6 Bilgelik, içgüdü durumunu almış bir alışkıdır, İnsanın dostudur. Yalnız Tanrı'nın varlığını yadsıyan kişinin sözlerini bağışlamaz, Çünkü Tanrı insanın en içteki bölümlerini görür, Onun yüreğini içtenlikle gözler Ve söylediklerine kulak verir.
11 Önemsiz şeylerden yakınmaktan sakın, Diline gem vur ve her şeyde kusur bulma. Çünkü en gizli sözler yansıtılacaktır Ve yalan söyleyen bir ağız ruhu ölüme götürür.
16 Ama tanrısızlar yaptıkları işlerle Ve söyledikleri sözlerle ölümü çağırıyorlar, Ölüme bir dost gözüyle bakıp kendilerini tüketiyorlar, Onunla bir sözleşme yapıp ortaklık kuruyorlar.
1 Çünkü yanlış düşünerek Kendi kendilerine şöyle diyorlar: "Yaşam kısadır ve gönül darlığı veriyor, Ne insanın sonu geldi mi kurtuluş var, Ne de insanı ölüler ülkesinin tanrısı Hades'ten kurtaracak biri.
2 Bir rastlantı sonucu doğduk, Bu yaşamdan sonra hiç doğmamış gibi olacağız. Solunumla aldığımız hava bir duman üflemesidir, Us, yürek çarpıntılarımızdan gelen bir canlılıktır.
3 Bunlar olmazsa, vücudumuz külden oluşur, Ruh boş hava gibi erir gider.
4 Zamanla adımız unutulacak, Yaptıklarımızı hiç kimse anımsamayacaktır. Yaşamımız bir bulut demeti gibi kaybolup gidecek, Güneş ışınlarının uzaklaştırdığı Ve güneşteki ışının yok ettiği sis gibi eriyecektir.
11 Gücümüz erdemin ölçütü olsun, Çünkü yersiz davranış yararsızlığını kanıtlar.
12 "Erdemli kişi için pusuya yatalım, çünkü o bizi öfkelendiriyor, Yaşam biçimimize engel oluyor, Yasalara uymadığımız için bizi eleştiriyor, Bizi eğitimimize kötülük etmekle suçluyor.
16 Onun kanısına göre bizler düzenciyiz! Pislikten uzak durur gibi yaptıklarımızdan uzak duruyor, Erdemli kişilerin sonunda mutlu olacaklarını bildiriyor. Tanrı'nın oğlu olmakla övünüyor.
5 Onların alışılmıştan çok kaygısı yoktur, Onlar için büyük kutsama vardır. Tanrı onları sınayarak, Kendisiyle buluşmaya yaraşır olduklarını görmüştür.
9 O'na inananlar gerçeği anlayacaklardır; O'na içten bağlı olanlar, O'nunla birlikte sevgiyle yaşayacaklardır. Çünkü Tanrı'nın seçtiği kişiler O'nun iyiliğine ve bağışlamasına erişeceklerdir.
14 Hiç bir suç işlemeyen hadım kişiyi de kutsayalım, Çünkü o Rabbi'ne karşı herhangi bir günah tasarlamamıştır. Onda sevgi bağlılığı olduğu için Onunla özel olarak ilgilenilecek, Tanrı'nın Tapınağı'nda bir payı olacak.
2 Erdemi görünce, ona benzemek için çaba gösteririz, Onu bulamayınca da onu özleriz. Erdeme taç giydirilir, sonsuza dek yengi onundur, Çünkü erdem, noksanı olmayan ödüller için Güçlü ve sürekli çaba gösterip yengiye erişmiştir.
3 Ama kötülerin Bir sürü derin düşünceye dalmaları yarar sağlamaz. Onlar yasa dışı soyun dölüdürler, Hiç bir zaman kök salamaz, Sağlam temel kuramazlar.
10 Erdemli insan Tanrı'yı mutlu etmek istemiştir, Tanrı da onu sevmiştir. Onu, Tanrı'nın buyruklarına uymayanlarla yaşadığı için Bu dünyadan ayırdılar.
11 Kötülüğün etkisiyle usunun doğru yoldan sapmaması Ve hainliğin ruhunu baştan çıkarmaması için Erdemli insanı alıp götürdüler.
12 Çünkü kötülüğün büyüleyici etkisi iyi şeyleri gölgede bırakır, Bir kasırgaya benzeyen tutkular saf yüreği bozar.
13 O denli kısa bir zamanda olgunlaşan erdemli insan Gerçekten uzun bir yaşam sürmüş sayılır.
14 Onun ruhunu seven Rabbi Onu çabucak çevresindeki kötülüklerden almıştır. Yine de insanlar bir şey anlamadan bakıp duruyorlar, Bir türlü anlayamıyorlar ki,
19 Yakında onlar onursuz birer ölü vücut olacak, Ölüler ülkesinde sonsuza dek horlanacaklardır. Tanrı onları, başları önde, Dilleri tutulmuş bir halde yere fırlatıp atacaktır. Tanrı onları temellerinden kopartıp alacaktır. Onlar acınacak bir durumda olacaklar, Çok acı çekecekler, Anıları yok olacaktır.
2 Onlar erdemli insanı görünce, Yüreksiz kimsenin korkusuyla titreyecek, Onun beklenmedik kurtuluşuna şaşıracaklardır.
3 Vicdan azabı çekerek, inleyerek, Kederli bir halde birbirlerine şöyle diyecekler:
4 "Bir zamanlar bu adama gülerdik, Bizim için alay konusuydu, onu küçümserdik, Meğer ne akılsız kimselermişiz! Bizim gözümüzde onun yaşamı bir çılgınlıktı, Sonu ise onursuzdu.
10 Kabaran dalgaları yarıp giden bir gemi gibi Nereden geçtiğini gösteren hiçbir belirti bırakmıyor, Geminin omurgasından dalgalarda hiç bir iz kalmıyor,
11 Ya da havada uçan kuş gibi Geçtiğini gösteren hiç bir kanıt bırakmıyor. Kanadının tüyleri ince havayı kamçılıyor, Vızıltıyla çabuk davranarak havayı yarıyor, Büyük bir alanı kaplayan kanadıyla ileriye doğru hızla ilerliyor Ve sonra oradan geçtiğine dair hiç bir belirti bırakmıyor.
12 Veya hedefini bulan bir ok gibi, Delinen hava çabucak eski durumuna geldiğinden, Okun hangi yöne atıldığını bilmek olanak dışıdır.
13 Bizim için de öyledir; Doğduktan bir süre sonra yaşamımız sona erdi. Erdemin bizde izi bile yok, Yaşamımızı kötülükle tükettik."
14 Evet, kötülerin umudu, rüzgârın sürüklediği çöp gibidir, Fırtınanın koparttığı ince bahar dalı gibidir, Rüzgârın dağıttığı duman gibidir, Bir günlük konuğun anısı gibi gelir geçer.
16 Tanrı onlara görkemli krallık tacını, Güzellik tacını kendi eliyle sunacaktır. Çünkü Tanrı onları sağ eliyle koruyacak, Kolu ile onları savunacaktır.
21 Nişan almasını gerçekten bilen yıldırımlar ok gibi, Şimşekler tümüyle gerilmiş bir yaydan çıkar gibi Bulutlardan fırlayıp hedeflerine doğru uçacaklar.
22 Mancınık, öfkeyle yüklü dolu tanelerini fırlatıp atacaktır. Deniz suları onlara karşı köpürecek, Irmaklar onları girdap içine çekip acımasızca yutacaktır.
23 Güçlü bir nefes onlara karşı üfleyecek, Bir kasırga gibi onları dağıtacaktır. Böylelikle yasadışı eylemler dünyayı yok edecek, İşlenen suçlar güçlüleri tahttan indirecektir.
4 Tanrı'nın ülkesinin önderleri olan sizler, Adaletle davranmadınızsa, Yasadışı bir tutumunuz olduysa,
5 Ya da davranışınız Tanrı'nın istediği gibi olmadıysa, Tanrı hızla ve müthiş bir şekilde size saldıracaktır.
6 Yüksek konumda bulunanlar, güçlü olanlar İnsafsızca yargılanacak, Alçakgönüllüler merhametle bağışlanacak, Güçlülerse güçlü bir şekildecezalandırılacaktır.
7 Evrenin Rabbi önemli kişilerin önünde çömelmez, Kimseden korkmaz. Çünkü önemli ve önemsiz kişileri yaratan, Herkesi kayıran O'dur.
21 Ulusların despotları, sizler ki tahtta oturmaktan Ve kral asasından sevinç duyuyorsunuz! Bilgeliğe saygı gösterin, Böylece yönetim gücünü sonsuzadek elinizde tutarsınız.
22 Bilgeliğin ne olduğunu, Nasıl ortaya çıktığını şimdi bildireceğim, Sizden hiç bir sır gizlemeyeceğim, Bilgeliği ayrıntılarıyla tanımlayarak aslını göstereceğim, Gerçekten asla sapmayarak Onun öğretisini açıkça vereceğim.
14 Bilgelik insanlar için tükenmez bir kaynaktır, Onu elde edenler Tanrı'nın dostu olurlar, Çünkü bilgeliğin öğretisinden yararlanan kişiler Tanrı için bir övünçtür.
15 Tanrı bana istediği gibi konuşma Ve armağanlarına yaraşır düşünceleri Anlatma yeteneğini versin. Çünkü bilgeliğe yol gösteren, Bilgeleri yönlendiren Tanrı'dır.
16 Biz Tanrı'ya uyarız, bizler ve sözlerimiz, Usumuzla ve teknik bilgimizle birlikte.
17 Tüm varlıklarla ilgili gerçek bilgiyi Bana veren Tanrı'dır; Dünyanın nasıl kurulduğunu, Öğelerin niteliklerini bana O öğretti.
18 Zamanın başını, ortasını ve sonunu, Gündönümlerinin değişimini, Birbiri ardından gelen mevsimleri,
19 Yılın devir süresini, yıldızların durumunu,
20 Hayvanların doğal özelliklerini, Yabanıl hayvanların içgüdülerini, Ruhların gücünü ve insanların kavrayış yöntemlerini, Bitkilerin çeşidini, Köklerin hekimlikle ilgili özelliklerini bana O öğretti.
23 Karşı konmaz, iyiliksever, insanı seven, Değişmez, güvenilir, erinçli, Kesinlikle güçlü, her şeyi inceleyen bir ruh, Düşünme yetkisi olan, kurnazlıkbilmeyen, En ince ruhlara giren bir ruh.
24 Çünkü bilgelik her çeşit davranıştan daha çabuk ilerler, Olağanüstü arınmış olan bilgelik, Bütün varlıkları kaplar ve onların içine girip yayılır.
25 Bilgelik Tanrı'nın gücünün bir nefesidir, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın yüceliğinin arınmış bir yayılışıdır. Çünkü anlaşmamış bir öğenin bilgelikte yeri yoktur.
27 Bilgelik yalnızdır, ama her şeyi yapabilir, Kendisi değişmez, her şeyi yeniler. Her kuşakta kutsal ruhlara girer, Onları, Tanrı'nın ve peygamberlerin dostu yapar,
6 Ya da usun işleyişi düşünülüyorsa, Tüm evreni yaratan bilgelikten daha üstünü nerede var?
7 Ya da sevdiğiniz erdemse, Baksanıza, erdemler etkinliklerinin ürünüdür. Çünkü bilgelik ılımlılığı ve sağduyuyu, Adaleti ve dayanabilme gücünü öğretir. Yaşamda insanın en çok yararlandığı özelliklerdir bunlar.
8 Ya da sizde çeşitli denemeler tutkusu varsa, Bilgelik geçmişi bilir, geleceği önceden değerlendirir. Özdeyişler yazmasını ve bilmece çözmesini bilir, Anlamlı davranışları ve olağanüstü durumları, Çağın ve sürenin gelişmesini önceden bilir.
Bilgelik Yöneticiler için Zorunludur
9 Bunun için bilgeliğin yaşamıma katılması sonucuna vardım, Çünkü bilgeliğin varlıkta danışmanım, Tasada ve kaygıda avuntum olacağını biliyordum.
10 Düşündüm ki, bu nedenle İnsanların toplandığı yerlerde alkışlanacağım, Daha gençken yaşlılar arasında onur kazanacağım.
14 Ulusları yöneteceğim ve ülkeler buyruğum altında olacak.
15 Adımın anımsanması ürkünç despotları kaygılandıracak, Ulusuma iyi davranacağım ve savaşta yiğitçe dövüşeceğim.
16 Eve dönünce onunla dirliğe kavuşacağım, Çünkü bilgelikle birlikte olunca hiç bir şey kötü değildir. Yaşamı onunla paylaşınca acı yoktur, Salt kıvanç ve sevgi vardır.
17 Tüm bu düşüncelerle, Bilgeliği nasıl elde edebileceğimi tasarlayarak Onu her tarafta aramaya başladım. Çünkü kalbimdeki duygular şöyle diyordu: Ölümsüzlük, bilgeliğe benzer davranışlarla kazanılır,
18 Bilgelikle dost olmak insana salt dirlik verir, Bilgelik nedeniyle tükenmez varlık bizim olur, Bilgelikle görüşmek bizim usumuzu geliştirir, Onunla konuştukça ünlü oluruz.
19 İyi bir çocuk olarak yaratılmıştım, Payımda arınmış bir ruh vardı.
20 Ya da ruhum iyi olduğu için, Lekelenmemiş bir vücuda girmişti.
21 Olsa olsa Tanrı'nın bağışta bulunmasıyla Bilgeliği iyice öğrenebileceğimi biliyordum. -El açıklığıyla yapılan bağışın Kimden geldiğini bilmek bunun işaretiydi."Rabbim'e yöneldim, Bütün kalbimle yalvarıp yakardım ve şöyle dedim:
6 Kuşkusuz en kusursuz insanda Senin bilgeliğin bulunmazsa, o önemsiz biridir.
7 Ulusunun kralı ve oğullarınla kızlarının yargıcı olmam için beni sen seçtin.
8 Kutsal dağında bir tapınak kurmamı, Çadırını kurduğun kentte bir sunak yapmamı buyurdun. Başından beri hazırladığın Kutsal taşınabilen tapınağın bir örneği olacaktı.
5 Yine, kötülükte uyuşan uluslar düzensizlik içindeyken, Bilgelik erdemli insanı örnek olarak seçti, Onu Tanrı'nın katında suçsuz olarak korudu, Çocuğuna acımaması için güç verdi.
7 Bu beş kentin kötülüklerine tanıklık edercesine Yıkılmış bir ülke şimdiye dek duman çıkarıyor. Oradaki bodur ağaçların meyveleri hiç olgunlaşmaz ve oradaki tuzdan kolon İnançtan yoksun bir ruha dikilmiş bir anıttır.
8 Çünkü bilgelik yolundan ayrılanlar, İyiliği bulamadıkları gibi, Dünyaya deliliklerini simgeleyen bir anıt bıraktılar, Suçları kimsenin gözünden kaçmasın diye.
9 Ama bilgelik ona hizmet edenleri sıkıntılarından kurtardı.
10 Bilgelik, kardeşinin öfkesinden kaçan Erdemli insana doğru yolu gösterdi. Bilgelik ona Tanrı'nın buyruğundaki ülkeyi gösterdi, Kutsal şeylerin bilgisini verdi. Bilgelik çabalarında başarılı olmasını sağladı, Tüm emeklerinin karşılığını ona verdi.
11 Açgözlü, acımasız insanlara karşı onu destekledi Ve onu zengin yaptı.
12 Onu düşmanlarına karşı yakından korudu, Hazırlanan tuzaklardan kurtardı. Çetin bir mücadele sonunda ödülü ona verdi, Böylece inancın her şeyden güçlü olduğunu öğretti.
14 Zindana onunla birlikte indi, Zincirle bağladıklarında onu terk etmedi, Ama ona bir krallığın asasını verdi, Despot efendileri onun buyruğuna girdi. Böylece onu karalayanların yalancı olduğu anlaşıldı Ve kendi yaşamı süresince onurlandırıldı.
10 Sen onları gerçekten sınadın, Bir baba gibi onların kusurlarını düzelttin. Ama öbürlerine sıkı davranıp sorguya çektin, Tıpkı suçlayan sert bir kralın tutumuyla.
11 Yakında veya uzakta olsunlar, Mısırlılar yavaş yavaş yıprandı.
12 Onların üzüntüsü gerçekten iki misliydi, Geçmişi hatırlayınca iniltileri iki misli artıyordu.
13 Kendilerini cezalandıran şeyin öbürlerini sevindirdiğini duyunca, Anladılar ki işleyen Tanrı'dır.
14 Uzun süre önce onu kenara attılar, bıraktılar, Sonra da alay edip geri çevirdiler, Her şey olup bittikten sonra şaşakaldılar. Çünkü erdemli insanların susuzluğuyla kendi susuzlukları başka türlü sonuçlanmıştı.
15 Saçma ve kötü düşünceleri onları yanılttı, Aklı olmayan sürüngenlere, Aşağılık hayvanlara tapmaya başladılar. Onları cezalandırmak için sürüyle akılsız yaratıklar gönderdin
16 Ve bu tür günah aletlerinin Birer cezalandırma aleti olduğunu onlara öğrettin.
17 Gerçekten de senin güçlü elinde -Biçimi olmayan maddeden dünyayı yaratan güçlü elinde-
18 Onların üzerine bir sürü ayı ve vahşi hayvan gönderecek her imkân vardı: Bilinmeyen, yeni yaratılmış, azgın hayvanlar, Ağızlarından ateş çıkaran, Çevrelerine pis kokular saçan, Gözlerinden korkunç kıvılcımlar fırlatan hayvanlar.
19 Bu hayvanlar bir vuruşla onları ezebilirdi, Ayrıca korkunç görüntüleriyle de onları yok edebilirdi.
20 Ama, bunlar olmasa bile, bir tek nefeste düşüp ölebilirlerdi. Senin adaletin onların peşindeyken, Gücünle, bir solukta, hızla dönüp giderlerdi. Ama hayır, sen her şeyi ölçüsü, sayısı ve ağırlığı ile düzenledin.
2 Böylece suç işleyenleri yavaş yavaş yola getiriyor, Günah işlediklerinde onları uyarıyor, Kötülükten uzak durmaları ve sana inanmaları için onlara öğüt veriyorsun. Öyle ki, ey Rab, kötülükten özgür olsunlar ve sana güvensinler.
5 Sen onlardan tiksinirdin, Çünkü çocukları acımasızca öldürürler, İnsan eti sunulan şölenlerde bağırsakları yerlerdi. Kanlı sefahat sürerken Bu dinsel törenin gizlerini ve göreneklerini öğrenirlerdi.
8 Bu ortamda insan oldukları için onlara yumuşak davrandın, Ordunun habercisi olarak büyük eşekarılarını gönderdin, Onları yavaş yavaş yok etsinler diye.
10 Ama onları yavaş yavaş suçlayarak Onlara tövbe etme olanağı verdin. Gerçekten onların özünün kötü olduğunu Sen çok iyi biliyordun. Doğuştan kötü olduklarını
12 Onları suçları için cezalandırmayışının nedeni Herhangi bir kimseden korkman değildi. "Ne yaptın?" diye sana kim sorabilir? Senin yargına karşı koymaya kim cesaret edebilir? Yarattığın ulusları yok ettiğin için seni kim suçlayabilir? Suçlu insanların hangi savunucusu sana karşı durmaya, Sana meydan okumaya cesaret edebilir?
19 Böyle davranmakla insanlara bir ders verdin, Erdemli kişinin insanlara iyilikle davranması gerektiğini öğrettin, Çocuklarına güzel bir umut verdin, Günahtan sonra tövbeyi kabul edeceğini bildirdin.
20 Çocuklarının düşmanlarını cezalandırırken bu derece ilgi ve hoşgörüyle davrandınsa, Onlar ölümü hak ettikleri halde, Onlara kötülükten kurtulmaları için Zaman ve mekân verdinse,
21 Çocuklarını ileri derecede özen göstererek yargıladın, Onların atalarına ant içirerek Antlaşmayla ne güzel sözler vermiştin.
22 Böylece, bizi yola getirirken, Düşmanlarımıza on bin kez daha katı davranarak Onları kamçılıyorsun. Başkalarını yargılarken sevecenliğini düşünmeyi ve yargılandığımız zaman bağışlanma istemeyi bize öğretmek için.
24 Gerçekten, yanlış yola sapmışlar, Doğru yoldan tümüyle ayrılmışlardı. En kirli, en aşağılık hayvanlara tanrı gözüyle bakıyorlar, Küçük aptal çocuklar gibi aldanıyorlardı.
25 Ardından, akılsız çocuklarla uğraşır gibi, Onları alay edercesine cezalandırdın.
26 Ama bu alaylı cezadan ders almayacak, Yakında Tanrı'ya yaraşır bir cezayla karşılaşacaklardı.
27 Tanrı olarak kabul ettikleri hayvanlar onların cezası oldu, Bu hayvanlarla çektikleri acı onları yavaş yavaş yıprattı. Gerçeği anladılar ve o güne kadar tanımak istemediklerini Gerçek Tanrı olarak kabul ettiler. Bu nedenle onlara en büyük ceza verildi.
1 Evet, Tanrı'yı tanımamış tüm insanlar doğuştan aptaldır, Görülen iyi şeylerden "Var -Olan- O" yu bulamamışlardır veya yapıtlarını inceleyerek, sanatçıyı tanıyamamışlardır.
3 Bu güzelliklerle büyülenip onları tanrı biçiminde gördülerse, Rab'bin bütün bunlardan ne denli üstün olduğunu bilsinler, Çünkü onları yaratan güzelliğin gerçek yaratıcısıdır.
4 Onların gücünden, enerjisinden etkilendiyseler, Onları yaratanın ne derece daha güçlü olduğunu anlasınlar.
5 Çünkü yaratılışın görkem ve güzelliği Yaratan hakkında fikir veriyor.
7 Tanrı'nın yapıtları arasında yaşarken, Onları anlamak için uğraşıyorlar, O denli güzellik görünce görünüşe aldanıyorlar.
8 Öyle olsa bile, kusurlarına göz yumamayız!
9 Dünyayı incelemek için Gereken bilgiyi elde etmek yeteneğindeyseler, Dünyanın efendisini bulmakta Neden bu derece yavaş davrandılar?
Putlara Tapınma
10 Ama umudunu ölü şeylere bağlayanlar İnsan eliyle yapılan şeylere, İnceden inceye işlenmiş altın ve gümüşe, Hayvan biçiminde yontulmuş veyauzun zaman önce Oymalarla süslenmiş işe yaramaz bir taşa Tanrı diyen alçaklardır.
11 Bir baltacıyı ele alalım: Uygun bir ağacı yere düşürür, Ağacın kabuğunu dikkatle soyar, Ardından olağanüstü bir ustalıkla tahtayı Günlük yaşamda kullanılabilecek bir nesne haline getirir.
12 Geri kalan parçaları yemeğini pişirmek için kullanır, Karnını doyurur.
13 Geriye işe yaramayan bir tahta parçası daha kalmıştır, Yamrı yumru ve düğümlenmiş bir kütük! Onu alır, boş vaktinde bıçakla yontar, Dinlenmenin verdiği ustalıkla ona biçim verir. Ona bir insan biçimi verir,
14 Ya da belki de onu iğrenç bir hayvan biçiminde yontar, Onu sıvamak için koyu sarı bir renk kullanır, Dış tarafını kırmızıya boyar, Kusurlarının üzerine boya geçer.
15 Ardından ona uygun bir yer arar, Demir mengeneyle duvarın içine sıkıştırır.
17 Yine de malları için, evlilik için, Çocukları için dua etmek isterse, Bu cansız varlığa yalvarmaktan utanmıyor, Sağlık için zayıfın himayesini diliyor.
4 Böylece ne olursa olsun kurtarabileceğini gösteriyorsun. Becerisi olmayan bir adam bile Gemiyle ülke dışına yolculuk edebiliyor.
5 Bilgeliğin yapıtlarının işlememesini istemezsin; Dolayısıyla insanlar En ufak bir tahta parçasına yaşamlarını emanet ediyor, Açık denizleri sal ile geçiyor ve limana güvenle geliyorlar.
6 Çünkü başlangıçta övünçlü devler yok olurken, Dünyanın umudu bir sala sığındı Ve dümeni senin kullanman sayesinde, Gelecek çağlar için yeni bir kuşağın başlangıcını korudu.
9 Evet, Tanrı kötüden de, yaptığı kötülüklerden de aynı derecede nefret eder.
10 Yapıt ve onu yapan cezalandırılacaktır.
11 Onun için putperestlerin putları yargılanacaktır, Çünkü Tanrı onları yaratmışsa da, iğrenç bir duruma geldiler. İnsanların ruhları için bir tuzak, Dünyayı umursamayanların ayakları için Gizli bir tehlike oluşturdular.
15 Zamansız yasa bürünüp üzülen bir baba Elinden pek çabuk alınan çocuğunun bir resmini yapar, Dün ölü bir insandan oluşana Bugün bir tanrı gözüyle bakar ve onu onurlandırır. Ona bağımlı olanlara gizemli ayinleri ve üyeliğe kabul törenlerini miras olarak bırakır.
16 Ardından zaman geçtikçe bu kötü töreler iyice yerleşir, Birer yasaymış gibi bunlara uyulur;
17 Prenslerin buyruğuyla oyma resimlere tapınılır. İnsanlar çok uzakta oturan ve onurlandırmak istedikleri kişilerin Uzaktan portrelerini yaparlar ve onurlandırdıkları kralın bir resmini meydana çıkartırlardı. Böylece çaba gösterip Yanlarındaymış gibi hazır bulunmayanı överlerdi.
18 Sanatçının ihtirası, onu tanımayan kişileri bile, Ona tapınmaya özendiriyordu.
19 Çünkü sanatçı kuşkusuz kralı memnun etmek için, Portrenin modelinden daha güzel olması için Büyük çaba gösterip ustalığını ortaya koyuyordu.
20 Yapıtının güzelliği karşısında büyülenen halk Son zamanlara dek bir insan olarak onurlandırdığı kişiye Tanrısal bir saygı gösteriyordu.
22 Tanrı bilgisinde kusurlu olmaları yetmiyormuş gibi, Bilgisizliklerinden ötürü yaşamları Güç ve sürekli çaba ile sürerken, Ardından bu etkin uğursuzluklara barış adını veriyorlar.
23 Çocuk öldürme geleneklerini öğreten törenleri, Gizemli dinsel törenleri, Bu törenlerde yadırganan Çılgınca davranışlarda bulunmaları,
24 Yaşamlarında ya da evliliklerinde Temiz kalmalarına olanak bırakmıyor, Biri diğerini arkadan vurup öldürüyor veya zina ederek onu incitiyor.
25 Her yerde kan ve cinayet kargaşası, hırsızlık ve hilecilik, Rüşvet, hainlik, ayaklanma, yalan yere yemin,
26 İyi insanların dirliğini bozmak, Yararlı yardımların savsaklanması, Ruhların temizliğini bozmak, doğaya aykırı günahlar, Evlilikte düzensizlik, zina, sefahat.
27 Çünkü gerçek olmayan putlara tapınma durumu Her türlü kötülüğün başlangıcı, nedeni ve sonucudur.
28 Ya böyle davranıyorlar, Ya kendilerinden geçerek çılgınca bağırıyorlar, Ya kâhinler gaipten sahte haberler veriyor, Ya çok kötü yaşam sürüyorlar, Ya da duraksamadan yalan yere yemin ediyorlar.
29 Çünkü cansız putlara inanıyorlar, Yalan yere ant içmekle Kendilerine bir kötülük geleceğini sanmıyorlar.
30 Ama adalet birden karşılarına çıkacak ve iki şey için onlardan hesap soracak: Putperest olarak, Tanrı kavramını bozdular, Hileci olarak, gerçeğe karşı ant içtiler, Tüm kutsallığa karşı koydular.
31 Böylece her zaman suçlular yargılanacak, Ant içtikleri şeylerin gücüyle değil, Ama günahkârlara layık görülen cezayla!
15
İsrail Putperest Değil
1 Ama sen, Tanrımız, iyisin, vefalısın, çabuk kızmazsın, Her şeyi sevgiyle yönetirsin.
4 Saptırılmış insan ustalığının hiçbiri cadı Bizi yolumuzdan şaşırtmadı, Bir ressamın verimsiz çabası, Üstüne birbirine uygun renkler sürülmüş bir suret.
7 Şimdi bir çömlekçiyi ele alalım: Yumuşak toprağı emek vererek işliyor, Bizim kullanmamız için her türlü şeye biçim veriyor. Aynı çömlek çamurundan, öyle olsa da, Temiz işlerde kullanılacak taslar biçimlendiriyor ve bunun aksini de yapıyor. Hepsi birbirinin aynı olarak biçimleniyor, Ancak hangi çömleğin nerede kullanılacağına karar vermek Çömlekçinin işidir.
8 Ardından -çok kötü bir çaba- Aynı çömlek çamurundan boş bir tanrı biçimlendiriyor. Yakın bir geçmişte topraktan meydana gelen çömlekçi, Yine toprak olacak ve yaşamının hesabını verecektir.
9 Buna karşın, yakın olan ölümü Veya yaşamın kısalığını hiç düşünmüyor. Tam tersine altın ve gümüş üzerinde çalışan kuyumcuya Üstün gelmek için çaba sarf ediyor. Tunç üzerine çalışanlara da benzemeye çalışıyor, Yaptığı düzme örneklerle övünüyor.
10 Onun yüreği kül olmuştur, Umudu çamurdan daha değersiz, Yaşamı kilden daha kalitesizdir.
12 Bundan da öte, yaşamımıza bir tür oyun, Burada kaldığımız süreye Pazarlığa girişilecek bir panayır gözüyle bakıyor. "Araçlar ne derece tiksindirici olsa da, İnsan hayatını kazanmak zorundadır" diyor.
14 Ama bir zamanlar ulusuna baskı yapan düşmanlar, En aptal olanlardır, Küçük bir çocuğun ruhundan fazla acınacak durumdadır.
15 Putperestlerin tüm putlarını tanrı olarak kabullenmişlerdir. Bu putlar gözleriyle göremez, Burun delikleriyle havayı teneffüs edemezler. Kulaklarıyla işitemez, Ellerindeki parmakları kullanıp dokunamazlar. Ayaklarını da yürümek için kullanamazlar.
16 Çünkü onları bir insan yapmıştır, Soluğunu ödünç alan bir yaratık onlara biçim vermiştir. Şimdiki durumda hiç bir insan Kendine benzer eksiksiz bir tanrı biçimlendiremez.
17 Kendi ölümlü olduğu için, Tanrı'ya karşı saygısız elleri olsa olsa ölü bir şey yapabilir. Kendisi tapındığı şeylerden daha değerlidir, O hiç olmazsa canlıdır, ama onlar hiç bir zaman yaşamadı.
18 En tiksinti verici hayvanlara tapınılıyor, Aptallık dereceleri öbürlerinden daha kötüdür.
2 Onlara verdiğin bu cezaya karşılık Kendi ulusuna iyilikle davrandın, Güçlü yemek isteklerini karşılamak için, Onlara yiyecek olarak, Çok lezzetli, az bulunur bıldırcınlar sağladın.
3 Böylece Mısırlılar, Onlara gönderilen iğrenç yaratıkları görünce, Aç olmalarına rağmen, Doğal yemek isteklerinin bile tiksindiğini gördüler. Oysa kendi ulusun, kısa bir süre yoksun kalıp, Ardından yemeklerinde az bulunur güzel bir tat bulacaktı.
4 Acımasız olanların Amansız bir yoksullukla karşılaşması kaçınılmazdı, Böylece kendi ulusuna Düşmanlarına nasıl acı çektirdiğini gösteriyordun.
8 İnsanları her kötülükten ancak senin kurtarabileceğini böylece düşmanlarımıza kanıtlamış oldun.
9 Çünkü çekirgelerle sineklerin ısırmaları Onlar için öldürücü oldu. Onları kurtarmak için hiç bir çare bulunamadı, Bu yaratıklar eliyle cezalandırılmayı gerçekten hak etmişlerdi.
14 İnsan kötülüğü ile ölüme neden olabilir, Ama giden ruhu geri getiremiyor, ya da Hades'in kabul ettiği ruhu Bulunduğu yerden kurtaramıyor.
15 Senin elinden kaçış yoktur.
16 Seni tanımayı reddeden kötüler Kolunun gücüyle şiddetle cezalandırıldı. Alışılmamış yağmurlar, Dolu ve amansız sağanak onları kovaladı, Ateş onları yakıp yok etti.
18 Bir anda alev söner gibi olur, Kötülere karşı gönderilen yaratıkları yakıp yok etmez, Tanrı'nın yargısının onları izlediğini böylece açıkça gösterir.
19 Ardından suyun içindeyken, ateş olanca hızıyla yakar, Suçlu bir ülkenin ürününü yok eder.
İsrailliler’e Verilen Man
20 Ulusuna karşı davranışın o denli değişik ki! Onlara meleklerin besininden verdin. Yorulmak bilmeden, Cennetten onlara hazırlanmış ekmek gönderdin. O ekmekte her tat vardı, her zevke uygundu.
21 Verdiğin madde çocuklarına karşı tatlılığını gösterdi, Çünkü o ekmek herkesin tadına uygundu, O ekmekten yiyen neyi istiyorsa buluyordu.
22 Kar ve buz ateşe dayandı, erimedi. Böylece şunu öğrenmişlerdi: Düşmanlarının ürününü yok etmek için, Ateş dolu halinde yağıp yakacak, Düşen yağmur gibi alevlenecekti.
2 Yasayı tanımayanlar, kutsal ulusun Onların buyruğunda olduğunu sandıkları zaman, Kendileri karanlıkta tutsaktılar, Uzun gece onların zindanıydı, Evleri bir tutukeviydi, Tanrı'nın sonsuz lütfunun katından kovulmuşlardı.
3 Gizli günahlarıyla Kimsenin dikkatini çekmeyeceklerini düşünüyorlardı, Unutkanlığın onlara perde olacağını sanıyorlardı. Ama dehşete düşüp dağıldılar, Görüntüler onları çok korkuttu.
4 Sığınıp saklandıkları yerler korkularını yok edemedi. Etraflarında korkunç gürültüler duyuluyordu, Kasvetli, çirkin hortlaklar onları sık sık ziyaret ediyordu.
5 Hiç bir ateş onlara ışık verecek güçte değildi, Aydınlık, parlak yıldızlar Bu korkunç geceyi aydınlatamıyordu.
6 Yalnız kendi kendine yanan büyük bir alev Etrafa ışık saçıp onlara korku ve endişe verdi. Dehşete kapıldılar, bu gürültü yitip gittikten sonra, Gördükleri şeyin hepsinden korkunç olduğunu düşündüler.
7 Büyülerini hiç bir zaman kullanamadılar, Övündükleri becerileri karma karışık bir duruma girip Rezil olmalarına neden oldu.
8 Çünkü hasta ruhlardan korkuları ve dengesizlikleri Uzaklaştırdıklarını iddia edenler Gülünç bir dehşete kapılıp hastalandılar.
9 Onları ürkütecek korkunç bir şey olmasa bile, Hayvanların fırsat kollayarak gizli gizli gezinmesi Ve yılanların ıslık çalması onları korkutuyordu. Korkudan titreyerek öldüler, Havaya bakmak bile istemediler, Ama bundan kurtulamadılar!
10 İtiraf etmek gerek ki, Kötülük çok yüreksizdir ve kendini kınar, Vicdanın baskısı altında her zaman en kötüsünü varsayar.
11 Gerçekten korku Usun sunduğu destekleri bırakmaktan başka bir şey değildir.
12 İnsan içinden bu destekleri bıraktıkça, Çektiği acının nedenini bilmemek o denli dehşet vericidir.
13 Onlar tümüyle aynı uykuda kenetlenmişlerdi Bu karanlık sürdükçe, Bu karanlık gerçekten tümüyle güçsüzdü, Aynı derecede güçsüz olan Hades'in derinliklerinden geliyordu.
14 Onları, kinli kez canavar gibi hortlaklar kovalıyor, Kimi kez ruhlarındaki yüreksizlik etkisiz duruma getiriyordu. Çünkü birdenbire beklenmedik birbiçimde Dehşete düşmüşlerdi.
15 Böylece oraya kim düştüyse Parmaklığı olmayan bu tutukevinde çakılıp kaldı.
16 Çiftçi ya da çoban olsun, Ya da kendi kendine çalışan biri olsun, Yakalandı ve kaçınılmaz yazgıyı paylaştı. Çünkü aynı karanlık zincir her şeyi tümüyle bağladı.
17 Yelin uğultusu, Yayılan dallarda kuşların hoş sesli cıvıltısı, Suyun güçlü akışındaki ölçülü sesi, Sallanan çığın sert gürültüsü,
18 Sıçrayarak giden hayvanların görünmeyen süratli yönü, En yırtıcı vahşi hayvanların kükremesi, Dağlardaki çatlaklardan yansıyan yankı, Tümü onları korkutuyor, etkisiz duruma getiriyordu.
19 Tüm dünya parlak bir ışıkla aydınlanmıştı, Engellenmeden işini sürdürüyordu.
20 Ancak onları kaplayan zifiri karanlık Onları karşılıyacak olan karanlığın bir imgesiydi. Çektikleri sıkıntı onları saran karanlıktan beterdi.
18
İsrailliler’e Işık Parlıyor
1 Ama senin kutsal varlıkların için Her yerde büyük bir ışık vardı. Mısırlılar onların sesini duyabiliyor, Ama biçimlerini göremiyorlardı, Acı çekmedikleri için şanslı olduklarını söylüyorlardı.
2 Mısırlılar, eskiden yaptıkları haksızlıklara karşın Kendilerine hiç bir zarar vermedikleri için Onlara teşekkür ettiler, Geçmiş kötü niyetleri içinbağışlanmayı dilediler.
3 Karanlığa karşı sen milletine Sütun biçiminde parlak bir alev verdin, Bu alev bilinmeyen yolculuklarında onlara kılavuzdu, Büyük bir istekle göçlerinde ılımlı bir güneş olacaktı.
4 Ama öbürleri, ışıktan yoksun kalmayı Ve karanlığa tutsak olmayı gerçekten hak etmişlerdi, Çünkü senin çocuklarını tutsak etmişlerdi. Onların sayesinde yasanın sönmez ışığı dünyaya verilecekti.
5 Onlar kutsal kişilerin çocuklarını öldürmeye karar vermişlerdi, Ölmesi için bırakılan çocuklardan yalnızca biri kurtarılmıştı. Onları cezalandırmak için binlerce çocuklarını yok ettin, Fırtınalı dalgalarda onların tümünü öldürdün.
6 O gece atalarımıza bildirilmişti. Böylece ne gibi yeminlere güvendiklerini görünce, Kıvanç duyup yürekli olacaklardı.
7 Senin milletin bunu bekliyordu, Erdemli kişilerin kurtuluşunu Ve düşmanlarının ortadan kalkmasını.
8 Çünkü bir yandan düşmanlarından öç alırken Bizi kendine çağırarak yücelttin.
9 Saygıdeğer kişilerin inançlı çocukları Gizlice kurban kestiler, Bir arada bu tanrısal antlaşmaya vardılar: Bütün kutsallar iyilikleri ve tehlikeleri paylaşacaktı. Çabucak atalarının ezgilerini okumaya başladılar.
10 Düşmanlarının uygunsuz bağırmaları yankılandı, Çocukları için ağlayanların acıklı sesleri duyuldu.
12 Tümü sayısız ölü verdi, yok olanlar özdeş biçimde ölmüştü. Onları gömmek için yaşayanların sayısı yeterli değildi, Çünkü soylarının en seçkin kişileri bir anda yok olmuştu.
15 Göklerden, görkemli tahtından güçlü sözün hızla yayıldı, Güçlü savaşçı kötü yazgısı olan bu toprağın yüreğine sıçradı. Senin belirli buyruğunu keskin bir kılıç gibi taşıyor,
21 Çünkü erdemli bir kişi Onların davasını desteklemek için acele etti. Kutsal görevinin silahlarını kullanarak, Dua etti ve kefaret etmek için buhur yaktı, Öfkeye karşı koydu ve felakete son verdi, Böylece gerçekten kulun olduğunu göstermiş oldu.
22 Acı yıkımı önledi, bunu kol gücüyle Ya da silah gücüyle başarmadı, Ama cezayı vereni sözleriyle yendi, Atalara verilen antları ve antlaşmaları anımsattı.
25 Yok eden güç irkildi, çünkü bunlardan korkuyordu, Öfkenin bir nebzesi yetmişti.
19
Kızıldeniz
1 Ama yasayı tanımayanlar sonuna dek acımasız bir öfkeye kapılmışlardı, Çünkü Tanrı ne yapacaklarını Önceden biliyordu.
2 Onlar ilk önce Tanrı'nın ulusunun gitmesini önleyememişlerdi, Bu gidişi çabuklaştırmışlardı, Ama sonra düşüncelerini değiştirip bu ulusu izlemişlerdi.
3 Gerçekten yasayı tanımayanlar yas tutup dinsel törenler yapıyor, Ölülerinin mezarlarında ağlıyorlardı. Ama akıllarında çılgınca yeni bir plan tasarladılar, Gitmesi için yalvardıkları ulusu Kaçakmış gibi izlemeye koyuldular.
4 Onlara yaraşır bir yazgı böyle davranmalarına neden oldu Ve önceden olup bitenleri onlara unutturdu, Böylece çektikleri tüm acılara önemli bir ceza eklenmiş oldu.
5 Senin ulusun doğaüstü bir yolculuk yaparken, Onlar olağanüstü bir ölümle karşılaştılar.
7 Bulut kamp kurulan yeri gölgeliyordu, Eskiden su olan yerde kuru toprak oluşmuştu, Kızıldeniz engellenmeyen bir yol durumuna gelmişti, Fırtınalı deniz artık yeşil bir ovaydı.
10 Kendileri sürgündeyken süre gelen olayları Şimdiye dek anımsıyorlardı, Toprakta hayvanlar yaşamıyordu, yalnızca sivrisinekler vardı, Irmak, balık değil de sayısız kurbağa boşaltmıştı.
13 Ancak, cezalar suçluların üzerine yağmur gibi yağdı, Güçlü gök gürlemesi onları önceden uyarmıştı. İşledikleri suçlar için haklı olarak acı çektiler, Çünkü yabancılara karşı güçlü bir tiksinti göstermişlerdi.
14 Ötekiler tanımadıkları kişileri iyi karşılamamışlardı, Ama onlar konukları ve onlara iyilik eden kişileri tutsak ettiler.
15 Üstelik ötekiler -bu da övülmeye değer-Yabancılara karşı başından beri düşmanca davranmışlardı.
16 Onlara gelince, ulusunu şölenlerle karşıladılar, Ona kendileriyle eşit haklar tanıdılar, Ardından ulusunu zorla çalıştırdılar.
17 Böylece onların hepsi kör oldu, Erdemli kişinin kapısında tıpkı ötekilerin durumu gibi oldu. O süre içinde çevrelerini zifiri bir karanlık kaplayınca, Tümü birer birer el yordamı ile kendi kapılarını arayıp buldular.
18 Böylece öğeler niteliklerini değiş tokuş ettiler, Tıpkı bir arp üzerinde notaların ritim değiştirmesi gibi. Ama bu süreç içinde ses rengini koruyarak Olayları irdelersek bu durum açıkça görülür.
19 Toprakta yaşayan yaratıklar suda yaşar oldu, Suda yüzen yaratıklar toprakta oluştu.
20 Ateşin özelliği suda arttı, Su da ateşi söndürme yeteneğini yitirdi.
21 Öte yandan alevler, ateşe dalmaya cesaret eden En zayıf hayvanların etini kavurmadı, Alevler o güzel besini de eritmedi, Oysa o besin kırağı gibi kolayca erirdi.
22 Evet,Rabbim, tüm ulusunu olağanüstü ve görkemli yarattın, Kesinlikle onu değersiz saymadın, Türlü durumlarda ve sürekli olarak ulusuna destek oldun.