1
1. KİTAP
1. Mezmur
1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez, / Günahkârların yolunda durmaz, / Alaycıların arasında oturmaz.
DN
1,1
Mez 1 ve 2 Mezmurlar Kitabı’nın ön sözü gibiler, Mezmurların Mesihsel ifadelerini ve yaşam öğretisini özetlerler. “İki yolu” karşılaştıran
Mez 1, “Rab’bin Yasası” olan Tevrat’ı över: insan onun yolunda mutluluğa ulaşacaktır, bknz.
Mez 19,7-14 ve 119.
DN
2 Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır / Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.
DN
3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, / Meyvesini mevsiminde verir, / Yaprağı hiç solmaz. / Yaptığı her işi başarır.
4 Kötüler böyle değil, / Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.
5 Bu yüzden yargılanınca aklanamaz, / Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.
DN
1,5 yargılanınca: Bazı metinlere göre zamanların sonundaki “Son Yargı gününde” gerçekleşecek yargılama, bazılarına göre ise şimdiki hayatımızda Tanrı’nın herhangi bir yargısı.
6 Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir, / Kötülerin yolu ise ölüme götürür.
2
2. Mezmur
1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, / Neden boş planlar yapar bu halklar?
DN
2,1
Mez 110’ a olası bir bağlantısından dolayı Yahudi ve Hristiyan gelenekleri bu Mezmuru da Mesihsel bir Mezmur olarak yorumlarlar. Anlatılanlar eskatolojik bir bakış açısı taşırlar.
2 Yeryüzü kralları ayaklanıyor, / Önderler birleşiyor / RAB'be ve meshettiği krala karşı.
3 "Koparalım onların kayışlarını" diyorlar, / "Atalım üzerimizden bağlarını."
4 Göklerde oturan Rab gülüyor, / Onlarla eğleniyor.
5 Sonra öfkeyle uyarıyor onları, / Gazabıyla dehşete düşürüyor
6 Ve, "Ben kralımı / Kutsal dağım Siyon'a oturttum" diyor.
DN
2,6 kutsal dağım: Tanrı’nın dağı, Musa’nın Tanrı’yla karşılaştığı ve O’ndan Yasa’yı teslim aldığı Sina Dağı’ydı,
Çık 24,12-18; Yas 33,2, bknz.
1Kr 19,8. Süleyman, Siyon tepesinde tapınağı inşaat ettikten sonra,
2Sa 5,9+, bu tepe, Tanrı’nın bir anlamda konut kurduğu ve insanların “çıkıp” O’na tapındıkları tek dağ haline geldi, bknz.
Yas 12,2-3+. Siyon dağının ismi sonradan ise Mesihsel kralın şehri olan ve halkların bir araya geleceği Yeruşalim kentinin tamamı için kullanılmaya başlandı,
Mez 48,1+; Yşa 2,1-3; Yşa 11,9; Yşa 24,23; Yşa 56,7; Yoe 2,32; Zek 14,16-19, bknz.
İbr 12,22; Va 14,1; Va 21,1+.
7 RAB'bin fermanını ilan edeceğim: / Bana, "Sen benim oğlumsun" dedi, / "Sana bugün baba oldum.
DN
2,7 İsyankarlardan, a. 3, ve Yahve’den sonra, a. 6, şimdi de Mesih söz alır. Tanrı, onu İsrail’in kralı olarak mesh etmesiyle, eski çağlarda kralların taht alınışında sıkça kullanılan bir ifade ile “oğul kıldı”.
2Sa 7’ deki peygamberlikte de kullanılan bu ifade, sonradan daha derin bir anlam kazanacak.
İbr 1,5 ve Hristiyan litürjisinde bu ayet, Mesih İsa’nın ezelden beri Tanrı’nın Oğlu olduğunu ifade etmek için kullanılır.
8 Dile benden, miras olarak sana ulusları, / Mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.
9 Demir asayla kıracaksın onları, / Toprak kap gibi parçalayacaksın."
DN
2,9 Bu ayette Mesihsel kral, dönemin tanınan resimleriyle evrensel hükümdar olarak tanıtılır. Tüm halklar, onun buyrukları ve yargı otoritesi altındalar.
10 Ey krallar, akıllı olun! / Ey dünya önderleri, ders alın!
11 RAB'be korkuyla hizmet edin, / Titreyerek sevinin.
12 Oğulu öpün ki öfkelenmesin, / Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz. / Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir. / Ne mutlu O'na sığınanlara!
3
3. Mezmur
Davut'un oğlu Avşalom'dan kaçtığı zaman yazdığı mezmur
1 Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı, / Hele bana karşı ayaklananlar!
2 Birçoğu benim için: / "Tanrı katında ona kurtuluş yok!" diyor. [Sela]
3 Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın, / Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.
4 RAB'be seslenirim, / Yanıt verir bana kutsal dağından. [Sela]
5 Yatar uyurum, / Uyanır kalkarım, RAB destektir bana.
DN
3,5 Kilise Babaları bu ayeti Mesih’in ölümü ve dirilişiyle ilişkilendirirler.
6 Korkum yok / Çevremi saran binlerce düşmandan.
7 Ya RAB, kalk, ey Tanrım, kurtar beni! / Vur bütün düşmanlarımın çenesine, / Kır kötülerin dişlerini.
8 Kurtuluş RAB'dedir, / Halkının üzerinde olsun bereketin! [Sela]
4
4. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla - Davut'un mezmuru
DN
4 Mutluluğun tek kaynağı olan Tanrı’ya güven ve şükran Mezmuru. a. 4 ve 8 nedeniyle akşam duası olarak kullanılır.
1 Sana seslenince yanıt ver bana, / Ey adil Tanrım! / Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde, / Lütfet bana, kulak ver duama.
2 Ey insanlar, ne zamana dek / Onurumu utanca çevireceksiniz? / Ne zamana dek boş şeylere gönül verecek, / Yalan peşinde koşacaksınız? [Sela]
3 Bilin ki, RAB sadık kulunu kendine ayırmıştır, / Ne zaman seslensem, duyar beni.
4 Korkuyla titreyin, günah işlemeyin; / İyi düşünün yatağınızda, susun. [Sela]
DN
4,4 Metin tam olarak belli değil, ayetin genel anlamı: İnsan, Tanrı’ya karşı isyana girişmekten sakınmalı, sükûnet ve sessizlik içerisinde dua ederek O’na doğru yönelmeli.
5 Temiz yürekle kurbanlar sunun RAB'be, / O'na güvenin.
6 "Kim bize iyilik yapacak?" diyen çok. / Ya RAB, yüzünün ışığıyla bizi aydınlat!
DN
4,6 Yüzünün ışığıyla bizi aydınlat: “Üzerimize yüzünün ışığını saç” gibi ifadelerle de tercüme edilebilir. Kutsal Kitap’ta ve Mezmurlar’da sıkça geçer, Tanrı’nın ya da kralların şefkatli ilgisini ifade eder. “Yüz” bir şeyin ya da insanın dış tarafıdır,
Mez 104,30; Yar 2,6, vs., insanın fikirlerini ve duygularını açığa çıkarır,
Yar 4,5; Yar 31,2, vs. Yani bu ifade, hem kişiliği (“benim yüzüm” = ben,
Mez 42,5.11; Mez 43,5, vs.) hem de mevcudiyeti belirtir ve insana yönelip kendisini açıklayan Tanrı için kullanılır. İnsanın Tanrı’yı görmesi mümkün olmadığından dolayı,
Çık 33,20+; Çık 34,29-35, Tanrı, yüzünün ışığını sırf zayıflatılmış bir şekilde saçar, bknz.
Mez 31,16; Mez 44,3; Mez 80,3. İnsanın Tanrı’yı aradığını,
Mez 24,6; Mez 27,8+; Eyü 33,26; Amo 5,4+, ya da O’na “baktığını”,
Mez 11,7+; Mez 42,2, diyen ayetler de bu şekilde anlaşılmalılar. Bazı metinlerde geçen “Yüzünün ışığı içimize mühürlendi/damgalandı” tercümesi ise Tanrı’nın resminde yaratılan ve vaftizin mühürü ile damgalanan insanın ruhuyla ilişkilendirilirdi, vaftizin mühürü ile Hristiyan “ışığın oğlu, çocuğu” olur,
Luk 16,8; Yuh 8,12+; 1Se 5,5; Ef 5,8.
7 Öyle bir sevinç verdin ki bana, / Onların bol tahıl ve yeni şaraptan aldığı sevinçten fazla.
8 Esenlik içinde yatar uyurum, / Çünkü yalnız sen, ya RAB, / Güvenlik içinde tutarsın beni.
5
5. Mezmur
Müzik şefi için - Ney için - Davut'un mezmuru
1 Sözlerime kulak ver, ya RAB, / İniltilerimi işit.
2 Feryadımı dinle, ey Kralım ve Tanrım! / Duam sanadır.
3 Sabah sesimi duyarsın, ya RAB, / Her sabah sana duamı sunar, umutla beklerim.
DN
DN
5,3 “sana duamı sunarım”: Farklı şekillerde de tercüme edilebilir: “isteklerimi önüne koyar”, “adaklarımı sunarım”, “sunağımı hazırlarım”.
4 Çünkü sen kötülükten hoşlanan Tanrı değilsin, / Kötülük senin yanında barınmaz.
5 Böbürlenenler önünde duramaz, / Bütün suç işleyenlerden nefret duyar,
6 Yalan söyleyenleri yok edersin; / Ya RAB, sen eli kanlılardan, / Aldatıcılardan tiksinirsin.
7 Bense bol sevgin sayesinde / Kutsal tapınağına gireceğim; / Oraya doğru saygıyla eğileceğim.
8 Yol göster bana doğruluğunla, ya RAB, / Düşmanlarıma karşı! / Yolunu önümde düzle.
9 Çünkü onların sözüne güvenilmez, / Yürekleri yıkım dolu. / Yaltaklanır dururlar, / Boğazları açık birer mezar.
10 Ey Tanrı, onları suçlu çıkar! / Kurdukları düzen yıkımlarına yol açsın. / Kov onları sayısız isyanları yüzünden. / Çünkü sana karşı ayaklandılar.
DN
5,10 Tanrı’nın düşmanlarına karşı Tanrı’nın intikamını dileyen ifadelere birçok Mezmur’da rastlarız, bknz. örneğin
Mez 10,15; Mez 31,17; Mez 54,5; Mez 58,6d; Mez 59,11d; Mez 69,22-28; Mez 79,12; Mez 83,9-18; Mez 104,35; Mez 109,6-20; Mez 125,5; Mez 137,7-9; Mez 139,19-22; Mez 140,9-11. İntikamın mevcut dünyada sağlanılacağı düşüncesinin hakim olduğu bir dönemde (ki Eski Ahit de bu döneme aittir) bu dilekler, adalet arzusunu ifade eder. Bu şekilde kurgulanan “Tanrı’nın adaleti” ile günlük yaşamda tecrübe edilenler arasındaki bariz fark, ve Tanrı’nın zaman içerisinde devam eden vahiyi sayesinde bu tür duygular temizlenir: İnsan, Tanrı’nın öbür dünyaya uzanan adaletinin gizemiyle, bknz. Eyü, ve Yeni Ahit’in düşman sevgisi konusunda söyledikleriyle,
Mat 5,43-48, karşılaşır. Böylece kişisel intikam duygularından arınmış olan bu Mezmurlar, dünyada eylemlerine devam eden şeytani güçlerin karşısında Tanrısal adalet arzusunun birer ifadeleridirler. Yine de bazı yorumcular, bu ifadelerden doğan yanlış anlaşılmaları önlemek amacıyla bu tür ceza dileklerinden vazgeçilmesini önerirler.
11 Sevinsin sana sığınan herkes, / Sevinç çığlıkları atsın sürekli, / Kanat ger üzerlerine; / Sevinçle coşsun adını sevenler sende.
12 Çünkü sen doğru kişiyi kutsarsın, ya RAB, / Çevresini kalkan gibi lütfunla sararsın.
6
6. Mezmur
Müzik şefi için - Sekiz telli sazlarla. Davut'un mezmuru
DN
1 Ya RAB, öfkeyle azarlama beni, / Gazapla yola getirme.
2 Lütfet bana, ya RAB, bitkinim; / Şifa ver bana, ya RAB, kemiklerim sızlıyor,
3 Çok acı çekiyorum. / Ah, ya RAB! / Ne zamana dek sürecek bu?
DN
6,3 çok acı çekiyorum: Aslında “ruhum çok acı çekiyor”. İbranice “nefeş” (“yaşam soluğu; ruh, can”),
Yar 2,7, hayat nefesini ifade eder. Hayatı mümkün kılan “yaşam ilkesidir” ve ölümle geri çekilir. İnsanı ya da hayvanı, içinde bir can barındıran bireyler olarak,
Yar 12,1; Yar 14,21; Çık 1,5; Çık 12,4, veya birbirleriyle sürekli bağlı olan fiziksel ve ruhsal hayatlarının çeşitli eylemlerinde,
Yar 2,21+, ifade eder. “Benim Ruhum” ifadesi sıkça “ben” , “ben kendim”, bknz.
Mez 3,2; Mez 44,25; Mez 124,7; Yar 12,13; Çık 4,19; 1Sa 1,26; 1Sa 18,1-3, anlamına gelir, “benim hayatım”, “benim yüzüm”, “benim şanım” gibi ifadeler için aynısı geçerlidir. Ruhun bu değişik manaları YA’te de geçerli kalırlar (“psike”), bknz.
Mat 2,20; Mat 10,28; Mat 16,25-26; 1Ko 4,16+; 1Ko 15,44+.
4 Gel, ya RAB, kurtar beni, / Yardım et sevginden dolayı.
5 Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz, / Kim şükür sunar sana ölüler diyarından?
DN
6,5 ölüler arasında: Ölüler, Ölüler Diyarında (İbranice “şeol”), bknz.
Say 16,33+, sessiz ve gölge şeklinde yaşam sürdürürler, yaşam veren Tanrı ilişkisinden yoksunlar,
Yşa 38,18; Mez 30,9; Mez 88,5.10-12.
6 İnleye inleye bittim, / Döşeğim su içinde bütün gece ağlamaktan, / Yatağım sırılsıklam gözyaşlarımdan.
7 Kederden gözlerimin feri sönüyor, / Zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.
DN
6,7 gözlerimin feri sönüyor: “Düşmanlar” hastanın denemesinde, gizli bazı hatalarının cezasını görmektedirler, bknz. Eyüp’ün arkadaşları. Bu düşünce, farklı ayetlerde daha geniş bir şekilde açıklanacak,
Mez 31; Mez 35; Mez 38; Mez 69.
8 Ey suç işleyenler, / Uzak durun benden, / Çünkü RAB ağlayışımı işitti.
9 Yalvarışımı duydu, / Duamı kabul etti.
10 Bütün düşmanlarım utanacak, / Hepsini dehşet saracak, / Ansızın geri dönecekler utanç içinde.
7
7. Mezmur
Benyaminli Kûş'un sözlerine ilişkin Davut'un RAB'be okuduğu şigayon
DN
7 Bu Mezmur, iki farklı masumiyet açıklamasını birleştirir. Birincisi, a. 1-5.12b-16, bilgesel tarzdadır ve “dişe diş” kanununun uygulanmasını talep eder. İkincisi ise, a. 6-12a, Yeremya’dan etkilenmiştir, göksel yargıç olan Tanrı’nın müdahalesini diler. a. 17 ayinsel sonuçlandırmadır.
DN
7 Benyaminli Kûş: Bazı metinlerde “Kûşlu” diye geçer, bknz.
2Sa 18,21d, o zaman kastedilen, Davut’a, Abşalom’un ölümünü haber veren habercidir. Fakat “Benyaminli” eklemesinden dolayı kastedilenin Davut’un bir düşmanı olduğu yorumuna neden olur.
1 Sana sığınıyorum, ya RAB Tanrım! / Peşime düşenlerden kurtar beni, / Özgür kıl.
2 Yoksa aslan gibi parçalayacaklar beni, / Kurtaracak biri yok diye, / Lime lime edecekler etimi.
3 Ya RAB Tanrım, eğer şunu yaptıysam: / Birine haksızlık ettiysem,
4 Dostuma ihanet ettiysem, / Düşmanımı nedensiz soyduysam,
DN
7,4 “Dişe diş” kanununun temeli, bknz.
Çık 21,25+, iyiliğe iyilikle ve kötülüğe kötülükle karşılık verilmesini gerektiriyordu. İncilin ahlâki müjdesi henüz verilmemişti,
Mat 5,38d.
5 Ardıma düşsün düşman, / Yakalasın beni, / Canımı yerde çiğnesin, / Ayak altına alsın onurumu. [Sela]
DN
7,5 onurumu: Kelime aynı zamanda “karaciğer” anlamına gelmektedir. Karaciğer, semitik düşüncede aklın ve hislerin organı olarak bilinirdi.
6 Öfkeyle kalk, ya RAB! / Düşmanlarımın gazabına karşı çık! / Benim için uyan! / Buyur, adalet olsun.
7 Uluslar topluluğu çevreni sarsın, / Onları yüce katından yönet.
8 RAB halkları yargılar; / Beni de yargıla, ya RAB, / Doğruluğuma, dürüstlüğüme göre.
9 Ey adil Tanrım! / Kötülerin kötülüğü son bulsun, / Doğrular güvene kavuşsun, / Sen ki akılları, gönülleri sınarsın.
10 Tanrı kalkan gibi yanıbaşımda, / Temiz yüreklileri O kurtarır.
11 Tanrı adil bir yargıçtır, / Öyle bir Tanrı ki, her gün öfke saçar.
12 Kötüler yola gelmezse, / Tanrı kılıcını biler, / Yayını gerip hedefine kurar.
13 Hazır bekler ölümcül silahları, / Alevli okları.
14 İşte kötü insan fesat sancıları çekiyor, / Kötülüğe gebe kalmış, / Yalan doğuruyor.
15 Bir kuyu açıp kazıyor, / Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.
16 Kötülüğü kendi başına gelecek, / Zorbalığı kendi tepesine inecek.
17 Şükredeyim doğruluğu için RAB'be, / Yüce RAB'bin adını ilahilerle öveyim.
DN
7,17 ilahilerle öveyim: İbranice “samar”, Yunanca “psallein” fiili (latince kökenli dillerde Mezmur için kullanılan “Psalmus” terimi buradan gelir) telli bir saz çalmak veya bir saz eşliğinde şarkı söylemek anlamına gelir.
8
8. Mezmur
Müzik şefi için - Gitit üzerine - Davut'un mezmuru
DN
8 Gitit üzerine: Bazı metinlerde “Gitit’e göre”. Kastedilen belki arp (çalgı), ya da Filistin kökenli bir ilahi.
1 Ya Rab Yahve, / Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde! / Gökyüzünü görkeminle kapladın.
DN
8,1 Tanrı’nın ismi, imanlının, bu ismi ağzına aldığında, Yahve’nin yüceliğine paydaş olmasını sağlar, bknz. a. 5. Tanrı’nın benzerliğinde yaratılmış olan insan, O’nun hükümranlığına da ortaktır,
Mez 20,1; Mez 54,1.6; Yşa 63,17.
2 Çocukların, hatta bebeklerin sesiyle / Set çektin hasımlarına, / Düşmanı, öç alanı yok etmek için.
DN
8,2 Matta incilinde İsa’nın Yeruşalim’e Giriş’i anlatılırken bu ayet, tapınaktaki çocukların haykırışları için kullanılır. Litürji ise bu ayeti, “Aziz Masum Çocukların Bayramı”nda kullanır,
Mat 2,16; Mat 21,16.
DN
8,2 set çektin: Sağlam bir kuleye benzetilen Tanrı ismi,
Özd 18,10 vs., tek ve benzeri bulunmayan Tanrı’yı, Yahve’yi tanıttırdığından,
Çık 3,14, putlara sunulan bütün hizmetleri bozar.
3 Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri, / Oraya koyduğun ayı ve yıldızları,
4 Soruyorum kendi kendime: "İnsan ne ki, onu göz önüne alasın, / İnsan soyu ne ki, ona ilgi duyasın?"
5 Nerdeyse bir tanrı yaptın onu, / Başına şan şeref tacı koydun.
DN
6 Ellerinin eserlerine onu egemen kıldın, / Her şeyi ayaklarının altına serdin;
7 Davarları, sığırları, / Yabanıl hayvanları,
8 Gökteki kuşları, denizdeki balıkları, / Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.
9 Ya Rab Yahve, / Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!
9
9. Mezmur
Müzik şefi için - "Oğulun ölümü" makamında. Davut'un mezmuru
DN
9 -10,18:
Mez 9 ve 10 aslında tek bir Mezmurdur: “Fakirlerin” sözcüsü, bknz.
Sef 2,3+, tanrısal yargının gelişini bir ilahi aracılığıyla tasvir eder ve bu yargının tanrısızlar üzerine gelmesini diler. Mezmur “alfabetiktir”, bknz.
Özd 31,10+, fakat bazı harflerin karşılığı tercümelerde bulunamamıştır.
1 Ya RAB, bütün yüreğimle sana şükredeceğim, / Yaptığın harikaların hepsini anlatacağım.
2 Sende sevinç bulacak, coşacağım, / Adını ilahilerle öveceğim, ey Yüceler Yücesi!
3 Düşmanlarım geri çekilirken, / Sendeleyip ölüyorlar senin önünde.
4 Çünkü hakkımı, davamı sen savundun, / Adil yargıç olarak tahta oturdun.
DN
9,4 Tanrısal yargı gerçekleştirilmiş olarak görülmektedir, “Yahve’nin günü” bunu gün ışığına çıkaracaktır. Bu eskatolojik düşünce Mezmurlar’da sıkça görülmektedir.
5 Ulusları azarladın, kötüleri yok ettin, / Sonsuza dek adlarını sildin.
6 Yok olup gitti düşmanlar sonsuza dek, / Kökünden söktün kentlerini, / Anıları bile silinip gitti.
7 Oysa RAB sonsuza dek egemenlik sürer, / Yargı için kurmuştur tahtını;
8 O yönetir doğrulukla dünyayı, / O yargılar adaletle halkları.
9 RAB ezilenler için bir sığınak, / Sıkıntılı günlerde bir kaledir.
10 Seni tanıyanlar sana güvenir, / Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya RAB.
11 Siyon'da oturan RAB'bi ilahilerle övün! / Yaptıklarını halklar arasında duyurun!
12 Çünkü dökülen kanın hesabını soran anımsar, / Ezilenlerin feryadını unutmaz.
13 Acı bana, ya RAB! / Ey beni ölümün eşiğinden kurtaran, / Benden nefret edenler yüzünden çektiğim derde bak!
14 Öyle ki, övgüye değer işlerini anlatayım, / Yeruşalim kapılarında / Sağladığın kurtuluşla sevineyim.
15 Uluslar kendi kazdıkları kuyuya düştü, / Ayakları gizledikleri ağa takıldı.
16 Adil yargılarıyla RAB kendini gösterdi, / Kötüler kendi kurdukları tuzağa düştü. [Higayon. Sela]
17 Kötüler ölüler diyarına gidecek, / Tanrı'yı unutan bütün uluslar...
18 Ama yoksul hiç unutulmayacak, / Mazlumun umudu sonsuza dek kırılmayacak.
19 Kalk, ya RAB! İnsan galip çıkmasın, / Huzurunda yargılansın uluslar!
20 Onlara dehşet saç, ya RAB! / Sadece insan olduklarını bilsin uluslar. [Sela]
10
10. Mezmur
1 Ya RAB, neden uzak duruyorsun, / Sıkıntı günlerinde kendini gizliyorsun?
2 Kötüler gururla mazlumları avlıyor, / Mazlumlar kötülerin kurduğu tuzağa düşüyor.
3 Kötü insan içindeki isteklerle övünür, / Açgözlü insan RAB'be lanet okur, O'nu hor görür.
DN
10,3-4 Bu iki ayetin metni belirsizdir. “Rab’be lanet okur” aslında harfiyen “Rab’bi takdis eder” diye geçer,
1Kr 21,10-13 ve
Eyü 1,5.11; Eyü 2,5.9’ daki gibi bir örtmecedir.
DN
10,3-4 Kötü insan, tedarikçiliği inkar etmekle (“açgözlülük”) Tanrı’yı inkar etmiş olur.
4 Kendini beğenmiş kötü insan Tanrı'ya yönelmez, / Hep, "Tanrı yok!" diye düşünür.
5 Kötülerin yolları her zaman başarıya götürür. / Öyle yücedir ki senin yargıların, / Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.
6 İçinden, "Ben sarsılmam" der, / "Hiçbir zaman sıkıntıya düşmem."
7 Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu, / Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.
8 Köylerin çevresinde pusu kurar, / Masumu gizli yerlerde öldürür, / Çaresizi sinsice gözler.
9 Gizli yerlerde pusuya yatar / Çalılıktaki aslan gibi, / Kapmak için mazlumu bekler / Ve ağına düşürüp yakalar.
10 Kurbanları çaresiz çöker, / Saldıranın üstün gücü altında ezilir.
11 Kötü insan içinden, "Tanrı unuttu" der, / "Örttü yüzünü, asla göremez."
12 Kalk, ya RAB, kaldır elini, ey Tanrı! / Mazlumları unutma!
DN
13 Neden kötü insan seni hor görsün, / İçinden, "Tanrı hesap sormaz" desin?
14 Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün, / Yardım etmek için onları izlersin; / Çaresizler sana dayanır, / Öksüzün yardımcısı sensin.
15 Kötünün, haksızın kolunu kır, / Sormadık hesap kalmasın yaptığı kötülükten.
16 RAB sonsuza dek kral kalacak, / Uluslar O'nun ülkesinden temizlenecek.
17 Mazlumların dileğini duyarsın, ya RAB, / Yüreklendirirsin onları, / Kulağın hep üzerlerinde;
18 Öksüze, düşküne hakkını vermek için, / Bir daha dehşet saçmasın ölümlü insan.
11
11. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ben RAB'be sığınırım, / Nasıl dersiniz bana, / "Kuş gibi kaç dağlara.
DN
11,1 kuş gibi: Zulüm edilen kişi kuşa benzetilir,
Mez 55,6; Mez 91,3; Mez 124,7. Dağlar ise sığınma yeridir,
Mez 121,1; Yar 19,17; Hez 7,16; Mat 24,16.
2 Bak, kötüler yaylarını geriyor, / Temiz yürekli insanları / Karanlıkta vurmak için / Oklarını kirişine koyuyor.
3 Temeller yıkılırsa, / Ne yapabilir doğru insan?"
4 RAB kutsal tapınağındadır, / O'nun tahtı göklerdedir, / Bütün insanları görür, / Herkesi sınar.
5 RAB doğru insanı sınar, / Kötüden, zorbalığı sevenden tiksinir.
6 Kötülerin üzerine kızgın korlar ve kükürt yağdıracak, / Paylarına düşen kâse kavurucu rüzgar olacak.
DN
11,6 paylarına düşen kupa: Bu kupa (belki Tanrı’nın isteğine öğrenmek amacıyla çekilen kuralarda kullanılırdı) yazgıyı simgeliyor: iyi yazgı,
Mez 16,5; Mez 23,5, ya da kötü yazgı,
Mez 75,8; Mat 20,22; Va 14,10; Va 16,19. Tanrısal öfkenin kasesi ise peygamberlerde de geçer,
Yer 25,15; Hab 2,16; Hez 23,31d; Yşa 51,17+; Ağı 4,21.
7 Çünkü RAB doğrudur, doğruları sever; / Dürüst insanlar O'nun yüzünü görecek.
DN
11,7 O’nun yüzünü görecek: İnsanın Tanrı’yı görmesi imkânsızdır, bknz.
Çık 33,20+. Ancak “Tanrı’nın yüzünü görmek” ifadesi, iyi efendilerinin önünde duran hizmetkârlar gibi O’nun mevcudiyetinde bulunmak,
Mez 15,1, anlamında Mezmurlarda sıkça geçer, bknz.
Mez 16,11; Mez 17,15; Mez 24,6; Mez 27,8+; Mez 105,4; Yar 33,10; Eyü 33,26; Yşa 38,11.
12
12. Mezmur
Müzik şefi için - Sekiz telli sazlarla - Davut'un mezmuru
DN
12 Bu Mezmur Peygambervari bir yalvarıştır. İnsanların yalanlarının karşısına tanrısal sözün ve vaatlerin gerçeği konulur.
1 Kurtar beni, ya RAB, sana bağlı kimse kalmadı, / Sadık insanlar yok oldu.
2 Herkes birbirine yalan söylüyor, / Dalkavukluk, ikiyüzlülük ediyor.
3 Sustursun RAB dalkavukların ağzını, / Büyüklenen dilleri.
4 Onlar ki, "Dilimizle kazanırız, / Dudaklarımız emrimizde, / Kim bize efendilik edebilir?" derler.
5 "Şimdi kalkacağım" diyor RAB, / "Çünkü mazlumlar eziliyor, / Yoksullar inliyor, / Özledikleri kurtuluşu vereceğim onlara."
6 RAB'bin sözleri pak sözlerdir; / Toprak ocakta eritilmiş, / Yedi kez arıtılmış gümüşe benzer.
DN
12,6 ocakta eritilmiş, yedi kez arıtılmış gümüşe benzer: Tanrı’nın sözü kesinlikle yalan içermez; her türlü yalandan arıdır.
7 Sen onları koru, ya RAB, / Bu kötü kuşaktan hep uzak tut!
8 İnsanlar arasında alçaklık rağbet görünce, / Kötüler her yanda dolaşır oldu.
13
13. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ne zamana dek, ya RAB, / Sonsuza dek mi beni unutacaksın? / Ne zamana dek yüzünü benden gizleyeceksin?
2 Ne zamana dek içimde tasa, / Yüreğimde hep keder olacak? / Ne zamana dek düşmanım bana üstün çıkacak?
DN
13,2 hep: Bazı metinlerde “günden güne” diye geçer. Yani her an, her dakika.
3 Gör halimi, ya RAB, yanıt ver, Tanrım, / Gözlerimi aç, ölüm uykusuna dalmayayım.
4 Düşmanlarım, "Onu yendik!" demesin, / Sarsıldığımda hasımlarım sevinmesin.
5 Ben senin sevgine güveniyorum, / Yüreğim kurtarışınla coşsun.
DN
13,5 Bazı metinler ayetin sonuna “ve Yahve’nin ismini ilahilerle öveceğim” diye ekler, bknz.
Mez 7,17.
6 Ezgiler söyleyeceğim sana, ya RAB, / Çünkü iyilik ettin bana.
14
14. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Akılsız içinden, "Tanrı yok!" der. / İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü, / İyilik eden yok.
DN
2 RAB göklerden bakar oldu insanlara, / Akıllı biri, Tanrı'ya yönelen biri var mı diye.
3 Hepsi sapmış, / Çürümüş sanki, / İyilik eden yok, / Bir kişi bile!
DN
4 Suç işleyenlerin hiçbiri görmüyor mu? / Halkımı ekmek yer gibi yiyorlar, / RAB'be yakarmıyorlar.
DN
14,4 “halkımı ekmek yer gibi yiyorlar”, Peygambersel kökenli bir imge, bknz.
Mik 3,1d.
5 Ansızın dehşete düşecekler, / Çünkü Tanrı doğruların yanındadır.
DN
14,5 dehşete düşecekler: Harfiyen “orada dehşete düşecekler”, yani Siyon’da, a. 7, bknz.
Mez 48,2; Mez 76,3; Mez 87,4.6; Hez 48,35. Bazı metinler “dehşete sebep yokken” diye ekler, bknz.
Mez 53,5. Büyük bir dehşet ya da görünürde bir nedeni olmayan bir dehşet, bknz.
Lev 26,36; Yas 28,67; 1Sa 14,15; 2Ta 14,14; Eyü 3,25. M.Ö. 701 yıllında Yeruşalim’i kuşattıklarında Assurluların, korkmaları için hiç bir sebep olmadığını düşündükleri halde, başlarına gelen dehşet düşünülmüş olabilir, bknz.
2Kr 19,35; Yşa 37,36.
6 Mazlumun hayalini boşa çıkarırdınız, / Ama RAB onun sığınağıdır.
7 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse! / RAB halkını eski gönencine kavuşturunca, / Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.
DN
14,7 eski gönencine kavuşturunca: İfade, bknz.
Mez 85,1; Mez 126,1; Amo 9,14; Hoş 6,11; Yer 29,14; Hez 16,53; Yas 30,3; Eyü 42,10, ilk önce, sürgünden geri dönülmeyi içerirse de daha geniş bir anlam almıştır: yeniden inşa etmek, yazgının değişmesi, yeniden yapılanmak.
15
15. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, çadırına kim konuk olabilir? / Kutsal dağında kim oturabilir?
DN
15,1 Bu Mezmur, ahlaki yasanın bir özetidir, bknz.
Çık 20,1+.
DN
15,1 Yeruşalim’deki Tapınak, her yıl çadır bayramında anılan çöldeki Antlaşma Çadırı’nın hatırasına atfen,
Çık 23,14+, bazen “çadır” adını alabiliyor.
2 Kusursuz yaşam süren, adil davranan, / Yürekten gerçeği söyleyen.
3 İftira etmez, / Dostuna zarar vermez, / Komşusuna kara çalmaz böylesi.
4 Aşağılık insanları hor görür, / Ama RAB'den korkanlara saygı duyar. / Kendi zararına ant içse bile, dönmez andından.
DN
15,4 Rab’den korkanlara: O’na sadık ve bağlı olanlar. Mezmurlarda çokça geçen bu ifade sadıklar, imanlılar kelimeleriyle eş anlamlıdır. “Rab’den Korkanlar” ifadesi daha sonraları ise Yahudilikle ilgilenip ona yakınlık duyan putperestler için kullanılır, bknz.
Haİş 2,11+; Haİş 10,2+.
5 Parasını faize vermez, / Suçsuza karşı rüşvet almaz. / Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.
16
16. Mezmur
Davut'un miktamı
1 Koru beni, ey Tanrı, / Çünkü sana sığınıyorum.
2 RAB'be dedim ki, "Efendim sensin. / Senden öte mutluluk yok benim için."
DN
16,2-3 Metnin aslının tercümesi çok zordur. Bazı metinlerde “Efendim sensin, mutluluğum ülkenin putlarından gelmez. Onlar (yani putlar), onları sevenleri, onların ardından koşanları ve onların resimlerini çoğalanları egemenlik altında tutarlar” diye geçer. Belki, Tanrı ile putları yan yana koyup her iki tarafa da hizmet etmek isteyen insanlara yönelik ayetlerdir, ki bu arzu, uzun dönemler boyunca İsrail halkının en büyük denenmelerindendi, bknz.
Yşa 57,6; Yşa 65,5; Yşa 66,3d.
3 Ülkedeki kutsallara gelince, / Soyludur onlar, biricik zevkim onlardır.
4 Başka ilahların ardınca koşanların derdi artacak. / Onların kan sunularını dökmeyeceğim, / Adlarını ağzıma almayacağım.
5 Benim payıma, / Benim kâseme düşen sensin, ya RAB; / Yaşamım senin ellerinde.
6 Payıma ne güzel yerler düştü, / Ne harika bir mirasım var!
DN
16,6 İsrail oymaklarına vaat edilen topraklar dağıtıldığında toprak verilmeyen Levililerin durumuna atıf. Onların geçim kaynağı (onların “payı”, kase, bknz.
Mez 11,6+, ve kura,
Mik 2,4-5, resimleriyle ifade edilir) Yahve’ye hizmettir.
7 Övgüler sunarım bana öğüt veren RAB'be, / Geceleri bile vicdanım uyarır beni.
DN
8 Gözümü RAB'den ayırmam, / Hiç sarsılmam, O sağımda durduğu için.
9 Bu yüzden içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor, / Bedenim güven içinde.
10 Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, / Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin.
DN
16,10 Mezmurcu Yahve’yi seçti. Gerçekçi imanı ve Tanrı’ya yakın olma arzusu, O’nunla çok sıkı, çözülemeyen bir bağ oluşturur: bu nedenle Tanrı Mezmurcuyu, onu Tanrı’dan ayıran ölümden çıkartacaktır,
Mez 6,5; bknz.
Mez 49,15+. Henüz belirsiz bir ümit olsa da, diriliş imanının ön hazırlığıdır, bknz.
Dan 12,2; 2Mak 7,9+. Yahudiliğin mesihsel yorumu, İsa’nın dirilişiyle gerçekleşmiş oldu.
11 Hep yaşam yolunu gösterirsin bana. / Bol sevinç vardır senin huzurunda, / Sağ elinden mutluluk eksilmez.
17
17. Mezmur
Davut'un duası
1 Haklı davamı dinle, ya RAB, / Feryadımı işit! / Hilesiz dudaklardan çıkan duama kulak ver!
2 Haklı çıkar beni, / Çünkü sen gerçeği görürsün.
3 Yüreğimi yokladın, / Gece denedin, / Sınadın beni, / Kötü bir şey bulmadın; / Kararlıyım, ağzımdan kötü söz çıkmaz,
4 Başkalarının yaptıklarına gelince, / Ben senin sözlerine uyarak / Şiddet yollarından kaçındım.
5 Sıkı adımlarla senin yollarını tuttum, / Kaymadı ayaklarım.
6 Sana yakarıyorum, ey Tanrı, / Çünkü bana yanıt verirsin; / Kulak ver bana, dinle söylediklerimi!
7 Göster harika sevgini, / Ey sana sığınanları saldırganlardan sağ eliyle kurtaran!
8 Koru beni gözbebeği gibi; / Kanatlarının gölgesine gizle
9 Kötülerin saldırısından, / Çevremi saran ölümcül düşmanlarımdan.
10 Yürekleri yağ bağlamış, / Ağızları büyük laflar ediyor.
11 İzimi buldular, üzerime geliyorlar, / Yere vurmak için gözetliyorlar.
12 Tıpkı parçalamak için sabırsızlanan bir aslan, / Pusuya yatan genç bir aslan gibi.
13 Kalk, ya RAB, kes önlerini, eğ başlarını! / Kılıcınla kurtar canımı kötülerden,
14 Elinle bu insanlardan, ya RAB, / Yaşam payı bu dünyada olan insanlardan. / Varsın karınları vereceğin cezalara doysun, / Çocukları da yiyip doysun, / Artanı torunlarına kalsın!
15 Ama ben doğruluk sayesinde yüzünü göreceğim senin, / Uyanınca suretini görmeye doyacağım.
DN
17,15 uyanınca: Tanrısal lütufların verildiği ayrıcaklıklı an,
Mez 5,3; Mez 30,5; Mez 46,5; Mez 49,14; Mez 57,8; Mez 73,20; Mez 90,14; Mez 130,6; Mez 143,8. Aynı zamanda adalet vaktidir,
Mez 101,8+. Seher ve ışık kurtuluşun sembolüdür,
Yşa 8,20; Yşa 9,2; Yşa 33,2; Yşa 58,10; Sef 3,5; Ağı 3,23, bknz.
Yuh 1,4-5+; Yuh 8,12+. Bunun karşısında akşam ve karanlık ise mutsuzluğu ve denemeleri simgeler, a. 3;
Mez 30,5; Mez 59,6; Mez 88,18; Mez 107,10; Yşa 17,14; Yşa 50,10. “Uyanınca” kelimesi bazen dirilişe bir atıf olarak algılanmıştır,
2Kr 4,31; Yşa 26,19; Dan 12,2; Mez 16,10+.
18
18. Mezmur
Müzik şefi için - RAB'bin kulu Davut'un mezmuru RAB kendisini bütün düşmanlarının pençesinden ve Saul'un elinden kurtardığı gün Davut RAB'be şu ezgiyi okudu:
DN
18 Bu Mezmurda bir şükran duası, a. 4-27, ve bir kralın zafer şükranı, a. 31-50 birleştirilmiştir. Mezmurun asıl sözlerinden anlaşılmayan yerler
2Sa 22’ ye bakılarak düzeltildi.
1 Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!
2 RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır, / Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir, / Kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!
DN
18,2 kayam, sığınağım: Yahve Mezmurlarda sıkça “İsrail’in kayası” olarak adlandırılır, ona sadık olanların ve özellikle Davut’un kökünden gelenlerin kalesidir, bknz.
Mat 16,18+.
DN
18,2 güçlü kurtarıcım: harfiyen “Kurtuluşumun boynuzu”; “boynuz”, kuvvetin, gücün ve imtiyazın, güçlü olmanın sembolüdür,
Mez 75,4; Mez 89,17; Mez 92,10, bknz.
Yas 33,17; 1Kr 22,11; Zek 1,21, ve bazen de Mesihsel bir peygamberliktir,
Mez 132,17; Hez 29,11.
3 Övgüye değer RAB'be seslenir, / Kurtulurum düşmanlarımdan.
4 Ölüm iplerine dolanmıştım, / Yıkım selleri basmıştı beni,
DN
18,4 ölüm iplerine dolanmıştım, yıkım selleri: Seller ölümcül tehlikeleri simgeler,
Mez 32,6; Mez 40,2; Mez 42,7; Mez 66,12; Mez 69,1d; Mez 69,14d; Mez 88,17; Mez 130,1; Yşa 8,7; Yşa 30,28; Eyü 22,11; Eyü 27,20; Yun 2,5.
5 Ölüler diyarının bağları sarmıştı, / Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.
6 Sıkıntı içinde RAB'be yakardım, / Yardıma çağırdım Tanrım'ı. / Tapınağından sesimi duydu, / Haykırışım kulaklarına ulaştı.
7 O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı, / Titreyip sarsıldı dağların temelleri, / Çünkü RAB öfkelenmişti.
DN
18,7 Burada, O’na sadık kalanların yardımına gelen Yahve’nin zafersel görünüşü (“teofania”) anlatılmaya başlanıyor, a. 7-17, bknz.
Çık 13,22+; Çık 19,16.
8 Burnundan duman yükseldi, / Ağzından kavurucu ateş / Ve korlar fışkırdı.
9 Kara buluta basarak / Gökleri yarıp indi.
10 Bir Keruv'a binip uçtu, / Rüzgar kanatlar takarak hızla geldi.
DN
18,10 Keruvlar, Ahit Sandığının yanında dururlardı,
Çık 25,18+. Hezekiel’in Tanrı’nın arabası hakkında gördüğü görümde de geçerler,
Hez 1,5+. Yahve’nin tahtı olarak hizmet verirler,
1Sa 4,4; 2Sa 6,2; 2Kr 19,15. Tapınağın yıkılışından sonra göksel yaratıkların sembolü olarak geçerler.
11 Karanlığı örtündü, / Kara bulutları kendine çardak yaptı.
12 Varlığının parıltısından, / Bulutlardan dolu ve korlar savruluyordu.
13 RAB göklerden gürledi, / Duyurdu sesini Yüceler Yücesi, / Dolu ve alevli korlarla.
14 Savurup oklarını düşmanlarını dağıttı, / Şimşek çaktırarak onları şaşkına çevirdi.
15 Denizin dibi göründü, / Yeryüzünün temelleri açığa çıktı, ya RAB, / Senin azarlamandan, / Burnundan çıkan güçlü soluktan.
16 RAB yukarıdan elini uzatıp tuttu, / Çıkardı beni derin sulardan.
17 Beni güçlü düşmanımdan, / Benden nefret edenlerden kurtardı, / Çünkü onlar benden güçlüydü.
18 Felaket günümde karşıma dikildiler, / Ama RAB bana destek oldu.
19 Beni huzura kavuşturdu, / Kurtardı, çünkü benden hoşnut kaldı.
20 RAB doğruluğumun karşılığını verdi, / Beni temiz ellerime göre ödüllendirdi.
21 Çünkü RAB'bin yolunda yürüdüm, / Tanrım'dan uzaklaşarak kötülük yapmadım.
22 O'nun bütün ilkelerini göz önünde tuttum, / Kurallarından ayrılmadım.
23 O'nun gözünde kusursuzdum, / Suç işlemekten sakındım.
24 Bu yüzden RAB beni / Doğru ve pak olan ellerime göre ödüllendirdi.
25 Sadık kuluna bağlılık gösterir, / Kusursuz olana kusursuz davranırsın.
26 Pak olanla pak olur, / Eğriye eğri davranırsın.
27 Alçakgönüllüleri kurtarır, / Gururluların başını eğersin.
28 Işığımın kaynağı sensin, ya RAB, Tanrım! / Karanlığımı aydınlatırsın.
29 Desteğinle akıncılara saldırır, / Seninle surları aşarım, Tanrım.
30 Tanrı'nın yolu kusursuzdur, / RAB'bin sözü arıdır. / O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.
31 Var mı RAB'den başka Tanrı? / Tanrımız'dan başka kaya var mı?
32 Tanrı beni güçle donatır, / Yolumu kusursuz kılar.
33 Ayaklar verdi bana, geyiklerinki gibi, / Doruklarda tutar beni.
34 Bana savaşmayı öğretti, / Kollarımla tunç bir yayı gereyim diye.
35 Bana zafer kalkanını bağışlarsın, / Sağ elin destekler, / Alçakgönüllülüğün yüceltir beni.
36 Bastığım yerleri genişletirsin, / Burkulmaz bileklerim.
37 Kovalayıp yetiştim düşmanlarıma, / Hepsi yok olmadan geri dönmedim.
38 Ezdim onları, kalkamaz oldular, / Ayaklarımın altına serildiler.
39 Savaş için beni güçle donattın, / Bana başkaldıranları önümde yere serdin.
40 Düşmanlarımı kaçmak zorunda bıraktın, / Benden nefret edenleri yok ettim.
41 Feryat ettiler, ama kurtaran çıkmadı; / RAB'bi çağırdılar, ama O yanıt vermedi.
42 Ezdim onları, rüzgarın savurduğu toza döndüler, / Sokak çamuru gibi savurup attım.
43 Halkımın çekişmelerinden beni kurtardın, / Ulusların önderi yaptın, / Tanımadığım halklar bana kulluk ediyor.
44 Duyar duymaz sözümü dinlediler, / Yabancılar bana yaltaklandılar.
45 Yabancıların betleri benizleri attı, / Titreyerek çıktılar kalelerinden.
46 RAB yaşıyor! Kayama övgüler olsun! / Yücelsin kurtarıcım Tanrı!
47 O'dur öcümü alan, / Halkları bana bağımlı kılan.
48 Düşmanlarımdan kurtarır, / Başkaldıranlardan üstün kılar beni, / Zorbaların elinden alır.
49 Bu yüzden uluslar arasında seni öveceğim, ya RAB, / Adına ezgiler dizeceğim.
50 RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır, / Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna / Sonsuza dek sevgi gösterir.
DN
18,50 Krala ve Tanrı’nın “mesh ettiği kişiye” bahşettiği kurtuluş eserine atıfta bulunup Davut’un soyuna verilen kurtuluş vaatlerini anımsatan ayinsel son, bknz.
Mez 89,1d.28d; 1Sa 2,10.
19
19. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
19 İlahi şeklinde bu Mezmur, göğü, özellikle de güneşi yaratan, a. 4b-6, ve Yasa’nın buyruklarını vermiş olan Yahve’yi över: Doğa ve yasa, Tanrı’nın yüceliğine şehadet ediyorlar. Eski çağlarda güneş, adaletin simgesiydi, bknz.
Mal 4,2; Bil 5,6; böylece Mezmurun iki bölümünün bağı anlaşılır oluyor. Mezmur, Noel ayininde Tanrı’nın adalet güneşi olan Söz’üne uygulanılır,
Mal 4,2; Yuh 1,9; Luk 1,78. A. 4 ise havarilerle ilişkilendirilir,
Rom 10,18.
1 Gökler Tanrı'nın görkemini açıklamakta, / Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.
2 Gün güne söz söyler, / Gece geceye bilgi verir.
3 Ne söz geçer orada, ne de konuşma, / Sesleri duyulmaz.
DN
19,3 sesleri duyulmaz: Yıldızları sessiz “gökyazısı” olarak gören Assuriyeli-Babil düşüncesine atıf.
4 Ama sözleri yeryüzünü dolaşır, / Söyledikleri dünyanın dört bucağına ulaşır. / Güneş için göklerde çadır kurdu Tanrı.
5 Gerdekten çıkan güveye benzer güneş, / Koşmaya başlayacak atlet gibi sevinir.
6 Göğün bir ucundan çıkar, / Öbür ucuna döner, / Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından.
7 RAB'bin yasası yetkindir, cana can katar, / RAB'bin buyrukları güvenilirdir, / Saf adama bilgelik verir,
8 RAB'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, / RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.
9 RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır, / RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.
10 Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur, / Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.
11 Uyarırlar kulunu, / Onlara uyanların ödülü büyüktür.
12 Kim yanlışlarını görebilir? / Bağışla göremediğim kusurlarımı,
13 Bilerek işlenen günahlardan koru kulunu, / İzin verme bana egemen olmalarına! / O zaman büyük isyandan uzak, / Kusursuz olurum.
14 Ağzımdan çıkan sözler, / Yüreğimdeki düşünceler, / Kabul görsün senin önünde, / Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim!
DN
19,14 kurtarıcım: İbranice “go’el” ifadesi kan davasını güdeni,
Say 35,19+, ve toprakların yabancılara satılmasının önüne geçen “kurtarıcıyı” belirtirdi,
Lev 25,25.47-49. Sıkça, halkının ve sadık olanların intikamını alan ve ölümden kurtaran Yahve için kullanılır,
Eyü 19,25; Mez 19,14; Mez 78,35; Yşa 41,14; Yşa 43,14; Yşa 44,6.24; Yşa 49,7; Yşa 59,20; Yer 50,34.
20
20. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
1 Sıkıntılı gününde RAB sana yanıt versin, / Yakup'un Tanrısı'nın adı seni korusun!
2 Yardım göndersin sana Kutsal Yer'den, / Siyon'dan destek versin.
3 Bütün tahıl sunularını anımsasın, / Yakmalık sunularını kabul etsin! [Sela]
4 Gönlünce versin sana, / Bütün tasarılarını gerçekleştirsin!
5 O zaman zaferini sevinç çığlıklarıyla kutlayacağız, / Tanrımız'ın adıyla sancaklarımızı dikeceğiz. / RAB senin bütün dileklerini yerine getirsin.
6 Şimdi anladım ki, RAB meshettiği kralı kurtarıyor, / Sağ elinin kurtarıcı gücüyle / Kutsal göklerinden ona yanıt veriyor.
DN
7 Bazıları savaş arabalarına, / Bazıları atlarına güvenir, / Bizse Tanrımız RAB'be güveniriz.
8 Onlar çöküyor, düşüyorlar; / Bizse kalkıyor, dimdik duruyoruz.
9 Ya RAB, kralı kurtar! / Yanıt ver bize sana yakardığımız gün!
21
21. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
21 İki bölümden oluşan bu Mezmurun konusu mesihsel ve eskatolojiktir.
1 Ya RAB, kral seviniyor gösterdiğin güce. / Sevinçten coşuyor verdiğin zaferle!
2 Gönlünün istediğini verdin, / Ağzından çıkan dileği geri çevirmedin. [Sela]
3 Onu güzel armağanlarla karşıladın, / Başına saf altından taç koydun.
4 Senden yaşam istedi, verdin ona: / Uzun, sonsuz bir ömür.
5 Sağladığın zaferle büyük yüceliğe erişti, / Onu görkem ve büyüklükle donattın.
6 Üzerine sürekli bereket yağdırdın, / Varlığınla onu sevince boğdun.
7 Çünkü kral RAB'be güvenir, / Yüceler Yücesi'nin sevgisi sayesinde sarsılmaz.
8 Elin bütün düşmanlarına erişecek, / Sağ elin senden nefret edenlere uzanacak.
9 Öfkelendiğin an, ya RAB, / Kızgın fırına döndüreceksin onları; / Gazapla yutacak, / Ateşle tüketeceksin.
DN
21,9 öfkelendiğin an: Yani yargılamak için görüneceğin zaman. Bu ifade ve ateş eskatolojik simgelerdir. Bu ayetler (a. 8-12) belki ilk metinde Yahve’ye yönelikti, şimdi ise krala yönelirler.
10 Yok edeceksin çocuklarını yeryüzünden, / Soylarını insanlar arasından.
11 Düzenler kursalar sana, / Aldatmaya çalışsalar, / Yine de başarılı olamazlar.
12 Çünkü sırtlarını döndüreceksin, / Yayını yüzlerine doğru gerince.
13 Yüceliğini göster, ya RAB, gücünle! / Ezgiler söyleyip ilahilerle öveceğiz kudretini.
22
22. Mezmur
Müzik şefi için - "Tan geyiği" makamında / Davut'un mezmuru
DN
22 Bu Mezmurda, zulüm gören ve kovalanan bir masumun ağıtı ve duası, beklenen kurtuluş için bir şükran duasına dönüşür, a. 22-26. Sadık kulun denenmelerinin sonucu olarak gösterilen Tanrı’nın hükümranlığını dile getiren sonuç bölümü, a. 27-31, belki ayindeki kullanım için uyumlandırılmıştır. Mezmur, acı çeken “Tanrı’nın Kulu” ilahilerine yakındır,
Yşa 52,13-53,12. İsa haçta bu Mezmuru söyler, incilciler Mezmurda İsa’nın ıstıraplarının ön resmi görürler: Her ne kadar tam anlamda bir peygamberlik değilse de, Tanrı’nın kurtuluşunun “tipik” özelliklerini gösterir ve bu bakımdan “mesihsel” bir Mezmurdur.
1 Tanrım, Tanrım, neden beni terk ettin? / Niçin bana yardım etmekten, / Haykırışıma kulak vermekten uzak duruyorsun?
2 Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun, / Gece sesleniyorum, yine rahat yok bana.
3 Oysa sen kutsalsın, / İsrail'in övgüleri üzerine taht kuran sensin.
4 Sana güvendiler atalarımız, / Sana dayandılar, onları kurtardın.
5 Sana yakarıp kurtuldular, / Sana güvendiler, aldanmadılar.
6 Ama ben insan değil, toprak kurduyum, / İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor.
7 Beni gören herkes alay ediyor, / Sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki:
8 "Sırtını RAB'be dayadı, kurtarsın bakalım onu, / Madem onu seviyor, yardım etsin!"
9 Oysa beni ana rahminden çıkaran, / Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.
10 Doğuşumdan beri sana teslim edildim, / Ana rahminden beri Tanrım sensin!
11 Benden uzak durma! Çünkü sıkıntı yanıbaşımda, / Yardım edecek kimse yok.
12 Boğalar kuşatıyor beni, / Azgın Başan boğaları sarıyor çevremi.
13 Kükreyerek avını parçalayan aslanlar gibi / Ağızlarını açıyorlar bana.
14 Su gibi dökülüyorum, / Bütün kemiklerim oynaklarından çıkıyor; / Yüreğim balmumu gibi içimde eriyor.
15 Gücüm çömlek parçası gibi kurudu, / Dilim damağıma yapışıyor; / Beni ölüm toprağına yatırdın.
16 Köpekler kuşatıyor beni, / Kötüler sürüsü çevremi sarıyor, / Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.
DN
17 Bütün kemiklerimi sayar oldum, / Gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar.
18 Giysilerimi aralarında paylaşıyor, / Mintanım için kura çekiyorlar.
19 Ama sen, ya RAB, uzak durma; / Ey gücüm benim, yardımıma koş!
20 Canımı kılıçtan, / Biricik hayatımı köpeğin pençesinden kurtar!
21 Kurtar beni aslanın ağzından, / Yaban öküzlerinin boynuzundan. / Yanıt ver bana!
22 Adını kardeşlerime duyurayım, / Topluluk ortasında sana övgüler sunayım:
23 Ey sizler, RAB'den korkanlar, O'na övgüler sunun! / Ey Yakup soyu, O'nu yüceltin! / Ey İsrail soyu, O'na saygı gösterin!
24 Çünkü O mazlumun çektiği sıkıntıyı hafife almadı, / Ondan tiksinmedi, yüz çevirmedi; / Kendisini yardıma çağırdığında ona kulak verdi.
25 Övgü konum sen olacaksın büyük toplulukta, / Senden korkanların önünde sunacağım adaklarımı.
26 Yoksullar yiyip doyacak, / RAB'be yönelenler O'na övgü sunacak. / Sonsuza dek ömrünüz tükenmesin!
DN
22,26 yoksullar yiyip doyacak: Büyük ihtimalle Mesihsel şölene atıftır,
Yşa 55,1d, (sanıldığı gibi sunulardan sonraki sofradan bahsetmiyor,
Lev 3,1+).
27 Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp RAB'be dönecek, / Ulusların bütün soyları O'nun önünde yere kapanacak.
28 Çünkü egemenlik RAB'bindir, / Ulusları O yönetir.
29 Yeryüzündeki bütün zenginler doyacak / Ve O'nun önünde yere kapanacak, / Toprağa gidenler, / Ölümlerine engel olamayanlar, / Eğilecekler O'nun önünde.
30 Gelecek kuşaklar O'na kulluk edecek, / Rab yeni kuşaklara anlatılacak.
31 O'nun doğruluğunu, / "Rab yaptı bunları" diyerek, / Henüz doğmamış bir halka duyuracaklar.
23
23. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 RAB çobanımdır, / Eksiğim olmaz.
DN
23,1 Tanrı’nın doğrularıyla ilgilenmesi burada iki resimle betimlenir: çoban, a. 1-4, ve Mesihsel şöleni veren ev sahibi, a. 5-6. Bu Mezmur geleneksel olarak kutsal gizemler ve özellikle de vaftiz ve Efkaristiya ile ilişkilendirilir.
2 Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, / Sakin suların kıyısına götürür.
3 İçimi tazeler, / Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.
4 Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile, / Kötülükten korkmam. / Çünkü sen benimlesin. / Çomağın, değneğin güven verir bana.
5 Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın, / Başıma yağ sürersin, / Kâsem taşıyor.
DN
6 Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni, / Hep RAB'bin evinde oturacağım.
24
24. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 RAB'bindir yeryüzü ve içindekiler, / Dünya ve üzerinde yaşayanlar;
DN
24,1 Mezmurun son ayetleri (a. 7-10) Davut’un zamanında, Ahit Sandığının taşımasına (yer değiştirmesine) atıf yapıyor olabirlir,
2Sa 6,12-16; bknz.
Mez 68,24d; Mez 132. Başlangıcı ise, a. 1-6, daha geç zamana ait gibi görünüyor, bknz.
Mez 15: Evrenin yaratanı, aynı zamanda adaletli insanı konuk olarak kabul edendir.
2 Çünkü O'dur denizler üzerinde onu kuran, / Sular üzerinde durduran.
DN
24,2 Dünyanın yeraltındaki okyanus suları üzerine kurulu olduğu düşüncesine dayanır, bknz.
Çık 20,4.
3 RAB'bin dağına kim çıkabilir, / Kutsal Yer'inde kim durabilir?
4 Elleri pak, yüreği temiz olan, / Gönlünü putlara kaptırmayan, / Yalan yere ant içmeyen.
5 RAB kutsar böylesini, / Kurtarıcısı Tanrı aklar.
6 O'na yönelenler, / Yakup'un Tanrısı'nın yüzünü arayanlar / İşte böyledir. [Sela]
7 Kaldırın başınızı, ey kapılar! / Açılın, ey eski kapılar! / Yüce Kral girsin içeri!
8 Kimdir bu Yüce Kral? / O RAB'dir, güçlü ve yiğit, / Savaşta yiğit olan RAB.
9 Kaldırın başınızı, ey kapılar! / Açılın, ey eski kapılar! / Yüce Kral girsin içeri!
10 Kimdir bu Yüce Kral? / Her Şeye Egemen / RAB'dir bu Yüce Kral! [Sela]
25
25. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum,
2 Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni, / Düşmanlarım zafer kahkahası atmasın!
3 Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmesin; / Nedensiz hainlik edenler utansın.
4 Ya RAB, yollarını bana öğret, / Yönlerini bildir.
5 Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni; / Çünkü beni kurtaran Tanrı sensin. / Bütün gün umudum sende.
6 Ya RAB, sevecenliğini ve sevgini anımsa; / Çünkü onlar öncesizlikten beri aynıdır.
7 Gençlik günahlarımı, isyanlarımı anımsama, / Sevgine göre anımsa beni, / Çünkü sen iyisin, ya RAB.
8 RAB iyi ve doğrudur, / Onun için günahkârlara yol gösterir.
9 Alçakgönüllülere adalet yolunda öncülük eder, / Kendi yolunu öğretir onlara.
10 RAB'bin bütün yolları sevgi ve gerçeğe dayanır / Antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için.
11 Ya RAB, adın uğruna / Suçumu bağışla, çünkü suçum büyük.
12 Kim RAB'den korkarsa, / RAB ona seçeceği yolu gösterir.
13 Gönenç içinde yaşayacak o insan, / Soyu ülkeyi sahiplenecek.
DN
25,13 soyu ülkeyi sahiplenecek: İsrailin bilgelerinden miras alınan inanışa göre, doğru olana dünyasal bir ödül vardır. Burada bu inanışa, İbranilerin sürgünden atalarının ülkesine dönüşlerinin ve onun eksiksiz mutluluğuna varmanın ümidi eklenir.
14 RAB kendisinden korkanlarla paylaşır sırrını, / Onlara açıklar antlaşmasını.
DN
25,14 Burada, Tanrı’nın sırından ziyade,
Bil 2,22, Tanrısal işleri anlamakla bağlantılı olan,
Yer 16,21; Yer 31,34; Hoş 6,6, Tanrı ile samimi dostluğu görmek gerekir,
Mez 73,28; Çık 33,20+; Eyü 29,5; Özd 3,32.
15 Gözlerim hep RAB'dedir, / Çünkü ayaklarımı ağdan O çıkarır.
16 Halime bak, lütfet bana; / Çünkü garip ve mazlumum.
17 Yüreğimdeki sıkıntılar artıyor, / Kurtar beni dertlerimden!
18 Üzüntüme, acılarıma bak, / Bütün günahlarımı bağışla!
19 Düşmanlarıma bak, ne kadar çoğaldılar, / Nasıl da benden nefret ediyorlar!
20 Canımı koru, kurtar beni! / Hayal kırıklığına uğratma, çünkü sana sığınıyorum!
21 Dürüstlük, doğruluk korusun beni, / Çünkü umudum sendedir.
22 Ey Tanrı, kurtar İsrail'i / Bütün sıkıntılarından!
26
26. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Beni haklı çıkar, ya RAB, / Çünkü dürüst bir yaşam sürdüm; / Sarsılmadan RAB'be güvendim.
DN
26,1
Mez 7 ve 17’de olduğu gibi bu Mezmurda da imanlı, masumiyetini haykırıyor.
2 Dene beni, ya RAB, sına; / Duygularımı, düşüncelerimi yokla.
3 Çünkü sevgini hep göz önünde tutuyor, / Senin gerçeğini yaşıyorum ben.
4 Yalancılarla oturmam, / İkiyüzlülerin suyuna gitmem.
5 Kötülük yapanlar topluluğundan nefret ederim, / Fesatçıların arasına girmem.
6 Suçsuzluğumu göstermek için ellerimi yıkar, / Sunağının çevresinde dönerim, ya RAB,
7 Yüksek sesle şükranımı duyurmak / Ve bütün harikalarını anlatmak için.
8 Severim, ya RAB, yaşadığın evi, / Görkeminin bulunduğu yeri.
9 Günahkârların, / Eli kanlı adamların yanısıra canımı alma.
10 Onların elleri kötülük aletidir, / Sağ elleri rüşvet doludur.
11 Ama ben dürüst yaşarım, / Kurtar beni fidyeyle, lütfet bana!
12 Ayağım emin yerde duruyor. / Topluluk içinde sana övgüler sunacağım, ya RAB.
27
27. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 RAB benim ışığım, kurtuluşumdur, / Kimseden korkmam. / RAB yaşamımın kalesidir, / Kimseden yılmam.
2 Hasımlarım, düşmanlarım olan kötüler, / Beni yutmak için üzerime gelirken / Tökezleyip düşerler.
3 Karşımda bir ordu konaklasa, / Kılım kıpırdamaz, / Bana karşı savaş açılsa, / Yine güvenimi yitirmem.
4 RAB'den tek dileğim, tek isteğim şu: / RAB'bin güzelliğini seyretmek, / Tapınağında O'na hayran olmak için / Ömrümün bütün günlerini O'nun evinde geçirmek.
5 Çünkü O kötü günde beni çardağında gizleyecek, / Çadırının emin yerinde saklayacak, / Yüksek bir kaya üzerine çıkaracak beni.
DN
27,5 “Çardak” ve “çadır” Yeruşalim’in Tapınağını belirtir.
6 O zaman çevremi saran düşmanlarıma karşı başım yukarı kalkacak, / Sevinçle haykırarak kurbanlar sunacağım O'nun çadırında, / O'nu ezgilerle, ilahilerle öveceğim.
7 Sana yakarıyorum, ya RAB, kulak ver sesime, / Lütfet, yanıt ver bana!
8 Ya RAB, içimden bir ses duydum: / "Yüzümü ara!" dedin, / İşte yüzünü arıyorum.
DN
27,8 yüzümü ara: İfadenin, bknz.
Amo 5,4+, ilk anlamı “gidip Tanrı’ya sunağında danışmak” olsa da, bknz.
2Sa 21,1, giderek “O’nu tanımaya çalışmak, O’nun mevcutiyetinde yaşamak” manasında daha genel bir anlam taşımaya başlar. “Yahve’yi aramak”,
Yas 4,29; Mez 40,16; Mez 69,6; Mez 105,3, O’na dürüstçe ve sadıklıkla hizmet etmektir, bknz.
Amo 5,4+.
9 Yüzünü benden gizleme, / Kulunu öfkeyle geri çevirme! / Bana hep yardımcı oldun; / Bırakma, terk etme beni, / Ey beni kurtaran Tanrı!
10 Anamla babam beni terk etseler bile, / RAB beni kabul eder.
11 Ya RAB, yolunu öğret bana, / Düşmanlarıma karşı / Düz yolda bana öncülük et.
12 Beni hasımlarımın keyfine bırakma, / Çünkü yalancı tanıklar dikiliyor karşıma, / Ağızları şiddet saçıyor.
13 Yaşam ülkesinde / RAB'bin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.
DN
27,13 Makabeler zamanında bu ayet, gelecek bir yaşama dair imanın ifadesi olarak yorumlanırdı.
14 Umudunu RAB'be bağla, / Güçlü ve yürekli ol; / Umudunu RAB'be bağla!
28
28. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, sana yakarıyorum, / Kayam benim, kulak tıkama sesime; / Çünkü sen sessiz kalırsan, / Ölüm çukuruna inen ölülere dönerim ben.
2 Seni yardıma çağırdığımda, / Ellerimi en kutsal katına doğru açtığımda, / Kulak ver yalvarışlarıma.
3 Beni kötülerle, haksızlık yapanlarla / Aynı kefeye koyup cezalandırma. / Onlar komşularıyla dostça konuşur, / Ama yüreklerinde kötülük beslerler.
4 Eylemlerine, / Yaptıkları kötülüklere göre onlara yanıt ver; / Yaptıklarının, / Hak ettiklerinin karşılığını ver.
5 Onlar RAB'bin yaptıklarına, / Ellerinin eserine önem vermezler; / Bu yüzden RAB onları yıkacak, / Bir daha ayağa kaldırmayacak.
6 RAB'be övgüler olsun! / Çünkü yalvarışımı duydu.
7 RAB benim gücüm, kalkanımdır, / O'na yürekten güveniyor ve yardım görüyorum. / Yüreğim coşuyor, / Ezgilerimle O'na şükrediyorum.
8 RAB halkının gücüdür, / Meshettiği kralın zafer kalesidir.
DN
28,8 Meshettiği kralın: Burada ona ayrılmış, onun hizmetine ayrılmış, Tanrı’nın meshedilmiş halkı anlamındadır,
Çık 19,3+; Mez 105,15; Hab 3,13. Kral,
Mez 20,6, ya da başkahin,
Mez 84,9, anlamı arka planda kalır.
9 Halkını kurtar, öz halkını kutsa; / Çobanlık et onlara, sürekli destek ol!
29
29. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ey ilahi varlıklar, tanıyın RAB'bi, / Görkemini, kudretini tanıyın RAB'bin!
DN
29,1 Fırtına,
Çık 13,22+; Çık 19,16+, Tanrı’nın gücünü ve yüceliğini hatırlatır; onlar sayesinde İsrail’in düşmanları tökezler ve halk huzur içinde yaşar.
DN
29,1 ilahi varlıklar: harfiyen “Tanrı’nın oğulları”, bknz.
Mez 82,1; Mez 89,6; Eyü 1,6+, Tanrı’nın saray halkını teşkil eden meleklere özdeşler. Bazen ayet, “Tanrı’nın oğlu” olan İsrail ile ilişkilendirilir,
Çık 4,22; Yas 14,1; Hoş 11,1.
2 RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün, / Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının!
DN
29,2 kutsal giysiler içinde: Bazı metinler “Kutsal avlusunda” diye tercüme eder, o zaman bununla Yeruşalim Tapınağının görünmeyen karşılığı olan gök kastedilir,
Mez 11,4; Mez 78,69.
3 RAB'bin sesi sulara hükmediyor, / Görkemli Tanrı gürlüyor, / RAB engin sulara hükmediyor.
4 RAB'bin sesi güçlüdür, / RAB'bin sesi görkemlidir.
5 RAB'bin sesi sedir ağaçlarını kırar, / Lübnan sedirlerini parçalar.
6 Lübnan'ı buzağı gibi, / Siryon Dağı'nı yabanıl öküz yavrusu gibi sıçratır.
DN
29,6 Siryon: Sidon halkı tarafından Hermon Dağı’na verilen ad,
Yas 3,9.
7 RAB'bin sesi şimşek gibi çakar,
DN
8 RAB'bin sesi çölü titretir, / RAB Kadeş Çölü'nü sarsar.
9 RAB'bin sesi geyikleri doğurtur, / Ormanları çıplak bırakır. / O'nun tapınağında herkes "Yücesin!" diye haykırır.
DN
29,9 Yüksek ağaçlar, a. 5 ve a. 9'da Tanrı’nın ve halkının gururlu düşmanlarını sembolize ediyor olmalı,
Yşa 2,13; Yşa 10,18.33; Yşa 32,19; Yer 21,14; Yer 46,23; Hez 20,46; Zek 11,2.
10 RAB tufan üstünde taht kurdu, / O sonsuza dek kral kalacak.
11 RAB halkına güç verir, / Halkını esenlikle kutsar!
30
30. Mezmur
Tapınak adanırken söylenen bir ilahi - Davut'un mezmuru
1 Seni yüceltmek istiyorum, ya RAB, / Çünkü beni kurtardın, / Düşmanlarımı bana güldürmedin.
2 Ya RAB Tanrım, / Sana yakardım, bana şifa verdin.
3 Ya RAB, beni ölüler diyarından çıkardın, / Yaşam verdin bana, ölüm çukuruna düşürmedin.
4 Ey RAB'bin sadık kulları, O'nu ilahilerle övün, / Kutsallığını anarak O'na şükredin.
5 Çünkü öfkesi bir an sürer, / Lütfu ise bir ömür; / Gözyaşlarınız belki bir gece akar, / Ama sabahla sevinç doğar.
6 Huzur duyunca dedim ki, / "Asla sarsılmayacağım!"
7 Ya RAB, lütfunla beni güçlü bir dağ gibi / Sarsılmaz kıldın; / Ama sen yüzünü gizleyince, / Dehşete düştüm.
8 Ya RAB, sana sesleniyorum, / Rab'be yalvarıyorum:
9 "Ne yararı olur senin için dökülen kanımın, / Çukura inersem? / Toprak sana övgüler sunar mı, / Senin sadakatini ilan eder mi?
DN
10 Dinle, ya RAB, acı bana; / Yardımcım ol, ya RAB!"
11 Yasımı şenliğe döndürdün, / Çulumu çıkarıp beni sevinçle kuşattın.
12 Öyle ki, gönlüm seni ilahilerle övsün, susmasın! / Ya RAB Tanrım, sana sürekli şükredeceğim.
DN
30,12 gönlüm: bazı metinlerde “kalbim”, harfiyen “ciğerim” ya da “onurum”, bknz.
Mez 7,5.
31
31. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
31 Bu dua Yeremya’nın itiraflarından etkilenmiş olabilir, konu bakımından
Yun 2’ ye de yakındır.
1 Ya RAB, sana sığınıyorum. / Utandırma beni hiçbir zaman! / Adaletinle kurtar beni!
2 Kulak ver bana, / Çabuk yetiş, kurtar beni; / Bir kaya ol bana sığınmam için, / Güçlü bir kale ol kurtulmam için!
3 Madem kayam ve kalem sensin, / Öncülük et, yol göster bana / Kendi adın uğruna.
4 Bana kurdukları tuzaktan uzak tut beni, / Çünkü sığınağım sensin.
5 Ruhumu ellerine bırakıyorum, / Ya RAB, sadık Tanrı, fidyeyle kurtar beni.
6 Değersiz putlara bel bağlayanlardan tiksinirim, / RAB'be güvenirim ben.
7 Çok vefalısın, bu yüzden sevinip coşacağım, / Çünkü düşkün halimi görüyor, / Çektiğim sıkıntıları biliyorsun,
8 Beni düşman eline düşürmedin, / Bastığım yerleri genişlettin.
9 Acı bana, ya RAB, sıkıntıdayım, / Üzüntü gözümü, canımı, içimi kemiriyor.
10 Ömrüm acıyla, / Yıllarım iniltiyle tükeniyor, / Suçumdan ötürü gücüm zayıflıyor, / Kemiklerim eriyor.
11 Düşmanlarım yüzünden rezil oldum, / Özellikle komşularıma. / Tanıdıklarıma dehşet salar oldum; / Beni sokakta görenler benden kaçar oldu.
12 Gönülden çıkmış bir ölü gibi unutuldum, / Kırılmış bir çömleğe döndüm.
13 Birçoğunun iftirasını duyuyorum, / Her taraf dehşet içinde, / Bana karşı anlaştılar, / Canımı almak için düzen kurdular.
14 Ama ben sana güveniyorum, ya RAB, / "Tanrım sensin!" diyorum.
15 Hayatım senin elinde, / Kurtar beni düşmanlarımın pençesinden, / Ardıma düşenlerden.
16 Yüzün kulunu aydınlatsın, / Sevgi göster, kurtar beni!
17 Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum; / Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin.
18 Sussun o yalancı dudaklar; / Doğru insana karşı / Gururla, tepeden bakarak, / Küçümseyerek konuşan dudaklar.
19 İyiliğin ne büyüktür, ya RAB, / Onu senden korkanlar için saklarsın, / Herkesin gözü önünde, / Sana sığınanlara iyi davranırsın.
20 İnsanların düzenlerine karşı, / Koruyucu huzurunla üzerlerine kanat gerersin; / Saldırgan dillere karşı / Onları çardağında gizlersin.
DN
31,20 saldırgan dillere karşı: Alay, iftira, yalancı tanıklıklara karşı, bknz.
Mez 55,9; Mez 109,3; Mez 120,2d; 1Kr 21,10.13; Eyü 5,21; Yşa 54,17; Yer 18,18.
21 RAB'be övgüler olsun, / Kuşatılmış bir kentte / Sevgisini bana harika biçimde gösterdi.
22 Telaş içinde demiştim ki: / "Huzurundan atıldım!" / Ama yardıma çağırınca seni, / Yalvarışımı işittin.
23 RAB'bi sevin, ey O'nun sadık kulları! / RAB kendisine bağlı olanları korur, / Büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir.
24 Ey RAB'be umut bağlayanlar, / Güçlü ve yürekli olun!
32
32. Mezmur
Davut'un mezmuru – Maskil
1 Ne mutlu isyanı bağışlanan, / Günahı örtülen insana.
DN
32 Öğretici bir şiir, ölçüsü bakımından birbirinden farklı olan iki bölümü (a. 1-7 ve a. 8-11) birbirlerini tamamlarlar.
DN
2 Ne mutlu RAB'bin kötülüklerini saymadığı, / Ruhunda hile bulunmayan insana.
3 Sustuğum sürece / Kemiklerim eridi, / Gün boyu inlemekten.
4 Çünkü gece gündüz / Elin üzerimde ağırlaştı. / Dermanım tükendi yaz sıcağında gibi. [Sela]
5 Günahımı açıkladım sana, / Suçumu gizlemedim. / "RAB'be isyanımı itiraf edeceğim" deyince, / Günahımı, suçumu bağışladın. [Sela]
6 Bu nedenle her sadık kulun / Ulaşılır olduğun zaman sana dua etsin. / Azgın sular taşsa bile ona erişemez.
7 Sığınağım sensin, / Beni sıkıntıdan korur, / Çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın. [Sela]
8 Eğiteceğim seni, gideceğin yolu göstereceğim, / Öğüt vereceğim sana, / Gözüm sendedir.
9 At ya da katır gibi anlayışsız olmayın; / Onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir, / Yoksa sana yaklaşmazlar.
10 Kötülerin acısı çoktur, / Ama RAB'be güvenenleri O'nun sevgisi kuşatır.
11 Ey doğru insanlar, sevinç kaynağınız RAB olsun, coşun; / Ey yüreği temiz olanlar, / Hepiniz sevinç çığlıkları atın!
33
33. Mezmur
1 Ey doğru insanlar, RAB'be sevinçle haykırın! / Dürüstlere O'nu övmek yaraşır.
2 Lir çalarak RAB'be şükredin, / On telli çenk eşliğinde O'nu ilahilerle övün.
3 O'na yeni bir ezgi dizin, / Sevinç çığlıklarıyla sazınızı konuşturun.
DN
33,3 sevinç çığlıklarıyla: Kavram, saldırıya geçmeden önceki savaş çığlığı için kullanılırdı,
Çık 32,17; Yşu 6,5; Hak 7,20-21; 1Sa 17,20.52; Amo 1,14; Amo 2,2; Hoş 5,8; Yer 4,19; Yer 49,2. Yahve kral ve imparator olarak bu haykırışla karşılanırdı,
Say 23,21; Sef 1,14; bknz.
1Sa 10,24, aynısı antlaşma sandığı için de yapılırdı,
1Sa 4,5; 2Sa 6,15. Sürgünden sonra bu savaş çığlığına ayinsel bir anlam yüklendi: İsrail’in ve halkların kralı,
Mez 47,1.5; Mez 89,15; Mez 95,1; Mez 98,4.6, kurtarıcı,
Yşa 44,23, ve hakim,
Yoe 2,1, olan Tanrı’yı ve Mesihini,
Zek 9,9, yüceltir. Bayramlarda,
Ezr 3,11; bknz.
Eyü 38,7; şükran kurbanlarında,
Mez 27,6; Mez 65,13; Mez 100,1; Eyü 33,26, ve bayram alaylarında,
Mez 95,1.2; Mez 100,1d, kullanılırdı. Bknz.
Say 10,5+.
4 Çünkü RAB'bin sözü doğrudur, / Her işi sadakatle yapar.
5 Doğruluğu, adaleti sever, / RAB'bin sevgisi yeryüzünü doldurur.
6 Gökler RAB'bin sözüyle, / Gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.
7 Deniz sularını bir araya toplar, / Engin suları ambarlara depolar.
DN
8 Bütün yeryüzü RAB'den korksun, / Dünyada yaşayan herkes O'na saygı duysun.
9 Çünkü O söyleyince, her şey var oldu; / O buyurunca, her şey belirdi.
10 RAB ulusların planlarını bozar, / Halkların tasarılarını boşa çıkarır.
11 Ama RAB'bin planları sonsuza dek sürer, / Yüreğindeki tasarılar kuşaktan kuşağa geçer.
12 Ne mutlu Tanrısı RAB olan ulusa, / Kendisi için seçtiği halka!
13 RAB göklerden bakar, / Bütün insanları görür.
14 Oturduğu yerden, / Yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.
15 Herkesin yüreğini yaratan, / Yaptıkları her şeyi tartan O'dur.
16 Ne büyük ordularıyla zafer kazanan kral var, / Ne de büyük gücüyle kurtulan yiğit.
17 Zafer için at boş bir umuttur, / Büyük gücüne karşın kimseyi kurtaramaz.
18 Ama RAB'bin gözü kendisinden korkanların, / Sevgisine umut bağlayanların üzerindedir;
19 Böylece onları ölümden kurtarır, / Kıtlıkta yaşamalarını sağlar.
20 Umudumuz RAB'dedir, / Yardımcımız, kalkanımız O'dur.
21 O'nda sevinç bulur yüreğimiz, / Çünkü O'nun kutsal adına güveniriz.
22 Madem umudumuz sende, / Sevgin üzerimizde olsun, ya RAB!
34
34. Mezmur
Davut'un mezmuru Avimelek'in önünde kendini deli gösterip kovulduğu, gittiği zaman
DN
34 Alfabetik bilgelik mezmurlarından (bknz.
Özd 31,10+). İlk bölümü bir şükran ilahisidir, a. 2-11, ikinci bölümü ise sadıkların ve kötülerin yazgısı hakkında öğütler verir, a. 12-23.
1 Her zaman RAB'be övgüler sunacağım, / Övgüsü dilimden düşmeyecek.
2 RAB'le övünürüm, / Mazlumlar işitip sevinsin!
3 Benimle birlikte RAB'bin büyüklüğünü duyurun, / Adını birlikte yüceltelim.
4 RAB'be yöneldim, yanıt verdi bana, / Bütün korkularımdan kurtardı beni.
5 O'na bakanların yüzü ışıl ışıl parlar, / Yüzleri utançtan kızarmaz.
6 Bu mazlum yakardı, RAB duydu, / Bütün sıkıntılarından kurtardı onu.
7 RAB'bin meleği O'ndan korkanların çevresine ordugah kurar, / Kurtarır onları.
8 Tadın da görün, RAB ne iyidir, / Ne mutlu O'na sığınan adama!
9 RAB'den korkun, ey O'nun kutsalları, / Çünkü O'ndan korkanın eksiği olmaz.
10 Genç aslanlar bile aç ve muhtaç olur; / Ama RAB'be yönelenlerden hiçbir iyilik esirgenmez.
DN
11 Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni: / Size RAB korkusunu öğreteyim.
12 Kim yaşamı seviyorsa, / İyi günler görmek istiyorsa,
13 Dilini kötülükten, / Dudaklarını yalandan sakınsın.
14 Vazgeçin kötülükten, iyilik yapın; / Barış için çalışın, barışın ardından koşun.
15 RAB'bin gözleri doğru insanların üzerindedir, / Kulakları onların yakarışına açıktır.
16 RAB'bin yüzü kötülere karşıdır, / Onların anısını yeryüzünden siler.
17 Doğrular yakarır, RAB duyar; / Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.
18 RAB gönlü kırıklara yakındır, / Ruhu ezginleri kurtarır.
19 Doğrunun dertleri çoktur, / Ama RAB hepsinden kurtarır onu.
20 Bütün kemiklerini korur, / Hiçbiri kırılmaz.
21 Kötü insanın sonu kötülükle biter, / Cezasını bulur doğrulardan nefret edenler.
22 RAB kullarını fidyeyle kurtarır, / O'na sığınanların hiçbiri ceza görmez.
35
35. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, benimle uğraşanlarla sen uğraş, / Benimle savaşanlarla sen savaş!
DN
2 Al küçük kalkanla büyük kalkanı, / Yardımıma koş!
3 Kaldır mızrağını, kargını beni kovalayanlara, / "Seni ben kurtarırım" de bana!
4 Canıma kastedenler utanıp rezil olsun! / Utançla geri çekilsin bana kötülük düşünenler!
5 Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne dönsünler, / RAB'bin meleği artlarına düşsün!
6 Karanlık ve kaygan olsun yolları, / RAB'bin meleği kovalasın onları!
7 Madem neden yokken bana gizli ağlar kurdular, / Nedensiz çukur kazdılar;
8 Başlarına habersiz felaket gelsin, / Gizledikleri ağa kendileri tutulsun, / Felakete uğrasınlar.
9 O zaman RAB'de sevinç bulacağım, / Beni kurtardığı için coşacağım.
10 Bütün varlığımla şöyle diyeceğim: / "Senin gibisi var mı, ya RAB, / Mazlumu zorbanın elinden, / Mazlumu ve yoksulu soyguncudan kurtaran?"
11 Kötü niyetli tanıklar türüyor, / Bilmediğim konuları soruyorlar.
12 İyiliğime karşı kötülük ediyor, / Yalnızlığa itiyorlar beni.
13 - 14 Oysa onlar hastalanınca ben çula sarınır, / Oruç tutup alçakgönüllü olurdum. / Duam yanıtsız kalınca, / Bir dost, bir kardeş yitirmiş gibi dolaşırdım. / Kederden belim bükülürdü, / Anası için yas tutan biri gibi.
15 Ama ben sendeleyince toplanıp sevindiler, / Toplandı bana karşı tanımadığım alçaklar, / Durmadan didiklediler beni.
16 Tanrıtanımaz, alaycı soytarılar gibi, / Diş gıcırdattılar bana.
17 Ne zamana dek seyirci kalacaksın, ya Rab? / Kurtar canımı bunların saldırısından, / Hayatımı bu genç aslanlardan!
18 Büyük toplantıda sana şükürler sunacağım, / Kalabalığın ortasında sana övgüler dizeceğim.
19 Sevinmesin boş yere bana düşman olanlar, / Göz kırpmasınlar birbirlerine / Nedensiz benden nefret edenler.
20 Çünkü barış sözünü etmez onlar, / Kurnazca düzen kurarlar ülkenin sakin insanlarına.
21 Bana karşı ağızları bir karış açık: / "Oh! Oh!" diyorlar, "İşte kendi gözümüzle gördük!"
DN
35,21 Onun suç işlediğini öne sürerler.
22 Olup biteni sen de gördün, ya RAB, sessiz kalma, / Ya Rab, benden uzak durma!
23 Uyan, kalk savun beni, / Uğraş hakkım için, ey Tanrım ve Rab'bim!
24 Adaletin uyarınca haklı çıkar beni, ya RAB, Tanrım benim! / Gülmesinler halime!
25 Demesinler içlerinden: / "Oh! İşte buydu dileğimiz!", / Konuşmasınlar ardımdan: / "Yedik başını!" diye.
26 Utansın kötü halime sevinenler, / Kızarsın yüzleri hepsinin; / Gururla karşıma dikilenler / Utanca, rezalete bürünsün.
27 Benim haklı çıkmamı isteyenler, / Sevinç çığlıkları atıp coşsunlar; / Şöyle desinler sürekli: / "Kulunun esenliğinden hoşlanan RAB yücelsin!"
28 O zaman gün boyu adaletin, / Övgülerin dilimden düşmeyecek.
36
36. Mezmur
Müzik şefi için - RAB'bin kulu Davut'un mezmuru
1 Günah fısıldar kötü insana, / Yüreğinin dibinden: / Hiç Tanrı korkusu yoktur onda.
2 Kendini öyle beğenmiş ki, / Suçunu görmez, ondan tiksinmez.
3 Ağzından kötülük ve yalan akar, / Akıllanmaktan, iyilik yapmaktan vazgeçmiş.
4 Yatağında bile fesat düşünür, / Olumsuz yolda direnir, reddetmez kötülüğü.
5 Ya RAB, sevgin göklere, / Sadakatin gökyüzüne erişir.
6 Doğruluğun ulu dağlara benzer, / Adaletin uçsuz bucaksız enginlere. / İnsanı da, hayvanı da koruyan sensin, ya RAB.
DN
7 Sevgin ne değerli, ey Tanrı! / Kanatlarının gölgesine sığınır insanoğlu.
8 Evindeki bolluğa doyarlar, / Zevklerinin ırmağından içirirsin onlara.
9 Çünkü yaşam kaynağı sensin, / Senin ışığınla aydınlanırız.
DN
36,9 “Yaşam”, esenlik, selamet ve mutluluğu kapsar, bknz.
Mez 133,3. “Yaşam kaynağı” ifadesi ise Özdeyişler kitabında bilgelik,
Özd 13,14; Özd 16,22; Özd 18,4, ve Tanrı korkusu,
Özd 14,27, için kullanılırdı. Bu ayet, Yuhanna tarafından sıkça insanların yaşam kaynağı ve ışığı olan Mesih için kullanılır.
DN
36,9 senin ışığınla: İnsan, “Tanrı yüzünün ışığında”,
Mez 27,1; Mez 89,15; Eyü 29,3, mutluluğunun ışığını bulur. “Tanrı yüzünün ışığı” ifadesi de Tanrı’nın şefkatli sevgisini belirtir, bknz.
Mez 4,6+.
10 Sürekli göster / Seni tanıyanlara sevgini, / Yüreği temiz olanlara doğruluğunu.
11 Gururlunun ayağı bana varmasın, / Kötülerin eli beni kovmasın.
12 Kötülük yapanlar oracıkta düştüler, / Yıkıldılar, kalkamazlar artık.
37
37. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Kötülük edenlere kızıp üzülme, / Suç işleyenlere özenme!
DN
37 Bu alfabetik Mezmur, Tertullianus’a göre “Tanrısal tedariğin bir aynasıdır”. Günahkarların mutluluğunu görüp bu nedenle kafası karışanlara bilge öğretmenlerin “zamanla karşılıklarını alacaklar” cevabı göz önüne serilir. Bu konudaki tartışma, Eyüb ve Vaiz kitaplarında devam edecek, bknz.
Vai 8,11-14.
2 Çünkü onlar ot gibi hemen solacak, / Yeşil bitki gibi kuruyup gidecek.
3 Sen RAB'be güven, iyilik yap, / Ülkede otur, sadakatle çalış.
DN
DN
37,3 sadakatle çalış: “sadık kal” diye de tercüme edilebilir. Bazı metinler “ve güvende otlayacaksın” diye tercüme eder, bknz.
Yşa 14,30. Bu vaatler incilin “ne mutlu!” sözleriyle ruhsal boyutuyla tekrarlanırlar,
Mat 5,3-4, bknz.
Rom 4,13.
4 RAB'den zevk al, / O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.
5 Her şeyi RAB'be bırak, / O'na güven, O gerekeni yapar.
6 O senin doğruluğunu ışık gibi, / Hakkını öğle güneşi gibi / Aydınlığa çıkarır.
7 RAB'bin önünde sakin dur, sabırla bekle; / Kızıp üzülme işi yolunda olanlara, / Kötü amaçlarına kavuşanlara.
8 Kızmaktan kaçın, bırak öfkeyi, / Üzülme, yalnız kötülüğe sürükler bu seni.
9 Çünkü kötülerin kökü kazınacak, / Ama RAB'be umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak.
10 Yakında kötünün sonu gelecek, / Yerini arasan da bulunmayacak.
11 Ama alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak, / Derin bir huzurun zevkini tadacak.
12 Kötü insan doğru insana düzen kurar, / Diş gıcırdatır.
13 Ama Rab kötüye güler, / Çünkü bilir onun sonunun geldiğini.
14 Kılıç çekti kötüler, yaylarını gerdi, / Mazlumu, yoksulu yıkmak, / Doğru yolda olanları öldürmek için.
15 Ama kılıçları kendi yüreklerine saplanacak, / Yayları kırılacak.
16 Doğrunun azıcık varlığı, / Pek çok kötünün servetinden iyidir.
17 Çünkü kötülerin gücü kırılacak, / Ama doğrulara RAB destek olacak.
18 RAB yetkinlerin her gününü gözetir, / Onların mirası sonsuza dek sürecek.
19 Kötü günde utanmayacaklar, / Kıtlıkta karınları doyacak.
20 Ama kötüler yıkıma uğrayacak; / RAB'bin düşmanları kır çiçekleri gibi kuruyup gidecek, / Duman gibi dağılıp yok olacak.
21 Kötüler ödünç alır, geri vermez; / Doğrularsa cömertçe verir.
22 RAB'bin kutsadığı insanlar ülkeyi miras alacak, / Lanetlediği insanların kökü kazınacak.
23 RAB insana sağlam adım attırır, / İnsanın yolundan hoşnut olursa.
24 Düşse bile yıkılmaz insan, / Çünkü elinden tutan RAB'dir.
25 Gençtim, ömrüm tükendi, / Ama hiç görmedim doğru insanın terk edildiğini, / Soyunun ekmek dilendiğini.
26 O hep cömertçe ödünç verir, / Soyu kutsanır.
27 Kötülükten kaç, iyilik yap; / Sonsuz yaşama kavuşursun.
28 Çünkü RAB doğruyu sever, / Sadık kullarını terk etmez. / Onlar sonsuza dek korunacak, / Kötülerinse kökü kazınacak.
29 Doğrular ülkeyi miras alacak, / Orada sonsuza dek yaşayacak.
30 Doğrunun ağzından bilgelik akar, / Dilinden adalet damlar.
31 Tanrısı'nın yasası yüreğindedir, / Ayakları kaymaz.
32 Kötü, doğruya pusu kurar, / Onu öldürmeye çalışır.
33 Ama RAB onu kötünün eline düşürmez, / Yargılanırken mahkûm etmez.
34 RAB'be umut bağla, O'nun yolunu tut, / Ülkeyi miras almak üzere seni yükseltecektir. / Kötülerin kökünün kazındığını göreceksin.
35 Kötü ve acımasız adamı gördüm, / İlk dikildiği toprakta yeşeren ağaç gibi / Dal budak salıyordu;
36 Geçip gitti, yok oldu, / Aradım, bulunmaz oldu.
37 Yetkin adamı gözle, doğru adama bak, / Çünkü yarınlar barışseverindir.
38 Ama başkaldıranların hepsi yok olacak, / Kötülerin kökü kazınacak.
39 Doğruların kurtuluşu RAB'den gelir, / Sıkıntılı günde onlara kale olur.
40 RAB onlara yardım eder, kurtarır onları, / Kötülerin elinden alıp özgür kılar, / Çünkü kendisine sığınırlar.
38
38. Mezmur
Anma sunusu için Davut'un mezmuru
DN
38 Hastalığından dolayı diğer insanlar tarafından suçlu görülen, Tanrı’ya sadık bir insanın feryadı. Bazı bölümleriyle Eyüb’ü ve ıstırap çeken Tanrı Kulu’nun ilahisini hatırlatır,
Yşa 53.
1 Ya RAB, öfkelenip azarlama beni, / Gazapla yola getirme!
2 Okların içime saplandı, / Elin üzerime indi.
3 Öfken yüzünden sağlığım bozuldu, / Günahım yüzünden rahatım kaçtı.
4 Çünkü suçlarım başımdan aştı, / Taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı.
5 Akılsızlığım yüzünden / Yaralarım iğrenç, irinli.
6 Eğildim, iki büklüm oldum, / Gün boyu yaslı dolaşıyorum.
7 Çünkü belim ateş içinde, / Sağlığım bozuk.
8 Tükendim, ezildim alabildiğine, / İnliyorum yüreğimin acısından.
9 Ya Rab, bütün özlemlerimi bilirsin, / İniltilerim senden gizli değil.
10 Yüreğim çarpıyor, gücüm tükeniyor, / Gözlerimin feri bile söndü.
11 Eşim dostum kaçar oldu derdimden, / Yakınlarım uzak duruyor benden.
12 Canıma susayanlar bana tuzak kuruyor, / Zararımı isteyenler kuyumu kazıyor, / Gün boyu hileler düşünüyorlar.
13 Ama ben bir sağır gibi duymuyorum, / Bir dilsiz gibi ağzımı açmıyorum;
14 Duymaz, / Ağzında yanıt bulunmaz bir adama döndüm.
15 Umudum sende, ya RAB, / Sen yanıt vereceksin, ya Rab, Tanrım benim!
16 Çünkü dua ediyorum: "Halime sevinmesinler, / Ayağım kayınca böbürlenmesinler!"
17 Düşmek üzereyim, / Acım hep içimde.
18 Suçumu itiraf ediyorum, / Günahım yüzünden kaygılanıyorum.
19 Ama düşmanlarım güçlü ve dinç, / Yok yere benden nefret edenler çok.
20 İyiliğe karşı kötülük yapanlar bana karşı çıkar, / İyiliğin peşinde olduğum için.
DN
38,20 Bazı metinlerde “Beni red ettiler, yabana atılan leş bir ceset gibi” diye eklenir, bknz.
Yşa 14,19. Haça gerilmiş Mesih’e gönderme, bazı kıpti tercümelerde daha da belirginleşir: “bedenimi civilediler”.
21 Beni terk etme, ya RAB! / Ey Tanrım, benden uzak durma!
22 Yardımıma koş, / Ya Rab, kurtuluşum benim!
39
39. Mezmur
Müzik şefi Yedutun için - Davut'un mezmuru
DN
39 bknz.
Mez 88. Mezmurcu, hayatın kısalığı ve Tanrısızlerın mutluluğu karşısında duyduğu sıkıntılarını dile getirir, a. 2-7; Tanrı’ya sığınıp merhametini diler.
1 Karar verdim: "Adımlarıma dikkat edeceğim, / Dilimi günahtan sakınacağım; / Karşımda kötü biri oldukça, / Ağzıma gem vuracağım."
2 Dilimi tutup sustum, / Hep kaçındım konuşmaktan, yararı olsa bile. / Acım alevlendi,
3 Yüreğim tutuştu içimde, / Ateş aldı derin derin düşünürken, / Şu sözler döküldü dilimden:
4 "Bildir bana, ya RAB, sonumu, / Sayılı günlerimi; / Bileyim ömrümün ne kısa olduğunu!
5 Yalnız bir karış ömür verdin bana, / Hiç kalır hayatım senin önünde. / Her insan bir soluktur sadece, / En güçlü çağında bile. [Sela]
6 Bir gölge gibi dolaşır insan, / Boş yere çırpınır, / Mal biriktirir, kime kalacağını bilmeden.
7 Ne bekleyebilirim şimdi, ya Rab? / Umudum sende.
8 Kurtar beni bütün isyanlarımdan, / Aptalların hakaretine izin verme.
9 Sustum, açmayacağım ağzımı; / Çünkü sensin bunu yapan.
10 Uzaklaştır üzerimden yumruklarını, / Tokadının altında mahvoldum.
11 Sen insanı suçundan ötürü / Azarlayarak yola getirirsin, / Güve gibi tüketirsin sevdiği şeyleri. / Her insan bir soluktur sadece. [Sela]
12 Duamı işit, ya RAB, / Kulak ver yakarışıma, / Gözyaşlarıma kayıtsız kalma! / Çünkü ben bir garibim senin yanında, / Bir yabancı, atalarım gibi.
13 Uzaklaştır üzerimden bakışlarını, / Göçüp yok olmadan mutlu olayım!
DN
39,13 mutlu olayım: “mutlu bakışlar atabileyim”, “yüzüm gülsün” diye de tercüme edilebilir, bknz.
Eyü 9,27; Eyü 10,20.
40
40. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
40 Şükran bölümünden sonra, a. 2-12, bir feryat dile getirilir, a. 14-18 (bknz.
Mez 70). İkinci bölüm mezmurcunun yaşadığı sıkıntıları anlatır, ilk bölüm ise geçmişe bir bakış olarak şimdiki duayı haklı kılar.
1 RAB'bi sabırla bekledim; / Bana yönelip yakarışımı duydu.
2 Ölüm çukurundan, / Balçıktan çıkardı beni, / Ayaklarımı kaya üzerinde tuttu, / Kaymayayım diye.
3 Ağzıma yeni bir ezgi, / Tanrımız'a bir övgü ilahisi koydu. / Çokları görüp korkacak / Ve RAB'be güvenecekler.
4 Ne mutlu RAB'be güvenen insana, / Gururluya, yalana sapana ilgi duymayana.
5 Ya RAB, Tanrım, / Harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için; / Sana eş koşulmaz! / Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını, / Saymakla bitmez.
6 Ne kurban istedin, ne sunu, / Ne yakmalık sunu istedin, ne günah sunusu. / Ama kulaklarımı açtın.
DN
40,6 kulaklarımı açtın: Rab, kendi isteğinin işitilmesini sağlar, bknz.
Yşa 50,5. Bazı metinlerde geçen “bana bir beden oluşturdun” tercümesi mesihsel yorumlara yol açar, bknz.
İbr 10,5d.
7 O zaman şöyle dedim: "İşte geldim; / Hakkımda yazılmış kitap tomarında.
8 Ey Tanrım, istemini yapmaktan zevk alırım ben, / Yasan yüreğimin derinliğindedir."
DN
40,8 Antlaşmaya itaat etmek ayinsel kurbanlardan üstündür,
1Sa 15,22. Peygamberler, yürekten gelmeyen ayin ritleri,
Amo 5,21+; Yar 8,21+, ya da Tanrı’nın tapınaktaki mevcudiyetine aşırı güven, bknz.
Yer 7,3-4+, konusunda İsrail’i sıkça uyarırlar. Sürgün sonrası Yahudilikte ayinsel yaşamın anlamı giderek arındırılır, tapınağın kurtuluş simgesi olarak sahip olduğu öneme dokunmadan,
Zek 1,16. Artık yüreğin durumu, dua, itaat ve sevgi ayinsel bir anlam kazanırlar,
Mez 50; Mez 51,17; Mez 69,30-31; Mez 141,2; Özd 21,3, bknz. ayrıca
Tob 4,11; Sir 34,15-35,7. Bu süreç tapınağın yok edilişinden sonra da Yahudiliğin devamnın sağlar ve Yeni Ahit’te de devam ettirilir,
Rom 1,9+; Rom 12,1+.
9 Büyük toplantıda müjdelerim senin doğruluğunu, / Sözümü esirgemem, / Ya RAB, bildiğin gibi!
10 Doğruluğunu içimde gizlemem, / Bağlılığını ve kurtarışını duyururum, / Sevgini, sadakatini saklamam büyük topluluktan.
11 Ya RAB, esirgeme sevecenliğini benden! / Sevgin, sadakatin hep korusun beni!
12 Sayısız belalar çevremi sardı, / Suçlarım bana yetişti, önümü göremiyorum; / Başımdaki saçlardan daha çoklar, / Çaresiz kaldım.
13 Ne olur, ya RAB, kurtar beni! / Yardımıma koş, ya RAB!
14 Utansın canımı almaya çalışanlar, / Yüzleri kızarsın! / Geri dönsün zararımı isteyenler, / Rezil olsunlar!
15 Bana, "Oh! Oh!" çekenler / Dehşete düşsün utançlarından!
16 Sende neşe ve sevinç bulsun / Bütün sana yönelenler! / "RAB yücedir!" desin hep / Senin kurtarışını özleyenler!
17 Bense mazlum ve yoksulum, / Düşün beni, ya Rab. / Yardımcım ve kurtarıcım sensin, / Geç kalma, ey Tanrım!
41
2. KİTAP
41. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ne mutlu güçsüzü düşünene! / RAB kurtarır onu kötü günde.
2 Korur RAB, yaşatır onu, / Ülkede mutlu kılar, / Terk etmez düşmanlarının eline.
3 Destek olur RAB ona / Yatağa düşünce; / Hastalandığında sağlığa kavuşturur onu.
4 "Acı bana, ya RAB!" dedim, / "Şifa ver bana, çünkü sana karşı günah işledim!"
5 Kötü konuşuyor düşmanlarım ardımdan: / "Ne zaman ölecek adı batası?" diyorlar.
6 Biri beni görmeye geldi mi, boş laf ediyor, / Fesat topluyor içinde, / Sonra dışarı çıkıp fesadı yayıyor.
7 Benden nefret edenlerin hepsi / Fısıldaşıyor aralarında bana karşı, / Zararımı düşünüyorlar,
DN
41,7 Hastalığın sıkınıtıları, günah(lar) nedeniyle verilen ceza olarak görülür, bknz.
Mez 38,3; Mez 107,17.
8 "Başına öyle kötü bir şey geldi ki" diyorlar, / "Yatağından kalkamaz artık."
9 Ekmeğimi paylaştığım, güvendiğim yakın dostum bile / İhanet etti bana.
DN
41,9 ihanet etti: Bazı metinlerde “bana karşı topuk kaldırdı” diye geçer. “Dost” ise bazı yorumculara göre Davut’un danışmanı Ahitofel’dir,
2Sa 15,12; 2Sa 17,23; bknz.
Mez 12,19. İncilde ise bu ayet Yahuda için kullanılır,
Yuh 13,18.
10 Bari sen acı bana, ya RAB, kaldır beni. / Bunların hakkından geleyim.
11 Düşmanım zafer çığlığı atmazsa, / O zaman anlarım benden hoşnut kaldığını.
12 Dürüstlüğümden ötürü bana destek olur, / Sonsuza dek beni huzurunda tutarsın.
13 Öncesizlikten sonsuza dek, / Övgüler olsun İsrail'in Tanrısı RAB'be! / Amin! Amin!
DN
41,13 Bu doksoloji (övgü) ile Mezmurların birinci kitabı sonuna ulaşmış oldu, bknz.
Mez 72,18; Mez 106,48.
42
42. Mezmur
Müzik şefi için - Korahoğulları'nın maskili
DN
42-43 Rab’den uzak gurbette yaşayan imanlının çektiği sıkıntıların resmi olan sürgün,
2Ko 5,6-8, bu mezmurda Tanrı’nın tapınağından ve tapınak bayramlarından uzak kalma acısıyla belirtilir.
1 Geyik akarsuları nasıl özlerse, / Canım da seni öyle özler, ey Tanrı!
2 Canım Tanrı'ya, yaşayan Tanrı'ya susadı; / Ne zaman görmeye gideceğim Tanrı'nın yüzünü?
DN
42,2 görmeye gideceğim Tanrı'nın yüzünü: Bazı metinlerde “Tanrı’nın huzuruna çıkacağım” diye geçer, “Tanrı’yı görme” ifadesini yumuşatmak için, bknz.
Çık 33,20+. “Tanrı’nın yüzünü görmek” burada onun tapınağına, Yeruşalim’deki tapınağına gitmek anlamındadır, bknz.
Yas 31,11; Mez 27,8+.
3 Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz, / Gün boyu, "Nerede senin Tanrın?" dedikleri için.
4 Anımsayınca içim içimi yiyor, / Nasıl toplulukla birlikte yürür, / Tanrı'nın evine kadar alaya öncülük ederdim, / Sevinç ve şükran sesleri arasında, / Bayram eden bir kalabalıkla birlikte.
DN
42,4 Nasıl toplulukla birlikte yürür, Tanrı'nın evine kadar: “nasıl ulunun çadırına, Tanrı’nın evine kadar girdiğimi” diye de tercüme edilebilir. “Çadır”, Tanrı’nın konut kurduğu ve her imanlı İsrail’linin yılda bir ziyaret ettiği tapınaktır,
Çık 23,14-17.
5 Neden üzgünsün, ey gönlüm, / Neden içim huzursuz? / Tanrı'ya umut bağla, / Çünkü O'na yine övgüler sunacağım; / O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.
6 - 7 Gönlüm üzgün, / Bu yüzden seni anımsıyorum, ey Tanrım. / Şeria yöresinde, Hermon ve Misar dağlarında / Çağlayanların gümbürdeyince, / Enginler birbirine sesleniyor, / Bütün dalgaların, sellerin üzerimden geçiyor.
8 Gündüz RAB sevgisini gösterir, / Gece ilahi söyler, dua ederim / Yaşamımın Tanrısı'na.
9 Kayam olan Tanrım'a diyorum ki: / "Neden beni unuttun? / Niçin düşmanlarımın baskısı altında / Yaslı gezeyim?"
10 Gün boyu hasımlarım: "Nerede senin Tanrın?" diyerek / Bana sataştıkça, / Kemiklerim kırılıyor sanki.
11 Neden üzgünsün, ey gönlüm, / Neden içim huzursuz? / Tanrı'ya umut bağla, / Çünkü O'na yine övgüler sunacağım; / O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.
43
43. Mezmur
1 Hakkımı ara, ey Tanrı, / Savun beni vefasız ulusa karşı, / Kurtar hileci, haksız insandan.
2 Çünkü sen Tanrım, kalemsin; / Neden beni reddettin? / Niçin düşmanlarımın baskısı altında / Yaslı gezeyim?
3 Gönder ışığını, gerçeğini, / Yol göstersinler bana, / Senin kutsal dağına, konutuna götürsünler beni.
4 O zaman Tanrı'nın sunağına, / Neşe, sevinç kaynağım Tanrı'ya gideceğim / Ve sana, ey Tanrı, Tanrım benim, / Lirle şükredeceğim.
5 Neden üzgünsün, ey gönlüm, / Neden içim huzursuz? / Tanrı'ya umut bağla, / Çünkü O'na yine övgüler sunacağım; / O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.
44
44. Mezmur
Müzik şefi için - Korahoğulları'nın maskili
DN
44 Geçmişte yaşanan muhteşem kurtuluş eserlerin karşısına şimdiki dönemin sıkıntıların koyan bu mezmur,
Mez 74; Mez 79; Mez 80 gibi Yeruşalim’in M.Ö. 587 yılındaki yıkılışına atıfta bulunuyor olabilir. a. 18-23 belki Makabeler döneminde eklenmiş olabilir.
1 Ey Tanrı, kulaklarımızla duyduk, / Atalarımız anlattı bize, / Neler yaptığını onların gününde, eski günlerde.
2 Elinle ulusları kovdun, / Ama atalarımıza yer verdin; / Halkları kırdın, / Ama atalarımızın yayılmasını sağladın.
3 Onlar ülkeyi kılıçla kazanmadılar, / Kendi bilekleriyle zafere ulaşmadılar. / Senin sağ elin, bileğin, yüzünün ışığı sayesinde oldu bu; / Çünkü sen onları sevdin.
4 Ey Tanrı, kralım sensin, / Buyruk ver de Yakup kazansın!
5 Senin sayende düşmanlarımızı püskürteceğiz, / Senin adınla karşıtlarımızı ezeceğiz.
6 Çünkü ben yayıma güvenmem, / Kılıcım da beni kurtarmaz;
7 Ancak sensin bizi düşmanlarımızdan kurtaran, / Bizden nefret edenleri utanca boğan.
8 Her gün Tanrı'yla övünür, / Sonsuza dek adına şükran sunarız. [Sela]
9 Ne var ki, reddettin bizi, aşağıladın, / Artık ordularımızla savaşa çıkmıyorsun.
10 Düşman karşısında bizi gerilettin, / Bizden tiksinenler bizi soydu.
11 Kasaplık koyuna çevirdin bizi, / Ulusların arasına dağıttın.
12 Yok pahasına sattın halkını, / Üstelik satıştan hiçbir şey kazanmadan.
13 Bizi komşularımızın yüzkarası, / Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.
14 Ulusların diline düşürdün bizi, / Gülüyor halklar halimize.
15 Rezilliğim gün boyu karşımda, / Utancımdan yerin dibine geçtim
16 Hakaret ve sövgü duya duya, / Öç almak isteyen düşman karşısında.
17 Bütün bunlar başımıza geldi, / Yine de seni unutmadık, / Antlaşmana ihanet etmedik,
18 Döneklik etmedik, / Adımlarımız senin yolundan sapmadı.
19 Oysa sen bizi ezdin, ülkemizi çakalların uğrağı ettin, / Üstümüzü koyu karanlıkla örttün.
DN
20 Eğer Tanrımız'ın adını unutsaydık, / Yabancı bir ilaha ellerimizi açsaydık,
DN
21 Tanrı bunu ortaya çıkarmaz mıydı? / Çünkü O yürekteki gizleri bilir.
22 Senin uğruna her gün boğazlanıyoruz, / Kasaplık koyun sayılıyoruz.
23 Uyan, ya Rab! Niçin uyuyorsun? / Kalk! Sonsuza dek terk etme bizi!
24 Niçin yüzünü gizliyorsun? / Neden mazlum halimizi, üzerimizdeki baskıyı unutuyorsun?
25 Çünkü yere serildik, / Bedenimiz toprağa yapıştı.
26 Kalk, yardım et bize! / Fidyeyle kurtar bizi sevgin uğruna!
45
45. Mezmur
Müzik şefi için - "Zambaklar" makamında Korahoğulları'nın maskili - Aşk ilahisi
DN
45 Bazı yorumculara göre bu mezmur, İsrail’li bir kralın (Süleyman, Yerobeam ya da Ahab,
1Kr 16,31) düğünü için yazılmıştır. Yahudi ve hristiyan gelenekleri ise bu mezmuru, Mesihsel Kral’ın İsrail’le (ya da kilisesiyle) düğününe yönelik olarak yorumlarlar, bknz.
Ezg 3,11; Yşa 62,5; Hez 16,8-13 vs. Mezmurcu önce Mesihsel Kral’a yönelir, a. 3-10, ve ona Yahve’nin,
Mez 145,4-7.12-13, ve İmmanuel’in,
Yşa 9,6-6, özelliklerini atfeder. Sonra ise sözlerini Kraliçeye yöneltir, a. 11-17. “Usta bir yazarın kalemi” ifadesi, a. 2, sürgün sonrası tapınağın Yazı bilginleri çevresine atıftır,
Ezr 7,6. Şekil bakımından bir düğün şarkısı olsa da eşi bulunmayan bu mezmurun üstün mükemmeliyete dair bir çok ifadesi Tanrı’nın yeryüzündeki mevcudiyetini temsil eden kurtarıcıya atfedilir, bknz.
İbr 1,8.
1 Yüreğimden güzel sözler taşıyor, / Kral için söylüyorum şiirlerimi, / Dilim usta bir yazarın kalemi gibi olsun.
2 Sen insanların en güzelisin, / Lütuf saçılmış dudaklarına. / Çünkü Tanrı seni sonsuza dek kutsamış.
3 Ey yiğit savaşçı, kuşan kılıcını beline, / Görkemine, yüceliğine bürün.
4 At sırtında görkeminle, zaferle ilerle, / Gerçek ve adalet uğruna, / Sağ elin korkunç işler göstersin.
5 Okların sivridir, / Kral düşmanlarının yüreğine saplanır, / Halklar ayaklarının altına serilir.
6 Ey Tanrı, tahtın sonsuza dek sürer, / Krallığının asası adalet asasıdır.
DN
45,6 Ey Tanrı, tahtın: “Sen, ey Tanrısal, tahtın” diye de tercüme edilebilir. O zaman “Tanrısal” ifadesi, krala verilen bir unvan halini alır. Bu unvan, Mesih’e,
Yşa 9,6, önederler ve hakimlere,
Çık 22,7; Mez 82,6; Musa’ya,
Çık 4,16; Çık 7,1, ve Davut’un soyuna,
Zek 12,8, verilirdi.
7 Sen doğruluğu sever, kötülükten nefret edersin. / Bu yüzden Tanrı, senin Tanrın, / Çağdaşlarını değil, / Sevinç yağıyla seni meshetti.
8 Giysilerinin tümü mür, öd, hıyarşembe kokuyor; / Fildişi saraylardan gelen saz sesleri seni eğlendiriyor!
9 Kral kızları senin saygın kadınların arasında, / Kraliçe, Ofir altınları içinde senin sağında duruyor.
10 Dinle, ey kral kızı, bak, kulak ver, / Halkını, baba evini unut.
11 Kral senin güzelliğine vuruldu, / Efendin olduğu için önünde eğil.
12 Sur halkı armağan getirecek, / Halkın zenginleri lütfunu kazanmak isteyecek.
13 Kral kızı odasında ışıl ışıl parıldıyor, / Giysisi altınla dokunmuş.
14 İşlemeli giysiler içinde kralın önüne çıkarılacak, / Arkadaşları, ona eşlik eden kızlar sana getirilecek.
15 Sevinç ve coşkuyla götürülecek, / Kralın sarayına girecekler.
16 Atalarının yerini oğulların alacak, / Onları önder yapacaksın bütün ülkeye.
17 Adını kuşaklar boyunca yaşatacağım, / Böylece halklar sonsuza dek övecek seni.
46
46. Mezmur
Müzik şefi için – Sopranolar için Korahoğulları'nın ezgisi
DN
46 Siyon ilahisi. Tanrı’nın tapınaktaki mevcudiyeti Kutsal Şehri korumaktadır; sembolik sular ise onu pak ve verimli kılıp yeni bir Aden bahçesine dönüştürür.
1 Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür, / Sıkıntıda hep yardıma hazırdır.
2 Bu yüzden korkmayız yeryüzü altüst olsa, / Dağlar denizlerin bağrına devrilse,
DN
46,2 -4 Kargaşaya dönme resimleri. Yeryüzü sütunlara kurulmuş bir şekilde, bknz.
Mez 75,3; Mez 104,5; Eyü 9,6; Özd 8,27, yeraltı denizin üzerinde durur,
Mez 24,2. Bu sütunlar sarsılır, ve kabaran sular dağların temellerini vururlar.
3 Sular kükreyip köpürse, / Kabaran deniz dağları titretse bile. [Sela]
DN
46,3 Bazı metinlerde a. 8 ve 12’de geçen nakarat (“Her Şeye Egemen RAB bizimledir, Yakup'un Tanrısı kalemizdir”) burada da tekrarlanır.
4 Bir ırmak var ki, suları sevinç getirir Tanrı kentine, / Yüceler Yücesi'nin kutsal konutuna.
5 Tanrı onun ortasındadır, / Sarsılmaz o kent. / Gün doğarken Tanrı ona yardım eder.
DN
46,5 gün doğarken: Tanrısal lütufların vakti,
Mez 17,15+. Bu ayet, M. Ö. 701 yılında Sanherib’in ordusunun geri çekilişine atıf olabilir,
2Kr 19,35; Yşa 17,14.
6 Uluslar kükrüyor, krallıklar sarsılıyor, / Tanrı gürleyince yeryüzü eriyip gidiyor.
7 Her Şeye Egemen RAB bizimledir, / Yakup'un Tanrısı kalemizdir. [Sela]
8 Gelin, görün RAB'bin yaptıklarını, / Yeryüzüne getirdiği yıkımları.
9 Savaşları durdurur yeryüzünün dört bucağında, / Yayları kırar, mızrakları parçalar, / Kalkanları yakar.
10 "Sakin olun, bilin ki, Tanrı benim! / Uluslar arasında yüceleceğim, / Yeryüzünde yüceleceğim!"
11 Her Şeye Egemen RAB bizimledir, / Yakup'un Tanrısı kalemizdir. [Sela]
47
47. Mezmur
Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
DN
47 Eskatolojik bir ilahi, “Yahve-Kraldır-İlahileri”nin birincisi, bknz.
Mez 93; Mez 96; Mez 97; Mez 98; Mez 99. “Yahve Kral’dır” övgü haykırışını işler. İsrail’in tanrısal Kralı ayinsel seslenmelerle görkemli bir alayla tapınağına girer,
Mez 33,3+. Gelip seçilmiş halka katılan tüm halklar üzerinde egemenlik sürecek.
1 Ey bütün uluslar, el çırpın! / Sevinç çığlıkları atın Tanrı'nın onuruna!
2 Ne müthiştir ulu RAB, / Bütün dünyanın yüce Kralı.
3 Halkları altımıza, / Ulusları ayaklarımızın dibine serer.
4 Sevdiği Yakup'un gururu olan mirasımızı / O seçti bizim için. [Sela]
5 RAB Tanrı sevinç çığlıkları, / Boru sesleri arasında yükseldi.
6 Ezgiler sunun Tanrı'ya, ezgiler; / Ezgiler sunun Kralımız'a, ezgiler!
7 Çünkü Tanrı bütün dünyanın kralıdır, / Maskil sunun!
8 Tanrı kutsal tahtına oturmuş, / Krallık eder uluslara.
9 Ulusların önderleri / İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş; / Çünkü Tanrı'ya aittir yeryüzü kralları. / O çok yücedir.
DN
47,9 Ulusların önderleri İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş: “ulusların önderleri İbrahim’in Tanrı’sının halkı olarak bir araya gelmiş” diye de tercüme edilebilir. İbrahim’le olan antlaşma, bütün insanlığı kapsayacak şekilde genişletilir.
48
48. Mezmur
İlahi - Korahoğulları'nın mezmuru
DN
48 Mezmur, Yeruşalim’in kalbinde bulunan ve üzerinde kralın sarayı ve tapınağın bulunduğu Siyon Dağını yüceltir, bknz.
2Sa 5,9+.
1 RAB büyüktür ve yalnız O övülmeye değer / Tanrımız'ın kentinde, kutsal dağında.
2 Yükselir zarafetle, / Bütün yeryüzünün sevinci Siyon Dağı, / Safon'un doruğu, ulu Kral'ın kenti.
3 Tanrı onun kalelerinde / Sağlam kule olarak gösterdi kendini.
4 Krallar toplandı, / Birlikte Siyon'un üzerine yürüdüler.
5 Ama onu görünce şaşkına döndüler, / Dehşete düşüp kaçtılar.
6 Doğum sancısı tutan kadın gibi, / Bir titreme aldı onları orada.
7 Doğu rüzgarının parçaladığı Tarşiş gemileri gibi / Yok ettin onları.
DN
48,7 Tarşiş gemileri: Tarşiş’e kadar, bknz.
Yşa 23,1+, giden uzun menzili deniz gemileri.
8 Her Şeye Egemen RAB'bin kentinde, / Tanrımız'ın kentinde, / Nasıl duyduksa, öyle gördük. / Tanrı onu sonsuza dek güvenlik içinde tutacak. [Sela]
9 Ey Tanrı, tapınağında, / Ne kadar vefalı olduğunu düşünüyoruz.
10 Adın gibi, ey Tanrı, övgün de / Dünyanın dört bucağına varıyor. / Sağ elin doğruluk dolu.
11 Sevinsin Siyon Dağı, / Coşsun Yahuda beldeleri / Senin yargılarınla!
DN
48,11 Yahuda beldeleri: Harfiyen “Yahuda kızları”. Yeruşalim’in komşu kasabaları.
12 Siyon'un çevresini gezip dolanın, / Kulelerini sayın,
13 Surlarına dikkatle bakın, / Kalelerini yoklayın ki, / Gelecek kuşağa anlatasınız:
DN
48,13 surlarına: Mezmur belki surların yeniden inşaat edildiği Nehemya dönemine aittir,
Neh 6,15; Neh 12,27.
14 Bu Tanrı sonsuza dek bizim Tanrımız olacak, / Bize hep yol gösterecektir.
49
49. Mezmur
Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
DN
49 Bu mezmur, alaycı bir atasözden yola çıkarak, a. 13 ve 21, tanrısız yaşayanların görünüşteki “mutlululukları” ve “karşılık alma(ma)ları” konusunu işler; dönemin bilgelik öğretisiyle cevap verir.
1 Ey bütün halklar, dinleyin! / Kulak verin hepiniz, ey dünyada yaşayanlar,
2 Halk çocukları, bey çocukları, / Zenginler, yoksullar!
3 Bilgelik dökülecek ağzımdan, / Anlayış sağlayacak içimdeki düşünceler,
4 Kulak vereceğim özdeyişlere, / Lirle yorumlayacağım bilmecemi.
5 Niçin korkayım kötü günlerde / Niyeti bozuk düşmanlarım çevremi sarınca?
6 Onlar varlıklarına güvenir, / Büyük servetleriyle böbürlenirler.
7 Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez, / Tanrı'ya fidye veremez.
8 (Çünkü insan hayatı pahalıdır, / Bundan vazgeçmeli.)
9 Böyle olmasa, / Sonsuza dek yaşar insan, / Mezar yüzü görmez.
10 Kuşkusuz herkes biliyor bilgelerin öldüğünü, / Aptallarla budalaların yok olduğunu. / Mallarını başkalarına bırakıyorlar.
11 Mezarları sonsuza dek evleri olacak, / Konutları kuşaktan kuşağa geçecek, / Topraklarına kendi adlarını verseler bile.
12 Bütün gösterişine karşın geçicidir insan, / Ölüp giden hayvanlar gibi.
13 Budalaların yolu, / Onların sözünü onaylayanların sonu budur. [Sela]
14 Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler, / Ölüm güdecek onları. / Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak, / Cesetleri çürüyecek, / Ölüler diyarı onlara konut olacak.
DN
15 Ama Tanrı beni / Ölüler diyarının pençesinden kurtaracak / Ve yanına alacak. [Sela]
DN
49,15 Sadık olan, ölüm diyarından kaçabilmek için Tanrı’ya güvenir. Hanok,
Yar 5,24, ya da İlyas,
2Kr 2,3, gibi göğe alınmayı düşünmüyordur henüz, bknz.
Mez 16,10+, fakat mezmurcu, sadık olanların yazgısyla tanrısız yaşayanların yazgısı birbirinden farklı olacağından ve Tanrı’nın dostluğu bitmeyeceğinden emindir. Bu düşünce, ölülerin dirilişi ve ebedi hayat hakkındaki öğretiyi yavaş yavaş hazırlamaktadır,
2Mak 7,9+.
16 Korkma biri zenginleşirse, / Evinin görkemi artarsa.
17 Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez, / Görkemi onunla mezara gitmez.
DN
49,17 Bunun tam tersi olarak Tanrı, sadık olanların görkemini açığa çıkartacak,
Mez 73,24; Mez 91,15.
18 Yaşarken kendini mutlu saysa bile, / Başarılı olunca övgüler toplasa bile.
19 Atalarının kuşağına katılacak, / Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler.
20 Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan, / Ölüp giden hayvanlar gibi.
50
50. Mezmur
Asaf'ın mezmuru
1 Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor; / Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar / Yeryüzünün tümüne sesleniyor.
DN
50 Tanrı İsrail halkını yargılamak üzere gelir, a. 1-7, ve sırf yüzeysel kalan ayinlerden, a. 8-15, ve yasanın buyruklarının yerine getirilmemesinden, a. 16-23, dolayı iddianamesini dile getirir.
2 Güzelliğin doruğu Siyon'dan / Parıldıyor Tanrı.
3 Tanrımız geliyor, sessiz kalmayacak, / Önünde yanan ateş her şeyi kül ediyor, / Çevresinde şiddetli bir fırtına esiyor.
4 Halkını yargılamak için / Yere göğe sesleniyor:
5 "Toplayın önüme sadık kullarımı, / Kurban keserek benimle antlaşma yapanları."
6 Gökler O'nun doğruluğunu duyuruyor, / Çünkü yargıç Tanrı'nın kendisidir. [Sela]
7 "Ey halkım, dinle de konuşayım, / Ey İsrail, sana karşı tanıklık edeyim: / Ben Tanrı'yım, senin Tanrın'ım!
8 Kurbanlarından ötürü seni azarlamıyorum, / Yakmalık sunuların sürekli önümde.
9 Ne evinden bir boğa, / Ne de ağıllarından bir teke alacağım.
10 Çünkü bütün orman yaratıkları, / Dağlardaki bütün hayvanlar benimdir.
11 Dağlardaki bütün kuşları korurum, / Kırlardaki bütün yabanıl hayvanlar benimdir.
12 Acıksam sana söylemezdim, / Çünkü bütün dünya ve içindekiler benimdir.
13 Ben boğa eti yer miyim? / Ya da keçi kanı içer miyim?
14 Tanrı'ya şükran kurbanı sun, / Yüceler Yücesi'ne adadığın adakları yerine getir.
15 Sıkıntılı gününde seslen bana, / Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin.
16 Ama Tanrı kötüye şöyle diyor: / "Kurallarımı ezbere okumaya / Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın var?
17 Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor, / Sözlerimi arkana atıyorsun.
18 Bir hırsız görünce onunla dost oluyorsun, / Zina edenlere ortak oluyorsun.
19 Ağzını kötülük için kullanıyor, / Dilini yalana koşuyorsun.
20 Oturup kardeşine karşı konuşur, / Ananın oğluna kara çalarsın.
21 Sen bunları yaptın, ben sustum, / Beni kendin gibi sandın. / Seni azarlıyorum, / Suçlarını gözünün önüne seriyorum.
22 Dikkate alın bunu, ey Tanrı'yı unutan sizler! / Yoksa parçalarım sizi, kurtaran olmaz.
23 Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir; / Yolunu düzeltene kurtarışımı göstereceğim."
51
51. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru Davut Bat-Şeva'yla yattıktan sonra Peygamber Natan kendisine geldiği zaman
DN
51 Bu Tövbe-Mezmuru, bknz.
Mez 6+, peygamberler edebiyatına, özellikle de Yeşaya ve Hezekiel’e yakındır.
1 Ey Tanrı, lütfet bana, / Sevgin uğruna; / Sil isyanlarımı, / Sınırsız merhametin uğruna.
2 Tümüyle yıka beni suçumdan, / Arıt beni günahımdan.
3 Çünkü biliyorum isyanlarımı, / Günahım sürekli karşımda.
4 Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, / Senin gözünde kötü olanı yaptım. / Öyle ki, konuşurken haklı, / Yargılarken adil olasın.
5 Nitekim suç içinde doğdum ben, / Günah içinde anam bana hamile kaldı.
DN
51,5 Her insan murdar doğar,
Eyü 14,4+, bknz.
Özd 20,9, ve bu nedenle kötülüğe eğilimlidir,
Yar 8,21. Bu durum burada Tanrı’nın kayda alması gereken hafifletici bir unsur olarak dile getirilir, bknz.
1Kr 8,46. İlkel günahın öğretisi Mesih İsa’nın kurtuluşuyla bağlantılı olarak ancak
Rom 5,12-21’ de ayrıntılarıyla ele alınacaktır.
6 Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, / Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.
DN
51,6 gönülde ... yüreğimin derinliklerinde: “saklı olarak ... gizlilikte” diye de tercüme edilebilir. Kullanılıan bu ifadeler,
Mez 7,9; Mez 16,7; Mez 33,15’ le bağlantılıdır: Tanrı, insanı derinlikleriyle tanır ve onu değiştirir.
Hez 13,10d’ de yalancı peygamberler hakkında söylenen sözlerle de bir bağlantı kurulabilir: Yalancı peygamberler çatlak dolu duvarı yenilemektense bu duvarın üstüne sıva atıp çatlaklarını saklarlar, bknz. ayrıca
Lev 14,43. Burada ise örtülü (“sıvalı”) ve saklı olan şeyler bile Tanrı’nın bilgeliği sayesinde paklanır ve yenilenir.
7 Beni mercanköşkotuyla arıt, paklanayım, / Yıka beni, kardan beyaz olayım.
DN
51,7 mercanköşk otu: çalı şeklinde bir ot, bitki, paklanma ritlerinde kullanılırdı,
Lev 14,4; Say 19,18.
8 Neşe, sevinç sesini duyur bana, / Bayram etsin ezdiğin kemikler.
9 Bakma günahlarıma, / Sil bütün suçlarımı.
10 Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, / Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
DN
51,10 yarat: Burada kullanılan İbranice “bara’” kelimesi EA’te sırf Tanrı’nın yaratıcı eylemleri için kullanılır. Bu eylem sayesinde yeni, muhteşem şeyleri var olmaya çağrır,
Yar 1,1; Çık 34,10; Yşa 48,7; Yşa 65,17; Yer 31,21-22. Yaratılış gibi, günahkârın aklanması da Tanrısal eylemin özünü oluşturur, bknz.
Hez 36,25d, ayrıca
Yer 31,33; Yer 32,39-40.
11 Beni huzurundan atma, / Kutsal Ruhun'u benden alma.
DN
51,11 Kutsal Ruhun'u: Buradaki anlamıyla insanın içinde bulunan, fakat ona Tanrı tarafından verilen ahlaki ve dini yaşam ilkesi, hem bireyin,
Mez 143,10; Bil 1,5; Bil 9,17, hem tüm halkın,
Neh 9,20; Yşa 63,11; Hag 2,5.
12 Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, / İstekli bir ruhla bana destek ol.
13 Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim, / Günahkârlar geri dönsün sana.
14 Kurtar beni kan dökme suçundan, / Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı, / Dilim senin doğruluğunu ilahilerle övsün.
DN
51,14 kan dökme suçundan: Peygamber Hezekiel, Yeruşalim’i “kan sucuyla dolu kent” diye adlandırır,
Hez 7,23; Hez 9,9; Hez 22,2; Hez 24,6. Bazılarına göre bu ayet, Davut’un Uriya’yı öldürtmesine atıfır,
2Sa 12,9.
15 Ya Rab, aç dudaklarımı, / Ağzım senin övgülerini duyursun.
16 Çünkü sen kurbandan hoşlanmazsın, / Yoksa sunardım sana, / Yakmalık sunudan hoşnut kalmazsın.
17 Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur, / Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.
18 Lütfet, Siyon'a iyilik yap, / Yeruşalim'in surlarını onar.
DN
19 O zaman doğru sunulan kurbanlar, / Yakmalık sunular, tümüyle yakmalık sunular, / Seni hoşnut kılar; / O zaman sunağında boğalar sunulur.
52
52. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un maskili Edomlu Doeg gelip Saul'a "Davut Ahimelek'in evine girdi" diye bildirdiği zaman
1 - 2 Niçin kötülüğünle böbürlenirsin, ey kabadayı, / Tanrı'nın sadık kullarına karşı / Bütün gün dilin yıkım tasarlar / Keskin ustura gibi, ey hilekâr.
3 İyilikten çok kötülüğü, / Doğru konuşmaktan çok yalanı seversin. [Sela]
4 Seni hileli dil seni! / Her yıkıcı sözü seversin.
5 Ama Tanrı seni sonsuza dek yıkacak, / Seni kapıp çadırından fırlatacak, / Yaşam toprağından kökünü sökecek. [Sela]
6 Doğrular bunu görünce korkacak, / Gülerek şöyle diyecekler:
7 "İşte bu adam, Tanrı'ya sığınmak istemedi, / Servetinin bolluğuna güvendi, / Başkalarını yıkarak güçlendi!"
8 Ama ben Tanrı'nın evinde yeşeren zeytin ağacı gibiyim, / Sonsuza dek Tanrı'nın sevgisine güvenirim.
9 Sürekli sana şükrederim yaptıkların için, / Sadık kullarının önünde umut bağlarım, / Çünkü adın iyidir.
53
53. Mezmur
Müzik şefi için - Mahalat makamında Davut'un maskili
1 Akılsız içinden, "Tanrı yok!" der. / İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü, / İyilik eden yok.
2 Tanrı göklerden bakar oldu insanlara, / Akıllı biri, Tanrı'ya yönelen biri var mı diye.
3 Hepsi sapmış, / Çürümüş sanki, / İyilik eden yok, / Bir kişi bile!
4 Suç işleyenler görmüyor mu? / Halkımı ekmek yer gibi yiyorlar, / Tanrı'ya yakarmıyorlar.
5 Ama korkulmayacak yerde korkacaklar, / Çünkü Tanrı seni kuşatanların kemiklerini dağıtacak, / Onları reddettiği için hepsini utandıracak.
6 Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse! / Tanrı halkını eski gönencine kavuşturunca, / Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.
54
54. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla Davut'un maskili Zifliler gelip Saul'a: "Davut aramızda gizlenmiyor mu?" dedikleri zaman
1 Ey Tanrı, beni adınla kurtar, / Gücünle akla beni!
DN
54,1 adınla: Ad, kişiyi temsil eder, bknz.
Çık 3,14+.
2 Ey Tanrı, duamı dinle, / Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
3 Çünkü küstahlar bana saldırıyor, / Zorbalar canımı almak istiyor, / Tanrı'ya aldırmıyorlar. [Sela]
4 İşte Tanrı benim yardımcımdır, / Tek desteğim Rab'dir.
5 Düşmanlarım yaptıkları kötülüğün cezasını bulsun, / Sadakatin uyarınca yok et onları.
6 Ya RAB, sana gönülden bir kurban sunacağım, / Adına şükredeceğim, çünkü adın iyidir.
7 Beni bütün sıkıntılarımdan kurtardın, / Gözlerim düşmanlarımın yok oluşunu gördü.
55
55. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla Davut'un maskili
DN
1 Ey Tanrı, kulak ver duama, / Sırt çevirme yalvarışıma!
2 Dikkatini çevir, yanıt ver bana. / Düşüncelerim beni rahatsız ediyor, şaşkınım
3 Düşman sesinden, kötünün baskısından; / Çünkü sıkıntıya sokuyorlar beni, / Öfkeyle üstüme üstüme geliyorlar.
4 Yüreğim sızlıyor içimde, / Ölüm dehşeti çöktü üzerime.
5 Korku ve titreme sardı beni, / Ürperti kapladı içimi.
6 "Keşke güvercin gibi kanatlarım olsaydı!" / Dedim kendi kendime, "Uçar, rahatlardım.
7 Uzaklara kaçar, / Çöllerde konaklardım. [Sela]
8 Sert rüzgara, kasırgaya karşı / Hemen bir barınak bulurdum."
9 Şaşkına çevir kötüleri, ya Rab, karıştır dillerini, / Çünkü kentte şiddet ve çatışma görüyorum.
10 Gece gündüz kent surları üzerinde dolaşırlar, / Haksızlık, fesat dolu kentin içi.
11 Yıkıcılık kentin göbeğinde, / Zorbalık, hile eksilmez meydanından.
12 Beni aşağılayan bir düşman olsaydı, / Katlanabilirdim; / Bana küstahlık eden bir hasım olsaydı, / Gizlenebilirdim.
13 Ama sensin, bana denk, / Yoldaşım, yakın arkadaşım.
14 Birlikte tatlı tatlı yarenlik eder, / Toplulukla Tanrı'nın evine giderdik.
15 Ölüm yakalasın düşmanlarımı ansızın, / Diri diri ölüler diyarına insinler; / Çünkü içleri ve evleri kötülük dolu.
DN
16 Bense Tanrı'ya seslenirim, / RAB kurtarır beni.
17 Sabah, öğlen, akşam kederimden feryat ederim, / O işitir sesimi.
DN
55,17 sabah, öğlen, akşam: Dua vakitleri, bknz.
Dan 6,10.
18 Bana karşı girişilen savaştan / Esenlikle, fidyeyle kurtarır canımı, / Sayısı çok da olsa karşıtlarımın.
19 Öncesizlikten bu yana tahtında oturan Tanrı, / Duyacak ve ezecek onları. [Sela] / Çünkü hiç değişmiyor / Ve Tanrı'dan korkmuyorlar.
20 Yoldaşım dostlarına saldırarak / Yaptığı antlaşmayı bozdu.
21 Ağzından bal damlar, / Ama yüreğinde savaş var. / Sözleri yağdan yumuşak, / Ama yalın birer kılıçtır.
22 Yükünü RAB'be bırak, / O sana destek olur. / Asla izin vermez / Doğru insanın sarsılmasına.
23 Ama sen, ey Tanrı, çukura atacaksın kötüleri, / Günlerinin yarısını görmeyecek katillerle hainler; / Bense sana güveniyorum.
56
56. Mezmur
Müzik şefi için - "Uzak sakız ağaçlarındaki güvercin" makamında Davut'un miktamı Gat Kenti'nde Filistliler kendisini yakaladığı zaman
1 Acı bana, ey Tanrı, / Çünkü ayak altında çiğniyor insanlar beni, / Gün boyu saldırıp eziyorlar.
2 Düşmanlarım ayak altında çiğniyor beni her gün, / Küstahça saldırıyor çoğu.
3 Sana güvenirim korktuğum zaman.
4 Tanrı'ya, sözünü övdüğüm Tanrı'ya / Güvenirim ben, korkmam. / İnsan bana ne yapabilir?
DN
5 Gün boyu sözlerimi çarpıtıyorlar, / Hakkımda hep kötülük tasarlıyorlar.
6 Fesatlık için uğraşıyor, pusuya yatıyor, / Adımlarımı gözlüyor, canımı almak istiyorlar.
7 Kötülüklerinin cezasından kurtulacaklar mı? / Ey Tanrı, halkları öfkeyle yere çal!
8 Çektiğim acıları kaydettin, / Gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin! / Bunlar defterinde yazılı değil mi?
DN
DN
56,8 Bunlar defterinde yazılı değil mi?: “bunları defterine yaz!” diye de tercüme edilebilir, bazı metinlerde tekrarlama olduğundan eksiktir, bknz.
Mez 139,16; Eyü 19,23; Mal 3,16.
9 Seslendiğim zaman, / Düşmanlarım geri çekilecek. / Biliyorum, Tanrı benden yana.
10 Sözünü övdüğüm Tanrı'ya, / Sözünü övdüğüm RAB'be,
11 Tanrı'ya güvenirim ben, korkmam; / İnsan bana ne yapabilir?
12 Ey Tanrı, sana adaklar adamıştım, / Şükran kurbanları sunmalıyım şimdi.
13 Çünkü canımı ölümden kurtardın, / Ayaklarımı tökezlemekten korudun; / İşte yaşam ışığında, Tanrı huzurunda yürüyorum.
57
57. Mezmur
Müzik şefi için - "Yok etme" makamında Davut'un miktamı Saul'dan kaçıp mağaraya sığındığı zaman
1 Acı bana, ey Tanrı, acı, / Çünkü sana sığınıyorum; / Felaket geçinceye kadar, / Kanatlarının gölgesine sığınacağım.
2 Yüce Tanrı'ya, / Benim için her şeyi yapan Tanrı'ya sesleniyorum.
3 Gökten gönderip beni kurtaracak, / Beni ezmek isteyenleri azarlayacak, [Sela] / Sevgisini, sadakatini gösterecektir.
4 Aslanların arasındayım, / Alev kusan insanlar arasında yatarım, / Mızrak gibi, ok gibi dişleri, / Keskin kılıç gibi dilleri.
5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, / Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
DN
57,5 Mezmurcu, sıkıntı çekeni kurtarıp kötü olanı yok edecek Tanrı’nın krallığının belirmesini diler.
6 Ayaklarım için ağ serdiler, / Çöktüm; / Yoluma çukur kazdılar, / İçine kendileri düştüler. [Sela]
7 Kararlıyım, ey Tanrı, kararlıyım, / Ezgiler, ilahiler söyleyeceğim.
8 Uyan, ey canım, / Uyan, ey lir, ey çenk, / Seheri ben uyandırayım!
DN
9 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya Rab, / Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
10 Çünkü sevgin göklere erişir, / Sadakatin gökyüzüne ulaşır.
11 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, / Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
58
58. Mezmur
Müzik şefi için - "Yok etme" makamında Davut'un miktamı
DN
58 Mezmurcu, eski peygamberler gibi kötü hakimlerden bahseder ve tanrısal adalet vaktinin gelmesini ister.
1 Ey yöneticiler, gerçekten adil mi karar verirsiniz? / Doğru mu yargılarsınız insanları?
DN
2 Hayır! Hep haksızlık tasarlarsınız içinizde, / Zorbalık saçar elleriniz yeryüzüne.
3 Kötüler daha ana rahmindeyken yoldan çıkar, / Doğdu doğalı yalan söyleyerek sapar.
4 Zehirleri yılan zehiri gibidir. / Kulakları tıkalı bir kobrayı andırırlar,
5 Usta büyücülerin, / Afsuncuların sesini duymak istemeyen bir kobrayı.
6 Ey Tanrı, kır onların ağzında dişlerini, / Sök genç aslanların azı dişlerini, ya RAB!
7 Akıp giden su gibi yok olsunlar. / Yaylarını gerince oklarının ucu kırılsın.
8 Süründükçe eriyen sümüklüböceğe dönsünler. / Düşük çocuk gibi güneş yüzü görmesinler.
9 Kazanlarınız diken ateşini daha duymadan, / Yaşı da kurusu da kasırgayla savrulacak kötülerin.
10 Doğru adam alınan öcü görünce sevinecek / Ve ayaklarını kötünün kanında yıkayacak.
11 O zaman insanlar, "Gerçekten doğrulara ödül var" diyecek, / "Gerçekten dünyayı yargılayan bir Tanrı var."
59
59. Mezmur
Müzik şefi için - "Yok etme" makamında Davut'un miktamı Saul'un Davut'u öldürtmek için adam gönderip evini gözetlediği zaman
DN
59 Feryad ve övgünün bir arada bulunduğu bu mezmurda iki nakarat bulunur: a. 7.15 ve a. 10.18. Mezmurun yazarı, ya gurbette yaşayıp putperestlerin düşmanca davranışlarıyla karşı karşıya kalan bir Yahudi ya da yarıputperest bir Yeruşalimde yaşayan Tanrı sadıklarından biridir.
1 Kurtar beni düşmanlarımdan, ey Tanrım, / Kalem ol hasımlarıma karşı.
2 Kurtar beni suç işleyenlerden, / Uzak tut kanlı katillerden.
3 Bak, canımı almak için pusu kuruyorlar, / Güçlüler bana karşı birleşiyorlar, / Oysa başkaldırmadım, günahım yok, ya RAB.
4 Suç işlemediğim halde, / Koşuşup hazırlanıyorlar. / Kalk bana yardım etmek için, halime bak!
5 Sen, ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, / İsrail'in Tanrısı, / Uyan bütün ulusları cezalandırmak için, / Acıma bu suçlu hainlere! [Sela]
DN
6 Akşam döner, köpek gibi hırlarlar, / Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
DN
59,6 Resim, bknz. a. 15-16, geceleri kentlerde gezinen sokak köpeklerini anımsatır.
7 Bak, neler dökülür ağızlarından, / Kılıç çıkar dudaklarından. / "Kim duyacak?" derler.
DN
8 Ama sen onlara gülersin, ya RAB, / Bütün uluslarla eğlenirsin.
9 Gücüm sensin, seni gözlüyorum, / Çünkü kalemsin, ey Tanrı.
10 Tanrım sevgisiyle karşılar beni, / Bana düşmanlarımın yıkımını gösterir.
11 Onları öldürme, yoksa halkım unutur, / Gücünle dağıt ve alçalt onları, / Ya Rab, kalkanımız bizim.
DN
59,11 Kayin gibi,
Yar 4,14-15, putperestler de Tanrı’nın adaletinin tanıkları olarak hayatta kalmalılar.
12 Ağızlarının günahı, dudaklarından çıkan söz yüzünden, / Gururlarının tuzağına düşsünler. / Okudukları lanet, söyledikleri yalan yüzünden,
13 Yok et onları gazabınla, yok et, tükensinler; / Bilsinler ki, Tanrı'nın egemenliği Yakup soyundan / Yeryüzünün ucuna kadar ulaşır. [Sela]
14 Akşam döner, köpek gibi hırlarlar, / Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
15 Yiyecek bulmak için gezerler, / Doymazlarsa ulurlar.
16 Bense gücün için sabah ezgiler söyleyecek, / Sevgini sevinçle dile getireceğim. / Çünkü sen bana kale, / Sıkıntılı günümde sığınak oldun.
17 Gücüm sensin, seni ilahilerle öveceğim, / Çünkü kalem, beni seven Tanrı sensin.
60
60. Mezmur
Müzik şefi için - "Antlaşma zambağı" makamında Davut'un öğretici miktamı Davut'un Aram-Naharayimliler ve Aram-Sovalılar'la çarpıştığı ve Yoav geri dönüp Tuz Vadisi'nde on iki bin Edomlu öldürdüğü zaman
DN
60 Bu mezmurun tarihsel çerçevesi
Mez 44 ve 80’inkyle aynıdır. a. 7 ve sonrası, krallık dönemin başlangıcında olduğu gibi birlik içerisinde yaşayan bir hükümdarlığın ve Edom, Efraim ve Gilead üzerindeki egemenliğin yenileneceğini duyurur, bknz.
Yşa 11,13-14.
1 Bizi reddettin, parladın bize karşı, ey Tanrı, / Öfkelendin; eski halimize döndür bizi!
2 Salladın yeri, yarıklar açtın; / Onar çatlaklarını, çünkü yer sarsılıyor.
3 Halkına sıkıntı çektirdin, / Sersemletici bir şarap içirdin bize.
4 Sancak verdin senden korkanlara, / Okçulara karşı açsınlar diye. [Sela]
DN
5 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et, / Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!
6 Tanrı şöyle konuştu kutsal katında: / "Şekem'i sevinçle bölüştürecek, / Sukkot Vadisi'ni ölçeceğim.
DN
60,6 Samiriyeliler’e karşı iğneleyici ifadeler, bknz.
Neh 4,1d. Şekem ve Sukkot’un yan yana gelmesi, bknz.
Yar 33,17-18, vaat edilen toprakların hem kederle, hem umutla hatırlanan alınışına bir atıfıtır.
7 Gilat benimdir, Manaşşe de benim, / Efrayim miğferim, / Yahuda asam.
8 Moav yıkanma leğenim, / Edom'un üzerine çarığımı fırlatacağım, / Filist'e zaferle haykıracağım."
DN
60,8 çarığımı fırlatacağım: Eski bir geleneğe göre bu hareket, bir şeyi ele geçirmenin bir sembolüydü,
Yas 25,9; Rut 4,7+.
9 Kim beni surlu kente götürecek? / Kim bana Edom'a kadar yol gösterecek?
10 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi? / Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
11 Yardım et bize düşmana karşı, / Çünkü boştur insan yardımı.
12 Tanrı'yla zafer kazanırız, / O çiğner düşmanlarımızı.
61
61. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla - Davut'un mezmuru
DN
61 Siyon dağından uzak, gurbette yaşayan ve tapınağın (“çadırın”) tanrısal yakınlığına özenen bir Levili’nin feryadına, a. 2-6, kral için bir dua eklenir, a. 7-8.
1 Ey Tanrı, yakarışımı işit, / Duama kulak ver!
2 Sana seslenirim yeryüzünün öbür ucundan, / Yüreğime hüzün çökünce. / Erişemeyeceğim yüksek bir kayaya çıkar beni,
DN
61,2 kayaya: Yazarın özlemle hatırladığı tapınağın kayası. Mezmur, tapınağın henüz yıkılmadığı ilk sürgün dönemine ait olabilir, bknz.
2Kr 24,14d.
3 Çünkü sen benim için sığınak, / Düşmana karşı güçlü bir kule oldun.
4 Çadırında sonsuza dek oturmak / Ve kanatlarının gölgesine sığınmak isterim. [Sela]
5 Çünkü sen, ey Tanrı, adaklarımı duydun, / Adından korkanların mirasını bana verdin.
6 Kralın günlerine gün kat, / Yılları yüzyıllar olsun!
7 Tanrı'nın huzurunda sonsuza dek tahtında otursun; / Onu sevgin ve sadakatinle koru!
DN
61,7 sevgin ve sadakatinle: Tanrı’nın bu özellikleri, Kralı,
Özd 20,28, ve sadık Levili’yi korudukları gibi,
Mez 40,11, Mesihsel krala da eşlik edecekler,
Mez 85,10d; Mez 89,14.24. a. 7-8 kral için eski bir duadan alınmış olabilirler, egemenliğin sonsuza dek süreceğini vurguladıkları için Natan’nın peygamberliğini hatırlatırlar,
2Sa 7,16; 1Ta 17,14. Mez 72 ve 89’a yakın bağlantılarından dolayı Mesihsel kral ile de ilişkilendirilirler.
8 O zaman adını hep ilahilerle öveceğim, / Her gün adaklarımı yerine getireceğim.
62
62. Mezmur
Müzik şefi Yedutun için - Davut'un mezmuru
DN
62 Öğretici bir mezmur: İnsanların sinsiliği, yaratıkların ve zenginliğin geçiciliği, göksel yargıcın tarafsızlığı.
1 Canım yalnız Tanrı'da huzur bulur, / Kurtuluşum O'ndan gelir.
2 Tek kayam, kurtuluşum, / Kalem O'dur, asla sarsılmam.
3 Birini ezmek için daha ne vakte kadar / Hep birlikte üstüne saldıracaksınız, / Eğri bir duvara, / Yerinden oynamış bir çite saldırır gibi?
4 Tek düşünceleri onu doruktan indirmektir. / Yalandan zevk alırlar. / Ağızlarıyla hayırdua ederken, / İçlerinden lanet okurlar. [Sela]
5 Ey canım, yalnız Tanrı'da huzur bul, / Çünkü umudum O'ndadır.
6 Tek kayam, kurtuluşum, / Kalem O'dur, sarsılmam.
7 Kurtuluşum ve onurum Tanrı'ya bağlıdır, / Güçlü kayam, sığınağım O'dur.
8 Ey halkım, her zaman O'na güven, / İçini dök O'na, / Çünkü Tanrı sığınağımızdır. [Sela]
9 Sıradan insan ancak bir soluk, / Soylu insansa bir yalandır. / Tartıya konduğunda ikisi birlikte soluktan hafiftir.
10 Zorbalığa güvenmeyin, yağma malla övünmeyin; / Varlığınız artsa bile, ona gönül bağlamayın.
11 Tanrı bir şey söyledi, / Ben iki şey duydum: / Güç Tanrı'nındır,
12 Sevgi de senin, ya Rab! / Çünkü sen herkese yaptığının karşılığını verirsin.
DN
62,12 Peygamberler, özellike Hezekiel,
Hez 14,12+, bilgelik öğreticileri ve mezmurcular,
Mez 37,1+, ve YA,
Mat 16,27; Va 2,23, tarafından açıklanan “karşılık alma” öğretisinin ifadeleri.
63
63. Mezmur
Yahuda Çölü'nde bulunduğu zaman - Davut'un mezmuru
DN
63 Çöle sığınan Davut’a uyarlanan bir mezmur.
1 Ey Tanrı, sensin benim Tanrım, / Seni çok özlüyorum, / Canım sana susamış, / Kurak, yorucu, susuz bir diyarda, / Bütün varlığımla seni arıyorum.
2 Kutsal Yer'de baktım sana, / Gücünü, görkemini görmek için.
3 Senin sevgin yaşamdan iyidir, / Bu yüzden dudaklarım seni yüceltir.
DN
4 Ömrümce sana övgüler sunacağım, / Senin adınla ellerimi kaldıracağım.
5 Zengin yiyeceklere doyarcasına doyacağım sana, / Şakıyan dudaklarla ağzım sana övgüler sunacak.
6 Yatağıma uzanınca seni anarım, / Gece boyunca derin derin seni düşünürüm.
7 Çünkü sen bana yardımcı oldun, / Kanatlarının gölgesinde sevincimi dile getiririm.
8 Canım sana sımsıkı sarılır, / Sağ elin bana destek olur.
9 Ama canımı almak isteyenler, / Yerin dibine girecek,
10 Kılıcın ağzına atılacak, / Çakallara yem olacak.
11 Kralsa Tanrı'da sevinç bulacak. / Tanrı'nın adıyla ant içenlerin hepsi övünecek, / Yalancıların ağzıysa kapanacak.
DN
63,11 Tanrı'nın adıyla: harfiyen “onun adıyla”, o zaman da kimin kastedildiği tam belli değildir: ya Tanrı, bknz.
Yer 12,16; Yas 6,13, ya da kral.
64
64. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
DN
64 Karşılık alma yasasına göre tanrısal ok, a. 8, kötü sözlerin okuna, a. 4, cevap verir.
1 Ey Tanrı, kulak ver sesime yakındığım zaman, / Hayatımı düşman korkusundan koru.
2 Kötülerin gizli tasarılarından, / O suçlu güruhun şamatasından esirge beni.
3 Onlar dillerini kılıç gibi bilemiş, / Acı sözlerini ok gibi hedefe yöneltmişler,
4 Pusularından masum insanın üzerine atmak için. / Ansızın vururlar, hiç çekinmeden.
5 Birbirlerini kötülük yapmaya iter, / Gizli tuzaklar tasarlarken, / "Kim görecek?" derler.
6 Haksızlık yapmayı düşünür, / "Kusursuz bir plan yaptık!" derler. / İnsanın içi ve yüreği derin bir sırdır, bilinmez.
7 Ama Tanrı onlara ok atacak, / Ansızın yaralanacaklar.
8 Dilleri yüzünden yıkıma uğrayacaklar, / Hallerini gören herkes alayla baş sallayacak.
9 Bütün insanlar korkuya kapılacak, / Tanrı'nın işini duyuracak, / O'nun yaptıkları üzerinde düşünecekler.
10 Doğru insan RAB'de sevinç bulacak, / O'na sığınacak, / Bütün temiz yürekliler O'nu övecek.
65
65. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru - İlahi
DN
65 Verimli geçen bir yılın ve bereketli yağmurların sonrasında halk yaratıcıya şükreder. İlk bölüm, a. 2-9, evrenselliği bakımından Yeşaya’yı hatırlatır. İkinci bölüm ise çoşkulu bir şekilde Yahuda bölgesindeki ilk baharı anlatır, a. 10-14.
1 Ey Tanrı, Siyon'da seni övgü bekliyor, / Yerine getirilecek sana adanan adaklar.
2 Ey sen, duaları işiten, / Bütün insanlar sana gelecek.
3 Suçlarımızın altında ezildik, / Ama sen isyanlarımızı bağışlarsın.
DN
4 Ne mutlu avlularında otursun diye / Seçip kendine yaklaştırdığın kişiye! / Evinin, kutsal tapınağının / Nimetlerine doyacağız.
5 Ey bizi kurtaran Tanrı, / Müthiş işler yaparak / Doğruluğun uyarınca yanıt verirsin bize. / Sen yeryüzünün dört bucağında, / Uzak denizlerdekilerin umudusun;
6 Kudret kuşanan, / Gücüyle dağları kuran,
7 Denizlerin kükremesini, / Dalgaların gümbürtüsünü, / Halkların kargaşasını yatıştıran sensin.
8 Dünyanın öbür ucunda yaşayanlar / Korkuya kapılır senin belirtilerin karşısında. / Doğudan batıya kadar insanlara / Sevinç çığlıkları attırırsın.
9 Toprağa bakar, çok verimli kılarsın, / Onu zenginliğe boğarsın. / Ey Tanrı, ırmakların suyla doludur, / İnsanlara tahıl sağlarsın, / Çünkü sen toprağı şöyle hazırlarsın:
DN
65,9 ırmakların: Şair, göğün üstündeki su barınaklarına göndermede bulunur,
Mez 104,3; Yar 1,7; Yar 7,11; Eyü 38,25, Siyon’un sembolik ırmağına değil,
Mez 46,4.
10 Sabanın açtığı yarıkları bolca sular, / Sırtlarını düzlersin. / Yağmurla toprağı yumuşatır, / Ürünlerine bereket katarsın.
11 İyiliklerinle yılı taçlandırırsın, / Arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,
DN
65,11 arabalarının geçtiği yollardan: Yeryüzünü dolaşıp bereket bağışlayan Tanrı arabası,
Mez 68,4.17; Yşa 66,15.
12 Kırların otlakları yeşillenir, / Tepeler sevince bürünür,
13 Çayırlar sürülerle bezenir, / Vadiler tahılla örtünür, / Sevinçten haykırır, ezgi söylerler.
66
66. Mezmur
Müzik şefi için - İlahi - Mezmur
1 Ey yeryüzündeki bütün insanlar, / Tanrı'ya sevinç çığlıkları atın!
DN
66 Cemaat için kutlanan bu şükranayini, şekli ve evrensel bakış açısıyla Yeşaya’yı hatırlatır.
2 Adının yüceliğine ilahiler söyleyin, / O'na görkemli övgüler sunun!
3 "Ne müthiş işlerin var!" deyin Tanrı'ya, / "Öyle büyük gücün var ki, / Düşmanların eğiliyor önünde.
4 Bütün yeryüzü sana tapınıyor, / İlahiler okuyor, adına ezgiler söylüyor." [Sela]
5 Gelin, bakın Tanrı'nın neler yaptığına! / Ne müthiş işler yaptı insanlar arasında:
6 Denizi karaya çevirdi, / Atalarımız yaya geçtiler ırmaktan. / Yaptığına sevindik orada.
DN
66,6 Kızıl Deniz’den,
Çık 14-15, ve Ürdün ırmağından,
Yşu 3, geçiş, İsrail tarihinin muhteşem olaylardan “tipik” bir ikili,
Mez 74,13-15 ve 114’de de birlikte geçerler.
7 Kudretiyle sonsuza dek egemenlik sürer, / Gözleri ulusları süzer; / Başkaldıranlar gurura kapılmasın! [Sela]
8 Ey halklar, Tanrımız'a şükredin, / Övgülerini duyurun.
9 Hayatımızı koruyan, / Ayaklarımızın kaymasına izin vermeyen O'dur.
DN
66,9 hayatımızı koruyan: “hayatımızın devam etmesini sağlayan” anlamında. Bazı metinlerde bu Mezmurun “Diriliş Mezmuru” diye adlandırılmasına yol açan ayettir.
10 Sen bizi sınadın, ey Tanrı, / Gümüş arıtır gibi arıttın.
11 Ağa düşürdün bizi, / Sırtımıza ağır yük vurdun.
12 İnsanları başımıza çıkardın, / Ateşten, sudan geçtik. / Ama sonra bizi bolluğa kavuşturdun.
13 Yakmalık sunularla evine gireceğim, / Adaklarımı yerine getireceğim,
14 Sıkıntı içindeyken dudaklarımdan dökülen, / Ağzımdan çıkan adakları.
15 Yakılan koçların tütsüsüyle semiz hayvanlardan / Sana yakmalık sunular sunacağım, / Tekeler, sığırlar kurban edeceğim. [Sela]
16 Gelin, dinleyin, ey sizler, Tanrı'dan korkanlar, / Benim için neler yaptığını size anlatayım.
17 Ağzımla O'na yakardım, / Övgüsü dilimden düşmedi.
18 Yüreğimde kötülüğe yer verseydim, / Rab beni dinlemezdi.
19 Oysa Tanrı dinledi beni, / Kulak verdi duamın sesine.
20 Övgüler olsun Tanrı'ya, / Çünkü duamı geri çevirmedi, / Sevgisini benden esirgemedi.
67
67. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla - Mezmur - İlahi
DN
67 Bu mezmur, hasat bitimi kutlamalarında söylenirdi, bknz.
Çık 23,14+.
1 Tanrı bize lütfetsin, bolluk versin, / Yüzünün ışığı üzerimize parlasın. [Sela]
2 Öyle ki, yeryüzünde yolun, / Bütün uluslar arasında kurtarıcı gücün bilinsin.
3 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı, / Bütün halklar sana şükretsin!
DN
67,3 Ayet, Yeşaya tarafından ilan edilen evrenselliği yansıtır: Putperest halklar, seçilmiş kavmin örneği ve tarihinin anlattıkları sayesinde tek Tanrı’ya hizmet etmeye çağrılırlar.
4 Uluslar sevinsin, sevinçten çığlık atsın, / Çünkü sen halkları adaletle yargılarsın, / Yeryüzündeki uluslara yol gösterirsin. [Sela]
DN
5 Halklar sana şükretsin, ey Tanrı, / Bütün halklar sana şükretsin!
6 Toprak ürününü verdi, / Tanrı, Tanrımız, bizi bolluğa kavuştursun.
7 Tanrı bize bolluk versin, / Dünyanın dört bucağındakiler O'ndan korksun!
68
68. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru - İlahi
DN
68 Bu şükran mezmuru, Tanrı’nın şanla geçişinin aşamaları olan Tanrı halkının tarihinin önemli aşamalarını hatırlatır: Mısır’dan çıkış, çölden geçiş, hakimler döneminin zaferleri (Debora, Gideon) ve Siyon’da tapınağın kuruluşu (Davut, Süleyman), İlyas ve Elişa’nın hikayesi, Ahab’ın ailesinin yaşadıkları, Hiskiya dönemindeki görkemli Fısıh bayramı, Yeşaya kitabının sonundaki evrensel müjde.
1 Kalksın Tanrı, dağılsın düşmanları, / Kaçsın önünden O'ndan nefret edenler!
2 Dağıtsın onları dağılan duman gibi; / Ateşin karşısında eriyen balmumu gibi / Yok olsun kötüler Tanrı'nın önünde!
3 Ancak doğrular sevinsin, / Bayram etsinler Tanrı'nın önünde, / Neşeyle coşsunlar.
4 Tanrı'ya ezgiler söyleyin, adını ilahilerle övün, / Çölleri geçecek biniciye yol hazırlayın; / O'nun adı RAB'dir, bayram edin önünde!
5 Kutsal konutundaki Tanrı, / Öksüzlerin babası, dul kadınların savunucusudur.
6 Tanrı kimsesizlere ev verir, / Tutsakları özgürlüğe ve gönence kavuşturur, / Ama başkaldıranlar kurak yerde oturur.
7 Ey Tanrı, sen halkına öncülük ettiğinde, / Çölde yürüdüğünde, [Sela]
8 Yer sarsıldı, / Göklerden yağmur boşandı Tanrı'nın önünde, / Sina Dağı sarsıldı / Tanrı'nın, İsrail'in Tanrısı'nın önünde.
DN
9 Bol yağmurlar yağdırdın, ey Tanrı, / Canlandırdın yorgun düşen yurdunu.
DN
68,9 -11 Çıkış mucizeleri, Man ekmeği (“bol yağmurlar”) ve bıldırcınlar, vaat edilen toprakların verilişi.
10 Halkın oraya yerleşti, / İyiliğinle mazlumların geçimini sağladın, ey Tanrı.
11 Rab buyruk verdi, / Büyük bir kadın topluluğu duyurdu müjdeyi:
12 "Kaçıyor, kaçıyor orduların kralları! / Evi bekleyen kadınlar ganimeti paylaşıyor.
DN
68,12 Vaat edilen topraklara girilirken kazanılan zaferlere atıf. Ganimeti paylaşan kadınlar belki Yael’e atıfıt,
Hak 5,24, ya da zafer kazananların eşleri, bknz.
Hak 5,30; Hak 11,34; 1Sa 18,6.
13 Ağılların arasında uyurken, / Kanatları gümüş, tüyleri pırıl pırıl altınla kaplı / Bir güvercine benzersiniz."
DN
14 Her Şeye Gücü Yeten, kralları dağıtırken, / Sanki Salmon Dağı'na kar yağıyordu.
DN
68,14 Salmon: “Kara Dağ” Şikem yakınlarında ormanlı bir tepeydi,
Hak 9,48-49, Avimelek bu şehrin harabelerine tuz atmıştı (kar gibi beyaz, bknz.
Sir 43,18-19). Ayetin yorumu zordur, belki mezmurcu,
Hak 5,16d’ den yola çıkarak, halktan ayrılıp savaşı uzaktan izleyen aşiretleri azarlar. Kadınların kendi aralarında paylaştırdıkları ganimeti ironik bir tavırla över: ziynet eşyaları, koyu tenlerinde güvercinin tüyleri gibi parlar.
15 Ey Başan Dağı, Tanrı Dağı! / Ey Başan Dağı, dorukları ulu dağ!
16 Ey ulu dağlar, niçin yan gözle bakıyorsunuz / Tanrı'nın yerleşmek için seçtiği dağa? / Evet, RAB orada sonsuza dek oturacaktır.
17 Tanrı'nın savaş arabaları sayısızdır, / Rab kutsallık içinde Sina'dan geldi.
DN
68,17 Tanrı'nın savaş arabaları: ya da sırf “Tanrı’nın arabaları”. Büyük ihtimalle kastedilen Süleyman’ın arabaları değildir,
1Kr 10,26, fakat Elişa’nın gördüğü Tanrı arabaları,
2Kr 6,17; bknz.
Mez 7,5; Yşa 66,15.
DN
68,17 Rab kutsallık içinde Sina'dan geldi: “Rab Sina dağından tapınağına geliyor” diye de geçer. İkinci tapınak döneminde metin farklı bir şekilde hecelendirilir ve harfiyen “Rab onların arasında – Sina dağı tapınaktadır” diye bir anlam oluşur. Böylece Sina dağı bu dönemde yasanın verildiği Siyon dağı ile özdeşleştirilir,
Yşa 2,3. Ayet, mezmurun, Yasa’nın Sina dağında verilişini kutlayan İbrani Pentekost Bayramına yönelik yeni bir anlam kazandığını gösterir.
18 Sen yükseklere çıkıp düşmanları tutsak ettin, / İnsanlardan, başkaldıranlardan bile armağanlar aldın, / Oraya yerleşmek için, ya RAB Tanrı.
19 Her gün yükümüzü taşıyan Rab'be, / Bizi kurtaran Tanrı'ya övgüler olsun. [Sela]
20 Tanrımız kurtarıcı bir Tanrı'dır, / Ölümden kurtarış yalnız Rab Yahve'ye özgüdür.
21 Hiç kuşkusuz, Tanrı düşmanlarının başını, / Suçlu yaşayanların kıllı kafasını ezer.
22 Rab, "Onları Başan'dan, / Denizin derinliklerinden geri getireceğim" der,
23 "Öyle ki, ayaklarını düşmanlarının kanına batırasın, / Köpeklerinin dili de onlardan payını alsın."
DN
68,23 Ahab’ın,
1Kr 21,19; 1Kr 22,38, Yoram’ın,
2Kr 9,24, bknz.
2Kr 8,29; 2Kr 9,15, ve İzevel’in,
2Kr 9,36, ölümüne atıf.
24 Ey Tanrı, senin zafer alayını, / Tanrım'ın, Kralım'ın Kutsal Yer'e törenle gelişini gördüler:
25 Başta okuyucular, arkada çalgıcılar, / Ortada tef çalan genç kızlar.
26 "Ey sizler, İsrail soyundan gelenler, / Toplantılarınızda Tanrı'ya, RAB'be övgüler sunun!"
27 Önde en küçük oymak Benyamin, / Kalabalık halinde Yahuda önderleri, / Zevulun ve Naftali önderleri oradalar!
DN
68,27 a. 25-28 Hiskiya döneminde kutlanan ve kuzey oymaklarının da katıldığı Fısıh Bayramını hatırlatırlar,
2Ta 30.
28 - 29 Ey Tanrı, Yeruşalim'deki tapınağından göster gücünü, / Bizim için kullandığın gücünü, ey Tanrı. / Krallar sana armağanlar sunacak.
30 Azarla kamışlar arasında yaşayan hayvanı, / Halkların buzağılarıyla boğalar sürüsünü, / Çiğne ayaklarınla gümüşe gönül verenleri, / Dağıt savaştan zevk alan halkları!
DN
68,30 Mısır’a alaycı gönderme.
31 Mısır'dan elçiler gelecek, / Kûşlular ellerini Tanrı'ya doğru kaldırıverecek.
32 Ey yeryüzünün krallıkları, Tanrı'ya ilahiler söyleyin, / Ezgilerle övün Rab'bi, [Sela]
33 Göklere, kadim göklere binmiş olanı. / İşte sesiyle, güçlü sesiyle gürlüyor!
34 Tanrı'nın gücünü tanıyın; / O'nun yüceliği İsrail'in üzerinde, / Gücü göklerdedir.
35 Ne müthişsin, ey Tanrı, Kutsal Yerin'de! / İsrail'in Tanrısı'na, / Halkına güç, kudret veren Tanrı'ya övgüler olsun!
69
69. Mezmur
Müzik şefi için - "Zambaklar" makamında - Davut'un mezmuru
DN
69 Ritmiği değişen iki ilahi bu mezmurda birleştirildii her ikisi de bir feryad ve bir istek bölümü içerirler. Birinci ilahi, a. 2-7 ve 14-16, ölümcül su,
Mez 18,4+, ve düşmanlar,
Mez 35, konusunu işler. İkinci ilahi ise, a. 8-13 ve 17d, kendi şevkinin mağduru olan bir imanlının feryadını dile getirir, bknz.
Mez 22; Yşa 53,10; Yer 15,15. Mezmurun sonu ise, a. 31d, halka odaklanır, bknz.
Mez 22,27d ve
Mez 102,13d.
1 Kurtar beni, ey Tanrı, / Sular boyuma ulaştı.
2 Dipsiz batağa gömülüyorum, / Basacak yer yok. / Derin sulara battım, / Sellere kapıldım.
3 Tükendim feryat etmekten, / Boğazım kurudu; / Gözlerimin feri sönüyor / Tanrım'ı beklemekten.
4 Yok yere benden nefret edenler / Saçlarımdan daha çok. / Kalabalıktır canıma kasteden haksız düşmanlarım. / Çalmadığım malı nasıl geri verebilirim?
5 Akılsızlığımı biliyorsun, ey Tanrı, / Suçlarım senden gizli değil.
6 Ya Rab, Her Şeye Egemen RAB, / Utanmasın sana umut bağlayanlar benim yüzümden! / Ey İsrail'in Tanrısı, / Benim yüzümden sana yönelenler rezil / Olmasın!
7 Senin uğruna hakarete katlandım, / Utanç kapladı yüzümü.
8 Kardeşlerime yabancı, / Anamın öz oğullarına uzak kaldım.
9 Çünkü evine harcadığım çaba beni yedi bitirdi, / Sana edilen hakaretler benim üstüme çöktü.
10 Oruç tutup ağlayınca, / Yine hakarete uğradım.
11 Çula büründüğüm zaman / Destan oldum dillerine.
12 Kent kapısında oturanlar beni çekiştiriyor, / Sarhoşların türküsü oldum.
13 Ama benim duam sanadır, ya RAB. / Ey Tanrı, sevginin bolluğuyla, / Güvenilir kurtarışınla uygun gördüğünde / Yanıt ver bana.
14 Beni çamurdan kurtar, / İzin verme batmama; / Benden nefret edenlerden, / Derin sulardan kurtulayım.
15 Seller beni sürüklemesin, / Engin beni yutmasın, / Ölüm çukuru ağzını üstüme kapamasın.
16 Yanıt ver bana, ya RAB, / Çünkü sevgin iyidir. / Yüzünü çevir bana büyük merhametinle!
17 Kulundan yüzünü gizleme, / Çünkü sıkıntıdayım, hemen yanıt ver bana!
18 Yaklaş bana, fidyeyle kurtar canımı, / Al başımdan düşmanlarımı.
19 Bana nasıl hakaret edildiğini, utandığımı, rezil olduğumu biliyorsun; / Düşmanlarımın hepsi senin önünde.
20 Hakaret kalbimi kırdı, dertliyim, / Acılarımı paylaşacak birini bekledim, çıkmadı, / Avutacak birini aradım, bulamadım.
21 Yiyeceğime zehir kattılar, / Sirke içirdiler susadığımda.
22 Önlerindeki sofra tuzak olsun onlara, / Yandaşları için kapan olsun!
23 Gözleri kararsın, göremesinler! / Belleri tutulsun sürekli!
24 Gazabını yağdır üzerlerine, / Öfkenin ateşi yapışsın yakalarına!
25 Issız kalsın konakları, / Çadırlarında oturan olmasın!
26 Çünkü senin vurduğun insanlara zulmediyor, / Yaraladığın insanların acısını konuşuyorlar.
27 Ceza yağdır başlarına, / Senin tarafından aklanmasınlar!
28 Yaşam kitabından silinsin adları, / Doğrularla yan yana yazılmasınlar!
29 Bense ezilmiş ve kederliyim, / Senin kurtarışın, ey Tanrı, bana bir kale olsun!
30 Tanrı'nın adını ezgilerle öveceğim, / Şükranlarımla O'nu yücelteceğim.
31 RAB'bi bir öküzden, / Boynuzlu, tırnaklı bir boğadan / Daha çok hoşnut eder bu.
32 Mazlumlar bunu görünce sevinsin, / Ey Tanrı'ya yönelen sizler, yüreğiniz canlansın.
33 Çünkü RAB yoksulları işitir, / Kendi tutsak halkını hor görmez.
34 O'na övgüler sunun, ey yer, gök, / Denizler ve onlardaki bütün canlılar!
35 Çünkü Tanrı Siyon'u kurtaracak, / Yahuda kentlerini onaracak; / Halk oraya yerleşip sahibi olacak.
36 Kullarının çocukları orayı miras alacak, / O'nun adını sevenler orada oturacak.
70
70. Mezmur
Müzik şefi için - Anma sunusu için - Davut'un mezmuru
1 Ey Tanrı, kurtar beni! / Yardımıma koş, ya RAB!
2 Utansın canımı almaya çalışanlar, / Yüzleri kızarsın! / Geri dönsün zararımı isteyenler, / Rezil olsunlar!
3 Bana, "Oh! Oh!" çekenler / Geri çekilsin utançlarından!
4 Sende neşe ve sevinç bulsun / Bütün sana yönelenler! / "Tanrı yücedir!" desin hep / Senin kurtarışını özleyenler!
5 Bense, mazlum ve yoksulum, / Ey Tanrı, yardımıma koş! / Yardımcım ve kurtarıcım sensin, / Geç kalma, ya RAB!
71
71. Mezmur
1 Ya RAB, sana sığınıyorum, / Utandırma beni hiçbir zaman!
2 Adaletinle kurtar beni, tehlikeden uzaklaştır, / Kulak ver bana, kurtar beni!
3 Sığınacak kayam ol, / Her zaman başvurabileceğim; / Buyruk ver, kurtulayım, / Çünkü kayam ve kalem sensin.
DN
4 Ey Tanrım, kurtar beni / Kötünün elinden, haksızın, gaddarın pençesinden!
5 Çünkü umudum sensin, ya Rab Yahve, / Gençliğimden beri dayanağım sensin.
6 Doğduğum günden beri sana güveniyorum, / Beni ana rahminden çıkaran sensin. / Övgülerim hep sanadır.
7 Birçokları için iyi bir örnek oldum, / Çünkü sen güçlü sığınağımsın.
8 Ağzımdan sana övgü eksilmez, / Gün boyu yüceliğini anarım.
9 Yaşlandığımda beni reddetme, / Gücüm tükendiğinde beni terk etme!
10 Çünkü düşmanlarım benden söz ediyor, / Beni öldürmek isteyenler birbirine danışıyor,
11 "Tanrı onu terk etti" diyorlar, / "Kovalayıp yakalayın, / Kurtaracak kimsesi yok!"
12 Ey Tanrı, benden uzak durma, / Tanrım, yardımıma koş!
13 Utansın, yok olsun beni suçlayanlar, / Utanca, rezalete bürünsün kötülüğümü isteyenler.
14 Ama ben her zaman umutluyum, / Sana övgü üstüne övgü dizeceğim.
15 Gün boyu senin doğruluğunu, / Kurtarıcılığını anlatacağım, / Ölçüsünü bilmesem de.
16 Ya Rab Yahve, gelip yiğitliklerini, / Senin, yalnız senin doğruluğunu duyuracağım.
17 Ey Tanrı, çocukluğumdan beri beni sen yetiştirdin, / Senin harikalarını hâlâ anlatıyorum.
DN
71,17-18 Bu kısım İsral halkından söz ediyor olabilir, peygamberler de İsrail’in “çocukluğundan” ve “yaşlanmasından” konuşuyorlardı.
18 Yaşlanıp saçlarıma ak düşse bile / Terk etme beni, ey Tanrı, / Gücünü gelecek kuşağa, / Kudretini sonrakilere anlatana dek.
DN
71,18 gücünü: “kolunun gücünü” diye de geçer. Çıkış mucizesini hatırlatan ve peygamberlerin kullandığı bir resim,
Yşa 51,9; Yşa 53,1.
19 Ey Tanrı, doğruluğun göklere erişiyor, / Büyük işler yaptın, / Senin gibisi var mı, ey Tanrı?
20 Sen ki, bana birçok kötü sıkıntı gösterdin, / Bana yeniden yaşam verecek, / Beni toprağın derinliklerinden çıkaracaksın.
21 Saygınlığımı artıracak, / Yine beni avutacaksın.
22 Ben de seni, / Senin sadakatini çenkle öveceğim, ey Tanrım, / Lir çalarak seni ilahilerle öveceğim, / Ey İsrail'in Kutsalı!
23 Seni ilahilerle överken, / Dudaklarımla, varlığımla sevincimi dile getireceğim, / Çünkü sen beni fidyeyle kurtardın.
24 Dilim gün boyu senin doğruluğundan söz edecek, / Çünkü kötülüğümü isteyenler / Utanıp rezil oldu.
72
3. KİTAP
72. Mezmur
Süleyman'ın mezmuru
DN
72 Adalet ile barış, zenginlik ile görkemin kralı olan Süleyman’a,
1Kr 3,9.12.28; 1Kr 4,20; 1Kr 10,1-29; 1Ta 22,9, ait olduğu söylenen bu mezmur, gelecekteki ideal kralın resmini sunar. Yahudi ve hristiyan gelenekler bunda Mesihsel Kralın bir tasvirini görür, Yeşaya’nın,
Yşa 9,6; Yşa 11,1-5, ve Zekerya’nın,
Zek 9,9d, duyurduğu gibi.
1 Ey Tanrı, adaletini krala, / Doğruluğunu kral oğluna armağan et.
2 Senin halkını doğrulukla, / Mazlum kullarını adilce yargılasın!
3 Dağlar, tepeler, / Halka adilce gönenç getirsin!
4 Mazlumlara hakkını versin, / Yoksulların çocuklarını kurtarsın, / Zalimleriyse ezsin!
5 Güneş ve ay durdukça, / Kral kuşaklar boyunca yaşasın;
6 Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi, / Toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!
7 Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin, / Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!
DN
DN
72,7 ay ışıdığı sürece: “ay ışığı sönünceye dek” diye de geçer. Mesihsel Çağ, zamanların sonuna dek sürecektir.
8 Egemenlik sürsün denizden denize, / Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek!
DN
9 Çöl kabileleri diz çöksün önünde, / Düşmanları toz yalasın.
DN
72,9 düşmanları: Bazı metinlerde “çölde yaşayanları” diye geçer, yani çölde yaşayan hayvanlar ya da cinler,
Yşa 13,21; Yşa 34,14; Yer 50,39; Hez 34,28. Burada kastedilen ise büyük olasılıkla putperest kavimlerdir, bknz.
Yşa 27,1; Dan 7,3; Va 13,1.
10 Tarşiş'in ve adaların kralları / Ona haraç getirsin, / Saba ve Seva kralları armağanlar sunsun!
11 Bütün krallar önünde yere kapansın, / Bütün uluslar ona kulluk etsin!
12 Çünkü yardım isteyen yoksulu, / Dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.
13 Yoksula, düşküne acır, / Düşkünlerin canını kurtarır.
14 Baskıdan, zorbalıktan özgür kılar onları, / Çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir.
15 Yaşasın kral! / Ona Saba altını versinler; / Durmadan dua etsinler onun için, / Gün boyu onu övsünler!
DN
72,15 Yani İsrail, Mesih’in kurtuluş misyonunun başarılı olabilmesi için dua etsin anlamındadır.
16 Ülkede bol buğday olsun, / Dağ başlarında dalgalansın! / Başakları Lübnan gibi verimli olsun, / Kent halkı ot gibi serpilip çoğalsın!
17 Kralın adı sonsuza dek yaşasın, / Güneş durdukça adı var olsun, / Onun aracılığıyla insanlar kutsansın, / Bütün uluslar 'Ne mutlu ona' desin!
DN
72,17 sonsuza dek yaşasın: “sonsuza dek kutsansın” diye de geçer, bknz.
Mez 113,2.
18 RAB Tanrı'ya, İsrail'in Tanrısı'na övgüler olsun, / Harikalar yaratan yalnız O'dur.
DN
72,18-20 Doksoloji (övgü duası) ve Mezmurların ikinci kitabının sonu.
19 Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun, / Bütün yeryüzü O'nun yüceliğiyle dolsun! / Amin! Amin!
20 Yişay oğlu Davut'un duaları burada bitiyor.
73
73. Mezmur
Asaf'ın mezmuru
DN
73 Tanrısızların mutluluğunu ve sadıkların ıstıraplarını görüp bunlardan skandal duyan bir bilgelik öğreticisi, bknz.
Eyü 21,1d; Vai 7,15; Yer 12,1d; Mal 3,15 vs., günahkârların geçici mutluluğu karşısına hiç bir zaman hayal kırıklılığına uğratmayan Tanrı dostluluğunun selameti koyar.
1 Tanrı gerçekten İsrail'e, / Yüreği temiz olanlara karşı iyidir.
2 Ama benim ayaklarım neredeyse tökezlemiş, / Adımlarım az kalsın kaymıştı.
3 Çünkü kötülerin gönencini gördükçe, / Küstahları kıskanıyordum.
4 Onlar acı nedir bilmezler, / Bedenleri sağlıklı ve semizdir.
5 Başkalarının derdini bilmez, / Onlar gibi çile çekmezler.
6 Bu yüzden gurur onların gerdanlığı, / Zorbalık onları örten bir giysi gibidir.
7 Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar, / İçleri kötülük kazanı gibi kaynar.
8 İnsanlarla eğlenir, kötü niyetle konuşur, / Tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.
9 Göklere karşı ağızlarını açarlar, / Boş sözleri yeryüzünü dolaşır.
10 Bu yüzden halk onlardan yana döner, / Sözlerini ağzı açık dinler.
11 Derler ki, "Tanrı nasıl bilir? / Bilgisi var mı Yüceler Yücesi'nin?"
12 İşte böyledir kötüler, / Hep tasasız, sürekli varlıklarını artırırlar.
13 Anlaşılan boş yere yüreğimi temiz tutmuşum, / Ellerimi yıkamışım suçsuzum diye.
14 Gün boyu içim içimi yiyor, / Her sabah azap çekiyorum.
15 "Ben de onlar gibi konuşayım" deseydim, / Senin çocuklarına ihanet etmiş olurdum.
16 Bunu anlamak için düşündüğümde, / Zor geldi bana,
17 Tanrı'nın Tapınağı'na girene dek; / O zaman anladım sonlarının ne olacağını.
DN
73,17 Tanrı'nın Tapınağı'na girene dek: harfiyen “tapınaklara girene dek”, o zaman kastedilen tanrısızların güvendiği ve dünyadaki adaletsizliğin kaynağı olan putperest tapınaklarıdır,
Mez 82. Bazı yorumcular yine de bu ayette anlatılanın Tanrı’nın tapınağı,
Yer 51,51, ya da tanrısal gizemler,
Mez 119,130; Bil 2,22, olduğunu düşünür, ancak metin çerçevesi bu ayetin putperest tapınakların yıkılışıyla ilgili olduğunu gösterir.
18 Gerçekten onları kaygan yere koyuyor, / Yıkıma sürüklüyorsun.
19 Nasıl da bir anda yok oluyor, / Siliniveriyorlar dehşet içinde!
20 Uyanan birisi için rüya nasılsa, / Sen de uyanınca, ya Rab, / Hor göreceksin onların görüntüsünü.
DN
73,20 Tanrı’nın “uyanması” ve kalkması hakkında bknz.
Mez 35,23; Mez 44,23; Mez 59,5; Mez 78,65; Yşa 51,9. “Görüntü” hakkında bknz.
Mez 49,14; Mez 90,5; Eyü 20,8; Yşa 29,7-8.
21 Kalbim kırıldığında, / İçim acı dolduğunda,
22 Akılsız ve bilgisizdim, / Karşında bir hayvan gibi.
DN
73,22 bir hayvan gibi: harfiyen “Behemot gibi”,
Eyü 40,15’ de geçen canavar.
23 Yine de sürekli seninleyim, / Sağ elimden tutarsın beni.
24 Öğütlerinle yol gösterir, / Beni sonunda yüceliğe eriştirirsin.
25 Senden başka kimim var göklerde? / İstemem senden başkasını yeryüzünde.
26 Bedenim ve yüreğim tükenebilir, / Ama Tanrı yüreğimde güç, / Bana düşen paydır sonsuza dek.
DN
27 Kuşkusuz yok olacak senden uzak duranlar, / Ortadan kaldıracaksın sana vefasızlık edenleri.
DN
73,27 sana vefasızlık edenleri: harfiyen “seni bırakıp zina işleyenler”, Tanrı’yı terk etmenin ifadesi olarak peygamberler tarafından kullanılan bir resim, bknz.
Hoş 1,2+.
28 Ama benim için en iyisi Tanrı'ya yakın olmaktır; / Bütün işlerini duyurayım diye / Sığınak yaptım Rab Yahve'yi kendime.
74
74. Mezmur
Asaf'ın maskili
1 Ey Tanrı, neden bizi sonsuza dek reddettin? / Niçin otlağının koyunlarına karşı öfken tütmekte?
DN
74 Targum’a göre “akılsız”, a. 22, tapınağın kapılarını yakan,
1Mak 4,34; 2Mak 1,8, ve tapınağın kutsallığını yok eden,
1Mak 1,21d.39; 2Mak 6,5, Antiyokus Epifanes’tir. Fakat mezmur, tapınağın kildani orduları tarafından yıkılmasıyla ilgili de olabilir,
2Kr 25,9; Yşa 64,11. Bu olayın sonrasında peygamberlerin sesi yavaş yavaş susmaya başlar, a. 9, bknz.
Mez 77,8; Ağı 2,9; Hez 7,26 ve
1Mak 4,46; 1Mak 9,27; 1Mak 14,41.
2 Anımsa geçmişte sahiplendiğin topluluğu, / Öz halkın olsun diye fidyeyle kurtardığın oymağı / Ve üzerine konut kurduğun Siyon Dağı'nı.
3 Yönelt adımlarını şu onarılmaz yıkıntılara doğru, / Düşman kutsal yerdeki her şeyi yıktı.
4 Düşmanların bizimle buluştuğun yerde kükredi, / Zafer simgesi olarak kendi bayraklarını dikti.
5 Gür bir ormana / Baltayla dalar gibiydiler.
6 Baltayla, balyozla kırdılar, / Bütün oymaları.
7 Ateşe verdiler kutsal konutunu, / Yerle bir edip kutsallığını bozdular / Adının yaşadığı konutun.
8 İçlerinden, "Hepsini ezelim!" dediler. / Ülkede Tanrı'yla buluşma yerlerinin tümünü yaktılar.
9 Artık kutsal simgelerimizi görmüyoruz, / Peygamberler de yok oldu, / İçimizden kimse bilmiyor ne zamana dek...
DN
74,9 ne zamana dek...: Yeremya, sürgünün yetmiş yıl süreceğini peygamberlik etmişti,
Yer 25,11; Yer 29,10. Yetmiş, uzun bir sürenin sembolik sayısıdır.
10 Ey Tanrı, ne zamana dek düşman sana sövecek, / Hasmın senin adını hor görecek?
11 Niçin geri çekiyorsun elini? / Çıkar sağ elini bağrından, yok et onları!
12 Ama geçmişten bu yana kralım sensin, ey Tanrı, / Yeryüzünde kurtuluş sağladın.
13 Gücünle denizi yardın, / Canavarların kafasını sularda parçaladın.
14 Livyatan'ın başlarını ezdin, / Çölde yaşayanlara onu yem ettin.
DN
15 Kaynaklar, dereler fışkırttın, / Sürekli akan ırmakları kuruttun.
DN
74,15 Çöldeki mucizelere,
Çık 17,1-7; Say 20,2-13, ve Ürdün ırmağından geçişe,
Yşu 3, atıf. Bunlar yaratıcının her şeye kadir olduğunu gösteren eserlerdir.
16 Gün senindir, gece de senin, / Ay ve güneşi sen yerleştirdin,
17 Yeryüzünün bütün sınırlarını sen saptadın, / Yazı da kışı da yaratan sensin.
18 Anımsa, ya RAB, düşmanın sana nasıl sövdüğünü, / Akılsız bir halkın, adını nasıl hor gördüğünü.
19 Canavara teslim etme kumrunun canını, / Asla unutma düşkün kullarının yaşamını.
DN
20 Yaptığın antlaşmayı gözönüne al, / Çünkü ülkenin her karanlık köşesi / Zorbaların inleriyle dolmuş.
21 Düşkünler boynu bükük geri çevrilmesin, / Mazlumlar, yoksullar adına övgüler dizsin.
22 Kalk, ey Tanrı, davanı savun! / Anımsa akılsızların gün boyu sana nasıl sövdüğünü!
23 Unutma hasımlarının yaygarasını, / Sana başkaldıranların durmadan yükselen patırtısını!
75
75. Mezmur
Müzik şefi için - "Yok etme" makamında Asaf'ın mezmuru - İlahi
1 Sana şükrederiz, ey Tanrı, / Şükrederiz, çünkü sen yakınsın, / Harikaların bunu gösterir.
DN
75,1 Bir nakarat, a. 2, kötülük edenlere yargılanılacaklarının duyurusuna, a. 3-6, giriş yapar. a. 7-9 bu yargıyı tasvir ederler, sadık olan da bu yargının mutluluğunu yaşar, a. 10-11.
2 "Belirlediğim zaman gelince, / Doğrulukla yargılayacağım" diyor Tanrı,
3 "Yeryüzü altüst olunca üzerindekilerle, / Ben pekiştireceğim onun direklerini. [Sela]
4 Övünenlere, 'Övünmeyin artık!' dedim; / Kötülere, 'Kaldırmayın başınızı!
DN
75,4 Kaldırmayın başınızı: harfiyen “boynunuzu kaldırmayın”, bknz.
Mez 18,2+.
5 Kaldırmayın başınızı! / Tepeden konuşmayın!'"
6 Çünkü ne doğudan, ne batıdan, / Ne de çöldeki dağlardan doğar yargı.
DN
75,6 Tanrısal yargı, artık sırf Moav, Edom ve Filistililerle sınırlı kalmıyor, tüm kötülük edenlere karşıdır, bknz.
Zek 1,18.
7 Yargıç ancak Tanrı'dır, / Birini alçaltır, birini yükseltir.
8 RAB elinde dolu bir kâse tutuyor, / Köpüklü, baharat karıştırılmış şarap döküyor; / Yeryüzünün bütün kötüleri / Tortusuna dek yalayıp onu içiyor.
DN
75,8 Kâse resmi, bknz.
Mez 11,6, Yeremya’ya aittir,
Yer 25,11; Yer 48,26; Yer 49,12; Yer 51,7, bknz.
Yşa 51,17+; Hez 23,31; Va 14,10.
9 Bense sürekli duyuracağım bunu, / Yakup'un Tanrısı'nı ilahilerle öveceğim:
10 "Kıracağım kötülerin bütün gücünü, / Doğruların gücüyse yükseltilecek."
76
76. Mezmur
Müzik şefi için - Telli sazlarla - Asaf'ın mezmuru - İlahi
DN
1 Yahuda'da Tanrı bilinir, / İsrail'de adı uludur;
2 Konutu Şalem'dedir, / Yaşadığı yer Siyon'da.
DN
3 Orada kırdı alevli okları, / Kalkanı, kılıcı, savaş silahlarını. [Sela]
4 Işıl ışıl parıldıyorsun, / Avı bol dağlardan daha görkemli.
5 Yağmaya uğradı yiğitler, / Uykularına daldılar, / En güçlüleri bile elini kıpırdatamaz oldu.
6 Ey Yakup'un Tanrısı, sen kükreyince, / Atlarla atlılar son uykularına daldılar.
7 Yalnız sensin korkulması gereken, / Öfkelenince kim durabilir karşında?
8 Yargını göklerden açıkladın, / Yeryüzü korkup sessizliğe büründü,
9 Ey Tanrı, sen yargılamaya, / Ülkedeki mazlumları kurtarmaya kalkınca. [Sela]
10 İnsanların gazabı bile sana övgüler doğuruyor, / Gazabından kurtulanları çevrene topluyorsun.
11 Adaklar adayın Tanrı'nız RAB'be, / Yerine getirin adaklarınızı, / Armağanlar sunun korkulması gereken Tanrı'ya, / Bütün çevresindekiler.
12 RAB önderlerin soluğunu keser, / Korku salar yeryüzü krallarına.
77
77. Mezmur
Müzik şefi Yedutun için - Asaf'ın mezmuru
DN
77 Sürgünden dönerken yaşanan sıkıntılar döneminde mezmurcu, Tanrı’nın İsrail’le yapmış olduğu harikaları hatırlatmak ister: Mısır’dan çıkışın mucizelerini gerçekleştiren Tanrı, gelecekte de halkı uğruna müdahalelerde bulunacaktır.
1 Yüksek sesle Tanrı'ya yakarıyorum, / Haykırıyorum beni duysun diye.
2 Sıkıntılı günümde Rab'be yönelir, / Gece hiç durmadan ellerimi açarım, / Gönlüm avunmaz bir türlü.
3 Tanrı'yı anımsayınca inlerim, / Düşündükçe içim daralır. [Sela]
4 Açık tutuyorsun göz kapaklarımı, / Sıkıntıdan konuşamıyorum.
5 Geçmiş günleri, / Yıllar öncesini düşünüyorum.
6 Gece ilahilerimi anacağım, / Kendi kendimle konuşacağım, / İnceden inceye soracağım:
7 "Rab sonsuza dek mi bizi reddedecek? / Lütfunu bir daha göstermeyecek mi?
8 Sevgisi sonsuza dek mi yok oldu? / Sözü geçerli değil mi artık?
9 Tanrı unuttu mu acımayı? / Sevecenliğinin yerini öfke mi aldı?" [Sela]
10 Sonra kendi kendime, "İşte benim derdim bu!" dedim, / "Yüceler Yücesi gücünü göstermiyor artık."
11 RAB'bin işlerini anacağım, / Evet, geçmişteki harikalarını anacağım.
12 Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim, / Bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım.
13 Ey Tanrı, yolun kutsaldır! / Hangi ilah Tanrı kadar uludur?
14 Harikalar yaratan Tanrı sensin, / Halklar arasında gücünü gösterdin.
15 Güçlü bileğinle kendi halkını, / Fidyeyle Yakup ve Yusuf oğullarını kurtardın. [Sela]
16 Sular seni görünce, ey Tanrı, / Sular seni görünce çalkalandı, / Enginler titredi.
17 Bulutlar suyunu boşalttı, / Gökler gürledi, / Her yanda okların uçuştu.
18 Kasırgada gürleyişin duyuldu, / Şimşekler dünyayı aydınlattı, / Yer titreyip sarsıldı.
DN
77,18 Tanrı’nın Sina Dağın’da görünmesine hatırlatma,
Çık 19,16+.
19 Kendine denizde, / Derin sularda yollar açtın, / Ama ayak izlerin belli değildi.
20 Musa ve Harun eliyle / Halkını bir sürü gibi güttün.
78
78. Mezmur
Asaf'ın maskili
DN
78 Yasa’nın Tekrarı Kitabın’dan esinlenmiş bu mezmur, İsrail’in tarihi, halkın günahları ve cezalandırılmasını ele alır.
1 Dinle, ey halkım, öğrettiklerimi, / Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
2 Özdeyişlerle söze başlayacağım, / Geçmişteki gizleri anlatacağım,
3 Duyduğumuzu, bildiğimizi, / Atalarımızın bize anlattığını.
4 Torunlarından bunları gizlemeyeceğiz; / RAB'bin övgüye değer işlerini, / Gücünü, yaptığı harikaları / Gelecek kuşağa duyuracağız.
5 RAB Yakup soyuna koşullar bildirdi, / İsrail'e yasa koydu. / Bunları çocuklarına öğretsinler diye / Atalarımıza buyruk verdi.
6 Öyle ki, gelecek kuşak, yeni doğacak çocuklar bilsinler, / Onlar da kendi çocuklarına anlatsınlar,
7 Tanrı'ya güven duysunlar, / Tanrı'nın yaptıklarını unutmasınlar, / O'nun buyruklarını yerine getirsinler;
8 Ataları gibi inatçı, başkaldırıcı, / Yüreği kararsız, / Tanrı'ya sadakatsiz bir kuşak olmasınlar.
9 Oklarla, yaylarla kuşanmış Efrayimoğulları / Savaş günü sırtlarını döndüler.
DN
78,9 Mezmurcu, halkın günahlarının nedeni olarak Efrayimoğullarını gösterir. Bu ya gelecekte Kuzey oymaklarının başına geleceklerinin göstergesidir, a. 67, ya da Samiriyelilerin ayrılamalarına bir göndermedir, bknz.
Zek 11,14.
10 Tanrı'nın antlaşmasına uymadılar, / O'nun yasasına göre yaşamayı reddettiler.
11 Unuttular O'nun işlerini, / Kendilerine gösterdiği harikaları.
DN
78,11 harikaları: Mısır’dan çıkışın mucizeleri.
12 Mısır'da, Soan bölgesinde / Tanrı harikalar yapmıştı atalarının önünde.
13 Denizi yarıp geçirmişti onları, / Bir duvar gibi ayakta tutmuştu suları.
14 Gündüz bulutla, / Gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.
15 Çölde kayaları yarmış, / Sanki dipsiz kaynaklardan / Onlara kana kana su içirmişti.
16 Kayadan akarsular fışkırtmış, / Suları ırmak gibi akıtmıştı.
17 Ama onlar çölde Yüceler Yücesi'ne başkaldırarak / Günah işlemeye devam ettiler.
18 Canlarının çektiği yiyeceği isteyerek / İçlerinde Tanrı'yı denediler.
19 "Tanrı çölde sofra kurabilir mi?" diyerek, / Tanrı'ya karşı konuştular.
20 "Bak, kayaya vurunca sular fışkırdı, / Dereler taştı. / Peki, ekmek de verebilir mi, / Et sağlayabilir mi halkına?"
21 RAB bunu duyunca çok öfkelendi, / Yakup'a ateş püskürdü, / Öfkesi tırmandı İsrail'e karşı;
22 Çünkü Tanrı'ya inanmıyorlardı, / O'nun kurtarıcılığına güvenmiyorlardı.
23 Yine de RAB buyruk verdi bulutlara, / Kapaklarını açtı göklerin;
24 Man yağdırdı onları beslemek için, / Göksel tahıl verdi onlara.
25 Meleklerin ekmeğini yedi her biri, / Doyasıya yiyecek gönderdi onlara.
DN
78,25 meleklerin ekmeğini: harfiyen “güçlülerin ekmeği”. BU güçlüler meleklerdir, bknz.
Mez 103,20; Bil 16,20.
26 Doğu rüzgarını estirdi göklerde, / Gücüyle güney rüzgarına yol gösterdi.
27 Toz gibi et yağdırdı başlarına, / Deniz kumu kadar kuş;
28 Ordugahlarının ortasına, / Konakladıkları yerin çevresine düşürdü.
29 Yediler, tıka basa doydular, / İsteklerini yerine getirdi Tanrı.
30 Ancak onlar isteklerine doymadan, / Daha ağızları doluyken,
31 Tanrı'nın öfkesi parladı üzerlerine. / En güçlülerini öldürdü, / Yere serdi İsrail yiğitlerini.
32 Yine de günah işlemeye devam ettiler, / O'nun harikalarına inanmadılar.
33 Bu yüzden Tanrı onların günlerini boşluk, / Yıllarını dehşet içinde bitirdi.
34 Tanrı onları öldürdükçe O'na yönelmeye, / İstekle O'nu yeniden aramaya başlıyorlardı.
35 Tanrı'nın kayaları olduğunu, / Yüce Tanrı'nın kurtarıcıları olduğunu anımsıyorlardı.
36 Oysa ağızlarıyla O'na yaltaklanıyor, / Dilleriyle yalan söylüyorlardı.
37 O'na yürekten bağlı değillerdi, / Antlaşmasına sadık kalmadılar.
38 Yine de Tanrı sevecendi, / Suçlarını bağışlıyor, onları yok etmiyordu; / Çok kez öfkesini tuttu, / Bütün gazabını göstermedi.
39 Onların yalnızca insan olduğunu anımsadı, / Geçip giden, dönmeyen bir rüzgar gibi.
40 Çölde kaç kez O'na başkaldırdılar, / Issız yerlerde O'nu gücendirdiler!
41 Defalarca denediler Tanrı'yı, / İncittiler İsrail'in Kutsalı'nı.
42 Anımsamadılar O'nun güçlü elini, / Kendilerini düşmandan kurtardığı günü,
43 Mısır'da gösterdiği belirtileri, / Soan bölgesinde yaptığı şaşılası işleri.
DN
78,43 belirtiler: a. 43-51 arasında özetlenen, Mısırlıların başına gelen felaketler,
Çık 7,8+.
44 Mısır ırmaklarını kana çevirdi, / Sularını içemediler.
45 Gönderdiği at sinekleri yedi halkı, / Gönderdiği kurbağalar yok etti ülkeyi.
46 Ekinlerini tırtıllara, / Emeklerinin ürününü çekirgelere verdi.
47 Asmalarını doluyla, / İncir ağaçlarını iri dolu taneleriyle yok etti.
48 Büyükbaş hayvanlarını kırgına, / Küçükbaş hayvanlarını yıldırıma teslim etti.
49 Üzerlerine kızgın öfkesini, / Gazap, hışım, bela / Ve bir alay kötülük meleği gönderdi.
50 Yol verdi öfkesine, / Canlarını ölümden esirgemedi, / Onları salgın hastalığın pençesine düşürdü.
51 Mısır'da bütün ilk doğanları, / Ham'ın çadırlarında bütün ilk çocukları vurdu.
52 Kendi halkını davar gibi götürdü, / Çölde onları bir sürü gibi güttü.
DN
78,52-55 Mısır’dan çıkış ve Kenan ülkesine giriş.
53 Onlara güvenlik içinde yol gösterdi, korkmadılar; / Düşmanlarınıysa deniz yuttu.
54 Böylece onları kendi kutsal topraklarının sınırına, / Sağ elinin kazandığı dağlık bölgeye getirdi.
55 Önlerinden ulusları kovdu, / Miras olarak topraklarını / İsrail oymakları arasında bölüştürdü. / Halkını konutlarına yerleştirdi.
56 Ama onlar yüce Tanrı'yı denediler, / O'na başkaldırdılar, / Koşullarına uymadılar.
DN
78,56-64 Samuel ve Saul döneminde İsrail.
57 Döneklik edip ataları gibi ihanet ettiler, / Güvenilmez bir yay gibi bozuk çıktılar.
58 Puta taptıkları yerlerle O'nu kızdırdılar, / Oyma putlarıyla O'nu kıskandırdılar.
59 Tanrı bunları duyunca çok öfkelendi, / İsrail'i büsbütün reddetti.
60 İnsanlar arasında kurduğu çadırı, / Şilo'daki konutunu terk etti.
61 Kudretini tutsaklığa, / Görkemini düşman eline teslim etti.
DN
62 Halkını kılıç önüne sürdü, / Öfkesini öz halkından çıkardı.
63 Gençlerini ateş yuttu, / Kızlarına düğün türküsü söylenmez oldu.
64 Kâhinleri kılıç altında öldü, / Dul kadınları ağlayamadı.
65 O zaman Rab uykudan uyanır gibi, / Şarabın rehavetinden ayılan bir yiğit gibi oldu.
66 Düşmanlarını püskürttü, / Onları sonsuz utanca boğdu.
67 Tanrı Yusuf soyunu reddetti, / Efrayim oymağını seçmedi;
DN
78,67-72 Efrayim’in reddi, a. 67, Siyon’un Rab’bin konutu ve göksel tapınağın sureti olarak seçilmesi, a. 68-69, Tanrı tarafından mesh edilen, halkının çobanı ve beklenen Mesih’in resmi olan Davut’un seçilişi, a. 70-72.
68 Ancak Yahuda oymağını, / Sevdiği Siyon Dağı'nı seçti.
69 Kutsal yerini doruklar gibi, / Sonsuzluk için kurduğu yeryüzü gibi yaptı.
70 Kulu Davut'u seçti, / Onu koyun ağılından aldı.
71 Halkı Yakup'u, öz halkı İsrail'i gütmek için, / Onu yavru kuzuların ardından getirdi.
72 Böylece Davut onlara dürüstçe çobanlık etti, / Becerikli elleriyle onlara yol gösterdi.
79
79. Mezmur
Asaf'ın mezmuru
1 Ey Tanrı, uluslar senin yurduna saldırdı, / Kutsal tapınağını kirletti, / Yeruşalim'i taş yığınına çevirdi.
DN
79 Mezmur, büyük ihtimalle Yeruşalim’in Kildaniler tarafında işgal edilişini ve şehrin İsrail’e komşu ülkeler (edom, Moav, vs.) tarafından yağmalanmasını ele alır,
2Kr 24,2.
2 Kullarının ölülerini yem olarak kuşlara, / Sadık kullarının etini yabanıl hayvanlara verdiler.
3 Kanlarını su gibi akıttılar Yeruşalim'in çevresine, / Onları gömecek kimse yok.
4 Komşularımıza yüzkarası, / Çevremizdekilere eğlence ve oyuncak olduk.
5 Ne zamana dek, ya RAB? / Sonsuza dek mi sürecek öfken, / Alev gibi yanan kıskançlığın?
6 Öfkeni seni tanımayan ulusların, / Adını anmayan ülkelerin üzerine dök.
7 Çünkü onlar Yakup soyunu yuttular, / Ülkesini yerle bir ettiler.
8 Atalarımızın suçlarını artık önümüze sürme, / Sevecenliğini hemen göster bize, / Çünkü tükendikçe tükendik.
9 Yardım et bize yüce adın uğruna, ey bizi kurtaran Tanrı, / Kurtar bizi adın uğruna, bağışla günahlarımızı!
10 Niçin uluslar, "Nerede onların Tanrısı?" diye konuşsun, / Kullarının dökülen kanının öcünü alacağını bilsinler, / Gözlerimizle bunu görelim!
DN
79,10 dökülen kanının öcünü: İsrail’in dökülen kanlarının hesabını Rab soracak,
Say 35,19+.
11 Tutsakların iniltisi senin katına erişsin, / Koru büyük gücünle ölüme mahkûm olanları.
12 Komşularımızın sana ettikleri hakareti / Yedi kat iade et bağırlarına, ya Rab!
13 Bizler, kendi halkın, otlağının koyunları / Sonsuza dek şükredeceğiz sana, / Kuşaklar boyunca övgülerini dilimizden düşürmeyeceğiz.
80
80. Mezmur
Müzik şefi için - "Zambaklar antlaşması" makamında Asaf'ın mezmuru
DN
80 Mezmur, hem Asurluların yağmalarına, bknz.
Yer 31,15d, uğrayan Kuzey Oymakları, a. 2-3, hem de Yeruşalim’in yıkılışından sonra Yahuda oymağı hakkındadır, bknz.
Yer 12,7-13. Mezmurcu, tek ve birleştirilmiş krallığın en geniş topraklarda, a. 12,
Hak 20,1+, yeniden kurulmasını ümit eder, bknz.
Yşa 49,5; Hez 37,16; Zek 9,13; Zek 10,6.
1 Kulak ver, ey İsrail'in çobanı, / Ey Yusuf'u bir sürü gibi güden, / Keruvlar arasında taht kuran, / Saç ışığını,
2 Efrayim, Benyamin, Manaşşe önünde / Uyandır gücünü, / Gel, kurtar bizi!
DN
80,2 Yusuf’un oğulları Efrayim ve Manaşşe, Kuzey Oymakların iki ana oymağıdır. Bunlar bazen Benyamin oymağı da eklenir.
3 Bizi eski halimize kavuştur, ey Tanrı, / Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!
4 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, / Ne zamana dek halkının dualarına ateş püsküreceksin?
5 Onlara ekmek yerine gözyaşı verdin, / Ölçekler dolusu gözyaşı içirdin.
6 Kavga nedeni ettin bizi komşularımıza, / Düşmanlarımız alay ediyor bizimle.
7 Bizi eski halimize kavuştur, / Ey Her Şeye Egemen Tanrı, / Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!
8 Mısır'dan bir asma çubuğu getirdin, / Ulusları kovup onu diktin.
DN
80,8 asma çubuğu: Peygamberlerde sıkça geçen bir resim, bknz.
Yşa 5,1+.
9 Onun için toprağı hazırladın, / Kök saldı, bütün ülkeye yayıldı.
10 Gölgesi dağları, / Dalları koca sedir ağaçlarını kapladı.
DN
80,10 dalları koca sedir ağaçlarını kapladı: “Dalları Tanrı’nın sedir ağaclarıydı” diye de geçer, en yüksek sedir ağaçlarıı anlamında, bknz.
Mez 36,6; Mez 68,15.
11 Sürgünleri Akdeniz'e, / Filizleri Fırat Irmağı'na dek uzandı.
12 Niçin yıktın bağın duvarlarını? / Yoldan geçen herkes üzümünü koparıyor,
13 Orman domuzları onu yoluyor, / Yabanıl hayvanlar onunla besleniyor.
14 Ey Her Şeye Egemen Tanrı, ne olur, dön bize! / Göklerden bak ve gör, / İlgilen bu asmayla.
15 İlgilen sağ elinin diktiği filizle, / Kendine seçtiğin oğulla!
16 Asman kesilmiş, yakılmış, / Öfkeli bakışların yok etsin düşmanlarını!
17 Elin, sağ kolun olan adamın üzerinde, / Kendine seçtiğin insanın üzerinde olsun!
18 O zaman senden asla ayrılmayacağız; / Yaşam ver bize, adını analım!
19 Ya RAB, ey Her Şeye Egemen Tanrı, / Bizi eski halimize kavuştur, / Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!
81
81. Mezmur
Müzik şefi için - Gitit üzerine - Asaf'ın mezmuru
DN
81 Bu mezmur Sukot Bayramın kutlanmasında söyleniyordu. Sukkot Bayramı,
Çık 23,14+, çöldeki yürüyüş ve Sina Dağın’da Yasa’nın verilişini hatırlatır ve en önemli Yahudi bayramlarındandır.
1 Sevincinizi dile getirin gücümüz olan Tanrı'ya, / Sevinç çığlıkları atın Yakup'un Tanrısı'na!
2 Çalgıya başlayın, tef çalın, / Tatlı sesli lir ve çenk çınlatın.
3 Yeni Ay'da, dolunayda, / Boru çalın bayram günümüzde.
DN
81,3 Ayın ilk günü bayram günüydü,
2Kr 4,23; Yşa 1,13; Hoş 2,11; Amo 8,5. Yedinci ayın ilk günü, uzun dönemler boyunca yıl başı olarak kutlanırdı,
Lev 23,24; Say 29,1, onun takibindeki dolunayında ise Sukot Bayramı kutlanırdı,
Lev 23,34; Say 29,12.
4 Çünkü bu İsrail için bir kuraldır, / Yakup'un Tanrısı'nın ilkesidir.
5 Tanrı Mısır'a karşı yürüdüğünde, / Yusuf soyuna koydu bu koşulu. / Orada tanımadığım bir ses işittim:
DN
81,5 işittim: Birinci tekil şahıs Tanrı’yı dinlemekle görevli olan İsrail topluluğudur, a. 9.12.14.
6 "Sırtındaki yükü kaldırdım, / Ellerin küfeden kurtuldu" diyordu,
DN
81,6 Mısır’daki köleliğe atıf.
7 "Sıkıntıya düşünce seslendin, seni kurtardım, / Gök gürlemesinin ardından sana yanıt verdim, / Meriva sularında seni sınadım. [Sela]
DN
81,7 gök gürlemesi: Sina Dağın’da görünürken.
8 Dinle, ey halkım, seni uyarıyorum; / Ey İsrail, keşke beni dinlesen!
9 Aranızda yabancı ilah olmasın, / Başka bir ilaha tapmayın!
10 Seni Mısır'dan çıkaran / Tanrın RAB benim. / Ağzını iyice aç, doldurayım!
11 Ama halkım sesimi dinlemedi, / İsrail bana boyun eğmek istemedi.
12 Ben de onları inatçı yürekleriyle baş başa bıraktım, / Bildikleri gibi yaşasınlar diye.
13 Keşke halkım beni dinleseydi, / İsrail yollarımda yürüseydi!
14 Düşmanlarını hemen yere serer, / Hasımlarına el kaldırırdım!
15 Benden nefret edenler bana boyun eğerdi, / Bu böyle sonsuza dek sürerdi.
16 Oysa sizleri en iyi buğdayla besler, / Kayadan akan balla doyururdum."
82
82. Mezmur
Asaf'ın mezmuru
1 Tanrı yerini aldı tanrısal kurulda, / Yargısını açıklıyor ilahların ortasında:
DN
82 Hükümdarlara ve adaletsiz davranan hakimlere eskatoljik bakış açısından, a. 1.5.8, uyarma.
2 "Ne zamana dek haksız karar verecek, / Kötüleri kayıracaksınız? [Sela]
DN
82,2 Peygamberlerde sıkça geçen bir suçlama,
Yşa 1,17d; Yer 5,28; Yer 21,12; Yer 22,3; Hez 22,27.29; Mik 3,1-11; Zek 7,9-10, bknz.
Eyü 29,13; Özd 18,5; Özd 24,11-12.
3 Zayıfın, öksüzün davasını savunun, / Mazlumun, yoksulun hakkını arayın.
4 Zayıfı, düşkünü kurtarın, / Onları kötülerin elinden alın."
5 Bilmiyor, anlamıyorlar, / Karanlıkta dolaşıyorlar; / Yeryüzünün temelleri sarsılıyor.
6 'Sizler ilahsınız' diyorum, / 'Yüceler Yücesi'nin oğullarısınız hepiniz!'
DN
82,6 Hükümdarlar ve hakimler, “Yüceler Yücesi'nin oğulları” ile, yani tanrısal hükümdarlığın üyeleriyle özdeşleştirilirler, bknz.
Eyü 1,6+. İsa bu ayeti başka bir çerçevede kullanıp onu Tanrı’nın sözü sayesinde aydınlanmış olan Yahudiler için kullanır.
7 Yine de insanlar gibi öleceksiniz, / Sıradan bir önder gibi düşeceksiniz!'"
8 Kalk, ey Tanrı, yargıla yeryüzünü! / Çünkü bütün uluslar senin mirasındır.
83
83. Mezmur
İlahi - Asaf'ın mezmuru
DN
1 Ey Tanrı, susma, / Sessiz, hareketsiz kalma!
2 Bak, düşmanların kargaşa çıkarıyor, / Senden nefret edenler başkaldırıyor.
3 Halkına karşı kurnazlık peşindeler, / Koruduğun insanlara dolap çeviriyorlar.
4 "Gelin, bu ulusun kökünü kazıyalım" diyorlar, / "İsrail'in adı bir daha anılmasın!"
5 Hepsi sözbirliği etmiş, düzen kuruyor, / Sana karşı anlaşmaya vardı:
6 Edomlular, İsmailliler, / Moavlılar, Hacerliler,
7 Geval, Ammon, Amalek, / Filist ve Sur halkı.
8 Asur da onlara katıldı, / Lutoğulları'na güç verdiler. [Sela]
9 Onlara Midyan'a, / Kişon Vadisi'nde Sisera'ya ve Yavin'e yaptığını yap:
10 Onlar Eyn-Dor'da yok oldular, / Toprak için gübre oldular.
11 Onların soylularına Orev ve Zeev'e yaptığını, / Beylerine Zevah ve Salmunna'ya yaptığını yap.
12 Onlar: "Gelin, sahiplenelim / Tanrı'nın otlaklarını" demişlerdi.
13 Ey Tanrım, savrulan toza, / Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne çevir onları!
14 Orman yangını gibi, / Dağları tutuşturan alev gibi,
15 Fırtınanla kovala, / Kasırganla dehşete düşür onları!
16 Utançla kapla yüzlerini, / Sana yönelsinler, ya RAB.
17 Sonsuza dek utanç ve dehşet içinde kalsınlar, / Rezil olup yok olsunlar.
18 Senin adın RAB'dir, / Anlasınlar yalnız senin yeryüzüne egemen en yüce Tanrı olduğunu.
84
84. Mezmur
Müzik şefi için - Gitit üzerine Korahoğulları'nın mezmuru
DN
84 Hacılar, a. 6-8, ve tapınak görevlilerin, a. 5.11, lütuf ve mutluluk kaynağı olarak tapınağında insanları ağırlayan Tanrı’ya övgü.
1 Ey Her Şeye Egemen RAB, / Ne kadar severim konutunu!
2 Canım senin avlularını özlüyor, / İçim çekiyor, / Yüreğim, bütün varlığım / Sana, yaşayan Tanrı'ya sevinçle haykırıyor.
3 Kuşlar bile bir yuva, / Kırlangıç, yavrularını koyacak bir yer buldu / Senin sunaklarının yanında, / Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım!
4 Ne mutlu senin evinde oturanlara, / Seni sürekli överler! [Sela]
5 Ne mutlu gücünü senden alan insana! / Aklı hep Siyon'u ziyaret etmekte.
6 Baka Vadisi'nden geçerken, / Pınar başına çevirirler orayı, / Güz yağmurları orayı berekete boğar.
DN
84,6 Baka Vadisi: Bir kaç metinde “gözyaşı vadisi” diye geçer (İbranice’de bir sessiz harf dışında yazılışı aynı), bknz.
Hak 2,5. “Ağlayan” anlamına da gelen “baka” kelimesi, karağaç türünü de belirtirdi, bknz.
2Sa 5,23-24. Baka vadisi, kuzey, güney ve batıdan gelen yolların kesiştiği yer olup hacılığın son yol bölümüydü, bknz.
2Sa 5,17-25.
7 Gittikçe güçlenir, / Siyon'da Tanrı'nın huzuruna çıkarlar.
8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, duamı dinle, / Kulak ver, ey Yakup'un Tanrısı! [Sela]
9 Ey Tanrı, kalkanımıza bak, / Meshettiğin krala lütfet!
DN
84,9 Meshettiğin krala: harfiyen “Mesh edilene” ya da “Mesih”ine. Büyük ihtimalle kastedilen, sürgün sonrasında topluluğa önderlik eden Yüksek Kahin’dir.
10 Senin avlularında bir gün, / Başka yerdeki bin günden iyidir; / Kötülerin çadırında yaşamaktansa, / Tanrım'ın evinin eşiğinde durmayı yeğlerim.
11 Çünkü RAB Tanrı bir güneş, bir kalkandır. / Lütuf ve yücelik sağlar; / Dürüstçe yaşayanlardan hiçbir iyiliği esirgemez.
12 Ey Her Şeye Egemen RAB, / Ne mutlu sana güvenen insana!
85
85. Mezmur
Müzik şefi için - Korahoğulları'nın mezmuru
DN
85
Mez 126 ile bağlantılı olan sürgün sonrası döneme ait bu mezmur, sürgünden dönüşü anlatır. a. 9-14 arasında mesihsel selametin vaadi verilir, bknz.
Yşa 11,6+. Kurtuluşu sağlayan lütuflar a. 11’de kişileştirilmiş bir şekilde karşımızı çıkarlar, bknz.
Mez 43,3; Yşa 58,8; Yşa 59,14d.
1 Ya RAB, ülkenden hoşnut kaldın, / Yakup soyunu sürgünden geri getirdin.
DN
85,1 Yakup soyunu sürgünden geri getirdin: harfiyen “Yakub’un bahtsızlığını döndürdün”. Kavram hakkında bknz.
Hoş 6,11; Amo 9,14; Sef 2,7; Sef 3,20; Yer 29,14; Yer 30,3.18; Yer 31,23; Yer 48,47; Hez 16,53; Hez 29,14; Yas 30,3; Mez 14,7; Mez 53,6; Mez 126,4.
2 Halkının suçlarını bağışladın, / Bütün günahlarını yok saydın. [Sela]
3 Bütün gazabını bir yana koydun, / Kızgın öfkenden vazgeçtin.
4 Ey bizi kurtaran Tanrı, bizi eski halimize getir, / Bize karşı öfkeni dindir!
5 Sonsuza dek mi öfkeleneceksin bize? / Kuşaktan kuşağa mı sürdüreceksin öfkeni?
6 Halkın sende sevinç bulsun diye / Bize yeniden yaşam vermeyecek misin?
7 Ya RAB, sevgini göster bize, / Kurtarışını bağışla!
8 Kulak vereceğim RAB Tanrı'nın ne diyeceğine; / Halkına, sadık kullarına esenlik sözü verecek, / Yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler.
9 Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir, / Görkemi ülkemizde yaşasın diye.
DN
85,9 Tapınağı ve Kutsal Şehri,
Hez 11,23, terk etmiş olan Tanrı’nın görkemi,
Çık 24,16+, yeniden kurulan tapınağa dönecek,
Hez 43,2; Hag 2,9.
10 Sevgiyle sadakat buluşacak, / Doğrulukla esenlik öpüşecek.
11 Sadakat yerden bitecek, / Doğruluk gökten bakacak.
12 Ve RAB iyi olan neyse, onu verecek, / Toprağımızdan ürün fışkıracak.
13 Doğruluk önüsıra yürüyecek, / Adımları için yol yapacak.
86
86. Mezmur
Davut'un duası
1 Kulak ver, ya RAB, yanıtla beni, / Çünkü mazlum ve yoksulum.
2 Koru canımı, çünkü senin sadık kulunum. / Ey Tanrım, kurtar sana güvenen kulunu!
3 Acı bana, ya Rab, / Çünkü gün boyu sana yakarıyorum.
4 Sevindir kulunu, ya Rab, / Çünkü dualarımı sana yükseltiyorum.
5 Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab, / Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.
6 Kulak ver duama, ya RAB, / Yalvarışlarımı dikkate al!
7 Sıkıntılı günümde sana yakarırım, / Çünkü yanıt verirsin bana.
8 İlahlar arasında senin gibisi yok, ya Rab, / Eşsizdir işlerin.
9 Yarattığın bütün uluslar gelip / Sana tapınacaklar, ya Rab, / Adını yüceltecekler.
10 Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın, / Tek Tanrı sensin.
11 Ya RAB, yolunu bana öğret, / Senin gerçeğine göre yürüyeyim, / Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım.
12 Ya Rab Tanrım, bütün yüreğimle sana şükredeceğim, / Adını sonsuza dek yücelteceğim.
13 Çünkü bana sevgin büyüktür, / Canımı ölüler diyarının derinliklerinden sen kurtardın.
14 Ey Tanrı, küstahlar bana saldırıyor, / Zorbalar sürüsü, sana aldırmayanlar / Canımı almak istiyor,
15 Oysa sen, ya Rab, / Sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen, / Sevgisi ve sadakati bol bir Tanrı'sın.
16 Yönel bana, acı halime, / Kuluna kendi gücünü ver, / Kurtar hizmetçinin oğlunu.
17 İyiliğinin bir belirtisini göster bana; / Benden nefret edenler görüp utansın; / Çünkü sen, ya RAB, bana yardım ettin, / Beni avuttun.
87
87. Mezmur
Korahoğulları'nın mezmuru - İlahi
DN
87 Tanrı’nın kenti olan kutsal Siyon,
2Sa 5,9+, bütün halkların dini merkezi ve halkların annesi olacaktır. İsrail’in putperest komşu ülkeleri, gerçek Tanrı’yı tanımaya ve O’nun ardından gitmeye çağrılırlar: Rab’bin bu isteği, a. 4-5’de ifade edilir. Tanrı’nın bereketli gelini olan Siyon’un annelik görevi,
Yşa 50,1; Yşa 54,1; Yşa 62,4d; Yşa 66,7 tarafından da ilan edilmişti, bu görevi nedeniyle hristiyan yorumcular tarafından Siyon, kilisenin bir ön resmi olarak kabul edilir.
1 RAB Siyon'u kutsal dağlar üzerine kurdu.
2 Siyon'un kapılarını / Yakup'un bütün konutlarından daha çok sever.
3 Ey Tanrı kenti, senin için ne yüce sözler söylenir: [Sela]
4 "Beni tanıyanlar arasında / Rahav ve Babil'i anacağım, / Filist'i, Sur'u, Kûş'u da; / 'Bu da Siyon'da doğdu' diyeceğim."
5 Evet, Siyon için şöyle denecek: / "Şu da orada doğmuş, bu da, / Yüceler Yücesi onu sarsılmaz kılacak."
DN
87,5 Oralarda herhangi bir yerde doğmuş olan putperestler, Siyon tarafından evlat edinirler, Siyon, herkesin tek memleketi olur.
6 RAB halkları kaydederken, / "Bu da Siyon'da doğmuş" diye yazacak. [Sela]
7 Okuyucular, kavalcılar, / "Bütün kaynaklarım sendedir!" diyecek.
88
88. Mezmur
Korahoğulları'nın mezmuru - İlahi Müzik şefi için "Mahalat leannot" makamında Ezrahlı Heyman'ın maskili
DN
88 Eyüb’ün feryadlarına yakın duran bu mezmur, ölüm acılarından doğan bir duadır.
1 Ya RAB, beni kurtaran Tanrı, / Gece gündüz sana yakarıyorum.
2 Duam sana erişsin, / Kulak ver yakarışıma.
3 Çünkü sıkıntıya doydum, / Canım ölüler diyarına yaklaştı.
4 Ölüm çukuruna inenler arasında sayılıyorum, / Tükenmiş gibiyim;
5 Ölüler arasına atılmış, / Artık anımsamadığın, / İlginden yoksun, / Mezarda yatan cesetler gibiyim.
6 Beni çukurun dibine, / Karanlıklara, derinliklere attın.
7 Öfken üzerime çöktü, / Dalga dalga kızgınlığınla beni ezdin. [Sela]
8 Yakınlarımı benden uzaklaştırdın, / İğrenç kıldın beni gözlerinde. / Kapalı kaldım, çıkamıyorum.
9 Üzüntüden gözlerimin feri sönüyor, / Her gün sana yakarıyorum, ya RAB, / Ellerimi sana açıyorum.
10 Harikalarını ölülere mi göstereceksin? / Ölüler mi kalkıp seni övecek? [Sela]
11 Sevgin mezarda, / Sadakatin yıkım diyarında duyurulur mu?
DN
12 Karanlıklarda harikaların, / Unutulmuşluk diyarında doğruluğun bilinir mi?
13 Ama ben, ya RAB, yardıma çağırıyorum seni, / Sabah duam sana varıyor.
14 Niçin beni reddediyorsun, ya RAB, / Neden yüzünü benden gizliyorsun?
15 Düşkünüm, gençliğimden beri ölümle burun burunayım, / Dehşetlerinin altında tükendim.
16 Şiddetli gazabın üzerimden geçti, / Saçtığın dehşet beni yedi bitirdi.
17 Bütün gün su gibi kuşattılar beni, / Çevremi tümüyle sardılar.
18 Eşi dostu benden uzaklaştırdın, / Tek dostum karanlık kaldı.
89
4. KİTAP
89. Mezmur
Ezrahlı Eytan'ın maskili
DN
89 Sevgi ve sadakat kelime çifti bu mezmurun anakonusunu belirtirler. Girişten sonra, a. 2-3, Davut’la yapılan antlaşma hatırlatılır, a. 4-5, ve yaratıcı olan Tanrı’ya bir ilahi ile devam edilir, a. 6-19. Bunlar, mesihsel bir vaadi, a. 20-38, ve karşıt resim olarak halkın alçaltılmasının anlatışını, a.39-46, hazırlar nitelikteler. SOn ayetler ise tekrar dua şeklindedir, a. 47-52.
1 RAB'bin sevgisini sonsuza dek ezgilerle öveceğim, / Sadakatini bütün kuşaklara bildireceğim.
2 Sevgin sonsuza dek ayakta kalır diyeceğim, / Sadakatini gökler kadar kalıcı kıldın.
3 Dedin ki, "Seçtiğim adamla antlaşma yaptım, / Kulum Davut'a şöyle ant içtim:
4 'Soyunu sonsuza dek sürdüreceğim, / Tahtını kuşaklar boyunca sürekli kılacağım.'" [Sela]
5 Ya RAB, gökler över harikalarını, / Kutsallar topluluğunda övülür sadakatin.
6 Çünkü göklerde RAB'be kim eş koşulur? / Kim benzer RAB'be ilahi varlıklar arasında?
DN
89,6 -8 “ilahi varlıklar” (harfiyen “Tanrıların Oğulları”) ve “kutsallar topluluğu” burada melekler anlamındadır.
7 Kutsallar topluluğunda Tanrı büyük korku uyandırır, / Çevresindekilerin hepsinden ulu ve müthiştir.
8 Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, / Senin gibi güçlü RAB var mı? / Sadakatin çevreni sarar.
9 Sen kudurmuş denizler üzerinde egemenlik sürer, / Dalgalar kabardıkça onları dindirirsin.
10 Sen Rahav'ı leş ezer gibi ezdin, / Güçlü kolunla düşmanlarını dağıttın.
DN
89,10 Rahav: Mitolojik bir canavarın ismi, kaos denizinin kişileştirilmesidir,
Eyü 7,12+. İfade, bazen Mısır ülkesi için de kullanılırdı,
Mez 87,4, bknz.
Yşa 30,7+.
11 Gökler senindir, yeryüzü de senin; / Dünyanın ve içindeki her şeyin temelini sen attın.
12 Kuzeyi, güneyi sen yarattın, / Tavor ve Hermon dağları / Sana sevincini dile getiriyor.
13 Kolun güçlüdür, / Elin kudretli, sağ elin yüce.
14 Tahtın adalet ve doğruluk üzerine kurulu, / Sevgi ve sadakat önünsıra gider.
15 Ne mutlu bayram çığlıkları atmasını bilen halka, ya RAB! / Yüzünün ışığında yürürler.
16 Gün boyu senin adınla sevinir, / Doğruluğunla yücelirler.
17 Çünkü sen onların gücü ve yüceliğisin, / Lütfun sayesinde gücümüz artar.
18 Kalkanımız RAB'be, / Kralımız İsrail'in Kutsalı'na aittir.
19 Geçmişte bir görüm aracılığıyla, / Sadık kullarına şöyle dedin: / "Bir yiğide yardım ettim, / Halkın içinden bir genci yükselttim.
DN
89,19 sadık kullarına: Samuel ve Natan. 2 Sam 7’deki Natan’ın peygamberliği yeniden ifade edilir.
20 Kulum Davut'u buldum, / Kutsal yağımla onu meshettim.
21 Elim ona destek olacak, / Kolum güç verecek.
22 Düşman onu haraca bağlayamayacak, / Kötüler onu ezmeyecek.
23 Düşmanlarını onun önünde kıracağım, / Ondan nefret edenleri vuracağım.
24 Sadakatim, sevgim ona destek olacak, / Benim adımla gücü yükselecek.
25 Sağ elini denizin, / Irmakların üzerine egemen kılacağım.
26 'Babam sensin' diye seslenecek bana, / 'Tanrım, kurtuluşumun kayası.'
27 Ben de onu ilk oğlum, / Dünyadaki kralların en yücesi kılacağım.
28 Sonsuza dek ona sevgi göstereceğim, / Onunla yaptığım antlaşma hiç bozulmayacak.
29 Soyunu sonsuza dek, / Tahtını gökler durduğu sürece sürdüreceğim.
30 Çocukları yasamdan ayrılır, / İlkelerime göre yaşamazsa;
31 Kurallarımı bozar, / Buyruklarıma uymazsa,
32 İsyanlarını sopayla, / Suçlarını dayakla cezalandıracağım.
33 Ama onu sevmekten vazgeçmeyecek, / Sadakatime sırt çevirmeyeceğim.
34 Antlaşmamı bozmayacak, / Ağzımdan çıkan sözü değiştirmeyeceğim.
35 Bir kez kutsallığım üstüne ant içtim, / Davut'a yalan söylemeyeceğim.
36 Onun soyu sonsuza dek sürecek, / Tahtı karşımda güneş gibi duracak,
37 Göklerde güvenilir bir tanık olan ay gibi / Sonsuza dek kalacak. [Sela]
38 Ama sen reddettin, sırt çevirdin, / Çok öfkelendin meshettiğin krala.
DN
89,38 meshettiğin krala: harfiyen “mesh ettiğine”. Kastedilen, Davut’un soyunun tamamı.
39 Kulunla yaptığın antlaşmadan vazgeçtin, / Onun tacını toza toprağa atıp kirlettin.
40 Yıktın bütün surlarını, / Viran ettin kalelerini.
41 Yoldan geçen herkes onu yağmaladı, / Yüzkarası oldu komşularına.
42 Hasımlarının sağ elini onun üstüne kaldırdın, / Bütün düşmanlarını sevindirdin.
43 Kılıcının ağzını başka yöne çevirdin, / Savaşta ona yan çıkmadın.
44 Görkemine son verdin, / Tahtını yere çaldın.
45 Gençlik günlerini kısalttın, / Onu utanca boğdun. [Sela]
46 Ne zamana dek, ya RAB? / Sonsuza dek mi gizleneceksin? / Ne zamana dek öfken alev alev yanacak?
47 Anımsa ömrümün ne çabuk geçtiğini, / Ne boş yaratmışsın insanoğlunu!
48 Var mı yaşayıp da ölümü görmeyen, / Ölüler diyarının pençesinden canını kurtaran? [Sela]
49 Ya Rab, nerede o eski sevgin? / Davut'a göstereceğine ant içtiğin o sadık sevgin!
50 - 51 Anımsa, ya Rab, kullarının nasıl rezil olduğunu,Bütün halkların hakaretini bağrımda nasıl taşıdığımı, / Düşmanlarının hakaretini, ya RAB, / Meshettiğin kralın attığı adıma edilen hakaretleri.
52 Sonsuza dek övgüler olsun RAB'be! / Amin! Amin!
DN
89,52 Bu doksoloji, Mezmurların üçüncü kitabının sonunu oluşturur.
90
90. Mezmur
Tanrı adamı Musa'nın duası
1 Ya Rab, barınak oldun bize / Kuşaklar boyunca.
2 Dağlar var olmadan, / Daha evreni ve dünyayı yaratmadan, / Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.
3 İnsanı toprağa döndürürsün, / "Ey insanoğulları, toprağa dönün!" diyerek.
4 Çünkü senin gözünde bin yıl / Geçmiş bir gün, dün gibi, / Bir gece nöbeti gibidir.
5 İnsanları bir düş gibi siler, süpürürsün, / Sabah biten ot misali:
6 Sabah filizlenir, büyür, / Akşam solar, kurur.
7 Eriyip bitiyoruz senin öfkenden, / Kızgınlığından dehşete düşüyoruz.
8 Suçlarımızı önüne, / Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın.
9 Gazabından kısalıyor günlerimiz, / Bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız.
10 Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor, / Bilemedin seksen, o da sağlıklıysak; / En güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor, / Çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz.
11 Kim bilir gazabının gücünü? / Çünkü öfken sana duyulan korku kadar güçlüdür.
12 Bu yüzden günlerimizi saymayı bize öğret ki, / Bilgelik kazanalım.
13 Vazgeç, ya RAB! Öfken ne zamana dek sürecek? / Acı kullarına!
14 Sabah bizi sevginle doyur, / Ömrümüz boyunca sevinçle haykıralım.
15 Kaç gün bizi sıkıntıya soktunsa, / Kaç yıl çile çektirdinse, / O kadar sevindir bizi.
16 Yaptıkların kullarına, / Görkemin onların çocuklarına görünsün.
17 Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın. / Ellerimizin emeğini boşa çıkarma. / Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma.
91
91. Mezmur
1 Yüceler Yücesi'nin barınağında oturan, / Her Şeye Gücü Yeten'in gölgesinde barınır.
2 "O benim sığınağım, kalemdir" derim RAB için, / "Tanrım'dır, O'na güvenirim."
3 Çünkü O seni avcı tuzağından, / Ölümcül hastalıktan kurtarır.
4 Seni kanatlarının altına alır, / Onların altına sığınırsın. / O'nun sadakati senin kalkanın, siperin olur.
5 - 6 Ne gecenin dehşetinden korkarsın, / Ne gündüz uçan oktan, / Ne karanlıkta dolaşan ölümcül hastalıktan, / Ne öğleyin yok eden kırgından.
7 Yanında bin kişi, / Sağında on bin kişi kırılsa bile, / Sana dokunmaz.
8 Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek, / Kötülerin cezasını göreceksin.
9 Sen RAB'bi kendine sığınak, / Yüceler Yücesi'ni konut edindiğin için,
10 Başına kötülük gelmeyecek, / Çadırına felaket yaklaşmayacak.
11 Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek, / Gideceğin her yerde seni korusunlar diye.
12 Elleri üzerinde taşıyacaklar seni, / Ayağın bir taşa çarpmasın diye.
13 Aslanın, kobranın üzerine basıp geçeceksin, / Genç aslanı, yılanı çiğneyeceksin.
14 "Beni sevdiği için / Onu kurtaracağım" diyor RAB, / "Beni iyi tanıdığı için / Ona kale olacağım.
15 Bana seslenince ona yanıt vereceğim, / Sıkıntıda onun yanında olacağım, / Kurtarıp yücelteceğim onu.
16 Onu uzun ömürle doyuracak, / Ona kurtarışımı göstereceğim."
92
92. Mezmur
Mezmur - Şabat Günü için ilahi
1 - 3 Ya RAB, sana şükretmek, / Ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek, / Sabah sevgini, / Gece sadakatini, / On telli sazla, çenk ve lirle duyurmak ne güzel!
4 Çünkü yaptıklarınla beni sevindirdin, ya RAB, / Ellerinin işi karşısında sevinç ilahileri okuyorum.
5 Yaptıkların ne büyüktür, ya RAB, / Düşüncelerin ne derin!
6 Aptal insan bilemez, / Budala akıl erdiremez:
7 Kötüler mantar gibi bitse, / Suçlular pıtrak gibi açsa bile, / Bu onların sonsuza dek yok oluşu demektir.
8 Ama sen sonsuza dek yücesin, ya RAB.
9 Ya RAB, düşmanların kesinlikle, / Evet, kesinlikle yok olacak, / Suç işleyen herkes dağılacak.
10 Beni yaban öküzü kadar güçlü kıldın, / Taze zeytinyağını başıma döktün.
11 Gözlerim düşmanlarımın bozgununu gördü, / Kulaklarım bana saldıran kötülerin sonunu duydu.
12 Doğru insan hurma ağacı gibi serpilecek, / Lübnan sediri gibi yükselecek.
13 RAB'bin evinde dikilmiş, / Tanrımız'ın avlularında serpilecek.
14 Böyleleri yaşlanınca da meyve verecek, / Taptaze ve yeşil kalacaklar.
15 "RAB doğrudur! Kayamdır benim! / O'nda haksızlık bulunmaz!" diye duyuracaklar.
93
93. Mezmur
1 RAB egemenlik sürüyor, görkeme bürünmüş, / Kudret giyinip kuşanmış. / Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
2 Ya RAB, tahtın öteden beri kurulmuş, / Varlığın öncesizliğe uzanır.
3 Denizler gürlüyor, ya RAB, / Denizler gümbür gümbür gürlüyor, / Denizler dalgalarını çınlatıyor.
4 Yücelerdeki RAB okyanusların gürleyişinden, / Denizlerin azgın dalgalarından / Daha güçlüdür.
5 Koşulların hep geçerlidir; / Tapınağına kutsallık yaraşır / Sonsuza dek, ya RAB.
94
94. Mezmur
1 Ya RAB, öç alıcı Tanrı, / Saç ışığını, ey öç alıcı Tanrı!
2 Kalk, ey yeryüzünün yargıcı, / Küstahlara hak ettikleri cezayı ver!
3 Kötüler ne zamana dek, ya RAB, / Ne zamana dek sevinip coşacak?
4 Ağızlarından küstahlık dökülüyor, / Suç işleyen herkes övünüyor.
5 Halkını eziyorlar, ya RAB, / Öz halkına eziyet ediyorlar.
6 Dulu, garibi boğazlıyor, / Öksüzleri öldürüyorlar.
7 "RAB görmez" diyorlar, / "Yakup'un Tanrısı dikkat etmez."
8 Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin; / Ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız?
9 Kulağı yaratan işitmez mi? / Göze biçim veren görmez mi?
10 Ulusları yola getiren yargılamaz mı? / İnsanı eğiten bilmez mi?
11 RAB insanın düşüncelerinin / Boş olduğunu bilir.
12 Ne mutlu, ya RAB, yola getirdiğin, / Yasanı öğrettiğin insana!
13 Kötüler için çukur kazılıncaya dek, / Onu sıkıntılı günlerden kurtarıp rahatlatırsın.
14 Çünkü RAB halkını reddetmez, / Öz halkını terk etmez.
15 Adalet yine doğruluk üzerine kurulacak, / Yüreği temiz olan herkes ona uyacak.
16 Kötülere karşı beni kim savunacak? / Kim benim için suçlulara karşı duracak?
17 RAB yardımcım olmasaydı, / Şimdiye dek sessizlik diyarına göçmüştüm bile.
18 "Ayağım kayıyor" dediğimde, / Sevgin ayakta tutar beni, ya RAB.
19 Kaygılar içimi sarınca, / Senin avutmaların gönlümü sevindirir.
20 Yasaya dayanarak haksızlık yapan koltuk sahibi / Seninle bağdaşır mı?
21 Onlar doğruya karşı birleşiyor, / Suçsuzu ölüme mahkûm ediyorlar.
22 Ama RAB bana kale oldu, / Tanrım sığındığım kaya oldu.
23 Tanrımız RAB yaptıkları kötülüğü / Kendi başlarına getirecek, / Kötülükleri yüzünden köklerini kurutacak, / Evet, köklerini kurutacak.
95
95. Mezmur
1 Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım, / Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,
2 Şükranla huzuruna çıkalım, / O'na sevinç ilahileri yükseltelim!
3 Çünkü RAB ulu Tanrı'dır, / Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.
4 Yerin derinlikleri O'nun elindedir, / Dağların dorukları da O'nun.
5 Deniz O'nundur, çünkü O yarattı, / Karaya da O'nun elleri biçim verdi.
6 Gelin, tapınalım, eğilelim, / Bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.
7 Çünkü O Tanrımız'dır, / Bizse O'nun otlağının halkı, / Elinin altındaki koyunlarız. / Bugün sesini duyarsanız,
8 Meriva'da, o gün çölde, Massa'da olduğu gibi, / İnatçılık etmeyin.
9 Yaptıklarımı görmelerine karşın, / Atalarınız orada beni sınayıp denediler.
10 Kırk yıl o kuşaktan iğrendim, / "Bu vefasız bir halktır" dedim, / "Yollarımı bilmiyorlar."
11 Bu yüzden öfkeyle ant içtim: / "Huzur diyarıma asla girmeyecekler!"
96
96. Mezmur
1 Yeni bir ezgi söyleyin RAB'be! / Ey bütün dünya, RAB'be ezgiler söyleyin!
2 Ezgi söyleyin, RAB'bin adını övün, / Her gün duyurun kurtarışını!
3 Görkemini uluslara, / Harikalarını bütün halklara anlatın!
4 Çünkü RAB uludur, yalnız O övgüye değer, / İlahlardan çok O'ndan korkulur.
5 Halkların bütün ilahları bir hiçtir, / Oysa gökleri yaratan RAB'dir.
6 Yücelik, ululuk O'nun huzurundadır, / Güç ve güzellik O'nun tapınağındadır.
7 Ey bütün halklar, RAB'bi övün, / RAB'bin gücünü, yüceliğini övün,
8 RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün, / Sunular getirip avlularına girin!
9 Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının! / Titreyin O'nun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!
10 Uluslara, "RAB egemenlik sürüyor" deyin. / Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz. / O halkları adaletle yargılar.
11 Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü! / Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!
12 - 13 Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler! / O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları / Sevinçle haykıracak. / Çünkü O geliyor! / Yeryüzünü yargılamaya geliyor. / Dünyayı adaletle, / Halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.
97
97. Mezmur
1 RAB egemenlik sürüyor, coşsun yeryüzü, / Bütün adalar, kıyılar sevinsin!
2 Bulut ve zifiri karanlık sarmış çevresini, / Doğruluk ve adalettir tahtının temeli.
3 Ateş yürüyor O'nun önünde, / Düşmanlarını yakıyor çevrede.
4 Şimşekleri dünyayı aydınlatır, / Yeryüzü görüp titrer.
5 Dağlar balmumu gibi erir, / RAB'bin, bütün yeryüzünün Rab'bi önünde.
6 Gökler O'nun doğruluğunu duyurur, / Bütün halklar görkemini görür.
7 Utansın puta tapanlar, / Boş putlarla övünenler! / RAB'be tapın, ey bütün ilahlar!
8 Siyon seviniyor yargılarını duyunca, ya RAB, / Yahuda kentleri coşuyor.
9 Çünkü sensin, ya RAB, bütün yeryüzünün en yücesi, / Bütün ilahların üstündesin, çok ulusun.
10 Ey sizler, RAB'bi sevenler, kötülükten tiksinin. / O sadık kullarının canını korur, / Onları kötülerin elinden kurtarır.
11 Doğrulara ışık, / Temiz yüreklilere sevinç saçar.
12 Ey doğrular, RAB'de sevinç bulun / Ve O'nun kutsal adını övün!
98
98. Mezmur
Mezmur
1 Yeni bir ezgi söyleyin RAB'be. / Çünkü harikalar yaptı, / Zaferler kazandı sağ eli ve kutsal koluyla.
2 RAB zaferini bildirdi, / Ulusların gözü önüne serdi doğruluğunu.
3 İsrail halkına sevgisini, / Sadakatini anımsadı; / Tanrımız'ın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.
4 Sevinç çığlıkları atın RAB'be, ey yeryüzündekiler! / Sevinç ezgileriyle yeri göğü çınlatın!
5 Lirle ezgiler sunun RAB'be, / Lir ve müzik eşliğinde!
6 Boru ve borazan eşliğinde / Sevinç çığlıkları atın Kral olan RAB'bin önünde.
7 Gürlesin deniz ve içindekiler, / Gürlesin yeryüzü ve üzerindekiler.
8 - 9 El çırpsın ırmaklar, / Sevinçle haykırsın dağlar / RAB'bin önünde! / Çünkü O geliyor / Yeryüzünü yönetmeye. / Dünyayı adaletle, / Halkları doğrulukla yönetecek.
99
99. Mezmur
1 RAB egemenlik sürüyor, titresin halklar! / Keruvlar arasında tahtına oturmuş, / Sarsılsın yeryüzü!
2 RAB Siyon'da uludur, / Yücedir O, bütün halklara egemendir.
3 Övsünler büyük, müthiş adını! / O kutsaldır.
4 Ey adaleti seven güçlü kral, / Eşitliği sen sağladın, / Yakup soyunda doğru ve adil olanı sen yaptın.
5 Yüceltin Tanrımız RAB'bi, / Ayaklarının altındaki taburenin önünde tapının! / O kutsaldır.
6 Musa'yla Harun O'nun kâhinlerindendi, / Samuel de O'na yakaranlar arasında. / RAB'be seslenirlerdi, / O da yanıt verirdi.
7 Bulut sütunu içinden onlarla konuştu, / Uydular O'nun buyruklarına, / Kendilerine verdiği kurallara.
8 Ya RAB Tanrımız, yanıt verdin onlara; / Bağışlayıcı bir Tanrı oldun, / Ama yaptıkları kötülüğü cezasız bırakmadın.
9 Tanrımız RAB'bi yüceltin, / Tapının O'na kutsal dağında! / Çünkü Tanrımız RAB kutsaldır.
100
100. Mezmur
Mezmur - Şükretmek için
1 Ey bütün dünya, sevinç çığlıkları atın RAB'be!
2 O'na neşeyle kulluk edin, / Sevinç ezgileriyle çıkın huzuruna!
3 Bilin ki RAB Tanrı'dır. / Bizi yaratan O'dur, biz de O'nunuz, / O'nun halkı, otlağının koyunlarıyız.
4 Kapılarına şükranla, / Avlularına övgüyle girin! / Şükredin O'na, adına övgüler sunun!
5 Çünkü RAB iyidir, / Sevgisi sonsuzdur. / Sadakati kuşaklar boyunca sürer.
101
101. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Sevgini ve adaletini ezgilerle anacağım, / Seni ilahilerle öveceğim, ya RAB.
2 Dürüst davranmaya özen göstereceğim, / Ne zaman geleceksin bana? / Temiz bir yaşam süreceğim evimde,
3 Önümde alçaklığa izin vermeyeceğim. / Tiksinirim döneklerin işinden, / Etkilemez beni.
4 Uzak olsun benden sapıklık, / Tanımak istemem kötülüğü.
5 Yok ederim dostunu gizlice çekiştireni, / Katlanamam tepeden bakan, gururlu insana.
6 Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak, / Yanımda oturmalarını isterim; / Bana dürüst yaşayan kişi hizmet edecek.
7 Dolap çeviren evimde oturmayacak, / Yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.
8 Her sabah ülkedeki kötüleri yok ederek / Bütün haksızları RAB'bin kentinden söküp atacağım.
102
102. Mezmur
Zayıf düşünce derdini RAB'be döken mazlumun duası
1 Ya RAB, duamı işit, / Yakarışım sana erişsin.
2 Sıkıntılı günümde yüzünü benden gizleme, / Kulak ver sesime, / Seslenince yanıt ver bana hemen.
3 Çünkü günlerim duman gibi yok oluyor, / Kemiklerim ateş gibi yanıyor.
4 Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu, / Ekmek yemeyi bile unuttum.
5 Bir deri bir kemiğe döndüm / Acı acı inlemekten.
6 Issız yerlerdeki baykuşu andırıyorum, / Viranelerdeki kukumav kuşu gibiyim.
7 Gözüme uyku girmiyor, / Damda garip bir kuş gibiyim.
8 Düşmanlarım bütün gün bana hakaret ediyor, / Bana dil uzatanlar adımı lanet için kullanıyor.
9 - 10 Kızıp öfkelendiğin için / Külü ekmek gibi yiyor, / İçeceğime gözyaşı katıyorum. / Beni kaldırıp bir yana attın.
11 Günlerim akşam uzayan gölge gibi yitmekte, / Ot gibi sararmaktayım.
12 Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB, / Ünün kuşaklar boyu sürer.
13 Kalkıp Siyon'a sevecenlik göstereceksin, / Çünkü onu kayırmanın zamanıdır, beklenen zaman geldi.
14 Kulların onun taşlarından hoşlanır, / Tozunu bile severler.
15 Uluslar RAB'bin adından, / Yeryüzü kralları görkeminden korkacak.
16 Çünkü RAB Siyon'u yeniden kuracak, / Görkem içinde görünecek.
17 Yoksulların duasına kulak verecek, / Yalvarışlarını asla hor görmeyecek.
18 Bunlar gelecek kuşak için yazılsın, / Öyle ki, henüz doğmamış insanlar / RAB'be övgüler sunsun.
19 RAB yücelerdeki kutsal katından aşağı baktı, / Göklerden yeryüzünü gözetledi,
20 Tutsakların iniltisini duymak, / Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.
21 - 22 Böylece halklar ve krallıklar / RAB'be tapmak için toplanınca, / O'nun adı Siyon'da, / Övgüsü Yeruşalim'de duyurulacak.
23 RAB gücümü kırdı yaşam yolunda, / Ömrümü kısalttı.
24 "Ey Tanrım, ömrümün ortasında canımı alma!" dedim. / "Senin yılların kuşaklar boyu sürer!
25 Çok önceden attın yeryüzünün temellerini, / Gökler de senin ellerinin yapıtı.
26 Onlar gidici, ama sen kalıcısın; / Hepsi bir giysi gibi eskiyecek. / Onları bir kaftan gibi değiştireceksin, / Geçip gidecekler.
27 Ama sen hep aynısın, / Yılların hiç tükenmeyecek.
28 Gözetiminde yaşayacak kullarının çocukları, / Senin önünde duracak soyları."
103
103. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm! / O'nun kutsal adına övgüler sun, ey bütün varlığım!
2 RAB'be övgüler sun, ey canım! / İyiliklerinin hiçbirini unutma!
3 Bütün suçlarını bağışlayan, / Bütün hastalıklarını iyileştiren,
4 Canını çukurdan fidyeyle kurtaran, / Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,
5 Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran O'dur, / Bu nedenle gençliğin kartalınki gibi tazelenir.
6 RAB bütün düşkünlere / Hak ve adalet sağlar.
7 Kendi yöntemlerini Musa'ya, / İşlerini İsrailoğulları'na açıkladı.
8 RAB sevecen ve lütfedendir, / Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
9 Sürekli suçlamaz, / Öfkesini sonsuza dek sürdürmez.
10 Bize günahlarımıza göre davranmaz, / Suçlarımızın karşılığını vermez.
11 Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse, / Kendisinden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür.
12 Doğu batıdan ne kadar uzaksa, / O kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.
13 Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, / RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
14 Çünkü mayamızı bilir, / Toprak olduğumuzu anımsar.
15 İnsana gelince, ota benzer ömrü, / Kır çiçeği gibi serpilir;
16 Rüzgar üzerine esince yok olur gider, / Bulunduğu yer onu tanımaz.
17 Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever,
18 Antlaşmasına uyan / Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.
19 RAB tahtını göklere kurmuştur, / O'nun egemenliği her yeri kapsar.
20 RAB'be övgüler sunun, ey sizler, O'nun melekleri, / O'nun sözünü dinleyen, / Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!
21 RAB'be övgüler sunun, ey sizler, / O'nun bütün göksel orduları, / İsteğini yerine getiren kulları!
22 RAB'be övgüler sunun, / Ey O'nun egemen olduğu yerlerdeki bütün yaratıklar! / RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
104
104. Mezmur
1 RAB'be övgüler sun, ey gönlüm! / Ya RAB Tanrım, ne ulusun! / Görkem ve yücelik kuşanmışsın,
2 Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün. / Gökleri bir çadır gibi geren,
3 Evini yukarıdaki sular üzerine kuran, / Bulutları kendine savaş arabası yapan, / Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,
4 Rüzgarları kendine haberci, / Yıldırımları uşak eden sensin.
5 Yeryüzünü temeller üzerine kurdun, / Asla sarsılmasın diye.
6 Engini ona bir giysi gibi giydirdin, / Sular dağların üzerinde durdu.
7 Sen kükreyince sular kaçtı, / Göğü gürletince hemen çekildi.
8 Dağları aşıp vadilere aktı, / Onlar için belirlediğin yerlere doğru.
9 Bir sınır koydun önlerine, / Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.
10 Vadilerde fışkırttığın pınarlar, / Dağların arasından akar.
11 Bütün kır hayvanlarını suvarır, / Yaban eşeklerinin susuzluğunu giderirler.
12 Kuşlar yanlarında yuva kurar, / Dalların arasında ötüşürler.
13 Gökteki evinden dağları sularsın, / Yeryüzü işlerinin meyvesine doyar.
14 Hayvanlar için ot, / İnsanların yararı için bitkiler yetiştirirsin; / İnsanlar ekmeğini topraktan çıkarsın diye,
15 Yüreklerini sevindiren şarabı, / Yüzlerini güldüren zeytinyağını, / Güçlerini arttıran ekmeği hep sen verirsin.
16 RAB'bin ağaçları, / Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doyar.
17 Kuşlar orada yuva yapar, / Leyleğin evi ise selvilerdedir.
18 Yüksek dağlar dağ keçilerinin uğrağı, / Kayalar kaya porsuklarının sığınağıdır.
19 Mevsimleri göstersin diye ayı, / Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.
20 Karartırsın ortalığı, gece olur, / Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
21 Genç aslan av peşinde kükrer, / Tanrı'dan yiyecek ister.
22 Güneş doğunca / İnlerine çekilir, yatarlar.
23 İnsan işine gider, / Akşama dek çalışmak için.
24 Ya RAB, ne çok eserin var! / Hepsini bilgece yaptın; / Yeryüzü yarattıklarınla dolu.
25 İşte uçsuz bucaksız denizler, / İçinde kaynaşan sayısız canlılar, / Büyük küçük yaratıklar.
26 Orada gemiler dolaşır, / İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.
27 Hepsi seni bekliyor, / Yiyeceklerini zamanında veresin diye.
28 Sen verince onlar toplar, / Sen elini açınca onlar iyiliğe doyar.
29 Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar, / Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.
30 Ruhun'u gönderince var olurlar, / Yeryüzüne yeni yaşam verirsin.
31 RAB'bin görkemi sonsuza dek sürsün! / Sevinsin RAB yaptıklarıyla!
32 O bakınca yeryüzü titrer, / O dokununca dağlar tüter.
33 Ömrümce RAB'be ilahiler okuyacak, / Var oldukça Tanrım'ı ezgilerle öveceğim.
34 Düşüncem ona hoş görünsün, / Sevincim RAB olsun!
35 Tükensin dünyadaki günahlılar, / Yok olsun artık kötüler! / RAB'be övgüler sun, ey gönlüm! / RAB'be övgüler sunun!
105
105. Mezmur
1 RAB'be şükredin, O'na yakarın, / Halklara duyurun yaptıklarını!
2 O'nu ezgilerle, ilahilerle övün, / Bütün harikalarını anlatın!
3 Kutsal adıyla övünün, / Sevinsin RAB'be yönelenler!
4 RAB'be ve O'nun gücüne bakın, / Durmadan O'nun yüzünü arayın!
5 - 6 Ey sizler, kulu İbrahim'in soyu, / Seçtiği Yakupoğulları, / O'nun yaptığı harikaları, / Olağanüstü işlerini / Ve ağzından çıkan yargıları anımsayın!
7 Tanrımız RAB O'dur, / Yargıları bütün yeryüzünü kapsar.
8 - 9 O antlaşmasını, / Bin kuşak için verdiği sözü, / İbrahim'le yaptığı antlaşmayı, / İshak için içtiği andı sonsuza dek anımsar.
10 - 11 "Hakkınıza düşen miras olarak / Kenan ülkesini size vereceğim" diyerek, / Bunu Yakup için bir kural, / İsrail'le sonsuza dek geçerli bir antlaşma yaptı.
12 O zaman bir avuç insandılar, / Sayıca az ve ülkeye yabancıydılar.
13 Bir ulustan öbürüne, / Bir ülkeden ötekine dolaşıp durdular.
14 RAB onları ezdirmedi, / Onlar için kralları bile payladı:
15 "Meshettiklerime dokunmayın, / Peygamberlerime kötülük etmeyin!" dedi.
16 Ülkeye kıtlık gönderdi, / Bütün yiyeceklerini yok etti.
17 Önlerinden bir adam göndermişti, / Köle olarak satılan Yusuf'tu bu.
18 Zincir vurup incittiler ayaklarını, / Demir halka geçirdiler boynuna,
19 Söyledikleri gerçekleşinceye dek, / RAB'bin sözü onu sınadı.
20 Kral adam gönderip Yusuf'u salıverdi, / Halklara egemen olan onu özgür kıldı.
21 Onu kendi sarayının efendisi, / Bütün varlığının sorumlusu yaptı;
22 Önderlerini istediği gibi eğitsin, / İleri gelenlerine akıl versin diye.
23 O zaman İsrail Mısır'a gitti, / Yakup Ham ülkesine yerleşti.
24 RAB halkını alabildiğine çoğalttı, / Düşmanlarından sayıca arttırdı onları.
25 Sonunda tutumunu değiştirdi düşmanlarının: / Halkından tiksindiler, / Kullarına kurnazca davrandılar.
26 Kulu Musa'yı, / Seçtiği Harun'u gönderdi aralarına.
27 Onlar gösterdiler RAB'bin belirtilerini, / Ham ülkesinde şaşılası işlerini.
28 Karanlık gönderip ülkeyi karanlığa bürüdü RAB, / Çünkü Mısırlılar O'nun sözlerine karşı gelmişti.
29 Kana çevirdi sularını, / Öldürdü balıklarını.
30 Ülkede kurbağalar kaynaştı / Krallarının odalarına kadar.
31 RAB buyurunca sinek sürüleri, / Sivrisinekler üşüştü ülkenin her yanına.
32 Dolu yağdırdı yağmur yerine, / Şimşekler çaktırdı ülkelerinde.
33 Bağlarını, incir ağaçlarını vurdu, / Parçaladı ülkenin ağaçlarını.
34 O buyurunca çekirgeler, / Sayısız kurtçuklar kaynadı.
35 Ülkenin bütün bitkilerini yediler, / Toprağın ürününü yiyip bitirdiler.
36 RAB ülkede ilk doğanların hepsini, / İlk çocuklarını öldürdü.
37 İsrailliler'i ülkeden altın ve gümüşle çıkardı, / Oymaklarından tek kişi bile tökezlemedi.
38 Onlar gidince Mısır sevindi, / Çünkü İsrail korkusu çökmüştü Mısır'ın üzerine.
39 RAB bulutu bir örtü gibi yaydı üzerlerine, / Gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.
40 İstediler, bıldırcın gönderdi, / Göksel ekmekle doyurdu karınlarını.
41 Kayayı yardı, sular fışkırdı, / Çorak topraklarda bir ırmak gibi aktı.
42 Çünkü kutsal sözünü, / Kulu İbrahim'e verdiği sözü anımsadı.
43 Halkını sevinç içinde, / Seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı.
44 Ulusların topraklarını verdi onlara. / Halkların emeğini miras aldılar;
45 Kurallarını yerine getirsinler, / Yasalarına uysunlar diye. / RAB'be övgüler sunun!
106
5. KİTAP
106. Mezmur
1 Övgüler sunun, RAB’be! RAB’be şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur.
2 RAB`bin büyük işlerini kim anlatabilir, Kim O`na yeterince övgü sunabilir?
3 Ne mutlu adalete uyanlara, Sürekli doğru olanı yapanlara!
4 Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni, Onları kurtardığında ilgilen benimle.
5 Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim,Ulusunun sevincini,Kendi halkının kıvancını paylaşayım.
6 Atalarımız gibi biz de günah işledik, Suç işledik, kötülük ettik.
7 Atalarımız Mısırdayken Yaptığın harikaları anlamadı, Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı, Denizde, Kızıldenizde başkaldırdılar.
8 Buna karşın RAB gücünü göstermek için, Adı uğruna kurtardı onları.
9 Kızıldenizi azarladı, kurudu deniz, Yürüdüler enginde Onun öncülüğünde, Çölde yürür gibi.
10 Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları, Düşmanlarının pençesinden kurtardı.
11 Sular yuttu hasımlarını, Hiçbiri kurtulmadı.
12 O zaman atalarımız O’nun sözlerine inandılar, Ezgiler söyleyerek O’nu övdüler.
13 Ne var ki, RAB’bin yaptıklarını çabucak unuttular, Öğüt vermesini beklemediler.
14 Özlemle kıvrandılar çölde, Tanrı’yı denediler ıssız yerlerde.
15 Tanrı onlara istediklerini verdi, Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.
16 Onlar ordugahlarında Musa’yı, RAB’bin kutsal kulu Harunu kıskanınca,
17 Yer yarıldı ve Datan’ı yuttu,Aviram’la yandaşlarının üzerine kapandı.
18 Ateş kavurdu onları izleyenleri, Alev yaktı kötüleri
19 Bir buzağı heykeli yaptılar Horevde, Dökme bir puta tapındılar.
20 Tanrı’nın yüceliğini, Ot yiyen öküz putuna değiştirdiler.
21 Unuttular kendilerini kurtaran Tanrı’yı, Mısır’da yaptığı büyük işleri,
22 Ham ülkesinde yarattığı harikaları, Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.
23 Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı, Ama seçkin kulu Musa O’nun önündeki gedikte durarak, Yok edici öfkesinden vazgeçirdi O’nu.
24 Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi, Tanrı’nın verdiği söze inanmadılar.
25 Çadırlarında söylendiler, Dinlemediler RAB’bin sesini.
26 - 27 Bu yüzden RAB elini kaldırdı Ve çölde onları yere sereceğine, Soylarını ulusların arasına saçacağına, Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.
28 Sonra Baal-Peora bel bağladılar, Ölülere sunulan kurbanları yediler.
29 Öfkelendirdiler RAB’bi yaptıklarıyla, Salgın hastalık çıktı aralarında.
30 Ama Pinehas kalkıp araya girdi, Felaketi önledi.
31 Bu doğruluk sayıldı ona, Kuşaklar boyu, sonsuza dek sürecek bu.
32 Yine RAB’bi öfkelendirdiler Meriva suları yanında, Musa’nın başına dert açıldı onlar yüzünden;
33 Çünkü onu sinirlendirdiler, O da düşünmeden konuştu.
34 RAB’bin onlara buyurduğu gibi Yok etmediler halkları,
35 Tersine öteki uluslara karıştılar, Onların törelerini öğrendiler.
36 Putlarına taptılar, Bu da onlara tuzak oldu.
37 Oğullarını, kızlarını Cinlere kurban ettiler.
38 Kenan putlarına kurban olsun diye Oğullarının, kızlarının kanını, Suçsuzların kanını döktüler; Ülke onların kanıyla kirlendi.
39 Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar, Vefasız duruma düştüler töreleriyle.
40 RAB’bin öfkesi parladı halkına karşı, Tiksindi kendi halkından.
41 Onları ulusların eline teslim etti. Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.
42 Düşmanları onları ezdi, Boyun eğdirdi hepsine.
43 RAB onları birçok kez kurtardı, Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.
44 RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla, Yakarışlarını duyunca.
45 Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna, Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.
46 Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.
47 Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB,Topla bizi ulusların arasından. Kutsal adına şükredelim, Yüceliğinle övünelim.
48 Öncesizlikten sonsuza dek, İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun! Bütün halk, «Amin!» desin. RAB'be övgüler olsun!
107
107. Mezmur
1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir, / Sevgisi sonsuzdur.
2 Böyle desin RAB'bin fidyeyle kurtardıkları, / Düşman pençesinden özgür kıldıkları,
3 Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden, / Bütün ülkelerden topladıkları.
4 Issız çöllerde dolaştılar, / Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.
5 Aç, susuz, / Sefil oldular.
6 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar, / RAB kurtardı onları dertlerinden.
7 Yerleşecekleri bir kente varıncaya dek, / Onlara doğru yolda öncülük etti.
8 Şükretsinler RAB'be sevgisi için, / İnsanlar yararına yaptığı harikalar için.
9 Çünkü O susamış canın susuzluğunu giderir, / Aç canı iyiliklerle doyurur.
10 Zincire vurulmuş, acıyla kıvranan tutsaklar, / Karanlıkta, zifiri karanlıkta oturmuştu.
11 Çünkü Tanrı'nın sözlerine başkaldırmışlardı, / Reddetmişlerdi Yüceler Yücesi'nin öğüdünü.
12 Ağır işlerle hayatı onlara zehir etti, / Çöktüler, yardım eden olmadı.
13 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar, / RAB kurtardı onları dertlerinden;
14 Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan, / Kopardı zincirlerini.
15 Şükretsinler RAB'be sevgisi için, / İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
16 Çünkü tunç kapıları kırdı, / Demir kapı kollarını parçaladı O.
17 Cezalarını buldu aptallar, / Suçları, başkaldırıları yüzünden.
18 İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden, / Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
19 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar, / RAB kurtardı onları dertlerinden.
20 Sözünü gönderip iyileştirdi onları, / Kurtardı ölüm çukurundan.
21 Şükretsinler RAB'be sevgisi için, / İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
22 Şükran kurbanları sunsunlar / Ve sevinç ezgileriyle duyursunlar O'nun yaptıklarını!
23 Gemilerle denize açılanlar, / Okyanuslarda iş yapanlar,
24 RAB'bin işlerini, / Derinliklerde yaptığı harikaları gördüler.
25 Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu, / Dalgalar şaha kalktı.
26 Göklere yükselip diplere indi gemiler, / Sıkıntıdan canları burunlarına geldi gemicilerin,
27 Sarhoş gibi sallanıp sendelediler, / Ustalıkları işe yaramadı.
28 O zaman sıkıntı içinde RAB'be yakardılar, / RAB kurtardı onları dertlerinden.
29 Fırtınayı limanlığa çevirdi, / Yatıştı dalgalar;
30 Rahatlayınca sevindiler, / Diledikleri limana götürdü RAB onları.
31 Şükretsinler RAB'be sevgisi için, / İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
32 Yüceltsinler O'nu halk topluluğunda, / Övgüler sunsunlar ileri gelenlerin toplantısında.
33 Irmakları çöle çevirir, / Pınarları kurak toprağa,
34 Verimli toprağı çorak alana, / Orada yaşayanların kötülüğü yüzünden.
35 Çölü su birikintisine çevirir, / Kuru toprağı pınara.
36 Açları yerleştirir oraya; / Oturacak bir kent kursunlar,
37 Tarlalar ekip bağlar diksinler, / Bol ürün alsınlar diye.
38 RAB'bin kutsamasıyla, / Çoğaldılar alabildiğine, / Eksiltmedi hayvanlarını.
39 Sonra azaldılar, alçaldılar, / Baskı, sıkıntı ve acı yüzünden.
40 RAB rezalet saçtı soylular üzerine, / Yolu izi belirsiz bir çölde dolaştırdı onları.
41 Ama yoksulu sefaletten kurtardı, / Koyun sürüsü gibi çoğalttı ailelerini.
42 Doğru insanlar görüp sevinecek, / Kötülerse ağzını kapayacak.
43 Aklı olan bunları göz önünde tutsun, / RAB'bin sevgisini dikkate alsın.
108
108. Mezmur
Ezgi - Davut'un mezmuru
1 Kararlıyım, ey Tanrı, / Bütün varlığımla sana ezgiler, ilahiler söyleyeceğim!
2 Uyan, ey lir, ey çenk, / Seheri ben uyandırayım!
3 Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya RAB, / Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
4 Çünkü sevgin göklere erişir, / Sadakatin gökyüzüne ulaşır.
5 Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, / Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
6 Kurtar bizi sağ elinle, yardım et, / Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!
7 Tanrı şöyle konuştu kutsal katında: / "Şekem'i sevinçle bölüştürecek, / Sukkot Vadisi'ni ölçeceğim.
8 Gilat benimdir, Manaşşe de benim, / Efrayim miğferim, / Yahuda asam.
9 Moav yıkanma leğenim, / Edom'un üzerine çarığımı fırlatacağım, / Filist'e zaferle haykıracağım."
10 Kim beni surlu kente götürecek? / Kim bana Edom'a kadar yol gösterecek?
11 Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi? / Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
12 Yardım et bize düşmana karşı, / Çünkü boştur insan yardımı.
13 Tanrı'yla zafer kazanırız, / O çiğner düşmanlarımızı.
109
109. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ey övgüler sunduğum Tanrı, / Sessiz kalma!
2 Çünkü kötüler, yalancılar / Bana karşı ağzını açtı, / Karalıyorlar beni.
3 Nefret dolu sözlerle beni kuşatıp / Yok yere bana savaş açtılar.
4 Sevgime karşılık bana düşman oldular, / Bense dua etmekteyim.
5 İyiliğime kötülük, / Sevgime nefretle karşılık verdiler.
6 Kötü bir adam koy düşmanın başına, / Sağında onu suçlayan biri dursun!
7 Yargılanınca suçlu çıksın, / Duası bile günah sayılsın!
8 Ömrü kısa olsun, / Görevini bir başkası üstlensin!
9 Çocukları öksüz, / Karısı dul kalsın!
10 Çocukları avare gezip dilensin, / Yıkık evlerinden uzakta yiyecek arasın!
11 Bütün malları tefecinin ağına düşsün, / Emeğini yabancılar yağmalasın!
12 Kimse ona sevgi göstermesin, / Öksüzlerine acıyan olmasın!
13 Soyu kurusun, / Bir kuşak sonra adı silinsin!
14 Atalarının suçları RAB'bin önünde anılsın, / Anasının günahı silinmesin!
15 Günahları hep RAB'bin önünde dursun, / RAB anılarını yok etsin yeryüzünden!
16 Çünkü düşmanım sevgi göstermeyi düşünmedi, / Ölesiye baskı yaptı mazluma, yoksula, / Yüreği kırık insana.
17 Sevdiği lanet başına gelsin! / Madem kutsamaktan hoşlanmıyor, / Uzak olsun ondan kutsamak!
18 Laneti bir giysi gibi giydi, / Su gibi içine, yağ gibi kemiklerine işlesin lanet!
19 Bir giysi gibi onu örtünsün, / Bir kuşak gibi hep onu sarsın!
20 Düşmanlarıma, beni kötüleyenlere, / RAB böyle karşılık versin!
21 Ama sen, ya Rab Yahve, / Adın uğruna bana ilgi göster; / Kurtar beni, iyiliğin, sevgin uğruna!
22 Çünkü düşkün ve yoksulum, / Yüreğim yaralı içimde.
23 Batan güneş gibi geçip gidiyorum, / Çekirge gibi silkilip atılıyorum.
24 Dizlerim titriyor oruç tutmaktan; / Bir deri bir kemiğe döndüm.
25 Düşmanlarıma yüzkarası oldum; / Beni görünce kafalarını sallıyorlar!
26 Yardım et bana, ya RAB Tanrım; / Kurtar beni sevgin uğruna!
27 Bilsinler bu işte senin elin olduğunu, / Bunu senin yaptığını, ya RAB!
28 Varsın lanet etsin onlar, sen kutsa beni, / Bana saldıranlar utanacak, / Ben kulunsa sevineceğim.
29 Rezilliğe bürünsün beni suçlayanlar, / Kaftan giyer gibi utançlarıyla örtünsünler!
30 RAB'be çok şükredeceğim, / Kalabalığın arasında O'na övgüler dizeceğim;
31 Çünkü O yoksulun sağında durur, / Onu yargılayanlardan kurtarmak için.
110
110. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 RAB efendime: / "Ben düşmanlarını ayaklarına tabure yapıncaya dek / Sağımda otur" diyor.
2 RAB Siyon'dan uzatacak kudret asanı, / Düşmanlarının ortasında egemenlik sür!
3 Savaşacağın gün / Gönüllü gidecek askerlerin. / Seherin bağrından doğan çiy gibi / Kutsal giysiler içinde / Sana gelecek gençlerin.
4 RAB ant içti, kararından dönmez: / "Melkisedek düzeni uyarınca / Sonsuza dek kâhinsin sen!" dedi.
5 Rab senin sağındadır, / Kralları ezecek öfkelendiği gün.
6 Ulusları yargılayacak, ortalığı cesetler dolduracak, / Dünyanın dört bucağında başları ezecek.
7 Yol kıyısındaki dereden su içecek; / Bu yüzden başını dik tutacak.
111
111. Mezmur
1 Övgüler sunun RAB'be! / Doğru insanların toplantısında, / Topluluk içinde, / Bütün yüreğimle RAB'be şükredeceğim.
2 RAB'bin işleri büyüktür, / Onlardan zevk alanlar hep onları düşünür.
3 O'nun yaptıkları yüce ve görkemlidir, / Doğruluğu sonsuza dek sürer.
4 RAB unutulmayacak harikalar yaptı, / O sevecen ve lütfedendir.
5 Kendisinden korkanları besler, / Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.
6 Ulusların topraklarını kendi halkına vermekle / Gösterdi onlara işlerinin gücünü.
7 Yaptığı her işte sadık ve adildir, / Bütün koşulları güvenilirdir;
8 Sonsuza dek sürer, / Sadakat ve doğrulukla yapılır.
9 O halkının kurtuluşunu sağladı, / Antlaşmasını sonsuza dek geçerli kıldı. / Adı kutsal ve müthiştir.
10 Bilgeliğin temeli RAB korkusudur, / O'nun kurallarını yerine getiren herkes / Sağduyu sahibi olur. / O'na sonsuza dek övgü sunulur!
112
112. Mezmur
1 Övgüler sunun RAB'be! / Ne mutlu RAB'den korkan insana, / O'nun buyruklarından büyük zevk alana!
2 Soyu yeryüzünde güç kazanacak, / Doğruların kuşağı kutsanacak.
3 Bolluk ve zenginlik eksilmez evinden, / Sonsuza dek sürer doğruluğu.
4 Karanlıkta ışık doğar doğrular için, / Lütfeden, sevecen, dürüst insanlar için.
5 Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren, / İşlerini adaletle yürüten insana!
6 Asla sarsılmaz, / Sonsuza dek anılır doğru insan.
7 Kötü haberden korkmaz, / Yüreği sarsılmaz, RAB'be güvenir.
8 Gözü pektir, korku nedir bilmez, / Sonunda düşmanlarının yenilgisini görür.
9 Mallarını yoksullara cömertçe dağıtır, / Doğruluğu sonsuza dek sürer, / Gücü ve saygınlığı artar.
10 Kötü kişi bunu görünce kudurur, / Dişlerini gıcırdatır, kendi kendini yer, bitirir. / Kötülerin dileği boşa çıkar.
113
113. Mezmur
1 Övgüler sunun RAB'be! / Övgüler sunun, ey RAB'bin kulları, / RAB'bin adına övgüler sunun!
2 Şimdiden sonsuza dek / RAB'bin adına şükürler olsun!
3 Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar / RAB'bin adına övgüler sunulmalı!
4 RAB bütün uluslara egemendir, / Görkemi gökleri aşar.
5 Var mı Tanrımız RAB gibi, / Yücelerde oturan,
6 Göklerde ve yeryüzünde olanlara / Bakmak için eğilen?
7 Düşkünü yerden kaldırır, / Yoksulu çöplükten çıkarır;
8 Soylularla, / Halkının soylularıyla birlikte oturtsun diye.
9 Kısır kadını evde oturtur, / Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar. / RAB'be övgüler sunun!
114
114. Mezmur
1 İsrail Mısır'dan çıktığında, / Yakup'un soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,
2 Yahuda Rab'bin kutsal yeri oldu, / İsrail de O'nun krallığı.
3 Deniz olanı görüp geri çekildi, / Şeria Irmağı tersine aktı.
4 Dağlar koç gibi, / Tepeler kuzu gibi sıçradı.
5 Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın? / Ey Şeria, neden tersine aktın?
6 Ey dağlar, niçin koç gibi, / Ey tepeler, niçin kuzu gibi sıçradınız?
7 - 8 Titre, ey yeryüzü, / Kayayı havuza, / Çakmaktaşını pınara çeviren Rab'bin önünde, / Yakup'un Tanrısı'nın huzurunda.
115
115. Mezmur
1 Bizi değil, ya RAB, bizi değil, / Sevgin ve sadakatin uğruna, / Kendi adını yücelt!
2 Niçin uluslar: / "Hani, nerede onların Tanrısı?" desin.
3 Bizim Tanrımız göklerdedir, / Ne isterse yapar.
4 Oysa onların putları altın ve gümüşten yapılmış, / İnsan elinin eseridir.
5 Ağızları var, konuşmazlar, / Gözleri var, görmezler,
6 Kulakları var, duymazlar, / Burunları var, koku almazlar,
7 Elleri var, hissetmezler, / Ayakları var, yürümezler, / Boğazlarından ses çıkmaz.
8 Onları yapan, onlara güvenen herkes / Onlar gibi olacak!
9 Ey İsrail halkı, RAB'be güven, / O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
10 Ey Harun soyu, RAB'be güven, / O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
11 Ey RAB'den korkanlar, RAB'be güvenin, / O'dur yardımcınız ve kalkanınız!
12 RAB bizi anımsayıp kutsayacak, / İsrail halkını, / Harun soyunu kutsayacak.
13 Küçük, büyük, / Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.
14 RAB sizi, / Sizi ve çocuklarınızı çoğaltsın!
15 Yeri göğü yaratan RAB / Sizleri kutsasın.
16 Göklerin öteleri RAB'bindir, / Ama yeryüzünü insanlara vermiştir.
17 Ölüler, sessizlik diyarına inenler, / RAB'be övgüler sunmaz;
18 Biziz RAB'bi öven, / Şimdiden sonsuza dek. / RAB'be övgüler sunun!
116
116. Mezmur
1 RAB'bi seviyorum, / Çünkü O feryadımı duyar.
2 Bana kulak verdiği için, / Yaşadığım sürece O'na sesleneceğim.
3 Ölüm iplerine dolaşmıştım, / Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı, / Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm.
4 O zaman RAB'be yakardım, / "Aman, ya RAB, kurtar canımı!" dedim.
5 RAB lütufkâr ve adildir, / Sevecendir Tanrımız.
6 RAB saf insanları korur, / Tükendiğim zaman beni kurtardı.
7 Ey canım, yine huzura kavuş, / Çünkü RAB sana iyilik etti.
8 Sen, ya RAB, canımı ölümden, / Gözlerimi yaştan, / Ayaklarımı sürçmekten kurtardın.
9 Yaşayanların diyarında, / RAB'bin huzurunda yürüyeceğim.
10 İman ettim, / "Büyük acı çekiyorum" dediğim zaman bile.
11 Şaşkınlık içinde, / "Bütün insanlar yalancı" dedim.
12 Ne karşılık verebilirim RAB'be, / Bana yaptığı onca iyilik için?
13 Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp / RAB'be sesleneceğim.
14 Bütün halkının önünde, / RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim.
15 RAB'bin gözünde değerlidir / Sadık kullarının ölümü.
16 Ya RAB, ben gerçekten senin kulunum; / Kulun, hizmetçinin oğluyum, / Sen çözdün bağlarımı.
17 Ya RAB, sana seslenecek, / Şükran kurbanı sunacağım.
18 RAB'be adadıklarımı yerine getireceğim / Bütün halkının önünde,
19 RAB'bin Tapınağı'nın avlularında, / Senin orta yerinde, ey Yeruşalim! / RAB'be övgüler sunun!
117
117. Mezmur
1 Ey bütün uluslar, RAB'be övgüler sunun! / Ey bütün halklar, O'nu yüceltin!
2 Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür, / RAB'bin bağlılığı sonsuza dek sürer. / RAB'be övgüler sunun!
118
118. Mezmur
1 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir, / Sevgisi sonsuzdur.
2 "Sonsuzdur sevgisi!" desin İsrail halkı.
3 "Sonsuzdur sevgisi!" desin Harun'un soyu.
4 "Sonsuzdur sevgisi!" desin RAB'den korkanlar.
5 Sıkıntı içinde RAB'be seslendim; / Yanıtladı, rahata kavuşturdu beni.
6 RAB benden yana, korkmam; / İnsan bana ne yapabilir?
7 RAB benden yana, benim yardımcım, / Benden nefret edenlerin sonuna zaferle bakacağım.
8 RAB'be sığınmak / İnsana güvenmekten iyidir.
9 RAB'be sığınmak / Soylulara güvenmekten iyidir.
10 Bütün uluslar beni kuşattı, / RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
11 Kuşattılar, sardılar beni, / RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
12 Arılar gibi sardılar beni, / Ama diken ateşi gibi sönüverdiler; / RAB'bin adıyla püskürttüm onları.
13 İtilip kakıldım, düşmek üzereydim, / Ama RAB yardım etti bana.
14 RAB'dir gücüm ve ezgimin konusu, / O kurtarıcım oldu.
15 Sevinç ve zafer çığlıkları / Çınlıyor doğruların çadırlarında: / "RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!
16 RAB'bin sağ eli üstündür, / RAB'bin sağ eli güçlü işler yapar!"
17 Ölmeyecek, yaşayacağım, / RAB'bin yaptıklarını duyuracağım.
18 RAB beni şiddetle yola getirdi, / Ama ölüme terk etmedi.
19 Açın bana adalet kapılarını, / Girip RAB'be şükredeyim.
20 İşte budur RAB'bin kapısı! / Doğrular girebilir oradan.
21 Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin, / Kurtarıcım oldun.
22 Yapıcıların reddettiği taş, / Köşenin baş taşı oldu.
23 RAB'bin işidir bu, / Gözümüzde harika bir iş!
24 Bugün RAB'bin yarattığı gündür, / Onun için sevinip coşalım!
25 Ne olur, ya RAB, kurtar bizi, / Ne olur, başarılı kıl bizi!
26 Kutsansın RAB'bin adıyla gelen! / Kutsuyoruz sizi RAB'bin evinden.
27 RAB Tanrı'dır, aydınlattı bizi. / İplerle bağlayın bayram kurbanını, / İlerleyin sunağın boynuzlarına kadar.
28 Tanrım sensin, şükrederim sana, / Tanrım sensin, yüceltirim seni.
29 RAB'be şükredin, çünkü O iyidir, / Sevgisi sonsuzdur.
119
119. Mezmur
1 [ALEF] Ne mutlu yolları temiz olanlara, / RAB'bin yasasına göre yaşayanlara!
2 Ne mutlu O'nun öğütlerine uyanlara, / Bütün yüreğiyle O'na yönelenlere!
3 Hiç haksızlık etmezler, / O'nun yolunda yürürler.
4 Koyduğun koşullara / Dikkatle uyulmasını buyurdun.
5 Keşke kararlı olsam / Senin kurallarına uymakta!
6 Hiç utanmayacağım, / Bütün buyruklarını izledikçe.
7 Şükredeceğim sana temiz yürekle, / Adil hükümlerini öğrendikçe.
8 Kurallarını yerine getireceğim, / Bırakma beni hiçbir zaman!
9 [BEYT] Genç insan yolunu nasıl temiz tutar? / Senin sözünü tutmakla.
10 Bütün yüreğimle sana yöneliyorum, / İzin verme buyruklarından sapmama!
11 Aklımdan çıkarmam sözünü, / Sana karşı günah işlememek için.
12 Övgüler olsun sana, ya RAB, / Bana kurallarını öğret.
13 Ağzından çıkan bütün ilkeleri / Dudaklarımla yineliyorum.
14 Sevinç duyuyorum öğütlerini izlerken, / Sanki benim oluyor bütün hazineler.
15 Koşullarını derin derin düşünüyorum, / Yollarını izlerken.
16 Zevk alıyorum kurallarından, / Sözünü unutmayacağım.
17 [GİMEL]Ben kuluna iyilik et ki yaşayayım, / Sözüne uyayım.
18 Gözlerimi aç, / Yasandaki harikaları göreyim.
19 Garibim bu dünyada, / Buyruklarını benden gizleme!
20 İçim tükeniyor, / Her an ilkelerini özlemekten.
21 Buyruklarından sapan / Lanetli küstahları azarlarsın.
22 Uzaklaştır benden küçümsemeleri, hakaretleri, / Çünkü öğütlerini tutuyorum.
23 Önderler toplanıp beni kötüleseler bile, / Ben kulun senin kurallarını derin derin düşüneceğim.
24 Öğütlerin benim zevkimdir, / Bana akıl verirler.
25 [DALET] Toza toprağa serildim, / Sözün uyarınca yaşam ver bana.
26 Yaptıklarımı açıkladım, beni yanıtladın; / Kurallarını öğret bana!
27 Koşullarını anlamamı sağla ki, / Harikalarının üzerinde düşüneyim.
28 İçim eriyor kederden, / Sözün uyarınca güçlendir beni!
29 Yalan yoldan uzaklaştır, / Yasan uyarınca lütfet bana.
30 Ben sadakat yolunu seçtim, / İlkelerini uygun gördüm.
31 Öğütlerine dört elle sarıldım, ya RAB, / Utandırma beni!
32 İçime huzur verdiğin için / Buyrukların doğrultusunda koşacağım.
33 [HE] Kurallarını nasıl izleyeceğimi öğret bana, ya RAB, / Öyle ki, onları sonuna kadar izleyeyim.
34 Anlamamı sağla, yasana uyayım, / Bütün yüreğimle onu yerine getireyim.
35 Buyrukların doğrultusunda yol göster bana, / Çünkü yolundan zevk alırım.
36 Yüreğimi haksız kazanca değil, / Kendi öğütlerine yönelt.
37 Gözlerimi boş şeylerden çevir, / Beni kendi yolunda yaşat.
38 Senden korkulması için / Ben kuluna verdiğin sözü yerine getir.
39 Korktuğum hakaretten uzak tut beni, / Çünkü senin ilkelerin iyidir.
40 Çok özlüyorum senin koşullarını! / Beni doğruluğunun içinde yaşat!
41 [VAV] Bana sevgini göster, ya RAB, / Sözün uyarınca kurtar beni!
42 O zaman beni aşağılayanlara / Gereken yanıtı verebilirim, / Çünkü senin sözüne güvenirim.
43 Gerçeğini ağzımdan düşürme, / Çünkü senin ilkelerine umut bağladım.
44 Yasana sürekli, / Sonsuza dek uyacağım.
45 Özgürce yürüyeceğim, / Çünkü senin koşullarına yöneldim ben.
46 Kralların önünde senin öğütlerinden söz edecek, / Utanç duymayacağım.
47 Senin buyruklarından zevk alıyor, / Onları seviyorum.
48 Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına, / Derin derin düşünüyorum kurallarını.
49 [ZAYİN]Kuluna verdiğin sözü anımsa, / Bununla umut verdin bana.
50 Acı çektiğimde beni avutan budur, / Sözün bana yaşam verir.
51 Çok eğlendiler küstahlar benimle, / Yine de yasandan şaşmadım.
52 Geçmişte koyduğun ilkeleri anımsayınca, / Avundum, ya RAB.
53 Çileden çıkıyorum, / Yasanı terk eden kötüler yüzünden.
54 Senin kurallarındır ezgilerimin konusu, / Konuk olduğum bu dünyada.
55 Gece adını anarım, ya RAB, / Yasana uyarım.
56 Tek yaptığım, / Senin koşullarına uymak.
57 [HET] Benim payıma düşen sensin, ya RAB, / Sözlerini yerine getireceğim, dedim.
58 Bütün yüreğimle sana yakardım. / Lütfet bana, sözün uyarınca.
59 Tuttuğum yolları düşündüm, / Senin öğütlerine göre adım attım.
60 Buyruklarına uymak için / Elimi çabuk tuttum, oyalanmadım.
61 Kötülerin ipleri beni sardı, / Yasanı unutmadım.
62 Doğru hükümlerin için / Gece yarısı kalkıp sana şükrederim.
63 Dostuyum bütün senden korkanların, / Koşullarına uyanların.
64 Yeryüzü sevginle dolu, ya RAB, / Kurallarını öğret bana!
65 [TET] Ya RAB, iyilik ettin kuluna, / Sözünü tuttun.
66 Bana sağduyu ve bilgi ver, / Çünkü inanıyorum buyruklarına.
67 Acı çekmeden önce yoldan sapardım, / Ama şimdi sözüne uyuyorum.
68 Sen iyisin, iyilik edersin; / Bana kurallarını öğret.
69 Küstahlar yalanlarla beni lekeledi, / Ama ben bütün yüreğimle senin koşullarına uyarım.
70 Onların yüreği yağ bağladı, / Bense zevk alırım yasandan.
71 İyi oldu acı çekmem; / Çünkü kurallarını öğreniyorum.
72 Ağzından çıkan yasa benim için / Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.
73 [YOD] Senin ellerin beni yarattı, biçimlendirdi. / Anlamamı sağla ki buyruklarını öğreneyim.
74 Senden korkanlar beni görünce sevinsin, / Çünkü senin sözüne umut bağladım.
75 Biliyorum, ya RAB, hükümlerin adildir; / Bana acı çektirirken bile sadıksın.
76 Ben kuluna verdiğin söz uyarınca, / Sevgin beni avutsun.
77 Sevecenlik göster bana, yaşayayım, / Çünkü yasandan zevk alıyorum.
78 Utansın küstahlar beni yalan yere suçladıkları için. / Bense senin koşullarını düşünüyorum.
79 Bana dönsün senden korkanlar, / Öğütlerini bilenler.
80 Yüreğim kusursuz uysun kurallarına, / Öyle ki, utanç duymayayım.
81 [KAF]İçim tükeniyor senin kurtarışını özlerken, / Senin sözüne umut bağladım ben.
82 Gözümün feri sönüyor söz verdiklerini beklemekten, / "Ne zaman avutacaksın beni?" diye soruyorum.
83 Dumandan kararmış tuluma döndüm, / Yine de unutmuyorum kurallarını.
84 Daha ne kadar bekleyecek kulun? / Ne zaman yargılayacaksın bana zulmedenleri?
85 Çukur kazdılar benim için / Yasana uymayan küstahlar.
86 Bütün buyrukların güvenilirdir; / Haksız yere zulmediyorlar, yardım et bana!
87 Nerdeyse sileceklerdi beni yeryüzünden, / Ama ben senin koşullarından ayrılmadım.
88 Koru canımı sevgin uyarınca, / Tutayım ağzından çıkan öğütleri.
89 [LAMET] Ya RAB, sözün / Göklerde sonsuza dek duruyor.
90 Bağlılığın kuşaktan kuşağa sürüyor, / Kurduğun yeryüzü sapasağlam duruyor.
91 Bugün ilkelerin uyarınca ayakta duran her şey / Sana kulluk ediyor.
92 Eğer yasan zevk kaynağım olmasaydı, / Çektiğim acılardan yok olurdum.
93 Koşullarını asla unutmayacağım, / Çünkü onlarla bana yaşam verdin.
94 Kurtar beni, çünkü seninim, / Senin koşullarına yöneldim.
95 Kötüler beni yok etmeyi beklerken, / Ben senin öğütlerini inceliyorum.
96 Kusursuz olan her şeyin bir sonu olduğunu gördüm, / Ama senin buyruğun sınır tanımaz.
97 [MEM] Ne kadar severim yasanı! / Bütün gün düşünürüm onun üzerinde.
98 Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar, / Çünkü her zaman aklımdadır onlar.
99 Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım, / Çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum.
100 Yaşlılardan daha bilgeyim, / Çünkü senin koşullarına uyuyorum.
101 Sakınırım her kötü yoldan, / Senin sözünü tutmak için.
102 Ayrılmam hükümlerinden, / Çünkü bana sen öğrettin.
103 Ne tatlı geliyor verdiğin sözler damağıma, / Baldan tatlı geliyor ağzıma!
104 Senin koşullarına uymakla bilgelik kazanıyorum, / Bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.
105 [NUN]Sözün adımlarım için çıra, / Yolum için ışıktır.
106 Adil ilkelerini izleyeceğime ant içtim, / Andımı tutacağım.
107 Çok sıkıntı çektim, ya RAB; / Koru hayatımı sözün uyarınca.
108 Ağzımdan çıkan içten övgüleri / Kabul et, ya RAB, / Bana ilkelerini öğret.
109 Hayatım her an tehlikede, / Yine de unutmam yasanı.
110 Kötüler tuzak kurdu bana, / Yine de sapmadım senin koşullarından.
111 Öğütlerin sonsuza dek mirasımdır, / Yüreğimin sevincidir onlar.
112 Kararlıyım / Sonuna kadar senin kurallarına uymaya.
113 [SAMEK]Döneklerden tiksinir, / Senin yasanı severim.
114 Sığınağım ve kalkanım sensin, / Senin sözüne umut bağlarım.
115 Ey kötüler, benden uzak durun, / Tanrım'ın buyruklarını yerine getireyim.
116 Sözün uyarınca destek ol bana, yaşam bulayım; / Umudumu boşa çıkarma!
117 Sıkı tut beni, kurtulayım, / Her zaman kurallarını dikkate alayım.
118 Kurallarından sapan herkesi reddedersin, / Çünkü onların hileleri boştur.
119 Dünyadaki kötüleri cüruf gibi atarsın, / Bu yüzden severim senin öğütlerini.
120 Bedenim ürperiyor dehşetinden, / Korkuyorum hükümlerinden.
121 [AYİN] Adil ve doğru olanı yaptım, / Gaddarların eline bırakma beni!
122 Güven altına al kulunun mutluluğunu, / Baskı yapmasın bana küstahlar.
123 Gözümün feri sönüyor, / Beni kurtarmanı, / Adil sözünü yerine getirmeni beklemekten.
124 Kuluna sevgin uyarınca davran, / Bana kurallarını öğret.
125 Ben senin kulunum, bana akıl ver ki, / Öğütlerini anlayabileyim.
126 Ya RAB, harekete geçmenin zamanıdır, / Yasanı çiğniyorlar.
127 Bu yüzden senin buyruklarını, / Altından, saf altından daha çok seviyorum;
128 Koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum, / Her yanlış yoldan tiksiniyorum.
129 [PE] Harika öğütlerin var, / Bu yüzden onlara candan uyuyorum.
130 Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar, / Saf insanlara akıl verir.
131 Ağzım açık, soluk soluğayım, / Çünkü buyruklarını özlüyorum.
132 Bana lütufla bak, / Adını sevenlere her zaman yaptığın gibi.
133 Adımlarımı pekiştir verdiğin söz uyarınca, / Hiçbir suç bana egemen olmasın.
134 Kurtar beni insan baskısından, / Koşullarına uyabileyim.
135 Yüzün aydınlık saçsın kulunun üzerine, / Kurallarını öğret bana.
136 Oluk oluk yaş akıyor gözlerimden, / Çünkü uymuyorlar yasana.
137 [SADE]Sen adilsin, ya RAB, / Hükümlerin doğrudur.
138 Buyurduğun öğütler doğru / Ve tam güvenilirdir.
139 Gayretim beni tüketti, / Çünkü düşmanlarım unuttu senin sözlerini.
140 Sözün çok güvenilirdir, / Kulun onu sever.
141 Önemsiz ve horlanan biriyim ben, / Ama koşullarını unutmuyorum.
142 Adaletin sonsuza dek doğrudur, / Yasan gerçektir.
143 Sıkıntıya, darlığa düştüm, / Ama buyrukların benim zevkimdir.
144 Öğütlerin sonsuza dek doğrudur; / Bana akıl ver ki, yaşayayım.
145 [KOF] Bütün yüreğimle haykırıyorum, / Yanıt ver bana, ya RAB! / Senin kurallarına uyacağım.
146 Sana sesleniyorum, / Kurtar beni, / Öğütlerine uyayım.
147 Gün doğmadan kalkıp yardım dilerim, / Senin sözüne umut bağladım.
148 Verdiğin söz üzerinde düşüneyim diye, / Gece boyunca uyku girmiyor gözüme.
149 Sevgin uyarınca sesime kulak ver, / İlkelerin uyarınca, ya RAB, yaşam ver bana!
150 Yaklaşıyor kötülük ardınca koşanlar, / Yasandan uzaklaşıyorlar.
151 Oysa sen yakınsın, ya RAB, / Bütün buyrukların gerçektir.
152 Çoktan beri anladım / Öğütlerini sonsuza dek verdiğini.
153 [REŞ]Çektiğim sıkıntıyı gör, kurtar beni, / Çünkü yasanı unutmadım.
154 Davamı savun, özgür kıl beni, / Sözün uyarınca koru canımı.
155 Kurtuluş kötülerden uzaktır, / Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.
156 Çok sevecensin, ya RAB, / İlkelerin uyarınca koru canımı.
157 Bana zulmedenler, düşmanlarım çok, / Yine de sapmadım senin öğütlerinden.
158 Tiksinerek bakıyorum hainlere, / Çünkü uymuyorlar senin sözüne.
159 Bak, ne kadar seviyorum koşullarını, / Sevgin uyarınca, ya RAB, koru canımı.
160 Sözlerinin temeli gerçektir, / Doğru ilkelerinin tümü sonsuza dek sürecektir.
161 [SİN ve ŞİN] Yok yere zulmediyor bana önderler, / Oysa yüreğim senin sözünle titrer.
162 Ganimet bulan biri gibi / Verdiğin sözlerde sevinç bulurum.
163 Tiksinir, iğrenirim yalandan, / Ama senin yasanı severim.
164 Doğru ilkelerin için / Seni günde yedi kez överim.
165 Yasanı sevenler büyük esenlik bulur, / Hiçbir şey sendeletmez onları.
166 Ya RAB, kurtarışına umut bağlar, / Buyruklarını yerine getiririm.
167 Öğütlerine candan uyar, / Onları çok severim.
168 Öğütlerini, koşullarını uygularım, / Çünkü bütün davranışlarımı görürsün sen.
169 [TAV] Feryadım sana erişsin, ya RAB, / Sözün uyarınca akıl ver bana!
170 Yalvarışım sana ulaşsın; / Verdiğin söz uyarınca kurtar beni!
171 Dudaklarımdan övgüler aksın, / Çünkü bana kurallarını öğretiyorsun.
172 Dilimde sözün ezgilere dönüşsün, / Çünkü bütün buyrukların doğrudur.
173 Elin bana yardıma hazır olsun, / Çünkü senin koşullarını seçtim ben.
174 Kurtarışını özlüyorum, ya RAB, / Yasan zevk kaynağımdır.
175 Beni yaşat ki, sana övgüler sunayım, / İlkelerin bana yardımcı olsun.
176 Kaybolmuş koyun gibi avare dolaşıyordum; / Kulunu ara, / Çünkü buyruklarını unutmadım ben.
120
120. Mezmur
Hac ilahisi
1 Sıkıntıya düşünce RAB'be seslendim; / Yanıt verdi bana.
2 Ya RAB, kurtar canımı yalancı dudaklardan, / Aldatıcı dillerden!
3 Ey aldatıcı dil, / RAB ne verecek sana, / Daha ne verecek?
4 Yiğidin sivri oklarıyla / Retem çalısından alevli korlar!
5 Vay bana, Meşek'te garip kaldım sanki, / Kedar çadırları arasında oturdum.
6 Fazla kaldım / Barıştan nefret edenler arasında.
7 Ben barış yanlısıyım, / Ama söze başladığımda, / Onlar savaşa kalkıyor!
121
121. Mezmur
Hac ilahisi
1 Gözlerimi dağlara kaldırıyorum, / Nereden yardım gelecek bana?
2 Yeri göğü yaratan / RAB'den gelecek yardımım.
3 O ayaklarının kaymasına izin vermez, / Seni koruyan uyuklamaz.
4 İsrail'in koruyucusu ne uyur ne uyuklar.
5 Senin koruyucun RAB'dir, / O sağ yanında sana gölgedir.
6 Gündüz güneş, / Gece ay sana zarar vermez.
7 RAB her kötülükten seni korur, / Esirger canını.
8 Şimdiden sonsuza dek / RAB koruyacak gidişini, gelişini.
122
122. Mezmur
Davut'un hac ilahisi
1 Bana: "RAB'bin evine gidelim" dendikçe / Sevinirim.
2 Ayaklarımız senin kapılarında, / Ey Yeruşalim!
3 Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir / Yeruşalim!
4 Oymaklar çıkar oraya, RAB'bin oymakları, / İsrail'e verilen öğüt uyarınca, / RAB'bin adına şükretmek için.
5 Çünkü orada yargı tahtları, / Davut soyunun tahtları kurulmuştur.
6 Esenlik dileyin Yeruşalim'e: / "Huzur bulsun seni sevenler!
7 Surlarına esenlik, / Saraylarına huzur egemen olsun!"
8 Kardeşlerim, dostlarım için, / "Esenlik olsun sana!" derim.
9 Tanrımız RAB'bin evi için / İyilik dilerim sana.
123
123. Mezmur
Hac ilahisi
1 Gözlerimi sana kaldırıyorum, ey göklerde taht kuran!
2 Nasıl kulların gözleri efendilerinin, hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa, bizim gözlerimiz de RAB Tanrımız'a öyle bakar, O bize acıyıncaya dek.
3 Acı bize, ya RAB, acı; Gördüğümüz hakaret yeter de artar.
4 Rahat yaşayanların alayları, küstahların hakareti canımıza yetti.
124
124. Mezmur
Davut'un hac ilahisi
1 RAB bizden yana olmasaydı, / Desin şimdi İsrail:
2 RAB bizden yana olmasaydı, / İnsanlar bize saldırdığında,
3 Diri diri yutarlardı bizi, / Öfkeleri bize karşı alevlenince.
4 Sular silip süpürürdü bizleri, / Seller geçerdi üzerimizden.
5 Kabaran sular / Aşardı başımızdan.
6 Övgüler olsun / Bizi onların ağzına yem etmeyen RAB'be!
7 Bir kuş gibi / Kurtuldu canımız avcının tuzağından, / Kırıldı tuzak, kurtulduk.
8 Yeri göğü yaratan / RAB'bin adı yardımcımızdır.
125
125. Mezmur
Hac ilahisi
1 RAB'be güvenenler Siyon Dağı'na benzer, / Sarsılmaz, sonsuza dek durur.
2 Dağlar Yeruşalim'i nasıl kuşatmışsa, / RAB de halkını öyle kuşatmıştır, / Şimdiden sonsuza dek.
3 Kalmayacak kötülerin asası, / Doğruların payına düşen toprakta, / Yoksa doğrular haksızlığa el uzatabilir.
4 İyilik et, ya RAB, / İyilere, yüreği temiz olanlara.
5 Ama kendi halkından eğri yollara sapanları, / RAB kötü uluslarla birlikte kovacak. / İsrail'e esenlik olsun!
126
126. Mezmur
Hac ilahisi
1 RAB sürgünleri Siyon'a geri getirince, / Rüya gibi geldi bize.
2 Ağzımız gülüşlerle, / Dilimiz sevinç ezgileriyle doldu. / "RAB onlar için büyük işler yaptı" / Diye konuşuldu uluslar arasında.
3 RAB bizim için büyük işler yaptı, / Sevinç doldu içimiz.
4 Ya RAB, eski halimize kavuştur bizi, / Negev'deki dereler gibi.
5 Gözyaşları içinde ekenler, / Sevinç ezgileriyle biçecek;
6 Ağlayarak tohum çuvalını taşıyıp dolaşan, / Sevinç ezgileri söyleyerek demetlerle dönecek.
127
127. Mezmur
Süleyman'ın hac ilahisi
1 Evi RAB yapmazsa, / Yapıcılar boşuna didinir. / Kenti RAB korumazsa, / Bekçi boşuna bekler.
2 Boşuna erken kalkıp / Geç yatıyorsunuz. / Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler, / RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.
3 Çocuklar RAB'bin verdiği bir mirastır, / Rahmin ürünü bir ödüldür.
4 Yiğidin elinde nasılsa oklar, / Öyledir gençlikte doğan çocuklar.
5 Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana! / Mahkemede düşmanlarıyla tartışırken / Utanç duymayacaklar.
128
128. Mezmur
Hac ilahisi
1 Ne mutlu RAB'den korkana, / O'nun yolunda yürüyene!
2 Emeğinin ürününü yiyeceksin, / Mutlu ve başarılı olacaksın.
3 Eşin evinde verimli bir asma gibi olacak; / Çocukların zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.
4 İşte RAB'den korkan kişi / Böyle kutsanacak.
5 RAB seni Siyon'dan kutsasın! / Yeruşalim'in gönencini göresin, / Bütün yaşamın boyunca!
6 Çocuklarının çocuklarını göresin! / İsrail'e esenlik olsun!
129
129. Mezmur
Hac ilahisi
1 Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar; / Şimdi söylesin İsrail:
2 "Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar, / Ama yenemediler beni.
3 Çiftçiler saban sürdüler sırtımda, / Upuzun iz bıraktılar."
4 Ama RAB adildir, / Kesti kötülerin bağlarını.
5 Siyon'dan nefret eden herkes / Utanç içinde geri çekilsin.
6 Damlardaki ota, / Büyümeden kuruyan ota dönsünler.
7 Orakçı avucunu, / Demetçi kucağını dolduramaz onunla.
8 Yoldan geçenler de, / "RAB sizi kutsasın, / RAB'bin adıyla sizi kutsarız" demezler.
130
130. Mezmur
Hac ilahisi
1 Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,
2 Sesimi işit, ya Rab, / Yalvarışıma iyi kulak ver!
3 Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan, / Kim ayakta kalabilir, ya Rab?
4 Ama sen bağışlayıcısın, / Öyle ki senden korkulsun.
5 RAB'bi gözlüyorum, / Canım RAB'bi gözlüyor, / Umut bağlıyorum O'nun sözüne.
6 Sabahı gözleyenlerden, / Evet, sabahı gözleyenlerden daha çok, / Canım Rab'bi gözlüyor.
7 Ey İsrail, RAB'be umut bağla! / Çünkü RAB'de sevgi, / Tam kurtuluş vardır.
8 İsrail'i bütün suçlarından / O fidyeyle kurtaracaktır.
131
131. Mezmur
Davut'un hac ilahisi
1 Ya RAB, yüreğimde gurur yok, / Gözüm yükseklerde değil. / Büyük işlerle, / Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.
2 Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi, / Kendimi yatıştırıp huzur buldum, / Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.
3 Ey İsrail, RAB'be umut bağla / Şimdiden sonsuza dek!
132
132. Mezmur
Hac ilahisi
1 - 2 Ya RAB, Davut'un hatırı için, çektiği bütün zorlukları, sana nasıl ant içtiğini, Yakup'un güçlü Tanrısı'na adak adadığını anımsa:
3 "Evime gitmeyeceğim, yatağıma uzanmayacağım,
4 Gözlerime uyku girmeyecek, göz kapaklarım kapanmayacak,
5 RAB'be bir yer, Yakup'un güçlü Tanrısı'na bir konut buluncaya dek."
6 Antlaşma Sandığı'nın Efrata'da olduğunu duyduk, onu Yaar kırlarında bulduk.
7 "RAB'bin konutuna gidelim, ayağının taburesi önünde tapınalım" dedik.
8 Çık, ya RAB, yaşayacağın yere, gücünü simgeleyen sandıkla birlikte.
9 Kâhinlerin doğruluğu kuşansın, sadık kulların sevinç çığlıkları atsın.
10 Kulun Davut'un hatırı için, meshettiğin krala yüz çevirme.
11 RAB Davut'a kesin ant içti, andından dönmez: "Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.
12 Eğer oğulların antlaşmama, vereceğim öğütlere uyarlarsa, onların oğulları da sonsuza dek senin tahtına oturacak."
13 Çünkü RAB Siyon'u seçti, onu konut edinmek istedi.
14 "Sonsuza dek yaşayacağım yer budur" dedi, burada oturacağım, çünkü bunu kendim istedim,
15 Çok bereketli kılacağım erzağını, yiyecekle doyuracağım yoksullarını.
16 Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini; Hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları.
17 Burada Davut soyundan güçlü bir kral çıkaracağım, meshettiğim kralın soyunu ışık olarak sürdüreceğim.
18 Düşmanlarını utanca bürüyeceğim, ama onun başındaki taç parıldayacak."
133
133. Mezmur
Davut'un hac ilahisi
1 Ne iyi, ne güzeldir, / Birlik içinde kardeşçe yaşamak!
2 Başa sürülen değerli yağ gibi, / Sakaldan, Harun'un sakalından / Kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.
3 Hermon Dağı'na yağan çiy / Siyon dağlarına yağıyor sanki. / Çünkü RAB orada bereketi, / Sonsuz yaşamı buyurdu.
134
134. Mezmur
Hac ilahisi
1 Ey sizler, RAB'bin bütün kulları, / RAB'bin Tapınağı'nda gece hizmet edenler, / O'na övgüler sunun!
2 Ellerinizi Kutsal Yer'e doğru kaldırıp / RAB'be övgüler sunun!
3 Yeri göğü yaratan / RAB kutsasın sizi Siyon'dan.
135
135. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / RAB'bin adına övgüler sunun, / Ey RAB'bin kulları! / Ey sizler, RAB'bin Tapınağı'nda, / Tanrımız'ın Tapınağı'nın avlularında hizmet edenler, / Övgüler sunun!
3 RAB'be övgüler sunun, / Çünkü RAB iyidir. / Adını ilahilerle övün, / Çünkü hoştur bu.
4 RAB kendine Yakup'u, / Öz halkı olarak İsrail'i seçti.
5 Biliyorum, RAB büyüktür, / Efendimiz bütün ilahlardan üstündür.
6 RAB ne isterse yapar, / Göklerde, yeryüzünde, / Denizlerde, bütün derinliklerde.
7 Yeryüzünün dört bucağından bulut yükseltir, / Yağmur için şimşek çaktırır, / Ambarlarından rüzgar çıkarır.
8 İnsanlardan hayvanlara dek / Mısır'da ilk doğanları öldürdü.
9 Ey Mısır, senin orta yerinde, / Firavun'la bütün görevlilerine / Belirtiler, şaşılası işler gösterdi.
10 Birçok ulusu bozguna uğrattı, / Güçlü kralları öldürdü:
11 Amor Kralı Sihon'u, / Başan Kralı Og'u, / Bütün Kenan krallarını.
12 Topraklarını miras, / Evet, miras olarak halkı İsrail'e verdi.
13 Ya RAB, adın sonsuza dek sürecek, / Bütün kuşaklar seni anacak.
14 RAB halkını haklı çıkarır, / Kullarına acır.
15 Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış, / İnsan elinin eseridir.
16 Ağızları var, konuşmazlar, / Gözleri var, görmezler,
17 Kulakları var, duymazlar, / Soluk alıp vermezler.
18 Onları yapan, onlara güvenen herkes / Onlar gibi olacak!
19 Ey İsrail halkı, RAB'be övgüler sun! / Ey Harun soyu, RAB'be övgüler sun!
20 Ey Levi soyu, RAB'be övgüler sun! / RAB'be övgüler sunun, ey RAB'den korkanlar!
21 Yeruşalim'de oturan RAB'be / Siyon'dan övgüler sunulsun! / RAB'be övgüler sunun!
136
136. Mezmur
1 Şükredin RAB'be, çünkü O iyidir, / Sevgisi sonsuzdur.
2 Şükredin tanrılar Tanrısı'na, / Sevgisi sonsuzdur.
3 Şükredin rabler Rabbi'ne, / Sevgisi sonsuzdur;
4 Büyük harikalar yapan tek varlığa, / Sevgisi sonsuzdur;
5 Gökleri bilgece yaratana, / Sevgisi sonsuzdur;
6 Yeri sular üzerine yayana, / Sevgisi sonsuzdur;
7 Büyük ışıklar yaratana, / Sevgisi sonsuzdur;
8 Gündüze egemen olsun diye güneşi, / Sevgisi sonsuzdur;
9 Geceye egemen olsun diye ayı ve yıldızları yaratana, / Sevgisi sonsuzdur;
10 Mısır'da ilk doğanları öldürene, / Sevgisi sonsuzdur;
11 - 12 Güçlü eli, kudretli koluyla / Sevgisi sonsuzdur; / İsrail'i Mısır'dan çıkarana, / Sevgisi sonsuzdur;
13 Kamış Denizi'ni ikiye bölene, / Sevgisi sonsuzdur;
14 İsrail'i ortasından geçirene, / Sevgisi sonsuzdur;
15 Firavun'la ordusunu Kamış Denizi'ne dökene, / Sevgisi sonsuzdur;
16 Kendi halkını çölde yürütene, / Sevgisi sonsuzdur;
17 Büyük kralları vurana, / Sevgisi sonsuzdur;
18 Güçlü kralları öldürene, / Sevgisi sonsuzdur;
19 Amor Kralı Sihon'u, / Sevgisi sonsuzdur;
20 Başan Kralı Og'u öldürene, / Sevgisi sonsuzdur;
21 - 22 Topraklarını miras olarak, / Sevgisi sonsuzdur; / Kulu İsrail'e miras verene, / Sevgisi sonsuzdur;
23 Düşkün günlerimizde bizi anımsayana, / Sevgisi sonsuzdur;
24 Düşmanlarımızdan bizi kurtarana, / Sevgisi sonsuzdur;
25 Bütün canlılara yiyecek verene, / Sevgisi sonsuzdur.
26 Şükredin Göklerin Tanrısı'na, / Sevgisi sonsuzdur.
137
137. Mezmur
1 Babil ırmakları kıyısında oturup / Siyon'u andıkça ağladık;
2 Çevredeki söğütlere / Lirlerimizi astık.
3 Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler, / Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor, / "Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!" diyorlardı.
4 Nasıl okuyabiliriz RAB'bin ezgisini / El toprağında?
5 Ey Yeruşalim, seni unutursam, / Sağ elim kurusun.
6 Seni anmaz, / Yeruşalim'i en büyük sevincimden üstün tutmazsam, / Dilim damağıma yapışsın!
7 Yeruşalim'in düştüğü gün, / "Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!" / Diyen Edomlular'ın tavrını anımsa, ya RAB.
8 Ey sen, yıkılası Babil Kenti, / Ne mutlu bize yaptıklarını / Sana ödetecek olana!
9 Ne mutlu senin yavrularını tutup / Kayalarda parçalayacak insana!
138
138. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB, / İlahlar önünde seni ilahilerle överim.
2 Kutsal tapınağına doğru eğilir, / Adına şükrederim, / Sevgin, sadakatin için. / Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.
3 Seslendiğim gün bana yanıt verdin, / İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.
4 Şükretsin sana, ya RAB, yeryüzü krallarının tümü, / Çünkü ağzından çıkan sözleri işittiler.
5 Yaptığın işleri ezgilerle övsünler, ya RAB, / Çünkü çok yücesin.
6 RAB yüksekse de, / Alçakgönüllüleri gözetir, / Küstahları uzaktan tanır.
7 Sıkıntıya düşersem, canımı korur, / Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın, / Sağ elin beni kurtarır.
8 RAB her şeyi yapar benim için. / Sevgin sonsuzdur, ya RAB, / Ele aldığın işi bırakma!
139
139. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.
2 Oturup kalkışımı bilirsin, / Niyetimi uzaktan anlarsın.
3 Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin, / Bütün yaptıklarımdan haberin var.
4 Daha sözü ağzıma almadan, / Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.
5 Beni çepeçevre kuşattın, / Elini üzerime koydun.
6 Kaldıramam böylesi bir bilgiyi, / Başa çıkamam, erişemem.
7 Nereye gidebilirim senin Ruhun'dan, / Nereye kaçabilirim huzurundan?
8 Göklere çıksam, oradasın, / Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın.
9 Seherin kanatlarını alıp uçsam, / Denizin ötesine konsam,
10 Orada bile elin yol gösterir bana, / Sağ elin tutar beni.
11 Desem ki: "Karanlık beni kaplasın, / Çevremdeki aydınlık geceye dönsün."
12 Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için, / Gece, gündüz gibi ışıldar, / Karanlıkla aydınlık birdir senin için.
13 İç varlığımı sen yarattın, / Anamın rahminde beni sen ördün.
14 Sana övgüler sunarım, / Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım. / Ne harika işlerin var! / Bunu çok iyi bilirim.
15 Gizli yerde yaratıldığımda, / Yeryüzünün derinliklerinde örüldüğümde, / Bedenim senden gizli değildi.
16 Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni; / Bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden, / Hepsi senin kitabına yazılmıştı.
17 Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, / Sayıları ne çok!
18 Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam. / Uyanıyorum, hâlâ seninleyim.
19 Ey Tanrı, keşke kötüleri öldürsen! / Ey eli kanlı insanlar, uzaklaşın benden!
20 Çünkü senin için kötü konuşuyorlar, / Adını kötüye kullanıyor düşmanların.
21 Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden? / Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?
22 Onlardan tümüyle nefret ediyor, / Onları düşman sayıyorum.
23 Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi, / Sına beni, öğren kaygılarımı.
24 Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı, / Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda!
140
140. Mezmur
Müzik şefi için - Davut'un mezmuru
1 Ya RAB, kurtar beni kötü insandan, / Koru beni zorbadan.
2 Onlar yüreklerinde kötülük tasarlar, / Savaşı sürekli körükler,
3 Yılan gibi dillerini bilerler, / Engerek zehiri var dudaklarının altında. [Sela]
4 Ya RAB, sakın beni kötünün elinden, / Koru beni zorbadan; / Bana çelme takmayı tasarlıyorlar.
5 Küstahlar benim için tuzak kurdu, / Haydutlar ağ gerdi; / Yol kenarına kapan koydular benim için. [Sela]
6 Sana diyorum, ya RAB: "Tanrım sensin." / Yalvarışıma kulak ver, ya RAB.
7 Ya Rab Yahve, güçlü kurtarıcım, / Savaş gününde başımı korudun.
8 Kötülerin dileklerini yerine getirme, ya RAB, / Tasarılarını ileri götürme! / Yoksa gurura kapılırlar. [Sela]
9 Beni kuşatanların başını, / Dudaklarından dökülen fesat kaplasın.
10 Kızgın korlar yağsın üzerlerine! / Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar, / Bir daha kalkamasınlar.
11 İftiracılara ülkede hayat kalmasın, / Felaket zorbaları amansızca avlasın.
12 Biliyorum, RAB mazlumun davasını savunur, / Yoksulları haklı çıkarır.
13 Kuşkusuz, doğrular senin adına şükredecek, / Dürüstler senin huzurunda oturacak.
141
141. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Seni çağırıyorum, ya RAB, yardımıma koş! / Sana yakarınca sesime kulak ver!
2 Duam önünde yükselen buhur gibi, / El açışım akşam sunusu gibi kabul görsün!
3 Ya RAB, ağzıma bekçi koy, / Dudaklarımın kapısını koru!
4 Yüreğim kötülüğe eğilim göstermesin, / Suç işleyenlerin fesadına bulaşmayayım; / Onların nefis yemeklerini tatmayayım.
5 Doğru insan bana vursa, iyilik sayılır, / Azarlasa, başa sürülen yağ gibidir, / Başım reddetmez onu. / Çünkü duam hep kötülere karşıdır.
6 Önderleri kayalardan aşağı atılınca, / Dinleyecekler tatlı sözlerimi.
7 Sürülüp yarılmış toprak gibi, / Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
8 Ancak gözlerim sende, ya Rab Yahve, / Sana sığınıyorum, beni savunmasız bırakma!
9 Koru beni kurdukları tuzaktan, / Suç işleyenlerin kapanlarından.
10 Ben güvenlik içinde geçip giderken, / Kendi ağlarına düşsün kötüler.
142
142. Mezmur
Davut'un maskili - Mağaradayken ettiği dua
1 Yüksek sesle yakarıyorum RAB'be, / Yüksek sesle RAB'be yalvarıyorum.
2 Önüne döküyorum yakınmalarımı, / Önünde anlatıyorum sıkıntılarımı.
3 Bunalıma düştüğümde, / Gideceğim yolu sen bilirsin. / Tuzak kurdular yürüdüğüm yola.
4 Sağıma bak da gör, / Kimse saymıyor beni, / Sığınacak yerim kalmadı, / Kimse aramıyor beni.
5 Sana haykırıyorum, ya RAB: / "Sığınağım, / Yaşadığımız bu dünyada nasibim sensin" diyorum.
6 Haykırışıma kulak ver, / Çünkü çok çaresizim; / Kurtar beni ardıma düşenlerden, / Çünkü benden güçlüler.
7 Çıkar beni zindandan, / Adına şükredeyim. / O zaman doğrular çevremi saracak, / Bana iyilik ettiğin için.
143
143. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Duamı işit, ya RAB, / Yalvarışlarıma kulak ver! / Sadakatinle, doğruluğunla yanıt ver bana!
2 Kulunla yargıya girme, / Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.
3 Düşman beni kovalıyor, / Ezip yere seriyor. / Çoktan ölmüş olanlar gibi, / Beni karanlıklarda oturtuyor.
4 Bu yüzden bunalıma düştüm, / Yüreğim perişan.
5 Geçmiş günleri anıyor, / Bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor, / Ellerinin işine bakıp dalıyorum.
6 Ellerimi sana açıyorum, / Canım kurak toprak gibi sana susamış. [Sela]
7 Çabuk yanıt ver bana, ya RAB, / Tükeniyorum. / Çevirme benden yüzünü, / Yoksa ölüm çukuruna inen ölülere dönerim.
8 Sabahları duyur bana sevgini, / Çünkü sana güveniyorum; / Bana gideceğim yolu bildir, / Çünkü duam sanadır.
9 Düşmanlarımdan kurtar beni, ya RAB; / Sana sığınıyorum.
10 Bana istemini yapmayı öğret, / Çünkü Tanrım'sın benim. / Senin iyi Ruhun, / Düz yolda bana öncülük etsin!
11 Ya RAB, adın uğruna yaşam ver bana, / Doğruluğunla kurtar beni sıkıntıdan.
12 Sevginden ötürü, / Öldür düşmanlarımı, / Yok et bütün hasımlarımı, / Çünkü senin kulunum ben.
144
144. Mezmur
Davut'un mezmuru
1 Ellerime vuruşmayı, / Parmaklarıma savaşmayı öğreten / Kayam RAB'be övgüler olsun!
2 O'dur benim vefalı dostum, kalem, / Kurtarıcım, kulem, / Kalkanım, O'na sığınırım; / O'dur halkları bana boyun eğdiren!
3 Ya RAB, insan ne ki, onu gözetesin, / İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?
4 İnsan bir soluğu andırır, / Günleri geçici bir gölge gibidir.
5 Ya RAB, gökleri yar, aşağıya in, / Dokun dağlara, tütsünler.
6 Şimşek çaktır, dağıt düşmanı, / Savur oklarını, şaşkına çevir onları.
7 Yukarıdan elini uzat, kurtar beni; / Çıkar derin sulardan, / Al eloğlunun elinden.
8 Onların ağzı yalan saçar, / Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.
9 Ey Tanrı, sana yeni bir ezgi söyleyeyim, / Seni on telli çenkle, ilahilerle öveyim.
10 Sensin kralları zafere ulaştıran, / Kulun Davut'u kötülük kılıcından kurtaran.
11 Kurtar beni, özgür kıl / Eloğlunun elinden. / Onların ağzı yalan saçar, / Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.
12 O zaman gençliğinde / Sağlıklı yetişen fidan gibi olacak oğullarımız, / Sarayın oymalı sütunları gibi olacak kızlarımız.
13 Her türlü ürünle dolup taşacak ambarlarımız; / Binlerce, on binlerce yavrulayacak / Çayırlarda davarlarımız.
14 Semiz olacak sığırlarımız; / Surlarımıza gedik açılmayacak, / İnsanlarımız sürgün edilmeyecek, / Meydanlarımızda feryat duyulmayacak!
15 Ne mutlu bunlara sahip olan halka! / Ne mutlu Tanrısı RAB olan halka!
145
145. Mezmur
Davut'un övgü ilahisi
1 Ey Tanrım, ey Kral, seni yücelteceğim, / Adını sonsuza dek öveceğim.
2 Seni her gün övecek, / Adını sonsuza dek yücelteceğim.
3 RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır, / Akıl ermez büyüklüğüne.
4 Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak, / Güçlü işlerin duyurulacak.
5 Düşüneceğim harika işlerini, / İnsanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak.
6 Yaptığın müthiş işlerin gücünden söz edecekler, / Ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.
7 Eşsiz iyiliğinin anılarını kutlayacak, / Sevinç ezgileriyle övecekler doğruluğunu.
8 RAB lütufkar ve sevecendir, / Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
9 RAB herkese iyi davranır, / Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.
10 Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB, / Sadık kulların sana övgüler sunar.
11 Krallığının yüceliğini anlatır, / Kudretini konuşur;
12 Herkes senin gücünü, / Krallığının yüce görkemini bilsin diye.
13 Senin krallığın sonsuz bir krallıktır, / Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer. / RAB verdiği bütün sözleri tutar, / Her davranışı sevgi doludur.
14 RAB her düşene destek olur, / İki büklüm olanları doğrultur.
15 Herkesin umudu sende, / Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.
16 Elini açar, / Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.
17 RAB bütün davranışlarında adil, / Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
18 RAB kendisini çağıran, / İçtenlikle çağıran herkese yakındır.
19 Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların, / Feryatlarını işitir, onları kurtarır.
20 RAB korur kendisini seven herkesi, / Yok eder kötülerin hepsini.
21 RAB'be övgüler sunsun ağzım! / Bütün canlılar O'nun kutsal adına, / Sonsuza dek övgüler dizsin.
146
146. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / Ey gönlüm, RAB'be övgüler sun.
2 Yaşadıkça RAB'be övgüler sunacak, / Var oldukça Tanrım'a ilahiler dizeceğim.
3 Önderlere, / Sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.
4 O son soluğunu verince toprağa döner, / O gün tasarıları da biter.
5 Ne mutlu yardımcısı Yakup'un Tanrısı olan insana, / Umudu Tanrısı RAB'de olana!
6 Yeri göğü, / Denizi ve içindeki her şeyi yaratan, / Sonsuza dek sadık kalan,
7 Ezilenlerin hakkını alan, / Açlara yiyecek sağlayan O'dur. / RAB tutsakları özgür kılar,
8 Körlerin gözünü açar, / İki büklüm olanları doğrultur, / Doğruları sever.
9 RAB garipleri korur, / Öksüze, dul kadına yardım eder, / Kötülerin yolunuysa saptırır.
10 RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon, / Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek. / RAB'be övgüler sunun!
147
147. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / Ne güzel, ne hoş Tanrımız'ı ilahilerle övmek! / O'na övgü yaraşır.
2 RAB yeniden kuruyor Yeruşalim'i, / Bir araya topluyor İsrail'in sürgünlerini.
3 O kırık kalplileri iyileştirir, / Yaralarını sarar.
4 Yıldızların sayısını belirler, / Her birini adıyla çağırır.
5 Rabbimiz büyük ve çok güçlüdür, / Sınırsızdır anlayışı.
6 RAB mazlumlara yardım eder, / Kötüleri yere çalar.
7 RAB'be şükran ezgileri okuyun, / Tanrımız'ı lirle, ilahilerle övün.
8 O'dur gökleri bulutlarla kaplayan, / Yeryüzüne yağmur sağlayan, / Dağlarda ot bitiren.
9 O yiyecek sağlar hayvanlara, / Bağrışan kuzgun yavrularına.
10 Ne atın gücünden zevk alır, / Ne de insanın yiğitliğinden hoşlanır.
11 RAB kendisinden korkanlardan, / Sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.
12 RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim! / Tanrın'a övgüler sun, ey Siyon!
13 Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar, / İçindeki halkı kutsar.
14 Sınırlarını esenlik içinde tutar, / Seni en iyi buğdayla doyurur.
15 Yeryüzüne buyruğunu gönderir, / Sözü çarçabuk yayılır.
16 Yapağı gibi kar yağdırır, / Kırağıyı kül gibi saçar.
17 Aşağıya iri iri dolu savurur, / Kim dayanabilir soğuğuna?
18 Buyruk verir, eritir buzları, / Rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.
19 Sözünü Yakup'a, / Kurallarını, ilkelerini İsrail'e bildirir.
20 Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu, / Onlar O'nun ilkelerini bilmezler. / RAB'be övgüler sunun!
148
148. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / Göklerden RAB'be övgüler sunun, / Yücelerde O'na övgüler sunun!
2 Ey bütün melekleri, O'na övgüler sunun, / Övgüler sunun O'na, ey bütün göksel orduları!
3 Ey güneş, ay, O'na övgüler sunun, / Övgüler sunun O'na, ey ışıldayan bütün yıldızlar!
4 Ey göklerin en yüce katı / Ve göklerin üstündeki sular, / O'na övgüler sunun!
5 RAB'bin adına övgüler sunsunlar, / Çünkü O buyruk verince, var oldular;
6 Bozulmayacak bir kural koyarak, / Onları sonsuza dek yerlerine oturttu.
7 Yeryüzünden RAB'be övgüler sunun, / Ey deniz canavarları, bütün enginler,
8 Şimşek, dolu, kar, bulutlar, / O'nun buyruğuna uyan fırtınalar,
9 Dağlar, bütün tepeler, / Meyve ağaçları, sedir ağaçları,
10 Yabanıl ve evcil hayvanlar, / Sürüngenler, uçan kuşlar,
11 Yeryüzünün kralları, bütün halklar, / Önderler, yeryüzünün bütün yöneticileri,
12 Delikanlılar, genç kızlar, / Yaşlılar, çocuklar!
13 RAB'bin adına övgüler sunsunlar, / Çünkü yalnız O'nun adı yücedir. / O'nun yüceliği yerin göğün üstündedir.
14 RAB kendi halkını güçlü kıldı, / Bütün sadık kullarına, / Kendisine yakın olan halka, / İsrailoğulları'na ün kazandırdı. / RAB'be övgüler sunun!
149
149. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / RAB'be yeni bir ezgi söyleyin, / Sadık kullarının toplantısında / O'na övgüler yükseltin!
2 İsrail Yaratıcısı'nda sevinç bulsun, / Siyon halkı Kralları'yla coşsun!
3 Dans ederek övgüler sunsunlar O'nun adına, / Tef ve lir çalarak O'nu ilahilerle övsünler!
4 Çünkü RAB halkından hoşlanır, / Alçakgönüllüleri zafer tacıyla süsler.
5 Bu onurla mutlu olsun sadık kulları, / Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!
6 Ağızlarında Tanrı'ya yüce övgüler, / Ellerinde iki ağızlı kılıçla
7 Uluslardan öç alsınlar, / Halkları cezalandırsınlar,
8 Krallarını zincire, / Soylularını prangaya vursunlar!
9 Yazılan kararı onlara uygulasınlar! / Bütün sadık kulları için onurdur bu. / RAB'be övgüler sunun!
150
150. Mezmur
1 RAB'be övgüler sunun! / Kutsal katında Tanrı'ya övgüler sunun! / Övgüler sunun O'na, gücünü gösteren göklerde!
2 Övgüler sunun O'na güçlü işleri için! / Övgüler sunun O'na eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde!
3 Boru çalarak O'na övgüler sunun! / Çenkle ve lirle O'na övgüler sunun!
4 Tef ve dansla O'na övgüler sunun! / Saz ve kavalla O'na övgüler sunun!
5 Zillerle O'na övgüler sunun! / Çınlayan zillerle O'na övgüler sunun!
6 Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun! / RAB'be övgüler sunun!