1 Ulu Kral Artakserkses'in krallığının ikinci yılında, Nisan'ın ilk gününde, Benyamin oymağından Kiş oğlu, Şimi oğlu, Yair oğlu Mordekay bir düş gördü.
2 Kendisi Sus'ta yaşayan bir Yahudi idi ve kralın sarayında önemli bir görevi vardı.
3 Babil Kralı Nebukadnessar'ın, Yahuda Kralı Yehoyakin'le birlikte Yeruşalim'den sürgün ettiği tutsaklardan biriydi.
4 Gördüğü düş şöyleydi: "Bağrışmalar ve gürültüler vardı, gök gürlüyordu. Depremler ve tüm dünyada kargaşa vardı.
5 Ardından iki büyük ejderha göründü. Her ikisi de kavgaya hazırdı ve kükredi.
6 Onları duyunca uluslar iyilerin ulusuna karşı savaşmaya hazırlandı.
7 O gün karanlıktı, herkesin gönlü daralmıştı. Her yer kaygı ve acı doluydu, dünyada işkence ve büyük karışıklık vardı.
8 Doğru kişilerin ulusu, kendisini bekleyen kötülüklerin korkusu içinde dehşete kapılmıştı ve ölüme hazırlanarak Tanrı'ya yalvarmıştı.
9 Sonra bu yakarıştan küçük bir pınardan geliyormuş gibi büyük bir ırmak doğdu, sel gibi su aktı.
10 Güneş yükselirken her yer aydınlandı ve güçsüzler gelişip kudretlileri yuttu."
11 Tanrı'nın tasarılarını gördüğü bu düşten uyanan Mordekay konuyu uzun uzun düşündü, bunun anlamını irdelemek için gün boyunca uğraştı.
12 Mordekay sarayda kralın iki harem ağası Bigtan ve Tereş'le birlikte oturuyordu.
13 Onların amacını sezdi ve çevirdikleri entrikayı açığa vurdu. Kral Artakserkses'in canına gizlice kıymaya kalkışacaklarını öğrenince, kralı, onlara karşı uyardı.
14 Kral iki harem ağasına işkence yapılmasını buyurdu. Onlar da her şeyi açığa vurdu ve idam edildiler.
15 Ardından kral tüm bu olayları tarihe kaydettirdi. Öte yandan Mordekay da olup bitenleri yazdı.
16 Bunun üzerine kral Mordekay'ı bir göreve atadı, onu armağanlarla ödüllendirdi.
17 Ama Agaklı Hammedata'nın oğlu Haman kralın iki harem ağasının öcünü almaya karar verdi; kral Haman'ı çok kayırıyordu.
2
1 O günlerde Artakserkses vardı. Artakserkses'in imparatorluğu Hin-distan'dan Habeşistan'a dek uzanıyordu ve yüz yirmi yedi ili kapsıyordu.
2 O günlerde Kral Artakserkses Sus Kalesi'nde tahtında oturuyordu.
3 Krallığının üçüncü yılında tüm yöneticiler, bakanlar, Pers ve Med ordusu komu-tanları, soylular ve il valileri için sarayında bir şölen verdi.
4 Böylece imparatorluğunun zenginlik ve görkemini, krallığının büyük gösterişini ve ününü göz önüne serdi. Şenlikler uzun süre sürdü, yüz seksen gün sürdü.
5 Bunun ardından kral sarayın yanındaki etrafı çitle çevrili yerde, Sus Kalesi'nde yaşayan önemli ya da önemsiz tüm kişiler için yedi gün süren bir şölen verdi.
6 Mermer sütunlar üzerindeki gümüş halkalara, ince ketenden ve açık mor iplikten yapılmış sicimlere beyaz ve mor asmalar bağlanmıştı. Somaki, mermer, sedef ve değerli taşlarla döşenmiş olan yol altın ve gümüş katmanlarla kaplıydı.
7 İçkiler çeşitli altın bardaklarda içiliyordu ve kralın cömertliğine uygun olarak şarabı çok boldu.
8 Bu ortamda kralın buyruğuna uygun olarak içki içmek zorunlu değildi. Kralın buyruğu uyarınca, evdeki yardımcılar her konuğa istediği gibi davranıyorlardı.
9 Kral Artakserkses'in sarayındaki kadınlar için Kraliçe Vaşti de bir şölen vermişti.
10 Yedinci gün şarap içip keyiflenen Kral Artakserkses buyruğunda olan yedi harem ağası Mehuman, Bizta, Harvona, Bigta, Avagta, Zetar ve Karkas'a Kraliçe Vaşti'yi kraliçelik tacı ile huzuruna getirmelerini buyurdu.
11 Kraliçe Vaşti çok güzeldi ve kral halkın ve yöneticilerin onun güzelliğini sey-retmesini istiyordu.
12 Ama Kraliçe Vaşti harem ağalarının bildirdikleri kralın buyruğuna uymayı reddetti. Kral çok öfkelendi ve kızgınlığı gittikçe arttı.
13 Kral yasaları bilen bilge kişilere danıştı, çünkü görenek kralı ilgilendiren konularda deneyimli avukatlara ve hukukçulara başvurulmasını gerektiriyordu.
14 Kral, Karşena, Şetar, Admata, Tarşiş, Meres, Marsena ve Memukan'ı çağırttı. Pers ülkesi ile Medyanın bu yedi yöneticisi ülkede en yüksek görevlerde bulunuyordu ve kralın huzuruna çıkmakta kendilerine ayrıcalık tanınıyordu.
15 Kral onlara sordu: "Yasa uyarınca, harem ağaları tarafından kendisine bildirilen Kral Artakserkses'in buyruğuna uymayan Kraliçe Vaşti'ye ne yapmak gerek?"
16 Kralın ve yöneticilerin önünde Memukan şu yanıtı verdi: "Vaşti salt krala değil, aynı zamanda Kral Artakserkses'in illerinde yaşayan tüm yöneticilere ve uluslara zarar verdi.
17 Tüm kadınlar kraliçenin davranışını yakında öğrenecek ve bu davranış kocalarını küçük görmeleri için onları yüreklendirecek. Çünkü şöyle diyecekler: 'Kral Artakserkses Kraliçe Vaşti'ye huzuruna gelmesini buyurdu ve o gelmedi.'
18 Tüm Pers ve Med yöneticilerinin eşleri kraliçenin yanıtını bugün duyacaklar ve kralın yöneticileriyle aynı şekilde konuşmaya başlayacaklar. Bunun anlamı da küçük görme ve öfkedir.
19 Kral isterse, bir bildiri yayınlasın ve bu bildiri değişmez biçimde Persler'le Medler'in yasalarına eklensin. Buna göre Vaşti Kral Artakserkses'in huzuruna bir daha hiç çıkmayacaktır ve kral, kraliçe olarak bu yere daha yaraşır bir kadın seçecektir.
20 Kralın bildirisi krallığının her tarafında okunsun. Böylece tüm kadınlar -soylusu ya da halktan olanı- bundan böyle kocalarının yetkisini kabul edecekler ve kocalarına boyun eğeceklerdir."
21 Bu sözler kralın hoşuna gitti ve yöneticilerle kral Memukan'ın önerisine uydu.
22 Krallığın tüm illerine mektuplar gönderildi, her ile kendi alfabesi ve her ulusa kendi diliyle yazıldı; böylece her kocanın kendi evinin efendisi olması sağlandı.
3
1 2 Bir süre sonra öfkesi dinen Artakserkses Vaşti'yi anımsadı. Onun nasıl davrandığını ve ona karşı alınan önlemleri anımsadı.
2 Kralı eğlendirmekle görevli arkadaşları şöyle dediler: "Kral için güzel kızlar seçilsin.
3 Kral ülkenin tüm illerinde memurlar atasın. Onlar da tüm güzel, el değmemiş kızları Sus Kalesi'ne getirsinler ve kralın harem ağası Hegay haremde onlardan sorumlu olsun. Çünkü kadınları o gözetir. Hegay süslenmeleri için kızlara yardımcı olsun.
4 Kralın hoşuna giden kız Vaşti'nin yerine kraliçe olsun." Bu öneriden memnun olan kral ona göre davrandı.
5 Sus Kalesi'nde, Benyamin oymağından Kiş oğlu, Şimi oğlu, Yair oğlu Mordekay adında bir Yahudi oturuyordu.
6 Kendisi Babil Kralı Nebukadnessar'ın, Yahuda Kralı Yehoyakin'le birlikte Yeruşalim'den sürgün ettiği tutsaklardan biriydi.
7 Mordekay, öbür adı Ester olan Hadassa'yı büyütmüştü. Mordekay'ın amcasının kızı olan Ester annesiyle babasını kaybetmişti. Ester'in gerek vücudu gerekse yüzü güzeldi ve annesiyle babası ölünce erişkinliğine dek Mordekay onu büyüttü.
8 Kralın bildirisi yayınlandıktan sonra çok sayıda genç kız Sus Kalesi'ne getirilip Hegay'a teslim edildi. Ester de kralın sarayına götürülüp kadınları gözeten Hegay'a teslim edildi.
9 Hegay Ester'i beğendi ve ona ayrıcalık tanıdı. Ester'e gardırobu için gerek-sinmesi olan tüm giysileri ve gereken tüm yiyecekleri sağladı. Bundan öte kralın evinden yedi özel hizmetçiyi de ona verdi ve Ester'le hizmetçilerini haremin en güzel bölümüne yerleştirdi.
10 Ester soyunu ya da akrabalarını açıklamadı, çünkü bu konuları açıklamasını Mordekay yasaklamıştı.
11 Mordekay her gün haremin avlusunun önünde bir aşağı bir yukarı yürüyor, Ester'in nasıl olduğu ve ona nasıl davranıldığı konusunda bilgi alıyordu.
12 Her genç kız sırası geldiğinde Kral Artakserkses'in huzuruna çıkacaktı. Kadınlara uygulanan tüzük uyarınca on iki aylık bir süre tanınmıştı. Bu süre içinde şu işler tamamlanıyordu: Altı ay kadınlara lavanta kokulu bir çeşit yağ sürülüyor ve geri kalan altı ay da genellikle kadınları güzelleştirmeye yarayan baharat ve losyonlar kullanılıyordu.
13 Her genç kız, kralın yanına girmeden, haremden istediğini alıp saraya götürebiliyordu.
14 Akşam üzeri kralın yanına giden genç kız ertesi sabah Şaaşgaz'ın yönetiminde olan başka bir hareme giriyordu. Kralın harem ağası Şaaşgaz odalıklardan sorumluydu. Krala görünen kadın bir daha kralın yanına girmezdi. Yalnız kralın beğendiği, adıyla çağırdığı kız yeniden onun yanına girebilirdi.
15 Ama Avihayil'in kızı olan ve Avihayil'in yeğeni Mordekay tarafından evlat edinilen Ester'e kralın huzuruna çıkma sırası gelince, o, kadınlardan sorumlu olan kralın harem ağası Hegay'dan ona verdiklerinden başka bir şey istemedi. Ester kısa zamanda onu gören tüm insanların hayranlığını kazandı.
16 Tevet adını taşıyan onuncu ayda, Kral Artakserkses'in kral oluşunun yedinci yılında Ester saraya götürüldü.
17 Kral Ester'i öbür kızlardan daha çok beğendi; öbür kızlardan hiç birini o denli onaylamadı ve onlara o denli ayrıcalık tanımadı. Böylece kral tacı Ester'e giydirdi ve Vaşti'nin yerine kraliçe olduğunu bildirdi.
18 Ardından kral büyük bir şölen verdi. Ester'in şöleninde tüm yöneticiler ve bakanlar bulundu. Kral tüm illerde bayram olduğunu bildirdi ve krala yaraşır cömertlikte büyük armağanlar dağıttı.
19 Öbür kızlar gibi Ester de hareme yerleşti.
20 Akrabalarını ya da soyunu açıklamamıştı. Mordekay'ın buyruklarını uyguluyordu, onu büyüttüğü günlerde olduğu gibi Mordekay'ın sözünden dışarı çıkmıyordu.
21 O günlerde Mordekay kralın kapı görevlisiyken, kapı eşiği nöbetçilerinden olan ve durumlarından memnun olmayan kralın harem ağalarından Bigtan ve Tereş Kral Artakserkses'i öldürmek amacıyla bir suikast tasarlıyorlardı.
22 Durumu öğrenen Mordekay Kraliçe Ester'e bu konuda bilgi verdi; o da Mordekay'ın söylediklerini krala açıkladı.
23 Konu araştırıldı ve doğru olduğu anlaşıldı. İki suikastçı darağacına asıldı ve olaylar kralın huzurunda tarih kitabına kaydedildi.
4
1 Kısa bir süre sonra Kral Artakserkses, Agaklı Hammedata'nın oğlu Haman'ı daha yüksek bir göreve atadı. Onu öbür devlet memurlarından, iş arkadaşlarından daha üstün kıldı.
2 Ondan öte kral, saray kapısında çalışan tüm memurların başlarını eğerek Haman'ı selamlamalarını ve ona secde etmelerini buyurdu. Mordekay ba-şını eğerek selam vermeyi reddetti.
3 Kralın kapı görevlileri Mordekay'a, "Kralın buyruğuna niçin karşı geliyorsun?" diye sordular.
4 Görevliler bu soruyu her gün Mordekay'a yönelttiler, ama o, onları önemsemedi. Sonunda görevliler olup biteni Haman'a bildirdiler, çünkü Mordekay Yahudi olduğunu onlara söylemişti ve böyle davranmayı sürdürüp sürdüremeyeceğini bilmek istiyorlardı.
5 Mordekayın başını eğerek ona selam vermediğini ve huzurunda secde etmediğini görünce, Haman büyük öfkeye kapıldı.
6 Mordekay'ın hangi soydan geldiği kendisine söylenince, Haman Mordekay'ı öldürmekle yetinmemeye ve Mordekay'ın soyundan gelen tüm insanları, yani Yahudileri, Artakserkses'in imparatorluğunda ortadan kaldırmaya karar verdi.
7 Kral Artakserkses'in krallığının on ikinci yılında, ilk ayda, yani Nisan ayında, gün ve ayın belirlenmesi için Haman'ın önünde pur, yani kura çektiler. Kura, Adar adındaki on ikinci aya düştü.
8 Haman Kral Artakserkses'e şöyle dedi: "Krallığınızın illerinde, öbür ulusların arasına dağılmış ve onlarla bağdaşmayan bir ulus var. Yasaları tüm öbür uluslardan ayrıdır ve kralın bildirilerini önemsemiyorlar. Bu nedenle onlara katlanmak kralın çıkarlarına uygun değildir.
9 Kral onların yok edilmesini buyurmak isterse, kral adına vergi toplayan görevlilere kralın hazinesi için on bin gümüş para ödemeye hazırım."
10 Ardından kral mühür yüzüğünü parmağından çıkartıp Yahudiler'e işkence eden Agaklı Hammedata'nın oğlu Haman'a verdi.
11 Kral ona şöyle dedi: "Paran sende kalsın, bu insanlar da senin olsun; onlara ne istersen yap."
12 İlk ayın on üçüncü günü kralın yazmanları çağrıldı ve kralın prensleri, tüm illeri yöneten valileri ve tüm ulusların önde gelen kişileri için Haman'ın gönderdiği buyruğun kopyaları çoğaltıldı. Buyruk her ile kendi alfabesiyle yazılmıştı ve her ulus için kendi dili kullanılmıştı. Kral Artakserkses adına imzalanmıştı ve onun yüzüğünün mührünü taşıyordu.
13 Krallığın tüm illerine ulaklarla mektuplar gönderildi. Bu mektuplar, Adar adını taşıyan on ikinci ayın on üçüncü gününde, genç, yaşlı, kadın ve çocuk tüm Yahudiler'in yıkımını, kılıçtan geçirilip yok edilmesini, varlıklarına da el konulmasını buyuruyordu.
1 Mektubun metni şöyleydi: "Büyük Kral Artakserkses'ten Hindistan'dan Habeşistan'a dek uzanan yüz yirmi yedi ilin valilerine ve onların buyruğundaki şube müdürlerine:
2 "Tüm dünyayı yönettiğimden ve yetkili bir görevde bulunduğumdan, gücün neden olduğu küstahlığa asla kendimi kaptırmamaya karar vermiş bulunuyorum. Ölçülü biçimde sevecenlikle yönetmek istiyorum. Böylece uyruğuma bunalımdan uzak bir yaşam sağlamak, krallığıma uygarlığın yararlarını sunmak, bir uçtan bir uca herkesin özgürce rahat geçmesini olası kılmak, tüm insanların istediği barışı yeniden sağlamak istiyorum.
3 "Bu amaca nasıl ulaşabileceğim konusunda danışmanlarımla görüştüm. Onların arasından Haman bana bilgi verdi. Kendisi kraldan sonra en yetkili kişidir, sağduyusu ile ünlüdür, şaşmaz bağlılığını ve sarsılmaz güvenilirliğini kanıtlamıştır.
4 Haman'ın bana bildirdiğine göre, kötü huylu bazı insanlar dünyanın tüm oymakları arasına karışmıştır. Onlar yasalarıyla tüm uluslara karşıdırlar ve kralın buyruklarına karşı koymaktadırlar. Onların davranışları, herkesin iyiliği için sür-dürdüğümüz devlet yönetimine engel olmaktadır.
5 "Bu durumda anlaşılacağı gibi, kendi türünde tek olan bu kişiler tüm insanlığa kesinlikle karşıdır, çünkü kendi tuhaf yasalarıyla onlardan ayrılmaktadır. Bu kişiler çıkarlarımızın düşmanıdır ve en tiksindirici suçlan işlemektedirler. O denli ki, krallığın sarsılmazlığını tehlikeye sokmaktadırlar.
6 Buyruğumuz şudur ki, çıkarlarımızı koruyan ve bizler için ikinci bir baba olan Haman'ın yazdığı mektuplarda belirtilen kişiler, kadın ve çocuklarla beraber, tümüyle düşmanları tarafından kılıçtan geçirilecektir. Onların kökü kurutulacaktır. Kimse onlara acımayacak, onları bağışlamayacaktır ve bu olay bu yıl içinde, Adar adındaki on ikinci ayın on dördüncü gününde gerçekleşecektir.
7 Böylece geçmişteki ve bugünkü kötü huylu kişiler bir gün içinde zorla ölüler diyarı Hades'e atılacaklar. Bundan böyle devletimiz sarsılmaz biçimde yaşamını sürdürecek ve sonsuza dek barışa kavuşacaktır."
14 Her ilde yasa olarak bildirilecek bu buyruğun metni çeşitli uluslara gönderildi. Böylece yukarıda sözü geçen gün için tümü hazır olacaktı.
15 Kralın buyruğuna uyarak ulaklar hemen yola çıktı; buyruk ilk önce Sus Kalesi'ne bildirildi. Kral ve Haman bol bol yiyip içerken, Sus Kalesi'nde halk dehşete kapılmıştı.
5
1 Olup bitenleri öğrenince Mordekay giysilerini yırttı, çula sarınıp kül içinde dolaştı. Ardından yüksek sesle acı içinde feryat ederek kenti baştan aşağı dolaştı.
2 Sonra sarayın kapısına geldi. Çula sarınmış bir kişinin oraya girmesi yasaktı.
3 Her ilde kralın buyruğu okunduktan sonra Yahudiler büyük yas tuttular, ağlayıp feryat ettiler, oruç tuttular ve çoğu çula sarınıp kül içinde dolaştı.
4 Hizmetçileriyle harem ağaları olup bitenleri ona anlatınca Kraliçe Ester son derece üzüldü. Çulunu çıkartması için Mordekay'a giysiler gönderdi, ama o bunları reddetti.
5 Ardından Ester kralın atadığı bir harem ağası olan Hatak'ı çağırttı. Mordekay'a gitmesini, neler olup bittiğini ona sormasını ve niçin böyle davrandığını öğrenmesini istedi.
6 Hatak hâlâ kentin ortasına açılan kapının önünde olan Mordekay'ın yanına gitti.
7 Mordekay olup bitenleri ona anlattı ve Haman'ın, Yahudileri yok etmek için, bedel olarak kralın hazinesine para ödemeyi önerdiğini söyledi.
8 Ester'e göstermesi için, Sus'ta yayımlanan ve Yahudilerin kökünün kurutulmasını isteyen buyruğun bir kopyasını ona verdi. Bundan başka Mordekay Ester'e haber gönderdi, kralı görmesini, ondan yardım dilemesini ve kendi soyu için krala yalvarmasını istedi. Mordekay Ester'e şöyle dedi: "Eski gösterişsiz yaşantını anımsa, o günlerde ben seni elimle besliyordum. Krallığın ikinci adamı Haman hepimizin ölümü için krala başvurdu. Rabbi'ne dua et, bizim adımıza kralla konuş ve bizleri ölümden kurtar!"
9 Hatak geri dönüp Mordekay'ın söylediklerini Ester'e bildirdi.
10 Ester de Mordekay'a şu haberi gönderdi:
11 "Kralın tüm kullarının ve illerinde yaşayan halkın bildiği gibi, oraya çağrılmadan sarayın iç kısmında krala yaklaşan bir erkek ya da kadın ölümle cezalandırılır; olmaya ki kral, altın asası ile onu göstererek yaşamını ba-ğışlasın. Son otuz gün içinde kral beni çağırmış değil."
12 Ester'in bu sözleri Mordekay'a bildirilince,
13 o da şu yanıtı verdi: "Kralın sarayında olduğun için kurtulacak olan tek Yahudi olacağını sanma.
14 Hayır, böyle bir zamanda susmakta direnirsen, yardım ve kurtuluş Yahudilere başka bir yerden gelecektir, ancak gerek sen gerekse babanın soyu yok olacaktır. Kim bilir? Belki de özellikle böyle bir ortamda tahta çıktın."
15 Bunun üzerine Ester, Mordekay'a şu yanıtı gönderdi:
16 "Şimdi git ve Sus'taki tüm Yahudileri topla. Benim için oruç tutun, üç gün süreyle gece gündüz yemeyin ve içmeyin. Bana gelince, hizmetçilerimle birlikte aynı orucu tutacağım. Ardından yasaya karşın krala gideceğim, ölürsem ölürüm."
17 Mordekay oradan ayrılıp Esterin söylediklerini yaptı.
1 Bundan sonra, Rabbin tüm olağanüstü eserlerini anımsayarak Mordekay şöyle dua etti:
2 "Rabbim, saltanat süren sensin, Her şeyin Efendisi sensin, Senin gücün her şeyi yönetir, Sen İsrail'i kurtarmayı dilersen, Hiç kimse sana karşı koyamaz.
3 Evet, sen gökyüzünü ve yeryüzünü yarattın, Gökyüzünün altında var olan Tüm doğaüstü şeyleri sen yarattın.Tüm var olanların Rabbi sensin, Kimse sana karşı direnemez, Rabbim.
4 Sen her şeyi bilirsin; Sen biliyorsun, Rabbim, biliyorsun ki, Beni böyle davranmaya zorlayan, Küstahlık, haddini bilmezlik, boş gurur değildir; Büyüklük taslayan Haman'ı başımı eğerek Selamlamayı reddetmem bu nedenlerle değildir. İsrail'in güvenliği söz konusu olunca seve seve ayaklarını öperim.
5 Ancak böyle davranmamın nedeni Bir insanın yüceliğini Tanrı'nın ululuğundan üstün tutmamak içindir. Rabbim, ben ancak sana başımı eğerek selam veririm, Ama kullarına asla; Bunu yapmayı reddettiğim zaman Büyüklük taslamıyorum.
6 Şimdi, Rabbim, Tanrım, Kralım, İbrahim'in Tanrısı, Ulusunun canını bağışla! Çünkü insanlar yıkımımızı istiyor, Senin eski mirasını yok etmeyi tasarlıyor.
7 Mirasını gözden kaçırma, Onun bedelini verip Mısır ülkesinden geri aldın.
8 Yakarışımı dinle, Mirasını bağışla, Acımızı sevince çevir. Böylece Rabbim, adına ezgiler okumak için yaşarız; Dudaklarından dökülen sözlerle seni öven kişilerin yok olmasına izin verme."
9 Tüm İsrail var gücüyle haykırdı, çünkü ölümle karşı karşıya gelmişti.
10 Amansız bir tehlike ile karşılaşan Kraliçe Ester de Rabbi'ne sığındı. Görkemli giysilerini çıkartıp yas elbiselerini giydi. Pahalı kokular yerine başına kül ve gübre döktü. Vücuduna kötü davrandı, onu güçsüz duruma soktu. Başından koparttığı lüle lüle saçlar yerlerde döküntü halindeydi. Oysa eskiden aynı çevrede mutlu ve zarif bir kadındı.İsrail'in Rabbi'ne, Tanrısına şu sözlerle yalvardı:
11 "Rabbim, kralım, yalnız sen varsın, Bana yardım edecek bir sen varsın; Bana yardım et, çünkü yalnızım, Hayatımı tehlikeye atmak üzereyim.
12 Küçükten beri ailemle beraberken bana öğrettiklerine göre, Rabbim, sen tüm uluslar arasında İsrail'i seçtin, Eski zamanlarda yaşamış olan Tüm uluslar arasında atalarımızı seçtin; Bizler sonsuza dek senin mirasın olacaktık; Onlara söz verdiğin biçimde davrandın.
13 "Ama biz sana karşı günah işledik Ve sen bizi düşmanlarımıza teslim ettin. Çünkü biz onların tanrılarına tapındık.Rabbim, sen doğrusun.
14 Ama köleliğimizin acısı Onlara hâlâ yetmedi! Kendi elleriyle putların elini tuttular, Senin dudaklarından çıkan buyrukları kaldırmak için, Senin mirasını ortadan silmek için, Seni öven ağızları susturmak için, Sunağını ve evinin ululuğunu söndürmek için,
15 Onun yerine putperestlerin ağzını açmak için, Değersiz putları övüp Etten ve kemikten bir kralı sonsuza dek putlaştırmak için.
16 "Rabbim, asanı var olmayan yaratıklara teslim etme, İnsanların yıkımımıza bakıp bizimle alay etmelerine Asla izin verme. Tasarılarını onlara karşı çevir, Bize karşı saldırıyı yöneten kişi sayende herkese örnek olsun.
17 "Anımsa bizi, Rabbim; Tehlikeli günler yaşadığımız zaman Verdiğin ilhamla kendini bildir. Bana gelince, beni yüreklendir, Sen ki tanrıların kralısın ve tüm güçlerin Efendisisin.
18 Aslanla karşılaştığım zaman Sen bana kandırıcı sözler ilham et; Duygularını değiştir, düşmanlarımızdan nefret etsin, Böylece düşmanlarımızın ve ona benzeyen herkesin sonu gelsin.
19 Bize gelince, gücünle bizi kurtar, Bana yardım et, çünkü yalnızım, Senden başka kimsem yok, Rabbim.
20 "Sen her şeyi bilirsin, İnançsızların beni onurlandırmasından tiksindiğimi biliyorsun; Sünnetsizlerin, Herhangi bir yabancının yatağından nefret ettiğimi biliyorsun.
21 Sıkıntı içinde olduğumu biliyorsun, Yüksek görevimin simgesinden tiksindiğimi biliyorsun. Kralın sarayına girdiğim zaman bu simge alnımı kuşatıyor,
22 Pis bir paçavraymış gibi ondan tiksiniyorum, Boş zamanlarımda onu giymiyorum.
23 Cariyen Haman'ın sofrasında yemek yemedi, Kralın şölenlerinden hiç zevk almadı, Tanrıların onuruna bir kısmı yere dökülen şaraptan içmedi.
24 Bu önemli göreve getirildiği günden başlayarak bu güne dek Cariyen ancak senden zevk duydu, Rabbim, İbrahim'in Tanrısı.
25 "Ey Tanrım, senin gücün her şeye yeter, Umutsuzların sesini dinle, Bizi günah işleyenlerin elinden kurtar, Beni kaygımdan kurtar."
6
1 Üçüncü gün Ester duasını bitirdi, yakaran kişilerin giydiği yas giysisini çıkarttı ve görkemli giysiler giydi.
1 Olağanüstü güzel görünen Ester Tanrı'ya dua etti. Tanrı tüm insanları korur ve onları kurtarır. Ardından yanına iki hizmetçi aldı. Ester narin haliyle hizmetçilerden birinin koluna girmişti, ötekisi ise onunla yürüyor, yerde sürünen uzun eteğini taşıyordu.
2 Ester tüm güzelliğinin heyecanı ile gül rengindeydi, yüzü sevinç ve sevgiyle ışıl ışıl parıldıyordu; ama korkudan yüreği sıkışmıştı.
3 Bir çok kapıdan geçtikten sonra Ester kendisini kralın huzurunda buldu. Kral tahtında oturmuştu, altın ve değerli taşlarla parlayan devlet giysilerini giymişti. Korkunç bir görünüşü vardı.
4 Görkemli başını kaldıran kral, Ester'e çok öfkeli baktı. Kraliçe yere yıkıldı. Ester baygınlık geçiriyordu, yüzü bembeyaz olmuştu ve başını yanında duran hizmetçiye dayamıştı.
5 Ama Tanrı kralın yüreğinde değişiklik yapıp onu yumuşattı. Korkuyla tahtından fırlayan kral, Ester'i kollarının arasına aldı ve kendine gelinceye dek onu öylece tuttu. Yatıştırıcı sözlerle onu avuttu.
6 "Neler oluyor, Ester?" diye sordu, "Ben senin kardeşinim. Yürekli ol, sen ölmeyeceksin. Buyruğumuz halk içindir. Bana gel."
2 Altın asasını kaldıran kral onu Ester'in boynuna dayadı; sonra ona sarılıp şöyle dedi: "Benimle konuş."
101 Ester şöyle yanıt verdi: "Efendimiz, siz bana Tanrı'nın bir meleği gibi göründünüz ve görkeminiz yüreğimi kaygılandırdı. Çünkü, efendimiz, olağanüstü bir görünüşünüz var ve yüzünüz cana çok yakın."
102 Ama Ester konuşurken düşüp baygınlık geçirdi. Kral üzüldü ve beraberinde olan kişiler kraliçenin kendisine gelmesi için büyük çaba gösterdiler.
3 "Ne oluyor, Kraliçe Ester?" diye sordu kral, "Dileğini bildir, krallığımın yarısını bile istersen sana veririm."
4 Ester şöyle yanıt verdi: "Kendisi için hazırladığım şölene bugün Haman'la birlikte gelmek kralın hoşuna gider mi?"
5 Kral, "Haman derhal gelsin ve Ester'in dileği yerine getirilsin" dedi. Böylece kral ve Haman Ester'in hazırladığı şölene geldiler.
6 Şarap içerlerken kral yine Ester'e şöyle dedi: "İstediğini söyle, sana vereyim. Dileğini bildir, krallığımın yarısını bile istersen, o artık senindir."
7 Ester şöyle yanıt verdi: "Dileğim nedir? İstediğim nedir?
8 Kralın gözüne girdimse ve dileğimi verip istediğimi kabul etmek onu memnun ediyorsa, kral ve Haman yarın onlar için vereceğim şölene gelsinler, yarın da bu-gün gibi olacak."
9 Haman o gün sevinçli ve istekli durumda şölenden ayrıldı, ama saray kapısında Mordekay'ı görünce, aniden öfkelendi. Çünkü Mordekay onu görünce ayağa kalkmadığı gibi yerinden hiç kımıldamadı.
10 Ancak Haman kendini tuttu. Eve dönünce dostlarını ve eşi Zereş'i çağırttı.
11 Onlara göz kamaştıran zenginliğinden, sayısız çocuklarından, kralın onu onurlu bir göreve atamasından, kralın yöneticilerinden ve bakanlarından daha üstün olmasından söz etti.
12 Haman sözlerini şöyle sürdürdü: "Bundan da öte, Kraliçe Ester biraz önce beni ve kralı bir şölene davet etti, benden başkası çağrılı değildi ve daha iyisi beni ve kralı yarın vereceği şölene de çağırdı.
13 Ama bütün bunlardan bana ne, çünkü Yahudi Mordekay'ı sarayın kapısında otururken görüyorum."
14 Eşi Zereş ve tüm dostları ona şu şekilde yanıt verdi: "Yüksekçe bir darağacı kurdur ve Mordekay'ın orada asılmasını sabahleyin kraldan iste. Ardından hiç tasalanmadan kralla birlikte şölene git!" Haman bu öneriye çok sevindi ve hemen darağacını kurdurdu.
7
1 O gece kral uyuyamadı, kayıt defteriyle tarih kitabının getirilmesini ve ona okunmasını buyurdu.
2 Her ikisi, Kral Artakserkses'e suikast yapıp onu öldürmeyi tasarlayan iki harem ağasından söz ediyordu. Kapı eşiği nöbetçileri olarak görev yapan Bigtan ve Tereş adındaki bu iki harem ağasını Mordekay ele vermişti.
3 Kral şöyle sordu: "Bu yaptıklarından dolayı Mordekay nasıl onurlandırıldı ve hangi yüksek göreve atandı?" Kralla beraber olan kişiler şöyle yanıt verdiler: "Onun için hiç bir şey yapılmadı."
4 Ardından kral, "Yandaki odada görevli olan kimdir?" diye sordu. O sırada Haman kralın sarayının dıştaki odasına girmişti, hazırlattığı darağacına Mordekay'ın asılmasını isteyecekti.
6 Haman içeri girer girmez kral sözlerini sürdürerek ona şöyle sordu: "Kral, onurlandırmak istediği kişiye nasıl davranmalıdır?" "Kral kimi onurlandırmak iste-yecek, elbette ki beni?" diye düşünen Haman
7 şöyle yanıt verdi: "Kral birini onurlandırmak isterse,
8 kendi giydiği krallık giysilerini, kendi bindiği atı getirtsin, o kişiye krallık tacını giydirsin.
9 Giysiler ve at kralın en soylu komutanlarından birine verilmeli, o da kralın onurlandırmak istediği kişiye bu görkemli giysileri giydirmeli, onu ata bindirerek kentin alanında dolaştırmalı ve şöyle demeli: 'Kralın onurlandırmak istediği kişiye böyle davranmak gerekir.' "
10 Kral Haman'a şöyle dedi: "Çabuk ol, giysilerle atı al ve tüm söylediklerini saray kapısında çalışan Yahudi Mordekay için yap. Tüm söylediklerini gerçekleştir, asla hiç bir şey unutma."
11 Giysilerle atı alan Haman, bu görkemli giysileri Mordekay'a giydirip onu ata bindirdi ve onu kentin alanında dolaştırarak şöyle dedi: "Kralın onurlandırmak istediği kişiye böyle davranmak gerekir."
12 Ardından Mordekay saray kapısına döndü. Haman da tasalanarak ve yüzünü örterek çabucak eve döndü.
13 Eşi Zereş'e ve tüm dostlarına olup bitenleri anlattı. Eşi Zereş ve dostları şöyle dediler: "Mordekay'ın sayesinde başın belaya girdi; o Yahudi soyundansa, bundan böyle sen asla ondan üstün olamayacaksın. Tam tersine, öyle görünüyor ki onun sayesinde başına daha büyük belalar gelecek."
14 Onlar konuşurken, kralın harem ağaları çabucak geldi ve Haman'ı Ester'in şölenine götürdü.
8
1 Kral ve Haman şölende Kraliçe Ester'le birlikte oturuyorlardı.
2 Şarap içerlerken, ikinci gün yine kral Ester'e sordu: "İstediğin nedir, Kraliçe Ester? İstediğini sana vereceğim. Dileğini bildir, krallığımın yarısını bile istersen, o senindir."
3 Kraliçe Ester şöyle yanıt verdi: "Ey kralım, eğer gözünüze girdimse ve efendim diliyorsa, hayatımı bağışlayın. İstediğim budur; ulusumun yaşamını bağışlayın, dileğim de budur.
4 Çünkü ben ve ulusum yok olup kılıçtan geçirileceğiz ve kökümüz kurutulacaktır. Salt köle ve hizmetçi kızı olmak zorunda olsaydık, sesimizi çıkartmazdım, ama bu ortamda, işkenceyi yöneten kişi kralın uğramak üzere olduğu büyük kaybı karşılayamayacak."
5 Kraliçe Ester'in sözünü kesen Kral Artakserkses, "Bu adam kimdir?" diye bağırdı, "Böyle bir rezaleti tasarlayan kişi nerededir?"
6 Ester yanıtladı: "İşkenceyi yöneten kişi mi, düşman mı? İşte, bu alçak adam Haman'dır!" Kralla kraliçenin huzurunda dehşete kapılan Haman titremeye başladı.
7 Büyük öfkeye kapılan kral şöleni yarıda keserek ayağa kalktı ve sarayın bahçesine çıktı. O arada Haman, kralın onun yıkımına neden olacağını anlayarak dışarı çıkmadı ve hayatını bağışlaması için Kraliçe Ester'e yalvarmayı yeğ tuttu.
8 Sarayın bahçesinden şölen odasına dönen kral, Ester'in boylu boyuna uzandığı divanın yanına çömelen Haman'ın kraliçeye sokulmaya çalıştığını görüp bağırdı: "Ne demek oluyor! Kendi sarayımda ve gözümün önünde bu adam kraliçeye el uzatmaya mı kalkıyor?" Kral sözlerini bitirir bitirmez Haman'ın yüzü peçeyle örtüldü.
9 Kralın harem ağalarından biri olan Harvona oradaydı. O şöyle dedi: "Ne denli uygun! Haman'ın Mordekay için hazırlattığı yüksekçe bir darağacı var. Oysa Mordekay krala verdiği raporla hayatını kurtarmıştı. Haman'ın buyruğu ile kurulan darağacı evinde hazır durumda." Kral şöyle dedi: "Onu oraya asın."
10 Böylece Haman Mordekay için hazırlattığı darağacına asıldı ve kralın öfkesi yatıştı.
9
1 Aynı gün Kral Artakserkses, Yahudilere işkence eden Hamanın evini Kraliçe Ester'e verdi. Ester, Mordekay'la olan ilişkisini krala açıkladı. Mordekay kralın huzuruna kabul edildi.
2 Mühür yüzüğünü Haman'dan geri alan kral, onu parmağından çıkartıp Mordekay'a verdi. Ester de Haman'ın evinin yöneticiliğine Mordekay'ı atadı.
3 Ester yine kralla görüştü. Ağlayarak kralın ayaklarına kapandı ve yalvararak ondan yardım diledi. Agaklı Haman'ın Yahudilere karşı hazırladığı suikaste ve kötü tasarıya engel olmasını istedi.
4 Kral altın asasını ona doğru yöneltti. O zaman Ester ayağa kalktı ve onunla karşı karşıya kaldı.
5 Ester şöyle dedi: "Eğer kral öyle diliyorsa ve eğer ben onun gözüne girmişsem, dileğim krala uygun geliyorsa ve o benden hoşlanıyorsa, Agaklı Hammedata'nın oğlu Haman'ın mektuplarını lütfen yazılı olarak geçersiz kılsın. Haman bu mektupları, krallığın tüm illerindeki Yahudilerin yok edilmesi için yazmıştır.
6 Ulusumu salt acı beklerken ben nasıl olup bitenleri görmezlikten gelebilirim? Soyumun yok edilmesine tanıklık etmeye nasıl dayanabilirim?"
7 Kral Artakserkses, Kraliçe Ester'e ve Yahudi Mordekay'a şöyle dedi: "Ben payıma düşeni yaptım, Haman'ın evini Ester'e verdim ve Yahudileri yok etmeyi tasarladığı için Haman'ı darağacına astırdım.
8 Şimdi siz istediğiniz gibi onlara en uygun biçimde yazabilirsiniz. Kralın adına yazar, kralın mühür yüzüğünü kullanarak mührü basarsınız. Çünkü kralın adına yazılmış ve onun mührünü taşıyan bir buyruk asla geri alınamaz."
9 Kralın yazmanları çabucak çağrıldı -üçüncü aydı, Sivan ayının yirmi üçüncü günüydü- ve Mordekay onlara bir buyruk yazdırdı. Bu buyruk yüz yirmi yedi ile Hindistan'dan Habeşistan'a dek uzanan illerdeki Yahudilere, prenslere, vali ve yöneticilere yazılmıştı. Her il için kendi alfabesi ve her ulus için kendi dili kullanılmıştı. Yahudilere de kendi alfabelerinde ve dillerinde yazılmıştı.
10 Kral Artakserkses'in adına yazılan ve kralın yüzüğüyle mühürlenen bu mektuplar ulaklara verildi.
11 Bu mektuplarda kral, Yahudilere yaşadıkları kentlerde kendilerini korumak amacıyla toplanmak hakkını veriyordu. Bundan öte Yahudilere, kendilerine saldırabilecek olan herhangi bir ulus ya da ilin silahlı güçlerini, kadınlarını, çocuklarını yok etmek, kılıçtan geçirmek, tümünün kökünü kurutmak ve mallarını yağma etmek hakkını veriyordu.
12 Bu buyruk Kral Artakserkses'in tüm illerinde aynı gün yürürlüğe giriyordu - Adar ayı olan on ikinci ayın on üçüncü gününde.
1 Mektubun metni aşağıdadır:
2 "Ulu Kral Artakserkses'ten, Hindistan'dan Habeşistan'a dek uzanan yüz yirmi yedi ilin prenslerine, il valilerine ve tüm sadık uyruğuna selamlar.
3 "Kendilerine iyilik eden kişilerin cömertçe verdiği armağanlarla birçok kez onurlandırılan çok sayıda insan, sonuç olarak kendilerini herkesten üstün görür. Buyruğumuza zarar vermekle yetinmeyip, yiyip içmedeki aşırılıklarına bakmadan onlara iyilik eden kişilere karşı entrika çevirmeye başlıyorlar.
4 İnsanların yüreğinde şükran duygusunu yok etmekle yetinmeyip, iyilikten haberi olmayan kişilerin alkışlarıyla kıvanç duyuyorlar. Oysa Tanrı her şeyi görür ve günah işleyenlere karşı olan Tanrı'nın adaletinden asla kurtulamayacaklardır.
5 "Böylece çoğu kez yetkili kişiler, dostlarına inanıp işlerin yönetimini onlara bırakırlar ve onların etkisinde kalırlar. Sonunda onlarla birlikte suçsuzların dökülen kanlarından sorumlu olurlar ve onarılması olanak dışı acılara karışmış olurlar.
6 Kötü niyetli kişilerin düzmece kanıtlarıyla yöneticilerin dürüst amaçları yanlış yola yöneltilir.
7 "Sözünü ettiğimiz daha eski çağların tarihinde bunu gözlemek olasıdır, ama buna hiç gerek yoktur. Gözünüzün önünde olup bitenlere bakınız, başımıza bela olan yakışıksız görevlilerin işledikleri suçlara bakınız.
8 "Gelecekte, krallığımızda herkesin barış ve dirliğini korumak için uğraşacağız.
9 Yeni bir siyaset izleyeceğiz ve yargımıza sunulan konularda tarafsız bir tutumumuz olacak.
10 "Böylece Hammedata'nın oğlu Haman konukseverliğimizden yararlandı. Kendisi Makedonyalı'ydı. Onda bir damla Pers kanı yoktu ve iyiliğimizden çok uzaktı.
11 Tüm uluslara gösterdiğimiz iyiliği ona da gösterdik. O denli ki, "babamız" olduğunu herkese duyurduk. Kraldan sonra ikinci önemli kişi olarak herkesin ona saygı gösterip secde etmesini bildirdik.
12 "Ama kendi yüksek göreviyle yetinmeyip, krallığımızı elimizden almak ve hayatımıza son vermek için entrikalar çevirmeye başladı.
13 Ondan öte, dolambaçlı düzenlerle ve bizi inandırmak için öne sürdüğü kanıtlar-la, kurtarıcımız olan ve bize sürekli iyilik yapan Mordekay'ı, krallığımızı paylaşan suçsuz Ester'i ve tüm ulusumuzu yok etmemize neden olacaktı.
14 Bu tasarılarla bizi desteksiz bırakmayı ve böylece Pers İmparatorluğu'nu Makedonyalılar'a devretmeyi amaçlıyordu.
15 Ama biz görüyoruz ki, alçakların alçağı bir kişinin yok etmek istediği Yahudiler suçlu değildir, onlar gerçekten en doğru yasalarla yönetilmektedir.
16 Onlar o yüce varlığın, yaşayan yüce Tanrı'nın çocuklarıdır. Krallığımızın sürekli mutluluğunu biz ve atalarımız O'na borçluyuz.
17 "Bu nedenle Hammedata'nın oğlu Haman'ın gönderdiği mektuplara uymamanız yerinde olur. Çünkü o mektupları yazan kişi tüm ev halkıyla birlikte Sus'un kapılarında asılmıştır. Kendisi bu cezayı hak etmişti ve tüm varlıkları yöneten Tanrı ona bu cezayı çabucak verdi.
18 "Bu mektubu çoğaltıp her tarafa dağıtın, geleneklerine uymaları için Yahudilere özgürlük tanıyın. Onlara eziyet etmek için saptanan günde, yani Adar ayı olan on ikinci ayın on üçüncü gününde kendilerine saldıran biri olursa onlara yardım edin.
19 Çünkü Her Şeye Gücü Yeten Tanrı seçtiği ulusu için o günü bir sevinç günü yapmıştır, yıkım günü değil.
20 "Yahudiler, size gelince, tüm dinsel bayramlarınız arasında bu bayramı özel bir gün olarak türlü şölenlerle kutlayın. Böylece şimdi ve gelecekte gerek sizin için, gerekse iyi niyetli Persler için o gün kurtuluşunuzu anma törenleri yapılacaktır. Düşmanlarınıza gelince, onlar da yıkımlarını anımsayacaktır.
21 "Bu buyruğa uymayan tüm kentler ve ülkeler acımasızca ateşe verilecek, tüm halkı kılıçtan geçirilecektir. Oraları bundan sonra insanlar için yanına yaklaşılamaz durumda olacaktır. Bundan öte yabanıl hayvanlar ve kuşlar için sonsuza dek tiksindirici olacaktır.
13 "Bu bildirinin metni tüm illerde yasa yerine geçsin ve tüm uluslara verilsin. Böylece Yahudiler sözü geçen günde hazır olup düşmanlarından öç alabilsinler."
14 Kralın atlarına binen ulaklar, kralın buyruğuna uyarak çarçabuk yola koyuldular. Bildiri Sus Kalesi'nde de yayınlandı.
15 Mordekay prenslere yaraşır mor ve beyaz renkte bir giysiyle, başında büyük bir altın taç ve sırtında ince ketenden açık mor renkte bir pelerinle kralın huzurundan ayrıldı. Sus Kentinde sevinç çığlıkları duyuldu.
16 Artık Yahudiler için ışık ve sevinç, mutluluk ve onur vardı.
17 Kralın bildirisini duyan her kentteki Yahudilerin arasında sevinç ve mutluluk vardı. Şölenler veriliyor, tatil yapılıyordu. Ülkede çok sayıda kişi Yahudi oldu, çünkü artık Yahudilerden kaygı duyuluyordu.
10
1 Kralın buyruğu ve bildirisi Adar adındaki on ikinci ayın on üçüncü gününde yürürlüğe girdi. Yahudi düşmanları onları o günü ezmeyi umut etmişlerdi, ama tam tersi oldu; Yahudiler düşmanlarını ezdi.
2 Kral Artakserkses'in tüm illerindeki kentlerde Yahudiler bir araya geldiler. Onlara zarar vermeyi tasarlayanlara bir darbe indirmek istiyorlardı. Hiç kimse onlara karşı koymadı, çünkü çeşitli uluslar şimdi Yahudilerden korkuyordu.
3 İl yöneticileri, prensler, valiler ve kralın memurları, hepsi de Mordekay'dan ürktükleri için Yahudileri destekliyordu.
4 Gerçekten Mordekay sarayda bir güçtü ve ünü tüm illerde yayılıyordu. Mordekay'ın gücü gittikçe artıyordu.
5 Böylece Yahudiler tüm düşmanlarını kılıçtan geçirdi, bunun sonucunda ülkede kan döküldü, yıkım oldu. Yahudiler düşmanlara karşı başarılı oldular.
6 Yalnız Sus Kalesi'nde Yahudiler beş yüz kişi öldürdü.
7 Tanınmış kişilerden Parşandata, Dalfon, Aspata,
8 Porata, Adalya, Aridata,
9 Parmaşta, Arisay, Ariday, Vayzata,
10 Hammedatanın oğlu Yahudilere işkence eden Haman'ın on oğlu öldürüldü. Ama Yahudiler çevreyi yağma etmediler.
11 Sus Kalesi'nde öldürülenlerin sayısı aynı gün krala bildirildi.
12 O da Kraliçe Ester'e şöyle dedi: "Sus Kalesi'nde Yahudiler beş yüz kişiyi ve Haman'ın on oğlunu öldürdü. Krallığın öbür illerinde kim bilir neler yaptılar? İstediğini bildir, sana vereyim. Dileğini söyle, bildirdiğin an senin olsun."
13 Ester şu yanıtı verdi: "Eğer kral isterse, Sus'taki Yahudiler kralın bugünkü bildirisini yarın da uygulasın. Haman'ın on oğluna gelince, onların vücudu darağacına asılsın."
14 Ardından kral bütün bunların yerine getirilmesini buyurdu. Sus'un bildirisi ya-yınlandı ve Haman'ın on oğlu asıldı.
15 Böylece Sus'taki Yahudiler Adar ayının on dördüncü günü yeniden toplandılar ve kentte üç yüz erkek öldürdüler. Ama kenti yağma etmediler.
16 Kralın illerinde yaşayan öbür Yahudiler hayatlarını korumak ve düşmanlarından kurtulmak için toplandılar. Düşmanlarından yetmiş beş bin kişiyi kılıçtan geçirdiler. Ama çevreyi yağma etmediler.
17 Bütün bu olaylar Adar ayının on üçüncü günü oluştu. On dördüncü günü dinlendiler, şölenler verip sevindiler.
18 Ama Sus'taki Yahudiler, on üçüncü ve on dördüncü günlerde toplandılar, on beşinci gün dinlendiler. O gün şölenler verip sevindiler.
19 Bu nedenle savunmasız köylerde yaşayan taşralı Yahudiler, Adar ayının on dör-düncü gününü sevinç, şölen ve tatil günü olarak kutlarlar ve birbirlerine yemek sunarlar. Oysa kentlerde oturanlar Adar'ın on beşinci gününü kutlarlar ve komşularına yemek sunarlar.
20 Mordekay bütün bu olayları yazdı. Ardından Kral Artakserkses'in illerinde yaşayan, yakında ya da uzakta olan Yahudilere mektuplar gönderdi.
21 Her yıl Adar ayının on dördüncü ve on beşinci günlerini bayram olarak kutlamalarını onlara bildirdi.
22 Çünkü o günlerde Yahudiler düşmanlarından kurtulmuşlar, o ay içinde acıları sevince, yasları tatile dönüşmüştü. Mordekay o günlerde şenlik yapmalarını ve sevinmelerini, birbirlerine yemek sunmalarını ve yoksullara armağanlar vermelerini onlara söyledi.
23 Bu bayramı kutlamaya başlayan Yahudiler Mordekay'ın bütün yazdıklarını kabul edip yerine getirdiler.
24 Mordekay bu konuda onlara şunları yazmıştı: "Tüm Yahudilere işkence eden Agaklı Hammedata'nın oğlu Haman, Yahudilerin kökünü kurutmak için bir suikast hazırlamıştı. Onları yere vurup yok etmek için pur yani kura çekmişti.
25 Ama Mordekay'ın asılmasını buyurması için yeniden krala gittiği zaman, Yahudilere karşı çevirdiği kötü entrikalar geri tepti ve gerek kendi ve gerekse oğulları darağacına asıldı.
26 Pur sözcüğünden ötürü bu günlere Purim adı verildi." Böylece bu mektupta yazılı olanlardan ötürü, gördüklerinden ve başlarına gelen şeylerden ötürü,
27 Yahudiler her yıl, buyrulan biçimde ve tarihte, bu iki günü kesinlikle kutlamaya ant içtiler. Kendi soylarından olanların ve onlara katılanların da aynı şekilde davranmalarını salık verdiler.
28 Böylece her kentte, her ailede bir kuşaktan öbür kuşağa anımsanan ve kutlanan bu Purim günleri asla kaldırılmayacak ve bu günlerin anısı soylarında asla yok olmayacaktır.
29 Avihayil'in kızı Kraliçe Ester bu ikinci mektubu onaylamak için tüm yetkisiyle yazdı.
30 Artakserkses'in krallığının yüz yirmi yedi ilinde yaşayan Yahudilere mektuplar gönderdi.
31 Sevecenlik ve dostlukla kaleme alınan bu mektuplar, Yahudi Mordekay'ın öğütlediği gibi Purim günlerini gereken tarihte kutlamalarını buyuruyordu.
32 Bu kutlamalara gerek kendilerinin gerekse kendi soylarından gelenlerin katılmalarını bildiriyor, tutulacak oruçlar ve yakılacak ağıtlar için bazı yeni kurallar ekleniyordu.
11
1 Kral Artakserkses anakaradan ve denizdeki adalardan zorunlu vergi aldı.
2 Tüm bu kudretli davranışlar ve Mordekay'a bağışladığı yüksek onurlar Med ve Pers krallarının tarih kitaplarında yazılıdır.
3 Şöyle ki, Yahudi Mordekay yetki bakımından Kral Artakserkses'ten sonra geliyor-du. Yahudilerin Mordekay'a büyük saygısı vardı, binlerce kardeşi ona değer veriyordu. Çünkü o ulusunun iyiliğini düşünüyor, tüm soyunun varlık ve erinç içinde yaşamasını diliyordu.
1 Mordekay şöyle dedi: "İşleyen Tanrı'dır.
2 Oluşan olaylarla ilgili düşümü anımsıyorum. Tüm gördüklerim gerçekleşti:
3 Irmak olan küçük pınar, parlayan ışık, güneş, sel gibi akan su. Irmak Ester'dir, kral onunla evlendi ve onu kraliçe yaptı.
4 İki ejderha da Haman ve bendim.
5 Uluslar, Yahudi adını ortadan silmek için birleşenlerdi.
6 Tek ulus, benimkidir, İsrail'dir. Tanrı'ya yakardılar ve kurtuldular. Evet, Rab ulusunu kurtardı, Rab bizi tüm bu kötülüklerden kurtardı. Tanrı uluslar arasında asla görülmeyen belirtiler ve doğaüstü olaylar oluşturdu.
7 O, iki yazgı saptadı, biri kendi ulusu içindi, öteki de tüm öbür ulusları ilgilendiriyordu.
8 Bu iki yazgı Tanrı'nın tüm uluslarla ilgili olarak saptadığı saatte, zamanda ve günde ortaya çıktı.
9 Böylece Tanrı ulusunu anımsadı ve mirasını korudu.
10 Onlar için bu günler, Adar ayının on dördüncü ve on beşinci günleri, Tanrı'nın huzurunda toplantı, mutluluk ve sevinç günleri olacaktır. O'nun ulusu İsrail'in tüm kuşaklarında sonsuza dek sürecektir."
11 Ptolemi ile Kleopatra'nın yönetiminin dördüncü yılında, kâhin olduğunu söyleyen Dositeus, Levit ve oğlu Ptolemi, daha önce sözü geçen Purimle ilgilimektubu getirdiler. Bu mektubun gerçek olduğu konusunda diren-diler. Çeviriyi yapan, Yeruşalim'de yaşayan kişilerden biri olan Ptolemi'nin oğlu Lisimakus'tur.