1 İsa Mesih'le ilgili vahiydir. Tanrı kısa zamanda olması gereken olayları kullarına göstersin diye bu açıklamayı Mesih'e verdi, O da gönderdiği meleği aracılığıyla bunu kulu Yuhanna'ya bildirdi.
1,1 “Apokalipsis”, yani “vahiy”, bknz. 1Ko 1,7+, İsa Mesih tarafından yapılan vahiyin konusu da kendisidir.
2 Yuhanna gördüklerinin tümüne, Tanrı'nın sözüne ve İsa Mesih'in tanıklığına tanıklık etti.
1,2 Tanrı’nın sözüne ve İsa Mesih’in tanıklığına: Mesih İsa tarafından tanıklık edilen Tanrı sözü.
3 Bu peygamberlik sözlerini yüksek sesle okuyanlara, dinleyenlere ve onda yazılı olanları tutanlara ne mutlu! Çünkü bu olayların gerçekleşeceği zaman yakındır.
4 Yuhanna'dan Asya eyaletindeki yedi kiliseye: Var Olan, Var Olmuş ve Gelecek Olan'dan sizlere kayra ve esenlik olsun. Ayrıca, O'nun tahtı önündeki yedi Ruh'tan
1,4-8 Bu sunuş Kutsal Kitap’ın değişik yerlerine atıflarda bulunmaktadır: Davut’a yapılan peygamberlik sözüne göre Tanrı’nın halkıyla birlikte hükümdarlık sürecek olan Mesihsel kralın şanlı gelişini ve taht alınışını hatırlatırlar: Va’nın önemli konularından birisi.
1,4 var olan, var olmuş ve gelecek olan: Kalıplaşmış bu ifade, Va 1,8;Va 4,8;Va 11,17;Va 16,5, Yahudi kitaplarında da Musa’ya açıklanan Tanrı isminin açılışı olarak geçerdi, Çık 3,14+.
5 ve İsa Mesih'ten size kayra ve esenlik olsun. Güvenilir tanık, ölülerin ilk doğanı, yeryüzü hükümranlarının başı O'dur. Bizleri sevene, kanıyla günahlarımızdan özgür kılarak
6 Tanrı ve Babası için bizleri kâhinler yapan İsa Mesih'e, O'na çağlar çağınca yücelik ve güç olsun! Amin.
1,6 Mesih’e iman edenler günahlarından dönüp vaftizde yıkandıktan sonra, a. 5.7, bir “kahinler krallığı” oluştururlar, Çık 19,4+: kral olarak bütün uluslara hükmedecekler, Dan 7,22.27;Yşa 45,11-17;Zek 12,1-3, bknz. Va 2,26.27;Va 5,10;Va 20,6;Va 22,5; kahin olarak kahin olan Mesih’le birlik içerisinde bütün evreni şükran kurbanı olarak Tanrı’ya sunacaklar.
1,6 Buna benzer “doksolojiler” (“yüceltme duaları”), Rom 16,27+, Va’da sıkça geçer. Zaferci sesinde eski litürjilerin yankısı duyulur. İçerik bakımından kuzu, Va 5,6+, ile Baba Tanrı’yı bağlayarak Mesih hakkında önemli açıklamalar barındırırlar. İmparatorluk törenlerine eleştiri olarak da anlaşılabilirler.
8 "Alfa ve Omega Ben'im" diyor Var Olan, Var Olmuş ve Gelecek Olan, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı.
1,8 Alfa ve Omega: Yunan Alfabesinin ilk ve son harfi, Va 21,6;Va 22,13, Tanrı’yı başlangıç ve son olarak göstermek amacını taşır, Yşa 41,4;Yşa 44,6. Mesih’i “ilk ve son” diye adlandıran ifadenin amacı da buna benzer, Va 1,17;Va 2,8;Va 22,13.
Giriş Görümü
9 Ben Yuhanna, İsa'yla ilgili acıda, O'nun hükümranlığında ve sabrında sizlerle ortak olan kardeşiniz, Tanrı'nın sözüne ve İsa'nın tanıklığına bağlılığım nedeniyle Patmos denen adadayım.
1,9 Patmos denen adadayım: Hristiyanlığından dolayı buraya sürgüne gönderildi.
11 Şöyle diyordu: "Gördüklerini kitaba yaz ve yedi kentteki kiliselere gönder: Efesos'a, İzmir'e, Bergama'ya, Tiyatira'ya, Sardis'e, Filadelfiya'ya, Laodikya'ya."
12 Benimle konuşanın kim olduğunu görmek için geriye dönünce, yedi altın şamdan gördüm.
13 Şamdanların orta yerinde İnsanoğlu'na benzeyen biri duruyordu. Ayaklarına dek uzanan bir giysi giymişti. Göğsüne altın bir kuşak sarılıydı.
1,13-16 İnsanoğlu’na benzeyen biri: Yuhanna’nın yükseltilmiş Mesih tarafından görevlendirildiği bu ilk görünümünde, Va 1,9-20, Mesih Dan 7,13-14’ de belirtilen eskatolojik yargıç özellikleriyle gözükür (bknz. ayrıca Dan 10,5-6). Özellikleri sembollerle betimlenir: kâhinlik (uzun giysisi, bknz. Çık 28,4;Çık 29,5;Zek 3,4); krallık (altın kuşak, bknz. 1Mak 10,89;1Mak 11,58); ebediyetlik (ak saçlar, bknz. Dan 7,9); tanrısal bilgelik (“yüreği ve düşünceyi” sınayan ateş gibi gözler, bknz. Va 2,23); istikrar (tunç-gümüş alaşımlı ayakları, bknz. Dan 2,31-45). Yüceliği korku uyandırır (ayakların ve yüzünün parlaklığı; sesinin kuvveti). Yedi kiliseyi (yıldızları, bknz. a. 20) elinde (kuvvetinde) tutar, ağzından çıkan keskin kılıç da karşı konulamayan yargıç kuvvetinin sembolüdür, bknz. Va 19,15+;Va 2,16 ve Yşa 49,2;Ef 6,17;İbr 4,12. Yedi kiliseye gönderilen yedi mektubun başlarında, her kilisenin özel durumuna bağlı olarak yargıcın bu özelliklerinden birine atıf yapılacaktır.
19 Şimdi gördüklerini, olanları ve bundan sonra olacakları yaz!
1,19 olanları ve bundan sonra olacakları: şu an “olanlar” Va 2-3’ deki mektuplardır, “bundan sonra olacak” olanlar ise Va 4-22’ deki vahiyler: Peygamberlik burada görünümler şeklinde gerçekleşir.
20 Sağ elimde gördüğün yedi yıldızla yedi altın şamdanın sırrı şudur: Yedi yıldız yedi kilisenin melekleridir. Yedi şamdan da yedi kilisedir."
1,20 Yahudi düşüncesine göre melekler sırf fiziksel maddi dünyayı değil, bknz. Va 7,1;Va 14,18;Va 16,5, aynı zaman kişileri ve cemaatleri de yönlendirirlerdi, bknz. Çık 23,20+. Bu düşünceye göre, her cemaat bir melek tarafından yönetiliyordu: Bu melek cemaatin sorumlusuydu, ve mektup da ona gönderiliyordu. Fakat her kilise Mesih’in elindedir, O’nun kuvveti ve koruyuculuğu altında.
2
1. Efes
1 "Efesos'taki kilisenin meleğine yaz. Yedi yıldızı sağ elinde tutan, yedi altın şamdanın ortasında yürüyen şöyle diyor:
2,1d Yedi mektubun şekli de aynıdır: Bahsedilen kilisenin durumu hakkında bazı belirmelerden sonra (“biliyorum”) eskatolojik boyutlar taşıyan vaatler veya tehditler verilir. Mektupların öğretisi oldukça zengindir, özellikle Mesih hakkındaki iman beyanlarıyla, zaten mektupların başından sonuna kadar konuşan Mesih’in kendisidir. Ayrıca bu mektuplar İ.S 90 yıllarında Anadolu topraklarındaki Hristiyan hayatının bir resmini aktarır.
2,1 Efesos: Roma İmparatorluğun “Asia” ilinin başkenti, öbür altı kilise de aynı ile bağlıydı. Burada birçok farklı putperest riti yaygındı, bunlardan biri de Artemis ritiydi, bknz. Haİş 19,24-40.
2 'Yaptıklarını, emeğini, sabrını ve kötü kişilere katlanamadığını biliyorum. Kendilerine haberci süsü vermelerine karşın haberci olmayanları sınayıp yalancı bulduğunu da biliyorum.
2,2 haberci süsü vermelerine karşın haberci olmayanları: Büyük ihtimalle a. 6’daki Nikolacılar’dan bazı vaazçılar, bknz. Va 2,15+. Yalancı “haberciler” hakkında bknz. 2Ko 11,5.13.
3 Sabrettiğini, adıma bağlılık yüzünden dayandığını, yorulmadığını biliyorum.
2,3 adıma bağlılık yüzünden dayandığını: Aslında “adıma bağlılık yüzünden çok şey çektiğini”: Geçmişte yaşanmış zulümlere atıf.
4 "'Ama senden yakındığım bir konu var: Başlangıçtaki sevginden ayrıldın.
5 Onun için, nerelerden düştüğünü anımsa, tövbe et ve başlangıçta yaptığın işleri yap. Yoksa, tövbe etmezsen, sana geleceğim ve şamdanını yerinden kaldıracağım.
2,5 şamdanını yerinden kaldıracağım: Efes dinsel başkent olma mevkisini kaybedecek.
6 "'Ama doğru bir özelliğin var: Nikolacılar'ın işlerinden iğreniyorsun. Ben de onlardan iğreniyorum.
9 "'Çektiğin acıyı ve yoksulluğu biliyorum. Yine de zenginsin. Kendilerine Yahudi süsü verenlerin sana sövüp saydığını biliyorum. Oysa Yahudi olmamaları bir yana, onlar şeytanın sinagogudur.
2,9 yine de zenginsin: İzmir kilisesi, maddi yoksulluğunun aksine ruhsal bakımdan zengindir.
2,9 kendilerine Yahudi süsü verenlerin ... Yahudi olmamaları bir yana: Hristiyan düşmanı olduklarından “Yahudi” unvanını taşımaya layık değiller.
10 Çekeceğin sıkıntılardan korkma. Bak, denenesiniz diye şeytan aranızdan bazılarını cezaevine atacak. On gün süreyle acı çekeceksiniz. Ölüme dek sadık ol, sana yaşam tacını vereceğim.
13 "'Nerede oturduğunu biliyorum. Şeytanın tahtı olan yerdesin. Adıma sımsıkı bağlısın. Tanığım, güvenilir inanlım Antipas'ın, şeytanın oturduğu yerde, aranızda öldürüldüğü günlerde bile bana olan imanını yadsımadın.
2,13 şeytanın tahtı olduğu yerdesin: İmparator ritleri, putperestliğin değişik şekilleriyle birlikte Bergama’da oldukça canlıydı, ve Va’de Mesih’e imanın zıtı olarak sıkça vurgulanır.
14 "'Ama senden yakındığım birkaç konu var. Aranızda Balam'ın öğretisini tutan bazı kişiler var. O Balam ki, yalancı ilahlara kesilen sunuları yesinler, zina etsinler diye İsrailoğulları’nı nasıl suç işlemeye sürükleyeceğini Balak'a öğretti.
2,14 Bir Yahudi geleneğine göre, bknz. Say 31,16, İsraillileri Moab’ın kızları aracılığıyla putlara tapınmaya teşvik etme fikrini Balak’ın aklına getiren Balam idi, Say 25,1-3.
2,14 zina etsinler diye: Putlara tapınmanın sadakatsizliğini betimlemek amacıyla peygamberlerde sıkça kullanılan bir resim, Hoş 1,2+;Va 17.
15 Tıpkı bunun gibi, senin içinde de Nikolacılar'ın öğretisini tutanlar var.
2,15 Nikolacılar’ın öğretisini: Kol ve Ef mektuplarında karşı mücadele edilen yanılgılara benzer bu öğretide ikinci yüzyılın ‘gnosis’in fikirleri yavaş yavaş gözükmeye başlar. Putperest ritlerle bazı uzlaşmalara (örneğin putperest yemekli ayinlere katılma konusunda) izin vermiş de olabilir, bknz. a. 14.
16 Bunun için tövbe et. Yoksa, sana tez geleceğim ve ağzımın kılıcıyla onlara karşı savaşacağım.
17 Kulağı olan, Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin. Zafer kazanana saklı mandan vereceğim. Ona beyaz bir taş da vereceğim. Bu taşın üzerinde, onu alandan başka hiç kimsenin bilmediği yeni bir ad yazılıdır.' "
2,17 Antlaşma sandığıyla birlikte Yeremya tarafından saklı bir yere götürülen, 2Mak 2,4-8; bknz. İbr 9,4, Man, Göklerin hükümranlığının besinidir, Yuh 6,31.49, bknz. Va 15,8+. Beyaz taş (beyaz zaferin ve sevincin rengidir) bu Hükümranlığa kabul edilme işaretidir. Yeni ad ise, Va 3,12+;Va 19,12, buna layık olabilmeyi sağlayan içsel yenilemeyi ifade eder, bknz. Yşa 1,26+.
19 Yaptıklarını, sevgini, imanını, hizmetini ve sabrını biliyorum. "'Üstelik sonraki işlerin öncekilerden üstün.
20 Ama senden yakındığım bir konu var. Çünkü, kendine peygamber süsü verip kullarıma zina etmeyi, yalancı ilahlara kesilen sunuları yemeyi öğreten ve onları kandıran Yezebel adlı kadını hoşgörüyorsun.
2,20 Yezebel adlı kadını: Nikolacılar ayırıcı öğretisinin yalancı kadın peygamberine verilen sembolik bir isim, bknz. 2Kr 9,22.
21 Günahından dönsün diye kendisine bir süre tanıdım; ama o zinadan dönmek is-temiyor.
22 Bak, onun yaptığı kötü işlerden dönmezlerse, onu hastalık yatağına atacağım; kendisiyle zina edenleri de çok büyük acıya düşüreceğim.
23 Bu kadının çocuklarını ise kırıp öldüreceğim. O zaman tüm kiliseler yüreğin isteklerini ve aklın düşüncelerini araştıranın ben olduğumu ve her birinize yaptıklarınıza yaraşır karşılığı vereceğimi anlayacaklar.
24 "'Tiyatira'da geriye kalanlarınız bu öğretiyi benimsemediniz. Onların (şeytanın derin sırları) dediği şeyleri de öğrenmediniz. Sizlere şöyle diyorum: Üzerinize başka yük yüklemiyorum.
2,24 şeytanın derin sırları: Harfiyen “şeytanın derinlikleri”: Mektup Tanrı’yı tanımakla övünen ancak ahlaki bakımdan oldukça gevşek olanların aleyhine cephe alır.
25 "'Yalnız, sizlerde olanı ben gelinceye dek sıkı tutun.
28 Bu yetki Babam'dan aldığım yetki gibidir. Ona sabahyıldızını da vereceğim.
2,28 Kuvvetin (yetkinin) yanına, bknz. Say 24,17;Yşa 14,12, yıldız sembolüyle belirtilen, Hristiyan’ın Rab İsa tarafından şanlandırılması eklenir, Va 22,16; bknz. Va 1,5+;Haİş 2,36+;Rom 1,4+. Bu konu, Paskalya gecesinin “exsultet” giriş ilahisinde de geçer.
29 Kulağı olan, Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin.'"
3
5. Sardis
1 "Sardis'teki kilisenin meleğine yaz. Tanrı'nın yedi Ruhu'nu ve yedi yıldızı kendinde bulunduran şöyle diyor: "'Yaptıklarını biliyorum. Sanki yaşıyorsun gibi bir adın var ama ölüsün.
3,1 Tanrı’nın yedi ruhunu: Yedi melektir, bknz. Va 4,17+.
2 "'Uyan! Geriye kalmış ve ölmeye yüz tutmuş ne varsa güçlendirmeye bak! Çünkü Tanrım'ın önünde yaptıklarını yetkinleşmiş bulmadım.
3 Bu nedenle, aldığın öğretiyi nasıl duyduğunu anımsa. Onu benimse ve günahından dön. Eğer uyanmazsan, hırsız gibi geleceğim. Ve hangi saatte geleceğimi bilmeyeceksin.
6 Kulağı olan Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin.'"
6. Filadelfiya
7 "Filadelfiya'daki kilisenin meleğine yaz. Kutsal olan, gerçek olan, Davut'un anahtarını kendinde bulunduran şöyle diyor: O'nun açtığını kimse kapatamaz, O'nun kapadığını kimse açamaz.
8 "'Yaptıklarını biliyorum. İşte önüne açık bir kapı koydum. Onu kimse kapatamaz. Gücünün az olduğunu biliyorum. Buna karşın, sözümü sıkı tuttun ve adımı yadsımadın.
3,8 önüne açık bir kapı koydu: “önünde bir kapı açtım”: Müjdeleyebilmen için açık alan açtım, bknz. Haİş 14,27+.
9 Şeytanın sinagoguna bağlıyken kendilerine Yahudi süsü verenlere ne edeceğimi bak gör! Onlar Yahudi değiller. Yalan söylüyorlar! Gör bak, onlar ayaklarının dibine gelip eğilecek, seni sevdiğimi anlayacaklar.
10 Çünkü sabırla ilgili sözümü tuttun. Yeryüzünde yaşayanları denemek için tüm dünyaya gelecek olan denenme saatinde ben de seni koruyacağım.
3,10 “Dünya” ile Va’de her zaman putperest dünya kastediliyor, Yuh 1,10;Yuh 17,9’ daki düşmanca “dünya” gibi. Tanrı’nın kulları bu dünyanın nüfusu olarak sayılmıyorlar, Va 8-9 ve 16’da (bknz. Va 18,4) anlatılan eziyetlerden korunacaklar, Va 7,1d.
12 Zafer kazananı Tanrım'ın tapınağında direk yapacağım, artık hiç yerinden oynamayacak. Tanrım'ın adıyla Tanrım'ın kentinin adını yazacağım onun üzerine. Gökten, Tanrım'dan inen yeni, Yeruşalim Kenti'nin adıdır bu. Bunun yanı sıra, kendi yeni adımı da yazacağım.
18 Benden ateşte denenmiş altın satın alıp zenginleşmeni, çıplaklığının utancı görünmesin diye ak giysiler satın alıp kuşanmanı, göz merhemi satın alıp gözüne sürüp görmeni öğütlerim.
3,18 benden satın almanı öğütlerim: Ruhsal hayatın zenginliklerini.
3,18 altın: İmanlı bir yaşamın zenginliği.
3,18 ak giysiler ... göz merhemi: Laodikya’nın özel ürünlerine atıf, burada üretilen giysiler ve göz hastalıklarına karşı kullanılan toz bütün çevrede tanınıyordu.
20 İşte bak, kapıda durup çalıyorum. Her kim sesimi duyup kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim. Ben onunla, o da benimle birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
3,20 Mesih’le samimi bir bağlılık, Mesihsel şölenin ön ayağı, bknz. Mat 8,11+. Litürji’ye bir atıf olabilir.
22 Kulağı olan, Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin.'"
4
2. Peygambersel Görümler
A. Tanrı’nın “Büyük Gününe” Hazırlıklar
Tanrı, Dünyanın Kaderini Kuzuya Teslim Eder
1 Bundan sonra baktım ve işte gökte açık bir kapı gördüm. Benimle konuşan, boru sesine benzeyen ilk sesi duydum. "Buraya gel!" dedi, "Bundan sonra olması gerekenleri göstereceğim sana."
4,1d Tanrı tahtında göksel saray halkı tarafından şanlandırılıyor, Va 4. Sonra bakış evrene genişlettirilir: evrenin kaderi mühürlü kitap şeklinde kurtarıcı kuzuya verildi, Va 5. Daha sonra ayrıntılı bir şekilde sembolik görünümler anlatılır. Bunlar Tanrı’nın öfkesinin putperest zulümcülere döküleceği “büyük günün” ( Va 17-19) ön sesleridir.
2 Ruh'un yönetimindeyken gökte duran bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.
3 Tahtta oturan yeşime, kırmızımsı akik taşına benziyordu. Tahtın çevresinde zümrüt gibi bir gökkuşağı vardı.
4,3 Yuhanna Tanrı’yı insansal şekilde betimlemekten ya da onu ismiyle anmaktan sakınır, bir ışık görünümü anlatır. Sahne Hez 1 ve 10’dan etkilenmiştir, bknz. ayrıca Yşa 6.
4 Bu tahtı yirmi dört başka taht kuşatıyordu. Tahtlarda ak giysiler kuşanmış yirmi dört İhtiyar oturuyordu. Başlarında altın taçlar vardı.
4,4 Bu ihtiyarlar kâhinlik ve krallık hizmetinde bulunurlar: Tanrı’yı övüp O’na tapınırlar, Va 4,10;Va 5,9;Va 11,16.17;Va 19,4, imanlıların dualarını O’nun önüne çıkartırlar, Va 5,8, dünyanın yönetilmesinde yardım ederler (tahtlar) ve egemenlik gücüne paydaş olurlar (taçlar). Sayıları 1Ta 24,1-19’ daki yirmi dört kâhin sınıflarıyla eşittir.
5 Tahttan şimşek parıltıları, sesler, gök gürlemeleri çıkıyordu; önünde alev saçan yedi meşale yanıyordu. Bunlar Tanrı’nın yedi ruhudur.
4,5 şimşek parıltıları, sesler, gök gürlemeleri: Tanrı görünümlerinde sıkça geçer, bknz. Çık 19,16+;Hez 1,4.13.
4,5 Tanrı’nın yedi ruhu: Bunlar Tanrı’nın önünde duran yedi melektir, bknz. Va 8,2;Tob 12,15, Tanrı’nın elçiliğini yaparlar, bknz. Zek 4,10;Va 5,6;Tob 12,14;Luk 1,26, vs. Bazı gelenekler ayeti Yşa 11,2+’ ye bağlayarak Kutsal Ruh’un yedi armağanları diye yorumlar.
4,6 tahtın önünde ve çevresinde: Harfiyen: “tahtın ortasında ve çevresinde”. Zor anlaşılır metin, belki Hez 1,5’ den etkilenmiş olabilir.
4,6 önleri arkaları gözlerle dolu dört yaratık: Hez 1,5-21’ den etkilenmiş sembolizm. Fiziksel dünyanın yönetiminin başkanlığını yapan dört melek de olabilirler, bknz. Va 1,20: dört kozmik bir sayıdır (ana yönler, rüzgarlar, bknz. Va 7,1). Gözlerin çokluğu Tanrı’nın her şeyi bilmesine ve tedarikçiliğine atıftır. Tanrı’ya tapınıp O’nun yaratıcılığını överler. Biçimleri ise (aslan, dana, insan yüzü, kartal)bütün yaratılışın en asil, en güçlü, en bilge, en hızlı olanı simgelerler. İreneus’tan beri Hristiyan gelenekleri bunları dört incilcinin sembolleri olarak yorumlamıştır.
7 İlk yaratık aslana benziyordu, ikinci yaratık danaya. Üçüncü yaratığın insan yüzüne benzer bir yüzü vardı. Dördüncü yaratık ise uçan bir kartala benziyordu.
8 Dört yaratıktan her birinin altışar kanadı vardı; içleri de, dışları da gözlerle doluydu. Gece gündüz durmak dinlenmek bilmeden şöyle diyorlardı: "Kutsal, kutsal, kutsal Rab Tanrı, Her Şeye Gücü Yeten. Var Olan, Var Olmuş ve Gelecek Olan."
4,8 kutsal, kutsal, kutsal... Yşa’nın doksolojisi sinagog-ayinlerinde de kullanılırdı ve Hristiyan litürjilerinde de benimsendi. Dünyada kutlanan litürjiler son bulmayan (“gece gündüz”) göksel ayinine katılmaktır.
10 yirmi dört İhtiyar tahtta oturanın önünde yere kapanır, sonsuzlara dek Diri Olan'a tapınırlar. Taçlarını tahtın önünde bırakarak şu ezgiyi söylerler:
4,10 taçlarını tahtın önüne bırakarak: İhtiyarlar Tanrı’dan teslim aldıkları kuvveti tekrardan Tanrı’ya sunarlar. Dünya’daki kralların reddettikleri bir olay, Va 17,2.
11 "Rabbimiz ve Tanrımız! Yüceliği, onuru, gücü almak sana yaraşır. Çünkü her şeyi sen yarattın. Her şey senin isteğin uyarınca var oldu ve yaratıldı."
1 Tahtta oturanın sağ elinde bir kitap gördüm. İçi, arkası yazılıydı ve yedi mühürle mühürlenmişti.
5,1 kitap: bknz. Hez 2,9d. “Son zamanların” olayları hakkındaki tanrısal kararları içerir. Mühürler sırasıyla açılır ve içindeki sırlar açığa çıkartılır, Va 6-9. Tanrı’nın tahtının önünde duran kuzunun takdimi ise ( Va 5)Va 4’ de anlatılmaya başlanan ebedi litürji sırasında geçer.
6 Tahtın ve dört yaratığın ortasında, çevresi İhtiyarlar'la kuşatılmış bir Kuzu gördüm. Boğazlanmış izlenimini veriyordu. Yedi boynuzu, yedi gözü vardı. Bunlar Tanrı'nın bütün dünyaya gönderilen yedi ruhudur.
5,6 a. 5’deki Mesihsel ünvanlardan sonra burada Va’de Mesih’e 28 kez verilen “kuzu” ünvanı ortaya çıkar. Seçilmiş kavmin kurtuluşu için boğazlanmış olan kuzudur, Yuh 1,29+;Yşa 53,7. İdamının işaretlerini taşır, ama ayakta durur, zaferle, bknz. Haİş 7,55, ölümü yenendir, Va 1,18, ve bu nedenle de bütün insanlığın Rab’bi olarak Tanrı’nın sağındadır, a. 13 vs., bknz. Va 21-22;Rom 1,4+ vs. “Zafer kazanılması gereken aslan olan Mesih, kendisini acı çekmesi gereken kuzu yaptı” (Pettau’lu Victorinus)
5,6 yedi boynuzu, yedi gözü: Kuvvetin (boynuzlar) ve bilmenin (gözler) sembolleri. Mesih her ikisine de fazlasıyla (yedi sayısı) sahiptir.
7 Kuzu geldi, tahtta oturanın sağ elinden kitabı aldı.
8 Kuzu kitabı alınca, dört yaratıkla yirmi dört İhtiyar O'nun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde birer harp ve buhur dolu altın taslar vardı. Buhurlar kutsalların dualarıdır.
9 İhtiyarlar yeni bir ezgi söylüyorlardı: "Kitabı almaya, mühürlerini açmaya layıksın sen. Çünkü boğazlandın, ve kanınla Tanrı'ya her soydan, her dilden, her halktan, her ulustan insanlar satın aldın.
5,9 Tanrı’ya ... insanlar satın aldın: Bazı metinlerde “Tanrı’ya ... bizleri satın aldın” diye geçer. “Bizler” diye okunursa, ezgiyi söyleyen ihtiyarlar insandır, belki EA’in ataları.
5,9 her soydan, her dilden, her halktan, her ulustan: Evrenselliği ifade etmek için kullanılan kalıplaşmış bir cümle, bknz. Dan 3,4.7.96;Dan 6,25.
13 Gökteki, yeryüzündeki, yeraltındaki, denizdeki her yaratığın ve bunlardaki her şeyin şöyle dediğini duydum: "Övgü, onur, yücelik ve güç sonsuzlara dek tahtta oturana ve Kuzu'ya olsun!"
14 Dört yaratık, "Amin" dediler. İhtiyarlar yere kapanıp tapındılar.
6
Kuzu Yedi Mührü Açıyor
1 Kuzu yedi mühürden birini açınca, baktım, dört yaratıktan birinin gök gürlemesini andıran bir sesle, "Gel!" dediğini duydum.
6,1 Va 6-9 bir bütün oluşturur. Kuzu kitabın mühürlerini açtıkça, Va 6,1-8,1, ve borular öttürüldükçe, Va 8,2-9, gelecek yargıyı duyuran ve hazırlayan olaylar hakkındaki görünümler açıklanmaya başlanır, bknz. Mat 24p. İlk görünümdeki dört at binicisi Zek 1,8-10 ve Va 6,1-3’ den esinlenmiş olabilir; bunun yanı sıra Tanrı’nın peygamberler aracılığıyla sadıksız İsrail’e duyurduğu dört bela tehdidini simgelerler: yabani hayvanlar, savaş, açlık, salgın hastalıklar, bknz. Lev 26,21-26;Yas 32,24;Hez 5,17;Hez 14,13-21, ayrıca Hez 6,11-12;Hez 7,14-15;Hez 12,16;Hez 33,27.
2 Baktım, beyaz bir at belirdi. Binicisinin elinde bir yay vardı. Kendisine bir taç verildi. Zafer üstüne zafer kazanmaya gitti.
6,2 Beyaz atın binicisi Partlı’ları hatırlatır: en yaygın kullandıkları silah yay idi ve birinci yüzyıl Roma dünyasının kâbuslarıydı, “yerin yırtıcı hayvanlarıydılar”, a. 8, bknz. Yas 7,22;Yer 15,2-4;Yer 50,17;Hez 34,28;Va 9,13-21. Hristiyan geleneklerinin birçok yorumcusuna göre ise zafer kazanan bu at binicisi ise Tanrı Sözü’nün kendisidir, Va 19,11-16, ya da incilin yayılmasıdır.
3 Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın, "Gel!" dediğini duydum.
4 Al renkte başka bir at çıkageldi. Binicisine yeryüzünden barışı kaldırma ve bir-birlerini boğazlasınlar diye yetki verildi. Kendisine bir de büyük kılıç verildi.
5 Kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın, "Gel!" dediğini duydum. Baktım, kara yağız bir at belirdi. Binicisinin elinde bir terazi vardı.
6,5 terazi: Kıtlığın simgesi: Gıdalar vesikaya bağlanır ve fiyatlar çok yüksek olur.
6 Dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini duydum: "Bir günlük yiyeceğe yeter buğday bir dinara, üç günlük yiyeceğe yeter arpa bir dinara. Ama zeytinyağına, şaraba el uzatma!"
7 Kuzu dördüncü mührü açınca, dördüncü yaratığın, "Gel!" dediğini duydum.
8 Baktım, solgun bir at belirdi. Binicisinin adı 'Ölüm'dü. Ölüler ülkesi de onu izliyordu. Onlara insanları kılıçla, kıtlıkla, salgınla ve yerin yırtıcı hayvanlarıyla öldürsünler diye yeryüzünün dörtte biri üzerine yetki verildi.
6,8 solgun: “Solgun” renk, veba nedeniyle çürümeye bırakılan cesedin rengidir.
6,8 ölüler ülkesi de onu izliyordu: Öldürülen insanları yutmak üzere.
10 Yüksek sesle bağırdılar: "Ey egemen Rab! Kutsal ve gerçeksin sen. Yeryüzünde yaşayanları ne zaman yargılayacak, onlardan kanımızın öcünü ne zaman alacaksın?"
6,10 öcünü: Zulüm ettirilen halkın ya da suçsuzların haykırışlarını dile getiren Mezmurlar’da olduğu gibi, bknz. Mez 13,1-2;Mez 58,10-11;Mez 59,5.13;Mez 79,10;Mez 83,13-18;Mez 94,1-6.16-23, öç talebi tek yargıç ve kurtarıcı olan Tanrı’ya güvenerek yapılan bir çağrı olarak anlaşılmalı, bknz. Luk 18,7. İman şehitleri sabırla beklemeye çağrılırlar, a. 11.
11 Onların her birine ak giysiler verildi. Onlar gibi öldürülecek olan hizmet arkadaşlarının ve kardeşlerinin sayısı tamamlanıncaya dek kısa bir süre daha dinlenmeleri söylendi.
12 Kuzu altıncı mührü açınca baktım, güçlü bir deprem oldu. Güneş kara kıldan dokunmuş bir torbaya benzedi. Dolunay da kan kırmızısı oldu.
6,12-14 Bütün bu kozmik işaretler peygamberlerin konuşmalarında “Yahve’nin günü” için kullanılırlar, bknz. Amo 8,9+. Yargılayan Tanrı’nın korkunç öfkesini simgelerler, bknz. Mat 24,1+.
1 Bundan sonra yeryüzünün dört köşesinde duran dört melek gördüm. Bunlar yere, denize, ağaca rüzgar gelmesin diye, yeryüzünün dört yönüne doğru esen rüzgarları zorla tutuyorlardı.
2 Sonra gündoğusundan çıkan başka bir melek gördüm. Diri Tanrı'nın mührünü taşıyordu. Kendilerine yeri ve denizi kırıp geçirme yetkisi verilen dört meleğe yüksek sesle bağırdı:
3 "Tanrımız'ın kullarının alnına mühür vurmamızı bekleyin. O zamana dek yeri, denizi, ağaçları kırıp geçirmeyin."
4 Alınlarına mühür vurulanların sayısını duydum. İsrailoğulları’nın tüm oymaklarından yüz kırk dört bin kişiydi:
7,4 yüz kırk dört bin: Kutsal sayı olan 12’nin karesinin 1000 ile çarpılmasından oluşan sayı: Mesih imanlıların çokluğu, Tanrı’nın kavmi, yeni İsrail, Gal 6,16; bknz. Yak 1,1;Va 11,1;Va 20,9. Tanrısal mühürle işaretlenmiş olarak, Rom 4,11+, belalardan kurtulacaklar, bknz. Çık 12,7-14.
6 Aşer oymağından on iki bin kişi, Naftali oymağından on iki bin kişi, Manaşşe oymağından on iki bin kişi,
7 Şimon oymağından on iki bin kişi, Levi oymağından on iki bin kişi, İssakar oymağından on iki bin kişi,
8 Zevulun oymağından on iki bin kişi, Yusuf oymağından on iki bin kişi, Benyamin oymağından on iki bin kişi mühürlendi.
Seçilmişlerin Zaferi
9 Bu olaylardan sonra baktım, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık gördüm. Tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyorlardı. Ak giysiler kuşanmışlardı. Ellerinde hurma dalları tutuyor
7,9 sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık: Ölüme kadar sadık kalıp göksel mutluluğa erişecek olanların sayılamayacak büyüklükteki kalabalığı, a. 9-17, bknz. Va 15,2-4.
7,9 hurma dalları: “palmiye dalları”: Zafer palmiyeleri sevinç dolu Sukkot Bayramı’nın hatırlatırlar, Lev 23,33-34 vs. (a. 15’de Tanrı’nın çadırı konutları olacak).
10 ve yüksek sesle çağırıyorlardı: "Kurtarış tahtta oturan Tanrımız'a Ve Kuzu'ya özgüdür."
11 Bütün melekler tahtın, İhtiyarlar'ın, dört yaratığın çevresinde duruyorlardı. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrı'ya tapındılar.
12 "Amin, övgü, yücelik, bilgelik, şükür, onur, güç ve güçlülük sonsuza dek Tanrımız'ındır" diyorlardı. ---
13 Sonra, İhtiyarlar'dan biri bana dönerek, "Kim bu ak giysiler kuşanmış kişiler?" diye sordu, "Nereden geldiler?"
14 "Efendim, sen bilirsin!" diye karşılık verdim. İhtiyar, "Bunlar büyük sıkıntıdan gelenlerdir" dedi, "Giysilerini yıkayıp Kuzu'nun kanında ağarttılar.
16 Bundan böyle ne acıkacaklar, ne susayacaklar, ne güneş çarpacak onları, ne de herhangi bir ateş kavuracak.
7,16-17 Eskatolojik mutluluğu simgelemek için peygamberler tarafından kullanılan bu resimler, (bknz. Hoş 2,16+;Yşa 11,6+)Va 21,4’ de tekrar ele alınacaklar.
1 Kuzu yedinci mührü açınca, gökte yarım saat kadar sessizlik oldu.
8,1 sessizlik: Peygamberlerde olduğu gibi Yahve’nin “gelişinden” önce O’nun gelişini duyuran bir sessizlik yaşanır. Sonrasında açılmış kitapta bulunan kararların icrasına devam edilir: Bu yedi kez öttürülen borularla bölümlenen yeni bir göksel litürji içerisinde gerçekleşir, Va 8-9;Va 11,15-18.
3 Başka bir melek geldi, elinde altın buhurdanla sunağa yakın durdu. Tüm kutsalların dualarıyla birlikte tahtın önündeki altın sunakta sunsun diye kendisine bol buhur verildi.
4 Buhurdan çıkan duman, kutsalların dualarıyla birlikte, meleğin elinden Tanrı'nın önüne yükseldi.
5 Bunun ardından, melek buhurdanı alıp içine sunaktaki ateşten doldurdu ve yeryüzüne fırlattı. Gök gürlemeleri, sesler, şimşek parıltıları ve deprem oldu.
7 İlk melek boruyu öttürdü: Kanla karışık dolu ve ateş oluştu, yeryüzüne fırlatıldı. Yeryüzünün üçte biri yandı, ağaçların üçte biri yandı, bütün yeşil otlar yandı.
12 Dördüncü melek boruyu öttürdü. Güneşin üçte biri, ayın üçte biri, yıldızların üçte biri çarpıldı. Böylece, onların üçte biri karardı, günün üçte biri karanlığa gömüldü, gecenin üçte biri de bütünüyle ışıksız kaldı.
13 Baktım, göğün ortasında uçarken yüksek sesle bağıran bir kartalın sesini duydum: "Üç melek borularını öttürüp artakalan sesler de duyulunca, vay başına yeryüzünde yaşayanların! Vay, vay onların haline!"
3 Dumanın içinden çekirgeler çıktı, yeryüzüne üşüştü. Yeryüzü akreplerinin yetkisine benzer bir yetki verildi bunlara.
9,3 “Çekirgeler Görünümü” Yoe 1-2’ nin metninden esinlenmiştir. Yahudiler de bu metni tarihi olaylarla yorumlardı: Dört çekirge grubu, ard arda gelen dört işgalçı devleti (Asurlular; Parslılar; Yunanlılar; Romalılar) simgeler, bknz. Yer 51,27. Burada ise muhtemelen Partlılar kastediliyor. Çekirgeler insanlara zulüm ettirdiklerine rağmen onları öldürmediklerinden dolayı bazen şeytanlar tarafından uygulanan ruhsal azaplar diye de yorumlanır.
4 Kendilerine yeryüzünün otuna, hiçbir yeşilliğine, hiçbir ağacına dokunmamaları bildirildi. Yalnız alınlarında Tanrı'nın mührü olmayan insanlara dokunmaları söylendi.
9,4 yeryüzünün otuna, yeşilliğine ve ağacına: Korunacak olan Mesih imanlıları simgeleyebilir, Va 7,1d.
5 Çekirgelere onları öldürmek için değil, beş ay süreyle işkence çektirmek için yetki verildi. Tıpkı akrebin iğnesini insana batırdığı zaman çekilen işkence gibi bir işkenceydi bu.
6 Bu beş ay içinde insanlar ölümü arayacak ama bulamayacaklar. Ölmek isteyecekler ama ölüm onlardan kaçacak.
15 İnsanların üçte birini öldürmek amacıyla o saat, o gün, o ay, o yıl için hazırlanmış bulunan dört melek çözüldü.
16 Atlı orduların sayısı iki yüz milyondu. Onların sayısını işittim.
17 Görümde atları ve binicilerini işte böyle gördüm. Savaş giysileri ateş, gök yakut ve kükürt rengindeydi. Atların başları aslanların başı gibiydi. Ağızlarından da ateş, duman ve kükürt çıkıyordu.
18 Bu üç büyük sıkıntı yüzünden insanların üçte biri öldürüldü. Atların ağzından çıkan ateşten, dumandan, kükürtten öldüler.
19 Çünkü atların yetkisi ağızlarında ve kuyruklarındadır. Çünkü kuyrukları yılan gibidir; başları vardır ve bunlarla acı çektirirler.
20 Artakalan insanlar --bu büyük sıkıntılarla öldürülmeyenler-- elleriyle yaptıkları kötü işlerden dönmediler. Cinlere ve göremeyen, duyamayan, yürüyemeyen altın, gümüş, bakır, taş ve tahtadan yalancı ilahlara tapmaktan ayrılmadılar.
1 Gökten inen başka bir güçlü melek gördüm. Bir buluta sarınmıştı. Başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları da ateşten direkler gibiydi.
2 Elin de açık bir kitapçık tutuyordu. Sağ ayağıyla denize, sol ayağıyla karaya bastı.
10,2 açık bir kitapçık: Hez 2,8-3,3’ deki tomar resmi tekrardan ele alınır ve geliştirilir. Yuhanna’ya sunulan kitap, kuzuya verilen mühürlenmiş kitabın aksine, Va 5,2, küçük ve açıktır.
3 Aslan kükremesini andıran yüksek bir sesle bağırdı. O bağırınca, yedi gök gürlemesi kendine özgü seslerle konuştu.
4 Yedi gök gürlemesi konuşunca, yazmaya hazırlanıyordum ki, gökten gelen bir sesin şöyle dediğini duydum: "Yedi gök gürlemesinin konuştuklarını mühürle. Onları yazma!"
10,4 mühürle: Yani gizli tut, çünkü tamamlanma günü, a. 7, henüz gelmedi, bknz. Dan 12,4;2Ko 12,4.
6 Göğü ve göktekileri, yeri ve yerdekileri, denizi ve denizdekileri yaratanın, sonsuzlara dek Diri Olan'ın adıyla, "Artık gecikme olmayacak" diye ant içti,
7 "Ama yedinci meleğin sesini duyuracağı günlerde, melek boruyu öttürdüğünde, tıpkı hizmetkârları peygamberlerin ağzından bildirdiği gibi Tanrı'nın gizemli tasarısı sonuçlanacak."
10,7 Tanrı’nın gizemli tasarısı: Tanrı’nın egemenliği Tanrı halkının düşmanlarının yok edilişiyle belirecektir: Babil’in cezalandırılışı, Va 17-18, şeytanın ve putperest halkların yok edilişi, Va 20,7-10. Tanrısal gizemin eskatolojik boyutu hakkında bknz. Rom 11,25;Rom 16,25+;Ef 1,9, ayrıca 2Se 2,6-7.
8 Ardından, gökten duyduğum ses yine benimle konuştu: "Git, denizde ve yerde duran meleğin elindeki açık kitabı al!"
10,8-11 Hezekiel’in çağrılışından etkilenmiş bir sahne, Hez 2,8-3,3; bknz. Yer 15,16. Yuhanna’ya verilen görev, Va 1,1-2.9-20, yenilenir ve ayrıntılarıyla belirtilir.
9 Bunun üzerine meleğe gittim, kitapçığı bana vermesini istedim. O bana, "Al, ye onu!" dedi, "Midende acılık oluşturacak, ama ağzına bal gibi tatlı gelecek."
10,9-10 bal gibi tatlı: Kilisenin zaferi müjdelenir; acılık: sıkıntılar da olacak, Va 11,1-13.
2 Tapınağın dışındaki avluyu ölçme, onu ayrı tut. Çünkü bu uluslara verilmiştir. Onlar kutsal kenti kırk iki ay ayakları altında çiğneyecekler.
11,2 kırk iki ay: bknz. Va 13,5.Dan 7,25’ den beri bu süre (üç buçuk yıl) zulüm dönemin kalıplaşmış süresidir, bknz. Luk 4,25;Yak 5,17. Burada kastedilen ise Roma İmparatorluğun ( Va 13 ve Va 17,10-14’ deki canavar) zulüm dalgasıydı.
4 Bu iki tanık yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin ağacı ile iki şamdandır.
11,4 Zek’da iki zeytin ağaç Yeşu ve Zerubbabil’i simgelerler. Onlar sürgünden sonra Yeruşalim’e dönen cemaatin sivil ve dini başları olup Tapınağı tekrardan inşaat ettirdiler. Burada ise peygamberlik eden ve Musa ile İlyas’ın özellikleriyle, bknz. Mat 17,3p, betimlenen, a. 5-6.11-12, iki “tanık” ve “şamdan”, Hristiyanları temsil eder: ölümlerine kadar imanlarına tanıklık edip sonunda gök tarafından adalet bulacaklar.
5 Biri onlara zarar vermeye kalkarsa, ağızlarından ateş fışkırır ve düşmanlarını yok ederler. Onlara zarar veren kim olursa olsun, aynı biçimde öldürülmesi kararlaştırılmıştır.
6 Peygamberlik ettikleri günler boyunca yağmur yağmasın diye onların gökyüzünü kapatmaya yetkisi vardır. Bunun yanı sıra suları kana dönüştürmeye de yetkileri vardır. Üstelik, istedikleri zaman yeryüzünü her türlü sıkıntıya uğratabilirler.
8 Cesetleri büyük kentin caddesine serilecek. Kendi Rab'leri de orada çarmıha çakıldı. Oranın simgesel adı Sodom ve Mısır'dır.
11,8 büyük kent: Yeruşalim ve Roma şehirleri, bknz. Va 14,8;Va 16,19;Va 17,5.18;Va 18,2.10-21. İşlediği iki ana suç (fahişelik ve Mesih imanlılarına karşı zulümler, bknz. Va 17,4-6) nedeniyle Sodom ve Mısır diye adlandırılırlar. Belki de Hristiyanların Mesih’le aynı kaderi paylaştıkları her mekândır.
9 Her oymaktan, her halktan, her dilden ve her ulustan insanlar üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, mezara gömülmelerine izin vermeyecekler.
10 Yeryüzünde yaşayanlar onların bu durumundan sevinç duyacak, mutlu olacaklar. Birbirlerine armağanlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yaşayanlara sıkıntı vermişti.
11 Ama aradan iki buçuk gün geçince, iki peygambere Tanrı'dan yaşam soluğu geldi, ayağa kalktılar. Onları görenler büyük korkuya kapıldılar.
13 ve o saat güçlü bir deprem oldu. Kentin onda biri yıkıldı. Depremde yedi bin kişi öldü. Geriye kalanlar korkuyla doldu ve göğün Tanrısı'na yücelik verdi.
14 İkinci "Vay başına!" dedirten durum geçti. Üçüncü "Vay başına!" dedirtecek durumun çabucak gelmekte olduğunu gördüm.
11,14 Va 9,21’ de ara verilen betimlemeye devam edilir. İkinci “vay başına” Va 9,15-19’ da geçer, üçüncüsü ise Babil’in (Roma’nın) çöküşü olacak, Va 17.
15 Yedinci melek boruyu öttürdü. Gökte gür sesler duyuldu. Şöyle diyordu:"Dünyanın hükümranlığı Rabbimiz'e ve O'nun Mesihi'ne geçti. O, sonsuzlara dek hükümranlık sürecek."
18 Uluslar öfkelendi, ama tanrısal öfken ve ölülerin yargılanacağı zaman geldi. Kulların olan peygamberlere, kutsallara, küçük-büyük, adından korkanlara karşılıklarını vermenin zamanı geldi. Yeryüzünü yok edenleri yok etmenin zamanı geldi."
19 Ardından, gökte Tanrı'nın Tapınağı açıldı. Tapınağının içinde O'nun Antlaşma Sandığı göründü. Şimşekler çaktı; sesler, gök gürlemeleri duyuldu; deprem oldu, şiddetli dolu yağdı.
11,19 Göğün tapınağı artık Yeruşalim’deki tapınak değildir, Va 11,1-2. Yeni Antlaşma’nın sandığını, Çık 25, barındırır: Tanrı’nın halkının ortasında kuracağı nihai konut, bknz. 2Mak 2,5-8;Bil 9,8+.
1 Gökte büyük bir belirti göründü. Güneşi kuşanmış bir kadının ayaklarının altında ay, başında on iki yıldızdan bir taç vardı.
12,1d Dünyanın sonunun öncesinde yaşanacak olayların anlatımını takip eden Va 12-14 bölümü ejderin (bknz. Va 12,3+) Mesih’e ve Mesih imanlılarına karşı savaşından bahseder. Va 12 iki ayrı görünüm birleştirir: ejderin kadına ve soyundan olanlara karşı savaşı, a. 1-6.13-17 ve Mikael’in ejdere karşı savaşı, a. 7-12.
12,1 Sahne Yar 3,15-16’ a uyar. “Kadın” doğum sancılarıyla doğurur, a. 2, Mesih olacak olanı, a. 5. “Ejder”, yani şeytan, a. 9, O’nu yok edemediğinden dolayı kadına doğru yönelir ve ona karşı savaşır, a. 6.13.15. Kadın Mesihsel çağın kutsal kavmini, Yşa 54;Yşa 60;Yşa 66,7;Mik 4,9-10, ve böylelikle kiliseyi temsil eder. Yuhanna belki de Mesih’i doğuran, yeni Havva ve Siyon kızı olan Meryem’i düşünmüş olabilir, bknz. Yuh 19,25.
3 Sonra gökte başka bir belirti göründü: Al renkli, yedi başlı, on boynuzlu, kocaman bir ejderdi bu. Yedi başında krallık simgesi yedi bağ vardı.
12,3 ejder: Şeytandır, a. 9; Va 20,2. İbranice “şeytan” kelimesinin asıl anlamı “suçlayıcı”dır, a. 10 ve Zek 3,1-2; ayrıca Eyü 1,6+. Yahudi geleneklerinde yılan veya ejder kötünün gücünün simgesidir. Bu güç Tanrı ve halkının düşmanıdır ve zamanların sonunda Tanrı tarafından yok edilecektir, bknz. Eyü 3,8+;Eyü 7,12+.
4 Kuyruğu gökteki yıldızların üçte birini ardından sürükleyip yeryüzüne fırlattı. Ejder, doğurması yakın olan kadının önüne dikildi. Çocuk doğar doğmaz onu yutmaktı amacı.
12,4 gökteki yıldızların üçte birini ardından sürükleyip yeryüzüne fırlattı: Şeytan tarafından çekilen kötü meleklerin düşüşüne atıf.
5 Kadın bir erkek çocuk doğurdu; tüm ulusları demir asayla güdecek olan bir oğul. Kadının çocuğu Tanrı'ya ve Tanrı'nın tahtına götürüldü.
12,5 erkek çocuk: Hem şahsi özüyle, hem de yeni İsrail’in başı ya da önderi olarak görülen Mesih, bknz. Dan 7,13’ teki “İnsanoğlu” ve Yşa 42,1+’ deki “Yahve’nin Kulu”.
12,5 Tanrı’ya ve Tanrı’nın tahtına götürüldü: Ejderin düşüşüne neden olacak Mesih’in göğe alınışına ve zaferine atıf.
9 Koca ejder aşağı fırlatıldı. Bütün yeryüzünü kandıran, adı iblis ve şeytan olan şu eski zamanın yılanı yeryüzüne fırlatıldı. Melekleri de birlikte fırlatıldılar.
10 Ve gökte gür bir ses duydum. Şöyle diyordu: "Artık kurtarış, güç ve hükümran-lığın Tanrımız'a geçtiği an geldi. Yetki de Mesihi'nin oldu. Çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı aşağı fırlatıldı. Tanrı önünde gece gündüz onları suçlayan aşağı fırlatıldı.
12 Öyleyse, ey gökler ve orada yaşayan sizler, mutlu olun! Yeryüzünün de, denizlerin de vay başına! Çünkü iblis, zamanının kısıtlı olduğunu bilerek, azgın öfkeyle üzerinize geldi."
17 Ejder kadına çok kızdı, geri kalan soyuyla savaşmak için ortaya çıktı. Onlar Tanrı buyruklarını tutan ve İsa'nın tanıklığını taşıyan kişilerdir.
12,17 Tanrı buyruklarını tutan ve İsa’nın tanıklığını taşıyan kişiler: İmanlıları ayırt edebilmeyi sağlayan çift işaret, Va 14,1; bknz. Va 14,12;Va 20,4;Va 1,1.9 ve Rom 8,29.
18 Ejder denizin kıyısındaki kumun üstünde dikildi.
1 Sonra denizden on boynuzlu, yedi başlı, boynuzlarının her birinde krallık simgesi on bağ, başlarında da sövgü adları olan bir canavar çıktığını gördüm.
13,1-10 Bu yeni görünüm Dan 7’ den etkilendi. Va 17,10.12-14’ e göre (Ak-)denizden çıkan canavar Roma İmparatorluğu’dur. Roma ise kendisine Tanrısal güçler talep ederek Mesih’e ve kilisesine karşı ayaklanan tüm güçleri temsil eder (ünvanları, a. 1, bknz. Dan 11,36;2Se 2,4). Yedi baş ve yedi boynuz gücü simgeler, Va 17,3.7-12’ de tekrardan ele alınacaklar.
2 Canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı da aslan ağzı gibiydi. Ejder gücü de, tahtını da ona verdi. Bunun yanı sıra geniş ölçüde yetki de verdi.
3 Canavarın başlarından birinde ölümcül gibi görünen bir yara vardı. Ama bu ölümcül gibi görünen yara iyileşti. Tüm yeryüzü şaşırıp canavarın ardından gitti.
13,3 ölümcül gibi görünen yara iyileşti: Aslında “iyileştirildi, tedavi edildi”. “Dirilen Nero” rivayetine gönderme. Canavar, ölen ve dirilen Mesih’in karikatürüdür.
4 İnsanlar ejdere tapındılar; çünkü yetkiyi canavara vermişti. Şu sözleri söyleyerek canavara tapındılar: "Canavar gibisi var mı? Kimin gücü yeter onunla savaşmaya?"
13,4 canavar gibisi kim var: bknz. Mikael isminin anlamı, Va 12,7.
5 Canavarın ağzı abartılı sözler söylemek ve sövmek için özgür bırakıldı. Bunun yanı sıra kendisine kırk iki ay tanındı, bu süre içinde dilediği gibi davranma yetkisi verildi.
8 Yeryüzünde yaşayanların tümü kendisine tapınacaklar. Bunlar boğazlanan Kuzu'nun yaşam kitabında dünyanın kuruluşundan bu yana adı yazılmamış olanlardır.
10 Her kim tutsak düşecekse tutsaklığa gider, her kim kılıçla öldürürse kılıçla öldürülmeli. İşte kutsallara gerekli olan sabır ve iman!
13,10 her kim kılıçla öldürülecekse: Bazı metinlerde “öldürecekse” diye geçer. Cümlenin yorumlanması zordur. “Kilise zulümcülerine karşı pahası ne olursa olsun mantığına düşüp direnç göstermemeli, ama yine de sıkı kalmalı” ya da “Zulümcülerin Tanrı tarafından cezalandırılışı kaçınılmazdır” anlamlarını taşıyabilir, bknz. Va 14,11-12;Mez 5,10+;Yer 15,2;Mat 26,52.
Canavarın Hizmetindeki Yalancı Peygamber
11 Sonra karadan çıkan başka bir canavar gördüm. Kuzu boynuzuna benzer iki boynuzu vardı, bir ejder gibi konuşuyordu.
13,11 başka bir canavar: Daha sonra “yalancı peygamber” diye adlandırılacak, Va 16,13;Va 19,20;Va 20,10. Yuhanna, “İnsanoğlu’nun” dönüşünü anlatmadan önce, Va 14,14-20; bknz. Va 19,11d;Mat 24,30, Mesih tarafından önceden duyurulan yalancı Mesihler’in (birinci canavar) ve yalancı peygamberlerin (ikinci canavar) eylemlerini gösterir, Mat 24,24, bknz. 2Se 2,9.
14 İlk canavarın önünde belirtiler göstermek için kendisine verilen yetkiyi kullanarak, yeryüzünde yaşayanları kandırıyordu. Kılıç yarası aldıktan sonra yine yaşayan canavarın bir benzerini yapmaları için yeryüzünde yaşayanlara buyruk veriyordu.
13,14 belirtiler: Kutsal Ruh, Mesih’e imanı uyandırmak için kilisesinde mucizevi belirtiler yapar İkinci canavar Ruh’u taklit etmeye çalışır; ejder ve ilk canavar da Baba’yı ve Oğul’u taklit etmeye çalışıyorlardı, Va 13,3. Ejder, birinci ve ikinci canavar kutsal üçlü birliğin bir karikatürüdür.
15 İlk canavarın benzerine soluk vermesi için kendisine yetki verildi. Öyle ki, canavarın benzeri konuşabilsin ve kendisine tapınmayan herkesi ölüme çarptırabilsin.
17 Öyle ki, kendisinde işaret --yani canavarın adı ya da adının sayısı-- bulunmayan, ne bir şey satın alabilsin, ne de bir şey satabilsin!
18 İşte bilgeliğe çağrı. Aklı olan canavarın sayısını hesap etsin: Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı ise altı yüz altmış altıdır.
13,18 altı yüz altmış altı: Bazı metinlerde “altı yüz on altı”. Yunanca ve İbranice alfabelerinde her bir harfin bir sayı değeri vardır. Bir ismin sayısını bulmak için de bu ismin harflerine ait değerler birbirine eklenirdi. 666 sayısı İbranice alfabeye göre Sezar-Nero; 616 sayısı da Yunan alfabesine göre Sezar-Tanrı diye okunabilir.
1 Sonra Siyon Dağı'nda Kuzuyu ve O'nunla birlikte yüz kırk dört bin kişinin durduğunu gördüm. Alınlarında Kuzu'nun ve Babası'nın adı vardı.
14,1-5 Yuhanna, canavarın sayısıyla mühürlenen canavar yandaşların karşısına kuzuya sadık kalanları koyar, Va 5,6+, onlar da kuzunun ve Babası’nın ismiyle mühürlendiler, Va 7,4;Va 12,17+: Mesih’e sadık kalanların büyük kalabalığıdır, Va 6,4-17. Siyon Dağı, halkını kurtarmaya ve toplamaya gelecek olan Mesih’in görüneceği mekân olarak görülüyordu, Yuh 3,5, bknz. ayrıca Va 2,27.
2 Ardından, gökten çağlayan suların ve güçlü gök gürlemesinin sesini ansıtan bir ses duydum. Duyduğum ses lir çalanların çıkardığı sese benziyordu.
3 Tahtın, dört yaratığın ve İhtiyarlar'ın önünde yeni bir ezgi söylüyorlardı. Yeryüzünden kurtulmalık karşılığında satın alınan yüz kırk dört bin kişiden başka hiç kimse bu ezgiyi öğrenemiyordu.
14,3 yeni bir ezgi: Musa Mısır’dan kurtuluşu bir ezgiyle kutlamıştı, Çık 15,1-21, bknz. Va 15,3-4. Yeni ezgi de Tanrı halkının yeni kurtuluşunu ve boğazlanmış kuzu tarafından kurulan yeni düzeni över.
4 Bunlar kadınlarla ilişki sonucu lekelenmeyenlerdir. Çünkü hepsi paktırlar. Kuzu her nereye giderse O'nun ardından gidenlerdir. İnsanlık içinden Tanrı'ya ve Kuzu'ya kurtulmalık karşılığında satın alınan ilk üründürler.
14,4 paktırlar: harfiyen “bakireler; erdenler”. Mecazi anlamda anlaşılmalı: Şehvet putlara tapınmanın resmidir, bknz. Hoş 1,2+. “Yüz kırk dört bin kişi”, satın alınan, Va 5,9, doğru ve sadık, a. 5, kişiler, putlara tapınmayı reddettiler ve böylece kuzuyla nişanlandırılabilirler, bknz. Va 19,9;Va 21,2;2Ko 11,2.
14,4 O’nun ardından gidenlerdir: İsrail Çıkış zamanında nasıl Yahve’yi takip etmişse kurtulanların yeni kavmi de kuzuyu takip ederek çöle gider, bknz. Yer 2,2-3. Çölde yeni bir nişan kutlanılacaktır, Hoş 2,12-21.
14,4-5 Kurban ifadeleri: “İlk-ürünler” bütün hasılatı temsil eder, Yas 26,2, ilk doğanlar bütün aileyi, Say 3,12, vs. Tanrı’ya sunulan adaklar “suçsuz”, hatasız olmalılar, Çık 12,5;1Pe 1,19.
6 Sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. Yeryüzünde yaşayanlara müjde vermek için, sonsuza dek geçerli olan Sevindirici Haber'i taşıyordu. Her ulusa, her oymağa, her dile, her halka
14,6-13 Üç melek gelir ve tanrısız zulümcüleri tövbeye çağırırlar, ancak tanrısızlar bu daveti reddedecekler, Va 16,2.9.11.21; bknz. Va 15,5+.
8 Onu ikinci bir melek izledi. Şöyle diyordu: "Yıkıldı! Zina hırsının şarabından tüm uluslara içirten koca Babil yıkıldı!"
14,8 Yıkıldı! ... Babil yıkıldı!: Gelecekte gerçekleşecek olan olaylar şimdiden gerçekleşmiş olarak gösterilir (“peygambersel geçmiş zaman”).
14,8 zina hırsının şarabından: Bazı metinler “öfke şarabından” ya da “zina hırsının öfke şarabından” diye yazar, Va 18,3. “Öfke şarabı” ya da “gazap kâsesi” resmi peygamberlerde sıkça görülür, bknz. Yşa 51,17+, puta tapanlara vaat edilen Tanrı öfkesidir.
10 Tanrı'nın kızgınlık kâsesine saf olarak boşaltılan kızgınlık şarabından içecek, kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde kükürt ateşiyle işkence çekecektir.
14,10 kükürt ateşi: Ateş ve kükürt gölü kötülerin cezalarını çektikleri mekândır, bknz. Va 19,20;Va 20,10;Va 21,8.
11 Onlara işkence çektiren ateşin dumanı sonsuza dek yükselecektir. Canavara ve benzerine tapınanlar, adının işaretini koyduranlar gece gündüz rahat nedir bilmeyecekler."
13 Gökten konuşan bir ses duydum: "Yaz! Bundan böyle Rab'be bağlı olarak ölenlere ne mutlu!" Ruh, "Evet, emeklerinden böylece rahata kavuşsunlar" diyor, "Çünkü yaptıkları onları izliyor."
14,13 Tanrısızların cezalandırılışı ile imanlıların ölümlerinden sonra tadacakları mutlu sükûnet arasında belirgin bir fark açığa çıkar, bknz. Va 6,9-11.
14 Sonra baktım, beyaz bir bulut göründü. Bulutun üzerinde İnsanoğlunu andıran biri oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde de keskin bir orak vardı.
14,14-20 Hasat ve bağ bozumu burada ilan edilen ve Va 19,11-20’ de betimlenecek olan tanrısal yargının iki resmidir.
15 Tapınaktan başka bir melek çıktı, bulutun üzerinde oturana gür sesle bağırdı: "Orağını sal ve biç! Çünkü hasat zamanı geldi, yeryüzünün biçilecek ürünü olgunlaştı."
17 Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. Onun elinde de keskin bir orak vardı.
18 Bu kez sunaktan başka bir melek çıktı; onun da ateş üzerinde yetkisi vardı. Elinde keskin orak bulunana gür sesle bağırdı: "Keskin orağını sal, bağ bozumu geldi, yeryüzünün üzüm salkımlarını topla. Çünkü üzümleri olgunlaştı!"
14,18 sunaktan başka bir melek çıktı: Sunaktan iman şahitlerinin kanı, Va 6,9;Va 11,1, ve kutsalların duası, Va 8,3-5;Va 9,13, yükselir, melek de adalet dilemek üzere onu Tanrı’nın önüne taşır.
1 Sonra gökte görkemli, olağanüstü başka bir belirti gördüm: Ellerinde en son yedi büyük sıkıntıyı taşıyan yedi melek. Çünkü Tanrı'nın kızgınlığı bunlarla sona eriyordu.
15,1-16,21 Yedi tasın görünümü Va 8,2d’ den sonraki yedi boru görünümünü bir devam şeklinde ele alır. a. 3-5 arasında ise seçilmişlerin onları kurtaranı övmek için söyledikleri bir ilahiye yer verilir.
2 Sonra cam gibi, ateşle karışık bir deniz gördüm. Cam denizin üstünde, ellerinde Tanrı'nın harplarını tutanlar duruyordu. Bunlar canavara, benzerine ve adını simgeleyen sayıya karşı zafer kazanmış olanlardır.
3 Tanrı kulu Musa'nın ve Kuzu'nun ezgisini söylüyorlardı: "Yaptıkların görkemli ve olağanüstüdür, Ey Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı. Yolların hak ve gerçektir, Ey ulusların Kralı.
15,3 Musa’nın ezgisini: Musa’nın Ezgisi gibi, Çık 15, Kuzu’nun Ezgisi de bir kurtuluş ilahisidir, Va 14,1. Kutsal Kitap’ta geçen temalar ele alır ve aslında yargının şiddetinden çok Tanrı’nın ve O’na ait olanların zaferini hatırlatır.
5 Bu olaylardan sonra tapınağın gökteki tanıklık çadırının açıldığını gördüm.
15,5d Babil, yani Roma üzerine düşecek yedi belaların (“büyük sıkıntıların”), a. 1., anlatımına devam edilir. Va 8-9’ da olduğu gibi Mısırlılara gönderilen belaları hatırlatırlar. Bununla görevli melekler göğün gerçek tapınağı olan çadırdan çıkarlar, Va 11,19. Bir Tanrı görünümü sahnesinde adalet litürjilerini yerine getirirler.
8 Dördüncü melek tasını güneşe boşalttı; insanları ateşle kavurmak için güneşe yetki verildi.
9 İnsanlar cayır cayır yanıp kavruldular. Ve bu büyük sıkıntılar üzerinde yetkisi olan Tanrıya sövdüler. Günahlarından dönmediler, O'na yücelik vermediler.
14 Bunlar belirtiler yapan cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın Büyük Günü'nde kopacak savaş için, yeryüzündeki bütün hükümranları bir araya toplamak amacıyla onlara giderler.
16,14 bir araya toplamak: Mesih tarafından yok edilişlerinden önce bütün putperest halkların toplanması.
16 Cinlerin ruhları yeryüzündeki hükümranları İbranice Armagedon denen yerde bir araya topladılar.
16,16 Armagedon: Yani Megiddo’nun dağı. Meggido, Karmel dağına bitişik ovada kalan bir şehir, kral Yoşiya’nın yenilgisinin yeridir, 2Kr 23,29d, burada toplanan ordular için bozgun sembolüdür, bknz. Zek 12,11.
17 Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Gökteki tapınağın tahtından gür bir ses yükseldi. "Her şey yerine geldi!" diyordu.
18 Ardından sesler, gök gürlemeleri duyuldu; şimşek parıltıları ve güçlü deprem oldu. Yeryüzünde insan var oldu olalı benzeri görülmemiş, güçlü bir depremdi.
1 Yedi tası taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. "Gel!" dedi, "Bol sular üzerinde oturan büyük fahişenin yargısını göstereceğim sana.
17,1d Bu bölümün bazı ayrıntılarını yorumlamak oldukça zordur, özellikle a. 9-11.
17,1 büyük fahişe: Yeruşalim gibi, Va 21,9, Babil kenti de bir kadın tarafından kişileştirilir, bknz. Va 12,1;Dan 4,30+. Puta tapan Roma’yı simgeler, Va 2,14+;Va 18,3;Hoş 1,2+, bknz. Va 14,4: a. 3-7 arasında ihtişamlı ve cazip bir fahişe olarak tasvir edildikten sonra, önceki görünümlerde vaat edilen ve hazırlanan “ceza yargısının”, a. 1, infazını yaşayacak.
17,1 bol sular üzerinde: Aslında “büyük suların yanında”. Resim a. 15’de açıklanır.
3 Melek beni Ruh'un yönetiminde çöle götürdü. Kızıl bir canavarın üstünde oturan bir kadın gördüm. Canavar kutsallık kavramına karşı baştanbaşa sövgü adlarıyla doluydu. Yedi başı, on boynuzu vardı.
17,3 “Yedi baş” Roma’nın yedi tepesidir, a. 9, “on boynuz” da İmparatorluğun boyunduruğunu atacak olan yardımcı krallardır, a. 12.16. Canavar, a. 3.7-8, Va 13’ deki canavardır. a. 8’in başlangıcı canavarla dalga geçmek üzere Tanrı ve Mesih ünvanlarının, Va 1,4+;Va 1,18, deformasyonudur.
4 Kadın erguvani ve kırmızı giysiler kuşanmıştı. Altınla, değerli taşlarla, incilerle be-zenmişti. Elinde altın bir bardak tutuyordu. Bu bardak zinanın iğrenç, kirli eylemleriyle doluydu.
6 Kadının kutsalların ve İsa'ya tanıklık uğruna ölenlerin kanıyla sarhoş olduğunu gördüm.
17,6 Roma’nın zulümleri hem putlara tapmayı, a. 4, hem de cinayetleri, a. 6, kapsardı. Hez 16,36-38;Hez 23,37-45 aynısını Yeruşalim’e söylemişti.
Canavar ve Fahişe İmgesinin Yorumu
6b Onu görünce çok şaşırdım.
7 Melek bana, "Niye şaşırdın?" dedi, "Kadının ve onu taşıyan yedi başlı, on boynuzlu canavarın sırrını sana bildireceğim.
8 Gördüğün canavar önceden vardı, şimdi yoktur. Derinler'den çıkıp mahva gidecektir. Yeryüzünde yaşayanlar --dünyanın başlangıcından bu yana adları yaşam kitabında yazılmamış olanlar-- canavarı görünce şaşıracaklar. Çünkü o önceden vardı, şimdi yok, ama yeniden ortaya çıkacak. .
17,8-18 Canavar sembolizmde burada iki değişik hat ayırt edilebilir, a. 8-9.15-18 ve a. 10.12-14. Canavarın üstünde oturan kadın kendisini güçlü sanır, ama bozgununa doğru ilerliyor.
14 Kuzu'yla savaşacaklar ve Kuzu onları yenecek. Çünkü O rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır. O'nunla birlikte olanlar çağrılanlardır, seçilenlerdir, kendilerine güvenilenlerdir."
15 Melek sözlerini sürdürdü: "Gördüğün o sular --fahişenin oturmakta olduğu sular-- birçok halk, toplum, ulus ve dildir.
16 Gördüğün on boynuza gelince, canavarla birlikte fahişeye kin besleyeceklerdir. Onu yıkıma götürecek, çırılçıplak edecek, etini yiyecek, yakıp küle dönüştürecekler.
17 Çünkü amacı uyarınca davranmalarını, Tanrı'nın sözleri sonuçlanıncaya dek aynı düşüncede olmalarını, hükümranlıklarını da canavara vermelerini Tanrı onların yüreğine koymuştur.
18 Gördüğün kadın dünya kralları üzerinde yetkisi olan o koca kenttir."
1 Bundan sonra gökten başka bir meleğin indiğini gördüm. Geniş yetkisi vardı. Yüceliği nedeniyle yeryüzü aydınlığa boğuldu.
18,1-3 Önceden duyurulan ceza, Va 17, şimdi oldukça yakındır, a. 1-3, ve imanlılar günahkârların saldırılarına karşı korunmaya alındıktan sonra gerçekleşecek, a. 4; Va 3,10+.
2 Gür bir sesle bağırarak şöyle dedi: "Yıkıldı! Koca Babil yıkıldı! Cinlerin konutu oldu. Her kötü ruhun sığınağı oldu. Her kötü, tiksindirici kuşun barınağı oldu.
3 Çünkü zina hırsının kızgın şarabından tüm uluslar içti. Dünya kralları da onunla zina etti. Dünya tüccarları onun aşırı yaşayışından sağlanan gelirle zengin oldu."
4 Ardından, gökten başka bir ses duydum. Şöyle diyordu: "Onun günahlarına ortak olmamak, Onun büyük sıkıntılarını çekmemek için Ondan uzaklaş, ey halkım!
7 Kendini yücelttiği, aşırı yaşama yöneldiği ölçüde Sıkıntı ve yas çektirin ona. Çünkü yüreğinin içinden, 'Tahtımda bir kraliçeyim, dul değilim, hiç yas görmeyeceğim' diyor.
8 İşte bunun içindir ki, büyük sıkıntılar başına bir günde gelecek. Ölüm, yas, kıtlık! Onu ateşte yanmak bekliyor. Çünkü onu yargılayan Tanrı güçlü olan Rab'dir."
9 Onunla zina eden, aşırı yaşamından zevk alan dünya kralları onun yanmasıyla çıkan dumanı görünce ağlayıp dövünecekler.
18,9-24 Üç feryat: Dünya kralları, a. 9-10, dünya tüccarları, 11-17a, denizciler, a. 17b-19. Yer 50-51 ve Hez 26-28’ den esinlenmiş bir bölüm.
10 Çektiği işkencenin verdiği korkuyla uzakta durup şöyle diyecekler: "Vay başına o koca kentin! Vay başına, güçlü kent Babil'in! Çünkü yargın bir saatte geldi."
11 Dünya tüccarları onun için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü artık malları satın alan yok.
12 Her çeşit malı Altın, gümüş, değerli taşlar, inciler, ince keten, erguvan çiçeği rengi kumaşlar, ipek, al kumaşlar, her tür kokulu ağaç, fildişinden yapılmış çeşitli eşyalar, en değerli ağaçlardan, bakırdan, demirden, mermerden yapılmış çeşitli eşya,
13 tarçın, baharat, buhur, sümbül kokuları, günlük, şarap, zeytinyağı, irmik, buğday, büyük baş hayvan, koyun, at, taşıt araçları, köleler ve insan canları!
14 "Canının çektiği meyveler elinden gitti, görkem ve parlaklık seni bıraktı, yok oldu. Artık bunları sende bulan olmayacak."
17 Çünkü böylesi zenginlik bir saat içinde yıkıma uğradı." Tüm kaptanlar, deniz yolculuğuna çıkanlar, gemiciler, tüm deniz işlerinde çalışanlar uzakta durdular.
18 Onun yanmasıyla çıkan dumana bakarak, ‘Şu koca kent gibi bir kent daha var mı?" dediler.
19 Sonra başlarına toprak serptiler. Ağlayıp yas tutarak bağırdılar ve, “Vay başına koca kentin, vay başına onun!" dediler, "Denizde gemisi olanların tümü onun varlığından zenginleşti. Oysa bir saat içinde yıkıma uğradı.
21 Ardından, güçlü bir melek büyük, değirmen taşı gibi bir taş aldı. Şunları söyleyerek taşı denize fırlattı: "Koca kent Babil de böyle yıkıcı saldırıyla fırlatılacak. Bundan böyle izi bile kalmayacak.
18,21 Meleğin bu sembolik hareketinden sonra a.19-20’nin konusuna devam edilir. a. 21’e ise a. 24’de devam edilir. Bu sahne Va 18,1-3’ ü tamamlar: Babil putlara taptığı için, Va 18,1-3; bknz. Va 17,4, ve Hristiyanları zulüm ettirdiği için, Va 18,24, yok edilecek.
22 Artık sende ne lir çalanların, ne ezgi okuyanların, ne neyzenlerin, Ne de borazancıların sesi duyulacak. Artık sende hiçbir sanat kolunun sanatçısı kalmayacak. Artık sende değirmen sesi duyulmayacak.
23 Artık sende şamdan ışığı yanmayacak. Artık sende gelin güvey sesi duyulmayacak. Çünkü senin tüccarların dünyanın ileri gelenleriydi. Çünkü büyücülüğünle bütün ulusları kandırdın.
1 Bundan sonra, gökte büyük bir topluluğun güçlü sesine benzer bir ses duydum. Şöyle diyordu: "Halleluya! Kurtarış, yücelik ve güç Tanrımız'ındır,
19,1-8 Va 18,20’ de ara verilen ve 18’de anlatılanların zıtı gibi duran övgü ilahileri. Babil’in yıkılışına eşlik ederler. Özgür kılınan Tanrı kavminin kurtuluşu “kuzunun düğünü” resmiyle duyurulur, a. 6-8, bknz. Va 21,9.
19,1 Halleluya: Yahudi litürjilerinde kullanılan bir çağrı (“Yahve’yi övün”), Mez 111,1;Mez 113,1+ vs., YA’te sırf burada geçer: Va 19,1.3.4.6.
6 Ardından büyük bir topluluğun sesine benzeyen, çağlayan suların sesini andıran, güçlü gök gürlemelerine benzeyen sesler duydum. "Halleluya! Çünkü Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrımız hükümranlık ediyor" diyorlardı,
10 Bunun üzerine, ona tapınmak için ayaklarına kapandım. Ama o, "Sakın böyle bir şey yapmayasın!" dedi, "Ben İsa'nın tanıklığını taşıyanların hizmet arkadaşıyım. Senin de hizmet arkadaşınım. Tanrı'ya tap!" İsa'ya tanıklık, peygamberlik ruhudur.
19,10 Yuhanna ayaklarına kapanmak ister, ancak melek ona, kendisinin de Tanrı’nın hizmetinde bulunduğunu hatırlatır, Va 1,1;Va 22,8-9, belki göksel güçlere tapınmayı önlemek üzere yapılan bir uyarıdır, Kol 2,18;İbr 1,14;İbr 2,5.
19,10 İsa’ya tanıklık: Aslında “İsa’nın tanıklığı”. Bu tanıklık, İsa tarafından tescillendirilen Tanrı sözüdür. Her Hristiyan’ın kendisinde barındırdığı bu söz, Va 1,2;Va 6,9;Va 12,17;Va 20,4, peygamberleri esinler.
11 Sonra göğün açıldığını gördüm. Baktım, beyaz bir at. Binicisinin adı da 'Güvenilir' ve 'Gerçek. Adaletle yargılıyor, savaşıyor.
19,11-12 Zamanların sonuna geldik. Va 14,8.14-15’ de duyurulan ve Va 16,19-20;Va 17,12-14’ de gerçekleşen Babil’in yıkılışından sonra güvenilir Mesih, Va 3,14+, Rab’bin gününü tamamlar, Amo 5,18+, kilisenin düşmanları olan canavar ve yalancı peygamberleri yok ederek. Bu yargıyı anlatan resimler, a. 11-16, öncekileri gibi, Va 12,5;Va 14,6-20;Va 17,14, EA’in peygamberlerinden esinlendiler.
13 Kana batmış bir giysi kuşanmış. Adı 'Tanrı Sözü' diye biliniyor.
19,13 kana batmış bir giysi: Yşa 63,1’ e atıf. Halkının düşmanlarını karşı kazanacağı kanlı zaferin sembolü, bknz. Va 5,5.
19,13 Galip gelen atlının isimleri, a. 12.13.16, değişik bakış açılardan kim olduğunu açıklarlar. Kimsenin tanımadığı tanrısal ismin yanına, a. 12, burada geçen “Tanrı sözü” ismi onu Tanrı’nın etkin vahiysi, bknz. Yuh 1,1.14, ve yargılarının infaz edicisi olarak belirtir, Va 20,11-12;Va 22,12, bknz. Bil 18,14-18.
15 Ağzından keskin bir kılıç çıkmakta. Bununla ulusları vuracak. Onları demir bir asayla güdecek. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın kızgınlığının ölmesiyle kabaran şarabı hazırlamak için, üzüm basılan teknedeki üzümü O çiğneyecek.
19,15 üzüm basılan teknedeki üzümü O çiğneyecek: Öfkesinin büyük gününde seçilmiş halkın düşmanlarının Tanrı tarafından yok edilişini simgeleyen, peygamberlerin de sıkça kullandığı bir resimdir, bknz. Yar 49,9-12;Yer 25,30;Yşa 63,1-6;Yoe 3,13;Sef 1,15. “öfke şarabı” hakkında ise bknz. Va 14,8.19-20;Yşa 51,17+.
16 Giysisinin ve kalçasının üzerinde şu ad yazılıdır: KRALLARIN KRALI, RABLERİN RABBİ.
19,16 kralların Kralı, rablerin Rabbi: Hükümdarın ünvanları, bknz. Va 17,14;Flp 2,9-11, canavarın Tanrı sövücü isimlerine sınırsız bir şekilde üstündür, Va 13,1;Va 17,3.
17 Bundan sonra baktım, güneşte duran bir melek gördüm. Gür bir sesle göğün ortasında uçan tüm kuşları çağırdı: "Gelin, Tanrı'nın büyük şöleni için toplanın.
18 Kralların etini, komutanların etini, güçlülerin etini, atların ve atlıların etini, hem özgürlerin hem kölelerin, hem küçüklerin hem büyüklerin, kısacası tüm insanların etini yemek için toplanın."
19 Sonra canavarla dünya krallarının ve ordularının, at üstünde oturanla ve ordularıyla savaşmak için bir araya geldiklerini gördüm.
20 Canavar ve onunla birlikte yalancı peygamber tutsak alındı. Canavarın işaretini taşıyanları ve benzerine tapınanları, canavarın önünde yaptığı belirtilerle kandıran yalancı peygamberdi bu. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldılar.
19,20 Canavarın ... peygamberdi bu: Va 13’ de anlatılanların özetidir.
2 Ejderi, iblis ya da şeytan denen şu eski yılanı yakalayıp bin yıllık süreyle bağladı.
20,2 İki canavar ve onların ordularından sonra şimdi de onların önderi olan ejder yok edilir.
20,2 Cezalandırma iki aşamada gerçekleşir: Şeytan bin yıl süresince aciz olacak ve iman şehitleri hükümdarlık sürecek, bknz. Va 12,7-12; sonra ise, a. 7-10, ordularının nihai yok edilişinden önce tekrardan ayaklanacak.
3 Onu Derinler'e attı. Bin yıl doluncaya dek ulusları kandırmasın diye, konulduğu yeri kapayıp üstüne mühür vurdu. Bu süre sonunda kısa bir dönem için çözülmesi gerekiyor.
4 Sonra tahtlar gördüm, onlara insanlar oturdu. Yargılama yetkisi verildi kendilerine. İsa'nın tanıklığı ve Tanrı'nın sözü için boğazlananların canlarını gördüm. Canavara da, benzerine de tapınmamış, alınlarına ya da ellerine onun işaretini almamışlardı. Bunlar yeniden yaşama kavuştu ve Mesih'le birlikte bin yıl hükümranlık ettiler.
20,4 İman şehitlerinin bu “dirilişi”, bknz. Yşa 26,19;Hez 37, semboliktir: Roma zulümlerinin bitişinden sonra kilisenin yenilenmesidir. Bu yenilenme süreci ejderin tutukluluk dönemi kadar sürecek. Sunağın dibinde bekleyen kutsallar, Va 6,9-11, bundan böyle mutluluk içerisinde Mesih’le yaşayacaklar. “Bin yıllık hükümranlık” Tanrı hükümranlığının yeryüzündeki dönemine (Roma’nın yıkılışından Mesih’in gelişine kadar, Va 20,11d) özdeştir. Aziz Agustinus’a (ve birçok kişiye) göre “bin yıl” Meish’in dirilişiyle başlar, “birinci diriliş”, a. 5, de vaftizdir, bknz. Rom 6,1-11;Yuh 5,25-28. Eski geleneklerin bir önemli akınıma göre ise ayet harfiyen yorumlanılmalı: İman şehitlerinin bu birinci (gerçek) dirilişinden sonra Mesih tekrardan dünyaya gelip imanlılarıyla bin yıl hükümdarlık sürecek. Harfiyen anlaşılan böyle bir “bin yılcılık” kilise tarafından hiç bir zaman onaylanılmadı.
6 İlk dirilişte payı olan mutludur, kutsaldır. İkinci ölümün onlara etkisi yoktur. Onlar Tanrı'nın ve Mesih'in kâhinleri olacaklar ve O'nunla birlikte bin yıl hükümranlık edecekler.
20,6 ikinci ölüm: “Bedensel ölümün” aksine “ebedi ölüm”, bknz. Va 21,8.
20,6 hükümranlık edecekler: Va 5,9-10’ da duyurulan bu hükümdarlık “Yeni Yeruşalim” sembolüyle betimlenecektir, Va 21,9-22,2 ve Va 22,6-15.
7 Bin yıl dolunca, şeytan kapatıldığı yerden çözülecek.
8 Yeryüzünün dört köşesindeki ulusları kandırmak için yerinden çıkacak. Gog ile Magog'un ordularını savaş için bir araya toplamaya gidecek. Onların sayısı denizin kumu gibidir.
20,8 Gog ile Magog: Hez 38-39’ da “Magog (ülkesinin) kralı Gog” diye geçer. Burada ise bu iki isim, zamanların sonunda kiliseye karşı birleşen putperest halkları simgeler.
9 Bunlar yeryüzünü boydan boya aştılar, kutsalların toplandığı yeri ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş indi ve onları yiyip yuttu.
20,9 kutsalların toplandığı yeri ve sevilen kenti kuşattılar: Başkenti Yeruşalim olan yeni “vaat edilen topraklar” bu son işgal girişimine karşı direnecek, bknz. Luk 21,24. Bütün kiliseyi simgeler.
10 Onları kandıran iblise gelince, ateş ve kükürt gölüne atıldı. Canavarla yalancı peygamber de oradadır. Sonsuzlara dek, gece gündüz işkence çekecekler.
12 Sonra küçük-büyük ölülerin tahtın önünde durduğunu gördüm. Kitaplar açıldı. Derken başka bir kitap açıldı. Bu yaşam kitabıdır. Ölüler yaptıklarına yaraşır biçimde kitaplarda yazılı olanlar uyarınca yargılandı.
21,1 yeni bir gök ve yeni bir yer: Bu ifade Yşa 65,17 ve Yşa 66,22’ de Mesihsel çağın yenilenmesinin sembolüydü. Mesih’ten sonra ise, bknz. Mat 19,28;2Pe 3,13, Pavlus daha gerçekçi bir bakış açısı sunar: Bütün evren bir gün yenilenecek, geçiciliğin köleliğinden kurtarılacak ve Tanrı’nın yüceliği sayesinde tamamen değişmiş olacak, Rom 8,19+.
21,1 Canavarın barınağı ve kötünün sembolü olan deniz, Eyü 7,12+, Mısır’dan çıkış günlerinde olduğu gibi yeni İsrail’in zafer yolundan çekilecektir, bu sefer de nihai bir şekilde, bknz. Yşa 51,9-10;Mez 74,13.14;Eyü 26,12-13;Yşa 27,1.
3 Tahttan gür bir ses duydum. Şöyle diyordu: "İşte bakın, Tanrı'nın konutu insanlarla birlikte! Tanrı insanlarla bir arada yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacak. Tanrı da onlarla birlikte olacak
7 Zafer kazanan bunları miras alacak. Onun Tanrısı olacağım, o da benim çocuğum olacak.
21,7 EA’e göre “Tanrı’nın Oğlu” ünvanı Davut’un soyundan olan Mesihsel krala tahta çıkacağı gün verilecekti, 2Sa 7,14+. İsa dirilişi sayesinde “Tanrı’nın Oğlu” ilan edildi, Haİş 2,36+;Rom 1,4+;İbr 1,5. O ise bu ünvanı O’na iman edenlere de verir, Yuh 1,12+.
8 Korkaklara, imanı olmayanlara, iğrençlikte yuvarlananlara, adam öldürenlere, zina edenlere, büyücülere, yalancı ilahlara tapınanlara, tüm yalancılara gelince, bunların yeri ateşle ve kükürtle yanan göldedir. Bu, ikinci ölümdür."
21,8 ikinci ölüm: Ebedi ölüm, Va 20,6. Yutan ateş de suyun, a. 6, karşıtıdır, ikisi de semboliktir.
9 Ardından, ellerinde sonuncu yedi büyük sıkıntıyla dolu tasları taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. "Gel!" dedi, "Sana gelini göstereceğim. Kuzu'nun gelinini."
21,9-22,15 “Kutsal Yeruşalim kentinin”, a. 10, bu tasviri Hez 40-48’ den etkilendi. Kent Mesihsel Yeruşalim’dir, çünkü putperestler hala mevcutlar, Va 21,24 ve gerçek Tanrı’ya dönme imkanları hala sürüyor, Va 22,2, fakat aynı zaman şimdiden göksel Yeruşalim’dir ve son ebedi tamamlamasını beklemektedir.
10 Melek beni Ruh yönetiminde kocaman, yüksek bir dağa götürdü. Göğün içinden, Tanrı'dan inmekte olan kutsal Yeruşalim Kenti'ni gösterdi.
21,10 Mesihsel ve ebedi kurtuluş Tanrı’nın bir armağanıdır.
12 Kentin on iki katlı büyük, yüksek bir duvarı vardı. Kapılarda on iki melek duruyordu. Kapıların üstünde İsrailoğulları’nın iki oymağının adları yazılıydı.
13 Doğu yönünde üç kapı, kuzey yönünde üç kapı, güney yönünde. üç kapı, batı yönünde üç kapı vardı.
14 Kentin duvarı on iki temel taşı üzerine kurulmuştu. Bunların üstünde Kuzu'nun on iki habercisinin on iki adı yazılıydı.
21,14 Yeni kavmin mükemmelliği eski kavimde bir ön resim şeklinde mevcuttu: İsrail kavmin on iki oymağı ile on iki havari özdeşleştirilir, bknz. Mat 19,28p;Mar 3,14p;Ef 2,20. Bu betimlemede, on iki ile çarpılan tüm sayılar aynı mükemmellik fikrini vurgularlar.
15 Kenti, kapılarını ve duvarını ölçmek için, benimle konuşanın elinde altından yapılmış bir ölçme çubuğu vardı.
16 Kentin yayıldığı yüzey dörtgendi. Uzunluğu kadar genişliği vardı. Melek çubukla kenti ölçtü: İki bin dört yüz kilometre. Uzunluğu, genişliği, yüksekliği birbirine eşitti.
21,16 dörtgendi: Mükemmellik işareti.
21,16 iki bin dört yüz kilometre: Aslında “on iki bin stadia”. 12 (yeni İsrail’in sayısı) ile 1000’in (çokluk) çarpımından oluşan sembolik bir sayı.
17 Melek kentin duvarını da ölçtü. Meleğin ölçüsüne göre --insanın kullandığı ölçüdür bu-- altmış beş metreydi.
18 Duvarı yeşimden yapılmıştı. Kent ise som altındandı. Cam gibi parlaktı.
20 Beşincisi damarlı akik, altıncısı kırmızımsı akik, yedincisi sarı yakut, sekizincisi gök zümrüt, dokuzuncusu topaz, onuncusu yeşil altıntaş, on birincisi zirkonyum, on ikincisi ametist.
21 On iki kapı ise on iki inciydi. Her bir kapı tek parça inciden yapılmıştı. Kentin caddesi saydam cam parlaklığında som altındandı.
22 Kentte tapınak görmedim. Çünkü buranın tapınağı Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı ve Kuzu'dur.
2 Kentin ana caddesiyle ırmağın arasında yaşam ağacı duruyordu. Ağaç on iki ürün yetiştiriyordu. Her ay meyvesini veriyordu. Ağacın yapraklarıysa uluslara sağlık vermek içindi.
3 Orada Tanrı'nın lanetlediği hiçbir şey olmayacak. Tanrı'nın ve Kuzu'nun tahtı orada olacak ve kulları O'na tapınacaklar.
22,3-5 Bu ayetler büyük ihtimalle Va 21,4’ ün bitimine eklenilmeli. Geleceğe bakış olarak Tanrı’nın kullarının ve kuzunun, Va 3,12;Va 7,3;Va 14,1, ebedi hükümdarlığının ve Tanrı’yı sınırsız bir şekilde görebilmelerinin güvenilir vaatlerdir, bknz. 1Ko 13,12;1Yuh 3,2.
5 Artık orada gece olmayacak. Şamdana da, güneş ışığına da gereksinim kal-mayacak. Çünkü Rab Tanrı onlara aydınlık verecek ve sonsuzlara dek hükümranlık edecekler.
6 Melek bana, "Bu sözler güvenilir ve gerçektir" dedi, "Peygamberlerin ruhlarının Tanrısı olan Rab, kısa zamanda olması gereken olayları kullarına göstermek için meleğini gönderdi."
22,6 Bundan sonraki bölüm “son söz” niteliği taşır. Melek (ya da İsa) ve görünümü görenin arasında geçen bir diyalog şeklindedir, kitapta anlatılan görünümleri ve onların kullanılışını açıklar. Çoğu ifade daha önce de kitabın çeşitli yerlerinde geçen ifadelerdir. a. 16-20’deki sonuç bölümü ise İsa’ya atfedilir.
9 Ama o bana, "Sakın böyle bir şey yapma!" dedi, "Ben senin, peygamber kardeşlerinin ve bu kitabın sözlerini tutanların hizmet arkadaşıyım. Tanrı'ya tap!"
10 Melek bana yine, "Bu kitabın peygamberlik sözlerini mühürleme" dedi, "Çünkü vakit yakındır.
18 Bu kitabın peygamberlik sözlerini duyan herkese ben Yuhanna tanıklık ediyorum: Her kim bunlara eklerse, Tanrı da ona bu kitapta yazılı büyük sıkıntıları ekleyecek.
22,18-19 her kim ...: Bu eski ve kalıplaşmış cümle, Yas 4,2;Yas 12,32;Özd 30,6; bknz. Vai 3,14, kutsal bir yazıyı her türlü tahrifçiliğe karşı korumayı amaçlar.
19 Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden çıkarırsa, Tanrı da onun payını bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten çıkaracak.
20 Bunlara tanıklık eden, “Evet tez geliyorum" diyor. "Amin. Gel Ya Rab İsa!"
22,20 İse gelişinin yakın olduğunu, a. 7.12 ve Va 1,3.7, doğrulandırır. Evet’i, kilisenin ve imanlıların çağrısına cevap verir. Onların Amin’i ise, Rom 1,25+, arzularını ve sevinç dolu imanlarını ifade eder.