hem söz, hem de bilgelik vereceğim. Öyle ki, hiçbir düşmanınız size karşı çıkamayacak, sizi yalanlayamayacak.
21,15 ben size hem söz, hem de bilgelik vereceğim: Mat 10,20;Mar 13,11 ve Luk 12,12’ de “Baba’nın Ruhu’na” (Mat) ya da “Kutsal Ruh’a” (Mar ve Luk) verilen rolü Luk burada İsa’ya verir, bknz. Haİş 6,10;Yuh 16,13-15.
20 "Yeruşalim'in ordular tarafından kuşatıldığını gördüğünüzde, yıkımının yaklaştığını bileceksiniz.
21,20 Luk 19,43-44’ deki gibi kullanılan cümleler Kutsal Kitap’tan alınan atıflardır ve önceden oluşmuş bir olayın sonradan anlatılışı olarak algılanmalılar.
21 O zaman Yahudiye ülkesinde bulunanlar dağlara kaçsın. Kentin içinde oturanlar uzağa gitsin. Çevre köylerdekiler kente girmesin.
22 Çünkü bunlar tüm yazılı olanların yer alacağı öç alma günleridir.
21,22 yazılı olanların: Belki Dan 9,26d’ ye atıftır.
24 Kılıçtan geçirilecekler, tüm uluslara tutsak götürülecekler. Yeruşalim ulusların günleri doluncaya dek onların ayakları altında ezilecek."
21,24 ulusların günleri: bknz. Yer 25,11;Yer 29,10;2Ta 36,20-21;Dan 9,1-2’ deki “yetmiş yıl”, ayrıca Dan 9,24-27’ deki “yetmiş hafta”: İsrail’i cezalandırmak üzere Tanrı’nın putperest halklara tanıdığı sınırlı zaman dilimi için kullanılan gizemli sembolik sayılardır. Bu zaman diliminden sonra İsrail halkı kurtulacaktır.
29 İsa onlara simgesel bir öykü anlattı: "İncir ağacına ve bütün ağaçlara bakın.
30 Yaprak sürdüklerini görünce, yazın yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız.
31 Bunun gibi, bu olayları gördüğünüzde de Tanrı'nın Hükümranlığı'nın yakında olduğunu bilesiniz.
21,31 Tanrı’nın Hükümranlığı’nın yakında olduğunu: Şimdiden başlamış olan ilk aşaması değil, Luk 17,21, fakat İnsanoğlu’nun belirlenmesinden sonra başlayacak gelişme ve tamamlama aşamasında, ki Yeruşalim’in yıkılışı buna işaret olacak, bknz. Luk 9,27p.
32 Doğrusu size derim ki, bu olayların tümü yerine gelinceye dek bu soy kaybolmayacaktır.
33 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır."
Uyanık Olmaya Dair Uyarı
34 "Kendinize dikkat edin. Zevk ve sefayla, sarhoşlukla, yaşamın kaygılarıyla yürekleriniz katılaşmasın. Ve o gün size bir tuzak gibi ansızın gelmesin.
38 Sabahın çok erken saatinde tüm halk O'nu dinlemek için tapınağa akın ediyordu.
21,38 Yuh 8,1-2 ile benzerlik açıktır. Birçok nedenden dolayı Luk’ya ait olarak gösterilmek istenen “zina eden kadının hikâyesi”, Yuh 7,53-8,11, buradaki metin çerçevesiyle iyi uyum sağlar.
1 Fısıh Bayramı diye bilinen Mayasız Ekmek Bayramı yaklaşıyordu.
22,1-23,56 Mesih’in ıstıraplarını anlatırken Luk, öncesi kadarıyla Mar’a bağlı değildir: bunun yerine Yuh ile birçok ortak noktaları vardır, belki de aynı kaynağı kullanırlar.
2 Başkâhinlerle dinsel yorumcular İsa'yı nasıl öldüreceklerini araştırıyorlardı. Çünkü halktan korkuyorlardı.
22,2 Luk Beytanya’daki mesh edilmeden söz etmez, buna benzer bir olayı Luk 7,36-50’ de anlatmıştı.
8 İsa Petrus'la Yuhanna'ya buyruk vererek onları gönderdi: "Gidin, bizim için Fısıh'ı hazırlayın ki, birlikte yiyelim."
9 Onlar, "Nerede hazırlık yapmamızı istiyorsun?" diye sordular.
10 İsa, "Kente girdiğinizde, sizi testiyle su taşıyan bir adam karşılayacak" dedi, "Kendisini izleyin. Hangi eve girerse
11 o evin sahibine, 'Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim oda nerede diye soruyor' deyin.
12 O size üst katta düzenlenmiş geniş bir oda gösterecek. İşte orada yemeği hazırlayın."
13 Gittiler, her şeyi O'nun bildirdiği gibi buldular ve Fısıh yemeğini hazırladılar.
Fısıh Yemeği
14 Yemek zamanı gelince İsa sofraya oturdu. Haberciler de O'nunla birlikte oturdular.
15 İsa onlara şöyle dedi: "İşkence çekmeden önce, bu Fısıh yemeğini sizlerle birlikte yemek için dayanılmaz bir istek duydum.
22,15d Luk’da İsa’nın yemekteki sözleri Mar ve Mat’dakinden daha önemli bir rol oynarlar. Yuh 13,31-17,26’ daki veda konuşmalarına bir ön aşama niteliğindeler. Luk bu sözleri İlkel Kilisenin ilk Efkaristiya kutlamaları ışığında derlemiş olabilir.
16 Çünkü size derim ki, Tanrı'nın Hükümranlığı'nda anlamı tamamlanıncaya dek, bir daha böyle bir yemeğe oturmayacağım."
22,16 tamamlanıncaya: Tamamlanmasının ilk aşaması Efkaristiya’dır, ki İsa’nın kurmuş olduğu hükümranlığın yaşam merkezidir. Son ve artık örtülü olmayan tamamlaması ise vakitlerin sonunda görülecektir.
17 Sonra bir kâse aldı. Teşekkür sunarak, "Bunu alın ve aranızda paylaşın" dedi,
22,17 bir kase aldı: Luk, a. 15-18’deki Fısıh yemeği ve kasesi ile a. 19-20’deki ekmek ve kaseden ayırt ederek Yahudi Fısıh ritin karşısına Hristiyan Efkaristiya’yı koyar. Bazı eski metinler bu teolojik düşünceyi anlamayıp kasenin iki kez farklı şekilde geçmesine şaşırdıklarından haksız olarak a. 20’yi (bazen hata a. 19b’den “bu sizler için verilen bedenimdir” başlayarak) silmişlerdir.
18 "Size derim ki, Tanrı'nın Hükümranlığı gelinceye dek, bundan böyle bağın bu ürününden içmeyeceğim."
19 Sonra ekmeği aldı. Teşekkür sunarak böldü, onlara verdi. "Bu sizler için verilen bedenimdir" dedi, "Beni anmak için böyle yapın."
22,19-20 Luk’daki ve Pavlus’taki ( 1Ko 11,23-25) metinlerin benzerliğine dikkat çekilir.
22,19.20 sizler için verilen bedenimdir ... sizler için akıtılan kanımla: Bazı metinlerde “sizin için verilmesi gereken ... sizler için akıtılması gereken”.
20 Yemekten sonra onlara kâseyi de verdi. "Bu kâse sizler için akıtılan kanımla olan yeni antlaşmadır" dedi,
23 Bunun üzerine öğrenciler aralarında bu işi yapacak adamın kim olabileceğini tartışmaya başladılar.
Hangimiz Daha Üstün?
24 İçlerinden kimin daha üstün olduğu üzerinde de aralarında bir sürtüşme oldu.
22,24-27 Mat ve Mar’da Zebedi oğullarının dileğinden sonra geçen sözler, Mat 20,25-28;Mar 10,42-45, Luk’da hafifçe değiştirilmiş olarak burada yeni bir çerçevede durur: İsa’nın öğretileri, ilk ayin buluşmalarında ortaya çıkacak olan masadaki önderlik ve hizmet sorunlarına ışık tutar, bknz. Haİş 6,1;1Ko 11,17-19;Yak 2,2-4.
32 Ama imanın sarsılmasın diye senin için dua ettim. Sen de geri döndüğünde kardeşlerini destekle."
22,32 Bu söz Petrus’a diğer havarilerin karşısında imanda önderlik görevi verilir. Havariler topluluğun dahilindeki bu önderliği, Mat 16,17-19 ile kıyaslandığında (sırf On İkiler’in “sözcüsü” ya da “vekili” olarak anlaşılabilir) burada daha belirgin bir şekilde ifade edilir. Bknz. ayrıca Yuh 21,15-17, otlatması gereken “koyun” ya da “kuzular” “bunları” da, yani sevgide geçtiği diğer havarileri de, kapsıyor gözükür.
35 İsa sözünü sürdürdü: "Ben sizi para kesesiz, torbasız, ayakkabısız gönderdiğimde hiç eksiklik çektiniz mi?" onlar, "Hiç çekmedik" diye yanıtladılar.
36 İsa, "Ama şimdi para kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın" dedi, "Kılıcı olmayan giysisini satsın, bir kılıç satın alsın.
22,36 “Para kesesi” besin satın alabilmek için, “kılıç” ise bunları şiddet uygulayarak alabilmek için. Öğrencilerin genel bir düşmanlıkla karşılaşacaklarının simgesel anlatılışı, bknz. Luk 12,51.
37 Çünkü size derim ki, bana ilişkin şu yazı yerine gelmeli: "'O suçlularla bir sayıldı.' "Çünkü benim için yazılanlar yerine gelecektir."
22,43-44 Bu ayetlerin bazı güvenilir metinlerde eksik olmasına rağmen kullanılmalılar. İkinci yüzyıldan beri bir çok el yazısında mevcut olup Luk’nın özelliklerine sahipler. Onları aktarmayan bazı yazarların amacı, İsa’nın insansal yönüyle fazla alçaltılmasını önlemekti.
44 Derin acı duyarak daha içtenlikle duaya koyuldu. Teri iri kan damlaları gibi toprağa dökülüyordu.
45 Duadan kalkıp öğrencilerinin yanına geldiğinde, onları üzüntüden uyur durumda buldu.
46 "Neden uyuyorsunuz?" dedi, "Kalkın dua edin ki, denenmeyesiniz."
47 O daha sözünü bitirmeden bir kalabalık belirdi. Kalabalığın önünde On İkiler'den biri, Yahuda adındaki adam yürüyordu. Yahuda öpmek için İsa'ya yaklaştı.
50 İçlerinden biri, başkâhinin kölesine kılıçla vurduğu gibi onun sağ kulağını kesti.
51 Ama İsa, "Yeter, bırak!" dedi. Sonra kölenin kulağına dokunup onu iyi etti.
52 İsa kendisini yakalamaya gelen başkâhinlere, tapınak görevlilerine ve ileri gelenlere, "Eşkiyaya karşı çıkarcasına kılıçlarla, sopalarla gelmek mi gerekirdi?" dedi,
53 ''Her gün tapınakta sizin aranızdaydım, bana el sürmediniz. Ama şu an sizin saatinizdir; karanlığın egemen kesildiği saat!"
54 İsa'yı yakalayıp başkâhinin evine getirdiler. Petrus gerilerden O'nu izledi.
22,54 İsa’yı yakalayıp: Mat ve Mar’da Yahuda İsa’ya sarıldığında kalabalık O’nu ele geçirir, sonrasında kesilen kulak olayı ve İsa’nın konuşması anlatılır. Luk’daki farklı sıralama (önce İsa’nın konuşması, sonra ise esir alınışı) İsa’nın duruma hakim olduğunu vurgular. Bu bakımda bknz. Yuh 10,18+;Yuh 18,4-6.
55 Avlunun orta yerinde ateş yakıp çevresine oturdular. Petrus da aralarında oturuyordu.
56 Ateşin aydınlığında oturduğunu gören bir hizmetçi kız, gözlerini ona dikerek, "Hey, bu adam da O'nunla birlikteydi!" dedi.
57 Ama Petrus yadsıyarak, "Kadın, ben O'nu tanımıyorum!" dedi.
58 Biraz sonra başka birinin gözü Petrus'a ilişti. "Sen de onlardansın" dedi. Ama Petrus, "Değilim, arkadaş!" diye karşılık verdi.
59 Yaklaşık bir saat kadar sonra başka biri üsteledi: "Gerçekten, bu da O'nunla birlikteydi. Baksana, adam Galileli!"
60 Ama Petrus, "Ne demek istediğini bilmiyorum, arkadaş!" dedi. O daha bunu söylerken, ansızın horoz öttü.
61 Rab döndü, Petrus'a baktı. Petrus Rab'bin kendisine söylediklerini anımsadı: "Bugün horoz ötmeden önce, üç kez beni yadsıyacaksın."
63 İsa'yı kıskıvrak tutan adamlar O'nu alaya aldılar, dövdüler.
22,63-65 Luk’da alay edilme Mar ve Mat’nın aksine Yüksek Kurulu’nun toplanmasından önce gece nöbeti sırasında meydana gelir. Bu nedenle de Yüksek Kurulu’nun üyelerince değil, fakat nöbetçi askerler tarafından yapılır. Bunun yanı sıra Mat 26,68 ve Mar 14,65’ den farklı İsa’nın gözleri bağlanır: böylece Luk’da alay edilme antik dünyada yaygın olup her zaman meydana gelebilen vahşice bir tahmin etme oyunun halini alır.
64 Gözlerini bağlayıp, "Peygamberlikte bulun bakalım!" dediler, "Kimdir sana vuran?"
66 Gün ağarınca, halkın ileri gelenleri --başkâhinlerle dinsel yorumcular-- toplandılar. İsa'yı Yüksek Kurul'a götürdüler.
22,66-23,1 Mat ve Mar’da ikişer kez İsa’nın ifadesi alınır, Luk’da ise sabahın, büyük olasılıkla mahkemede, yani tapınağın yan binaların birinde, yapılan tek bir sorgulamadan bahsedilir, bknz. Mat 26,57+.
22,66 halkın ileri gelenleri: Burada Yüksek Kurulun üç grubundan biri olan “Yaşlılardan” değil de, Luk’nın “Baş kâhinler” ve “dinsel yorumcular” diye ayırdığı Yüksek Kurulun tamamından bahsedilir.
67 "Söyle bize, sen Mesih misin?" diye sordular. İsa onlara, "Söylesem de iman etmeyeceksiniz" dedi,
69 Ama bundan böyle, 'İnsanoğlu Tanrı gücünün sağında oturacaktır.
22,69 Mat ve Mar’da geçen “göreceksiniz” kelimesini ve Dan’e yapılan atfı Luk kullanmıyor. Belki bu kelimenin uyandırabileceği Mesih’in yakın zaman içerisinde geleceğine dair beklentileri önlemek istiyordu.
70 Tümü birden, "Öyleyse sen Tanrı'nın Oğlu musun?" diye sordular. İsa, "Öyle olduğumu kendiniz söylüyorsunuz" diye yanıtladı.
22,70 Luk incili, Mat ve Mar’a nazaran “Mesih”, a. 67, ve “Tanrı’nın Oğlu”, a. 70, kavramlarını birbirinden daha belirgin bir şekilde ayırır, bknz. Yuh 10,24-39.
71 Bunun üzerine, "Bundan böyle tanığa ne gerek var?" dediler, "İşte kendi ağzından duyduk."
22,71 Luk yalancı tanıklıklardan (fakat bknz. Haİş 6,11-14) ve ölüm cezasının duyurulmasından bahsetmez. Mar ve Mat’dan farklı bir kaynağa bağlı olduğu düşünülebilir.
2 O'nu suçlamaya başladılar. "Bu adamı ulusumuzu yoldan saptırırken yakaladık" dediler, "Sezar'a vergi ödememizi önlüyor, kendisinin Mesih olduğunu söylüyor, krallık taslıyor.'
6 Pilatus bunu duyunca, O'nun Galileli olup olmadığını sordu.
7 Herodes'in yetkili bulunduğu bölgeden geldiğini öğrenince de O'nu Herodes'e gönderdi. O günlerde Herodes Yeruşalim'deydi,
İsa Herodes’in Önünde
8 İsa'yı görünce çok sevindi. Çünkü onun için söylenenleri duymuştu. Uzun süredir O'nu görmek istiyor, bir belirti göstermesine tanık olmayı umuyordu.
23,8-12 Sırf Luk’nın anlattığı bir olay, belki Herodes Antipas’ın gençlik arkadaşı olan Manaen’den, Haİş 13,1, öğrenmiş olabilir. Romalı görevlilerin üçüncü bir şahsa başvurmaları hiçbir şekilde imkânsız değildi. Olay, bazılarının öne sürdüğü gibi Mez 2,1-2’ ye atıfta bulunmak amacıyla yazılmış olamaz, metin fazla belirsizdir ve olayın Haİş 4,27’ de tekrardan kullanılmış olması bu olayın gerçekten yaşanmış olduğunu gösterir.
9 İsa'ya bir sürü soru sordu. Ama O hiç yanıt vermedi.
10 Başkâhinlerle dinsel yorumcular orada durmuş, sert sözlerle İsa'yı suçluyorlardı.
11 Herodes'le askerleri de O'nu küçümseyerek alaya aldılar. Herodes O'nu parlak bir giysiyle kuşatıp Pilatus'a geri gönderdi.
23,11 parlak bir giysiyle: Hükümdarların askeri geçit törenlerinde giydiği montlardan biri. Herodes İsa’nın hükümdar olma talebiyle (a. 3) dalga geçer.
12 Daha önce birbirlerinin düşmanı olan Herodes'le Pilatus o gün birbirleriyle dost oldular.
13 Pilatus başkâhinlerle yöneticileri ve halkı bir araya çağırdı.
14 Kendilerine şöyle dedi: "Bu adamı halkı yoldan saptırıyor suçlamasıyla bana ge-tirdiniz. Ben de O'nu önünüzde sorguya çektim. Ama öne sürdüğünüz suçlardan hiçbirini bulamadım kendisinde.
15 Herodes de bir suç bulamadı. Bakınız, O'nu bize geri gönderdi. O'nun ölümü gerektirecek hiçbir suç işlemediği ortadadır.
16 Bu nedenle, O'nu dövüp salıvereceğim."
17 (Her bayram Pilatus onlara bir suçluyu salıvermek zorundaydı.)
18 Ama tümü bir ağızdan bağırıyordu: "O'nu ortadan kaldır! Bize Bar Abbas'ı salıver!"
22 Pilatus üçüncü kez sordu: "Neden? Ne kötülük yaptı ki? Kendisinde ölümü gerektirecek bir suç bulamadım. Bu nedenle, O'nu dövüp salıvereceğim."
23,22 üçüncü kez: Luk incili, Yuh gibi Pilatus’un İsa’yı salı verme arzusunu vurgulayıp, valinin üç kez İsa’nın suçsuzluğunu açıkladığını anlatır, bknz. Yuh 18,38;Yuh 19,4.6.
23,22 dövüp: bknz. a. 16. Luk incili, Mat 27,27-31p’ deki kırbaçlamayla uyum sağlayan bu cezanın ayrıntılarını anlatmaz. Mat ve Mar’dan farklı olarak Luk ve Yuh bu cezayı açıklanmamış olan idam cezasını engellemeyi amaçlayan önleyici bir ceza olarak görürler.
23 Ama onlar direttiler. Yüksek sesle bağırarak O'nu çarmıha germesini istediler. Sesleriyle baskın çıktılar.
24 Bunun üzerine Pilatus isteklerinin uygulanması için karar çıkardı.
25 İstedikleri adamı, başkaldırmaktan ve adam öldürmekten cezaevine atılan adamı salıverdi. İsa'yı da ellerine teslim etti.
33 Kafatası denilen yere varınca, O'nu ve biri sağda, öbürü solda olarak katilleri çarmıha gerdiler.
23,33-34 Mar ve Mat ile kıyaslandırıldığında Luk Golgota’daki olayları yumuşatır: Kalabalık, a. 27.35.48, düşmanca davranmaz, meraklıdır ve sonunda pişmanlık bile duyar, a. 48, İsa’nın “Tanrı’m, Tanrı’m neden beni bıraktın” sözleri geçmez, Mat 27,46;Mar 15,34, İsa sonuna kadar bağışlama hizmetinde bulunur, a. 34.39-43, yaşamını Baba’sının ellerine teslim ederek ölür, a. 46.
34 İsa, "Baba, onları bağışla" dedi, "çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar." "Kura çektiler, O'nun giysilerini aralarında paylaştılar."
23,34 Bu ayet bazı güvenilir metinlerde geçmiyorsa bile geçerlidir. İsa’nın sözleri Yşa 53,12’ yi hatırlatırlar. Ölümünün nedenini açıklamak üzere aynı değerlendirme Haİş 3,17;Haİş 13,27;1Ko 2,8’ de de bulunur. İstefanos aynı ruhla dua edecektir, Haİş 7,60, İsa’nın tüm havarilerine verdiği örneği izleyerek, 1Pe 2,23; bknz. Mat 18,21-22+.
35 Halk durmuş seyrediyordu. Yöneticiler alay ederek şöyle diyorlardı: "Başkalarını kurtardı. Eğer gerçekten Tanrı'nın Mesihi, seçilmiş kişisiyse kendini kurtarsın bakalım!"
36 Askerler de yaklaşıp sirke vererek O'nunla alay ettiler.
37 "Eğer Yahudiler'in kralıysan kendini kurtar!" diye laf atıyorlardı.
38 İsa'nın başının üzerinde şu yazı asılıydı: YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR.
Katilin İtirafı
39 Asılmış katillerden biri O'nu aşağılıyordu: "Mesih değil misin sen? Kendini de, bizi de kurtar!"
23,39 Katillerin biri İsa’yla “Mesih” diye dalga geçer, a. 39, diğeri ise O’nun “kral” olduğunu kabul eder, a. 42. İsa’nın Yahudiler ve Pilatus önündeki yargılama süreci tam da bu iki dini ve siyasi ünvanla ilgiliydi.
12 Ama Petrus kalkıp mezara koştu. İçeriye eğildiğinde, sadece keten bezleri gördü. Olanlara şaşarak evine gitti.
24,12 Bu ayet bazı metinlerde geçmiyorsa bile mevcut kalmalı. Biçim bakımından hem Luk hem Yuh’nın özelliklerini taşıyıp üçüncü ve dördüncü incilin ortaklaşa kullandığı bir geleneği aktarır. Petrus’un mezara koşusunda tek kalmadığını ima eden Luk 24,24’ de yankılanır.
13 O gün onlardan ikisi Yeruşalim’den yaklaşık on bir kilometre uzaklıkta Emmaos denen bir kasabaya gidiyordu.
14 Olup bitenleri birbirleriyle konuşuyorlardı.
15 Onlar konuşup tartışırken İsa yaklaştı, onlarla birlikte yürüdü.
16 Ne var ki, gözleri İsa'yı tanımaktan alıkondu.
24,16 Luk ve Yuh’nın anlattığı görünümlerde öğrenciler Rab’i hemen değil, ancak bir söz ya da bir simgeden sonra tanırlar, Luk 24,30d.35.37.39-43;Yuh 20,14.16.20;Yuh 21,4.6-7; bknz. Mat 28,17. Dirilmiş Rab’in bedeni, kendisiyle eşit kalmasına rağmen, yeni bir hal içerisindedir: Bu yeni hal dış biçimini değiştirir, Mar 16,12, ve O’nu dünyasal duyulardan bağımsız kılar, Yuh 20,19. Görünüm değişmiş bedenlerin hali hakkında bknz. 1Ko 15,44+.
18 Bunlardan adı Kleopas olan İsa’yı yanıtladı: "Bu günlerde Yeruşalim’de olup da orada geçen olaylardan hiç haberi olmayan tek kişi sen misin?"
19 İsa, "Hangi olaylar?" diye sordu. "Nasıralı İsa'ya ilişkin olaylar" dediler, "Tanrı'nın önünde de, tüm halkın önünde de işleri ve sözleriyle güçlü bir peygamber olan İsa'ya.
24 Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gittiler, her şeyin kadınların anlattığı gibi olduğunu gördüler. Ama O'nu görmediler."
24,24 bizimle birlikte olanlardan bazıları: ya genelleyici bir çoğuldur (a. 12), ya da Yuh 20,3-10’ da anlatılan Petrus ve Yuhanna’nın beraber mezarı ziyaret etmelerine atıftır.
25 İsa, "Ey akılsız insanlar!" dedi, "Peygamberlerin söylediği bunca şeye inanmakta yüreği ağır davrananlar!
37 Ama onlar korkuyla sarsılıp ürktüler. Bir ruh gördüklerini sandılar.
38 İsa onlara, "Neden sarsılıyorsunuz?" dedi, "Yüreğinizde neden kuşkular doğuyor?
39 İşte ellerime, ayaklarıma bakın. Ben O'yum. Bana ellerinizle dokunun da görün. Çünkü ruhun bedeni de, kemiği de yoktur. Oysa gördüğünüz gibi, benim var."
40 (Bunu söyledikten sonra onlara ellerini, ayaklarını gösterdi.)
24,40 onlara ellerini, ayaklarını gösterdi: Luk diriliş düşüncesinin saçmalık olduğunu düşünen Yunanlılar için yazıyordu. Bu nedenle İsa’nın dirilmiş bedeninin fiziksel gerçeğini vurgular, bknz. a. 43.
41 Sevinçten, şaşkınlıktan bir türlü inanamıyorlardı. İsa, "burada yiyecek bir şeyiniz var mı?" diye sordu.
44 Sonra onlara, "Daha sizinle beraberken söylemiştim" dedi, "Musa’nın yasasında, peygamberlerde ve Mezmurlar'da benim için yazılmış olan her şeyin yerine gelmesi gerektir."
24,44 sonra: Her şey aynı gün içerisinde, diriliş gününde geçmiş gibi gözüküyor. Haİş 1,1-8 bundan farklı kırk günlük bir süre göz önünde bulundurur.